19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya % Yazuşlen Müdüıü: Ibrahim Yüdız '• Sorumlu Müdür Fikret tlkiz • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Isthbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomi: Öriem Yüzak • Kultür Handan Şeaköken • Spor. Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme: Abdullah YIZKI • Fotofraf Erdoğan Köseoğhı • Bügı-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberieri: MebroetFaraç Yaym Kurulu- tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Oktay Kartböke. Hikmet Çetrakaya, Şükran Soner, tbrmhim Vıldız, Orhan Bursah. .Mustafa Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısu Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kaf4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • IzrrarTemsılcısı. Serdar Kmk, RZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks.4419117 • AdanaTemsilcisı:ÇetinYiğenoğlu, InonüCd 119 S.No:lKat.l,Tel-363 12 11,Faks 363 12 15 Müessese Müdûrü. Cstün Akm«n 9 Koordınatör Ahmet Korulsan • Muhasebe Büknt Yener#tda- re Hâscyin Gürer 4 Bılgı-lş- lem Nail tnal • Satış. Fazllet Kuza MEDVA C: • Yönetım Kunılu Ba$kanı - Genel Müdür GnlbİB Erduran • Koordınatör Rehı Işıtjnanfl)Genel MüdurYaıdımcısı S«vd»Çob«ıı Tel 514 07 53 - 513 95 80-5138460-61,Faks. 5138463 "YayımUıın »e Basao: 1 em Gün Haber Ajansı, Bastn \e Yayınctlık A Ş. Turkoca£ Cad 39 41 Cagaloglu 54334 lstanbul. PK 246 - Sııkccı 34435 Istanbul Tel (»212)512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.coin.tr 20ARALIK1999 tmsak:5.44 Güneş:7.18 Oğle: 12.08 tkindi: 14.25 Aksam: 16.45 Yatsı: 18.14 Tımedergisiran anketi • CHICAGO(AA)- ABD'de yayımlanan Time <lergisinin 20. yüzyılın "kişisi" seçiminde Elvıs Presley, Izak Rabın ve AdolfHitlerilkîsırayı paylaşıyor. Oylamada, Madonna 14., Winston Churchill 15. ve Prenses Diana 18. sırada yer aliyor. înternet kullanıcısı ABD vatandaşlannın fazla ciddiye almadıklan oylamada dereceye girenlere, daha çok hayranlan tarafindan oy yağdınldığı belirtiliyor. Irkçı kesimin Hitler'e oy yağdırdığı, Musevilerin öldürülen İsraıl Başbakanı Izak Rabin'ı Hitler'in gerisıne düşûrmemek için büyûk çaba harcadıklan kaydediliyor. Uçuşyhte ertelendi • CH1CAGO (AA) - Uzay araştırmalannda önemli bir yeri olan Hubble teleskobunu onarmak için uzaya firlatılacak Discovery'nin uçuşu. hava şartlannın kötü olması nedenıyle 9. kez ertelendi. Yağmur ve alçak bulutlar nedenıyle ertelenen uçuşun, gelecek ay yapılabileceği belirtiliyor. Discovery'nin 7 kişilik mürettebatının her uçuş denemesinde aynı heyecanı yaşadıklannı söyleyen yetkililer,Y2K2000 sendromu nedeniyle uçuşu riske atmak ıstemedikleri için 9 günlük gezinin yıl başından önce bitırilmesıni ve Uzay Mekiğı'nin 26 Aralık'ta Dünya'ya dönmesini planlamışlardı. Kazalar azaldı, cezalar arttı • KONYA (AA) - Ernniyet Genel Müdürlüğü Trafıkten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nihat Kurtiç, video-kamera radarlı sivil trafık denetim ekiplerinin görev yaptığı karayollannda, trafik kazalannın yüzde 9.81 oranında azaldığını, yazılan cezalarda ise yüzde 53 artış olduğunu bildirdi. Bir yılda müdahale edılen araç sayısında yüzde 15, yazılan cezalarda ıse yüzde 53 artış olduğunu ifade eden Kurtiç, "Özellikle aşın hız ve hatalı sollama gibi trafık kural ıhlallerinin, video- kamera radarlı sivil trafik ekipleri sayesınde belirgin bir şekilde önüne geçilmiştir" dedi. Dere ıslahına katkı • ADANA (AA) - TEMA, Adana'yı taşkınla tehdit eden Sançam Deresi'nin ıslahına katkıda bulunmak amacıyla dere kıyı şeridini ağaçlandıracak. Sançam Deresı havzasmda ağaçlann kesilerek yok edilmesi ve bölgedeki çiftçilerin yamaç alanlarda arazi süriimlerini egime paralel yapmalannın erozyonu körüklediğini belirten Mersinlioğlu, "Devlet Su İşleri (DSt), tncırlik beldesi ile TEM otoyolu arasında 10 kilometrelik alanda taşkın kuşaklan inşa ederek eğımi düşürdü. Ancak, kıyı erozyonu tehdidi halen gidenlemedi. Biz 10 kilometrelik bölümü ağaçlandırarak kıyı erozyonunu önlemeye çalışacağız" diye konuştu. Verem, savaşı kaybetti • KONYA (AA) - Konya Sağlık Müdürü Orhan Satılmaz, bir dönemin en acımasız hastalıklanndan biri olarak bilinen ve tedavi edilemediği için pek çok ölümlere neden olan tüberkülozun, 1960'lardan itibaren kurulmaya başlanan verem savaş dispanserleri ve yürütülen ciddi çahşmalarla sonunun getirildiğini bildirdi. Verem savaş dispanserlennde ücretsiz tedavi hizmeti verildiğini anımsatan Satılmaz, "Ancak hastahğın tedavisi uzun penyotlara bölündügü için ilaç kullanımına kesinlikle ara venlmemesi gerekiyor" dedi. BURHAN ÖÇAL TÜRKİYE'DE 'Müziğikendim içinyaparım' • Dünyanın 45 ülkesinde tanınan, hemen her türlü orkestra ile yeryüzündeki tüm müzik türlerini deneyen Öçal, şimdi de tstanbul Oryantal Topluluğu ile konser veriyor. Oryantalin bugünlerde bütün dünyada moda olduğunu söyleyen Öçal, "Sting bile yaptı. Ashnda birlikte yapacaktık, ama sonra vazgeçtik" diyor. ERGUN GÜMRAH *H*-anm checkTertege- çiyor. Check in (otele gi- riş), check out (otekten ÇJ- Iraş), hgvaKmanında check in (uçağa biniş) ve sound check (konser Öncesi ses kontrolü),birazak dinlen- meye ihtiyacun var." Burhan Öçal'ı Baby- lon'da "sound check" ya- parken buluyoruz. tstan- bul Oryantal Topluluğu ile vereceği konserin son pro- vasında. Her biri kendi ala- nımn ustası Roman tnü- zisyenlerden oluşan top- luluk, 12 yıl önce ilk kez bir araya gelmiş. 6 yıldır sürekli birlikte müzik ya- pıyorlar. Topluluk şimdi- lik iki cd ve üç ödül sahi- bi.. Eski usulde çalıyorlar, kanunda Şahin Sert, ke- manda FetiüTekyaygi, ut- ta Muzaffer Caşkuner. kla- rinette FerdiNadaz. darbu- kada Ekrem Bağı Mu- hayyerkûrdi Saz Semaile- ri, Nihavend ve Rast ma- kamlan çoğu nota bile bil- meyen bu yeteneklerle ye- niden ruh buluyor. "Keudi köklerinizi bil- mezseniz çok iyi bir şey yapmamz mümkün değü" diyor Burhan Öçal, "Biz burada iki gece Türk mü- ziğiçalacağız,amasuııuşu- muz farkh olacak. Bura- da tstanbul'da, müziğin lunnağuıdayiz. Üsteükbu- günkrde oryantal bütün dünyada moda. Sting bfle yaptı. Ashnda birtikte ya- pacaktık, ama sonra vaz- geçtik. Sting 3e çabnak o kadarda önemlideğiL tkİD- ci geceise gongshowyapa- cağun kendi kafama gö- re." Burhan öçal aslında her şeyi kendi kafasına göre yapanbiri. 16yaşında ken- di grubunu kûruyor. Son- ra Amerika diye yola çüap tsviçre'de karar kıhyor. Dünyanın45 ülkesinde ta- nınıyor. Hemen hemen her türlü orkestra ile yeryü- zündeki tüm müzik türle- rini deneyen, gazete ku- pürleri ve alkışlara bakı- lırsa, başaran birisi. Tür- kiye'de onu en iyi îstanbul Festivali'nde anladıklan- nı söylüyor. \erdığı konser- lerde ortalığı yıkıyor. Ama Türkiye'de sponsor bula- mamaktan da yakımyor. Aslında yakınır gibi söyle- miyor bunu.. ama yakındı- ğını hemen anlıyorsunuz. Burhan Öçal, kendisi ile övünmeyi sevmiyor ama.. bütün sanatçılar gibi yap- üğı işin begenibnesini, tak- diredümesinı ıstiyor. Ken- di ülkesinde basının ona yeteri kadar ılgi gösterme- mesinden duyduğu kırgın- lığı dile getıriyor. Burhan Öçal'a göre Av- rupa'da ve Amerika'da Türk müziği yapmak avan- taj, ama yurtdışında çok para kazanılmıyor, büyük paralar dönmüyor. "Türk sanatçüan büyük parala- n burada kazanıyorlar. Yurtdışında çok gara ka- 7anılma7 r diyor Oçal. Peki Burhan Öçal para kazanabiliyor mu? Bir Türk müzisyen olarak Av- rupa'daki büyük starlan zorlayabiliyor mu? "Benim öytebir derdim vx)k, Ben müziği öncelikle kendim için yapıyorum. Zevk aldıgım şeyleri yapı- yorum. Seyirci de bundan hoşlamyorsa o zaman da- ha güzd oluyor. 45 ülkede tanını>orum." Türkiye'deki plak şir- ketlerininkendisine saİüp çıkmaması durumunda is- temeyerek Amerika'ya yerleşmek zorunda kalaca- ğını söylüyor. "O kadar çok insan tamyorum ki dünyada.İstediğjm pekçok projeyi yapabilirim, ama bunun için bana sponsor gereklL Galiba burada şov dünyssında ohnadı^miçin ciddrve ahnmryorum.Ama dünya beniciddiye ahyorf SÖYLESİ ATTİLÂİLHAN I Seattle, neyi doğrulamış oldu? önce Nâzım'ın, Simavna Kadısı oğlu Şeyti Bedreddin'den ştire döktüğü, dıyalektiğin o şaşmaz gerçeğini: "...sen bakma der- yanın sâkinliğtne / derya ctediğin / uyur uyur uyanıri". Seattle Dırenişi, artık def- teridürütdü sanılan 'mazlumlar'm, tarih sarı- nesine görkemli dönüşüdür. Bu, bir! Bir o kadar daha önemli olan, yüzyılın ba- şında Avrasya'lı iki büyük 'inkılâpçı'nm, dünyanın geleceği hakkında koydugu 'teş- Ns' ve yaptıgı tesb/f'in; yüzyılın sonunda -hem de ne biçim- doğrulanmasıdır mil- letin millete 'kulluğu' ('emperyalizm') sürdükçe; yeryüzünün sosyal diyalekti- ği, 'mazkım halklar'la, onlan tutsak et- miş, "zalim devtetJer1 arasında netieşe- cektir, onun içindir kı, bu teme/ çelişki' bir 'sentez'e bağlanmadan, -sosyalizm dahil- hiçbir 'sıçrama', sorunu çözemez. Tavırian\ Seattle sokaklannda 50.000 'hayır', DTO içınde, ezilen halklann 'itirap' olarak somutlaşan o ıkı inkılâpçı, tesadüfe bakın ki, iki Türk büyüğüdür: Bınsi. Gâzi Mustafa Kemal, obüru Mîr Sultan Gali- yef. Onlara döneceğiz, fakat önce Seattle gerçegi. Bu taraftan, bakılırsa... Gözlem/1. "...Seattle'da şkMet oiay- lan yaşanmadı: MwHa, birkaç dük- kftnm camlanm, duvar yazılannt, anar- ştstgruplann varbğn kasrtı oiarak abart- b. Itkokul öğrencilerinin bHe, kolaytıkla silâh edinebiküği bir ülkede yasanan bu 'ştddetotaylannda', göstericüenn, sapan bile kullanmamış olmasma ise, kimse değinmedi. Protesto gösteriterinde bir şkMet unsuru vardı ama, bu goateıici- 'Mazlumların Dönüşü...' lertfen değH, pofisten kaynaklandı. Bu satt benim göztemim değil. Başkalan da ben- zertesbiUeryaptılar. DTÖ toplarttısjna ka- blan, Ingiliz çevre bakarn Michael Me- acher, the Independent on Sunday'e verdiği demeçte, şiddetin polisin abar- tıh tepkisinden kaynaklandığını vurgu- ladı: 'Polis, banşçı bir gösteriyi, abartı- b bir müdahaleyle bir ayaklanmaya çe- virdi' dedi..." Göziem/2. "Seattte'da protestolara katılanlann çoğunluğunu, kimilerinin inanniak istediği gibi küreseileşmeden bu kadar faydalanan ABD orta sınıfının eksarrtrik, 'tdeolojik' kesimi oluşturma- dı. Aksine toplanbnın belkemiğini oluş- turan yürüyüş, AFUCIO sendika konfe- derasyonlan tarafindan düzenlenmişt. Yerel Media'ya göre 35-40.000 kişinin kabldiğı yürüyüşün -ki bu, gösterilere kaUanlann toptam sayısran, en az 50.000 kişi olduğunu düşûndürüyor- bileşimi, LA. Labour Nevvs'un ecftörû Jân Smith'in tesbrt ettiği gibi, ezici bir şekilde işçiler- den oluşuyordu. Evet, Seattle DTO toplantısında, ilk kez azgelişmiş ülkelerin devletlerinin temsilcUeri, ABD hegemonyasına karşı tutum aldılar ve ABD tarafindan dayatı- lan taleplerin büyük bir kısmını kabul et- mediler..." (Cumhuriyet, 8 Aralık 1999/ Yıl- dızoglu) 0 taraftan bakılırsa... örgü Tamğı/1. Arthur Dunkel, ' 'DTO'nûn Baş Miman', 1998 DTO Ba- kanlan'nın Cenevre Toplantısında 'Şeref M/safîn','DTÖ'nünmalvehızmetticaretiy- le, fikn haklarla, yatınmlarla ılgili ve üye ül- keleri bağlayan yaptınmlar da içeren kural- lannın, çoğunun 'ağa babası'; jnerak et- miş, daha önceki Cenevre DTÖ toplantı- sında, halkın şehn altüst eden karşı göste- rileri, nasıl değerlendırdığini araştınyor: "...şaşkınlıkla fark ettim ki, Cenevre- li'ler, kentlerini allak bullak eden göste- ricilere sempati duymaktadtrlar. Onlara göre DTÖ, sorunlanmızın birçoğunun sorumlusu sayılan 'Küreselleşme'nin bir simgesidir ve göstericiler, bu güce mey- dan okudukları için hoş karşılanmakta- dır..." "...fark ettim ki DTO'de oluşturulan politikalar üzerinde Batı'lı hükümetler ile iş çevrelerinin görüşleri özdeşleş- mektedir. DTÖ'deki kararlann oluşrnası- nın, tamamen iş çevrelerinin kontrolüne geçtiği, insanların günlük hayatlanna müdahale eden bu karar ve uygulama- lar karşısında, vatandaşlann', bunlan etkileme gücünden yoksun, yâni çaresiz olduklan anlayışı böytece yaygınlaştı. Gönüllü ('devtet/ dışı') kurutuşlann DTÖ*ye karşı oluşturdukları tepkinin ardında, hakiı olarak, bu algılama yatiyor..." (Cum- hunyet. 8 Aralık 1999/ Boratav) Bir bilene soralım... Bilrkişi Raporu/1. Raporu kaleme alan, Ignacio Romanet, gazeteci/yazar, 'mû- tefekkir'. "...'Küreselleşme, ölketeri fethetmek- ten çok, pazarları ele geçirmeyi amaç- lıyor. Bu modern gücün tasarladığı, bü- yük işgaller döneminde, ya da sömür- geleştirme döneminde yapıldığı gibi, topraklan zaptetmek değil, ya ne, pazar- lara sahip olmak! Bu fetih, etkiteyici bir yıkım (destruction) süreciyle birlikte yü- rüyor, hemen her yerde endüstri diye ne varsa göçertip, hem de onun, bütün toplumsal acılannı, çektire çektire; yâ- ni yoğun işsiziik, kaçak çalışma, askıda yaşamak ve dışlanma! Avrupa'da 50 mil- yon, dünyada 1 mih/ar ışsiz ve kaçak iş- çi! Yeryüzündeki kadmlann ve erkekle- rin, -en rezili, çocuklann- aşın sömürül- mesi; çünkü bunların, 300 mityonu, en ağır şartlar attında çalışan çocuklar!.." "...Sözün ve eşyanın, vücudun ve zih- nin,tabiatm ve küttürün, en yaygın biçim- de 'metalaşbnlması', mevcut esitsizlik- lerin vahimleşmesini tahrik ediyor; bir yanda ihtiyacın, yüzde 110 daha lazlası- nı üreten, dünya temel besin maddeleri üretimi; öbür yanda, her yıl açtıktan ölen 30 milyon insan ve son derece kötü bes- lenen 300 milyon kadan! 1960'ta, yeryü- zünün en zengin yüzde 20'si, en yoksul yüzde 20'nin elde ettiğine nazaran, yüz- de 30 daha fazla gelir elde etmekteydi; oysa günümüzde zenginlerin elde ettik- leri gelir farkı, yüzde 82'ye yükselmiştir, yeryüzünde yaşayan 6 milyar insanın, ancak 500 milyonu rahat yaşıyor, geriye kalan 5.5 milyar kişi, sürünüyorlar..." (Le Monde Dıplomatıque, AraJık 1999, s. 1) Gorüldüğü gıbı, hangı taraftan bakılırsa bakılsın, sonuç farketmiyor. http^/www.prizma.nettr/AILHAN http-7/www.bilgiyayınevi.com.b'/ailhan Faks/0-212/26019 88 e-posta: tan @ prizma. net tr DÜNYA GENÇLIK MERKEZİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle