18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Iki yargısız infazcı çıktıADANA (Cumhuriyet Giiney İlleri Bürosu) - Aktncılar Mahallesi'ndeki bir evı basan ve iki kişiy i öldüren terörle mücadele ekibinde yer alan iki polisin, üç kişinın ölümüyle sonuçlanan Kıremithane baskınında da bulundugu ve bu baskın nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nde açılan davada yargılandığı belirlendi. Akıncılar baskınından önce de benzer operasyonlar düzenleyen ve hepsınde de "Suçsuz kişileri hatta çocuklan öldürdüler. Yargısız infaz yapıyorlar" suçlamasıyla karşı karşıya kalan Adana Polısrnin, 28 Ocak 1999'da. yasadışı DHKP-C örgütü mensubu 3 kışinin kaldığı ıleri surülen Yüreğir ilçesındekı Kjremithane Mahallesi 95 Sokak 48 numaralı eve yapnğı baskına, Akıncılar baskınına katılan polislerden Nurettin Bülbül ile Haydar Erol'un da katıldığı belirlendi. Mehmet Topaloğlu (25), Selahattin Akmcı (33) ve Bütent DU (22) adlı kişilerin öldürüldügü. 2 Kalaşnıkof. 1 tabanca, 3 parça tesirlı bomba ve 10 şai]örün ele geçınldiği belırtilen operasyondan sonra haklannda 1. Agır Ceza Mahkemesı'nde dava açılan Bülbül ıle Erol'un, TCY'nin 49. maddesi delaletıyle 450'5. maddesine göre. "Birden çokadam öldürme" suçundan yargılanmalan sürüyor. Kiremithane baskınından sonra da, öldürülen Topaloğlu'nun Kurtuluş gazetesinin muhabin olduğu savlanmış, Bülent Dil'ın babası Mustafa Dil ve annesi Zöhre Dil yaptıklan açıklamada, "Oğlumuzun cenazesini almava gittiğimizde biz ağuyorduk. Oradaki polisler ise bize bakıp gülüyorlardı" demışlerdi. Anımsanacağı gibi, Adana polisı 1990 yıhndan sonra "hücreeYİ" ya da "PKK'H teröristlere yardım ve yataklık ediliyor" gerekçesiyle yaptığı baskınlardan ılkını 1992 yılında gerçekleştirdi. Kurtuluş Mahallesi operasyonu Kurtuluş Mahallesi 304 Sokak'ta bulunan Selçuk Apartmanrndakı bir daireye çevreyi boşalrtıktan sonra saldın düzenleyen polis. Dev-Sol örgütü elemanlan olduğunu açıkladığı Güven Keskin (19). Sıddık Özçetik (23) ıle Yosma Santur (21) adlı genç kızı öldürdü. Baskından sonra patlayan ve 3 polis ile 1 yurttaşın yaralanmasına neden olan bombayla ilgiü olarak emniyet güçleri. "Terörisüerin önceden hazuiadığı bomba pafJadı" dıye açıklama yaparken, bazı kaynaklar polisin M- 16 silahıyla eve attığı bombalardan birinin sonra patladığmı savladı. Operasyondan sonra polis telsizlerinden zamanın Emniyet Müdürü Mete Altan'ı överek "Yaşa baba. Sonuna kadar seninleyiz. AUah seni başımızdan eksik etmesin" diye bağınldığı duyulmuştu. lkınci olay 1996 yılında Küçükdikili beldesindeydı. PKK'lı teröristlere yardım ve yataklık edildiği savıyla Ömer Bayrama (27) ait Çınarlı Mahallesi 10 Sokak'taki 68 no'lu evi basan polis. Bayram'la birlikte çocuklan Dilan(2) ve Berivan(6) ıle Rıdvan Altun ve Abdurrahman San adlı kışılen de öldürdü. Bomba savı Emniyet Amiri Nuri Kocabıyık'ın yaşamını yitirdiği. Ejder Terlikçi adlı polisin yaralandığı operasyonda, polisin bomba kullandığı, çocuklann patlamalar sırasında yaşamını yitırdığı savlanmıştı. Bu olayla ilgili aranan Arif Güneşadlı kışı de Istanbul'da yakalanarak Adana Emniyeti'ne teslim edilmışti. ABD'DE tNSANA VERİLEN DEĞER Doktorhatasma yaşambcyugüvence ALİER Amenka'nın Vırgınia eyaletinde doktor hata- sı nedeniyle özürlü doğan Cterie ıçin ilgili has- tane. özürlülere göre projelendinlmış bir villa m- şa ettırdı. Clair'e özel tasanmlı. özel donanımlı bir minibüs alan hastane, yaşamı boyunca bakı- mı ve egitıminden sorumlu iki de öğretmen tut- tu. Claire'in annesi Elen. Amerika'da özürlüler için sağlanan sosyal haklann bugünkü seviyeye ulaşmasında, özürlü yakınlannın mücadelesinin büyük payı bulunduğunu belirterek, Türkiye'de- ki özürlü yakınlanna. "Çocuklannız için müca- dele edin" mesajı gönderdi. Anne Elen, kızı Claire için yapılanlann Ame- rikan standartlannın üstünde olduğunu ve az sa- yıda özürlünün bu seviyede hizmet aldığını söy- ledi. Kendilerine hastane vakfinca sağlanan ola- naklann Amerikan basınında yer almadığını ve yaygın olarak bilinmediğini ifade eden Elen, hü- kümet. hastane ve hastane doktorlannın katkıla- nyla kurulan \ akfm. diğer aileler tarafmdan ben- zer taleplerle "boğulmamaa" için soyadıru ve hastanenin ismini yazmamamızı rica etti. Bayan Elen, evin tapusunun kendilerine verilmediğinL Claire'ın yaşamını yittrmesi durumunda evin kendilerinden almacağını da kaydetti. Oaire için neler yapıldı? r_. Bay-an Elerij doğumundan lusa Jbir süre önce-ı,. <&$$ kadaivsağlıklı geh'şen Claire'in öyküsünü - zâman zaman gözyaşiannı tutamayarak şöyle an- lattı: •'Hamiloliğimin son günlerine kadar her şey yolundaydı. Son muayenede bir sorun oklu. son- radan öğrendiğimize göre muayene sırasında pla- senta (göbekbağı) düğümlenmesi sonucu kan akı- şıdurmuş ve bebeğin beyni hasar görmüş. O gün sezaryenle doğum yaptım. bebeğin yaşayamay a- cağını söylemişlerdi, ama Claire yaşadı. Eve dön- dükten bir süre sonra Claire'in durumuna dok- tor hatasının >ol açmış ofabileceğini düşündüm. Bir a% ukata danıştım. A\ ukaL doğum anına ka- dar hastanede yapılanlaıia ilgili tüm dosyalan is- tedi. Son ra bu dosyalan uzman hekimlerle birlik- te inceledL Sonuçta, Claire'in doktor hatası nede- niyle özürlü doğduğu ortaya çıktı." Anne Elen. Amerika genelinde ünlü olan bu hastanenin hatasını kabul etmemesine karşın, mahkemeye başvurmamalan koşuluyla kızlan içtn. içinde yaşamını rahat ve güven içinde sür- dürebileceğı özellikte bir villa inşa ermeyi, ayn- ca özel tasanmlı bır minibüs ile ömür boyu ba- kjm ve eğitim sorumluluğunu üstlenmeyi teklıf ettığini belirtti. Bu teklıf üzerine mahkemeye başvurmaktan •vazgeçtiklerini anlatan anne Elen, mahkemeye başvursalardı alacaklan tazminatın 1 milyon do- îar civannda olacaâını vurguiay arak "Bunun bir krsmını avukaıa verecektik. Ovsa, vahnzca hasta- nenin yapördığı ev 500 bin dolar değerinde" dedı.Claire'in öğret- menlennden Simon, Claire'in 8-9 kelimey- le konuşabildiğini, ko- nuşulanlan anlayabil- diğini, yakınlannı tanı- dığını ve fıziksel tera- piyle azımsanmayacak gelışme katettiğini söyledı. Aflelerin zaferi Anne Elen, Ameri- ka'da özüriülere sağla- nan sosyal haklann ve özürlülerin sosyal ya- şama katılmasının son 20-30 yılda gerçekleş- tiğini belirterek. bunun sağlanmasında özürlü yakınlannın her alanda verdiği yoğun mücade- İenin belirleyici olduğunu söyledi. Elen, dünya- nın pek çok ülkesinde özürlülerin evlerinde ade- ta saklandığını bildiğini vurgulayarak, ailelere şu çağnda bulundu: "Çocuklannıziçin mücadeleedin; onlaruı top- lumun sağlıkhfiyeferigibieğitbn, sağhk, işve diğer sosyal haklardan eşit olarak yararianması için mücadele edin.'' TÜRKİYE'DE ANLAYIŞ FARKLI AIDS'üctileye yanbndar kesiküIstanbul Haber Ser- visi - Şanlıurfa Doğu- mevi'nde 3 yıl önce gerçekleştirilen doğum sırasmda bebeği ıle bir- likte AIDS'e yakalanan Müzeyyen Işıkgöz'e karşı devlet •'anayasaT ve "ahlaksaT sorumlu- luklarını yerine getir- mıyor. Kızılay, AIDS'lı kan vererek "ölünıyol- culuğuna" çıkardıgi Işıkgöz ailesi ıçin mah- kemenin hükmettiği 15 mılyar lıralık manevi tazminatı çok buldu \e karan temyizetti. Kızı- lay, 40 milyon liralık ayhk yardımı da kesti. Işıkgöz aüesine sağla- nan tüm devlet yardım- lanna da son verildıği belirrildi. Işıkgöz aılesinin avukatı Şehntoz tnal'ın verdi- ği bilgıye göre, Işıkgözler'in "Bu kadar daolmaz, bn nasıl sosyal devlet" dedirten öyküsünün geli- şimı ve ailenin son durumu özetle şöyle: Işıkgöz ailesinin Kızılay aleyhine actığı mad- di ve manevi tazminat davasında yerel mahkeme "ohlm" gerçekleşmediği gerekçesiyle maddi taz- minatı reddederken, 15 milyar lira manevi tazmi- Doktor hatası nedeniyle özürlü doğan Claire için hastane, özüriülere göre projelendirilmiş bir \i0a yapörmarun yanı sıra özel donanımlı bir minibüs sağladı; ay nca tüm bakun masraflarıru karşıIadL nata hükmetti. Müzeyyen Işıkgöz ve bebeği Ru- khe Işıkgöz'ü AIDS'in pençesine atan ve 4 kişi- lik aılenın yaşamdan kopmasına neden olan Kı- zılay, 15 milyarlık manevi tazminatı çok bularak karan temyiz etti (Yargıtay "daki temyiz duruşma- sı önümüzdeki günlerde yapilacak). Kızılay, Işık- göz ailesine bir süre için verdiğı 40 milyon lira aylığı da kesti. Işıkgöz ailesinin kısa süreli açhk grevi bu sonucu değıştırmedi. Işıkgöz ailesinin yaşadığı Kışla köyöndekı komşulan. hastalıktan korkulan nedeniyle aileyle tüm ilişkilerini kesti. Dışlanmalan nedeniyle iyice bunalan Işıkgöz- ai- lesi. kaymakamlığın yardım sözü üzerine Sive- rek'e taşındı. Siverek Kaymakamlığı 50 milyon liralık kirayı bir yıl ödedi. Sonra, "Olanagımız yok" gerekçesiyle ödemeyı durdurdu. Yetkilile- nn, Işıkgöz ailesinin tedav ısine yönelik tutumu ise çok samimiyetsiz ve göstermelik kaldı. Ilk yıl yurtdışmdan getirilen ilaçlar artık getirilmez ol- do Yaralar vücudu sardı Sağiığı *iş göremez" düzeyde körüleşen anne Işıkgöz ile 3 yaşmdaki kızı Rukiye'nin vücudun- daki yaralar gıderek yayılıyor. Psikolojik sağiığı da bozulan Müzeyyen Işıkgöz saldırgan davranış- lar sergiliyor ve hiçbir gazeteci ve yetkihyle gö- rüşmek ıstemıyor. Medyatik törenlerle bir-ikı kez tedav i amacıy- la Ankara'ya getinlen anne v e bebeği, şu günler- de Srverek'te kapandıklan evdekaçYnılmaz son- lannı bekliyoriar. Ilk tahlillerdel^üiz çıkan ba- ba Sedat Işıkgöz v e 8 yaşındaki btî> r ük çocuğunun sağhk durumu ise son 2 yıldır AIDS testi yapıl- madığı için bilinmiyor. Her şeye karşın Işıkgöz aı- lesi adma bir şeyler yapmak için çabalayanlar da var. Siverek Devlet Hastanesı hekimleri olanak- lannın elverdiği ölçülerde yardımcı olmaya ve Işıkgözler'in yeniden Ankara'ya götürülmesine çabalıyorlar. Bazı komşulan da yemeklennı Işık- göz ailesiyle paylaşıyor. Yasai dûzenletne yok Ülkemizde hekim hatalan sonucu yaşamını ya da sağlığını yitiren yurttaşlar için yapılmış özel bır düzenleme bulunmazken, bu tür olaylar genel hukukçerçevesınde değerlendinliyor. Hastabilin- cinin yeterli düzeyde olmaması nedeniyle hekim hatalannın yol açtığı vakalar çoğuniukla şikâyet konusu olmuyor. îstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rrfat Yücel. kendilerine hekim hatalanyla ilgili bildi- nlen şikâyetlerde son yıllarda artış oiduğunu söy- ledi. Bu artışın toplumsal bilincin artmasına pa- ralel geliştiğini anlatan Dr. Yücel, 1981 -1998 ara- sında odaya yalnızca 655 başvuru yaptlırken, son 1 yılda 365 şikâyet aldıklanna dikkat çekti. Yü- cel, çağdaş ülkelerde "mal pracDse" olarak bili- nen, hem hekımı hem mağduru koıuyan yasal dü- zenlemelerin yapılması gerektığini kaydetti. îstanbul DGM Savcılığı, Kışlalı'yı hedef göstermesini gerekçe gösterdi Aldt gazetesîne dava açddı HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Müslümanlık ve Müslümanlığı yenı kabul ettiği günlerdeydi. Uzun bir görüşme sırasında Roger Garaudy'e sormuştum: - Önce kiliseye bağlı bir gençlik örgütünde et- kindiniz. Sonra ünlü bir Marksist düşünür oldu- nuz. Şimdi de Müslümanlığı kabul ettiniz. Bu çiz- gide bir çelışkı yok mu? Soaımu biraz gülümseyerek yanrtlamıştı: - Hayır, yok! Islamın "öz"ü ile o öze uygun ola- rak 1400 yıl öncesinin koşullanna getirilen "çö- züm"\er\ birbirine kanştırmamak gerekir. Ben o "öz"ü benimsedığim için Müslüman oldum. Dö- nemin sorunlannın çözümü için getirilen kuralla- n ise "dâhiyane" buluyorum. Ama o kurallann bu- günün dünyasında da geçerli olması savının Is- lama kötülük olduğu kanısındayım!.. Sayın Garaudy bir yandan bunlan söylerken, öte yandan şarabını yudumluyordu.. Biraz sonra da "Türkçe ezan" ve "Türkçe ibadet"\ savunacak- tı.. • • • Cumhunyet tarihinde yapılan ilk Din Kurultayı olayı üzerinde durmak gerekir. llhan Selçuk ne güzel yazmış: "Islamda içtihat kapısı 11 'inci yüzyılda kapan- mıştı; ama Atatürk devhmiyle kendiliğinden açıl- dı; artık 'içtihat kapısı'ndan geçmek ıçin imamla- ra gerekyok.. Insanın kendisi, kendisinin imamı- dır. Çağımızın Müslümanı, Islamı yorumlamak için başkasının aklına gereksinme duymuyor." Keşke öyle olsaydı! Öyle olsaydı, zaten laikliği korumak gibi bir so- runumuz kalmazdı. O düzeye gelmiş bir Müslü- man için laikliğe karşı çıkmanın bir tutarlılığı ola- bilir mi? Dünya nüfusunun yaklaşık beşte biri Müslü- man. Ama Müslümanlann bilim dünyasına vetek- nik gelişmelere katkısı neredeyse "yok" düzeyin- de. Koca Arap âleminin bilime katkısı ise küçü- cük Israil'in ancak yüzde 4'ü kadar. Bu olumsuz tabloya ters düşen tek Müslüman ülke, "/a/fc"Türkiye... • • • Islam dünyasındakı genliğın nedeni din mi? Hayır!.. Hıristtyan dünyası ortaçağda "karanlıkdönemı" yaşarken, Islam dünyasında birçok önemli bilgın yetişiyordu. Çünkü Hıristiyan dünyasındakı bağ- nazlık, o dönemdeki Islam dünyasında yoktu. Ör- neğin Ibn Haldun, şu düşünceyı açıktan savuna- bıliyordu: "Bitkilenn en yüksek cinsi, hayvanlann aşağı olan cinsine yakındır. Bu aşağı tabakadan türe- yerek hayvanın türü ve cinsı çoğalmış, aşamalı bir biçimde düşünce sahıbi olan insanın oluşumuna kadar yükselmiştir." Laik Türkiye'de bile, Darwin'in okul kıtaplann- dan çıkarılması kavgasını veren "Özal'c/" Milli Eğitim bakanlan gördük. Aradan 650 yıl kadar geçtıkten sonra, yukandaki düşünceleri "korkma- dan" savunabilecek bilim adamlan çıkabilir mi, koca Islam dünyasında?.. Geriliğin nedeni din değil. dini baskı aracı yap- manın nedeni geriliktir!.. • • • Islam dünyasında bu gerçekleri gören önemli din adamlan hiç mi yok? Var. Gıderek sayılan da seslen de yükseliyor. Eski Dıyanet Işleri Başkanı Prof. Said Yazıcı- oğlu da bunlardan birisi: . "Dinde değışmeyen, Kuran'da belırtilen, ge- nellikle ınançla ilgili temel kavramlardır.. Modem hayat karşısında insanlanmızın pek çok problem ve ihtiyaçlan söz konusudur. Bunlann cevabı, asır- larca önce, o dönemlerin özelliklehne ve şartla- nna göre bulunan çözümlerde aranamaz!.." • • • Müslümanlığın çağdaşlaşması, bir anlamda "öz"üne dönmesine bağlı. Müslümanlık öncesi Arap ve Iran kültürünün mirasından anndınlmasına bağlı. Zerdüş dinınin, hatta putperestliğin kalıtlanndan kurtarılmasına bağlı.. Türk din adamlan, Arap ve Iranlı din adamları- nın eteklerınden tutarak çağı yakalayamazlar. "Şûra" kafasını bir yana bırakıp "kurultay"\ar dü- zenleyebilirierse, tüm Islam dünyasına hizmet et- mişolurlar... Bunun için yeterli °afe/"lan okJuğuna eminim. A- ma yeterli "yürekleri var mı, onu bilemem!.. (Cumhuriyet, 14 Kasım 1993) tstanbul Haber Servisi - îstanbul DGM Savcılığı. gazetemiz yazan Prof. Dr. AhmetTanerKışlah'yı hedef gösterdıği gerekçesiyle, eski Akit gazetesi genel yayın yönetmeni ve yazıişleri müdürü hakkında dava açtı. Îstanbul DGM Savcısı Turan Çolakkadı. 13 Mayıs 1999'da Akit gazetesınde Kışlalı için tt 2^orba Kemalist gemi azıya akü. \uh pişkin zorba" ifadeleri yer aldıktan sonra fotoğrafının üzerine "ölüm" anlamına gelen çarpı işareti koyması ıle ilgili olarak "hedef gösterdigT gerekçesiyle gazetenın yazıişleri müdürü Murat Babbey ıle Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karahasanoğlu hakkında dava açtı. 3713 sayıh Terörle Mücadele Yasasf nın (TMY) 6. maddesine göre sanıklar hakkında 10 milyon liraya kadar para cezası isteniyor. Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde İstanbul DGM'de başlanacak. TMY'nin altıncı maddesi Terörle Mücadele Yasası (TMY) 6. maddesi şöyle: "İsim ve kinılik belirterek %'eya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşümasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafmdan suc işleneceğini veva terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetierini açıklayanlar veya yayınlayanlar veya bu yolla kişileri hedef gösterenkr, beş milyon liradan on mihon liraya kadar ağır hapis cezası ile cezalandınlır." D DİRtAIE KA1ANACİ Çalışanlann tepkisi işeyaradı FP'li Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, işlerine son verdiği 8 işciyi, belediye çalışanlannın tepkisi üzerine geri aldı. Zeytinburnu Belediyesi'nden önceki gün yapılan yazüı açıklamada, belediye yönetiminin, içine düştüğü maddi sorunlan aşmak amacıyla personel politikasım gözden geçireceği bildirildi. Bu açıklamamn ardından 8 belediye işçisinin işine son verildi. Belediye çaltşanlan ise arkadaşlannın işten çıkanlmasını dün belediye önünde gerçekleştirdikleri kiriesel basın açıklamasıyla protesto ertiler. Belediye-İş. Sendikası 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Gülüm. Murat Aydın ın bir yandan "belediyenin maddi sıkınb içinde olduğunu" öne sürerek 8 işçinin işine son verirken bir yandan da 15 gün önce belediyeye 5 işçi daha aldığını söyledi. İşçi maaşlarının 2.5 ay dır ödenmediğini belirten Gülüm, belediye paralannın taşeron ve müteahhit firmalara peşkeş çekildiğini kaydetti. Gülüm akşam saatlerinde yaptığı açıklamada. Başkan Murat Aydm'la yaptıklan görüşme sonucunda işçilerin geri alındığıru bildirdi. ARIYORUZ GEÇMİŞTEN GONOMÜZE ANADOLU'NUN BOTON DANSURI... USTA BİR SANATÇIMIZ TARAFINDAN YARATILAN ÖZGÜN SENARYOSU, BÜYÜLEYİCİ MÜZİĞİ VE BİR GÖRSEL ŞÖLEN NİTELİ6İNDEKİ KOREOGRAFİSİYLE ANADOLU'NUN BİNLERCE YILLIK DANS ÖYKÜSÜ... SULTANoftheÖANCE ÖNCE TÜRK İZLEYİCİSİYLE, ARDINDAN D0NYANIN EN BÜYÜK GÖSTERİ MERKEZLERİNOE TÖM DÜNYA İLE BULUŞACAK OLAN SULTAN 0F THE DANCE; GİZEMİ VE ZENGİNLİĞİYLE BÜTÜN ÇAĞLARI ETKİLEYEN ANADOLU KÜLTÜRÜNÜN EVRENSEL SANAT N0RMURIYU YENİDEN Y0RUMU. HALK DANSLARI, MODERN DANS VE BALE ADIMLI TEATRAL DANS GÖSTERİSİ İÇİN; maaşlı ve full-tıme, profesyonellerle çalışarak profesyonelleşecek, geleceîını dans ûzerine kuracak kadar idealist, ûikemızi tüm dûnyada başarıyla temsıl edebılecek düzeyde yeleneMı olduguna ınanan dans;ılar seçılecek&r. Yûzyılüi dans gösterısmm Jzel kadrosu, ülkemızın en lyı dans hocaları tarafmdan yetıştınlecektr. Seçmelere katılacak adaylarda, kadınlar ıçin 1.65'ten, erkekler ıgn ise 1.75ten uzun olma czellıgı aranacaktır. BU MUtTTEŞEM 6ÖSTERİ0E DANS ETMEK İÇİN, BİR F0TOİIUFINI2I EKLEDKİNİZ OZGEÇMİŞİNİZLE Ş*H5EN (ESKI BOYÛKBERE CMOESİ, PARK PLAZA No:22 KAT:14 80670 M A S U K / I S T A N B U L ) »DRESİNE (A$VUHUNUZ. İSTANIUI DIŞINDA 0UNUR (0212) 345 05 36'YI ARAYARAK YA DA (Z6E(MİŞLERİNİ (0212) 345 05 OO'A FAKSUTAMK lAfVMUDA SUlUNAIİtnttER. MydonoK, >e>sa; Şrrkttltr Gumbu'mın bır ihniulır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle