Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ÎARALIK 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cörevden alınan Gümrük Teftiş Kurulu Başkanı'nın, Danıştay'a sunduğu dilekçe
4
Bürokrat kapıkulu değiP\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler'in Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığı gö-
re\inden alarak Kontrol Genel Müdürlü-
gû ne atadığı Erdener Demirağ'ın avukatı
tanfmdan Danıştay'a sunulan dava dilek-
çesinde; "Demirağ'm,>r
ürüttûpsoruştur-
maiar nedenrvle kara para ve matŞa işlem-
lerine kanşmış olan ünlülerin hedefi hatine
getiigr belırtildi Demırağ'ın. Keçeciler'in
seçim bölgesi olan Konya kökenli Kom-
bassan Holding hakkında soruşturma ona-
yı vererek bu şirketin yöneticileri hakkın-
da düzenlenen raporu savcıhğa göndermiş
olduğuna dikkat çekildi.
Avukat Tezcan Çalar tarafmdan hazırla-
narak Danıştay'a sunulan dilekçede. yürür-
lüktekı meN zuata göre, "müfettişkrin nza-
lan obnadıkçaidarigöreveatanmayacakla-
n". teftiş kurulu başkanlarının disiplin ve
ceza hukuku açısından görevde kalmalan
sakıncalı görülmedikçe istekleri dışında
idari göreve verilmeyeceklerine dikkat çe-
kildi. Her yeni iktidar yönetiminin bürok-
rası>i siyasallaştırma girişim ve uygulama-
lannda bulunduğu belirtilen dilekçede. ata-
ma ve görevlendırme yetkisinin "kamtı ya-
ran ve kamu hizmetterinin gereklerine uy-
gunolarak kullanılmasrgerektiğı yolunda-
ki Danıştay kararlannm göz ardı edıldıği
vurgulandı. "Bürokratlanıışuyada bu ba-
kanın kamu güç, ve baskısıvta özel arzu ve
hizmederini görecek 'kapıkullarf obnadığı
büinmdidir.. Bürokrata yasal çerçevesinde
emir verilir, hizmet isteniKr" görüşüne yer
verilen dilekçede, Demirağ'ın atanmasın-
daki işlemin nedeninin kişisel ve siyasal
amaçlı oldugu savunuldu.
Demirağ'ın 25 yıllık kamu hizmetini de-
netim elemaru olarak sürdürdüğü ve Teftiş
Kurulu Başkanlığı döneminde karar ve uy-
gulamalanyla resen harekete geçerek teftiş
yaptırdığı kaydedilerek, yargıya iletilen tef-
tişlerin bazılan şöyle sıralandı:
-AKS TV ve Fılmcilik'in gümrük çıtaş be-
yannamelerinde Macaristan'a >apügı belir-
tilen dışsaüının gerçek ulmadığının saptan-
ması üzerine Ugili şirkel yönetkikri ve kamu
görevüleri hakkında Kaçakçıkğuı MenveTa-
kibine llişkin Yasa üe Türk Ceza Yasası uya-
nnca sorusfurma aylmasını sağladı.
- Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Baş-
kanlığf nın yalnızca "bflgi edinibnesi'' için
gönderdiği yazıdan kumar salonlanndaki
oyun masa ve makinelerinin çoğunun ka-
yıtdışı yurda sokuldugunun anlaşılması
üzerine resen soruşturma açılmıştır. Ko-
nuyla ilgili rapor Mersin Cumhuriyet Baş-
savcılığı. Başbakanlık, Içişleri ve Turizm
Bakanlığı'na gönderilmiştir. Bu raporda.
Mersin Hilton Oteli talih oyunlan salonun-
daki 99 oyun makinesinden 39' unun yurda
kaçak sokulduğu belirlenmiştir.
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlı-
ğı'nın bu konuya ilişkin olarak düzenledi-
ği Kutiu Savaş raporu, Demirağ'ın gönder-
diği onaydan sonraki tarihlidir. Bir başka
anlatımla Başbakanlığın konuyu soruştur-
ması ve rapora bağlamasmda Demirağ'ın
düzenlediği rapor esas olmuştur.
- Küçükçekmece. Kadıköy, Bakırköy ve
Konya SavcılıgTna gönderilen 10 a>n ra-
porla Rombassan Holding'in baghşirket ve
istiraklerinin dışsaum izin ve Bsansı alma-
dan eşya ithal etmesi nedeniyle şirket baş-
kanı ve ilgüileri hakkuda kaçakçıhk yasas
uyannca kovuşturma yapılması istendL
- Küçükçekmece Cumhuriyet Savcmğı,
Hazine ve Maliye'ye gönderilen soruşturma
raporuyla birçok ünlü şirket ve yöneticileri-
nın Halkalı Tekstil Ihtisas Gümrüğü'nde tes-
cilli gümrük çıkış beyannamelerinde tahri-
fat yapılarak 320 bin dolarlık dışsatımın, 49
milyon dolara çıkanlması nedeniyle kaçak-
çılık soruşturması yürütülmesini istemiştir.
- Sanayi ve Tkaret Bakanhğı'nın doğal-
gaz saanerini ithal eden Affagas şirketinin
ithal ettiği makemderin kalite, menşe ve fi-
yaüaruun açığa çıkanlması tsteği üzerine
rüm dışalımlan inceleme ve soruşturma
kapsamına alındı.
- Erol Evcil'in sahibi ve ortağı olduğu şir-
ketlerinin tüm dışsatım ve alımlannın ince-
leme ve soruşturması başlatılmıştır.
Dilekçede, söz konusu inceleme ve soruş-
turmalann bir kısım çevTeleri rahatsi2 ettiği
vurgulanarak. "Resen acürdığı sorusturma-
lar nedeniyle ismi kara para ve mafya işlem-
lerine kanşnuş olan ünlülerin hedefi haline
gelmistir'* denıldi.
CHP'de seminer sona erdi
Eğitmenlerden
iktidar sözü
• Eğitim seminerinin ardından
Anıtkabir'i ziyaret eden eğitmenler,
Anıtkabir Özel Defteri'ne 'Eksiklerimizi
gidererek partimizi yeniden iktidar
yapacağımıza söz veriyoruz' diye yazdılar.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP'nin 6
Aralık günü Ankara'da
TESK Otel'de başlayan
"Parti Eğitmenkri Eğitim
Semineri" önceki gün so-
na erdi. Eğitim programı-
nı sosyal etkinliklerle de
destekleyen eğitmenler,
seminerin son gününde
Anıtkabir'i de ziyaret etti-
ler. Anıtkabir Özel Defte-
ri'ni imzalayan parti eğit-
rnenlen, 18 Nisan'da TB-
'.IvIM dışında kalan
'tTHP'yi yeniden iktidara
getirmek için çok çalışa-
caklan sözünü verdiler.
6 gün süren eğitim se-
minerine, 72 ilden 110 er-
kek, 23 kadın olmak üze-
re, toplam 133 eğitmen
adayı katıldı. Katılımcıla-
nn 67'sini öğretmenler
oluşturdu. Eğitim progra-
mmda 45 öğretım görevli-
si, Merkez Yönetim Ku-
rulu (MYK) ve Parti Mec-
lisi (PM) üyesi ders verdi.
Parti tarihi ve Atatürk il-
kelerinin incelendiği ortak
derslerin yanı sıra katılım-
cılar, yapılan anket sonu-
cunda "CHP tarihi, prog-
ramı, tüzûğü". "Demok-
ratik örgütknme, üetişim
ve insan Uişkileri", "Sos-
yal demokrasi ve insan
haklan" konulanndan bi-
rini seçerek bu konu üze-
rinde çalışmalannı yoğun-
laştırdılar. Seminer prog-
ramı kapsammda. katılım-
cılara siyasi eğitim ve alan
eğitiminin yanı sıra eğitim
teknikleri de verildi. Se-
minere katılan eğitmenler,
bundan böyle CHP'nin a-
day üye ve üyelerinin eği-
timini verecekler.
CHP'nin Parti İçı Eğı-
timden Sorumlu MYK
üyesi Mustafa Gazalcı,
2000 yıh ıçinde "Yönetici
EğHiıni'"nin gerçekleştiri-
leceğini ve il-ilçe yöneti-
cilerinin de eğitimden ge-
çirileceğini bildirdi. Ga-
zalcı, seminerin ardından
bölgelerine dönen egit-
menlerin, 20'şer kişilik
gruplar halinde aday üye
ve üyelere "berhangi baş-
ka bir yere taşunadan, ye-
rinde" eğitim verecekleri-
ni anlattı. Gazalcı. "Bizde
bu sürecin takipçisi olaca-
ğız. Yapılan çahşmalan de-
netleyeceğiz. t ç a>da bir,
eğitmenlerden nelerin ya-
pddığma ilişkin rapor iste-
yeceğiz" dedi.
Arutkabir'de sa\gı
Seminerin son günün-
de Anıtkabir'e giderek,
Atatürk ve tsmet Inö-
nü'nün mozolelerine çe-
lenk bırakarak, saygı du-
ruşunda bulunan parti
eğitmenleri, Anıtkabir
Özel Defteri'ne de şunla-
n yazdılar:
"tlk Genel Başkanunız
Atatürk;
Kurduğun partinin
parti eğitmenleri olarak
önündeyiz. Son seçimier-
de Meclts dışında kalan
partimizi çok çauşarak,
eksiklerimizi gidererek
yeniden iktidar yapacağız.
Dün oldugu gibi bugün de
ilkelerin doğrultusunda
halkımıza hizmet edece-
ğiz. L'lkemizi ortaçağ ka-
ranhğına götürmek iste-
yen. sömürge yapmak is-
teyen güçlere karşı laikli-
ği ve bağunsızlığı koruya-
rak,devTİmlerinigeiiştire-
rek, sürdürmeye kararb-
VTZ.Yurdun her ilinden ge-
İen 133 CHPU parti eğjt-
menleri olarak saygıyla
selamlıvoruz."
Demirel Bolu'da prefabrik konutlann dağıtımına katıldı
w
Biraz sabır hepsi geçecek'
\"urt Haberleri Servisi - 12 Kasım
depremınin merkez üssü Düzce. Bolu
ve Kaynaşlfda incelemelerde bulunan
Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL
depremzedeleri kışın zulmüne bırakma-
mâk için etden gelen gayretin gösteril-
digini belirterek. "Biraz daha taham-
mül edin. hepsi geçecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
Bolu'nun Karaçayır Mahallesi'nde Ba-
ymdırlık ve Iskan Bakanlığı taraftndan
yaptınlan prefabrik konutlann teslim
törenine katıldı. Demirel, 17 Ağustos
depreminin yaralan sanlırken 12 Ka-
sım depreminin meydana geldığini
anımsatarak şöyle konuştu:
"Büyük zayiat büyük yikım oldu.
Deprem Cenab-ı AUah'ın takdiridir. D-
ua ettik, "beterinden ve tekranndan ko-
ru' drye. Bu mübarek Ramazan günü
Bolu'da evinin anahtannı alan yaşh bir kadın, Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerin boy nuna sanlarak teşekkûretti. (Fotograf: AA)
a>nıduayıtekrarediyonız. Doğanıngü-
cukarşısındainsanoghınungiicüyoktur.
Yani 'şunu yapsaydık, bunu yapsaydık'
denebttir. Bunlann hepsi denebiür de fe-
laketle karşılaşıldtğı zaman insanoğlu-
nun yapacağı şey. dimdik ayakta dur-
mak, o felaketi goğüslemektir. Göğüs-
lenmiştir. Milletçe göğüslenmiştir.''
Cumhurbaşkanı Demırel, depremze-
delen kışın soğuğuna terk etmemek için
girişilen çalışmalann baş/anlı olduğunu
söyleyerek Bolu ve Düzce'de 30 gün
içinde azami gayretin gösterildiğini be-
lirtti.
Demirel, lKaynaşh'da da prefabrik
konut alanlannda incelemelerde bulun-
du. Depremzedelerin sorunlanru dinle-
yen Demirel, Bolu Valisi NusretMirog-
lu'dan bölge hakkında bilgi aldı. Konut-
lann ne zaman tamamlanacağını soran
Demirel'e, Miroğlu genel planı belirle-
nemediğini söyledi.
Kaynaşlı'da yürütülen çalışmalardan
mmemnuniyet duyduğunu ifade eden
Demirel. "ÇokyıkılmışburasLtnşallah,
Ka>Tiaşlı'da bu a> ın sonuna kadariskan
sorunu çözülür. Rahatladım. 30 günfln
sonunda bu kadar işin yapılabilmiş oJ-
ması memnuniyetverid" diye konuştu.
Daha sonra Düzce'ye geçen Demirel,
Şiraklık Köyü mevkiinde kurulan pre-
fabrik konut merkezini gezdi. Bolu'nun
Karaçayır mahallesinde yapımına 12
Kasım depreminden sonra başlanan 676
konuttan 82'si önceki gün tamamlandı.
Konutlara kent merkezinde kendi im-
kanlanyla yaptıklan muşarnba çadırlar-
da kalan aileler yerleştirildi. Depremze-
de ailelerin prefabrik konutlarda kulla-
nacağı eşyalar da Lojistik Destek Koor-
dinasyon Merkezleri'ndeki askeri araç-
larla taşındı.
Demirel, incelemelerinin ardmdan,
Adapazan'na geçti. Temaslannın ar-
dından karayoluyla Kocaeli'ne geçen
Demirel, daha sonra özel uçak "GAP"
ile saat 14.20'de Ankara'ya hareket et-
ti.
İstanbul'da evlatlık başvuruları
İstanbul Haber Servisi - tstanbul ll
Sosyal Hizmetler Müdürü Kahraman
Eroğlu, depremden sonra evlat edin-
mek isteyen yaklaşık 2 bin kişinin baş-
vuru yaptığmı belirterek,"Deprem böl-
gesinden anne- babası ölmüş sadece 8
a> lık bir çocuk getirildL O da evlatlık ve-
riklL Çocuklara yardımcı olmak, aile
sevgisiyle yaşatmak isteyenler koruyu-
cu aile olabüirler"' dedi.
Kahraman Eroğlu, bir çocuğun ev-
latlık verilebilmesi için anne ve baba-
sının hayatta olmaması gerektiğini be-
lirterek, deprem bölgesinden Istanbul'a
13 çocuk getirildiğini söyledi. Çadır-
kentlerde yaptıklan çalışTnalarda, ça-
dırlarda çok sayıda çocuk bulunduğu-
nu gördüklerini anımsatan Eroğlu,
"Depremde anne-babası ölen çocukla-
n. yakmlan akrabahk bağlan ve 'dev-
letyardım eder' düşüncesiyleyanlann-
da banndımorlar. Fakat hayat şartla-
nnın zoriuğu nedeniyle bir süre sonra
bize getirmek zorunda kalacaklar. Bu
nedenleçocuksayısı artabilir" diye ko-
nuştu. Eroğlu, evlat edinmek isteyen-
lerde aranan özellikleri şöyle sıraladı:
"35 yaşından yukan olmak. özçocu-
ğu olmaması ve çocuk sahibi olamadı-
ğmıdoktorraporuyla belgelemek, sabı-
kalı olmamak. çocuğun geleceğini ga-
ranti ahına alabilmek. çevTesinden re-
ferans getirebilmek, ruh sağlığının ye-
rinde olması, çocuğun isttsmar edilme-
yeceğinden emin olmak, çocuğa öz an-
ne-baba gibi sevgi, şefkat verebümek."
IRMIKI AYDIN ENGİN
Bugünlerde gazetelerin kısa haberie-
rine filan bir göz atın. Eğer o haberter ara-
sında "Avrupa'da Gazeteci, Gazeteci
Dövdü" başlıklı bir haber görürseniz
okuyun. Haberde, "Bir süredir Avru-
pa 'da, Federal Almanya 'nın çeşitli kent-
lerinde sürtmekte olan Türk gazeteci
Aydın Engin birbarda sohbet ettiği bir
A/man meslektaşının kafasında bira 5ar-
dağı kırdı; aynca yumruk atıp burnunu
morarttı; tekme tokat, sille yumruk kav-
gaya devam etmek isterken çevreden
yetişenlerce zoriukla zapt edildi" filan
diye bir şeyler okursanız şaşırmayın.
Tamam, milli duyguları güçlü biri de-
ğilim, hatta kimilerine göre aşın düşük
tansiyon gibi "aşın düşük milli duygu"
hastalığını genetik olarak taşımaktayım.
Ama gene de bugünlerde sık sık barlar-
da buluşup sohbete oturduğum Alman
gazetecılerden birini (herhangi birini, ar-
tık o gün elime hangisi geçerse, piyan-
go hangisine vurursa onu) dövecegim.
Ya ben oniann, dolayısıyla Almanla-
nn, dolayısıyla Avrupalıların. Türkiye'nin
AB'ye aday üyeliği üstüne ne düşündük-
lerini anlamak istediğimden bir buluşma
ayariıyorum ya da onlar, Türklerin aynı
konu üstüne ne düşündüklerini merak
ettiklerinden bir sohbete çağınyorlar.
Bir barda, bir kahvede buluşuyoruz.
Sohbet efendi efendi başlıyor. Ama he-
Halimize Çok Üzülüyorlar
men ardından ahret soruları yağmaya
başlr/or:
- Engin, şimdi siz adaylığı kabul ecte-
rek Kopenhag ölçütlerine de uymaya
karar verdinız, imza koydunuz...
- Evet. Biliyoruz. Uyacağız zaten.
- Evet ama nasıl?
- Ne demek nasıl? Koyacağız önümü-
ze Kopenhag ölçütleri dediğiniz ilkeleri;
başlayacağız, ne yapmamız gerekiyor-
sa onlan yapmaya... Ne var bunda?
Işte sohbetin bu noktasında heriflerin
(ya da kanların) gözündeki "merhamet"
kıvılcımlannı görmemek olanaksız.
Biri tutuyor, en akla gelmeyecek nok-
tadan başlıyor:
- Yani şimdi sizin öğrenciler, YÛK'üya
da paralı eğitimi protesto etmek için üni-
versite bahçesinde ya da kentin bir
meydanında yürüyüş yapmaya kalkar-
larsa sizin polisler onlan dövmeyecek
mi?
Bir defasında boş bulundum, "Döve-
cekler elbet" dedim. Sektirmeden yanıt
geldi:
- E, işte bu, Kopenhag ölçütlerine tü-
müyle aykın...
Buyrun...
Bir başka soru:
- Peki azınlıklar...
Sözlerini kesip aklımca karşı saldınya
geçiyorum:
- Anladım diyeceğini... Onu geç. O iş
çözüldü. Biz zaten uzun süredir Kürtle-
re Türk demiyoruz. Oniann Kürt olduğu-
nu hemen hemen kabul ettik...
Pes eden kim:
- Yok, yok; ben Ermenileri, Rumlan
kastettim. Şimdi siz azınlık vakrflannın
mülklerini 1936'dakibiryasaya göre ge-
ri alıyorsunuz. Azınlıklann mülk sahibi
olmasını bir dizi kurala bağlıyorsunuz...
-Eee?
- E'si, altına imza koyduğunuz AB
üyeliği sözleşmesinde azınlık haklannın
tam ve kesin güvenceye alınması diye
bir madde yok mu?..
- Ben de biliyorum var olduğunu. A-
ma onlara gelinceye kadar...
- Işte ben de onu diyeceğim... Bun-
lara gelinceye kadar, hukuk sisteminizi,
Ceza Yasanızı, anayasanızı, ticaret hu-
kukunuzu, iş hukukunuzu filan değiştir-
meniz gerek. Kayıt dışı ekonomi, sigor-
tasız işçi çalıştırma, bir ürünün pazarpa-
yının yüzde kırkı aşması halinde devre-
ye girecekanti-kartel ve anti-tröstyasa-
lannı filan çıkarmakzorundasıntz... Son-
ra Trafik Yasanızı...
Hiç olmazsa birine itiraz etmek istiyo-
rum. Örneğin pazar payının yüzde kırkın-
dan fazlasına sahip olan şirket gibi, ba-
na abuk sabuk gelen bir noktayı ele alıp
"Püh, abartıyorsun. Bizde zaten öylesi
yok" dememe kalmıyor, herifler Alman
ya, derslerini iyi çalışmışlar, sırrtıp soru-
yorlar:
- Şu cep telefonlannda pazar payı iki
şirketin elinde değil mi sizde? Her biri
yüzde kırktan az ise geri kalan yüzde yir-
miyi aritmetik olarak nasıl açıklayacak-
sın peki?
Hepsini aktarsam bir hafta tefrika et-
mem lazım. Ama günlerdir, Terörie Mü-
cadele Şubesi'nde sorguya çekilen sol-
cu öğrenciden beter durumdayım...
Ama beni asıl çileden çıkaran, surat-
larındaki o merhamet ifadesi. Sanki "Vah
vah size. Başınıza öy/e bir be/a aldınız
ki... Valla Allah yardımcınız olsun" der gi-
biler...
Bunaldım. Cevap veremiyorum. Söy-
lediklerini çürütemiyorum. Çaresiz, iç-
lerinden birini dövecegim...
Bakalım piyango hangisine vuracak...
Hele bu akşamı bir geçireyim de...
Bu akşamki ahbabım oldukça iriyan
çünkü...
Seçmene selam, yeni
'modayla' devam...
Milletvekillerinin, "seçmene selam"
niteliğindeki projeleri Meclis
gündeminden düşmez. Geçmişte, en
revaçta projeler, "ilyapma" ve "yeni
üniversite" açmak oldu. Şimdi
bunlara bir yenisi eklendi: Seçim
bölgeleriyle ilgili Meclis araştırması
açtırmak...
Hesap belli; 4 ay boyunca Türkiye,
kendi seçim bölgelerini konuşacak,
seçmen de "Bak bizim vekile,
Ankara'ya gitti, ama bizi unutmadı"
diyecek, sonra da gelsin oylar vekilin
cebine... Bu konuda ılk denemeyi FP
Yozgat Milletvekılı llyas Aslan yaptı.
Araştırma önergesine Yozgatlılar
dışında oy veren çıkmayınca, Meclis
araştırması açılması reddedildi. Ama
milletvekilleri yılmadı. Aslan'ın
arkasından tam 13 milletvekili,
seçildikleri iller, 2 milletvekili de
illerinin bulunduğu bölgelerin
"ekonomik, sosyal, kültürel ve
kentsel sorunlannın araştınlarak
alınması gereken önlemlerin
belirienmesi amacıyla" Meclis
araştırma önergesi verdiler. llinin,
bölgesinin araştınlmasını isteyen
milletvekillerinin tam listesi şöyle:
FP'den Erzincan Milletvekili Tevhit
Karakaya. Amasya Milletvekili Akrf
Gülle, Sıvas Milletvekili Abdüllatif
Şener, Adana Milletvekili Yakup
Budak, Elazığ Milletvekili Ahmet
Cemil Tunç, Adıyaman Milletvekili
Mehmet Özyol, Şanlıurfa Milletvekili
Zütfükâr Izol, Siirt Milletvekili
Ahmet Nurertin Aydın, Bayburt
Milletvekili Suat Pamukçu, Çankın
Milletvekili Hüseyin Karagöz,
Kınkkale Milletvekili Kemal
Albayrak; MHP'den Trabzon
Milletvekili Nail Çelebi; DYP'den
Ankara Milletvekili Saffet Ankan
Bedük; DSP'den Edirne Milletvekili
Şadan Şimşek.
FP Bursa Milletvekili Ahmet
Sünnetçioğlu işi daha da ileri
götürmüş. Meclis'ten talebi;
Bursa'nın Büyükorhan, Harmancık,
Omaneli ve Keles ilçelerinin
araştınlması...
DSP'de4
çoban şarkıcı' kavgası
DSP Eskişehir Milletvekili Mehmet
Mail Büyükerman, DSP'nin bu
dönem parlamentoya taşıdığı renkli
bir kişi. Sık sık kürsüye çıkıp ilginç
konuşmalar yapıyor, hatta bazeo
kendisini kürsüden indirmek pek
kolay olmuyor. Büyükerman, DSP'nin
son grup toplantısında yaptığı
konuşmada, Başbakan Bülent
Ecevrt'i kızdırdı. Büyükerman,
"Unkapanı Güneydoğululann elinde.
Güneydoğu'dan çobanlar geliyor,
kaset yapıyoriar. Zevksizlik
aşılıyohar" deyince ortalık kanştı.
Güneydoğulu milletvekilleri
bağırmaya başlarken,
'Erkek milietvekilleri
neden pejmürde
değil?..'
TBMM Genel Kurulu'nda geçen
hafta, kadının seçme ve seçtîme
hakkını kazanmasıntn 65. yıldörtümü
nedeniyle konuşmalar yapıldı.
Kürsüye çıkan kadın milletvekilleri
parlamentoda sadece 22 kadın
milletvekili bulunmasından yakındt.
Kadın milletvekillerinin
konuşmalanndan seçtiğimiz bazı
ilginç bölümter şöyle:
Nazlı Hıcak (FP): "Güzelliğin on para
etmez, bu bendeki aşk olmasa " diyor
şair. Bu satırlar, kadın ve erkeğin
birbirini tamamladığını şairane bir
üslupia ortaya koyuyor. Biz hantmlar
olmasaydık, belki de siz beyefenditer
bu kadar şık giyinmek lüzumunu
hissetmezdiniz. Belki daha pejmürde
bir kılıkla gezerdiniz. Sadece kadınlar
veya sadece erkeklerden kurulu bir
dünyada yaşamayı arzu eder
miydiniz? Meclis'in 550
sandalyesinin her birini bir kadına
ikram etseniz dahi, doğrusu ben
böyle bir şeyi arzu etmezdim. Çünkü
payiaşılmayan bir dunyantn
yeknesaklığını düşünün... Sadece
kravat veya sadece etek...
Melek Denli Karaca (MHP): (...)
Gelecek dönem partamentomuzun
fıfty-frfty hanımlardan müteşekki!
olmasmı temenni ediyorum...
Gönü4 Saray Aiphan (DSP): (...)
"Sayın Büyükerman'ı herzaman
zevkle dinliyoruz. Ama bu kez
amacını aştı. Bazen okumuş
insanlar, hatta profesörier laik
Cumhuriyete zarar verebiliyor.
Çobanlan böyle aşağılamak yanlış..."
Yeni Zelanda'nın
sorunu
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Ahat Andican, ge-
çen günlerde Yeni Zelanda
Büyükelçisi ile bir yemekte
karşılaştı. Büyükelçi. sohbet
ilerlediğinde konuyu Abdul-
lah Öcalan'a ve Kürt soru-
nuna getirdi. Andican, Türki-
ye'nin konuya bakışını, niye-
tini uzun uzun anlattı, ancak
büyükelçinin sürekli aynı ko-
nuyu "kaşımasından " da ra-
hatsız oldu. Bir ara büyükel-
çiye döndü:
"Yeni Zelanda'nın yeriile-
ri, Maoriler değil mi? Onia-
nn haklan güvence altında
mı peki? ömeğin, yönetim-
de söz sahibiler mi?"
Büyükelçi sıkıntılı bir ifa-
deyle başını kaşıdı ve ülkesi-
nin en önemli sorunlanndan
birini anlatmaya başladı:
"Evet, hükümetimiz Ma-
orilerie ilgili şu sıralar büyük
sorun yaşıyor. Maoriler, be-
yazlargelmeden önce atala-
nnın 'balıkçılıkla' geçindiğini,
beyaz/arın gelip nehirlerini
ellerinden aldığını savunu-
yoriar. Şimdi hükümetten,
bu nehirierin mülkiyetini is-
tiyorlar..."
'Yılbaşında kart
göndermeyin'
çağrısı
DSP Genel Başkan Yar-
dımcısı Tayfun Içli'nin, yıl-
başı ve bayram kutlama
kartlanyla ilgili bir önerisi
var:
"Yılbaşı ve bayram için
tebrik kartlan yollamayalım.
Bu paraları deprem bölge-
sindeki özüriü ve yardıma
muhtaç çocuklariçin kulla-
nalım..."
Içli, bin kişiye kart yolla-
dığını vurgulayarak "Bunla-
ra harcayacağım 100 mil-
yon lirayı çocuklar için ve-
receğim. Diğer DSP'li mil-
letvekili arkadaşlarımız da
aynı biçimde davranırsa,
büyük bir kaynak yaratılabi-
lir" diyor. Içli, özel kuruluş-
lan da aynı biçimde davran-
mayaçağınyor...
Türey Köse, Ayşe Sa\m, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan