Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 KASIM 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15
BalkanNaci İslimyeli'nin 'Deja Vu' sergisi 'tekrar' düşüncesini yansıtıyor
Bellek resımnitı çağnşmıları
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
'Deja Vu': Bu anı daha önce yaşamıştım...BaIkan
Naci İsümyeti'nin Kadıköy Mine Sanat Galerisi nde
açtığı sergi. sanatçının. uzun zamandır ûzerinde dur-
duğu geleneksel-modern-postmodern sorunsalının bir
uzantısı. Islimyeli; *Sır'. 'Söz\ 'İz' \e 'Suret' sergile-
rinde sanatçının kendı ve dış diinya ile olan ilişkisini
irdeleyen yapıtlarortaya koymuştu. İslimyeli 'Deja W
sergisinde bu kez Batı resim sanatının plastik unsur-
lannı Doğu kültürünün venleriyle çakıştınp, farklılık-
lan ve benzerlikleri resimsel bir bütünlüğe çeviriyor.
Resimlerde. Caravaggio. \fermeer\eGeorgedeLaTo-
ur'un gölge-ışık unsurlan. Doğu'nun dıliyle bırlikie
yoğuruluyor.
10 Ocak tanhine dek açık kalacak olan sergide ay-
nca disiplinlerarası geçişin ustalıkla kullanıldığı bir
kitap yer alıyor. Sergidekı resimlenn gerçek model-
lerle kurgulanmış fotoğraflanna Balkan Naci İslim-
yeli'nin şiirleri eşlik ediyor.
-Sergide, Batı resim geieneğinin plasngivle Doğu kül-
türününritüeUerinikarşılastınvor ve bir aıüamda bu-
nu günümüze taşıyorsunuz» Bunu vaparken bir pias-
tik karşılaştırma söz konusu mu?
BALKAN NACİ İSLİMYELİ - Sanatımm temel
sorunlanndan bir tanesı bu. Aslında Doğu'ya ya da
Batı'ya ait olmak sadece benım değil. ulus ve birey-
ler olarak hepimizin sorunu. Daha doğrusu hiçbirine
aıt olamamak... Bu kımlik arayışının merkezi Doğu-
Batı ikilemı. Burada bir plastik karşılaştırma yapma-
mın nedenı: Batı'da belli dönemlerde yapılmış ağır-
lıklı olarak kadın portrelennın bugün bızım jestleri-
mize, ntüelımize uygulandığında ortaya çıkan hayret
verici benzerlık, çakışırlık.
'Tamamen bir çağnşun sergisidir'
- Bu çakışırhğı ağıriıkh olarak Gcorge de La Tour
veVermeer giN ressamlann vapıtlannda bulmak müm-
kün. Benzeıiik dtşında ne gibi farklılıklar var?
İSLİMYELİ - Bu ressamlann ıkisı de kadını. belli
kapalı alanlarda. sadece düşleriyle yaşayabilecekleri
alanlarda hüzünlü ve trajik bir konumda gösterirler.
Kadınlar, yalıtılmışbirdurumdadır. Buyazgı.Batı'da
da bizde de hızla değişti. Ama kent gerçeğınin dışına
çıktığımızdabelki istanbul içındebılebuşaşırtıcıben-
zerliği görüyoruz. Tabıi farklılıklan da karşılaştırmak
ıstedim. Bunlardan biri Doğu ile Batı'nın mekân kav-
rayışı arasındakı farklılıktı. Bu çok önemli bir öğe
sergide. Batı'nın mekân kavrayışı birtürmülk, statü
tanımıdır. Doğu'da ıse mekân bedenle. sizi örten zarf-
la başlar. Onun içındeki kımiiğı sorgulamamızla ge-
mşleyerek dünyaya açılır. Dünyevi. maddi, mülk de-
ğıldir mekân kavramı. Çok daha ruhsallık ifade eder,
çok daha geniştır...
Bu resimlerde Doğu ruhunu da hissettirmeye çalış-
tım. Doğulu ıçın mekân. bir tiir kendini arama, sor-
gulama, dünyayı tanıma alanıdır. Bir yolculuk harita-
sıdır. Tann'ya ilişkin bir şevdir. Batı'da kişıseldir. Bu
• "Eskiyle yeniyi iç içe geçirerek Deja Vu kavramı göstermeyi
araaçladım. Yaşadığımız anı sanki eskiden de yaşamış duygusunu yaratan
o sarsıntı, bu sözcükle daha da iyi gösteriliyor. Resmim bir bellek resmidir.
Bu sergide bütün plastik göstergelerim var. Bir ressamın işi felsefe yapmak
değil, felsefenin içindeki görüntüyü çevirebilmektir."
karşılaştırmayı vermeye çalıştım resimlerimde.
- Resimlerde 17. yüzyıl Flaman ic mekân resimleri-
nin; sizin degindiğiniz mekân boyutu dışında tüm özel-
Hklerini görmek mümkün. Aslında bunlan bir döne-
min ve bölgenin 'Deja Vu'su diye adlandırabilir mi-
yiz?
İSLİMYELİ - Bu tamamen bir çağnşım sergisidir.
Yoksa çok açık birebir göndermelerkesinlikle yok. Ama
burada belki o dönemın ertesinde 18.-19. yüzyıllarda
fotoğrafın bulunmasıyla başlayan; Delacroh ve Co-
urbetgibi ressamlar fotoğrafı nasıl resim için kaynak
olarak kullanmışsa ve ondan önce de aynı işlevi mo-
deller üstleniyorsa. bu sergide ikisini birden yapma-
yı denedım. Once bir stüdyo ortamı oluşturdum, öğ-
rencilerimi model olarak kullandım, bir dizi fotoğraf
çektim. Ondan sonra Courbet'lerin, Delacroixlann
yaptıklan gibi bunlardan çıkışla resimler oluşturdum.
Ve bunlann ûzerine Doğu anlatım ve öykülendirme
grafîğini geçtim. Kitaptaki şiirler de tuvalin ûzerinde
kendi anlamından soyutlanarak plastik bir öğe halini
aldı. Böyle bir denklem oluştu.
- Bu kitabı sergiyi acıcı bir katalog olarak degerlen-
dirmenin yanı sıra bağımsızlığını dagöz ardıetmemek
gerekiyor. Çünkü içinde yer alan şiirler ve fotoğraflar
başübaşına ayn bir disiplinin estetiğini banndınyor...
İSLtMYELİ - Bu, o yanılhcı klasik tavra karşılık,
modern bir şey. Hem gündemde deja vu kavramınm
sorgulamalannı hem de teknik ve malzemenin yara-
tıya dahil oldu|unu görüyoruz. Fotoğrafla ilgilenme-
min nedeni, onun büyüsel bir nitelik taşımasuıdan
kaynaklanıyor. Bütün dönemlerimde bakışlara çok
önem verdim. lnsandan insana, modelden ressama ve
ressamdan ızleyiciye ulaşan bir üçgendir bu.
'Çağdaş ve modern karşıtfaklar anyorum'
- Bir önceki Suret serginizde Doğu mitolojisinin ef-
sanevi öykülerini. kahramanlannı \eolaylannı çağdaş
bir bakışla günümüze getiriyordunuz. Suret'te aynca
sanatçının kendi içindeki savaşımı söz konusuydu. Bu
sergide isesanatçıdan sanatçıva uzanan bir ileti söz ko-
nusu.-
İSLtMYELİ - Evet. Surefte. geleneksel halk res-
mi şemalan içine modern. bireysel hikâyeleri oturt-
muştum. Ama denklem aynı. Eskiyle yeniyi iç içe ge-
çirerek Deja Vu kavramını göstermeyi amaçladım.
Yaşadığımız anı sanki eskiden de yaşamış duygusu-
nu yaratan o sarsıntı. bu sözcükle daha da iyi gösten-
lıyor. Bu sergide bütün plastik göstergelerim var. Ba-
kışıklı konumlar. tekrar. karşı karşıya gelmeler. si-
metri olgusu gibı... Bir ressamın ışi felsefe yapmak
değil. felsefenin içindeki görüntüyü çevirebilmektir.
Suret sergisinde de bundan uzun uzun söz ettim. Do-
ğu düşünce geleneği içindeki oritüel,tasavvufun, cam
altı tekniğinin ortaya getinp koyduğu yansıma, aslı,
kopyası olgusu ve tekrar, elbette çağdaş sanann en önem-
li sorunlanndan biri.
- Deja Vu'dan sonra "Çıplaklar', 'Natürmortlar' ve
'Peyzajlar' gibi klasik resim konulannı ele almakla
nevi amaçbvorsunuz?
ISLİMYELİ - Bu konular beni her zaman ılgılen-
dirmiştir. İnsanlann dönüp dolaşıp vazgeçemedikle-
ri konulann altındaki taban nedir? Bireysel olarak bi-
zi oraya çeken durumlar nedir? Neden uzun yıllar
Türk resim sanatını bu konular neredeyse bloke etmiş.
elinde tutmuştur? Bu sorulara çağdaş ve modern kar-
şılıklar anyorum. Ama kendi ekseninde gönderme-
ler yaparak, belleği hiç unutmadan. Çünkü resmim bir
bellek resmidir. Anm içindeki bütün yoğunluklann res-
midir. Onun için bu dört temayı seçtim.
-Suretserginizde resfanlerin başhklan nEsmiaçıaözel-
liklertaşıyordu. Burada şürlerinizgiriyordevre\e,anıa
bunlarbirebir resmiaçıklayıcı değiL Bağlann yada bağ-
lanhsıziık nerede?
İSLİMYELİ - Yazıyla resim arasındaki bağlantı
ancak bir şeyi özünü kavramak anlamında olabılir. Bu
şiirler kesinlikle içerikle ilgili olarak var. Bir soruna
talip olduğumda, çizdiğim kadar yazanm da. Sergi-
nin tam karşılığı olan kitap sevmiyorum. Sanat kita-
bı olsun ve sergilenen işlerin dışmdaki yol alma süre-
cini de bir anlamda ızleyene aktarsın ıstedim. Hem ser-
gıye ait, hem de başlı başına bir yapıt bu. Şiirlerle re-
simler arasındaki farklılık çok kesin. Bu tamamen ikı
alanm kendi değerinı ıçeriyor.
Israel Horovitz ve Arnold Wesker, îstanbullu sanatseverlerle buluştu
Oyunyazarlığı üzerine.
Aileler sette
Kültür Senisi - Sine-
mayla uğraşan ailelerin
sayısı gittikçe artıyor.
Oyuncu, yönetmen kar-
deşler, ünlü sinemacılann
çocuklan ya da torunlan
beyazperdede sık sık ortak
çaîışmalara imza atıyor-
Iar. Ortaklıklann son örne-
ği Fiennes ailesindeyaşa-
nıyor. Hollywood'unara-
nan Ingilız oyunculann-
dan Ralph Fiennes" ın kız
kardeşı Martha Fiennes.
ilk filminin çekimlerini
tamamladı. Aleksandr
Puşkinin şiirsel romanın-
dan sinemaya aktanlan
'Onegin' adlı filmde baş-
rolü Ralph üstleniyor. Aşık
Shakespeare ve Elizabeth
gibi fılmlerden tanıdığı-
mız diğer kardeş Joseph
Fiennes ise diğerçalışma-
lan nedeniyle Onegin'de
rol alamamış. .<\ncak fil-
mde yedi kardeşten birine
daha iş çıkmış. Onegin'in
müzikleri IMagnus Fien-
nes'e ait.
Martha, Ralph'le birlik-
te uzun süredir, Puşkin'in
1800'lerin Rusyası'nda St.
Petersburg'da geçen ro-
manını beyazperdeye ak-
tarmayı hayal ettiklerini
belirtiyor. Martha içedö-
nük ve zor eyleme geçen
baş karakteri canlandıra-
cak en uygun oyuncunun
Ralph olduğuna inandığı-
nı da sözlerine ekliyor.
Ralph, kız kardeşiyle ça-
lışmanın kendisi için de
çok keyifli olduğunu dile
getiriyor.
Ralph ve Martha, fil-
min baş kadın oyuncusu-
nun Liv Tyler olmasma da
birlıkte karar vermişler.
Martha birlikteliklerinin
artı ve eksilerini şöyle kar-
şılaştınyor: "Evet,eleştir-
mcnlerin gözü fılmin üze-
rindc; ama beğenikliği tak-
dirdebö>le biraiieçahsma-
sının verdiği tatmin duy-
gusu da o kadar büyük
olacak. Gösteri dünyasın-
daki İngiliz ailelerindesa-
natçılığın kuşaktan kuşa-
ğa geçmesi bir gelenektir
ve başarılı olmak bizim
için çokönemE. Kate Wins-
let. Emma Thompson ya
da Vanessa Redgrave'in
kızlan Joely ile Natasha
akla ilk gekn örnekier."
Hollywood'da da ailece
sinemayla uğraşanlar var;
Barrymore, Fonda ya da
Bridges'lergıbı... Ünlü yö-
netmen Francis Ford Cop-
potasmemacı ailelere iliş-
kin görüşlerini şöyle açık-
lıyor: "Kızım Sofia'nın
yönettiği ilk fihnle gerçek-
ten gurur duydum. Oğ-
lum Roman da benim için
senaryo yazryor. V'eteneğin
genlerde olduğuna ve tüm
aileye >ayıldığına inanıyo-
rum. Tonınum Nicholas
Cage de ailenin en başan-
b tsimlerinden biri."
ttalya'nın, sınemada
klanlaşan önemli aileleri
arasında ise Gassman,
Tognazzı ve Risi'leri say-
mak mümkün.
Kültür Senisi - Akbank
ve Tiyatro Sanatını Geliştır-
me Derneğı işbirliğiyle dü-
zenlenen '22. Avni DiUigfl Tt-
yatro OdüUeri' kapsamında
ülkemizde bulunan, dûnya
tiyatrosunun ünlü ustalann-
dan oyun ve senaryo yazan,
yönetmen, oyuncu Israel Ho-
rovte ve oyun yazan Arnold
VVesker. Aksanat'ta gerçek-
leştirilen söyleşilerde sanat-
severlerle buluştular.
Söyleşilerin ilk konuğu,
son olarak IstvanSzabo'nun
yönettiği 'Sunshine' filmi-
nin senaryosuyla Avrupa
Film Akademisi tarafindan
en iyi senaryo dalında ödü-
leaday gösterilen Israel Ho-
rovitz'ti. Amerikan modern
gerçekçi tiyatrosunun en
önemli temsilcilerinden ve
yapıtlan dünyada en çok oy-
nanan Amerikalı yazarlar-
dan olan Horovitz, izleyıci-
lere yaşamı ve yapıtlanyla
ilgili bılgiler verdikten son-
ra, çok yakında yayımlana-
cak olan kitabından şiirler
okudu.
Kamyon şoförü bir baba-
nın ve hemşirelik eğitimi al-
mış bir annenin çocuğu ola-
rak Amerika'nın küçük bir
kasabasında dünyaya gelen
Horovitz, ilk oyununu yazıp
sahnelediğinde henüz 17 ya-
şındaymış. 2O'li yaşlannın
başında Nevv York'a ta^ınan
ve burada bir yıl içinde dört
oyunu sahnelenen yazar,
oyun yazmanın kendisi için
hâlâiUc günkü kadar heyecan
verici olduğunu belirtiyor.
Nevv York'a yerleştikten
kısa bir süre sonra, 'dûşleri-
nin kenti ve dünyanın mer-
kezi'nde olmadığımn farkı-
na vardığını söyleyen Horo-
vitz. ardından Massachu-
setts'te küçük bir kasabaya
yerleşerek kendi tiyatrosu-
nu kurmuş. Sanatçı, 15 yıl-
dıryönetici, yönetmen, oyun
yazan ve oyuncu olarak et-
kinliklerini sürdürdüğü ti-
yatroda, daha çok yeni yapıt-
lara yer vermeye çalıştığını
dile getinyor.
Horovitz, yaşamını ve ti-
yatro çalışmalannı sürdür-
mekte olduğu bu küçük ba-
lıkçı kasabasının oyunlanna
esin kaynağı olduğanu vur-
guluyor: "Tüm dünyada ol-
duğu gibi.yasadığım yerdede
draman'k bir ekonomik de-
ğjşim sürecinin içindeyiz. Ben,
hiçbir zaman Nevv York'ta
partileregidip martini içen in-
sanlann öyküleriyle ilgilen-
medim. Kendimi hep çahşan
kesime, işçi sınıtuıa daha ya-
kın hissertim vç onların, sıra-
dan insanlann sorunlarını
oyunlanma konu ettim. Bu
anlamda,yaşadığun kasaba-
le getinyor: "Bu yöntem in-
sana hem ilham vedestek ve-
riyor hem de farklı görüşle-
ri değerlendirmenizi sağlı-
v»r."
Horovitz'in yaşamında
ikinci bir baba gibi gördüğü
isım ise SamuelBeckett Bec-
kett'le olan ilişkısı sayesın-
de. genç yeteneklere değer
veren çok önemli yazarlarla
tanışma fırsatı bulduğunu
söyleyen Horovitz. karşılaş-
• 22. Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri
çerçevesinde ülkemizde bulunan Israel
Horovitz Aksanat'ta gerçekleşen söyleşide
izleyicilere yaşamı ve yapıtlanyla ilgili
bilgiler verirken söyleşilerin ikinci
konuğu Arnold Wesker bir edebiyat
yapıümn kalıcılığmı irdeleyen bir
konuşma yaptı, Play For A VVbman
oyununun tam metnini sundu.
da bana esin ka>nağı oldu.
Şimdi. oyunlanm dünyanın
hangi ülkesinde sahnelenir-
se sahnelensin. insanlar bu
metinlerdekendflerine aitbir
şeyler bulabiliyorlar. Eğer
çevTenizde yaşananlan dü-
rüstlükle kaieme alırsanız,
yazdıklarınız mutlaka dün-
yaya dönecektir."
Horovitz, diğer yazarlarla
iletişim ve fikır alışverişi
içinde çalışmanın da kendi-
si için büyük önem taşıdığı-
na değiniyor. Yapıtlannı oluş-
tururken, yıllar öncesinden
tanıdığı New York Oyun Ya-
zarlan Laboratuvan üyele-
riyle düzenli biçimde bir ara-
ya gelip, metinlerin gelişim
sürecinin farklı aşamalann-
da, paylaşarak ve tartışarak
çalışmayı yeğlediklerini di-
tığı genç sanatçılara aynı ya-
kınlığı göstermeyi ilke edin-
diğini belirtiyor.
Her oyunun kendine ait
bir yaşamı olduğuna inanan
sanatçı, ancak tek bir soru-
nun yanıtına ulaşmak için
yazdığını vurguluyor:"Ne-
den yaşıyoruz? Bu soruyla
ne kadar çok uğraşırsam iz-
leykim o kadar artıvor. Da-
ha gençkeru izleyiciyi sarsa-
cak oyuniar yazmaya uğra-
şırdım; şimdi onlan rahat-
latmava çalışıyorum. İnsan-
ları güldürmek, ama ciddi
bir sorumluluk duvgusun-
dan hareketle gükiürmek is-
tiyorum."
Kahcılığın sun
Aksanat'taki söyleşilerin
ikinci konuğu, dünya tiyat-
rosuna pek çok başyapıt ka-
zandırmış ünlü oyun yazan
Arnold Wesker'di. Söyleşi-
sinde, bir insan ve sanatçı
olarak. oluşumundaki en
önemli etkenin annesi oldu-
ğu gerçeğini ön plana çıka-
ran Wesker. bir edebiyat ya-
pıtının kalıcılığını irdeleyen
konuşmasının ardından. 'Pfcıy
For A Homan' oyununun
tam metnini izleyiciye sun-
du. 'Bir edebiyat eserinin
uzun zaman varlığını sürdü-
rebilmesinin,sırurian aşabil-
mesinin sun nedir' sorusu-
na venlecek yanıtın. drama-
tik eserin yapısını tahlil edip
DNA'sına inmekten geçtiği-
ni belirten Wesker, bu
DNA'lan altı grupta topluyor.
"L nsurlar, konu, tema. nite-
lik, anlatım, algılar. Örnek
olarak kadınsallık unsuru-
nu kullanan bir yazan ele
ahrsak,burada 'anne' konu-
ya, 'fedakârlık' temayakar-
şıuk geliyor'".
Wesker. DNA'lann dör-
düncü grubuna yerleştirdiği
niteliği de ikıye ayinyor: "Ki-
şiniıı niteliği, tekniğin niteli-
ğL Kişisel nitelikler vazann
malzemeyi hangi duygular-
la (mizah, neşe, merhamet..)
ele aldığıyla ilgilidir; tekni-
ğin niteliği eserin tasavvu-
runda, yapısında, ritminde,
divaloğunun özelliklerinde
belli olur." Wesker. algıyı ise,
oyun yazarlığının bu ilk dört
'veçhesüıi' (yön. yüz) bilgi-
lendıren beşinci veçhe olarak
gösteriyor ve algılamarun.
yazann malzemesıni anla-
madaki duygusai ve zıhni
gücüyle ilgıli olduğunu savu-
nuyor: "Teknik beceriyazar-
lıkta ilk adımdır. Marango-
zun aletlerini ustaca kulla-
nabilir, ama yaptığı iskemle
güzel mi, rahat mı?"
Yazarlığın bu veçhelenni
çevreleyen DNA yapısının
son kısmı olarak gösterdıği
"anlalım'ı. 'unsurtır, konu, te-
ma, nitelik ve algıyı içeren
cerçeve' sözleriyle tanımla-
yan Wesker. bir dram yapı-
tınm DNA'sında, onu sınır-
lar ötesine götüren ve zama-
na karşı varlığını koruyabil-
mesini sağlayan en önemli
noktanın algılayış gücü oldu-
ğunu savunuyor.
'
• Kültür Senisi -
Borusan Kültür ve
Sanat Merkezi'nın
konser dizısi.
klasik müzığin
çağdaş
yorumculanndan
Roseau Beşlisi'nin
Goethe Institute'te
vereceği konserle
sürecek.
Almanya'nın önde
gelen
orkestralannda
solist olarak çahşan müzisyenlerin bir araya gelerek
oluşturduğu topluluk, Goethe Institute'ün de
katkılarıyla 7 Aralık Salı günü saat 19.00'da
Îstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Konserde
Hindemith, Ligeti, Lohse ve Berio'nun yapıtlan
seslendirılecek. Obua, fagot. klarnet gibi nefesli
sazları büyük bir ustalıkla seslendiren
müzisyenlerden oluşan Roseau Beşiisi, mükemmel
ses uyum ve tekniğiyle klasik müziğin önde gelen
yorumculan arasında yer alıyor.
Leonardo Di Caprio, en çok
gözde büyütülen yıldc seçildi
• LONDRA (AFP) - Ingılız sinema dergısınin beş '
bin kişi ile yaptığı bır araştırma sonunda okurlar, en ^
çok gözde büyütülen aktör olarak Leonardo Di '
Caprio'yu seçtiler. Gördüğü ilgiyı hak etmeyen kadın
oyuncular listesinin başında Gvvyneth Paltrow yer ••
alırken Steven Spielberg sinema endüstrisinin ~*
gözünde büyüttüğü ikinci kişi seçildi. Listenin **
dördüncü sırasında George Lucas, beşinci sırasmda
da Quentin Tarantino yer alıyor. Okurlar, Tom Cruise
ve Nicole Kidman'ı gerçek yaşamlarını da paylaşan '
en iyi çift seçerken Tom Hanks ve Nicole Kidman da '
ekrandaki en iyi çift seçildi. Okurlann en acıklı
bulduklan fılm ise ET oldu.
Behiç Ak'ın yeni oyunu
• Kültür Senisi - Gazetemiz çızerlerinden Behiç
Ak'ın yeni oyunu Hastane, Mitos Boyut
Yayınlan'ndan çıktı. Ak, iki perdelık oyunda
geleneksel hastane ortamında insanlann yaşamına
gösterilen duyarsızlıkla, aynı hastane binasının insan
kopyası çıkarma deneyi yapılan bölümünde özel
çıkarlar için gösterilen bilimsel duyarlılığın
çelişkisini sergiliyor.
Handan Kaynakgöz'ün sergisi
• Kültür Senisi - Handan
Kaynakgöz'ün resımlen 3
Aralık'tan ıtibaren Evrensel
Kültür Merkezi'nde
sergilenecek. 1965 yılında
İzmir'de dünyaya gelen sanatçı
1991 yılında MÜ. Güzel
Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü'nden mezun oldu.
"Minibüs Yüzlen' başlıklı
sergide eş-dost ve
akrabalanmızdan daha bitişik
oturduğumuz, ama hıç
tanımadığımız minibüs yüzlerinden yola çıkıyor. Bu
birbirine hem yakın hem de uzak yüzlerin sergisi 3
Ocak'a dek ızlenebılir.
Ekmel Hürol için tören
• İZMİR (.\A)- Türk tiyatrosunun.'Devlet
Sanatçısı' unvanını kazanmış ilk oyunculanndan
olan ve 73 yaşında yaşama veda eden Ekmel Hürol
için, 1992 yılında emekli olduğu Izmir Devlet
Tiyatrosu'nda tören düzenlendi. Cenaze törenine
Ekmel'in ailesi, yakınları ve sanatçılar katıldı.
Akademik Türk Tiyatrosu'nun ılklerınden kabul
edilen. 50 yıllık sanat yaşamında 100'ü aşkın
oyunda rol alan ve 40'dan fazla oyun yöneten Hürol,
akciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü
Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde yaşamını yıtırmişti.
BUGÜN
• YAPI KREDİ SALI TOPLANTILARInda bugün
18.30'da 'Alışveriş Ehnezsek Ölürmüyüz?' konusu
ele alınacak. Toplantının bu haftaki konuşmacılan
Ünsal Oskay ve AtiUa Aksov. (252 47 00)
• NÂZ1M HİKMET VAKFl'nda saat 18.30da
Server Tanilli 'Ça£da$ Türk Şiirinde Aşk ve Nâzım
Hikmet'in Özgünlüğü' konusunda bir söyleşı
gerçekleştırecek. (292 09 69)
• JAZZ CAFE'de saat 22.30da Gürol Ağırbaş,
Yahya Dai, Baki Duyarlar ve Volkan Öktem sahneye
çıkacaklar. (245 05 16)
• Pİ ART \VORKSte saat 18.00 de Wbod> AHen'ın
Annie Hall adlı filmi^östenlecek. (236 68 53)
• İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
19.00'da Borusan Kültür ve Sanat'ın katkılanyla Pre
Klasik Oda Müziği Topluluğu'nun açıklamalı
konseri gerçekleştirilecek. (292 06 55)
• CRR'de saat 19.00 da Aniello Desiderio bir gitar
resitali verecek. (232 98 30)
• FİLM-YÖN'de Liselerarası Sinema Kulübü
Platformu etkinlikleri kapsamında YılmazGüney'in
yönettiği 'Lmut' saat 17.00'de izlenebilir. (293 90 01)
YAPI v KREDİ
KÜLTÜR SANAT
YAYINCILIK
30 Kasım Salı, 18.30
Alışveriş Etmezsek
Öltir müvüz?
Konuşmacılar: Ünsal Oskay,
Atilla Aksoy
T U R K C E L L salonu, MeşrutiyetCad.153 Tepebaşı
Istiklal Cad. Korsan Çikmazından girilebılir