18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1999 SALI HABERLER DimADA BUGÜN ALt StRMEN Teröp Batağında ETA Bask Ülkesi Bağımsczlık Örgütü ETA (Eus- kadi ta Akatasuna), geçen hafta sonunda, 14 ay önce, tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkesi bozduğucıu açıkladı. ETA 1900'lü yıllann bitimine bir kala, 21. yüz- yılın en sosyal ve siyasal tehlikelerinden birinin de altını çiziyordu. Evet, 21. yüzyilın küreselleşmiş dünyasının devlerini en çok korkutan olay, terör örgütleri- dir. Bu terörün haklı nedenlere dayanıp dayan- mamasının bir önemi yok. Zaten ilk bakışta ne- denleri ne denli haklı görünürse görünsün, bi- zatihi terörün kendisinin haklı olmasına olanak yok. Bu gerçeği 1992 yılında Bask ülkesinde gö- rüştüğüm, bir zamanlar, Bourgos'ta idama mahkûm olup son anda kurtulmuş olan eski E- TA militanı Mario Onaindia da açıklıyor ve "Amacı ne kadar haklı ve asil görünürse gö- rünsün, terör ile bir yere varılamaz, terör sonucu haklı, insancıl, demokratik bir top- lum kurulamaz" diyordu. 1959 yıtında, özellikle Basklar üzerinde taa 1937'deki Guernica katliamından beri uygula- nan, Franco damgalı devlet terörüne karşı ku- rulmuş olan ETA, bu gerçegin en canlı ve güzel kanrtıdır. ••• ETA'yı kimin kurduğu sorusuna, zamanın Is- panyol demokratlarının çok ilginç yanıtlan var. "ETA Franco'nun eseridir", diyorlardı onlar. Gerçekten de, bu örgüt kurulduğu zaman, herkes onda bir kurtuluş savaşı ve demokrasi girişimi odağı görmekteydi. , Yıllar yılı ETA, bütün dünyada, bir demokrasi simgesi olarak sempati topladı, üstelik aslında bir terör örgütü olmasına karşın. Baskı, zulüm ve devlet terörü, kuruluşun ger- çek yüzünün ortaya çıkmasını engelliyordu. ETA'nın gerçek yüzünün görülebilmesi için, Franco'nun ötmesi, Ispanya'da çok az istisna ile, solda ve sağdaki partilerin elbirliği ile ve de Kral'ın da büyük katkısı ile demokrasiye doğru yol alınması gerekti. Gelişmeleri yakalayamayan, kendi şiddetinin kör kısırdöngüsüne sıkışmış olan ETA demok- rasiye doğru yol alındıkça, Bask ülkesinin de, diğer 16 bölge gibi otonom bir bölge haline gel- mesi sürecinde ileriendikçe, eylemlerini kesip, demokratik bir çözüme yönelmek yerine, terö- rü Franco dönemine oranla onla çarpmaya baş- layırfca, insanlann yavaş yavaş gözleri açılma- ya başladı. Yalnız örgüt karşıtlan degil, önce Bask halkı- riıh gittikçe artan bir bölümü, sonra bizzat ör- güt militanlan ETA'nın yöntemlerinin yanlışlığı- nı, tutulan yolun çıkmaz olduğunu görüp, ona karşı seslerini yükseltmeye, eleştirilerini yoğun- laştırmaya koyuldular. Bu arada, Fransa teröre karşı Ispanya ile iş- birliğine girince, örgütün militanları teker teker avianmaya başlandılar ve kuruluş çökme süre- cine girdi. • • • 1992 yılında, Ispanya ve Bask ülkesine gitti- ğimde ETA'nın ardındaki tek siyasi güç Herri Battasuna (HB) idi. Siyasi kılıf niteliğini taşıyan kuruluşun lideri Jon Idigoras, 1.5 yıldır, ETA'yı destekleyerek teröre bulaştığı için hapiste. Şimdi Idigoras da, artık ETA'ya destek olarak, teröre bulaşmayacaklannı söyleyerek hem bir anlamda tartışılan karann doğruluğunu ilan et- miştir hem de terör örgütünü koyu bir yalnızlı- ğın içine itmiştir. Ama bütün bu gerçekler, Bask halkının kar- şrt gösterileri de gözünü açmıyor ETA'nın. Çün- kü o, terörün batağına batmış durumdadır. Hiçbir haklı görünen nedeni olmamasına, bü- tün güçlerin kendisıne karşı olmasına rağmen ETA bataktan kurtuiamıyor. Ve ne yazık ki, demokrasilerde terörü bıçak gibi kesecek bir yöntem de bulunamıyor. Sınır ötesi harekât Nokta operasyonda 80 terörist öldürüldü DtYARBAKIR(Cum- huriyet Bürosu) - Kuzey Irak'ta geçen hafta başm- da PKK'ye yönelik ola- rak başlatılan smır ötesi operasyonun önemli öl- çüde tamamlandığı bildi- rildi. 80'e yakın teröristin öldürüldüğü harekâtın, önceden belirlenen he- deflere yönelik özel ope- rasyonlar şeklinde ger- çekleştirildiği ve birlik- lerin aşamalı olarak çe- kildiği belirtildi. Diyar- bakır'ın Kulp ilçesinde 5 terörist öldürüldü. Kuzey Irak'ta. Irak Kürdistan Demokratik Partisi(IKDP) lideri Me- sut Barzanidenetiminde- ki bölgelerde yer alan P- KK kamplannda kış ha- zırlıklannı engellemeye yönelik olarak geçen haf- ta başlatılan sınır ötesi harekâtın amacına ulaş- tığı belirtildi. Askeri kay- naklardan alınan bilgiye göre, sayılan 1.500'übu- lan özel yetiştirilmiş su- bay ve astsubay oluşan Genelkurmay Başkanlı- ğVna bağlı A-l Timleri kontrolünde gerçekleşti- rilen operasyonlarda, da- ha önceden yapılan istih- barat çalışmalan sonucu belirlenen hedeflere yö- nelik saldınlardüzenlen- di. Sayılan 20 bini bulan askeri birlikler ve Mesut Barzani kontrolündeki 2 bin kadar peşmergenin de destek verdiği operas- yonlarda. önümüzdeki günlerde lran-Kuzey Irak sınınnda toplanması planlanan PKK'nin 7. kongresi için hazırlıkla- nn yapıldığı Hakurk. Ka- nimasi. Metina ve Ame- diye kasabalan yakınla- nndaki örgüte ait kamp- lar ve evlere baskınlar düzenlendi. A-l Timleri belirlenen hedeflere etki- li operasyonlar gerçek- leştirirken destek birlik- leri ıse kaçışlan engelle- mek içîn çember oluştur- du. Olası sızmalar karşı- sında sınır boyunca uza- nan bir hat oluşturan bir- likler, Türkiye'den Kuzey Irak'a terörist sızmasını engellerken. operasyon bölgesinden kaçmak is- teyen PKK'lilerin de önünü kesti. Operasyon süresince 80 teröristin öl- dürüldüğü belirtildi. Terör örgütüne göre şeriat düzeninin gelmesi için laiklerin hâkimiyetinin kınlması şarH IBDA-C'nin hedefi laik basınANKARA(CııınhıııiyetBürosu)-Şeri- atçı terör örgütü IBDA-C'nin laiİdik ve demokrasi yanlısı yaym organlannın et- kinliğinden rahatsız olduğu belirlendi. ts- lami gruplan pasiflikle suçlayan tBDA- C, şeriatuı hâkim kılınmasının cebre bağ- lanmasını, Türkiye'nin her alanda zayıfla- masma ve laik rejimin yıpranmasına kat- kıda bulunulması gerektiğini savunuyor. Laik basının ülkedeki hâkimiyetinin ne pa- hasmaolursaolsun kınlmasını isteyen IB- DA-C, "tslami gruplann mevcut strateji- leriyle istedikleri netieeyi alamayaeaklan- nı kabul etmek zorunda otduklannT dıle getiriyor. Laikaydınlariçintehditlersavuran, dev- let yöneticilerini ve Atatürkçü, laik aydın- lan ölüm listesine alan. son dönemlerde Atatürkçü Düşünce Dernegi'ne (ADD) yönelik saldınlannı yoğunlaştıran irticacı terör örgütü tBDA-C. Islami gruplan da- ha da radikal yöntem izlemeye çagınyor. Istıhbarat birimlerince hazırlanarak Baş- bakanlık Takip Kurulu'na (BTK) gönde- rilen raporlarda terör örgütünün bütün ça- balanna karşm halkı yanına çekememek- ten rahatsız olduğu vurgulandı. Raporda, "Nakşibendi Tarikati'nm İsmaü Ağa Der- gâhı ya da Mahmut Hocacdar olarak biB- nen ve İBDA-C'nin hâkinıryeti altmda bu- hınan kolu. yapbğı değeriendinnede, irti- canın. TürkiyeTdeki karşüaşuğı önemli so- runlan: halkı yeterince yanlanna çekeme- mekvelaikbasuıın kendikrineyönetik po- Btikasikmücadekedememekolarakgör- mektedn-" denildi. tBDA-C'nin kontrolündeki cemaate üye öğretim görevlilerince yapılan çalış- mada, Türkiye'deki Islami gruplann kar- şısına çıkan en önemli sorunun laik basın olduğu dile getirildi. Istihbarat raporlann- da yer verilen çahşmada, Islamcı basının her türlü olumlu koşula karşın okuyucu sayısuu son 3 yüda hiç artöramadığından yakııulıyor. Çalışmada, "Bunakarşüık,la- ik basının halk vç siyasal iktidar üzerinde- ki etkisini her gün biraz daha hissettirme- \i başarması Müslümanlar için çok menfi sonuçlar vermiştir" denildi. Islami gruplara ait gazete. deıgı, televiz- yon ve radyolarm Türkiye'nin her köşesi- ne yayıhnalanna karşın etkisiz kaldığı ve gündemi oluşturamadığı dile getirüen ça- hşmada, "Bumm yerine laik basmm yaz- dıklanna tepki gösteren ildnd derece bir medya obnaktan kurtuiamaması. günlük meselelerie uğraşması Müslümanlann Türkiye'dtetkisiz kalmasına nedenotanuş- tur'" denildi. Islami kesımın her hareketi- nin laik kesim tarafindan öğrenilerek ka- muoyuna duyurulduğu kaydedilen çalış- mada, yapılabilecek gizli bir etkinlik kal- madığı, Islami gruplann dahi laik televiz- yon kanallannı izlediklerine dikkat çekil- di. Şeriatçı terör örgütünün kontrolünde olan cemaate üye iki öğretim üyesine "ls- larmnTürkiyeldekiMesekkri''başhklıbir çalışma yaptınldığı belirtilen raporlarda, buçalışmadaözellikle siyasal Islamcılann hatalan üzerinde de durulduğu bildirildi. Çalışmada. Islamcılann gruplaşarak fark- lı partilerde örgütlenmeleri nedeniyle 1997 yılından sonra yaşanan olaylan kendi leh- lerine kullanarnadıklan dile getirilirdi. TURSAB Umre vizesikrîzi tstanbul Haber Servisi - Suudi Arabistan Kralhğı'nın. seyahat acenteleri aracılığıyla umre zıyareti yapacak yurttaşlara vize vermeyeceğini açıklaması, turizm acentelerinin sert tepkisine neden oldu. Türkiye Seyahat Acentalan Birligi (TÜRSAB) Genel Başkanı Talha Çamaş. sorun çözülmezse kayıt yaptıran binlerce yurttaşın mağdur olacağını, acentelerin da devlete olan güvenlerinin sarsılacağını söyledi. Çamaş, TÜRSAB Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, acenteler aracılığıyla umre turlanna katılmak isteyen yurttaşlara, anlaşılamayan nedenlerden dolayı vize verilmesinin engellendiğini vurguladı. Umre ziyarerinin ramazan ayında yapılan en değerli ibadet olduğunu anımsatan Çamaş, "Suudi Arabistan Kralhgı, umre ziyareti vizcsinin, Diyanet İşJeri Başkanlığı araalığı>1a seyahat edenlere verflmesini istiyor. Yüriiriükte olan Umre Kararnamesi'ne göre umre organizasyonlan Diyanet tşleri Başkanhğı'nca yapılabHeceği gibi seyahat acentekri tarafindan da düztnlenraekte. Diyanet tşleri Başkanlığı yetkflileri bu uygulamadan haberdar olmadıklaruu ve böyle bir sistetni başkanhk üzerinden yürütecek hazırhklannm bulunmadığını söytedfler" dedi. Umre ziyaretinın 3 hafta tuttugunu ifade eden Çamaş, "Suudi Arabistan Başkonsolosluğu. seyahat acenteleri aracıhğryta umre zryaretine çıkan yurttaşlann program süresinin dısuıa çıktıklannı ve bu nedenle kendilerinin böyle bir uygulama başlatbklannı açıkladı'' dedi. Seyahat acenteleri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin, vize verilen yurttaşlann geri döneceğine dair güvence verdikleri takdirde, Suudi Arabistan Kralhğı'nın bu uygulamadan vazgeçeceğıni duyurduğuna dikkat çeken Çamaş, umre vizesi krizinin ancaİc Dışişleri Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ve Diyanet tşleri Başkanhğı'nca birlikte çözülebileceğini savundu. Çamaş, sorunun çözülememesı durumunda acenteierin zor durumda kalacağını, mağdur yurttaşlann ise hem acentelere hem de devlete olan güvenlerinin kaybolacağını söyledi. İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Yarış kızısıyor YÖKBaşkanhğı'na 8pmfesöradqy ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) Prof.*Dr. Kemal Gûrüz'ün görev süresinin 6 Aralık'ta dojacak olması nedeniyle başlayan kulis yoğunlaştı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Suha Sevûk, Ankara Universitesi Rektörü Günal Akbay, Gazi Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr.Enver Hasanoghı. Istanbul Teknik Oniyresitesi Rektörü Prof. Dr. GüLsün Sağlamer, Hacettepe Universitesi Rektörü Prof. Dr. SüleymanSağ- lam'ın aday gösterildiği YÖK Başkanlığı'nda; yanşa Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin doktoru N'umune Hastanesi Başhekımi Prof. Dr. Osman Muftöoğhı ve Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. RafetGenç'in adlan da eklendi. Görev süreleri bu yıl dolacak olan Ankara'daki üni- versite rektörleri, YÖK Başkanlığı seçimi öncesinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 'e yaptıklan ziyaret- leri arttırdılar. Sürekli Köşk'e çıkarak, YÖK Başkanlı- ğı kulislerinin nabzını yoklamaya çalışan rektörlerin, çevrelerine de kendilerinin şanslı olduğu yönünde açık- lamalar yaptıklan öğrenildi. Tüm Öğretim Üyeleri Demeği Başkanı Prof. Dr. la- hır Hatipoğlu, Demırel'in YÖK Başkanı seçimi önce- sinde öğretim üyesi örgütlerinden de görüş alması ge- rektiğini belirttı. "Demirel, bizleri de Köşk'e çağumah. Biz de bu ülkede vanz" dıyen Hatipoğlu. YÖK Başkan- lığı'na Atatürkçülük ve laiklikten "sözde değü", "uygu- faunada ödün venneyecek" birisinin getınlmesını istedi. MHP'nin Gûrûz saldınlan MHP de Prof. Dr. Ketnal Gûrüz'ün yeniden YÖK Başkanı seçilmesini önlemek için başlattığı çalışmalan ve kulisleri hızlandurdı. Oniversitelerdeki kılık kıyafet yönetmeliği uygulamalan, yeni sınav sistemi ve OSYM'nin sınav sonuçlanna ilişkin hatalan nedeniyle Gürüz'ü "istenmeyen adam n ilan.eden MHP, Cumhur- başkanhğı seçtmınden de bir koz.olarak yararIanıyof,1/( MGV'nin hedefi 4.2 milyon marklık fitre ve zekât toplamak Diııcileriıı Ramazan atağıANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Milli Görüş VakfVnın (MGV) Türkiye'de türbanlı olarak üniver- sitelerde öğrenımlerini sürdüreme- yen ögrencileri yurtdışındaki ünı- versitelere yönlendirdiği belirledi. MGV'nin şimdilik 172 öğrenciyi yurtdışında okuttuğu, sayının art- tınlması için arayışlanru sürdürdü- ğü ve başını açarak eğitimini sür- dürmek isteyenleri çeşitli vaatler- le yarunda tutmaya çalıştığı kay- dedildi. MGV ve Mazlum-Der'in 14 Kasım'da yapmayı planladıkla- n türban yasağını protesto eylemi- ni aralık aymın ortalanna ertele- dikleri belirtilirken, Avrupa'daki tslam Toplumu Milli Görüş Teşki- laö'nın (IGMG) ramazan ayında 4.2,2000 yılında da 8 milyon mark fitre ve zakat toplamayı hedefledi- gi bildirildi. Istihbarat birimleri, DGM'de da- vası süren MGV'nin son dönem çalışmalan hakkında hazırladığı raporu Başbakanlık Takip Kuru- lu'na gönderdi. Raporda, "Dini esaslara dayalı bir devlet kurma amaandaolan M31İ Görüşyanlıla- rmın başta eğitim v« türban oknak üzere çeşitli alanlardaki faaliyçüe- ri devam etmektedir" denildi. Tür- ban]ı olarak üniversıtelere devam edemeyen kız öğrencilere yurtdı- şında eğitim sağlama çabalannın Akder ve IMGM aracılığıyla sür- nnı Almanya merkezli sürdürdüğü anlatılan raporlarda. "Oğrenim masraflannm çok yüksek olması nedeniyie sözkonusu arayışlar şim- dilik ükanmışür" görüşüne yer ve- rildi. tstihbarat birimleri, çok sayıda kız öğrencinin başını açarak öğre- • MGV türbanlı ögrencileri yurtdışına yönlendiriyor. Yurtdışında toplam 172 öğrenci okutuluyor, Başını açan ögrencileri çeşitli vaatlerle yanlarında tutmaya çalışıyorîar. MGV ve Mazlum-Der eylemlerini aralık ayına erteledi. dürüldügü kaydedilen raporlarda, 1999-2000 öğretim yılında Al- manya, Irlanda, Avusturya, Maca- ristan, Hollanda, Azerbaycan, ABD. Kanada, lngiltere, Belçika ve Fransa'daki üniversitelerde top- lam 172 kişinin okutulduğu belir- lendi. Milli Görüşçülerin, Türki- ye'de türban yasağından etkilenen üyeleri için yurtdışındaki arayışla- nime devam etmelerinden rahat- sızlık duyan. bu tavnn genelleşme- sinden endişe eden MGV yanlıla- nrnn, çeşitli vaatlerle ögrencileri yanlannda tutmaya çahştığını be- lirledi. Kamu kurumlanndaki tür- ban yasağrnın gündemde tutuhna- sına yönelik protesto eylemlerinin her alanda zayıflamasına karşın sürdürülmeye çalışıldığı kaydedi- len raporlarda, "Türban yasağını protesto eylemlerindeki başansız- lıkta. Güvenlik Mahkemesi'nde davası devam eden MGV nin, gü- venlik güçleriyle sürtüşmeleıie gündeme gelmekten kaçınmasın- dan ka> naklandığı bilinmektedir" denildi. Aynmcılığa Karşı Kadın Hak- lan Dernegi (AKDER), MGV ve Mazlum- Der tarafindan türban ya- sağını protesto amacıyla 14 Ka- sım'da düzenlenmesi planlanan "eleletutuşma e>1emi"nin ortarran uygun olmadığı gerekçesiyle ara- lık ayının ortalanna ertelendiğini tespit eden isrihbarat birimleri, söz konusu eylemde yeteri kadar katı- lımcının bulunamayacağırun tah- min edildiğinı bildirdi. tstihbarat raporlannda, Milli Görüşçülerin. Avrupa'daki teşkila- tı IMGM aracılığıyla yaklaşan ra- mazan ayında 4.2,2000 yılında da 8 milyon mark toplamayı hedefle- dikleri. yurtiçi ve yurtdışında kur- ban derisi toplama hazırlıklannı sürdürdükleri kaydedildi. l t NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR [email protected] Iç sorunlann büyüdüğü, kaosun arttı- ğı, şiddetin ve silahın konuştuğu dönem- lerde en çok aydınlann başı derde girer. Çünkü böyle dönemlerde demokrasi, in- san haklan, yaşam hakkı ve birçok öz- gürlük alanı sınırianır; şiddetin taraflan olan güçler, herkesi susturmayı bir gö- rev olarak benimser ve uygularlar. Böy- le dönemlerde toplumdaki gerilim de yükseldiği, tepkiler sertleştiği için olay- lara objektrf bakabilmek ve akliselimi kullanmak güçleşir. Yeni geride bırakmaya başladığımız 15 yıllık "dûşük yoğunluklu savaş" dö- nemi de böyle birdönemdi. Binlerce in- sanın yaşamını yitirdiği, silahın ve şidde- tin egemen olduğu böyle dönemlerde halk acılar çekti, ancak aydınlann dramı daha acıydı. Çünkü böyle dönemlerde elinde silah olanları, elinde güç olanlan eleştirebilmek ya da farklı bir tavır almak zordu, tehlikeliydi, bin bir belayı üstüne çekebilecek engellerle doluydu. Işte böyle dönemlerde, en büyük he- deflerden birisi de aydınlar oldu. Güney- doğu'da uygulanan devlet polrtikasını, çok dikkatli ve özenli bir dille eleştirebil- mek bile riskler taşıyordu. Aynı şey P- KK'ye yönelik eleştiriler için de geçerliy- di. Bu dönemde her kesimden, aydınla- n susturmayı amaçlayan baskılar geldi. Öcalan'ın îdamı ve Aydınlar Örneğin devletin siyasetini eleştirenler; "Boğaz'da viski içip insan haklan lük- sûyle önümüzü kesmek isteyen enteller" tanımıyla sürekli hedef alındı. Bu konuda eleştirme cesareti göste- renler, tehdit edildiler, işlerinden, güçle- rinden olma baskılarıyla yüz yüze geldi- ler, mahkeme kapılannda süründürüldü- ler, can güvenlikleri tehlikeye girdi, top- lumun bir kesimince hedef gösterilip susturulmak istendiler. Aynı tehlike, P- KK'ye karşı çıkan ve onun politikalannı eleştirenler için de geçerliydi. Birçok ay- dın ölüm tehdidi altında yaşamlannı sür- dürmek zorunda kaldı. Bu ikili sıkıştırma, aydınlar üzerinde et- kili oldu. Aydınlar da insandı ve korkula- rı vardı. Kimisi sesini kısıp kenara çekil- di, kimisi saflardan birine katılıp kendi- sini güvenliğe almaya çalıştı. Özellikle büyük şehirlerde, toplumun gözü önün- de yazıp, çizip, konuşup tahlil yapmaya çalışan aydınlar, büyük bir bunalım ya- şadılar. Bir kısmı korkarak da olsa, teh- ditleri göze alarak özgürlükçü ve ger- çekleri dile getiren cesaretli tutumlarını sürdürdüler; büyük çoğunluğu, böyle bir riski haklı olarak göze almadı. almak is- temedi. Bir kısmı da bu ortamın yarattı- ğı durumu bir fırsat olarak değerlendir- di, yükselen milliyetçi rüzgânn rantından yararlanmayı seçti. Şiddetin akıl hocalı- ğı görevini üstlenenler oldu. Aslında ay- dınlanmız bu tehlikelerle dolu süreçte travmalar yaşadılar. Birçok aydın, gerçek düşüncesini di- le getirebilmek için; önce herkesin kabul edebileceği, genel-geçer kaba fikirleri arka arkaya sıralamaya ve ondan sonra kendi gerçek düşüncesini utangaç bir şekiide söylemeyi seçti. Bu, aydın için kolay değildi. Içeride vicdan muhasebe- leri yapıldı, inanmadığı şeyleri söyleme- nin bir yandan rahatsızlığı yaşandı, bir yandan kendini vicdanen aklayabilmek için gerekçeler arandı. Bu ciddi bir ay- dın yozlaşmasını da birlikte getirdi. ••• Şimdi Öcalan'ın idamı tartışması da aydınlar açısından benzer bir nski bera- berinde getiriyor. Çünkü, toplumun çok duyarlı olduğu bir konuda fikir beyan et- mek kolay değil. Hele de basit bir duy- gu sömürüsünün ötesinde, toplumun uzun vadeli çıkarlan açısından mesele- ye bakmak, toplumda esen rüzgânn ter- si yönde fikirler söylemek oldukça zor- dur. Bu konuda en dramatik örneklerden birisıni Emin Çölaşan yaşadı. Çölaşan, "Ülkenin çıkariarı açısından öcalan'ın i- dam edilip edilmemesini tartmalı, dö- şünmeli ve aklıselim içinde karara var- mahyız" anlamında bir şeyler söyledi. Vay sen misin böyle söyleyen, onun ba- sındaki karşıtlan, Çölaşan'a veryansın ettiler. Onun bölücülüğünden devlet düşmanlığına kadar, Çölaşan'ın durdu- ğu yerin tam tersi bir yerde onu göster- meye çalıştılar. Herhalde önümüzdeki günlerde, bu tür "belden aşağı" vuruşlarla yeniden karşılaşacağız. Aydınlanmız yeniden vic- danlanyla esen rüzgâr arasında salınıp duracaklar. Ancak unutmayalım ki. tarih hükmünü yürütecek. Türkiye, uygarlık dünyasına doğru yol almaya devam edecek. Idam cezasının kalmadığı bir topluluğa adımımızı atıyoruz. Silahlann sustuğu, aklın konuştuğu, toplumsal çıkarlann, banşın ve uzlaşma- nın etkili olduğu bir sürece yolculuk ya- pıyoruz. Gelin bu kez, ucuz tahriklerden, ucuz karalamalardan kaçınalım, farklı- lıklarımızı uzlaşma ve hoşgörüyle çöze- bıleceğimiz yeni bir kültürü yaratabilmek için kollan sıvayalım. Türkiye îsrail tatbikatı yapılıyor ANKARA (Com- huriyet Bürosu) - Tür- kiye ile Îsrail arasmda imzalanan askeri işbir- liği kapsamında ve ABD'nin de kaöhmıy- la başlatılan ortak as- keri tatbikat, 14-17 Aralık günlerinde An- talya açıklannda, ulus- lararası sularda yapık- cak. Tatbikat, başta Suriye olmak üzere birçok Arap ülkesinin tepkisine neden olu- yor. Genelkurmay Genel Sekreterliği'nden dün yapılan açıklamada, Türkiye-ABD-Israil taraftndan gerçekleşti- rilecek "GuvenilirDe- nizkm" askeri tatbika- tıınn 14-17 Aralık günlerinde Türki- ye'nin güneyinde uluslararası sularda yapılacağı kaydedildi Açıklamada, basına açık olarak gerçekleş- tirilen tatbikatın insani yardım amaçb arama ve kurtarma harekâtt kapsamında işbirliği ve ortak çalışma yön- temlerini geüştirmek amacryla yapıldığı bil- dirildi. Tatbikat süresince her üç ülkenin deniz kuvvetlerinin ortak ça- lışma ve birbirierini ta- rumayoluyla olası ara- ma ve kurtarma faali- yetlerinde daha etkin vehızb insani yardım- da bulunabilecekleri- nin belirtildiği açıkla- mada, Türkiye'nin tat- bikata 2 fîrkateyn ve 2 sabil güvenlik botuy- la, ABDve tsraiFinise toplam 3 gemi, 2-3 he- Iikopter ve 1 deniz ka- rakol uçağıyla katıla- caklan kaydedildi. Ortaktatbikat yapan üç ûlke, askeri manev- raya isteyen her ülke- nin gözlemci göndere- bilecegi çağnsında bu- lunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle