25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT1999CUMA 14 KULTUR Baykam ve Konuksever'in 68 hareketi konulu resim ve fotoğraf sergisi Basın Müzesi'nde Bugünü diinden öğreneceksin NURDAN CtHANŞÜMUL Gazeteci Ergin Konuksever'in 681i yıllarda yaşanan olaylan yansıtan fotoğ- raflan ve Bedri Baykam'ın yine o dö- nemi yansıtan 'Bağunstdık Uğruna Kar- şıhkaz Sevda" başlığı altındaki resim- leri Basın Müzesi'nde sergileniyor. Iş- çi Partisi Öncü Gençlik tarafindan dü- zenlenen sergi 25 Şubat'a dek sürecek. 1956 yılında gazeteciliğe başlayan ve Ortadoğu'daki tüm savaşlan izleyen Ergin Konuksever, 68 olaylannı baştan sona fotoğrafladı. Savaş muhabiri ola- rak yaşamını sürdüren Konuksever, 68'li yıllan ve dün> ada yaşanan savaşlan an- İatan büyük bır fotoğraf arşivinin sahi- bi. 'Öfkeli bir kuşak hep var' ~ Ressam Bedn Baykam ise 68"li yıl- lan ve Türkiye tanhine damgasına vu- ran önemli olaylan tuvaline yansıtma- yı tercih eden sanatçılanmızdan. Bu ko- nularla ılgilı çeşitli kıtaplar ve makale- ler de kaleme alan Baykam, yurtiçi ve yurtdışında çeşitli sergiler açmayı sür- düruyor. Öğrenci olaylannın yenıden başladı- ğına ve 1998'ın 68 kusağının 30. yılı ol- duğuna değinen Ergin Konuksever, bu sergıyle gençlerin geçmişi tanımalan- nı sağlamayı ve onlara bir şeyler anlat- mayı hedefîediklerinı söylüyor. Konuk- severe göre sergide, o dönemde yaşa- nanlar bir kez daha anımsatılacak. "Gençter 68'G yıllarda ne- ler olduğunu tam olarak bümiyor. Önceki kuşağın neter yaptığını belld anlar- lar bu sergiyle." Yaklaşık iki buçuk yıl- dır gerek açtığı sergilerle gerekse yazdığı kitaplarla 68'leri tekrar gündeme ge- tiren Bedri Baykam da 68 kusağının kültür hayatın- da kalmasını önemsediği için sergi teklifini hemen kabul ettiğini söylüyor. 68 hareketiyle ilgili bü- yük bir koieksiyona sahip olan Ergin Konuksever o yıllan şöyle anımsıyor: "Olaylar aslında 1963 te başlar.60devrimiyle araıu- lan huzurun bulunduğu dü- şünühnüş ve olaylara ara verilmiştir. Asunda duru- munhiçdeöyleolmadjğıor- , tayaçıktı. Adalet Partisiik- tidara geldiğinde öğrenci kuruluşlanna basküar ba$- ladı ve öğrenci federasyo- nunun, Adalet Partisi'ne yakın öğrencilere verilme- smeçahşıldı. Dönemin Istan- bul \alisinin yaptığı baskı- larsonucundaolaylann ar- dı arkası kesilmedi. Genç- lik hareketi kendini göster- dL" 68'li yıllarda tüm dün- yada gençlik hareketleri- nin arttığını, üniversitelerin işgal edildiğine değinerek o günden bugüne pek de değışen bir şey olmadığına ınanıyor: "Çünkü Türki- ye'de temel kavramlar de- ğjşmiyor. Ekonomikçökün- tü her yerde var ve bunun sonucuöfkcli bir kuşak var. Bu insanlar kendilerini bir şekilde gostermek tstiyor- lar." Bugün ve dün yaşananlar arasında kaçınılmaz bir organik bağ olduğunu belirten Bedri Baykam, gençlerin yakın tarihimizi bilmemesinden yakınıyor. Ergin Konuksever ise bu sergiyle o dönemde yaşananlann anımsatıldığını belirtiyor. yordu. 71 mücadeiesinin sonrasına ka- dar sosyalistve KemaBst gençlikhep or- duya yakın kaldı. 60 ihtilalinde orduy- la beraber yaşadıgı coşkuyu 71 müda- haiesinin sonrasına kadar taşıdı. Nere- deysebir çey rek asır. ilerici gençlikveor- du arasında bu/uüar \ ardı Türkiye'tie.'' Baykam. o dönemı bugünle karşılaş- tırarak şöyle bir tablo çiziyor: "Son üç yılda 60 ve 68 yıllan arasında ordu ve gençlikarasında yaşanan sıcakltğın dü- şünsel planda tekrar var olduğunu ve o buzlann erktiğini görüyoruz. Gençler ordunun CiL-nhuriyet'i konımaya karar- lı olduğunu, tamamen halkçL, sosyaL, la- ik hukuk devletini koruyan bir ana ya- pıda olduğunu biliyorlar. Bugiin vedün yaşananlar arasında kaçınümaz bir or- ganik bağ var. Bugünün sağhklı bir şe- kide aıüaşrimasiçindunübflmeiiyiz. Ge- ricifiğin ve devrimciltğin köklerini aynş- brmaya mecburuz." 68'li yıllann sonunda. savunma amaç- h olan silahın savaş aracma dönüstüğü- nü belirten Baykam, 71 olaylannın so- nucunda yasal oluşumlarda aradığı plat- formu bulamayan gençlerin arkadaşla- nnın sırayla öldürülmesi sonucunda yıl- dıklannı ve yavaş yavaş silahlı müca- deleye doğru kaydıklannı anlatıyor. Gençlenn yakın tarihimizi bilmedi- ğinden yakınan Baykam, yakın tarih müzesi kurulmasını istiyor. Türkiye'nin yakın siyasi tarihinin tüm önemli bilgi vebelgelerinin gönül rahathğıyla hedi- ye edildiği bir yer özlemi duyuyor. hlanda y ya bir övgü... 11. kez Oscar'a aday olan Meryl Streep 'in yenifilmi Dancing at Lughnasa dünya sinemalannda gösterimde Kültür Servisi- Bu yıl One TrueThingadlı filmiyle 11. kez Oscar'a aday olan Meryl Streep. yönetmenliğini Pat O'Connor'm üstlendiği ye- ni filmı Dancingat Lugh- nasa'nın tanıtımı için ge- çen hafta ltalya'daydı. Brian Friel'in tiyat- ro oyunundan sine- maya uyarlanan Dan- cing at Lughnasa, lr- landa'mn>doğasına, halkına, kültürüne ve müziğine bir övgü niteliğinde. 1930'lann ikinci yansında geçen fîlmde trlandalı bir ailenin öy- küsü anlatılıyor. Aşağıda sizlere, ttalyan La Stampa gazetesinin Streep'le si- neması ve Dancing at Lughna- sa üzerine yaptığı söyleşiden ke- sitler sunuyoruz. Ozlediğim tiyatro ortamı - Soykınmı bir komedrfilmiy - le anlâtöğı için Roberto Benıg- ni'yeyöneltien eieştirieri naslde- ğeıiendiriyorsunuz? Karanlıkta Bir Çığlık filmin- de, çocuğunu kaybeden bir an- neyi canlandırmıştım. Film, ya- şanmış bir olayı anlatıyordu. O anne, gerçekte televizyona çık- tığında oldukça sakin görünü- yordu ve tek bir damla gözyaşı dökmemişti. Söylemek istedi- ğım, insan büyük felaketler kar- şısında çok farklı tepkiler vere- brien btf ysrahk. Beinıgni de ta- bıi ki soykınmı hafıfe aldığı için yapmadı böyle bir fılmi; bence Pl KREDİ ARTS FESTIVAL Pl KREDİ NAT TIVALI 'Kemaüst gençlik orduya hep yakındı' Arşivinde bulunan fo- toğraflardan bir kitap oluş- turmayn düşünüyor Konuk- sever. Kitapta aynca döne- min olaylannın çeşitli ga- zetelerde nasıl değerlendi- rildiğine de yer vermeyi is- tiyor. 68 olaylannın yaşandığı dönemde henüz ortaokul öğrencisi olan Bedri Bay- kam ise dönemin olaylan- nı günlük gazetelerden ta- kip ettiğini ve Taksim Mey- dam'ndaki mitingleri, pro- testolan yerinde izlediğini anlatıyor. Baykam, 1961 Anayasa- sı'yla birlikte sol fıkirlenn geliştiğini söylüyor: "Tür- kiye'de öğrenci hareketie- rL sendikalaşma geleceği- ne ve ülkesine sahip çıkma güdüsü ön plana çıkü. Oy- sa bugün solun içinde anti- kemalizm var. Olumsuz- luklan kalkıp Atatürk' e ya da 1923 Cumhuriyeti'ne fa- tura olarak çıkarma çaba- lan var" . 68 kusağının Kemaliz- mi bir aydınlanma olarak gördüğünü anımsatan sanatçı, dönemin düşünce- lerinı şöyle aktanyor: "De- nız Gezmiş'ibayrakyapıp antikemalist olarakgöster- menin çeüşkisinikimseaçık- layamaz, bunun temeUyok. 68 kuşağı orduyia yakın bir fleüşinı vesevgi bağı içindey- di. Orduya baktığında Cumhuriyet devrimini, 1923'ü. Kemalbmi. 60 dev- rimini, mücadeleyi görü- AMELITA BALTAR (Tango Topluluğu Konseri) 2 Mart 1999 Salı Saat: 20.30 Ministry Club (Yedıkuyular Cad. Duvardıbı Sok. No: 4 Elmadağ-lstanbul Dıvan Otelı karşısı) Bıletlertnızı, gösteri günû saat 19.30'dan ıtıbaren Ministry Club gışesınden temın edebılırsınız. Bllet Ryatı: 5.000.000 TL ERTUĞRUL OĞUZ HRAT'A SAYGI GECESİ s 6 Mart 1999 Cumartesi 3 Saat: 19.30 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Bllet Hyatlan: 2.000.000 TL, 1.500.000 TL TC Kültür Bakanlığı İşbirliğiyle Katılanlar: IDIL BIRET BORUSAN ODA ORKESTRASI (Şef: Antonto PiroUı) CIHAT AŞKIN MEHRU ENSARİ ANKARA ÇOKSESU KOROSU (Şef: Ahter Dönmez) GÛVENÇ DAĞÛSTÜN IREM EĞRIBOZ CAHrT ŞAHER AHMET SAY (Konuşmacı) LEYLA GENCER ŞAN SEMİNERİ Rossini'den Verdi'ye Bel carrto 8, 9, 10 Mart 1999 : . Pazartesi, Salı, Çarşamba Saat: 15.00 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu (Glrlş Serbest) TC Kultur Bakanlığı İşbirliğiyle Yapı Kredi Sanat Festivali artık "bütün yıl" sürüyor! Türkiye'de festival anlayışını değiştiren, belirli bir zaman aralığıyla kısıtlı kalmayıp bütün yıla yayılan Yapı Kredi Sanat Festivali, 1999 yılında da nitelikli ve zengin programıyla sanatseverleri bir araya getirmeye devam ediyor. Yapı Kredi Sanat Festivali 1999a tüm sanatseverleri bekliyoruz. YAPI KREDİ — BEZMÂRÂ TOPLULUĞU "16. ve 17. Yüzyıl Çalgılarıyla Sazende Faslı" 20 Mart 1999 Cumartesi Saat: 19.30 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Bltet Flyatlan: 2.000.000 TL, 1.500.000 TL TC Kürtür Bakanlığı İşbirliğiyle Bilet Satif NoMatoı: 20 Şubat 1999 tanhınden ıtıbaren bıletlefinizi aşağıdakı satış noktalanndan alabılirsıniz. • Yapı Kredi Yaytnian Galatasaray Kıtabevı (0212) 252 67 45 • AtatûrK Kürtür Merkea Gışesi (Her gün 10 30 -19.30 saatlen arasında açıkür.) (0212) 252 79 37 - 252 79 36 • Yapı Kredi Akmerkez Şubesi (0212) 282 08 65 • Suadıye Vakkorama (0216) 350 87 42 Rezarvasyon: • Telefonla rezervasyon yapürmak ıçın (0212) 2 4 9 1 8 29'u arayabılırsinız. • Rezervasyonunu yaptırdtğmız biletleri, 48 saat ıçırvde, Istıklal Caddesi No' 285 Beyogu adresındekı Yapı Kredi Yaytnian Galatasaray Kitabevı'nden almanız gerekmektedır • Rezervasyonlannızda kredi kartı kullanabılırsınız. • Aynlan bıletlenn tûmünün alınması zonjnludur. • Satılan bılet gen alınmaz. htonnt Araahiıyta BIM SabşK htto • r wv>w sjoe'onlıre com/ykykuftur bir toplama kampında, o şartlar altında bile o insanlann gülüm- sedikleri tek bir an olamayaca- ğını düs,ünmek gerçekdışı olur- du. Benigni'nin filmini trajik, ilginç ve heyecan verici buldum. Film tamamen onun ruhunu yan- sıtıyor. Benigni'yi şahsen tanı- mıyorum, ama bir gün onunla aynı filmde rol almak isterdim. - Dancingat Lughnasa'da Cat- herine McCormack. lCathy Bur- tce gibi önemli oyuncularla bir- likte rol aldınız. Bu deneyim a- ze neler kattı? Beni cezbeden, özellıkle de tiyatrodan sinemaya uyarlanan bir filmde böyle önemli oyuncularla çalış- mak fıkriydi zaten; yoksa çocuklanmı bırakıp trlan- da'ya gelmeyi düşünmez- dim. McCormack ve Bur- ke ile çalışarak, tamamen oyunculann işbirliğiyle or- taya çıktığına ınandığım ve çok ozlediğim tiyatro orta- mını bir ölçüde de olsa ya- sayabileceğimi bihyordum. Sinema çok farklı çünkü; Robert Ahman'ın filmlen dışındaki fılmlerde tüm oyuncu kadrosu ile işbirlı- ğı içinde çalışmafirsatıbul- manız imkânsız - Filmde Kate karakteri- ni canlandırabilmek için makyaj b oldukçaçirkinleş- tirilmeniz gerekmiş. Rotte- rinizi seçerken nelere dik- kat ediyorsunuz, beyazper- deyr e vereceğiniz görüntfi si- d düşündürüyor mu? Kate, içinde pek çok gü- zellikler taşıyan bir karak- ter, beni ilgilendiren de buy- du. Tüm profesyonel se- çimlerimi kalbimin sesini dinleyerek, içimden geleni yaparak gerçekleştiriyorum. Sınemada bazen güzel, ba- zen de çirkin kadınlan can- landırabilıyorsunuz; ama si- nemada bir de sadece görün- tüleri için yer alanlar var. Bunlar gerçek oyuncu değil zaten; ancak filmlerin gişe basansını garantılemek için günümüz sinemasında bu güzel kadınlara öncelik ta- nınıyor. Loren, Deneuve, Moreau ya da Ulmann çok az film yapıyorlar artık. -SizceAmerikanfUmen- düstrisi ne gibi sorunlar ya- şryor bugün? Hollyvvood'da yanlış şey- lere değer veriliyor artık. izleyiciye kabul ettırilmek istenen Fılmler pek kaliteli değil; diğer yandan ise iyi filmler için yeterlı tanıtım kampanyası düzenlenmi- yor. Bu yüzden Robert Red- ford'ın farklı bir dağıtım ağı kurma projesini destek- liyorum. - Bundan sonraki proje- lerinizi öğrenebilir miyiz? Yeni filmım '50 Ke- man'ın çekimlerini henüz tamamladık. Bu film için gerçekten keman çalmayı öğrendiğimi ve çok zorlu bir deneyim olduğunu söy- lemelıyım. YAZI ODASI SELİM İLERt Dadı Kalta'nın Eriştesi Ben o zamanlar "dadı" sözcüğünü nefeden bi- leceğim! Ancak romanlardan. Muazzez Tahsin Berkand'ın Küçükhanımefen- d/'sini okumuşum. Roman kişisinin adı Neriman'dı ya, herkes ona Neri diyor. Böylece Neriman kendi- Iığmden alafrangalaşıyor. Neri'nin bir dadısı var. Ama bu dadı aslında Ne- ri'nin değil de, Neri'yle evienip ortadan kaybolmuş erkek kahramanın dadısı. Neriman'ın çirkinliğine katlanamayıp kaçan genç adamın adtnı hatırlamt- yorum. Dadı, Neriman'ın mutsuzluğuna hep üzü- lüyor... Fakat Neriman, Avrupa'nın güzellik enstitü- lerinden çok çekicı bir kadın olarak dönecek. Ro- man da mutlu sona kavuşacak. Dadı dendi mi, oradaki hanım. Beyazperdede Şaziye Moral canlandırmıştı. Türk tiyatrosunun bu büyük oyuncusu, siyah-beyaz Türk filmlerinde kim- bilir kaç kez dadı okju, kimbilir kimlerin dadısı ol- du... Belgin Doruk'lu filmlerde Şaziye Moral'ı hep dadı haliyle gözümün önüne getirebiliyorum. Işte o aralar, belki daha önceleri, belki daha son- ralan, Adapazan'ndan "Dadı Kalfa"mn geleceği ha- beri savruiuyor. Dadı Kalfa, annemle dayıma eme- ği geçmrş yaşlı bir hanım. Istanbul'a torunuyla bir- likte gelmişlerdi. Birkaç gün anneannemlerde, birkaç gün bizde ka- lacak dadı Kalfa. Sonra arada bir yine gelecek. Adapazan'na gittiğimizde ziyaretine gideceğiz. Ve derken bir gün Dadı Kalfa hayatımızdan çıkacak. Hertıalde ölüm haberini almıştık. Sonra biz küçük- ler için çarçabuk unutuluşa kanşmıştı Dadı Katfa. Yıllarca anmadığım Dadı Kalfa, birkaç zaman var ki, bıze de geçen emegiyle bende yeniden yaşa- maya koyuldu. Dadı Kalfa, Cıhangir'deki evimizde. Erişte yapı- lacak. Erişte nedır, bilmiyorum. Bununla birlikte eriş- tenin, hele Dadı Kalfa'nın elinden çıkma eriştenin pek lezzetli olduğunu öğreniyorum. Erişte, makar- na gibi bir yiyecekmiş, makamanın atasıymış. Dadı Kalfa hamur tahtaa başına geçip uzun bir hazıriığa koyuluyor. Erişte için gerekli malzeme bir araya getiriliyor, eksik püksük için sağa sola koş- turuluyor. Ve her zaman beni şaşırtan o mucize yine olu- yor Toz toz unlar, bir de bakıyorsunuz, kıvamlı bir hamur olmuş. Dadı Kalfa hamuru yoğurdukça yo- ğuruyor, zeytinyağı mı, sadeyağ mı, hamuru iyice besliyor. Biryandan da geçmiş seneler, Adapazan, çocuk- luk konuşuluyordu. Dadı Kalfa'nın erişte çabası, o söyleşilerle, annemi çocukluğuna götürmüştü. Bizlerin pek tanımadığı filanca amcalar, falanca teyzeler, yengeler, kuzenler, kuzinler, hem de geç- miş zaman halleriyle, evimızdeydiler... Düşünüyorum da, eskilerin mi daha çok akraba- sı vardı? Şimdi bizler mi akrabalanmızla az görü- şüyoruz, hayatın hayhuyunda akrabalanmızı göz ardı etmek zorunda kalıyoruz... Işlemlertamamlanryorve Dadı Kalfa erişteyikes- meye koyuluyor. Incecik incecik kesılen erişteler, un serpilmiş bezler üstüne seyrek seyrek yerteştiril'ıyor. Galiba yine un serpiliyor. ~ Erişteler kurumaya bırakılacak. Pencere önüne, güneş görsün diye konuyor erişteler. Evimizin en gü- neşli odası, babamın çalışma odası. Babamın ya- zı masası bir kenara çekiliyor ve erişteli bezler ye- re seriliyor. Öyle bir iki gün perdeler açık tutulacak. Sonra ne yapmıştık erişteleri, kavanoza mı dol- durmuştuk, torbalara mı doldurmuştuk? Erişte kesildiğinde sonbahardı. Bu sonbahan da, dadının torunuyla bakkala gidışlerimizden hatıria- yabiliyorum: Cihangir parkını kuşatmıştı sonbahar. O kış bol bol erişte yedik mi? Erişte... Dadı Kal- fa'nın elinden çıkma erişte, annemin anlattığı kadar güzel miydi? Hayır, ben erişteyi pek sevmemiştim. Hamur ha- mur bırtadı vardı. Yemezlığim karşısında annem gü- cenmiş, Dadı Kalfa'nın bızim için onca emeğini na- sıl küçümsediğimi sormuştu. Hamur açmanın ko- lay olmadığı, kadınlann yemekler için bır ömür bo- yu yorulup didindikleri söylenmişti. Tabağımızda bırakmamıza izin verilmeyen pirinç taneleri gibi, çubuk çubuk enşteleri de bitirmek zo- runda olduğumuz hatıriatılmıştı. Dadı Kalfa'nın emeğine saygısızlığım kadar, an- nemin üzülüşü şimdi gönlümü acrtıyor. Takvimde tz Bırakan: "Dûnyagüzeli'yle oğlana kırk gün kırk gece dü- ğün yaptılar. Onlar murar/anna erdiler. Ben de bu- lundum o düğünde. Bir araba dolusu armağan ge- tirdim, beğendiğini alsın çocuklar." Oğuz Tansel, Çobanla Bey Kızı, Yaz Yayınlan, 1985. Devlet Tıyatrolarrnda tnlgj işlem merkezi' kuruluyor • ANK.4RA (AA) - Devlet Tiyarrolan Genel Müdürlüğü'nde kurulacak bilgi işlem merkezi ile 12 ildeki 29 tiyatro arasında iletişim ağı gerçekleştirilecek. 50 mılyara mal olacak sistem sayesinde kostümlerden oyunlara, sanatçılardan arşivlerdeki malzemeye kadar gerekli olan her türlü bilgiye anında ulasılabilecek. K Ü L T Ü R t Ç t Z t K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle