22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 1W9 SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eliboş dönmemekiçinçalıştılar Acıh Kuşak K ire hu kadar Almanya'da ka- laczğını söyleyerek yola çık- m:şn? Kim çocuklannın da Alrnanya'dadoğacağinı, Al- manya'da torun sahibi olacağını düşün- müştü?.. Buniarhiç düşünülmedi. Tanı- madıkları bir ülkeye gelen yırmı beş o- tuz yaşlanndab delikanlılann, Alman- ya'da, altmış. iltmış beş yaşma kadar çahşacaklan, turada emekli olacaklan akıllanndan bi e geçmemişti. "En çok beş yıl kalacaktım. Kimseye muhtaç olmay acak kadar para kazamp dönecektim. Kazandım, ama tamah et- tinı. Bu tamahlık buraya kadar getirdi tnsanın gözü doymuvor. E\ yapüraca- ğım; arsa lazım. usta lazun! Birini alın- ca başka şey de almak istedim" diyor, Kars'ın Posof ilçesine bağlı Demirdö- ven köyürden Mehraet Demir. 1965 yı- hnda Hollanda'ya tunst olarak geldiğı- ni, 1971 yıltnda Almanya'ya geçtığmı söyleyen Mehmet Demir, I987'de ma- lulen emeklıye aynlmış. 14 yıllık çalış- mışlığına karşılık eline geçen aylık 500 mark. "Bıçak yemeyen yerim kalmadı. Kalp yetersizliğiın var" diyen Demır'e yaşmı soruyorum: "Gün yok». Ay yok™ 1928 doğumluyum. Buraya gelince gün- süz olmuvor. Mecburen ek yaptım. ama >ine de kabul etmediler. ü... 0... 1928 yaz- düar" deyıp, bın dokuz yüz altmış beş- li yıllara dönüyor •Cittl de ell bo; döndü1 'Dönüş" kafalara ıvice yer etmışti. Ay- lar, yıllar hep bu hayalle yaşandı. Al- manya'da çekilen sıkıntılann yanı sıra bu dönüş akıllan kurcaladı durdu. Sev- gilıler, sözlüler. çocuklar. analar-baba- larözlcndikçe özlendi. yann dönülecek- miş gibı duygular kabardı. Ekmek kapısı Almanya ağır bastı. "Gitti de eti boşdöndü" dedirtmemek ve bir daha muhannete muhtaç olmamak ıçin, yıllardır düşlenenlerin peşine ko- şuldu Ev, tarla, arsa almanın, yakmlara yardım etmenın sonu gelmedi. ' '• Acı tatlı anılarla, olaylarla dolu 37 yıl- \ik Âlmanya yaşammı geride bıraktık. Şımdı, bunca yıllar düşünemediğimiz i- ki ofayın, burada kalıcılığın ve emekli Osman Yayla, Köln kentinde bir traktör fabrikasmda uzun ydlar çalışıyor. "tşim zor olduğu için sk sık hastalandım ve tstirahat almak zorunda kaktım. Bu yüzden 1979 yıhnda işime son verdikr. Yedi sene işsiz kakhm ve bu amansız hastaük beni bu hale getirdi diyor. 1986 yıhnda malulen emekli olan Osman Yayia, sinir ütihaplanması nedeniyle kötürüm olması sonucu yatağa bağlaıuyor. Bakanı oimadığı için de yoksuflar yutduna vabntayor. Osman Yayia dört yıkür bu yurtta yaöyor. En yakm arkadaşı, odasuu paytaştığı Çek asıllı Şahasi Arkadaşı Şahasi'nin kendisine çok yardımcı oiduğunu söyleyerek "gece kalkıp ûstümü Örtûyor, suyumu içiriyor. Bûtûn işlerime yardjm ediyor" diyor Osman Yayia. Osman Yayia en çok kunıfasulye 9e soğanın hasretini çektiğinj söylûyor. Dört yüdır hiç sokağa çıkmayan Osman Yayla sokaklan, taşlan özlediğini söylüyor. Osman Yayla yurdun bakrcılan ile biıükte görülüyor. oluşun şaşkmlığını yaşıyoruz. Alman Sendıkalar Birlığı (DGB^ Ber- lin Yabancılar Dairesı adına, 15 Şubat 1992'de kunılan Berlin Emeklıler Der- neği'nin çahşmalanna katılan Erdoğan Ozdinçer, damşmanlık ıçin gelen Tür- kıye kökenli emeklilerin, geçmişte ağır işlerde çalıştıklan için sağhklannın bo- zulduğundan yakındıklannı, boş za- manlannı nasıl ve nerede geçıreceklen konusunda herhangi bir hazırlıklannın olmadığını söylüyor ve bır üyenın yakı- nışını şöyle dıle getıriyor: "O kadar s- kıiryorum ki,bazen balkonaçıkıp yoklan geçen birine ytıkan çık da iki konuşahm diveceğim getiyor!" Özdınçer, Berlin Emekliler Deme- gı'ne ilgı gösteren Türkiye kökenli emeklilerin çok oiduğunu, 70 üye ile ku- rulan derneğin kısa zamanda 100 üyeye çıktığını belirterek "Emekfl vatandaş- lanmız kendileriniçokyalnız ve aciz his- sediyoriar. Işgücünü kaybedince moral- leri bozuluyor, yaşlüık kompleksine ka- pılıyortar. Kişilikler aile içinde aşmmaya yüz turuyor. Bu nedenle kendilerine yar- dım edecek kişi ve örgütlerden yardım bekliyoriar" diyor. Son venlere göre, Almanya'da emeklılik kasalanna zorun- lu prim ödeyen yabancılann başında, yaklaşık 700 bin kişiyle Türkıye köken- lıler gelmesıne karşm, emekli aylığı alan vatandaşlanmızın sayısı oldukça düşük. Başka bir örnek, Almanya'da emekli ay- lığı alanlann içinde Almanlann oranı yüzde 54.86, Yugoslavlann yüzde 10.7, Türkiyelilerin «e yüzde 6. Türkiyelile- rin sonuncu oluşuna başlıca neden ola- rak, 'ömrûmüz o kadar uzun değfl' gıbi gerekçeler ıleri sürülerek emeklilik primlennin geri alıruşı gösteriliyor. Bu olay emeklilikten doğan bütün haklan yok ediyor. Köln Ford Fabrikasrnın eski başçe- vırmenlerinden biri olan ve 1970'te Köln kentinde Türkiyelilere yönelik ilk dil okulunu açan, 1973'ten beri de emeklilik sigortası priminin geri alını- şıyla ilgili çalışmalannı sürdüren Yü- maz Esen, bu konunun nasıl ortaya çık- tığını şöyle anlatıyor: "Prim iadesi gö- rüşönü ilkkez 197Syıhndabetı ortayn at- tun. O zaman Köln'de kısa süre içinde emeklilik prim iadesi ödeyen beş şirket ortaya çıktı. Ben bunlardan birisinin or- tağrydım. Aracı şirketler bu iş için yüz- de 8 Be 15 arasında komisvon alıyorlar- dı. Bunlar bankalara araolık yapbklan içm bu komisyonun önetnlibötiimü prim iadesini peşin ödeyen bankaya gidiyor. şirkete yüzde beş dolaylannda kâr kab- yordu. Sigortadan prim iadesi erken ge- Hrse aracı şirket ile banka kazanıyordu, geç gelirse vatandaş kârh çüavordu". tş- çılenmızın 65 yaşına kadar Almanya'da kalıp emekli olmayı düşünmedıklerini, prim iadesi almak için başvuranlaruı or- talama çalışmışlık sürelerinin 5 ile 10 yıl arasında oiduğunu behrten Yılmaz E- sen, "Prim iadesinde önemli bir haksc- uk yapüıyordu. Sadece işçinin ödediği pay ödeniyortiu, işverenin ödediği vertt- miyordu. Bu yolla Alman emeklilik ka- salanna müyonlarat mark kakiı. Para- \a ihtiyacı olanlar aldılar. Çoklan Tür- kiye'de apartman yapnrmış, borçlannuş olanlardı. Prim iadesi alanlar Alman- ya'da beş kuruşlannın kalmasuıı istemi- yorlardı. Paralannı alınca kendilerini daha rahat hissediyoriardı" diyor. DUZYAZI ORHAN BİRGÎT Erdem Baba: Sosyalyardım aldığım için sınırlı insanım!Adı İbrahim Erdem, a- ma sazıyla sözüyle, yıllar- dır hiç kesmediği ak saka- lıyla ün yapmış \e 'Erdem »Baba' demeye başlamışlar. ^ 1925 Akçadağ nüfusuna 'kayıth, Danca Köyü'nden 'olan 'Erdem Baba 1 , Al- ;manya'nın Bielefeld ken- 'trnde yaşıyor. ] "Zamanla hali vakti ye- "rinde olan ailem giderek " yoksullaşınca öteki köy lüler gibi gurbetin yolunu tut- ;mak zorunda kaklım" dı- yen Erdem Baba, önce 1969 yılmda Fransa'ya, •oradan bir yıl sonra Bıele- feld'e geçmiş. Ev bulmuş, ış bulmuş, eşini ve çocuk- lannı belırli aralıklarla Tür- ,kıye'den getırmeye başla- *mış. Kalonfer üreten bir fabrikanın boyahane bölü- münde yıllarca çalışmış. lşin ağır ve zehirleyici yanı olduğu için hastalanmış, doktor raporuyla başka bir işe geçme olanağı bulmuş. Böyle 20 yıl çalışmış Yaşlanmış, yorulmuş!.. Es- ki gücü, çalışmaya olan he- vesi kalmamış. 1991'ın Şu- bat ayında 65 yaşını doldu- runca emekliye aynlmış. Emekli denınce ilk akla gelen aylık gelir olur. Biz de söyleşimize bu ilk akla gelenle başladık. Erdem Baba bu konuyu şöyle dıle getirdi: "İlk bağladıklan emekli aybğı 850 mark. Bir yılsonra30 markzam gelin- ce 880 nıarka \ ükseldi. Bu- na karşın 900 markev kira- sı veriyorum. İki kişiyiz. Günlük harcamalanmızın aylık tutan 1500 markı bu- luyor. Bu kadarcık geliıie geçinmenin olanagı oimadı- ğı için Sosyal Daire'ye baş- vurdum. Ev kirasuu karşı- byor, 400 mark dolay lann- da harçlık veriyorlar. An- cak bu şekilde, yıllık izne çıkmadan, harcamamı fe- nik fenik hesap ederek geçi- nebiliyorum. Geçenlerde Sosyal Daire'ye giderek izne gitmek için para yardımı is- tedim. 'Tatıl yardımımız yok Buzarunıhtiyaçdeğil, veremeyız' - Erdem Baba, emekli yaşamını nasıl buluyorsu- nuz? Çalışmadan yaşamaya alışabildiniz mi? - Böyle yaşama tam alış- mış degilim. Bir insanm ça- lışma devresi yaşamının en tatlı dönemidır, devTesıdir. Bence emeklilik de\resi ise adım adım ölüme doğru yaklaşmak demektir. Keş- ke sağlıklı olsaydım da ölünceye kadar emeklıye aynlmasaydım. - Ahnanya'da yaşadığı- nız sürece hiç sosyal yar- dım aldınız mı? - Hayır, sosyal yardıma muhtaç olmadım. Sadece on ay işsız kaldım. Yaşlı ol- duğum halde, sosyal yardı- ma düşmemek ıçin hemen ış buldum. - Günlük yaşamınız nasıl geçiyor? - Günlük yaşamım sınır- lı. Çünkü sosyal yardım alı- yorum Her istediğimi ya- pamıyonım. Bana yardım verenler, tüm zevkimi, is- temlerimı hesaba katmıyor- lar. Sınırh insanım!.. Daha çok parasız yerlerde. park- larda geziyorum. Alman- ya'da 16 tane torunum var. Onlarla vakit geçiriyorum. Benım eğlence ihtıyacımı torunlanm karştlıyoT. Bu konuda sıkıntım yok. - Nerede yaşayacaksınız, Almanya'da mı, Türkiye'de mı? Bu konuda bir karan- nız varmı? - lşin püf noktası burası. Türkiye'dekı yaşam şartla- n. özellikle sağlık sorunu benım için büyük bır sorun. Türkiye'deki sıgortayı gö- zönüne alıyorum; emekli olanlann sağlık sorunlannı gerektiği gibı karşılayamı- yor. Orada doktora gitsen burayı ararsın, hastaneye gitsen burayı ararsın Arada dağlar kadar fark var. Türkıye'den geldik, Al- manya'ya uyum sağlamaya çalıştık. Şimdı Türkiye'ye gidip uyum sağlamak tari- hm çarkını gen çevırmeye benzer. Bana öyle gehyor. - Pekı, gerçekten buraya uyum sağlayabildiniz mi? - Yüzde yüz uyum sağla- mak, görüşlenmize. gele- neklerimize ters düşer. Sa- dece ekonomik ve günlük yaşamda, sosyal alanda uyum sağlamak bir zorun- luluktur. Almanlar arasında insan ilişkisi bizim gıbi değıl. Ör- neğin, bır lokalde oturur birbırine yiyecek. içecek ıs- marlarlar. Ancak oradan dağıldıktan sonra her şey biter. Bızde ıse. "Bir kahve- nin kırk yıl haün \w" der- ler. Onlarda bir evlat, anneye babaya saygı göstermek zo- runda değıldir. Bizde, bir anne baba çocuklanndan çok şey bekler. Yaşlanınca bu bekleyış daha da artar. - Sızce bu iki yanaşım bi- çıminin hangisı doğru0 Emekli bir baba olarak ço- cuklannızdan ne bekliyor- sunuz? - Emekli bır baba olarak, Alman hükümetı ve emek- lilik sigortası bütün giderle- nmı karşıladığı halde, bu, kendi çocuklanmdan gön- düğüm yardımın bana ver- dıği hoşnutluluğun yarısı bıle olamaz! - Geleceğıniz ıçin bir şeyler söyleyebihr misinız? Ne yapmayı düşünüyorsu- nuz? Nasıl bir beklenti için- desiniz? - Bilemiyorum! Insanla- nn amaçlan ve beklentilen vardır. Aile huzunımun şimdilık bozulmaması beni sevindiriyor. Bunu, gelece- ğimın teminatı olarak dü- şünüyorum - Emeklilerde, aile için- deki yaşama dönük korku- lar. endişeler var. Yani geri plana itilme korkusu. Aym korku sizde de mi var? - Elbette! "Senyaştandm, aklın ermez, otur oturdu- ğun yerde" derlerse benim için yaşamm en acı tarafı olur. Benim akhma gelen korku işte bu. - Sizin gibi emekli olan- lara neler öneriyorsunuz? - Burada emekli olanın Türkiye'ye temelli dönme- sini doğru bulmuyorum. Buranın hastalık sigortası bizım her şeyimizi karşılı- yor. Temelli dönersek bü- tün sosyal haklanmızı yiti- ririz. Aylığımız Türkiye'de- ki sosyal ihtiyacımızı karşı- lamaz Sürecek TEŞEKKÜR EDİYORUZ ED1SON MISSION ENERGY Çevre dostu, kesintisiz ve ucuz, temiz ve güvenilir enerji üretmeye başlamış olan Esenyurt 180 MW Elektrik - Isı Birleşik Çevrimli Termik Sanhx3İı'nın açılış törenine katılarak bize güç veren, bizi onuHandıran Cumhurbaşkanı ,. Sayın Süleyman DEMİREL Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Prof. Dr. Ziya AKTAŞ ABD İsianbul Başkonsolosu Carolyn HUGGINS ve Elçilik Mensupları CHP Genel Başkan Yardıması Onur KUMBARACIBAŞI ^ 7 4 CHP İstanbul Milleivekili Ercan KARAKAŞ istanbul Valisi Erol ÇAKIR il Jandarma Alay Komutanı 1. Alb. Taci SUNAR •^ . Enerji işleri Genel Muduru Mustafa MENDİLCİOĞLU Büyükçekmece Kaymakamı Emin ENGİN Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbuz ÇAPAN Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Ersin FARALYALI BOTAŞ, TEAŞ yetkilileri, siyasi parti temsilcileri, basın mensuplan, kooperatif başkanları, telefon, faks ve teigrafla bizlere destek veren bütün dostlarımıza ve Esenyurtlulara teşekkür ederiz Doğa Enerji & Edison Mission Energy Bayar'ın Anıları... Hasan Pulur haber verdı. Yapı Kredi Bankası, merhum Celal Bayar'ın Kayseri Cezaevi'nde tuttuğu günlük notlannı ya- yımlamış. Kitabın "245." sayfasında, üçüncü cum- hurbaşkanı, Yassıada'da ışıklı odadakı sorgusunu yapanların isimlerini sıralarken "işkenceciler ara- sında" benim de adımdan söz ediyormuş. Sözü edilen sayfada Celal Bey "Yassıada'daki ışıklı odada sorgu yapanlardan tanıyabildiklerini" şöyle sıralamış: "1- Emekli Hâkim Albay Kâmil 2- Milli Emniyet Müfettişi Şemsi. 3- Emniyet Umum Müdürtüğü Polis Enstitü- sü'nde khminoloji öğretmenı Bahattin Kîrman. 4- Emniyet polıs şube müdürlerınden Ergun Gökdeniz. Bunlar hancinde mûşahit sıfatı ile Ada Kuman- danı Tank Güryay ile savcı Altay Egesel bulunu- yohardı. Kim dergisı sahibi CHP'li Orhan Birgit ismin- deki şahsın da bulunduğu söylenmekte idı." Anı türünden yayınlar, tarihe bir tür kayıt düşer- ler. O kaydı öğrenip de hemen konuşmayanlar için, sonsuza kadar susmak gereği doğar. Merhum Ba- yar'ın bir söylentı olarak bıle olsa, hiçbır görevim ve hakkım oimadığı halde bir adli sorgulamada benim de bulunduğumu bir anı kitabına geçirmiş olması karşısında, boşvermişlik yaparsam, ileride 27 Mayıs dönemınin tarihini yazanlar için "Orhan Birgit ismindekı şahsın da bulunduğu söylenmek- te idi" tümcesi, Celal Bey referans gösterilerek "oradaydı" biçimine dönüşebilir. Onun için bu açık yanlışlığı düzeltmeliyim: Kim Bayar'a o ışıklı oda senaryosuna benim de adımı katmış ıse apaçık gerçek dışı konuşmuş ol- malı. Sorgucu yadagözlemci olarak isimleri yazılı bu- lunanlardan benim tanıdığım kişiler, Gökdeniz, Güryay ve Egesel'dir. Bunlann son ikisi hayatta bulunmuyorlar. Emekli Vali Gökdeniz, şayet o sor- gucular arasında görevli idiyse benim adadaki "ışıklı oda"da bulunmadığımı söyieyecektır. Yeri gelmişken, benden anılanmı yazmamı iste- yenlerin de hatınnı kırmamak için de olsa, başka "ışıklı oda" ve "sorgu" öyküleri anlatayım. 28 Ni- san 1960 gece yarısı, Sirkecı'dekı Sansaryan Ha- nı'nın üçüncü katındaki bir "ışıklı oda "da işkence- nin türlerinin yer aldığı sorgudan sonra hücreme götürülürken, dönemin İstanbul Vaüsi Ethem Yet- kiner, Belediye Başkanı Kemal Aygün "hali pe- rişanımı" seyretmek ıçin koridora çıkmışlardı. Ce- lal Bey, anılannda o dönemin bu iki önemli emni- yetçisini de kendisinin sorguya çekildiği ışıklı oda- da işkenceye uğradıklannı bıldirdıği ısimler arasın- da sayıyor ve o isimlerden üçü için de "satılmış, korkak, iki tanaflı" suçlamalan yapıyor. Devam edeyim. 30 Nisan günü Ankara'ya götürüldüm veTBMM Tahkikat Komisyonu ismı ile kurulan özel sorgula- ma kurumunda 18 Mayıs'a kadar her gün ifade verdrm. Dönemin cumhurbaşkanı, bir defasında elinde DP markalı bastonu ile bu komisyona gel- di ve başkan Denizli Milletvekili Hamdi San- car*dan özel bilgi aldı. Komisyon üyelerinden Samsun Milletvekili Ek- rem Anrt'ın baldızı Neyir Yurdakul, teyzemin arka- daşıydı. Bahçelievler'de- ki evlerine gelerek, isteni- len biçimde ifade vermez- sem tırnaklarımın söküle- ceği yolundaki tehdit me- sajlannı iletti. Aranılan ifade biçimi, CHP'nın bir ihtılal düzen- lemesi için özel örgüt kur- duğu yalanına sahip çık- mam idi. Yine dönemin cumhur- başkanı, başyaveri Mus- tafa Tayyar'ı. 5 Mayıs Kı- zılay olayları yüzünden gözaltına alındığım U- lus'taki sıkıyönetim karar- gâhına göndermiş ve ifa- demi izletmişti. Tüm bunlara karşın üçüncü cumhurbaşkanı- nın, Yüksek Adalet Diva- nı için yapılan özel bir sor- gusunu benim de, hiç üs- tüme vazife oimadığı hal- de görevlilerin arasında izlediğim yolundaki bir "söylenti'yi, neden notla- rı arasına alma gereği duyduğunu anlayama- dım. 1965'ten sonra CHP'- nin sorumlu yöneticileri arasında TBMM'de yasa- ma görevi yaparken, Ce- lal Bey için özel affı gün- deme getiren rahmetli Is- met Inönü'ye var gücüy- le destek olan birisinin, bütün o geçmişin üstüne bir çarpı çektiğini söyle- mesi bilegereksiz... • * • Aradan tam kırk yıl geç- tikten sonra "eski defter- lerden" bazı anılan ortaya çıkarmamın iki amacı var. Birincisi, Bayar'ın kita- bını alıp da benim bu açıklamamdan haberli olanlann, lütfen bugünkü "Düz Yazı"y\, kitabın 245. sayfasına iliştirmek için kesmeleri... Ikincisi de, 18 Nisan se- çimlerine DP'nin devamt olduğu savı ile giren Tan- su Çiller'in propaganda kürsüsünü nasıl bırzemin üzerine kurduğunu bilme- sı ıçin... DOOfl EMERJI LTD. Faks:0212-677 07 62 E-Mail: Obirgit(a% cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle