Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5KASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
JtLJvUiN UJVJJ. / ekonomiCacumhuriyeLcom.tr 13
50 binlikler
bugün kalkıyor
• ANKARA(AA) -
Merkez Bankası, 50 bin
liralık banknotlan bugûn
tedavülden kalkıyor. Söz
konusu banknotlar, bugün
işlemeye başlayacak olan
10 yıllık kanuni zaman
aşımı süresince Merkez
Bankası ve Ziraat
Bankası'nda
degiştirilebilecek. 50 bin
liralık banknotlar, 5 Kasım
2009 gününden itibaren ise
kıymetlerini tamamen
yitirecek. Öte yandan,
piyasaya yeni sûrûlecek
olan 10 milyon liralık
banknotlann tanıtımı için
bugün Merkez Bankası'nda
bir basm toplantısı
düzenlenecek.
ZOOtfde
vergilere zam
• ANKARA (AA)-
Yeniden değerleme oranı
çerçevesinde otomatik artış
gören çok sayıda vergi,
yeni yılda yüzde 52.1
oranında zamlanıyor.
Maliye Bakanlığı'nın her
yıl ilan ettiği yeniden
değerleme oranına baz
oluşturan toptan eşya
fiyatlanndaki 12 aylık
ortalamalara göre artış,
ekim ayı sonu itibanyla
yüzde 52.1 olarak
gerçekleşti. Bu çerçevede.
yeni yılda taşıt alım,
motorlu taşıtlar, damga
vergisı ve harçlar,
Bakanlar Kurulu yetkisini
kullanıp farklı bir oran
belirlemediği takdirde,
otomatik olarak yüzde 52.1
oranında artış görecek.
IMF tıeyetinin
zJyaneti
• ANKARA (AA) -
Uluslararası Para Fonu
(IMF) Türkiye Masası Şefi
Carlo Cottarelli, dün Ziraat
Bankasf nı ziyaret ederek,
bankanın Genel Müdürü
Osman Tunaboylu ve diğer
banka yetkilileriyle
görüştü. Carlo Cottarelli,
yaklaşık iki saat süren
toplantıdan sonra, yaptığı
açıklamada, öncelikli
konulanndan olan Türk
bankacıhk sistemi ve para
pıyataUn konulannı ek •
aldıklannı söyledi.
'Vergisiz kaynak
artıyor'
• Ekonomi Servisi -
Marmara Üniversitesi
tktisadı Idari Bilimler
Fakültesi Maliye Bölümü
Öğretim Üyesi Dr. Veysi
Seviğ, vergilendirilmeyen
gelir kaynaklannm
sayısmm giderek arttığını
bunun da temel nedeninin
ya yasa boşluğundan ya da
alınan çelişkili idari
kararlardan
kaynaklandığını söyledi.
Marmara Oniversitesi
Maliye Araştırma ve
Uygulama Merkezi ile
Konrad Adenauer Vakfi
tarafından düzenlenen "21.
Yüzyıla Doğru Nasıl Bir
Gelir Vergilemesi"
panelinde konuşan Seviğ,
sıkça değiştirilen vergi
yasalannda, aceleyle
yapılan değişikliklerde
hukuk ilkeleri dikkate
alınmadığı sürece, mutlaka
onun bir boşluğu olacaktır"
dedi
Gümrük Yasası
tamam
• ANKARA (AA)-
Gümrük mevzuatını tek bir
yasada toplayan "Gümrük
Kanunu" Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlandı. Buna göre,
cumhurbaşkanının zat ve
ikametgahı için gelen eşya
ile mütekabiliyet esasına
göre ithal edilen diplomatik
eşya. bu statüde
değerlendirilecek.
Bağ-Kur'un
devlete yükü
• ANKARA (ANKA)-
Hükümet, 2000 yılı
bütçesinde, sayı açısından
SSK'ya göre nüfusun çok
daha küçük bir bölümüne
hizmet veren Bağ-Kur'a
daha fazla para ayırmak
zorunda kalacak. Maliye
Bakanlığı'ndan edinilen
bilgiye göre, 2000
bütçesinden sosyal güvenlik
sistemine transfer edilmek
üzere aynlan 3 katrilyon
600 trilyon liranın 1
katrilyon 35 trilyonu Bağ-
Kur'a verilecek. Kapsadıgı
nüfus ve emekli sayısı
bakımından en büyük
sosyal güvenlik kuruluşu
olan SSK'ya 2000 yılı
bütçesinden toplam 930
trilyon lira aynidı.
Hazine'nin borç hesaplanna 1995 yılından beri onay vermiyor, ancak TBMM bunu dikkate almıyor
Snvıstavı cliıılovoııyok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
2000 yılı bütçesi görüşmelerine baş-
lanırken, 1995 yılından beri Hazi-
ne'nin dış borçlar, genel bütçe dışı da-
ire ve kurum borçlan (GBDDYS) ile
KİT sermayeleri hesaplanna onay ver-
meyen Sayıştay, 1998 yılı hesaplannı
da uygun bulmadı. Sayıştay'ın Plan ve
Bütçe Komisyonu'na sunulan "Hazi-
ne Hesaplan 1999 Yılı Izleme Rapo-
ru"nda. "D»ş borç stoku tespit edile-
memiştir,dış borçlara ilişkin kur fark-
lan hesaplanamamıştır. Hazine'nin
garantili borçlardan doğan alacakla-
n bettrlenemeıniştir. KİT zararian ser-
mayeterden düşülmeyerek fazla göste-
rflryor" saptamalanna yer verildi.
TBMM, Hazine'nin kamu kesimi-
Sayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduğu Hazine
hesaplanna ilişkin '1999 Yılı îzleme Raporu'ndan:
• Dış borç stoku büinmiyor
• Dış borçîara ilişkin kur farklan hesaplanamıyor
• Hazine'nin garanîili borçlardan alacaklan belirlenemiyor
• KİT zararian sermayeden dûşülmeyerek fazla gösteriliyor
iayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan
"*Hazine Hesaplan 1999 Yılı îzleme Raporu"nda,
"Dış borç stoku tespit edüememiştir, dış borçlara
ilişkin kur farklan hesaplanamamıştır. Hazine'nin
garantili borçlardan doğan alacaklan
belirlenememiştir." saptamalanna yer verildi.
nın dış borçlarının ızlendiği 1995,
1996 ve 1997 yıllan dış borçlar hesa-
bı, Hazine alacaklannın izlendiği 1997
yılı genel bütçe dışı daire ve kurum
borçlan hesabı ile KİT sermayelerinin
izlendiği 1997 yılı genel bütçe dışı
kurumlara yatmlan sermayeler hesa-
bmı Sayıştay'ın ^uyguniuk" vermeme-
sine karşm onayladı. Sayıştay, söz ko-
nusu hesapların reddine neden olan
sorunlann henüz çözümlenmediğini be-
lirleyerek 1998 yılı hesaplanna da
onay vermedi. Bu hesaplar, Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda ele alınacak. Sa-
yıştay'ın komisyona sunduğu "Hazi-
ne Hesaplan 1999 Yılı RaponTnda
şu belirlemelere yer verildi:
- Hazine veri sistemleri çerçeve-
sinde dış borçlara ait kur farklannı he-
saplayacak yazılım hazırlanmıştır.
Devlet Borçlan Saymanlığı, kendi
geliştirdiği yazılım ile kur farklannı
işlem bazında hesaplayacak yetkin-
liğe kavuşmuştur. Ancak bu iki sis-
temde kur farklannı hesaplayacak
mekanizma kurulmasına karşın henüz
ortadakur farkı hesaplanacak birborç
stoku bulunmamaktadır.
- Dış borç kullanımlan ile ilgili ola-
rak Hazine'nin iki ven kaynağı bulun-
maktadır, kreditörler ve kullanıcı ku-
ruluşlar. Hazine'nin dış borç kayıtla-
n kreditörlerden gelen bilgilere istina-
den oluşturulmaktadır. Bu venleri doğ-
rulayacak olan kullanıcı kuruluş ve-
rilerine ulaşmak yıllarboyunca sorun
'Özelleştirme olmazsa mum yakmak zorunda kalırız' açıklamalannı rakamlar da yalanlıyor
Eleküikteihvtimfa:tası var
• Enerjide özelleştirme ve
nükleer santral yapımmı bir
zorunluluk olarak göstermek
amaayla kamuoyunda
yayılmaya çalışılan
'Tûrkiye'nin hızla bir enerji
krizine doğru gittiği' iddiasına
karşm bu yıl da elektrik
enerjisi üretiminin, tüketimin
bir hayli üzerinde
gerçekleşmesi bekleniyor.
ANKARA (ANKA)- Enerji alanındaki
özelleştirme uygulamalan ve nükleer sant-
ral yapımmı bir zorunluluk olarak göster-
mek amacıyla kamuoyunda yayılmaya ça-
lışıian 'Türidye'nin hızla bir enerji krio-
ne doğnı gittiği' ıddiası 1999'dadaasılsız
çıkıyor. Bu yıl da elektrik enerjisi üreti-
minin, tüketimin bir hayli üzerinde gerçek-
leşecegi tahmin edilıyor.
Özellikle ANAYOL hükümeti döne-
minde TEDAŞ dağıtım müesseseleTİıün
özel sektöre devri ve bazı santrallann özel-
leştirilmesinde hızla bir enerji darboğazı-
na dogru gidildigı, 1999 yılından ıtibaren
ekktrik kesiııiilermın başlayacagı sık sık
dile getırilmışti. Özelleştirmeler ve nük-
leer santral yapımına karşı kamuoyunda
oluşan tepkileri kırmak için devletin ener-
ji alanında gerekli yatınmlan yapamaya-
Tüketim<%) 1988
TBMM'ye sunulan rapora göre 1999 beklentileri:
• Brüt elektrik üretimi
118.8 milyar kilovatsaat
• Hidrolik kaynaklı üretim
33.1 milyar kilovatsaat
^ Termik üretim 85.6 milyar
kilovatsaat
• Brüt enerji tüketimi 115.2
milyar kilovatsaat
Sanayı
Meskenler
Ticarethaneler
Resmi daıreler
Genel aydınlatma
Tanm
Haberleşme
Diğer alanlar
53.1
22.6
8.4
4.6
4.0
2.5
0.7
4.0
1999
(tahmini)
53.7
22.0
8.5
4.7
4.1
3.0
0.7
3.3
cagı, eneıjî krizine girrnemek için başka
çözüm olmadığı rezi ışlenmişti.
Maliye Bakanhğı tarafından 2000 yılı
bütçe tasansıyla birlikte TBMM'ye su-
nulan 1999 yılt ekonomık raporuna göre
brüt eiektrik enerjisi üreamininbu yıl yüz-
de 7 dolayında artarak 118.8 milyar kilo-
vatsaate ulaşacağı tahmin edıliyor. Hidro-
lik kaynaklı üretim yüzde 21.6 geriieye-
rek 33.1 milyar kilovatsaate inerken ter-
mik ürerimin, yüzde 24.4'lük artışia 85.6
milyar kilovatsaate çıkması bekleniyor.
Buna karşjhk brüt elektrik enerjisi tü-
ketiminin, yüzde 5.9'luk artışia 115.2
milyar kilovatsaat olacağı tahmuı ediiı-
yor. Buna göre geçen yıl brüt tüketimm
yüzde 102'si düzeyinde bulunan brüt
üretim miktan. bu yıl brüt tüketimin yüz-
de 103'üdüzeyindegerçekleşecek.
115.2 milyar kilovatsaat düzeyinde bek-
lenen brüt tüketimin 21.8 milyar kilovat-
saatini şebeke kayıplan oluşturuyor. 341
milyon kiiovatsaatlik bir bölümün ise ih-
raç edileceği belirtiliyor.
Bu yılın tümüne ilişkin projeksiyon-
lar, global ekonomik kriz ve durgunluk
nedeniyle sanayideki elektrik enerjisi
kullanımının azalması yüzünden enerji
darboğazınm ortaya çıkmadığı, ertelen-
diği iddialannı da çürûtüyor. Tahminle-
re göre bu yıl sanayi alarundaki elektrik
enerjisi tüketimi hızlı bir artış gösteriyor.
Sanayîde kullanılan elektrik enerjisi mik-
tan bu yıluı tümünde yüzde 7'den fazla
artarak 50 milyar kilovatsaati aşacak.
Toplam net tüketimde sanayinin 1998
yıhnda yüzde 53.1 olan payı bu yıl yüz-
de 53. 7'ye çıkacak.
Danıştay, EMO'nun itirazını haklı görürse sonuç dağıtım ihalelerine de yansıyacak
Uluslararası tahkimde kilit dava: Aktas
• Danıştay 10. Dairesi'nde görüşülen Aktaş'la ilgili
davanın sonucu, halen Enerji Bakanlığı'nın devir teslim
için uluslararası tahkime uyum yasalannı bekleyen
dağıtım şirketleri ihalelerini de etkileyecek.
HACERGEMİCİ
Danıştay 10. Dairesi tarafından 2
Kasım'da görüşülen Aktaş'la ilgili da-
\anın sonucu, halen Enerji Bakan-
lığı'nın devir teslim için tahkime
uyum yasalannı bekleyen dağıtım
şirketleri ihalelerini de etkılevecek.
2 Kasım'da yapılan duruşmada
Aktaş'ın görevlendirilmesine temel
teşkil eden 3096 sayıh yasanın ana-
yasaya aykın olduğunu iddia eden
EMO'nun bu iürazı kabul edilirse tüm
dağıtım ihaleleri için Anayasa Mah-
kemesi yolu görünüyor. Bu arada
Danıştay 3096 sayıh yasanın anaya-
saya aykınlığuıı kabul etmeyip Ak-
taş'ın görevlendirilmesini iptal etse
de sonuç değişmeyecek. Çünkü bu
yasadan doğan boşluklann şirket ta-
rafından kötüye kullandığının belir-
lenmesi ile EMO, dağıtım ihaleleri-
nin aynı yasaya göre yapıldığını ve
söz konusu sorunun diğer şirketler
için de geçerli olduğunu öne sürerek
Aktaş'ı emsal gösterebilecek.
EMO yetkilileri, 3096 sayıh yasa-
nın daha önce iki kez Anayasa Mah-
kemesi'ne gittiğini anımsatarak "Bu
yasa ilekonulmuş olanElektrik Ener-
jisi Fonu'nun iptali olayuıı Danıştay
Anayasa Mahkemesi'ne göndermiş
ve buradan fona ilişkin hükümler ip-
tal edilmiştL Bu arada daha önce 5
şirkete verilen göre\1endirmefleilgi-
li Da\ a Daireleri Genel Kurulu. ana-
yasaya avkınlıktan dava>i Anayasa
Mahkemesi'ne götürdü. Ancak Ana-
yasaMahkemesi uyuşmazlıkta uygu-
lanacak yasa olmadığı savı ile bunu
usukJenreddetu.Esastangeri gönder-
sevdi 10 yd boyiınca ayıu davavı gö-
türme şansı olma> acakn. Aktas'la il-
gili olarak şeklen 30% sayıh yasaya
ırvnluyormuş 0bi göriinse de amaç
yönünden incelemc yapıküğında bu
şirketin kamu hizmetindc görevlen-
dirilmesinin ne dcnli sakıncalı oldu-
ğu ortaya çıkacakûr" dıyorlar.
Anadolu yakasında Aktaş'uı da-
ğınm hakkmın iptal edilmesi durumun-
da ise aynı yasa ile ihaleleri tamam-
lanan ve ocak başından itibaren de-
virlerinin yapıbnası beklenen dağıtım
işletmelerinde de başa dönülecek.
EMO yetkilileri, siyasilerin dağıtım
alamndaki özelleştirmede kamu ya-
rannı gözardı ettiğini ileri sürüyorlar.
olarak kalrraş, sağlıklıbirveri akı$ı ohış-
turulamamıştır. Bu durumda. kredi-
tör bilgilerinin sorgulanması müm-
kün olmamıştır. Eski veri sistemi üze-
rinde yapılan çalışmalar, kreditörler-
den gelen kullanım bilgilerinin veri ta-
banınatam olarak kaydedilemediğini,
kayıt esnasında da hatalar yapıldığını
göstermiştir. Örneğin; 1995 yıhnda
saymanlık tarafından kaydedilmiş olan
126 trilyon liralık kullanım dış borç ve-
ri tabanına kaydedilmemiştir. Kulla-
nımlann takibinde yaşanan sorunlar,
dış borç stokunun hatalı olmasına yol
açmıştır.
- Dış borçlannın kullanımının izlen-
mesi için Dış Borç Kullanımlannı İz-
leme Komitesi oluşturulmuştur. Ko-
mite, genel ve katma bütçeli kuruluş-
lann dış borç kullanımlannm Hazine'ye
bildirihnesi ve bütçeleştirilmesi ko-
nulannı düzenleyen bir tebliğ çıkar-
mıştır. 1998 yılına ait kullanım bilgi-
leri Devlet Borçlan Saymanlığı 'nca dış
borçlar hesabına kaydedilmiş, ancak
Maliye Bakanhğı tarafından bütçe-
leştirilmemiştir.
- Dış borç stokunun belirlenmesin-
de hata yapılmıştır. Stok hatası, kayıt-
lar için gerekli verilerin düzenli akı-
şının sağlanamaması ve elde edilen
verilerin sağlıklı akışının sağlanama-
ması ve elde edilen verilerin sağlıklı
şekilde kaydedilememesi sonucunda
ortaya çıkmıştır. Veri tabanı üzerinde
yapılan çalışmalarda, kullanım ve ge-
ri ödeme bilgileri, hem veri tabanın-
da örnekleme usulüyle seçilen kredi-
ler üzerinde hem de sistemin çıktısı ola-
rak Sayıştay'a teslim edilen cetveller
üzerinde incelenmış, ıncelenen veri-
lerin yüzde 86'inin hatalı olduğu gö-
rülmüştür.
- Dış borç stoku, Hazine veri sistem-
leri projesi çerçevesinde yeniden ya-
pılandınlmaktadır. Ancak dış borç sto-
kunun elden geçirilmesi çalışmalan,
beklenen süre içinde tamamlanama-
mıştır. Henüz dış borç stoku tespit edi-
lerek saymanlık hesaplanna intikal et-
tirilememiş, hesaba uygunluk verile-
bibnesi için 1998 yılı izleme raporun-
da belirtilen şartlar yerine getirilme-
miştir. Dış borç stokunun tespit edi-
lememiş olması nedeniyle stoka ait
kur farkı hesaplanamamıştır. Devlet
Borçlan Saymanlığı Dış Borçlar He-
sabı henüz, dış borç stokunu göster-
memektedir. Dış borç kullanımlannı
takip edememekte, dış borçlara ait kur
farklannı hesaplayamamaktadır. He-
saplara uygunluk verilebilmesi için, he-
saplann tam olması, devleti yüküm-
lülük altına sokan borçlanma işlem-
lerini kapsaması, hesaplann uygun ol-
ması, dış borç kayıtlannın ve işlem-
lerinin tasnifınin muhasebe ilkelerine
ve mevzuata uygun şekilde yapılma-
sı, hesaplann doğru olması gereklidir.
- GBDDKB hesabıyla ilgili olarak
tespit edilen sorunlar şunlardır; ga-
rantili borçlardan doğan alacaklar tes-
pit edüememiştir, devirli kredilerden
doğan alacak kayıtlan hatalıdır, sto-
kun hatalı olması nedeniyle kur farkı
doğru hesaplanamamıştır. Devlet Borç-
lan Saymanlığı bünyesinde yapılan
çalışmalar neticesinde hesaba ilişkin
kur farklannı işlem bazında hesapla-
yacak bir sistem geliştirilmiştir. An-'
cak, hesaba ait alacak stoku tam ola-
rak tespit edilip saymanlık hesaplan-
na intikal ettirilmedikçe bu sistemin
ışletılmesi mümkün değildir.
KİT'lerve Hazine'nin tahakkuk bi-
rimi, zararlan sermayelerden düşme-
mekte, böylece olduğundan fazla gös-
termektedirler.
Dünya Bankası 2. Başkanı'na göre, hükümetler üzerindeki baskı artacak
'Oyunun kımıhdeğjtşiyor'Ekonomi Servisi - Dünya Bankası Avru-
pa Başkan Yardımcısı Jean François Rischard.
gelecek 20 yılda dünyayı değiştırecek iki
büyük gücün, nüfus patlaması ve yeni dün-
ya ekonomisi olacağını söyleyerek "Yeni
dünya ekononıisinde zenginler daha zengin,
fakirier daha fakir olacak" dedi. 8. Ulusal
Kalite Kongresi çerçevesinde dün düzenle-
nen "Küresei Ekonomi veİş Diinyası" konu-
lu otunımda konuşan Rischard, hükümetler
ve kurumlar üzerinde büyük baskılar oluşa-
cağını belirtereL küreselleşmeninfirsatlarka-
dar stresler de yaratacağını itiraf etti.
Rischard, ulus-devletlerin egemenliğinin
• Rischard, "Teknolojik ve
ekonomik devrimin oluşturacağı
yeni dünya ekonomisinde oyunun
kurah değişiyor" diye konuştu.
gelecek 20 yıl içinde yan yanya azalacağı-
nı ileri sürerek "Teknolojik ve ekonomik
devrimin oluşturacağı yeni dünya ekonomi-
sinde oyunun kurah değjşiyor" diye konuş-
tu. Tûrkiye'nin de yeni dünya ekonomik dü-
zenine adapte olması gerektiğini söyleyen
Rischard, "Enfiasyonhâlâçokyüksekvebüt-
çe açıklan bulunuyor" açıklamasını yaptı.
Amerika'ya serbest bölge
Ekonomi Servn - Meksika, ABD ve
Kanada halklanna büyük vaatîerle
getirilen, ancak çokuhıslu şirketlerin
haklannı genişleten Kuzey Amerika
Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması'nm
(NAFTA), Küba hariç bütün Amerika
kıtası ülkeleri arasında genişletitmesmi
amaçiayan ticari görûşmeler
Kanada'nm Toronto kentinde yapıldı.
Amerikalar Serbest Ticaret Bölgesi
(FTAA), bu iki kıtadakı toplam 34
r ülkenin sermaye, mal ve hizmet
hareketlerine uyguiamakta olduğu
bütün kısıtlamaiann kaldınlmasun
amaçlıyor. Türkiye MA1 ve
Küreselleşme Karşıtı Çalışma
Grubu'nun aylık bûlteninde. üpkı Çok
Tarafb Yatınm Anlaşması (MAI) gıbi
FTAA'nm da NAFTA'nm genişktilmiş
bir versiyonu olduğuna ve 'çevreset
sosyal vv emekten yana bütün kuraüan
kaÜınnak' istediğine dikkat çekildi.
Bültende, FTAA anlaşmasımn
yoksülfuğu daha da derinleştireceği
vurgulanırken özellikle Güney Amerika
ülkelerindeki doğal kaynaklann
sömürülebilmesi için taahhüt alnıak
amacuu taşıdıgı kaydedildi.
Rischard, dünya nümsunun büyük bir hız-
la 6 milyardan 8.5-9 milyara yükseleceğini,
bu durumun sonınlara yol açacağına işaret
ederek "Gelecek5yılda sadecegıda ürethnin-
de 2-3 kat enerji üretiminde de 5 kat arbşa
Uıtiy^ç var" açıklamasını yaptı. Hızlı nüfiis
artışmın su sorununa da neden olacağını be-
linen Rischard, "2010 yıhnda büyük bir su
sorunu yaşanacak. ÖzelHkle bu sorun Orta-
doğu'da görülecek" diye konuştu.
Oturuma katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. Çaglar Keyder, küre-
selleşmeyi çok tehlikeli olarak niteleyerek,
toplumun kutuplaşması istenmiyorsa, bunun
ancak devletin yeniden yapılanmasıyla müm-
kün olduğunu söyledi. Keyder, küreselleşme-
yi, sadece iktisat olarak yönetilmesinin do-
ğuracağı sakıncalara işaret ederek "Devleti
kontrol attına ahnaktan aciz gnıplar, TÜSİ-
AD gibu devleti terbiye etmek için küreseUeş-
meye çok fazla bel bağladüar" dedi.
'Katkıya hazınz'
Oturum sonrasında basm toplantısı dü-
zenleyen Dünya Bankası Avrupa Başkan
Yardımcısı Jean François Rischard, Tûrki-
ye'nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile stand
by anlaşması imzalaması halinde, Dünya
Bankası 'nın da bir katkıda bulunmaya hazır
olduğunu bildirdi.
17 Ağustos'taki büyük depremden sonra
Dünya Bankası Başkanı'nın Türkiye'ye 1
milyar dolar sözü verdiğini anımsattı.
Bankacıbk sisteıııiııiıı
sorunu açık pozisyon
ANKARA (AA) - Merkezi ABD'de bulunan
bankacıhk kredi derecelendirme kuruluşlann-
dan Thomson Bankwatch, açık pozisyonun, ha-
len Türk bankacılığmm önündeki en büyük so-
rurilardan biri olduğunu bildirdi. Kurumun Türk
bankacılığına ilişkin hazırladığı araşrırmada, sis-
temin bir diğer sorununun da likidite yetersizli-
ği olduğu kaydedildi.
Araşrırmada, bankalann açık
pozisyon sorunu çerçevesinde,
IMF'nin talebi üzerine, açık
pozisyon limitlerinin, önce öz-
sermayenin yüzde 50'si ile sı-
nırlanduılması, 30 Eylül 1999
• Thomson
Bankwatch'un yaptığı
araştırmada, sistemdeki
açık pozisyonun ise 1.7
Araştırmada, Dünya Bankası ve IMF'nin, rnev-
duat sigorta kapsamını aşamalı olarak yüzde
100'ün altına düşürülmesini önermesinin çok
sağlıklı bir gelişme olduğu belirtildi.
Türk bankalannın, 1999'un ilk yansında. yük-
sek reel getirisi olan Hazine kâğıtlanna yatınm
yaparak kârlannı arttu-dığı kaydedilen araştır-
mada, resmi istatistıklerde gö-
rülen takipteki alacaklar ve ay-
nlan karşılıklann boyutunun
yanıltıcı olduğu belirtildi
Araştırmada, Türk bankala-
nnın, genelde kredi veren ku-
ruluşlar olmadığı belirtilirken,milyar dolar artış
itibanyla da yüzde 2O'yedüşü- gösterdiği, bu artişin, Özel çalışmada ele alınan grupiçin-
rülmesine rağmen yine de bir- bankalann ve fona tabi ^ sad^6
3 bankada kredi hac-
bankalann açık
pozisyonundaki artıştan
kaynaklandığı belirtildi.
çok kuruluşun halen ciddi açık
pozisyon taşıdıgı kaydedildi.
Sistemdeki açık pozisyonun
1.7 milyar dolar artış gösterdi-
ği, bu artışın, özel bankalann ve
fona tabi bankalann açık pozisyonundaki artış-
tan kaynaklandığı belirtilen araştırmada, resmi
istatistiklerde belirtilen 10 milyar dolarlık açık
pozisyon hacminin, mali olmayan kuruluşlan
kapsamaması nedeniyle sistemin gerçek riskini
yansıtmadığı ifade edildi.
Kuruluşun araştırmasmda, likidite sorunuy-
la ilgili olarak ise 2000 yıhnda Hazine kâğıt-
lanndan sağlanan kazançlann ertelenmesini sağ-
layan vergi yasalannm sona ermesinin, ban-
kacıhk sisteminin likiditesini ve kârlılığını
önemli ölçüde etkileyeceği vurgulandı.
mi toplamının, bu bankalann
toplam kaynaklannın yüzde
50'sinin üzerinde olduğu, di-
ğer 3 bankada ise kredilerin,
toplam aktiflerin yüzde 20'si-
nin altmda kaldığı vurgulandı.
Araştırmada, şöyle denildi: " 1999'un ilk ya-
nsuıda, yüksek reei getirisi olan Türk Lirası ha-
zine kağrtlanna yatınm yaparak kârlannı artır-
dılar. Bu çok açık. Geçen yıldan bu yana sürege-
len ekonomik koşuflar, çoğu bankayı nakdi ve gay -
ri nakdikredflerini kısmaya yönelttL Bu süreç için-
de düşük getirili aktiflerinden kurtulma iınkanı
buMular. Ancak 1999'dakj bu yüksek karlann
geçki bir olgu olduğunu ve bilançolanndaki bu
değişikler sonucunda sermaye rasyolannın y^apay
olarak yüksek göründüğünü düşünüyoruz."