Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
X) ARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr 11
b*ak'ta
•Himterde artış
• BAĞDAT (AA) - Irak
Sağlık Bakanlığı, ülkeye
lygulanan ambargo
tedeniyle ölümlerde
artışın devam ettiğini
hldirdi. Bakanlığın
açıklamasında,
^çen ay ülke genelinde
10 bin 295 kişinin öldüğü
belirtildi.
Açıklamada. ölenler
a-asında bulunan 7 bin
234 çocuğun, ishal,
bronşit ve yetersiz
beslenmeden öldükleri
kaydedıldi.
farrakhan
şarkıcıoldu
• WASHINGTON (AA) -
ABD'nin ünlü Islami
lideri Louis Farrakhan'm,
transseksüellik ve ırk
aynmcılığı gibı temalan
işlediği kalipso tarzi
şarkılannı içeren bir
çalışması piyasaya
sürüldü. "Charmer"
(Büyüleyici) adlı CD'dekı
şarkılanndan birinde, ünlü
pop yıldızi Mıchael
Jackson'ı "kadınsı
olmakla" eleştiren
Farrakhan, kaydı 1950
yılında yapılan bir
parçasında transseksüellik
temasını ilginç bir şekilde
işliyor. Farrakhan. bu
parçasmda, "Bu modern
ameliyatlarla, erkeği
kadına çeviriyorlar/ fakat
bu ruj ve boyanın altında
ne var/ bilmem lazım,
kadın mı yoksa kadın
değil mi" diyor.
Farrakhan'm müzıkal
geçmişinin, 1949 yılında,
16 yaşındayken katıldıği
bir televizyon yanşma
programında keman
çalmasıyla başladığı
belirtiliyor.
Ağaçta yaşayan
kn yere indi
• WASHINGTON (AA) -
ABD'nin California
eyaletinde, ağaçlann
kesilmesini protesto için 2
yıldır bir ağacın üzehnde
yaşayan "Kelebek"
lakaplı Julia Hill, öncekı
gün ağaçtan indi. Aralık
1997'den beri ağacın
üzerinde yaşayan 25
yaşındaki Hill'in, yaşadığı
ağacın da içinde olduğu
bölgenin yasal sahibi
Pacific Lumber şirketiyle
anlaşmaya vararak aşağıya
inmeyi kabul ettiği
açıklandı. Hill, yaşadığı
ağaçla bıriikte
çevresindekı ağaçlan da
içeren 60 metrekarelik bir
alandakı ağaçlara
dokunulmayacağına dair
güvence aldı.
Mjcrosott'un
büyük dalgmlığı
• NEWYORK(AA)-
Microsoft tarafından
geliştirilen, normal bir
televizyonu lnternet
ekranına çeviren ve sanal
uzayda tarama yapmaya
olanak veren özel bir
"Web TV" cihazı,
yanlışlıkla, hediye paketi
içinde ilgisiz bir kişiye
gönderildi.
Durumun anlaşılması
ûzerine polisleri
harekete geçiren
Microsoft yetkilileri, 1
milyon dolar değerindeki
ve 1 yıl sonra piyasaya
sürülecek olan cihazı daha
ambalajındayken geri
almayı başardı.
Rusya'da milletvekili seçimleri yapıldı. İlk sonuçlara göre iktidara yakın partiler beklenilenden fazla oy aldı
"^ Pufm'm müdahalesi işe yaradı
Devlet Başkanı Boris Yettsin,
oyunu başkent Moskova'da
kullandL(REUTERS)
HAKAN AKSAY
MOSKOVA-Önümüzdeki yaz devlet başka-
nını seçmeye hazırlanan Rusya, "Yetein sonra-
sı" kimliğine kavuşmak için dün ilk adımını at-
tı. Halk, parlamentonun alt kanadı Duma'ya 450
milletvekili seçmek için sandık başma gitti. 107
milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu Rusya'da her
bir milletvekili koltuğu için 5-6 aday yanştı. Ay-
nca Moskova ve Moskova Bölgesi de dahil 8
yerde belediye başkanlığı ve valilik seçimleri de
yapıldı.
Seçimlere 26 siyasi parti, hareket ve blok ka-
tıldı. Bunlann 19-20'sinin Duma'ya girmesi şan-
sı fazla değil. tlk sonuçlara göre Duma'ya 6 par-
tinin gireceği sanılıyor. Bunlar, Kremlin'in des-
teklediği Birlik hareketi. Rusya Komünist Par-
tisi, Jirinovski Bloku, Sağ Güçlerin Birligi, Yab-
loko (Elma) ve Anavatan-/ Bürün Rusya ittifa-
kı.
hk sonuçlar iktidan sevindirdi
Duma seçimlerinin ilk sonuçlanna göre Krem-
lin ve Başbakan VTadimir Putin tarafından des-
• Önümüzdeki yaz devlet başkanım seçmeye hazırlanan Rusya,
"Yeltsin sonrası" kimliğine kavuşmak için dün ilk adımını attı.
Seçimlere 26 siyasi parti, hareket ve blok katıldı. îlk sonuçlara
göre seçimlere katılım oranı, 4 yıl önceki seçimlere göre yüzde
9 azalarak yüzde 55 civannda gerçekleşti.
teklenen Birlik adlı siyasi hareket sürpriz basa-
n kazandı. Bu ilk verilere göre seçimlere kan-
lım oranı, 4 yıl önceki seçimlere göre yüzde 9
azalarak yüzde 55 civannda gerçekleşti.
Moskova saatiyle gece yansına doğru gelen so-
nuçlara göre sandıklann yüzde 5"inin sayıldığı
koşullarda. Afet Işleri Bakanı Sergey Şoygu'nun
liderliğini yaptığı Birlik hareketinin, oylann yak-
laşık yüzde 30'unu aldığı açıklandı. Rusya Ko-
münist Partisi ilk sonuçlara göre aşağı yukan
beklenildiği gibi bir sonuçla (yüzde 55) seçim-
leri tamamlarken, milliyetçi lider VTadimir Jiri-
novski'nin seçim blokunun oy oranı yüzde 9 ci-
vanndaydı. Seçim barajını aşan partiler arasın-
da geriye kalan 3 büyük partinin oy oranı ise
yüzde 5-7 civanndaydı. Bunlar eski başbakan-
lardan Sergey Kiriyenko'nun önderliğini yapıt-
ğı Sağ Güçlerin Birliği (yüzde 7), liberal muha-
lif Grigoriy Yavlinskinin Yablolo (Elma) adlı
hareketi (yüzde 6) ve nihayet eski başbakanlar-
dan Vcvgenrv Primakovile Moskove Belediye Baş-
kanı Yuriy Lujkov'un Anavatan-Bütün Rusya
(ABR) ittifakıydı (yüzde 5). Bu arada aynı saat-
lerde gelen ilk sonuçlara göre Lujkov, oylann
yüzde 70'ini alarak yeniden Moskova Belediye
BaşkanlığTna seçildi.
Bu ilk sonuçlan yorumlayan siyaset bilimci-
leri, hem Birlik hareketinin başansını, hem de ABR
ittifakının beklenilenden az oy almasını, Krem-
lin'in ve Başbakan Putin'in seçim sürecine mü-
dahalesine bağladılar. Başta devlet televizyonla-
n olmak üzere devletin bütün olanaklanyla Bir-
lik lehine ve muhalefet (özellikle de ABR) aley-
hine propaganda yapılmasını sağlayan iktidar,
güvenilırlik düzeyi kuşkulu anketlerle de halkın
seçimini yönlendirme konusunda etkin rol oyna-
dı. Yüzde 42 civannda ratingle son yıllann re-
korunu kıran Başbakan Putin'in Şoygu'ya açık-
tan destek vermesi, Birlik 'in oy oranının artma-
sında son derece büyük rol oynadı.
Seçimin nihai sonuçlannı, bu ilk sonuçlann ben-
zeri olması durumunda Kremlin, yıllar sonra ilk
kez Duma'da kendi partisine (Birlik hareketi) sa-
hip olacak. Aynca Sağ Güçlerin Birliği ve Jiri-
novski Bloku da genellilde iktidara yakın bir tu-
tum içinde.
Bu koşullarda toplam olarak beklenenden az
oy alan muhalif güçler (RKP, 'Elma' ve ABR)
arasında iktidara karşı işbirliğine gidilmesi sürp-
riz sayılmayacak. Aynca Duma'nın yansının par-
tilerden, öteki yansmrn ise yerel temsilcilerden
seçildiğı düşünülürse, kesin yorumlaryapmak için
erken oludugu söylenebilir. Seçimelerin resmi ol-
mayan sonuçlannın bu sabah belli olması bek-
leniyor.
Rus askeri yetkililerin, Çeçenistan Devlet Başkanı Mashadov'un temsilcileriyle görüştüğü bildirildi
'Hayalet kent'e bomba yağıyorDış Haberler Servisi -
Ruslar, Parlamento'nun
alt kanadı Duma
oylaması için dün sandık
başına giderken, Rus
ordusunun Çeçenistan
operasyonunun daha da
şiddetlendiği bildirildi.
Çeçenistan Devlet
Başkanı Aslan
Mashadov'un
temsilcileriyle görüşen
Rus askeri yetkililerin.
"Uziaşma söz konusu
değiL Çeçenlerin koşulsuz
teslim obtıalan dışında
bir çözüm kabul
edemeyiz" dedikleri
belirtildi.
Itar-tass haber ajansı.
Rusya Genelkurmay
Başkanı AnatoK
Kvaşin'in, Rus askeri
yetkililerin, Mashadov'un
k^bıiflesindeki iki ,,,.„ .,.^
başbakan yardımcısı ve
dığer bakanlarla
görüştüğünü söylediğini
duyurdu. Üst düzey bir
Rus general, Rus
yetkililerin görüşmede Çeçen
yetkililere, Rus yönetiminin
Çeçen güçlerin teslim olması
yolundaki teklifini sunduklanm
belirtti. Kvaşin, savaş bölgesini
ziyaret ettikten sonra başkent
Moskova'da bir askeri üsse
dönüşünde yaptığı açıklamada,
"görüşmelerin, Rusya Devlet
Başkanlığı'nın açıklamasında yer
alan konulann kabul edilmesi ya
da edilmemesi üzerinde
Bölgedeki muhabüier, haftalardır çok şiddetii saldınlara maruz ka-
lan başkent Grozni'nin bir "hayalet kent'e döndüğünü ve çoğu yaşb
insanlann bodrumlarda soğuktan perişan halde aç ve susuz yaşama-
ya mahkûm edildiğini bildiriyor. trtguş Cumhuriyeti'ndeki Çeçen st-
ğmmacdarise Rusya'dald secimkr için yaşadıklan kamplarda oy kul-
landılar. (Fotoğrafîar: REUTERS)
yoğunlaşöğı, bu konubnn
dışında bir şeyin ele
alûımadığuır söyledi. Rusya
Devlet Başkanı Boris Yehsin ve
diğer Rus İiderler, Mashadov'dan
Rus kentlerine düzenlenen
bombalı saldınlardan sorufhlu
tuttuğu Çeçenleri teslim etmesini
ve silahlan bırakmasını istiyor.
Rus savaş uçaklannın
Çeçenistan'ın başkenti Grozni ve
ülkenin güneyindeki Çeçen
güçlere aıt mevzileri
bombalamayı sürdürdüğü
bildirildi.
Mahzenlerde yaşıyorlar
Groznı'de bulunan sınırlı
sayıdaki gazeteciden Reuters
muhabiri, başkentin bir "hayalet
kent" görünümünde olduğunu,
çoğu yaşh insanlann karanlık ve
soguk mahzenlerde çok az
yiyecekle yasamak zorunda
kaldıklannı bildırdi.
Gaddelerdeki binalann • •
bombardıman nedeniyle enkaz
haline geldiğini kaydeden
muhabir, yaklaşık 8 bin Çeçen
savaşçının Grozni'yi savunmaya
kararlı olduğunu bildirdi.
Bu arada, Rusya'da iki Türk
vatandaşı, Çeçenistan savaşına
kahlmış olabilecekleri
kuşkusuyla önceki gün gözaltma
ahndı. Rusya Sınır Koruma
Birlikleri'nin Kuzey
Kafkasya'daki Stavropol
bölgesinden Itar-tass'a yapılan
açıklamaya göre söz konusu
Türk vatandaşlan, Hazar
Denizi'nin kuzeyinde bulunan
Astrahan kenti havaalanında,
Azerbaycan'a gitmeye
hazırlanırken gözaltına alındı.
Rus yetkililer gözaltına ahnan
Türklenn adlannı Mahir Kalkan
ve "Nezuar Iriş" olarak açıkladı.
Yaklaşık 500yıldır Portekizyönetiminde olan Makao, dün geceyarısı törenlerle Çin 'e devredildi
sya'da bir dönem tarihe kartşüDış Haberier Servisi - Portekiz'in 450 yıl-
lık sömürgesi Makao, dün gece yansı havai
fişekler ve geçit törenleri arasında anavata-
nı Çin'e devredildi. Avrupa'nın Uzakdo-
ğu'daki ilk sömürgesi olan Makao'nun dev-
riyle Asya kıtasında sömürgeler dönemi de
tarihe kanşmış oldu.
Tarihi devir teslim töreni için Makao'ya
giden Portekiz Devlet Başkanı Jorge Sam-
paio. yaklaşık yanm binyıllık sömürgeden ko-
puşlan nedeniyle fazla üzüntü duymadıkla-
nnı, Makao'nun Çin yönetrmi altında iyi bir
geleceği olacağına inandığını belirtti. Uzak-
doğu'daki ilk Avrupa sömürgesi olan Makao,
dün gece yansı, aralannda Çin Devlet Baş-
kanı Ciang Zemin'in bulunduğu 2 bin 500
davetlinın önünde törenle anavatanına dev-
redildi. Sampaio, gazetecilere yaptığı açık-
lamada Makao'nun Çin'e devri konusunda
"kanşıkduygularyaşadığmı", ancak AB ile
Çin arasındaki ilişkılerin geleceğine bakma-
nın daha önemli olduğunu söyledi. Sampa-
io, Portekiz bayrağının gece yansı indirilme-
siyle ilgili olarak, "Her şeyden önce 500 vıl-
lık tarihin 30 saniye gibi kısa bir sürede göz-
lerinin önündengeçtiğini hissediyorsun. Geç-
miş, bugün ve gelecek üzerine düşünüyor-
sun. İçimden sokaklarda dans etmek gelmi-
yor, bu çok konıik olurdu, ama gurur duyu-
yorum. Hepimizin görevini en iyi biçimde
yaptoğunıza inanı>orum" dedı.
Kumar ve seks ticareti
Lizbon'un geriye zayıfbir yasal sistem ve
kumar ile seks ticaretine dayalı bir ekonomi
bıraktığı yönündeki eleştiriler karşısında
Sampaio. "Özeffikle Çin-Portekiz anlaşma-
sının imzalandfğı 1987 vıhndan bu yana ar-
kamızda üzerinde çaüşılabuecek sağlam te-
melleredayanan bir sistem btrakmak içinça-
uşük" dedi. Makao gelirlerinın >üzde 50'sin-
den fazlasını kumarhanelerden elde ediyor.
Tören için bölgeye gelen Çin Devlet Baş-
kanı, 6.8 milyon insanın yaşadığı eski Ingi-
liz sömürgesi Hong Kong'un idaresinin Tem-
muz 1997'de Çin yönetimine geçmesinden
sonra 430 bin nüfuslu Makao'nun da
yönetimini devralarak tarihi birbaşanya im-
za atmış oldu. Hong Kong gibi, "tek ülke,
Ud sistem" formülüyle Çin idaresine geçen
Makao'yu yönetmek görevi Edmund îko'ya
verildi.
Israil-Suriye
Barış parasını
Washington
ödeyecek
• îsrail ve Suriye, banş
karşılığında ABD'den
milyarlarca dolar istiyor.
DışHaberterServisi-tsrail'in. Suriye ileba-
nş yapmak için ABD'den 15 milyar dolar is-
tediği öne sürüldü.
ABD basmında yer alan haberlere göre, Is-
railli yetkililer, Golan Tepeleri'nin Suriye'ye
bırakılmasının tsrail'e askeri ve ekonomik
açıdan 15 milyar dolara mal olacağını hesap-
ladı. Bu paranın ABD tarafından karşılanma-
sını isteyen lsrailli yöneticiler. ahnacak yar-
dımın. stratejik önemi bulunan Golan Tepe-
leri'nin kaybedilmesini telafi amacıyla böl-
geye yeTİeştirilecek gelişmiş elektronik aygıt-
lann satın alınmasmda kullanılacağını ifade
ettiler.
Golan'daki yerieşimcüer
Golan'daki 30 yerleşim biriminde yaşayan
18 bin Yahudinin nakledilmesi için de yardı-
ma gereksınım duyuluyor. lsrailli bir yetkıli,
yardım için kongreden onay çıkmasının zor
olduğunadikkatçekti. Suriye'ninde ABD'den
milyarlarca dolar yardım talebinde bulundu-
ğu belirtiliyor. Suriye'nin alacağı yardımın,
Sovyet yapımı askeri malzemenin yenilen-
mesi ve ekonominin canlandınlması için kul-
lanılması hedefleniyor.
Clintonın skandalları
Tatura devlete'
VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Bffl
Chnton'ın. Whitewater ve Monica Levvinsky
skandallan yüzünden harcadığı milyonlarca
dolarlık faturayı devlete ödetmek istediğine
ilişkin savlar ortalığı kanştırdı.
ABD'de yayımlanan The Washington Post'ta
yer alan haberde, Clinton'm, eşi Hilarv'nin
de kanştığı yolsuzluk suçlamalanna ilişkin
Whitewater skandalı ile eski Beyaz Saray staj-
yeri Monica Levvinsky'nin kanştığı skandal-
la kabaran 10 milyon dolan aşan faturalann
devlet tarafından ödenmesı için hükümete ta-
lepte bulunacağı öne sürüldü. Clinton ve eşi-
nin, skandallarla ilgili olarak yürütülen araş-
ürmalar dolayısıyla yüklü miktarda borçlan-
dıklannı belirten gazete, hiç hüküm giyme-
mesi nedeniyle, daha önceki başkanlar gibi
Glinton'ın da borçlannı devlete ödetme yo-
luna başvuracağını yazdı.
Gazete, Beyaz Saray'da skandallann fatu-
ralannı devlete ödetme yoluna, Ronald Re-
agan ve George Bush'un da başvnrduğunu be-
lirtti. ABD yasalanna göre başkanlar suçlan-
dıklan konuyla ilgili olarak uygun ücretli bir
avukat tutmuşlarsa, yürütülen araştırmanın
faturası devlet tarafından ödenebiliyor.
ÖR UŞ / AYHAN KAMEL Emekli Büyükelçi
Türkiye'nin AB'ye aday ülke statüsünü kazan-
mış olması kuşkusuz sevindirici. Ancak adaylı-
ğımızın açıklanmasından beri medya dahil ka-
muoyumuzun büyük bir kesiminde hep bir ağız-
dan "büyük başan "dan söz edilmektedir. Bun-
da, adaylığın reddi halinde doğabilecek bir kri-
zin Türkiye'nin gösterdiği uzlaşmacı zihniyet sa-
yesinde aşılmış olmasından dolayı bazı yaban-
cı devlet ve hükümet başkanlannın ve yabancı
medyanın Türkiye hakkında sarf ettıkleri övgü do-
lu sözlerin de payı olduğu bir gerçek.
1963 yılında AET ile imzalanan ortaklık anlaş-
ması Türkiye'ye tam üyelik perspektifini esasen
vermekteydi. Buna ilaveten 1996 yılında AB ile
yaptığımız gümrük birliği anlaşması da dikkate
alındığında, Türkiye'nin adaylığı, diğer aday ül-
kelere nazaran daha da öncelikli olmalıydı. Bu
nedenle vaktiyle Lüksemburg'da Türkiye'nin
adaylığı mevzuunda ahnan ret kararı esasen bü-
yük birhaksızhktı. Burtibarla,AB'nin bu defa Tür-
kiye'ye yaptsğı adaylık önerisi, Lüksemburg'da-
ki yanlışlığın düzeltilmesinden ibarettir. Diğer bir
deyişle, önce hakkımız olan bize kaybettirildi, son-
ra da tekrardan bulduruldu, ancak üstüne ağır
bir fatura da eklenerek. AB'nin görunürdeki bu
tutum değişikliğini, Türkiye'nin bölgesındeki öne-
mini yavaş yavaş kavramaya başladığı şeklinde
izah etmek pek inandıncı değil.
Üyelik için yerine getirilmesi gereken yüküm-
lülüklere gelince. Diğeradaytargibi bizim de Ko-
penhag kriterlerinin gereklerini yerine getirme-
miz çok doğal. Bunun için, her şeyden önce hal-
kımızın AB felsefesini ve gereklerini özümseme-
si ve benimsemesi için ciddi bir hazırlık ve ça-
lışma yapılmalı. Ekonomide istikrann sağlanma-
sı, enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi,
kamu borçlannın GSMH'nin belli bir yüzdesini
geçmemesi gerekiyor. Devlet yapısının reorga-
nizasyonu ve hukuk sistemimizin bütünüyle AB
müktesebatına uyaıianması da keza yapılması
gerekli önemli işler arastnda. Pek tabii ölüm ce-
zasının kakdınlması da bu çerçeveye giriyor. An-
cak bütün bunlann aşılmaz olmadığı kanısında-
yım.
Türkiye açısından diğer adaylara nazaran asıl
güçlüğün insan haklan ve özellikle azınlıklar ko-
nusunda yaşanacağı muhakkaktır. Zira bu ko-
nuda büyük ölçüde önyargılı olan Avrupa kamu-
oyu, asırlarca iç içe yaşadığımız, ortak kültür mi-
rastna sahip olduğumuz, Istiklal Savaşı'nt birlik-
te kazandığımız ve Cumhuriyeti birlikte kurdu-
ğumuz Kürt kökenli vatandaşlarımızı bir azınlık
olarak görmekte olup, onlara azınlık haklan ta-
nınmasında ısrarlıdır. Bu konuda Türkiye'nin ile-
ri sürdüğü çok haklı savları anlamamakta da di-
renmektedir.
Türkiye'ye verilen adaylık statüsünde, diğer
aday ülkelerden farklı olarak, Kopenhag kriter-
lerinin ötesinde iki de önkoşul yer almaktadır, üs-
telik hükümetimiz hiçbir önkoşulun kabul edil-
meyeceğini birçok kez açıkladığı halde. Türki-
ye'ye bu iki konuda kesilen fatura oldukça ağır-
ABKompleksi
dır ve aynmcı bir uygulamadır. Gerçekten de
Helsinki Bildirisi'nde Kıbns konusu ile ilgili ola-
rak sorunun çözümsüzlüğünün Rum yönetimi-
nin AB'ye alınmasını engelleyemeyeceği açık
seçik ifade edilmiştir. Bunun hemen ardından di-
ğer faktörlerin dikkate alınacağı yolundaki içe-
riği müphem ekleme, kanımca fazla bir önem ta-
şımamaktadır. Kıbns sorunuyla ilgili bu rfadele-
rin, Sayın Denktaş'ın haklı olarak vurguladığı
gibi, Kıbns Rumlarını uzlaşmaya değil, uzlaş-
mazlığa sevk edeceği kuşkusuzdur. Geçmiş yıl-
larda ASALA militanlarına övgü düzen ve PKK
teröristlerine kucak açan Kıbns Rum yönetimi-
nin AB'ye alınması halinde ise Kıbnslı Rumlann
sırası geldiğinde Türkiye aleyhinde vetolannı kul-
lanmakta hiçbir tereddüt göstermeyecekleri ve
bu vetoyu aşmanın Yunan vetosundan daha da
güç olacağı ortadadır.
Adalet Divanı'na gitme mevzuuna gelince:
Helsinki metninde 2004 yılına yapılan atfın, sa-
dece AB'nin bu tarihte bir durum değerlendir-
mesi yapacağı, yoksa Türkiye'ye 2004 yılına ka-
dar Divan'a gitme yükümKJlüğünü getirmediği yo-
lundaki güvence de kanımca havada kalan bir
noktadır. Aslında Türkiye, daha önce yapılacak
müzakereler yoluyla Divan'a götürülecek konu-
lann ve anlaşmazlık noktalarının tarifi halinde
Uluslararası Adalet Divanı'na gitmeye karşı de-
ğildir. Ancak Yunanistan, Divan'a neyin götürü-
leceği hususunda akıl almaz derecede aynmcı
ve tek yanlı bir tutum sergilemektedir. Gerçek-
ten de Atina, Ege'de sadece kıta sahanlığı so-
aınunun mevcut olduğunu iddia etmekte, buna
karşılık Doğu Ege adalannı sılahlandırmak ya da
6 millik karasulanna sahip her bir Yunan adası
etrafında 10 millik hava sahasını ilan etmek su-
retıyle gerçekleştirdiği haksız uygulamalan Divan'a
götürmeyi reddetmektedir. AB ülkeleri de bu du-
rumu bile bile iki ülkenin sorunlannın 2004 yılı-
na kadar Divan'da çözümlenmesinden söz ede-
bilmektedirter.
Hükümetimizin bu koşullann kabul edileme-
yeceği yolunda çekince ifade eden açıklaması,
AB'nin aldığı karan değiştiremez. Ayrıca Finlan-
diya Başbakanı'nın mektubunda belirtilen ya da
şifahen verildiği söylenen güvencelerin de bu açı-
dan bir önemi yoktur. Ortaklık anlaşmamızın sa-
rih hükmüne rağmen 1980 yılında başlaması ge-
reken serbest dolaşım hakkını rafa kaldıran AB
ülkeleridir. Keza, Ittifak Anlaşması'nda Kıbns'ın,
Türkiye ve Yunanistan'ın birlikte üye olmadıkla-
n hiçbir siyasi, ekonomik ya da askeri örgüte ka-
tılamayacağını belirten sarih hükme rağmen Rum
hükümetiyle müzakereteri açmaya bir sakınca gör-
meyen ve bu defa da birliğe almaya hazırlanan
aynı ülkelerdlr. Görüldüğü üzere devletler huku-
ku açısından bağlayıcılığı olan hükümleri dahi göz
ardı edebilen AB ülkelerinin bu defa verdikleri za-
yıf güvencelere ne derece güvenilebileceği or-
tadadır. Kaldı ki bu zayıf vaatleri yapanlann ya-
nnlarda mevcut hükümetlerin başında olmaya-
caklan da aynca göz önüne alınması gereken bir
husustur.
Bütün bunlara rağmen hükümetimizin AB öne-
risini reddetmenin yaratabileceği rahatsızlık dik-
kate alınarak önenyi kabule zorlandığı anlaşılmak-
tadır. Ancak hükümetimizin hiçbir önkoşulun ka-
bul edilmeyeceği yolundaki açıklaması bilindiği
halde yapılan bu dayatmanın resmen kabul ya
da reddi yerine önerinin sadece not edilmesiy-
le yetinilebilir ve önümüzdeki dönemde önkoşul-
lann kaldınlmasına çalışılabilirdi. Bu suretle, ön-
ceki açıklamalanmızla tutarlı bir davranış da or-
taya konulmuş olurdu.
Öneriyi bu şekliyle kabul etmekle üyelik konu-
sunu daha da zora soktuğumuz düşüncesinde-
yim. Gerçekten de Yunanistan, Kıbns ve Ege
sorunlanndaki görüşlerinı AB'ye benimsetmek
suretiyle Türkiye'yi bu konularda AB ile karşı
karştya getirmiştir. Buna rağmen mevcut güç-
lükterin yine de üstesinden gelebileceğimize ina-
nıyorum. Yeter ki Mustafa Kemal Atatürk'ün
"Türk; öğün, çalış, güven" sözlerinin gereğine
uyarak, sadece ve sadece kendimize güvene-
rek ve bu konudaki kompleksimizden de sıyn-
larak, hükümetimiz, özel sektörümüz ve sivil top-
lum örgütlerımizle birlikte tüm Türk ulusu olarak
el ele vererek amaca ulaşma irade ve kararlılığı-
nı ortaya koyalım ve bunun için ciddi çaba gös-
terelim.