Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ŞUBAT1999SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Tomris Giritlioğlu'nun 'Salkım Hanım'ın Taneleri' adlı filminin çekimleri sürüyor
4
Izleyici için filııı yapıyorum'GÜLERÇETtS
TRT'lı yönetmen olarak tanınan Tom-
ris Giritlioğlu'nun yine TRT'nin teknık
destegını aldığı, ama bukez özel bır ya-
pımcıyla çalıştığı Salkım Hanım'ın Ta-
neleri adlı dördüncü uzun metrajlı fil-
minin çekimleri sürüyor. Yümaz Kara-
koyunlu'nun aynı adlı romanından si-
nemaya uyarlanan filmın senaryosu Et-
yen Mahçupyan ve Tamer Baran'a ait.
Karakoyunlu. romanıyla 1991 yılında
Yunus Nadi Roman Ödülü'nün de sahi-
bi olmuştu.
Varlık vergisiyle yaşamlan değişen
insanlann öyküsunü ele alıyor "Salkım
Hanım'ın Taneteri". Sermayeyle birlık-
te el degiştiren Salkım Hanım' ın gerdan-
lığı çerçevesinde üç ayn aşk öyküsunü
işîiyor. Varlık vergisınin değil, bu ver-
ginin etkilediği insanlann öykülerini.
aşklannı anlattığını vurguluyor Gintlı-
oğlu. Fılmin temel teması toprak ve ın-
san ilişkisi üzerine. Toprağın mı. ınsa-
nın mı, yoksa ikisinin birden mi değer-
li olduğunu sorgulayan bir film. Bir an-
lamda yönetmenin mübadeleyi anlattı-
ğı "Suyun Öte Yanf nın devamı niteli-
ğinde. Bu fılmle 1943 dönemıni anlatı-
yor Gintlioğlu: "Bu nedenle film zaten
çok iddialı. Bu topraklarda yaşayan in-
sanlar, Müslümanlar ya da gayrimüs-
limler. hepsi dosttur mesajını veriyor.
Bizler bu filmle Türkiye'de hiç aralan-
mamış bir tarih kesitini arauyoruz. Bir
sonraki filmimde de 6-7 E> lül ola> lannı
anlatmak istiyorum.'"
Filme bügisayar desteği
Salkım Hanım'm Tanekri'nde. bır
dönem filmı olması nedeniyle bilgısa-
yar teknolojisinden de yararlanılacak.
Haydarpaşa Tren lstasyonu'nda çekile-
cek kalabalık sahnenın ardından bilgı-
sayar uzmanlan çekilen sahnelerdeki
döneme u>Tnayan aynntılan silecek. Fi-
gürasyon sayısının arttmlması ıçin de
bilgısayar teknolojisıne başvurulacak.
Çekımlen tstanbul, Erzurum-Aşkale \ e
Mardın'de gerçekleşecek olan fılmde
Kâmuran Lsiuer. ZuhalOicay, HalukBü-
giner, Derya Alabora, Uğur Polat, Hül-
ya Avşar, Zafer Algöz ve Güven Kıraç
rol ahyor.
Tomris Gintlioğlu, TRT'nin belgesel,
ardından da drama bölümlerinde başla-
dıgı sinema serüvenini 'Suyun Öte Ya-
m', 'Yaz Yağmuru' ve '80. Adım' adlı
filmleriyle sürdürmüştü. Film çekerken
öncelikle hayallerine. rüyalanna karşı
sorumlu hissediyor kendisini, sonra da
izleyiciye. Tomris Gintlioğlu ile çekim-
leri süren filmi üzerine söyleşnk:
- "Salkım Hanım'ın Taneleri"ne sizi
çeken neydi?
Çok fazla etken vardı. Öncelikle 1992
yılında okuduğum kitaptan çok etkilen-
miştim. Yılmaz Karakoyunlu çok gör-
sel yazan bir yazar. Romanın görsel zen-
F
(Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
estivallerden daha çok, izleyiciyi düşünerek çekiyorum filmi. Izleyici için film
yapıyorum diyebilirim. "Salkım Hanırrf ın Taneleri"nin de son dönemlerde sinemayla
buluşan izleyiciye ulaşmasmı istiyorum. Bu buluşmayı "Eşkıya"ya bağhyorum açıkçası.
Daha önce de izleyici çeken filmler olmuştu ama, Eşkıya hem iyi bir filmdi hem de çok
izleyici topladı. Bu da bir başka yön verdi Türk sinemasına.
Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip olan Salkım Hanım 'ın Taneleri, Varlık Vergisi'nin insanlar üzerindeki etkisini işiiyor.
ginliğınin yanı sıra karakterler de çok zen-
gin. Yönetmen olarak da insan ilişkile-
rini.acılannıyansıtmayısevıyorum Ro-
mandaki öykü \e karakterlerden otuştu-
rulacak bir senaryonun iyı bır sonuç ve-
receğıni düşündüm.
- Bugüne kadarki bütün filmlerinizin
prodüktörü TRT'vdi. Özel bir prodük-
tör olan Avşar Film'le buluşmanız nasıl
gerçekleşti?
Bu fılmde hem ben ilk kez özel bir pro-
düktörle çahşıyorum hem Avşar Film
ılk kez bır sinema filminin prodüktör-
lüğünü üstlenıyor. Daha önce Yeşilçam
prodüktörleriyle çalışmama nedenim.
tarzlanm ve yaklaşımlannı beğenme-
memdi. Ancak Avşar Film çok farklı bir
yapıya sahip. Gerçekten öz\ ensiyle, an-
layışıyla, desteğiyle iyi bir prodüktör
kazanıyor Yeşilçam. TRT de teknik kat-
kısıyla katılıyor fılme. Yani TRT kadar
iyi bir prodüktörle TRT'nin teknik yar-
dımını buluşturan bir proje oldu Salkım
Hanım'ın Tanelen. TRT'nin teknik des-
tek vermesi büyük bir gırişim. Avru-
pa'da televizyonlar olanaklannı sinema
fılmlen için kullanıyorlar hep. Bunun
Türkiye'de de yaygınlaşması gerek.
- Basından takip ettiğimiz kadarryla
fîbnin çekunkriningeçenyübaşlaması bek-
leniyordu. Gecikmenin nedeni neydi?
Doğal bır gecikme yaşandı aslında.
Ben bir projeye zaten hep bır buçuk iki
yıldahazırlanıyorum. Salkım Hanım'ın
Taneleri ise bır dönem filmi. bu neden-
le de her aynntıyla çok fazla oyalandık.
Sonuçta çekımler de gecikti.
'Plato çalışmasma gjremedinr
- Gecikmenin nedeni basına ekono-
mik sorunlar olarak yansımıştı.
Bu konuda basmda yanhş bilgiler çık-
tı hep. Filme başladıktan sonra ekono-
mik bır sorunumuz olmadı. Belirttiğim
gibı gecikme. filmin yapısından kay-
naklanan doğal bir gecıkmeydi.
- Bir dönem filmini sesli olarak çekme-
ye kalkıştınız. Sorun çtkmıyor mu?
Çekımlere başladıktan sonra bunun
tam bir çılgınlık olduğunu gördük. tstan-
bul'un ses sorunu olmayan yerlerini veğ-
lemeye çalıştık ama.. günümüzün gü-
rültüsü kaçınılmaz olarak yakalıyordu bi-
zı. Izbe bir otelde çekim yapmamız ge-
rekti örneğin. Mecburen ses sorunun-
dan kurtulamayacağımız Beyoğlu'nda
gerçekleştirdık çekimı.
-Filmin dönemfilmi olmastndan kay-
naklanan başka sorunlannız oldu mu?
Oldu elbette. İlk kez bır filmimde pla-
to çalışmasına giremedim örneğin. Da-
ha ızole. özel dokusunu koruyan me-
kânlarda gerçekleştirdık çekımlen. Dö-
neme aıt belgelen toplamamız zor oldu.
Ancak mekân danışmanımız Murat Bel-
ge'nın yardımlanyla pek çok sorunu aşa-
bıldik.
- Salkım Hanım'ın Taneleri'yle festi-
vallere katüacak nusınız?
Festivallerden daha çok, izleyiciyi dü-
şünerek çekiyorum filmi. İzleyici için
film yapıyorum diyebilirim. "Salkim
Hanım'uı TanelerPnin de son dönem-
lerde sinemayla buluşan izleyiciye ula*c 4ş
masını istiyorum.
- Pekibu son dönemdeki buluşmayı ne-
ye baglıyorsunuz?
Eşkıya'ya bağhyorum açıkçası. Eş-
kıya gibi filmler yakaladı izleyiciyi di-
ye düşünüyorum. Daha önce de izleyi-
ci çeken filmler olmuştu ama.. Eşkıya
hem iyi bir filmdi hem de çok izleyici
topladı. Bu da bir başka yön verdi Türk
sinemasına.
Mehmet Güreli'nin resimleri 'dünyasındaki bir sürü şeyin panoramik yansıması'
Kadut güzelliği, kurtuluşun simgesiFECİR ALPTEKtN
Gazetecı. ya>ıncı. >önetmen.
öykücü, müzısyen \ e ressam Meh-
met Güreti... Hiçbir seyı 'sabhtan'
almıyor. hiçbir şeyı laf olsun dıye
yapmıvor. Zamanı değerlendırme-
mn gizli anlamlannı sanatta bulu-
yor. Yaratmak, Güreli ıçm var olu-
şun özü... Farklı sanat disiplink-
nnin kesişme noktasında yaşamı-
nı sürdüren Güreli. yeni resımle-
nni Tes Tolga Eri Sanatevi 'nde ser-
giliyor.
lstanbul vapurlannın bir günü-
nü anlatan Vapurlar isimh bır fil-
mi. Alope'nin Odası ve Sıcak Bir
Göz adlı ikı öykü kıtabı. Vapurlar
(film müziğı), Cihangir'de Bir Ge-
ce ve Yağmur olmak üzere üç al-
bümü var Gürelı'nin. Uzun yıllar
karikatür ve desen de çalışan sa-
natçınm yaghboy a resım serüveni
ise bırkaç yıl öncesine dayanıyor.
Güreli, çalışmalannın dınamikle-
rini çok kesin tümcelerle çözüm-
lemekten. bir şeylenn altını çız-
mekten yana değil. "Ne>i. nasü
yaptığımı tam olarak bilmivorum"
diyor. -
ama neredeyse arulanmı
resimlerle \azı>or gibivim. çünkü
vağhboya geç girdi >aşamıma."
Yaşanun anlamı4
kadın'
Güreli'nin sergisi belli bir tema
üzenne kurulu değil: sanatçınm
her resmi sanki farklı bir öykü an-
latıyor izleyiciye. Resimlerdeki
ana fıgür kadın; çoğu uzun boyun-
lu. şapkalı. kırmızı. mavi ya da ye-
şil elbıseli. 1930'lu yıllann şıklı-
ğı içinde, ıfadelerindeki küçük nü-
anslarla ızle>'iciye farklı öyküler an-
latan ama hep aynı yöne bakan ka-
dınlar... Kadın yüzü, bu bakan ve
gören gözde anlam buluyor. 'Ne-
den kadınlar diye sorduğumuzda
şöyle yanıthyor Güreli: "İnsan,
akhndan en çokne gecerse onu >a-
parmış» Estetik açıdan da kadın
figurü çizmekdaha çok hoşumagi-
diyor. Kadın güzelliği, kurtuluşun
simgesigibigetiyor bana. Bu kadar
bask \v Hdlipkakılma>^ rağmenka-
dırun, dünyanın dönüşünü durdu-
KLadm güzelliği, kurtuluşun simgesi gibi geliyor bana.
Felsefi olarak da yaşamm en büyük anlamlanndan biri
kadın. Kurtuluşun, kadının kendindekı bu gücün bilincine
vardığı noktada gerçekleşeceğine inanıyorum. Sevdiğim,
hayal ettiğim. filmlerden anımsadığım kadınlar var
resimlerimde; bazılannı anneme benzetenler de çıkıyor.
rabüecek tek unsur olduğunu dü-
şünüyorum. Felsefi olarak da ya-
şanun en büyük anlamlanndanbi-
ri kadın bence. Kurtuluşun. kadı-
nın kendindeki bu gücün bilincine
vardığı noktada gerçekleşeceğine
inanıwrum. Ancak yinede' Şu v a
da bu nedenle kadınlar' demek.
kadınlar adına da ağır bir söylem
olur gibi geü>or bana. Nedeni ken-
di içinde ^zli.~ Se\diğim. haval et-
tiğim. filmlerden anımsadığım ka-
dınlar \ar resimlerim de: bazılan-
nı anneme benzetenler de çıkıyor.
Resimler. dünyamdaki bir sürü şe-
yin panoramik>ansıması sanki..."
Güreli'nin ılk sergısinde kalaba-
lıklar içinde var olan kadınlar. bu
kez birçok resımde tek başlanna-
lar. Sergide v er alan bir grup port-
re ıçin **Yalnızlıklar başladı resim-
de" diyor Güreli. "Belki bazı insan-
lar terketti gitti, bazılan kayboldu
gittL. Çok kısa süredeçok ka>ipve-
rilmiş'*. Güreli'nin resimlenne yi-
ne bu sergide gıren ağaçlar da yal-
nızlığı çağnştınyor aslında. Ağaç
bazen genış bir ovada tek basına
ver alıyor. bazen de. vine tek ba-
şına bir kadının penceresınden gö-
rünüyor.
İlk sergısme oranla daha az o'-
maklabn'.ık;e<jürc; :\ - ,»cr,r
. N.-;
gisinde de aralara kendi yüzünü
yerleştirdiği: kalabalık. çok renk-
İı ve film karelerim andıran kare-
lere bölünmüş resimlere rastlamak
mümkün. Çok küçük yaşlardan
ben büyük bir sinema rutkusuyla
yaşayan Güreli. kadın portreleri-
ni bıle kareler ıçine almış: "Kasıt-
lı va da değil. sinemanın etkileri
resmime yansıvabiliyor. Sinemaya
olan rutkıımçokdahayoğunken re-
sinı \apmaya başladım. Resmi de
sev ivordunı. ama gönlümde yatan
sinemaydL Sonra resim sinemanın
verûıi aldı; belki hayaUerim resim-
lere dönüştü. Sinema daha zordu,
.)ir sürü başka koşula ihthaç \zr-
dL Bu koşullan oluşruramavınca.
bir tuval ve boyalarla o dünyalan
parçalamakgereğini duvdunı bel-
kibilinçalumda. Tam olarakizahı-
nı da yapamıyorum; bazı şejler
kendiliğinden akıp gidiyor."
'Sanat özgürolmah*
Güreli, sinema projelenni de ra-
fa kaldırmış degil tabıı. Baharda
Ahmet .\ltan'ın Tehlikelı Masal-
lar'mı sinemaya aktarmava hazır-
lanıyor. Filmin senaryosunu ve
müziklennı hazırlamış; ancak fil-
min çekımleri tamamlandıktan son-
ra stüdyoya girmeyı tasarlıyor.
Güreli, yaşamında resim ve si-
nemanın birbirinden kopuk olma-
dığına, aslındatürn çalışmalan ara-
sında ılişkiler olduğuna ınanıyor
"BuiSşkrvi ben kurrnuyorum.ken-
di özünde \ar. Örneğin fotoğraf da
çekebilirdim.Fotoğraf daresimde
sinemadan a>n şe>ler; ama birbir-
lerini besle>en ilintileri >ar. Ben bir
anlamda bu ilişkileri. birbirlerin-
den bağımsız oiarak bir ara\a ge-
tiriyorum. Hiçbiri diğerine gölge
etmivur. Sintmayı yıllardır düşünü-
yordum,resimsonradan gekfi\e re-
âmle de haşır neşir oldum; ancak
hiçbir şej' için'Artık de%am etmi-
yor" di>Temem."
Yaşamın. düş gücüyle zenginleş-
tirilebileceğine inanan Güreli. re-
simdeki yaratma sürecinin, özgür-
lügünü tam olarak bulabildiği bir
alan olduğunu söylüyor. Bu an-
lamdaresmi diğer sanatlardan fark-
lı bir yere ko>oıyor: "Resim, yaz-
maktan vemüzikten büefarku. Se-
ninlebiıükteyaşıyor,bittiği zaman
konuşmaya başhvor. Yazıyiyavım-
lamak için başka şeylere, müzikte
de ara malzemelere ihtiyaç \7ar, re-
simde ise kinısc giremivor araya.
Tarkovski,özgürlüğün bir ruh du-
rumu olduğunu sö\1er. tşte bu ruh
durumunun titreşimkrini hisset-
mek gerekü, sanat özgür olmalı."'
Çok küçük yaşlardan bu yana hiç
boş durmamış Güreü. Sinema not-
lan almış, elıne geçen, sinemaya
ilişkin ne varsa toplamış. oturdu-
ğu yerde hep bir şeylerle uğraş-
mış.. yayazmış ya çizmiş ya oku-
muş... Öykülerini yazarken bile
kâğıdın bir yanına figürler atmış.
"Çe\Te\e bakabinnek. insanlarla
Uinti kurmak, bir nesne>i görebil-
mek. onunla konuşmak.ondan bir
şevler almak._ Bunlaria >aşar in-
san" diyor, "Biri esnediği zaman
sıkıhnm: yaşamdan bir kopuş. bo-
şa geçen zaman gibi gelir bana".
Satır aralannı yakalamak Gü-
reli ıçin bir yaşam biçimi. Yakala-
dığı aynntılann sanatsal dönüşü-
münün ne olacağını kestirmekte
güçlükçekıyor belki: ama sözcük-
lerle. renklerle ya da müzikle ol-
sun. yaratmak onun var oluşunun
özü.
Karayeller ilk
kez Türkiye'de
Kültür Servisi - Emre
Can ve Hasan Şevki Ka-
rayel kardeşler Türkı-
ye'dekı ılk konserlerını
venyorlar. Piyanist Ha-
san Şevki Karayel. 17 Şu-
bat Çarşamba akşamı sa-
at 19.00'da lstanbul Dev-
let Senfoni Orkestrasf nın
•Genç Yetenekler' konse-
nnde Beethoven'ın 1. Pi-
yano Konçertosu'nu yo-
rumlayacak. Ramiz Me-
lik Aslanov'un y önetece-
ğı konserde Emre Savacu
Haydn'ın 'Do Majör VI-
yolonsel Konçertosu'nu.
Aysin Kiremitçi (obua) A.
Pasculli'nin 'Fa Majör
Obua Koncertosu'nu. Tol-
ga Akkava ise L.E. Lavs-
son'ın 'Trombon Konçer-
tosu'nu yorumlavacak.
Hasan Şevki ve Emre
Can Karayel kardeşler ay-
nı zamanda 19 Şubat Cu-
ma akşamı saat 20 3O'da
tstanbul Kültür Üniver-
sitesı Kültür Kolejı Eği-
rim Vakfı Salonu'nda ger-
çekleştinlecek olan 'Genç
Yetenekler Piyano Resi-
tall'nde tstanbullu izleyi-
cilerin karşısına çıkacak.
Konserde DomenkoScar-
latti,HaendeLChopin, Be-
la Bartok. Bach, Beetho-
^Ven vc Lizst'ih yapıtlan
yorumlanacak.
1978 yılında doğan
Emre Can Karayel. piya-
noya 5 yaşmda MagdiRıı-
fer Eyüboğlu ile başladı.
lstanbul Üniversitesi Dev-
let Konservatuvan' na gi-
rerek Ozen Veziroğlu'nun
öğrencısi oldu, 1997'de
Almanya'da Freiburg Mü-
zık Akademısı'nde Prof.
Vltaly Berzondan dersler
almayabaşladı. Aynıaka-
demide çalışmalannı sür-
düren Emre Can. Jugend
Musiziert yarışmasında
eşlik. solo dallannda ise
Roma. Atina ve Milano'da
bınncilik ödüllerı aldı.
Aynı yanşmanın Alman-
yanın Leıpzig kentınde
düzenlenen fınalınde de
bınncılığe değergörüldü,
Deutsch Stiftung Musıc-
leben özel ödülünü aldı.
1976'da doğan Hasan
Şevki Karayel. pıvanoya
5 yaşında başladı. İlk ders-
lenni Magdı Rufer Eyü-
boğlu'ndan aldı. lstanbul
Cnıversitesi De\let Kon-
servatuvan'nda Özen \'e-
ztroğluileçalıştı 1^94'te
Kahıre'cle vapı'an, M-
man hükümetının duzen-
ledigı 'Jugend Musiriert'
yanşmasında binncı ol-
du ve yanşmanın Alman-
ya'da yapılan finalinde
Alman piyanist Edwin
Flscher adına Nürnberg
şehri özel ödülünü aldı.
Müzik eğitimini Vltaly
Margulis, Elsa Koladin,
PavelGiIUlov ile sürdüren
sanatçı Almanya, ltalya
ve Mısır'da konserler ver-
di. Freiburg şehrinde Al-
man müzık j'üksekokulu
son sınıfta olan sanatçı
çalışmalannı JamesAvery
ile sürdürüyor.
MESAM, televizyon
kanaHarıyla anlaştı
• İSTANBUL (AA) - MESAM (Türkiye Musüd
Eseri Sahıpleri Meslek Birliği) ile atv. Kanal D ve
Shovv TV arasında telif haklan konusunda ıki yıllık
sözleşme ımzalandı Sözleşmeye göre TV kanallan
1998 ve 1999 yıllan ıçin MESAM'a 800'erbin
dolar ödeyecek. MESAM Yönetim Kurulu Baskanı
Atilla Özdemiroğlu. Türkiye'de yıllık telif hakkı
kaybının 300 milyon dolar olduğunu ve bunun
ancak yüzde 2-3'ünüalabildıklerinı belirttı.
Özdemiroğlu. daha önce sözleşmeyı ımzalayacaği
bıldırilen Interstar televızyonu ile ödenecek meblağ
konusunda anlaşmaya varamadıklannı ve
göriişmelerinın sürdüğünü kavdetti. Özdemiroğlu.
1951'den bu yana var olan Fıkir ve Sanat Eserleri
Kanunu'nun MESAM'ın kurulu^una dek
işletilmediğini belirterek, yılda 300 milyon dolan
tahsil edebildiklen zaman sorunun çözulmüş
olacağını sövledi.
Hüseyin Baradan'a Altın Artemis
• İZMİR(AA)- Bu yıl 8-11 Nisan tanhlen
arasında gerçekleşecek olan 11. Uluslararası tzmır
Film Festıvalı'nde. Türk sinemabina kültürel ve
sanatsal katkılan olan sinemacılara ve kendı dalında
emeği geçen sanatçılara verilen Altın Artemis
Ödülü'nün. bu yıl Hüseyin Baradan'a verilmesi
kararlaştınldı. Hüseyin Baradan'ın ödülü, festivalin
açılış günü olan 8 Nisan'da yapılacak törende
venlecek. 1932 yılında tzmir'de doğan Hüseyin
Baradan. ilk mesleği olan fotoğrafçılığa. ünlü bır
foto muhabıri oluncava dek devam ertı. 'Felegın
Sıllesi' adlı filmle karakter oyunculuğuna başladı.
Hüseyin Baradan tarzında bır kompozısyon
yaratması, onu Yeşılçam'a dek götürdü. dönemin
starlanndan bin halıne getirdi. f97
8'lerde seks-
arabesk türü filmlerle değişen Türk sineması
çizgısıne ayak uydurmayı reddederek. tekrar eski
mesleği foto muhabirliğıne döndü. Ardından halkla
ilişkiler alanında çalışmaya başladı Ulusal Radyo
Televizyon'un temsilciliğini yaptı.
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Mariah
Carre\'nin konseri lazer-diskten ızlenebilır.
(252 35 00)
• İSTANBUL DE\TET OPER\ VT BALESİ saat
20.00'de 'Carmen'ı sahneleyecek. (251 10 23)
• İTALYAN KÜLTÜR MERKEZt nde saat
19.00'da Emin Fındıkoğlu. Ehan .\racu Hakan
Behli) ve Ateş Tezer'in konsen Borusan Kültür
Merkezi'nin katkılanyla gerçekleşecek. ^252 45 91ı
• CRR'de MoskovaBarokTopluluğu'nun konsen
saat 19.30'da izlenebılir. Konsenn solisti Galina
Boiko (232 98 30)
• FOTOĞRAFEV t nde Kerem Saltuk un
'ABD'nin Doğal Parklan' başlıkb dıa gösterisı yer
alacak. (251 05 66)
• BELGESEL StNEMACILAR BİRLtĞİ'nde
13.00-19.00 arası her saat başı Hasan Özgen'in
'Sessizliğin Bin Rengi' ba^hklı belgeseli
eösterilecek. (292 39 84)
• KL Çl K ISKENDER \elı Bar'da şaır Yusuf
Hayaloğlu'nukonukedecek. (251 18 93)