23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dört yıl önce Kobe depremini yaşayan Japonya'nın en deneyimli heyeti Türkiye'yi ziyaret etti Deprem dayatuştnasnıa doğru ALİ SİRMEN *Biz Japonlar da Kobe Depremi'nde haortıksız yakalandık. çok büyük yanlış- laryaptık. Kobe'deki yıkun doğal bir afet- ter çok insan hatasının sonucu oiarak or- taya çıkmıştır. Buraya bilgi alışverişine geldik. Size deneyimkrimizi aktannak is- tiyoruzki, Kobe'deki yanhşlar tekrarlan- masın." •Depremden en büyük psikolojik zara- n çocuklar görüyor. Kimi zaman bu du- rumun belirtikri olaydan bir ya da iki yıl sonra bile ortaya çıkabiliyor. Sivü Toplum Kumluşlan'ıun bu konuya ciddi oiarak eğiimeleri gerek. Japonya'da afet alanın- daçauşan 20 kadar STKvar." -Depremzede, SHil Toplum Örgütü, yerel yönetim ve devletten oluşan kamu üçlemesinin biıieşip bütünleş.mesi çok önemli. Çağın gereklerine uygun bir afet yasası mutlaka olmalı. Depremzedenin yasal sığınağı olrnası zorunlu." u Biz zaman zaman seminerter ve bir giinlük etkinlikler düzenüyonız. Seminerlere konuya Ugi duyanlar geli- yor. Ama günlük etkinliklere herkes gel- diği için etldsi daha geniş oluyor. Okullarda 'deprem eğitimi' başladı. Bütün ülkede yay gınlaşacak. Bir de 'dep- rem eğitimi el kitabf yayunlandı." "Türkiye'de y ıkımın bu kadar fazla ol- masınuı nedenlerinin başında hinalann kotü yapımının geldiğini anlamak için uz- man obnaya gerek yok. Hemen görülüyor. Ama dikkatimizi çeken başka noktalar da var. Türkiye'deki depremzede kendi giicüyle ayakta durabilmeyi Japonya'da- küerden daha iyi becermiş. Bu çok olunılu bir şey." 17 Ağustos depreminden sonra Türkiye'ye birçok ya- bancı heyet geldi. Bunlann en ilginçlerinden biri de, hiç kuşkusuz dört yıl önce ben- zeri felaketi yaşamış olan ve ülke oiarak bu konuda büyük deneyimlerı bulunan, ko- be'deki Hansihn Depremi Rehabilitasyon Merkezi'ydi Bir NGO yanı Hükümetler Dışı Organızasyon ya da Türkçe deyimiyle bir sivil toplum örgütü olan bu kuru- luşun sempozyumuna katıl- dıktan sonra başkanı Muraı Masakiyo ve sözcüsü Hiros- hi Oe ile Cumhuriyet okurla- n için bir konuşma yaptık, z»riiüm" zarrfân'konu •gereği"'* heyetin o alanda uzman tem- siKîîerr tfeitatıldılar konuş- maya. Şimdi bu konuşmayı sunuy_oruz: - Once bize kuruluşunuz hakkında bilgi verebilir misi- niz? M.M.-1995yıhnınOcak ayınm 17'sinde meydana ge- len Hanshin Awaji (Kobe) büyük depreminden sonra deprem bölgelerinde çeşitli kurtarma ve ilk yardım faalı- yetleri yapan hükümetler dı- şı bir kuruluş olan örgütümüz elliye yakm kuruluşun katıl- masıyla oluşmuştur. - Bu yurtdışuıdaki ilk fa- aliyetiniz mi? M.M. - Hayır, Kobe'deki NGO ve Kooperatif (COOP) Hanshin Awaji büyük depre- minden sonra da kurtarma faaliyetlerini sürdürmüştür. Türkiye depreminde ise, 17 yardım kurulu oluşturulmuş- tur. - Japonya'da bu tfir sivil toplum örgürünün sayısı kaç? M.M. - 20 kadar. Yalnız bir noktayı daha belirtmek ıste- rim. Japonya aynı zamanda bir sel ülkesidir. Bu tür ör- gütler yalnız deprem felake- tinin sonuçlanyla değıl, aynı zamanda sel afetiyle de ilgi- lenirler. - Dilerseniz Kobedepreminden söz ede- lim. Biz Kobe1 de bu kadar büyük kayıp olmasım, aynı zamanda kurtarma ve yar- dım çauşmalannda bu denli aksakhklar meydana gelmesini doğrusu ya, Japonya gibi bir ülke için hayretle karsıladık._ M.M. - Haklısınız, Kobe depreminde 6500 ölü, 40.000 depremzede var. Yıkı- lan evlerin çoğu da eski ahşap binalar, ölümlerin büyük bir bölümü ise yangın sonucu meydana geldi. - Peld sizin Kobe'de, deprem ön uyan sistemi yok mu, elektrik ve doğal gaz oto- matikjııan baştan kesilmiyor mu? M.M. - Bizde doğalgaz yok. Ama mer- kezi şehirgazı var. Şimdi onu bir deprem halinde hemen kesen bir sistem de geliş- tirildı. ama elektrik kesilmiyor. Gaz ke- sintisi konusunda bir örnek vereyim: Bi- zim oturdugumuz bölgede gaz kesilmiş, bir şırkete başvurduk, "'Faturayı ödedik, neden kestiniz?" diye. Meğer bizim his- setmediğimiz hafif bir deprem olmuş ve otomatıkman kendiliğinden kesilmiş. - Peki Kobe'deki bu şaşırtıcı dunım M.M. - Doğrusu ya. bız Kobe'de dep- rem beklemiyorduk. Hazırhksız yakalan- dık. Üstelik yanlış tahminler yaptık. Da- ha önce, California'da bir deprem olmuş- tu ve otoyollar yıkılmıştı. Biz "bizim oto- yollar yıkılmaz" diyorduk. Oysa bizde de yıkıldı. - Peki bilim adamlannın araşürmala- n yok muydu? M.M. -Vardı. Nitekim I986'da Eger Kobe'de bir deprem olursa, şu şu bölge- ler tamamen yıkılacak diyen bir rapor ba- zırlanmış ve yetkılilere sunulmuş, ama ne yazık ki, onlar bu raporu kamuoyundan gizlediler. Eğer öyle yapmasalardı, kuş- mahallinde gözlem ve orta ölçekli plan- lamayı yapmanın dışında deprem sonra- sında depremzedelerin hukuksal yollar- dan haklannı nasıl arayabilecekleri konu- sunda tavsiyelerde bulunma, bedensel özürlü ve yaşhlar gibi depremden zarar görmüş kışiler için bilgi toplayıp, yardım programlan hazırlanması gibi hususlan ıçenyor. Biz Kobe'de çok hata yapük - Sizin Kobe'de 1995'teki faaliyetleriniz en çok hangi noktalarda yoğunlaşmışb? M.M. - Ozellikle yaşhlann bakımı ve çocuklann psikolojik rehabilitasyonu. Çünkü bizde yaşhlar yalnızdırlar. Onla- ra kimse bakmaz, yardıma çok ih^iyaçla- n var. Öte yandan depremden en büyük zarar görenlerin başında çocuklar gehyor. Depremin onlar üzerinde yarattığı psüco- Depremden en büyük psikolojik zaran çocuklar görüyor. Kimi zaman bu durumun belirtileri olaydan bir ya da iki yıl sonra bile ortaya çıkabiliyor. Shil toplum kunıluşlannın bu konuya ciddi oiarak eğiimeleri gerek. Japonya'da afet alamnda çahşan 20 kadar STK var. gerçeği anlamamız altı ayımızı aldı. Böyle bir yasa yoksa hemen yapılma- sı gerekir. Depremzedeler bu yönde bir baskı grubu oluşturmalılar. O zaman öy- le bir yasa çıkabiliyor. Bu bellci istenenin yüzde 10'una cevap veren bir yasa olu- yor, ama yine de önemli. Türkiye'de insanlar kendi güçleriyle ayağa kalkmışlar - tskân sorunlaruun çözümü konusun- da, Türkiye üe sizin aranızda fark var mı? SUS AKİ - Evet var. Örneğin bizde ça- dırda kalan insan sayısı çok ama çok az- dı. Prefabrik binalann yapımı ise üç ay sürdü. Deprem kışın olmuştu, prefabrik binalar bitene kadar insanlan okul jim- nastikhanesi gibi yerlerde onar aile yer- leştirerek iskân ettik. Buraya geldığimde bir nokta çok dik- Varalar iyileşti, acılar arttı• Yurt Haoerieri Servisi - • ANAP Genel Başkanı Mesut J L Yıhnaz, Adapazan'nda daha önceden belirlenen ihtiyaçlar için yardım yapacaklannı be- lirterek "Sakarya'mn yaralannı sarmak için, tüm imkânlanmua kullanacagK" dıye konuş- tu. Avrasya Yer Bilımleri Enstitüsü Ögretim üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, tzmit Körfe- zi'nin çıkış noktasında yer alan Yalova'nın Al- tınova ilçesindeki Hersek Deltası'nda "kml- mamış fay hatü" belirlediklerini söyledi. Mesut Yılmaz, 28 millervekiîiyle birlikte geldiği Adapazan'nda, Sakarya Valisi M. Ca- hit Kıraç'ı makamında ziyaret etti. Yılmaz, valilik binasmda yaptığı açıklamada. deprem- den bu yana geçen süre içinde yaşanan aksak- hklara rağmen, bazı önemli işlerin de halledil- diğini söyledi. Adapazan'nın yeni su şebeke- sı ıle enkaz kaldırma çalışmalannm ihale edil- diğini ifade eden Yılmaz. kanalizasyon şebe- kesi için de, 2.8 trilyon lıra gönderildığini söy- ledi. Buradan Sakarya Dogumevi'ne giden ve Başhekim Dr. Aydın San'dan bilgi alan Yıl- maz. ardından Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi'ne de (TÜVÂSAŞj giderek depremde büyük hasar gören fabrikanm tüm ünitelerin- de incelemelerde bulundu. Sakarya'dakı ınceleme gezisini tamamladık- tan sonra Izmit'e gelen Yılmaz. Kocaeli Vali- Hği'ne giderek burada, bir hafta önce göreve başlayan Vaii KemalÖnal'la bir görüşme yap- tı. Kemal Önal, depTe.mden büyük zarar gören kentteki insanlann yaralanmn iyileştiğini, acılannın ise giderek arttıgını söyledi. Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, Izmit Körfezi'nin çıkış noktasında yer alan Yalova'nın Altınova ilçesindeki Hersek Deltası 'nda 10 gündür sür- dürülen çalışma sonucunda. "kmhnamı; fay h a t f belirlediklerim söyledi. Hersek Delta- sı'nda kınk fay hattına rastlamadıklannı ifade eden Barka, asıl amaçlannm ortaya çıkanlan aktif fay hattmın, eski depremlerle bağlantısı- nın araşrınlması oldugımu söyledi. Türk bilim adamlanyla birlikte jeolojik bir araştırma ya- pan ABD'nin Pasifik Elektrik ve Gaz Kuru- mu jeologlanndan Bül Pape ve Jeff Badhfauber de, Izmit Körfezi kıyısı boyunca giden fay hat- tında önemli bir kırdmaya rastladıklannı. an- cak Hersek Deltası'ndaki fay hattmda kınlma görülmedigini bildirdi. Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikalan (SE- KA) Genel Müdürü Kurtcebe Gûrkan. Mar- mara Bölgesi'nde yaşanan depremin, idari bi- nalar ile Izmit Müessesesi'nde yaklaşık 2.5 trilyon liraiık hasara yol açtığmı bildirdi. kusuz yıkım bu kadar büyük olmayacak- tı. Daha çok insan hatası - Yani Kobe depremL. M.M. - Evet Kobe depremi doğal bir afetten çok insanlar tarafindan meydan verilmiş bir felaketti. Yoksa tahribat bu kadar büyük olmazdı. Zaten biz de yurt- dışı faaliyetlerimize bu yüzden hız ver- dik. Biz çok hata yaptık. başkalan da ay- nı şeyleri yapmasmlar bizden ders alsın- lardiw kendideneyimJerimizi sizlere sun- maya çauşıyoruz. Tabii bu arada. sizden de alacağımız dersler var. - Türkiye'deki faalivetiniz... M.M. - NGO Kobe For Turkısh Quake Relief'in faaliyeti ekip raporlan doğrul- tusunda yeni uzman ekipler oluşturma, bilgi alışverişi, bilgi toplama. deprem lojik bozukluklar ki, bunlann bir bölümü iki yıl sonra bile ortaya çıkabiliyor, çok önemli... - Belki de en önemli sorun bu değil, Ok yardundan hemen sonra gündeme geii- yor. Ama berkesin en fazla üstünde dur- duğu, belki de mali portcsi yüksek oldu- ğu için. banndırma sorunu. şu anda Tür- kiye'de de en çok üzerinde durulan konu bu. Bu konuda ne gibi çözümler buldu- nuz? M.M. - Bu konuda Kobe'de görev al- mış bulunan ve heyetimiz üyesi olan Ba- yan Susaki size daha etraflı açıklamada bulunabilir. SUSAKİ - Kobe'de biz çok hata yap- tık. Her şeyden önce, böyle bir şeye ha- zırlıklı obnadığımız için bizi koruyacak yasal bir düzenleme yoktu. Oysa böyle bir şeye çok gereksinim vardı. Bizim bu katimi çekti. Türkiye'de depremzedelerin bir kısmı kendi çadırlannı yapmışlardı. Çok duygulandım. Çünkü bu gibi haller- de depremzedelerin kendi güçleriyle ayakta durmalan çok önemli, ardından toplu yardımlar, sivil toplum örgütleri ye- rel yönetimleT ve devletin yardımı gele- cek. Bu üç gücün birleşmesi çok önemli. Japonya'da Türkiye'deki depremzedeler gibi kendi gücüyle ayağa duranlar azdı. Çadır ve prefabrik konut kısa erimli çözümler. Asıl bundan sonrası önemli. Depremzedelerin süreldi oturmalan için evler. mahalleler yapılacak. Ama burada da üzerinde durulması gereken, nasıl bir ev, mahalle imajı oluşturulacak. Belki de geçici bir kent kurulucak, bunlann yer- leri ve imajlannı doğru saptamak gere- kiyor. - Bir de çocuklann durumu ve eghtaı konusu var. Bu alanlarda neier yapıldı? M.M. - Bu konuyu da uzmanımız Ba- yan Koda yanıtlayacak. Bayan Koda - Çocuklann durumu çok önemli. daha önce de belirtildiği gibi, on- lara, uzun süre psikolojik tedavi uygula- mak gerekiyor. Çocuklardaki psikolojik bozukluklar. deprem olayından bir iki yıl sonra bile ortaya çıkabiliyor. Birbirlennden uzak ûlkelerdeki çocuk- lann da birbirleriyle ilişkiye girmesinde büyük yarar var. Bu iletişim Intemet ara- cılığıyla kurulabilir. Nitekim şimdi Ja- pon ve Türk çocuklan Internet aracılı- ğıyla birbirleriyle iletişim kuracaklar. Eğitim konusuna gelince: Birleşmiş Milletler de bizden, bu konuda nasü bir eğitim verilmesi gerektiği konusunda araştırmalar yapmamızı istedi. Tekrar edeyim, çoğu evi ahşap olan Ja- ponya'da, sel de deprem gibi önemli bir afet, bizim eğitimimiz bu konuyu da kap- sıyor. Bizde artık deprem konusunda, okul- larda bir eğitim var. Bu konuda yayım- lanmış kitaplar bulunduğu gibi, eğitim verecekler için rehber eserler de yayım- landı. Bizde deprem eğitimi konusunda okul- lar ile Sivil Toplum Örgütleri birbirleriy- le eşgüdümlü çalışmalar yapıyorlar. Ul- kemizde 1 Eylül günü, afet günü ilan edilmiştir. Zaten bizde bir afet halinde de, insanlar okullar ve parklarda toplan- maya çağnlıyorlar. Bu, hem okul binala- nnın zeminlerinin çok sağlam ohnasın- dan kaynaklanıyor hem de insanlar bir arada olduklan zaman yardı- mı ulaşnrmak çok daha kolay oluyor. Ama burada bir nok- tayı vurgulamak istiyorum. Kobe depremi sırasında kimi okullar da zarar gördü ve 40 öğretmen öldü. Kobe depreminin 3. yılm- da bir el kitabı yayımlandı. Bunun adı Okul Afet Önlemi El Kitabı. Bu eser öğretmen- ler için rehber. Burada incelenen konular şunlar: - Deprem olursa ilk anda neler yapmalı? - Banndırma için neler yapmalı? - Devlet ve hükümet ile na- sıl iletişim kurmalı? , - ,-J"ürkiye'de olduğu gibi, ** Bfzae de çocuklar psikolojik oiarak depremden çok etküe- niyorlar. Psikolojik dengesT^ ni yitirmiş çocuklara ne yap- malı, nasıl davranmalı? - Kobe'de bir mental care center (zihinsel tedavi mer- kezi) kuruldu. Kobe depreminden sonra, Japonya'da birkaç tane ha- berleşme ağı network oluştu- ruldu. Ben Tokyo bölgesin- den geliyorum. Ama Kobe ıle sürekli dayamşma halin- deyiz. Artık herkes biliyor ki, dün Kobe'de olanlar, bugün ya da yann başka yerlerde de olabilir. Bu da dayamşma duygusunu daha da arttınyor. - SKil Toplum Kuruluşla- n'ıun programlan neler? M.M. - Her yıl depreme karşı önlem konusunda se- minerler yapıyoruz. Aynca afet işleri gönüllü şebekele- ri var. Bunlarayda 2 seminer düzenliyorlar. Bunun dışuı- da Kobe depreminden son- ra Ocağın 17'sinde deprem etkinlikleri düzenleniyor. Gelecek yıl aynı etkinlikler Tokyo'da da yapılacak.Bir de bir günlük etkinliklerin seminerlerden daha önemli olduğunu gözledik. Çünkü seminerlere, deprem ile il- gili olanlar gidiyorlar. Ama bu bir günlük etkinliklere konuyla doğrudan ilgilen- meyenler de katılıyorlar ki, onlann dik- katini çekmek daha önemli. - Türkiye'deki deprem bötgelerini de gezdmiz. Sizce bu kadar büyük yıkım olmasuun nedenleri nasıl açıklanabflir? M.M. - Doğrusu uzman olmaya ge- rek yok. Herkes görebiliyor ki, bina ka- litesi çok iyi değil. Kobe'de de binalar yıkıldı, ama böyle değil. Bizde daha çok büyük binalann ağır yükü çekmeyen or- ta katlannda oldu tahribat. Bir de belirt- tiğim gibi eski ahşap evlerde. Ama dediğim gibi, biz de Kobe'de çok yanlış yaptık. Zaten bu yanlışlar yi- nelenmesin diye gezip, kendi deneyim- lerimizi aktanp bilgi alıyoruz. Türki- ye'ye yine geleceğiz ve Türkiye depre- mi ile ilgili girişimlerimizi sürdürece- ğiz. - Teşekkür ederim- Japon ıızınanlarKobe depremideneyiminianlatâ 'Sadece eski yapılar hasar gördü' Istanbul Haber Servisi- Japon Münarlar Enstitüsü CJİA) delegasyonunun başkanı Akira Yaınaki 1995'teki Kobe depreminde yıkılan yapılann eski yapılar olduğunu, Japon- ya'da 198rdeyürürlüfegiren imar kanununa göre yapılan hiçbir binanm hasar görmediğini söyledi. Deprem bolge- lerini gezen Japon uzmanlar, yıkılan binaiarda eksik demir ve kalitesiz beton kullanıldığmı saptadı. Mimarlar Odası'nın davetüsi oiarak bir süredir Türki- ye'debulunan ve deprembölgesinde incelemeleryapan Ja- pon Mimarlar Enstitüsü (JIA) temsilcileri. Mimarlar Oda- sı tarafindan düzenienen "Japonya Deneyimi Işıfında Ko- be ve Körfez Depremi" konulu toplantıda depremle ılgili de- neyimlerini anlattılar. JIA delegasyonunun başkanı Akira Yamaki, Marmara depreminde yıkılan binalann birçoğun- da yeterli demir ve kaliteli beton kullanılmadığuu tespitet- tiklerini söyledi. JIA üyesi Ryutehi Nozakj de Kobe depre- minden sonra uyguladıklan *"Anka Kuşu Pfanı"nı anlatü. Nozaki, efsanede adı geçen Anka kuşunun öldükten sonra yeniden dünyaya gelmesi gibi Kobe'yi tekrar imar ettikle- rini söyledi. JIA üyesi Mkhio Kitajima ise Türkiye'de ol- duğu gibi Kobe depreminde de betonarme binaîarm yıkıl- dığını, ama Kobe'de insanlann bu tür binalann içinden sağ çıktığını söyledi. Kitajima. deprem bölgesinde yıkılan bi- nalan gördüklennde çok şaşırdıklannı belirterek betonar- me bina denetüninin önemini vurguladı. Toplatının açtlışmda konuşan Mimarlar Odası Genel Başkanı ve gazetemiz yazan Oktay Ekind, betonarme bi- nalann yapım aşamasmda denetüninin ve depremden da- ha az etkilenmek için yer seçimiyle altematif yapı sistem- lerinüı gelıştirilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Alemdaroğlu'nun Çittliği... Istanbul Üniversitesi'nin Rektörü Sayın Kemal Alemdaroğlu; laik cumhuriyete sahip çıkma ko- nusundaki çabaları ve kendi anlayışı çerçevesın- desergilediği "Atetürkçülüğünün"arkasına sığına- rak ve 2547 sayılı Yüksek Oğrenim Yasası'nın rek- törlere verdiği "padişah yetkilerini" asarak "keyfi yönetimini" süröürüyor. En son oiarak Istanbul Bil- gi Üniversitesi'nde, "Atetürk llkeleri ve Inkılap Ta- rihi" dersine girmeleri için izin istenen dört öğre- tim üyesine (bir profesör, üç yardımcı doçent) izin vermedi. Hem hızlı Atatürkçü" geçıniyor, hem de bir kamu üniversitesinde bu dersin iyi verilmesine engel oluyor... (Ben Bilgi'de ders vermiyorum.) Bugün vakrf üniversiteieri, resmen kamu kuru- mudurlar ve bu üniversitelere yardımcı olunması; YÖK tarafindan da, cumhurbaşkanımız tarafindan da, "belli kurallariçinde" olmak koşuluyla "emre- dilmiştir." Istanbul Üniversitesi Senatosu'nda bu "kural- lar" görüşülürken, ben de senato üyesiydim (Se- natörlerin çoğu atanmayla gelmiştir.) Kurulan bir komisyonun önerilerini beğenmedi, ipe un sermek istedi. Bir sayın meslektaşımız, "Biz galiba, hoca göndermemek için bahane anyonız" diye konuş- tu. Ve nihayet, "kendi kurumlannda yasal ders yü- künü yerine getirmeleri koşuluyla ve haftada 6 sa- atigeçmemek üzere" her öğretim üyesine izin ve- rilmesi ilkesi kabul edildi. Ama Sayın Rektör izin vermiyor... Çünkü canı öy- le istiyor... Çünkü izin istenen ögretim üyelerini sev- miyor... Çünkü orası babasının çiftliği... Ama baş- kalanna iztn veriyor... Çünkü canı öyle istiyor... Çün- kü Sayın Rektör'ün iradesi her şeyin üzerinde... Kim bu işe "dur" diyecek? Kimi arkadaşlarımız, "Yahu o da Atatürkçü, sen de Atatürkçüsûn. Bitirin bu sürtüşmeyi" diyorlar. Sayın Alemdaroğlu'nu tanımıyor bunlar. Hele CHP Istanbul ll Başkanı; birkaç ay önce, "Kemal Alem- daroğlu'nu desteklemek gerek" diye bir beyanat verince çok gülmüştüm. Hemalde, bir üniversite- nin nasıl yönetilmesi gerektiğini iyi biliyor. Zaten CHP böyle il başkanları sayesinde barajın altına in- di. Yakında gene bunlar sayesinde toprağın altına girerse hiç şaşırmam. (Doğrusu üzülürüm, ama Is- tanbul ll Başkanı böyle olursa, herhalde "mehel- dir"...) Sayın Rektör Iktisat Fakültesi'ni sevmiyor. Ne- denini bilmiyorum. Bazı söylentrler var, ama inan- mamak istiyorum. önce, bizim fakülteyi merkez bina dışına sürmek istedi. Sonra, kuruluş yıldönümünde bir sınıfta tö- renyapabilmemiz için yanm milyar kira istedi. (Baş- kalanndan acaba ne alıyor?) Daha sonra, fakültenin üç bölümünü, "fıilen" ka- pattı. SBF'deki "UluslararasıllişkilerBölümü"nöe, bizdekinden iki kat fazla öğretim üyesi varmış... Oysaki bizim öğretim üyesi sayımız 12, onlarınki 8. Sekjzi, on ikinin iki katı sanan bir yöneticiden ne beklenebilir ki? Şimdi SBF'ye hoca anyorlar. Mak- sat, bizim bölümdeki öğretim üyesi sayısınm üze- rine çıkmak. Bizide, "bezdinp kaçırfögğını" yor herhalde... Ama çok bekier.. . J ^ Bölümümüzde bir, arkadaşfçn2^|jeçen y ^ g çent oldu. Kullanılabilir kadromuz da var. Dekan- lığa başvurarak ilan verilmesini istedik. Dekanlık, rektörtükten ilan talebi yaptı. Neredeyse bir sene sonra, nihayet ilan çıktı. Başvurular yapıldı. Sonra hayretle öğrendik ki, bir ilan daha verilmiş ve bi- zim bölümün kadro ilanının "yan/(ş//Wa"çıktığı du- yurularak ilan iptal edilmiş... Böyle "yöneticilik" olur mu? Böyle bir şey dün- yanın neresinde görülmüştür? Vakıf üniversitelerinde ders vermelerine izin ve- rilmediği için 20'ye yakın öğretim üyesi bizim ku- rumdan aynldı. "Zaten bahane anyohardı..." diye konuşuyormuş. Önce bir izin versin, bakalım ayn- lırlar mı? Sayın Rektör, "15-20 öğretim üyesinin aynlma- sıyla bir şey olmaz" diyor. Bizim fakülte, Cerrah- paşaTıp Fakültesi değil. Cerrahpaşa'nın, "Harici- yeAnabilim Da//"nda bundan birkaç sene önce 55 öğretim üyesi vardı. Sayın Rektör anabilim dalı başkanlığına aday olduğunda, en yakın meslektaş- lannın 53'ü kendisine oy vermemiş, sadece iki oy alabilmiş. Biz Sayın Alemdaroğlu'nu, o en yakın mesai arkadaşlanndan daha iyi tanıyacak değiliz ya... Sayın Rektör, yardımcı doçentlerin vakıf üniver- sitelerine gitmelerine izin vermek istemiyor. "On- lar kendilerini biraz yetiştirsinler" diye düşünüyor. Oysaki sevgili Nuriye Akman'la yaptığı bir söyle- şide, kendi bölümü dışındaki bölümlerden asistan- lan özel hastanelerdeki ameliyatlarına götürdüğü- nü rtiraf ediyor. Yasaya açıkça aykırı bir durum için "Bu gençleri, maddi oiarak biraz desteklemek ge- rek" diyor. Peki, bizim gençlerimizi de desteklemek gerekmez mi? Kaldı ki, "yasa"nın öğretim üyesi oiarak tanımladığı bu meslektaşlanmızı öğretim üyesi saymamak ne demek? Acaba Sayın Rektör kendini yasaların üzerinde mi görüyor? Sayın Rektör, Atatürk'ün arkasına sığınarak Ata- türk'e ve Atatürkçülüğe zarar veriyor. Laik cumhu- riyetimizi yıpratıyor. Ama üniversitemizde neler olup bittiğini bilmeyen bazı arkadaşlarımız, "niye çatışıyorsunuz?" diye soruyor. Daha yazacak çok şey var, ama yerim bitti. Istanbul Üniversitesi'ndeki öğretim üyelerinin yüzde 70'inin oy vermediği Sayın Rektör'ü durdu- racak bir makam yok mu? . Ne zamana kadar bekleyeceğiz? Umut Dincsahin GEA'ran destek isteği SAAPETUSLU Marmara'da yaşanan deprem felaketinin en önemli tecrübelerinden bi- ri hiç şüphesiz eğitimli ve organize arama kurtarma ekibimizin yetersizliğiydi. Bölgeye ilk gidenlerden biri olan Yeni Yüksektepe Kültür Derneği Arama ve Kurtarma Grubu (GEA) Adapazan'nda yaklaşık 150 kişinin enkaz altından çıkartılmasına yardımcı olurken, bu tür gruplann arttınlmasını ve destek sağlanmasmı istedi. 1994 yılından bu yana eğitim calışmalan yapan GEA Grubu Sorumlusu Umut Dincsahin, GEA oiarak 11 ülkeden 13 gru- ba üye 235 kişi ıle 35 kö- peğin arama ve kurtarma çahşmalannı yönettikleri- ni anımsattı. Dincsahin, şöyle devam etti: "Anado- hı vcAvrupa yakalanna30 civan hücre merkezler ku- rulmalı. Bunlann içinde deprem anında gerekecek teçhizatbulunmalı. Sürek- li tatbikat yapılmaü." GEA'yla irtibat kurmak isteyenler216 336 36 11- 2164181151-21223071 46- 0 542 694 13 95 ve 0532 609 37 41-42 numa- ralı telefonlan arayabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle