12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 1999 CUMARTESİ OLAYLAİ\ Vlli [email protected] Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 10. Yaşında Vekta GÜngÖr OZDEN ADD Genel Başkanı j B üyük Atatürk'ün adından n, sâvaşmılan, yapıtlan, uygulamalan, na- duyduğuonurayaraşırolma sı, tüm kişıligjyle Atatürk'ü tanıtmak, an- çabasıyla yüce ulusumuza latmak ve savunmak; Atatüıkçü düsünce- hizmetlerini özenle ve du- yi benımseyenlerin güçlerini yine Ata- yariılıkla sürdüren ADD, türk'ünbelirietiğiereklerdoğnıhusundabir- 10. yılınıtamamlanuşbulu- leştirmek; devrim karşıtlan ve uğraşlan duyduğuonura yaraşırolma çabasıyla yüce ulusumuza hizmetlerini özenle ve du- yariılıkla sürdüren ADD, 10. yılını tamamlamış bulu- nuyor. Bır "başlangıçn degeriyie tüzüğünün başına alınan. altına "19 Mav» 1989"un eidenmesinden başka hıçbırdeğişıklık ya- pılmayan -kuruluşDedeni? 'nde, kurulma ge- rekçeleri aynntılı biçimde belirtilmiştir. Muammer Aksoy'un öncülüğünde başla- yan, onun isteğı üzerine ikincisine başkan- lık yaptığım kuruluş çalışmalan tamam- lanmış, demek 50 kurucunun kaühmryla tü- zelkişilik kazanmıştır Onur kuruculan: Prof. Dr. Fehmi Yavuz, Prof. Dr. Bahri Sav- a, Prof. Dr. MünciKapani'dir. Kurucu Bas- kan Muammer Aksoy, Onursal Başkan da Ord. Prof. Dr. Hıfa VddetVeBd«Jeoğhıdur Buanıtkışilerin konumlan, tüzüğün 28. \e 29. maddesinde vurgulanmıştır. Atatürk'ün önderi ofduğu Türk devri- rniyle bu devrimin lemelini-kaynagını oluş- turan, devnmı yaşama geçıren, yaşam fel- sefemiz bıldiğimiz Atatürk ilkelerini. duy- gulan, dûşuncelen, görüşlen, davranışla- konusundaulusumuzu uyanp toplutnu ge- rici ve tutucu tehlikelerden konımak: Ata- türkçüdüsünceyi yıpratmakve aylonlıkla- n önleyip gidermek; toplumsal banşı sü- rekli kılıp her tür teröre ve sömüniye kar- şı çıkmak, laik Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş sosyal hukuk devleti niteliğiyle son- suza değin bağımsız yaşama istencını vebu yolla Türkiye aydınlanmasını güçlendir- mek amacıyla kurulan dernegimiz (tüzük, madde 4) 422 şubesi ve 72.000 üyesiyle Ay- rupa'nın en büyük sıvil toplum örgütüdür. "Oztü, özveriH üye; güç şube, güçlü şnbe", "partüigirer, parti giranez" ilkelerini ödün- süz gözeten derneğımız, erek, amaç, yol, yön benzerliği ve doğrultu birlikteliği olan öbür demokratik kıtle örgütleriyle yararlı bırdayanrşma kurmuştur. Hiçbır kuruiusun içinde ve peşinde değildir. Yurtdışında ay- nı adı taşıyan kuruluşlaria dostluk ve ülkü- daşhk dışında hukuksal bır bagı yoktur. Yurtdışında şube açmak için başlatılan ça- lışmalar sürdürülmektedir. Resim asarak, rozet takarak, nutuk ata- rak Atatürkçülük yapmayı yeterli bulma- yan derneğimiz; bilim, kültür, sanat ve spor etkinlikleriyle halkımızla kucaklaşmakta, bayanlanmıza ve gençlenmize yönelik ça- hşmalarlanitelikli, bılinçli yurttaşlann des- teğini aramakta ve almaktadır. 16.4.1993 günlü, 21554 sayılı Resmi Gazete'deyayım- lanan 28.3.1993 günlü, 93/4239 sayılı Ba- kanlar Kurulu karanyla "Kama yaranna çahşandernek* sayılmıştır. Amaca ulaşmak içın Türk devTİminı, Atatürk'ü, Atatürk- çülügü. başta siyasal veekonomik her alan- da tam bağımsızhk, ulusal egemenlik, Lo- zan Banş Antlaşrnası, laik cumhuriyet, eği- tım-öğretim birliği olmak üzere, Atatürk'ün ilke ve yapıtlannı özgünlüğüyle benimset- meye çalışır. Araştırmalar yapıp sonuçla- nnı kamuoyunun yararlantnasına sunar, Atatürk AJcademisi'yle bağlı enstitüleri, araşbrma merkezleri ve Atatürk belgeliği kurar. Türldye'nin sorunlanna Atatürkçü çözümlerüreterek Atatürk'ün düşünce ka- lıbını ve yapıtlannı konımak için ulusu- muzdaki bınkimi devinime sokar (tüzük. madde 5). Kıırallann özetlenen içerikleri, tüzükle öngörülen aynntılar kanıtlamakta- dır kı ADD, bugün ülkemizin gereksinim duyduğu ömek bir Atatürkçü kunıluştur. Dernekler Yasası uyannca; Mılli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlerin olurolmadan üye olabileceklenne ilişkin 24.08.1998 gün- lü, B.08. OPGM. 0.23.01.03.35 / 1964- 9167 sayılı; Mılli Savunma Bakanlıgı'nın subaylann üye olabileceklerini öngören 15.01.1999 günlü, PER. 6124-1-98 karan Genelkurmay BaşkanhgYnın bunu duyu- ran 02.02.1999 günlü, Per.0680-7-99 sayı- lı genelgesı; yargıç ve cumhuriyet savcıla- nnın üyelıklenne oiur veren Hâkımler ve Savcılar Yüksek Kııruhı'nun 28.12. 1998 günlü, 976 sayılı karan, demegımıze du- yulan güvenin yeni kanıtlanndandır. Bağış ve yardım yapan yurttaşlanmız da oranla- n arttırmakla, gerçek dışı, özel amaçlı ya- kısürma, söylenti ve yayınlar gereken ya- nıtı almaktadır. Yalnız "atook"u değil, hep- sini birer "akmok" saydığımız Atatürk'ün tüm ilkelerini, buyruklannı, önerilerini, öz- lemlerini içtenlikle, yürekten benimseye- rek ona ulaşma, ona yaraşır olma çabasın- dayız. önceki yıl kurulan Atatürkçü Düşün- ce Vakfı (Ata Vakfı) da benzeramaçlan, ak- çeli güç etkinliğiyle gerçekleştirmek yolun- dadır. Marmara depreminde tüm örgütünü hemen yardıma çagınp koşturan, yardım kampanyasım ilk açan, kunıl oluşturup deprem bölgesinde inceleme yaptıraraîc üyelennin ve şubelerinin durumunu sapta- yan, onlann sorun ve gereksınımlerini be- 1irleyen. başvuranlara elınden gelen çabay- la ılgı gösteren, zarargören il valiliklerine ve kendi şubelerine yazılar göndererekbaş- saglıgı ve geçmiş olsun dileklerini ilettp beklentilerini soran, göstenden kaçınao, dogrultusundan sapmayan ADD, ömek bir sivil toplum örgütü olma ve bunu pekıştir- me yolunda yükselmektedir. Günümüzün iç ve dış tüm sorunlan, kar- şılaşıp yaşamaktan büyük üzüntü duydu- ğumuz çelişkiler, aykınlıklar, tutarsızlıklar, bozukluklar ve düş kıncı ödünler, veril- mek istenen gözdaglanyla baskılar ve da- yatmalar gözetilirse ADD'nin yaran ve önemi daha iyi kavranır. Düşünce ve inanç özgürlüğünün en sağlıklı güvencesi laıklık ilkesiyle çağdaş Türk milliyetçiliğinin özü Atatürk milliyetçıliğine, gölgesiz ve leke- siz tam bağımsızlığa gönül veren, bağnaz- hğa ve aymazlığa karşı çıkmakta birleşen her yurttaşı, Atatürk yolunda sonsuza koş- manm engin kıvancı, mutluluk ve esenlik dileklerimızle kutluyoruz. Nice 10. yılla- ra. daha güçlü, daha başanlı, daha coşku- lu... "Benim yaptığım anayasada herkesin haklan- na saygılı olunacağı taahhüt altına alınmtştır." Böyle diyor bir emekli general!.. Öylesine alın- mış ki, binlerce insan tutuklanmış, binlercesi yi- tip gitmiş, binlercesi yok edilmiş, onbinlerce ana, baba, kardeş, evlat kaç yıldır meydanlarda elle- rindeyaftalarla 'KayıpAranıyor1 diye bağırmış, d o laşmış, hâlâ da bağınp dolaşıyor türlü baskılara direnerek... O emekli general, ülkesinde bilmem kaç yıl tek başına, ya da çevresindekı üç beş kişiyle tam bir egemenlik kurmuş, şimdi şöyle konuşmak zo- runluluğunu duyuyor: "Herkesin yaptığım kontrol edebilmem müm- kün değildi. Biz cuntanın dört üyesi olarak emir- leri verirdik, ama bu emirierin nasıl uygulanaca- ğına güvenlik örgütleri kendileri karar veriherdi." EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Hoşgoru mu, Korgoru mu? Yok yok, bizimle ilgili değil bunlari Şili diktatö- rü General Augusto Pinochet'nin sözleri.'... Ay- lardır Ingiltere'de gözetim altındaki Şili diktatörü bir türlü yurduna dönemiyor... Kendi yurttaşlan- na karşı işlediği ileri sürulen birtakım suçlardan da değil, Şili'de yaşayan Ispanyol ya da Ingiliz uy- ruğu kişilere uygulanan baa işlemlerden ötürü!.. Belki Ingiltere'den Işpanya'ya göndenlecek, ora- da yargılanacak... Ülkesine geri dönebilirse ba- şına ne gelir, bilinmez. Gerçi onu savunan yan- daşian da yok değil, ama ülke çoğunluğu ona düş- man... "Ben emir verdim, ama uygulamayı yapanlar bildikleri gibi davrandılar, onlann suçlanndan ba- na ne?" demekle iş bitmiyor. Bakın Yunan dikta rejiminin başı Albay Papadopulos uzun yıllar ha- piste yattı. Pinochet seksenını aşmış, ama hem ülkesinin hem de ulusJararası hukukun karşısın- da sanık, daha doğrusu suçlu durumunda... Geçen akşam biryerdeydim. Orada, bir 12 Ey- lül kurbanından dınlediklerim bana bir kez daha 12 Mart ve 12 Eylül uygulamalannı yaşatt. Bir sen- dikanın yönetiminde görev almak, emeğiyle ge- çtnenlerin çıkannı düşünmek, bu yolda çaba har- camak, günü geliyor bağışlanmaz bir suç oluve- riyor Oyküsünü dinlediğim kişi, Mamak cehen- nemindeki günlerini anlatırken bizleri de o gün- lere götürdü. Binlerce yurttaşın basından geçen, her biri romanlara, filmlere konu olabilecek serü- venler... Yaşanan ama şimdi bir kalemde silinip unutulması istenen şeyler... Gazetelerde bir haber çıktı: Emekli General Ke- nan Evren Muğla Karabağlar'daki altı dönüm bahçe içindeki köşkünü -hem de bina yapılması yasak olduğu söylenen- satıyorrmuş... Tam 125 milyar TL'ye! Marmaris'te yaşıyor zaten birkaç yıldır. Yememiş.bir Marmaris, bir de Karabağlar'da ev yap- trmtş!.. Son Marmaris dep- reminde de evden kaçıp özel otosunda sabahia- mtş.. Korku bu, can korku- su, kim olursan ol yakanı kurtaramıyorsun? Yunanistan hesap sordu cuntaalardan! General Pa- padopulos başta olmak üzere ağır suçlar işleyen- leri yargıtadı, hapislerde yıl- larca yatırdı. Arjantin dik- tatörleri generaller de ada- let önünde hesap verme- ye çağnldı, sonra da ceza- landınldı... Ama biz hoş- görülü insanlar ülkesiyiz! Her şeyi unuturuz, ya da unutmaya zorlanınz. Bu- na da "hoşgörû' 1 adı ve- ririz, oysa hosgörüden çok "körgörü" desek daha iyi!.. Zaten 'benimyaptığım' anayasa, ki bu yalnız Pi- nochet'nin değil bizim 12 Eylül kadrosunun dayine- leyebileceği bir söz... Za- ten yürürlükteki anayasa- nın geçici 15. maddesi de: "Güvenlik Konseyi'nin ve Danışma Meclisi'nin her türtü karar ve tasanvHa- nndan dolayı haklannda cezai, mali veya hukukiso- rumluluk iddiası ileri sürü- lemez ve bu maksatia her- hangi bir yargı merciine başvurulamaz" demıyor mu? Ulusca hoşgörülüyüz, ulusca aldırmaz kişileriz, bize yapılanı ya unutur, ya bağışlanz!... Yann ne olur bilinmez kuskusu hep içi- mizdedir. Biz böyleyiz, Ay- ten Alpman'ın "Mem- leketim" şarkısı da öyle demiyor mu? PENDÜC1ASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR EsasNo: 1998/306 Karar No: 1999/67 Davacı: Semahat Ardıç Davalı: Hüseyin Ardıç. Yenidoğan Mah. No. 22 Kaleiçi-Ankara Dava: Bo- şanma. Tem. Sür.: 15 gün. Davacı tarafindan dava- )ı aleyhıne açılan boşanma davasında davalıya dava dılekçesı ve duruşma günü ilanen teblig edilmiş olup, mahkeme karannm da ila- nen tebliğine karar veril- mışolmakla: Sabit görûlen davanm kabulü ıle Ankara Kalecık Şenyurt nüfiısuna kayıtlı Ahmet ve Sultan'dan olma 1953 dogumlu Semahat Ardıç ile Ahmet oglu 1948 doğumlu Hüseyin Ar- dıç'ın boşanmalanna. yaşı küçük -fbrahim Ardıç'ın velayetinin anneye bırakıl- masına, baba ile çocuk arasında her ayın ılk pazar günleri ile duii bayramJa- nn ıkıncı günleri sabah sa- at 09 ila akşam 17 saatleri arasında bir arada obnalan şeklinde yasal şahsi ilişki kurubnası şeklinde karar vmldigi ılan olunur. tşbu ilan yayınlandığı tarihten itibaren 15 gûn sonra yayınlanmış sayıla- cakür.7.5.1999. Basın: 47335 PENCERE İdeoloji Kopkusu!.. Çok partili rejim döneminde faşist kafa bir de- yim türetti: "Ideolojik yayınl.." Ne demek bu?.. Polis bir evi basar, ertesi günü gazete habe- rinde vurgulanır "Sanığın evinde bol miktarda ideolojik yayın bulunmuştur." Kimse "ideolojik yayın" lâfinın anlamını sormaz; çünkü 'cicidemoAras/'debucleyimin "solyayın- lar" anlamına geldiği üzerine kafalar şartlanmış- tır. Ancak şimdi sözüm ona liberal kesimde bir baş- ka moda türedi: "Devletin ideolojisi olmaz." Bir okurum bu konuyu ele alarak yazdığı mek- tubunda soruyor: "Devletin ideolojisi olur mu?.." • Prof. Tank Zafer Tünaya, bu sorunun yanıtı- nı "Siyasal Kurumlar ve Anayasa Hukuku" kita- bında (sayfa 111,112,113) vermişti; oradan ak- tanyorum: "Siyasal hayat iktidaıia muhalefet arasındaki ilişkilerin tümüdür. Savaş teknikleri ve taktik/e- ri, savaşın cereyan ettiği alanın (toplumun) ger- çekleriyle yüklû olarak siyasal hayatın unsurian arasında yeralıyor. Anayasa bu unsurian bir ara- da görme, tanıma ve sıralama olanağını tanıyor bize. Bunlararasındaki ilişkileh düzenliyor. Oyun kurallannı koyuyor. öyleyse her anayasada bir sosyal, ekonomik ve siyasal felsefe vardır. Ve bunu gerçekleştir- me yollan çizilir. Anayasalar birinci planda ide- ; olojik belgelerdir. Her şey her eylem bu ideolo- jinin çizdiğiya da esinlendiği biçim veyöntem- ler içinde oluşmalıdır." Demek ki neymiş?.. Devletin temel belgesi olan anayasalar 'ideolo- jik belgeler'miş... • Prof. Tank Zafer Tunaya: "Tekrahayalım" diyor, "Anayasa biryandan siyasal eylem kurallannı koyar. Biryandan da bun- lann dayandığı felsefeyi saptar, siyasal hayat dü- zenlerya da düzenlemek ister. Bu ideolojik un- surian hangi biçim ve formüller halinde görû- rûz?" Anayasalann dayandıklan temel felsefeler ve ideolojik ilkeler tarihte kimi zaman anayasa or- taya çıkmadan önce "Bildihler" biçiminde gö- rülüyor; Amerika'da "BağımsızlıkBildirisi" (1776), Fransa'da "İnsan ve Yurttaş Haklan Bildirisi" (1789) bu gerçegin en çarpıcı belgeleridir. Dev- rimci ve demokrat hukuk belgeleri sayılan nice anayasadaki ideoloji ise "Başlangıç" bölümün- de içerik kazanıyor. • Anadolu'da Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla kuru- lan laik Türkiye Cumhuriyeti'nin elbette bir fel- sefesi, ideolojisi ve düşünsel yapısı var, insan hak- lan ve temel özgürtükler bu yapırun içeriğinde yer- li yerini buluyor. Çağdaş devlet gökyüzünden zembille inme- di; tarihsel süreci içinde kuruldu. GÖkten zembille indirildiği sanılan devlet, din devletidir. Ayaklannı toprağa dayayan ve yere ba- san devlet çağdaş devlettir; laik Türkiye Cum- huriyeti'nin ulusca benimsenmiş ideolojisi elbet- te olmalıdır ve vardır. Ideolojiden korkan toplum, düşünmekten ür- küyor demektir. Düşünmekten korkmayalım. MUKADDES AKCÜRCEN MUKA'YA MEKTUP (6) TANRISENİCENNETİNE ALDI, SENDEN BlZE SEVGlLER KALDI. SEVENLERİN İLAN T.C. İZMİR SEKtZİNCİ SULH HUKÜKHÂKtMLİĞİ Sayı: 1998/1038 Davacı Teaş Genel Müdürlüğü vekili Av. Huriye Gültekin tarafindan, davalı Muharrem Tosun aleyhine açılan müdahalenın men'i davasında; 220/6 Sokak No: 57 Çamlılcule Buca - Izmir adre- sinde ikamet ettiği bildirilen davalı Muharrem Tosun'a davetıye teblig edilemeyip, adresi de zabıta marifetiy- le tespit edilemediğinden dava dilekçesinin ilanen teb- liğine karar verilmiştir. Davacı Genel Müdürlüğe ait 154 Kv.luk enerji nakil hattının 25 no.lu, Izmir ili, Buca ilçesi, Dumlupınar Mah. Zeytinlik mevkii 171 ada, 38 parselde bulunan direginin istimlak alanı içerisine davalı tarafindan teh- likeli ve ırtifak haklannı ıhlal eder şekilde bina yapıl- dığtnı iddia ettığınden, Bunun üzerine açılan müdahalenın men'i davasında davalının duruşma günü olan 2.11.1999 günü saat 10. 10'da duruşmaya gelmeleri veya kendisini bir vekil ile temsıl ettirmeleri hususu aksi halde duruşmanın gıya- bında yapılacağı ve ibraz etmek istediği belgeleri du- ruşma gününden önce göndermesı hususu dilekçe ve davetiye yerine kaim olmak üzere teblig olunur. 04.10. 1999. Basın: 47334
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle