Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9EKİM 19 CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Altm Harflep
sergisi Harvard
Ünıversitesi'nde
• İstanbul Haber Servisi
- "Altın Harfler: Sabancı
Ünıversitesi Sakıp
Sabancı Müzesi'nden
Osmanh Hat- Resim
Koleksiyonu" sergisi,
Harvard Üniversitesi
Arthur M. Sackler Sanat
Müzesi'nde düzenlenen
birtörenlfe açıldı. Harvard
Üniversitesi Müze
Direktörü James Cuno
yapnğı konuşmada,
"Bugün burada
gördüğünüz koleksiyon,
Amerika'da sergilenen en
genış kapsamlı Osmanh
hat sanatı koleksiyonudur.
Sakıp Sabancı'ya
böylesine değerli bir
kültür sanat birikimini
bizimle paylaştığı için
Harvard Üniversitesi
adına sonsuz
teşekkûrlerimi sunanm"
dedi. Güler Sabancı da
konuşmasında, Harvard
Üniversitesi ile Sabancı
Üniversitesi arasında uzun
vadeli ve güçlü bir
kültûrel köprü
kurulduğunu belirtti.
21. yüzyıbn
çağdaş
dünyalıları
• İstanbul Haber Servisi
- Bilgisayar destekli
eğitim olanakJannı evlere
ve okullara taşımak,
öğrencilerin,
öğretmenlerin ve velilerin
hizmetine sunmak
amacıyla 1996 yıltnda
kurulan Logomotif
Medya, üç yıl içinde
yirmiye yakın eğitim
CD'sini piyasaya sürdü.
Logmotif Medya, 3-15
yaş arasındaki
öğrencilerin büyûk
ilgisini çeken ve onlan
öğrenmeye motive eden
ürünlerinin, müfredata
paralel olarak
kullanılabilmeleri
sayesinde, öğretmenlerin
de, konulan daha yaratıcı
yöntemlerle sunmalannı
sağladığını belirtiyor.
Ünjversite'de
ders başı
• İstanbul Haber Servisi
- Özgür Üniversite'nin
güz dönemi dersleri 11
Ekim Pazartesi günü
başlıyor. Beyoğlu,
Kumbaracı yokuşundaki
Özgür Üniversite.
kayıtlann 9 Ekim'e kadar
süreceğini açıkladı. Iki
dönemlik ders ücretinin
toplam 30 milyon oldugu
üniversite'de Oruç
Aruoba. Ahmet Oktay,
Ertuğrul Kürkçü. Hilmi
Demir, Sarkis Seropyan
gibi konusunda uzman
kişilerin ders vereceği
belirtildi.
Esenler
Belediyesi'nden
yardım
• İstanbul Haber Servisi
- Esenler Belediyesi,
ılçedekı ihtiyaç sahibi
toplam 1200öğrenciye
okul kıyafeti ve kırtasiye
yardımında bulunacağını
açıkladı. Okul kıyafetleri
ve kırtasiye malzemeleri,
dün, Esenler Belediyesi
Konferans Salonu'nda
düzenlenen bir törenle
yardıma muhtaç
ögrencilere dağıtıldı.
TEGV'den Hayat
Mafıallesi
• İstanbul Haber Servisi
-Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Derneği
(TEGV), hazırladığı
"Hayat Mahallesi
Projesi" kapsamında
sunacağı eğitim ve
rehabilitasyon hizmetiyle
depremzedelerin
yaralanru sarmayı
amaçladıklannı açıkladı.
TEGV, 250 aileye geçici
konut imkârunı sunacak
olan " Hayat Mahallesi
Projesi "nin sosyal ve
kültûrel çalışmalan da
içerdiğini belirtti. TEGV
yaptığı yazılı açıklamada,
deprem felaketinin
ardından depremzedelerin
en büyük sorunu olan
bannma ihtiyacını
karşılamaya yönelik
olarak geliştirilen Hayat
Mahallesi projesiyle
depremzedelere manevi
tatmın de kazandırmayı
amaçladığını vurguladı.
ÇEVKO Koordinatörü Cezmi Neyim, Türkiye'de çöplerin değerlendirilebileceğini söyledi
Çöpler geri kazaıulal rilirİstanbul Haber Servisi - Çevre Koruma
ve Ambalaj Atıklan Değerlendirme Vak-
fı (ÇEVKO) Projeler Koordinatörü Cez-
mi Neyim, Türkiye'de değerlendirilebilir
çöp atiklannın geri kazanımı için rahatlık-
la uygulanabilecek bir sistemin oluştuğu-
nu belirtti.
Neyim, Türkiye'deki çöpün ağırlık ola-
rak yüzde 11.12 'sini.hacim olarak dayüz-
de 35'ini geri kazanılabilir atıklann oluş-
turduğunu ve bu maddelerin çöp sahala-
nnda çok yer tuttuğunu söyledi. Neyim şöy-
ledevametti:
"Uygulamalar bürünüyle çevre için ya-
pılıyor ama bunun da sürekli bir maliyeti
var. Para kazandıran sistem yaşar. Paza-
nn oluşmasL, yasal olarak denedenmesL,
tüketiciye birtakun sorumluluklann yfik-
lenmesi gerekli. Tüketiciden çöpünü ayır-
ması oranında daha az vergi alınabileceği,
belediyekr de yeniden kazanılabilir atik-
tan çöplerden ayn topiamaian yönünde teş-
vik edilebilir. Şundiye kadar toplanan mal-
zeme miktan açısından ise belediyelerimiz
emeklemeaşamasında. Şu an, Türkiye'nin
çöpünün içindeki değeriendirilebilecek çöp
çevre Bakanlığı
Yûda20
milyon ton
tehlikeliatık
İstanbul Haber Servisi - Ülkemiz
çöpünün ağırlık olarak yüzde
11.12'sinin, hacim olarak da yüzde
35'inin geri kazanılabilir atıklardan
oluştuğu belirtildi. Çevre Bakanlığı
verilerine göre yılda yaklaşık 20 milyon
ton tehlikeli atık, 27 milyon ton
endüstriyel katı atık oluşuyor.
Türkiye'de değerlendirilebilir atıklann
kaynağında azaltılması gerekiyor.
Kaçınılmaz olarak ortaya çıkan atıklann
ise diğer çöplerden ayn olarak
toplanması, depolanması ve mümkün
olan en yüksek oranda geri kazanılması,
bunlann mümkün olmadığı durumlarda
ise tamamen yok edilmesi gerekiyor.
Türkiye'nin cam, metal, plastik, kâğıt
ve kartondan oluşan değerlendirilebilir
katı atık toplamı yılda 2 milyon tonu
buluyor. Istanbul'da günlük kâğıt
tüketimi yaklaşık bin 300 ton " "
civanndayken Büyükşehir Belediyesi
bu miktann ancak 4-5 tonunu
toplayabiliyor.
Geri dönüşüm sanayinin yattnm
yapabilmesi için geri kazanım
uygulamalannın yaygınlaşması
gerektiği belirtiliyor.
Çevre Bakanlığı Basın ve Halkla
Ilışkiler Müşaviri Afi Dalkıhç
yönetmelik gereğince. atıklann
sınıflandınlarak ayn toplama
yükümlülüğünün yerine getirilmesi için
1 Ocak 1995 tarihinden itibaren
Büvükşehir belediyeleriyle turizm
faaliyetlerinin yoğun oldugu ve bu
faaliyetler sonucu nüfusu yerleşik
nüfusun iki katına ulaşan belediyelerin
3 yıl, nüfusu 1 milyondan fazla olan
belediyelerin 4 yıl, diğer belediyelerin
ise 5 yıl içerisinde atıklan ayn
toplamaya yönelik sistemlerini kurmak
zorunda olduklannı belirtti.
Ali Dalkıhç, Çevre Bakanhğı'nca
tehlikeli ve evsel nitelikli katı atıklara
ilişkin Türkiye'de bir envanter
oluşturulması çalışmasının hemen
hemen tamamlanmış olduğunu,
envanter sonucuna göre ülkemizde
yaklaşık 20 milyon ton tehlikeli atık, 27
milyon ton endüstriyel katı atığın
oluştuğunun tespit edildiğini söyledi.
Bu sorunun çözümüne yönelik olarak
Ali Dalkıhç "Çevre bakanhğınca
ohışturulan aük borsası çabşmalan, 27
Temmıız 1999 tarihinde sanayicileıie
imzalanarak uygulamaya geçirilmiştir.
Bu çakşmayla atıklann başka bir tesiste
ikmcfl hammadde olarak
değerlendirilmeshle miktarlan
azaltılarak daha pahalı bertaraf (yok
etme) giderlerinden tasarruf edümesi
sağUnacaknr" diye konuştu.
• Çe\Te Koruma ve Ambalaj Atıklan Değerlendirme Vakfı Projeler
Koordinatörü Cezmi Neyim, Türkiye'deki çöpün ağırlık olarak yüzde
11.12'sini, hacim olarak da yüzde 35'ini geri kazanılabilir atıklann
oluşturduğunu ve bu maddelerin çöp sahalannda çok yer tuttuğunu
söyledi. Neyim. Türkiye'de değerlendirilebilir çöp atıkJannın geri
kazanımı için rahatlıkla uygulanabilecek bir sistemin oluştuğunu belirtti.
oranı yüzde İS; cam, metal, plastik, kâğıt nımının aşamalannj şöyle özetledi:
ve kartondan oluşan değerlendirilebilir
katı aOk toplamı da yılda 2 mirvon ton. Ül-
kemizde değerlendirilebilir atıklar için
önenıli bir talep olduğunu da unutmaya-
lım."
ÇEVKO'nun, Türkiye'deki geri kazanım
sanayisinin ayakta durmasını sağlamak
için, değerlendirilebilir atıklann kayna-
ğında aynştınlarak toplanması yolunda
uğraş verdiğini anlatan Cezmi Neyim,
"Halkın düzenli ve sürekli olarak, değer-
lendirilebilir atıklan özel poşetlerde. diğer
çöplerinden ayn olarak toplaması gerek-
B"dedi.
Şimdiye dek 49 uygulamadan elde edil-
miş bilgiler arasında Türkiye'nin çöpüy-
le ilgili çok önemli veriler bulunduğunu
anlatan Cezmi Neyim, çöplerin geri kaza-
Toplama: Normal çöp toplama ve kay-
nağında ayn toplama şekillerinde yapılır.
Belediyeye ve topluma maliyeti açısından
bakılırsa ayn toplamanın ciddi ek bir ma-
liyeti yok.
Ayırma: Ayırma tesislerinin maliyeti
çok'değil. 60-70 milyarTL (yaklaşık 150
bin dolar) dolayında. Bu para da bir yerel
yönetim için büyük para değil.
Değerlendirme: Bu aşamada zaten bir
maliyet yok. Burada bir pazar var, o mal-
zemeleri alacak bir sanayi var. Hatta bu-
rada paranın geri akışı bile söz konusu. Bir
bütün olarak baktığuiızda ticari olarak çok
büyük bir kazanç yok. Çöp alanlannda bi-
rikrneler olmuyor, toplumsal kazançlar
söz konusu.
Vahsi depoiama alanlan: Ülkemizdeki
çöplüklerin 1/4'ü vahşi depoiama alanla-
n şeklindedir. Bu yöntemde çöpler, düzen-
siz, denetimsiz biçimde toplanrr. Herhan-
gi bir aynm yapılmadan çöp sahasına bo-
şaltılarak üzeri toprakla örtülür.
Düzenli depoiamaalanlan: Bu yöntem-
de depoiama alanlan, şehir merkezine,
doğal su kaynaklanna uzak yerlere yapı-
lır. Evsel çöpten çıkan sulann toprağa ka-
nşmasını önlemek için, önce arabanın için-
de biriken su boşaltılır, antma işleminden
geçırilir. Çöpün içinde çürümeden dolayı
oluşan gazlar, düzenli depoiama alanlann-
da toplanır. Burada çöp toplanması ve ber-
tarafı daha düzenlidir. Bursa'daki tesisler-
de çöpten metan gazı alınıp enerjiye çev-
riliyor.
Antma tesisleri: Atıklardan elde edilen
kanşık malzemenin ekonomik getirisini art-
nrmak için anklartemiz, düzgün ve hacim-
leri küçültülerek tasnif edilir.
ÇEVKO Genel Sekreteri Dr. Erol Me-
tin de yeni sistemde, tüketici, sanayi ve be-
lediyenin doğru bir modelde, doğru bir
çatı altında toplanması gerektiğini söy-
ledi.
6
Evsel atığın
kazanılması
60 trilyon
kazanç sağlar'
İstanbul Haber Servisi-
Çevre Bakanlığı Basın ve
Halkla îlişkiler Müşaviri Ai
Daikdıç, evsel nitelikli katı
atığın tamamının geri kaza-
nılması durumunda 60 tril-
yon lira civannda ekonomik
kazanç sağîanacağını ve çöp
depoiama alanlannın ömrü-
nün yüzde 20 oranında uza-
yacağını söyledi. Dalkıhç
"Aynca ydda 27 mflyon ton
endüstriyelkatıaük efeomo-
miye kazandıniacaknr'' de-
di. DaDalıç, sanayicüere yar-
dımcı olmak için Çevre Ba-
kanlığı'nm ilgili WEB say-
fasmda. lisanslı atık taşıyan
firmalarve Hsansh geri ka-
zanım tesislerinin listesinin,
atık geri kazanılması ve iş-
lenmesinde uyulması gere-
ken çevre mevzuatına üişjdn
tüm bıîgilerin yer alacagını
söyledi.
Dalkıhç, Aük Borsası' nın,
uluslararası ömeklerinde oî-
duğu gibi Sanayi Odalan
bünyesinde. oda üyeleri ara-
sında. atıklannı arzeden iş-
letmelerie, anklan talep eden
işletmeler arasısda bi1gilen-
meyi sağlayıcı bir sistem ola-
rak çahşacağını ve Çevre
Bakanlığı'nca oluşturulacak
bir merkez ile denetlenece-
ğini beiirtn". Dalkılıç, bu dog-
ruituda Çevre Bakanlığı'nca,
sanayinin yoğun oldugu böl-
gelerde nihai bertaraf tesis-
leri kuruluncaya kadar atık-
lann geçici olarak depolana-
cağı ara depolann oluş-
turulacağını söyledi.
Greenpeace'ten ÇEVKO'ya eleştiri
İstanbul Haber Servisi - Greenpeace
Toksik Maddeler Kampanyası
Sorumlusu Tolga Temuge, ÇEVKO'nun
önerdiği modeli, asıl soruna kalıcı
çözümler getirmediği gerekçesiyle
eleştirdi. Temuge, çevre ve insan
sağhğını olumsuz yönde etkileyecek
atıklan bertaraf etme çalışmalannm
sonunun olmadığmın insanlarca bir türlü
görülemediğini belirtti ve bunlan
üretimde kullanmamak için ciddi
çalışmalann yapılması gerektiğini
söyledi. "Bugün ihtiyacnnız olan
ürünlerin hemen hepsinin temiz bir
alternatifı vardır" diyen Temuge,
"Üretim aşamasında tehlikeli atıkian
sriira indirmeye çahşarak para ve enerji
harrarsanız. çevrenin korunmasına
yönelik kapsamlı ve önleyici bir
yaklaşımla üretim yaparsmız" diye
konuştu. Temuge, temiz üretim için,
insanlann yaratıcı bir yaklaşımla üretim
süreçlerinin tüm aşamalannı ve ürünJerin
ömürlerini arastırmalannı, hatta
bürolarda ve evlerde bile bu iki etkene
dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Bu
sistemin yalruzca yeniden kullanılabiür
ve yenilenebilir malzemelerin
kullanımını amaçladığını ifade eden
Temuge, böylece toksit kimyasallann
kullanımtnın ve üretiminin önlenerek,
toksit atık oluşumunun da kaynakta
bertaraf edihnesinin sağlandığını belirtti.
Temuge, "Ambalaj sektörü kuOanınp
atılan matzemelere dönüşmeye başladı.
Bizlere kullaruJıp atılan plastik şişelerin
geri dönüşümünü sağladıklan zaman
çevreye verilen zarann azaltıidığını
söylüyorlar. Kullanılan plastik türleri çok
önemli Klor içcren plastikler ozon
tabakasma zarar verir, zehirli maddeler
yayar, PVC'nin kesinBkle terk edilmesi
gerekir. Çok gerektiği yerlerde plastik şişe
kullanılmah, seçiminde de dikkatii
olunmair dedi. . . .
ŞIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın
Fazilet Partisi'nin kapatılması iddiasıyla
hazırladığı "Esas Hakkındaki Mütalaa"n\r\
bazı bölümleri gazetelere yansıdı. Sa-
vaş, Türkiye'de laik-antilaik kamplaş-
masındaki taraflardan birinin önde ge-
len sözcülerinden. Hazırladığı mütalaa da
bu kamplaşmadaki tavnnı yansıtıyor. Sa-
vaş'ın "liberal aydınlar" adını verdiği ke-
sime yönelttiği sert eleştiriler de yine ay-
nı tutumun ürünü.
Savaş, Cumhuriyet'in, yani devletin
Başsavcısı, bu nedenle devletin yargı
anlayışını da bir anlamda temsil ediyor.
Liberal aydınlar adını verdiği yazar ve bi-
lim insanlarını "PKK destekçisi ve eski
Marksist" olarak da suçlayan Savaş,
Marksizme ve sosyalistlere olan tutu-
munu da ortaya koyuyor.
Vural Savaş devletin savcısı olarak,
Fazilet Partisi'nin de kapatılmasını isti-
yor. Hakkıdır. Daha önce de başka par-
tilerin kapatılmasını talep etti. Birçokta-
lebi de kabul edildi. Başsavcılar, ülkemi-
zin tarihinde daha çok parti kapatma
davalanyla adlarını duyuruyorlar.
• • •
Vural Savaş, yasadışı olarak dinlenen
bantlan delil olarak kabul etmeme eğili-
mindeki Anayasa Mahkemesi'ni eleşti-
Vural Savaş'ın Tezi...
rirken, ilginç bir tez ortaya atıyor ve şun-
lan söylüyor "Böyle birdelilihükme esas
almayacakyeryüzünde hiç bir hukukdû-
zeni mevcut olmadığından ve hiçbirza-
man olmayacağından, Anayasa Mah-
kememiz daima 'sanığın haklan'n/ 'ka-
mu güvenliği'ne üstün tutan ilk ve tek
mahkeme olarak anılacaktır."
Vural Savaş burada açıkça bir dava-
dan yola çıkarak bir tez ortaya atıyor: Sa-
nığın haklan kamu güvenliğinden üstün
tutulamaz. 'Kamu güvenliği' için birey-
sel haklar bir kenara atılır. Yani, eğer ka-
muya yönelik bir tehdit söz konusuysa,
sanık haklan veya kişi hakları es geçilir
veya dikkate alınmaz, hatta çiğnenebi-
lir. Bu iddia; telefon dinlemenin çok öte-
sinde sonuçlar yaratacak bir iddiadır.
Bu iddianın ne anlama geldiğini konu-
nun uzmanı hukukçulara sorarak biryo-
ruma varmak istedim. Profesör Bakır
Çağlar, Vural Savaş'ın bu yaklaşımını
şöyle yorumladı: "Savaş'ın düşünce sis-
teminin iki yönü var. Birinci yönü: Milli
hukuk evrenselhukukun üstündedir, di-
yor. Hukuka millici yaklaşıyor. Evrensel
hukuk normlannı reddediyor. Iç hukuku
esas alıyor. Ikinciyönü: Hukuku fert ön-
celikli değil, devlet öncelikligörûyor. Ya-
nidaha açıkçası son dönemde çokça sö-
zü edilen Jakoben devletçi anlayışı dile
getiriyor. O, bu tutumuyla cumhuriyetin
bir savcısı olarak bu devletin yıllardır
sergilediği savcı kimliğini temsil ediyor.
Ona da bu yakışırdı."
Profesör Turgut Tarhanlı ise kamu
güvenliği - sanık haklan çelişmesini şöy-
le ele alıyor: "Vural Savaş, kamuyla dev-
leti özdeş görûyor. Kamu devlet değil-
dir, bunu dûzeltmeliyiz. Aynca günümüz
hukukunun temel anlayışı şudur: Sanı-
ğın haklanyla kamuyaran özdeştir. Çün-
kü sanık yargı karşısında en savunma-
sız insandır. Onun haklannın savunul-
masıyla kamu yarannı karşı karşıya ge-
tirmek kabul edilemez. Soruna böyle
bakarsanız 'devlet düzeni' diye kendini-
zin tanımladığı bir düzene her şeyi ba-
ğımlı hale getirirsiniz."
Doçent Yücel Sayman da bu anlayı-
şı şöyfe değeriendiriyor: "Kamu yaran
ile sanık hakları aynı şey. Bunlar birbiri-
nin karşısına konamaz. 'Kamu güvenli-
ği sanık haklanndan üstündür diyen an-
layışın sonucunda ancak polis devleti
ortaya çıkar. Aynca sayın saycının, sa-
nığın haklannın kamugüvenliğine üstün
görüldüğü birmahkeme karannın olma-
dığı iddiası gerçeği yapsıtmıyor."
Savaş'ın Fazilet Partisi'nin kapatılma-
sıyla ilgili tutumu ayn bir konu. Ancak bu
kapatma davası nedeniyle ortaya attğı
tezler, kabul edilebilir gibi değil. Bir hu-
kukçunun, sanık haklannın dikkate alın-
maması üzerine tezler geliştirmesi, insa-
nın içini acıtıyor. Bunu Bakır Çağlar'aak-
tardığımda hafrf bir gülümsemeyle, 'O
devletin savcısı, devletin tavnnı yansıtı-
yor' cevabını verdi. Kamu yaranyla dev-
let yarannın üst üste çakıştği anlayışı, de-
mokratik bir devlette ne kadar geçerii-
dir?
Savaş'ın bu iddialannı degeriendirme-
ye çalışırken, ülkemizde ve dünyada ya-
pılan birçok darbenin; "Devletin ve mîl-
letin güvenliği için bir süre haklannızı
kullanamayacaksınız"^ tezlerine dayandı-
ğını anımsıyor ve endişeye kapılıyorum.
• • •
Adana'da öldürülen iki kişiden birisi-
nin 'örgüt üyesi olmadığı' için katledil-
mesi geniş tepkilere yol açtı. 'örgüt ûye-
si' olursa öldurülebileceğini neredeyse
kabul eder hale gelmişiz. Ne acıü!
CUMARTESt
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLU
Ukraynalı Kovalçuk
Ukraynalı Stefan Kovalçuk'un öyküsünü gaze-
telerde okumuşsunuzdur. 1942'de Naziler Ukray-
na'yı işgal ettiğinde ergen yaşlarda bir köylü deli-
kanlısı olan Kovalçuk tanık oldugu katliamlann deh-
şeti ve çalışma kampına gönderileceği korkusuyla
önce köylerinin yakınındaki ormanda, sonra evle-
rinin samanlığında saklanmış... Böylece iki yıl (ne-
redeyse savaşın Sovyetler Birliği'ndeki bütün sü-
reçlerinde) saklanmayı başarmış... Kızıl Ordu Ukray-
na'yı denetim altına almaya başladığında Koval-
çuk'un akranlan Kızıl OrrJu'ya katılmaktalarken, o
bu kez de savaşta ölmek korkusuyla saklanmayı sür-
dürmüş... Savaşın brbminde, asker kaçağı olarak yar-
gılanmak korkusuyla saklandığı yerden çıkama-
mış... Derken bu işe alışmış... İlk kez 1975te, an-
nesi öldüğünde gün ışığına çıkmayı göze almış... Gi-
dip bir kilisede dua ettikten sonra yine sığınağına
^a da inine, her neyse) dönmüş... 1 Eylül 1999'da
(ilginç bir rastlantıyla tam da Dünya Banş Günü'nde)
ablası Melania kanser nedeniyle yaşama veda edin-
ce, Kovalçuk birkaç gün daha dişini sıktıktan son-
ra insan içine kanşmaya karar vermiş... (Gazete ha-
berlerinde bu konuda bir açıklık yok ama, 57 yıl sü-
ren bütün bu saklanma olayı sırasında Kovalçuk'un
beslenme, temizlenme gibi gereksinimlerinin abla-
sınca sağlandığı anlaşılıyor.) Şimdi 75 yaşlanndaki
Ukraynalı Stefan Kovalçuk'un öyküsü böyle... Ga-
zetelerin birinde bir de fotoğrafı var: Sıskalıktan
saydamlaşmış, hareketsizlikten kemikleri erimiş,
yan kör, zavallı bir adam...
•••
Ukraynalı Kovalçuk'un öyküsü bana, büyük Be-
lorus yazan Vasil Bıkov'un (dilimize de çevrilen) "Ya-
şa ve Anımsa" adlı muhteşem romanını anımsat-
tı... Bıkov romanında, Ikinci Dünya Savaşı sırasın-
da birliğinden firar eden Sibiryalı köylü askerin öy-
küsünü anlatır... Kaçak asker, şimdi anımsayabildi-
ğimce, savaş yıllanndaki kaçak yaşamı süresince
birtakım serüvenlere katıldıktan sonra, savaşın bi-
timinde köyünün yakınlanna gelir... Fakat yakalanıp
yargılanacağını, ölümle cezalandınlacağını bıldiği
için köyünegiremez... Birtakım işaretlerle, karısına
oralarda olduğunu sezdirir... Yine şimdi anımsaya-
bildiğimce, birkaç kez kaçamak buluşurlar... Fakat
böyle sürüp gidemeyeceği bellidir... Yine bir kez, yaş-
lı babasını uzaktan görür... (Bu dokunaklı sahne ba-
na, "Odysseia "nın son sayfalannda, Odysseus'un
nice yıllar sonra ülkesine dönüşünde yaşlı ve üzgün
babasını uzaktan görüşünü anımsatmıştı...) Ne var
ki Bıkov'un kahramanı, Odysseus kadar şanslı de-
ğildir... Ortaya çıkarak babasını sevindirmesi olanak-
sızdır... Sibiryalı kaçak asker, yakalanacağı ve ya-
kınlannı da tehlıkeye atacağı korkusuyla köyünden
ve insanlardan uzaklara, Sibirya onmanlannın içle-
rine doğru çekilir... Giderek vahşileşir... Romanın
son sahnelerinden biri, gittikçe yabanileşen insa-
nın, karşısına çıkan bir kurtun ulumasına, tıpkı onun
gibi dişlerini göstererek ulumayla karşılık vermesi,
gerçekten müthişti....
•••
Isçi Partili gençlerin yayımladıklan "öncü Gençr
lik" dergisinin Ekim 1999 tarihli son sayısı "yalnız-
ft/f"konusunaaynlmış... Kapakta "İnsan yalnız mı?"
diye soruluyor ve içerdeki bir yazıda, sanat-edebi-
yat dünyasından ömekterle, günümüzde yalnızlık ol-
gusunun "psikolojik" ya da "toplumsal" bir sorun
olmaktan da öte, "örgütlenmiş birideoloji" oldugu
anlatılıyor... Bireyselliğiabartmanın, insan tekinitop-
lumdan bağımsız, toplumun dışında ve üstünde bir
değer olarak sunmanın temelsizliği, yol açtığı ve aça-
bileceği olumsuzluklar sergileniyor. Yalnızlığını yü-
celten kibirli küçük burjuvayla, yalnızlığına merha-
met dilenen arabeskçinin aslında aynı noktada bu-
lunduklan gösteriliyor. (Verilen ömeklerin tartışıla-
bilirliği ayn bir konu.)
• • •
Yine Ukraynalı köylü Kovalçuk'a (ve Bıkov'un
kahramanına) dönersek, insan tekinin toplumsal bir
varlık oldugu, toplumsal bağlanndan, ilişkilerinden,
köklerinden kopan insanın, yabanileşerek ya da kö-
şesinde sönüp giderek yok olacağı kuşkusuz...
Çünkü insan tekinin bireysel yazgısı, aynı zaman-
da toplumsal ve tarihseldir... Birey kendini, toplu-
mun ve tarihin dışına çıkma aldanışıyla değil, onla-
nn ürünü ve bir parçası oldugu bilinciyle gerçekleş-
tirebilir... Kişiliğini toplumdan ve tarihten kaçarak de-
ğil, onlann oluşumuna katılımıyla, katkısıyla yücel-
tip bağımsızlaştırabilir... Sanatçı ya da sıradan in-
san, tersini savunup yaşayanlann zaman karşısın-
daki fotoğraflan, saklandığı ininden gün ışığına elli
yedi yıl sonra çıkan Ukraynalı Kovalçuk'un komik
ve zavallı ya da Bıkov'un kahramanının ürküntü ve-
rici görüntüsünden farksız olacaktır...
Ayn çöp uygulaması
Atık piller
çöpten aynlıyor
İstanbul Haber Servisi
- İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi Çevre Koruma
Daire Başkanı Mustafa
Öztörk, İstanbul'un çöp-
lerini kaynağında ayn top-
lama uygulamasına pil-
lere öncelik vererek baş-
ladıklannı söyledi.
Mustafa Öztürk, 100
tonun üzerinde pil topla-
dıklannı ve içerdikleri ci-
va, ağır metal çeşidi ve
oranma göre ayırmaya
başladıklannı behrtti. Öz-
türk, Istanbul'da günlük
kâğıt tüketirnininbin 300
ton civannda olduğunu,
günde 4-5 ton kâğıt top-
ladıklannı kaydetti.
Öztürk, geri kazanım
uygulamalan sırasında in-
sanlara kâğıduı iki yüzü-
nü kullanmanın öğretil-
mesi gerektiğini, bu sa-
yede tüketimin yan yan-
ya azaltılmış olacağını
vurguladı.
öztürk, ambalaj atık-
lannı değerlendirme çalış-
malanna bazı ilçe bele-
diyelerinin girdiğini. an-
cak kullanılan sistemin
dünya standartlannda ol-
madığını söyledi. Öztürk,
şöyle devam etti:
"Yani dünyada sistem
şu: Ambalaj aüğını üreten,
ya toplar >a da bedeüni
öder. Nasıl öder? Beledi-
ye ambalaj aüğını toplar,
firmasuıa \erir. Karm-on
bedeli, mazot, yakıt. işçi-
lik. kumbaralar vs. bede-
li olarak bir masraf çıka-
nr. Ancak ürerkiler de bu
noktada bir sistem oluş-
turmalı. Istanbul'da Şişe
Cam'uı >apüğı gibi. Şişe
Cam, çeşitti yerlere kum-
baralar koyuyor, atıklar
toplanıyor. Bu aşâmada
bdedm&rfc anlasryor. BB-
de ise üreten sadece öğüt
veriyor,"
Ilİc çıkan Katı Atıklar
Yönetmeliği'nin dünya
standartlanna yöneldiği-
ni, üretici fırmalann doğ-
rudan ambalaj atıklannı
toplama işlemine katıl-
dıklarmı, belediyelerin de
buna katkıda bulunduğu-
nu söyleyen Öztürk, "Fa-
katdiğer yönetmeliklerle
sistem terk edildi" dedi.