Katalog

30EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Nesim Malki cinayetinin ve Susurluk sürecinin en önemli isimlerinden Erol Evcil'in sorgusu Bursa'da sürüyor Itirafhaberlerî yalanlandıLEVENT GENCELLİ SELAHATTİiN GÖKATALAY BURSA/MALATYA - Nesim Malki cinayetini azmettirmekle suçlanan ve Susurluk sürecinin en önemli isimlerin- den olan Erol Evcil'in sorgusu Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde devam eder- ken. Emniyet Vlüdürü AydınGenç. dün- kü gazetelerde yer alan Evcil'in itiraf- lanvla ilgili haberleri yalanladı. Genç. "Açıklama yapmıyorum. Sorgulamayı ben yapıyomm. Bütün haberier yalan" dedi. Eleştırilere hedef olan eski Bursa Emniyet Müdürü Kemal Bayrak ise Ev- cil operasyonunu yapan polislenn ken- di ekibinde olduğunu öne sürerek "Ev- cil'i ortaya çıkaran biaz" diye konuştu. Bursa Emnıyet Müdürlüğü'nün önündeki yoğun hareketlilik dün öğle saatlennde özel harekât polislerinin bi- na önünde güvenlik önlemi almasiyla yoğunlaştı. Emniyet Müdürlüğü'ne ge- iişinde gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Aydın Genç, gazetecilerin. "Ev- cil'in itirafi yok mu" sorulanna. "Hiç- bir şeye inanmayın. YaJan!", "*Parasal boyutlarda sorgulama yapılıvor mu" sorusuna da "Her şeyi soruyorsunuz" dı>erek yanıt \erdı. Gazetecilerin, eski Bursa Valisı Orhan Taşanlar \e eski müdür Kemal Bayrak'ın önceki gün yaptığı açıklamalan anımsatması üze- rine Genç, "Ben kimseyi töhmet altın- da bırakacak açıklama \apmadim" dı- ye konuştu. Bu arada gözaltındaki sanıklann sağ- lık kontrolüne aötürülmelenne devam edilirken hiçbir açıklamanın yapılma- ması dikkat çektı. Gözaltında bulunan ve Evcil'in muhasebeciliğinı yapan Ha- kan Karakurt ıle kardeşi Nalan Kara- kurt'un anne ve babasının önceki gece Emniyet Müdürlügü'ne geldikleri an- cak çocuklanyla görüşemedikleri öğre- nildi. Anne-baba Karakurt'lara, villa- nın anahtarlannın bir tutanakla teslim edildiği ögrenildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgulamanın lstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Sa\cısı AykutCengiz En- gin'in koordinasyonunda sürdürüldü- ğü, Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç'in DGM savcısıyla bizzat görüş- tüğü ve bilgi akışını sağladığı bildıril- di. Bursa"dan Malarya'yaatanan Emni- yet Müdürü Kemal Bayrak, dün düzen- lediği basın toplantısında kendisi hak- kında yapılan açıklamaları yalanladı. Bayrak şunlan söyledı: "Sayın A>dın Genç'in konuşmaJannı çok çirkin ve yakışıksız buluyorum. Po- lis teşkilati ve de\ let sokakta yargılan- maz. O operas>onu ve çahşmalan ya- pan insanlann hepsi bizimle biıiikte me- sailerini de\ am ettiren arkadaşlar. De> - lette devamlılık vardır ve bu devamhbk süresi içerisinde arkadaşlannıız çalış- malannı sürdürmüşler ve vakalanmış- tır sanık. Yargının önüne çıkacaktır. Operasyonu ortaya çıkaran, vargılaına sürecinin önüne getiren insanlann bu bir kişiyi koruması, saklaması ya da ya- kalanmasını engellemesi gibi bir diişiin- ce çok çirkin bulunmuştur tarafımdan. Bu tarzdaki bir söyleşinin çok iyi düşü- nülmesi. anlatılması gerekir. Bu şahıs U- FO'lar tarafından Türkiye'ye getirilme- miştir. Türkiy e'ye bir yerden girmiştir ve girdiği andan itibaren eğer konuda bir bilgi var da Bursa Emniyet Müdürlü- ğü'ne intikal ettirilmemişse, onun neti- cesini Bursa Emniyet Mödürlüğü yap- mamışsa, o zaman suçlanması ve vargı önüne çıkanlması gerekenler mutlaka çıkmalıdır. Ancak bu tarzda bir konu yoktur. Çalışmalannı polis aralıksız sür- dürür. Sanık Türkiye'de 1,2,3 yıl sak- lanmış olabilir. Ama onc ortaya çıkaran biziz. Biz Erol Evcil'in cinayetin azmet- tiricisi olduğunu iddia ettiğimiz zaman üzerimize saldıranlar, bu konuyla ilgili her kesimle ilişkisi olan insan Erol Ev- cıTdir. Çokzor şartlarda biz bunun sa- nık olduğunu ilan edebilmişizdir." Ecevit, Evcil'in yakalanmasını değerlendirdi 'Kasıt varsa çıkar'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, Erol Evcü'in yakalanmamasında bir kasıt olması durumunda bunun ortaya çıkacağını söyledi. Ecevit. Kışlalı suikastı konu- sunda konuşan ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz'ı da "Bana bir şey ulaş- sa bile sonuçlanma aşamasına gelme- den herhangi bir şey söylemeyi doğnı bulmam" diyerek eleştirdı. Başbakan Ecevit. Başbakanlığa ge- lişınde sazetecılenn sorulannı yanıtla- dı. Ecevit, bir gazetecinin Evcil'in 10 aydır Bursa'da saklanmasına karşın yakalanamamasının bırileri tarafından korunduğu yorumlanna yol açtığını belirterek "Dönemin emniyet müdürü ve valisinin ihmali olabilir mi?" soru- su üzenne. konunun lçışleri Bakanlı- ğı'nı ilgilendırdiğini söyledi Içişleri Bakanı Sadertin Tantan'ın emnıyetı y akından tanıyan bırisı oldu- ğunu belırten Ecevit. "Böyle bir kasıt varsa er geç ortaya çıkacaktır. Önemli olan Erol EvciPin yakalanmış olması- dır" dedi. Ecev it. Sabancı'nın katil zanlılann- dan FehriyeErdalileEvcirinyakalan- t-, masımn anımsatılarak "EmniyeşBe ve vüstüibarat birmlerinde atak mı var' dıye soran bırgazeteciye şu yanıtı ver- dı: "Hükümetkunılduğundan beri. 55. hükümet döneminden beri. bu gibi suç- lulann yakalanmasında devlet kuru- luşlan arasındaki eşgüdümle, dev leti- mi/in güvenlik v e istihbarat kuruluşla- n arasındaki eşgüdümle, devletimi/in bu konudaki etkisi çok büyük ölçüde artmıştır. l'manm Ahmet Taner Kış- lalı'y ı öldürenlerin yakalanması gecik- mez. Tabü ben bu gibi konularda kesin sonuç alınnıadan bir şey söylemeyi doğ- ru bulmam" dedi. Ecev it. bir gazetecinin "Mesut Yıl- maz'ın bir demeci oldu. Kışlalı cinaye- tini organize edenlerin arkasında İran- lılar olduğu ve bunlann Almanva'da bulunduğu y önünde... Size ulaşan so- mut bir bilgi var mı?" sorusuna "Efen- dim, bana bir şey ulaşsa bile sonuçlan- ma aşamasına gelmeden herhangi bir şey söylemeyi doğnı bulmam" dedi. Ecevit, Başbakanhk Takip Kuru- lu'nun özellikle Fethullah Giilen'in okullannailişkinbirraporhazırladıgı- nı ve MGK'ye sunduğunu söyleyen bir gazeteciye, "Hayır,bütünözelku- ruluşlaıia ilgili rapor hazıriandL Her- hangi bir kuruluş hakkında, bir grup hakkında değiP yanıtını verdi. Erol EvciPin Bursa'da yakalandtgı evde güvenlik güçleri çok yoğun önlem aldı. (Fotoğraf: Anadolu Ajansı) Cumhuriyet gazetesi yaktılar Akit gerçeği: Gazeteci dövdülertstanbul Haber Servisi - Hakkında gıyabı turuklama karan bulunduğu gerekçe- sıyle gözaltına alınan Akit Yönetim Kurulu üyesi Mus- tafaKarahasanoglunun ls- tanbul Adlıyesi'ne çıkanl- ması nedeniyie bina çevre- sinde toplanan Akit taraftar- lan gazeteci lerı dövdü. Cumhuriyet gazetesi yaktı- lar. Vatan Caddesi'ndeki Js- tanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nde Akit Gazetesi Yazı- işlen Müdürü fhsan Kara- hasanoğlu ıle birlikte sorgu- landıktan sonra serbest bıra- kılan Mustafa Karahasa- noğlu "karşıhksız çek ver- mek" nedeniyie hakkında gıyabi turuklama karan bu- lunduğu gerekcesıyle Asa- yış Şube ekiplerince yeni- den gözaltına alınmıştı. Hakkındaki gıyabi tutukla- ma kararının bir basın dava- sında ifade vermemesi ne- deniyie çıkanldığı, ancak hakkındaki müzekkerenin yanlış yazıldığı anlaşılan Karahasanoğlu dün sabah saatlerinde tstanbul Adliye- si'negetirildı. Nöbetçi lstanbul 1. Asli- ye Ceza Mahkemesi tarafın- dan ifadesi alınan Karaha- sanoğlu serbest bırakıldı. O- lay nedeniyie adliye binası önünde toplanan yaklaşık 40-50 Akitçi, Karahasanoğ- lu'nu Türkiye seninle gu- rurduyuyor" sloganlanyla karşıladıiar. Cumhuriyet gazetesi de yakan Akitçiler görev yapan gazetecilere de saldırdılar. Gazetecilere ha- karet eden Akit taraftarlan Sabah muhabiri Türkan Hiçyilmaz'ı yumrukladı. S- tar TV'den Funda Özsoy ile Shovv TV muhabiri Muhar- rem Çağlar'ı tartakladılar. Akit gazetesi dünkü sayı- sında da gazetemiz çalışan- lannı hedef göstermeye de- vam ettı. Gazetemize tele- fon eden ve Akit okuyucu- su olduklarını belirten çok sayıda kişi, Cumhuriyet ça- lışanlannın cezalandırılaca- ğını söyledi ler. Şeriatçı yayın organı Ak- it'e önceki gün düzenlenen baskın ıle ilgili haberde ga- zetemiz Genel Yayın Koor- dinatörü Hikmet Çetinkaya için "thbarcı Hikmet" ifa- desini kullandılar. MEB'de İBDA'C'd kitaplar EBRUTOKTAR ANKARA-MilliEgitim Bakanhğı, çoğunluğu VyıM Dinçerler donemınde onay- lanan şeriatçı kitaplara kar- ştbaşlattığı temizlik operas- yonunu sürdürüyor. 1985 yıhnda Miüi Eğitım Bakan- hgı'nca ılkögretım ve orta- öğrenm kurumlarında oku- tulmak üzere onerilen kitap- lar arasında İBDA-C terör örgütünün yayın organı Furkan tarafından basılan kitapların da bulunduğu be- lirfendi. Milli Eğitim Ba- kanlıgı Kitap fnceleme Ko- misyonu, Mehmet KuÖu- lar'a aıt Yeni Asya Yayınla- n ile Fethullah Gülen'e ait Nil Yaymcıltk'tan çıkan ki- taplann onaylarını kaldır- maya başladı. Yapılan ince- leme iie milli eğitimin amaçlanna aykırı unsurlar taşıdığı belirlenen 15 kitap şöyle: "Nü Yayınctlık'tan Peygamberimize Neden İnanmadılar? Veni Asya Ya- ymcılıktan Rahmet. Yeni Asya Yayıncdık'tan Istika- met, YİCBİ Asya Yayıncı- hk'tan tstişare, Furkan Ya- yınlan'ndan Kuran'a Gore Nifak, Erkam Vayınla- n'ndan Sonsuz-Biat-Kırk Yaz»,Erdem Yayınları'ndaıı Islam Ahlakı-Peygamber Ahlaku İfim \e Kültür Ya- yınlan'ndan Kuranı-ı Ke- rinrde Tefekkür ve Tarnş- ma Mt-todu. Marifet ^ayın- ian'ndan Kuranı Kerim ve Modern İlimJer. Marifet Va- vudan'ndan Kuranı Ke- rim dt Fen Bilimleti Elif Of- setten Nereye Gidiyoruz?, Furkan Yayınlan'ndan ts- iam'da Ekonomik Kalkın- ma, N0 AŞ'den Yaradüış ve KadenTÖVVayınlan'ndan İlim ve Bilinır Bugün dünyada, , _ ... - ^ • Je, işyerinde LuxeH sıtıatan kularakyor. Bu tercNn tek bir nedeni var; Luxe«, en sorunsuz enerji kaynağı olaı etektriği, hem verirr* hem de güvenB şekilcte kuöanan, brçok üstün özeüğe sahip tstbalar üretiyor. Siz de soğuklar bastırmadan bir Luxell Etektrikli Isrtıcı alın, LuxeU sıcaklığını uzun yıVar yaşayın. LUXELL2H70 LUKilL, KUMTIL'İN TESCİUİ MAIKASIDIR. KUMTEL2025 LUXELLe maıl kumeki@iupefonlıne com Wab sıtetı www kumtei com aG«UWDA&TW«raiEZlHl//nWOM:Mtt^ üiSL/H^ıiH 2303 UUUtOtU T/UUSI) (0216) MefMl lÜŞJ.'ltata». W 27*3 WtU: (02J4) fc» Dı». lik. Üi $«7225 3OT llmkSM»M54 -Ikm | - i h s d h A B * 2U3tl4-J3} I« r * M * H I M 2 l t a ı ) « t a 4 3 12B^M i m i h s B * 2 U 3 t J 3 } S O [ 7 1 îkc* UiJİ. ta.BL«IH4I • f — 1JL/ZII>*Ü« 551 »SW • im FH.Mia 211BMto 7 « lli Sf . 233 5131 «8741 MS4 •i 4351 m-m^m/Bmâ 3» lW«fa|h/Sn 241 »IH. Hp Ui St 340 » 5 . luı EUdriı 319 B tt»brM>lkt 2inTniİidt|R2l)Uqı1İL212i;l2VUnAlk.2l2447l-a«U2l223 HN t »17 7!N<nH*fc(03441 Ifrjkr İt 21117»! HMMİD£(IM1» ME Jte. «IW* • M h 551 SW2• C««Dfa W7j|ri»ııı54» 1IW 54İ2I ll'Mb>aritMn^254WI>GdvMlMCâ«inı5ll}4M1-Sdı ,ı*»W(^»«w^^r'u^»»wSi<i7:ı-ruh*ıU,%*-^ıiMi7naS(533)&r<-W27;ı-A ıTfc» 414 3504 I U J U U * I«Î3I) B « «4 214 44N « n a t 113521 b m ft. 232 93f. ( * f«L 2Î3; 1 3145-235 2124 •Implk 23214P • l â İ M » U 3» 1345. ÜMiiı^Ht 334 M24 • 0ri»« ta. 33t 35» .^l»»taJcS»»<l7«.T#l«^to»HII3|.^l^^33»]O-)*Mİıtorıni2ilJjnua«tl«3Ill %r<. 23177» 254 4150 -fcoi _ . . , — . •Uİ»UİSl4I5»5H.4M5433. -.ıjy^w.Bütl &Sn'?^***ıail!? * •.Hm^k En 3341M • Hm*ı hfc.2312 C,2î 321 7S»1 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Cumhuriyet ve Demokrasi Dün, Cumhuriyetimizin 76. yıldönümü ıdi. Kut- lu olsun. Bu yıl deprem nedeniyle olsa gerek, resmi kut- lamalar minımal düzeyde tutulmak ıstendi. Dep- rem felaketi nedeniyle acımız çok buyük ama; bu acı, Cumhuriyet'i kutlamamıza engel olmamalıy- dı. Zaten olmadı. Yıllardan beri süregelen yanlış bir tartışma var "Cumhuhyetçı misin, demokrat mısın?" sorusu soruluyor ve yanıtı aranıyor. Bu tartışma, yanlış bir tartışma. Çünkü demok- rasi ve cumhuriyet, birbirinin alternatıfi değil. Ne- den "hem demokrasi, hem cumhuriyet"olmasın? Zaten yakışanı da o... Zaten bana sorarsanız: her demokrasiye cum- huriyet yakıştığı gibi, her cumhuriyete de demok- rasi yakışır. Ama günümüzün gerçeği, maalesef böyle değil. Avrupa'nın en ıstikrarlı demokrasileri. (müzelik de olsa, turıstik de olsa) monarşiler iken: dünya üzerinde, kendine "cumhuriyet" adını layık gören devletlerın büyük bir bölümü, acımasız to- taliter olarak karşımıza çıkıyor. Cumhuriyetimizin bu 76. yıldönümünde, Cum- huriyet'in nasıl kurulduğu ve hangı aşamalardan geçerek bugüne geldiği üzerinde durmak yerine, çok karıştınlan bazı kavramları. bu yıldönümü ve- silesiyle yeniden anımsatmak niyetındeyim. Demokrasi sözcüğünün; eski Yunancadakı, "demos" ve "kratos" sözcüklerinden oluştuğunu ve demosun "halk", kratosun da "yönetim" anla- mına geldiğıni ve demokrasının "halkın yönetimi" anlamına geldığini, hemen herkes bilır. (En azın- dan bu sütunun okurlarının tümünün bildığine emı- nim.) Buna karşılık, "cumhuriyet" sözcüğünün nere- den geldiği ve hangi anlama geldiği pek bılinmez. Oysaki gündelik dilde, belki demokrasiden çok kullanılan bir sözcüktür. Cumhuriyet sözcüğünün Latınce aslının, "res publica" olduğunu bıliyoruz. "Publıca" eski Roma- lılardönemindeLatince'de "rta//c"demektır. "res" deaidiyetekıolduğunagöre, "Respublıca", "hal- kaait" demektir. Cumhuriyet sözcüğü, Osmanlıcadan Türkçemi- ze geçmiş bulunan, Arapça kökenli bir sözcüktür. Arapça'da "cumhur" sözcüğü çok çeşıtli anlam- lara gelen bir sözcüktür. Bunlar arasında, bu bağ- lamda "halk" ya da "toplum"u görüyoruz. "lyet" ise, aıdiyet eki olduğuna göre "cumhuriyet". ay- nen Latince kökenınde olduğu gibi. "halka ait" an- lamına gelmektedir. Cumhuriyet'in anlamı, "halka aıf'tir ama, acaba cumhuriyetin "tanımı" nedır? Bu konuda ilginç bir gözlemımi sizlerle paylaşmak istıyorum. Yıllardan beri doçentlik jürılerınde, "Türkiye Cumhuriyetı Tarihı" bilim dahnda görev yaparım. Ve yıllardan beri önümüze gelen her adaya. "Cum- huriyeti tanımlar mısınız" sorusunu yönettirim. (Dü- şünün ki yılda en az altı adayın jürisine giriyorıim.) Ve inanılacak gibi değil ama. şimdiye defc, bİJ's'o- ruma tek doğru yanıt alamadım. Düşünün, "Cumhuriyet Tarihinden" doçentlik sınavına giren adaylar, cumhuriyeti tanımlayamı- yorlar... İnsan dışarıda beklerken merak etse ve "Içeri- de ne soruyorlar" diye öğrenmeye çalışsa, yıllar- dırsüren bu komedi sona ererdı. Ama sona erme- di. Artık bu yazımdan sonra, umarım kasım ayın- daki jüri toplantılannda aradığım yanıtı bulurum. Aslında cumhuriyetin tanımı çok basittir. "Mo- narşik olmayan tüm rejimler cumhuriyettir". Bu tanıma göre, (haklı olarak), "Iran Islam Cumhuri- yeti" de bir cumhuriyettir. "Çin Halk Cumhuriye- ti" de bir cumhuriyettir, "Irak" da "Amerıka Birle- şik Devletleri" de "Fransa" da birer cumhuriyettir. Elbette, "Türkiye" de bir cumhuriyettir. Peki, amayukandaki cumhuriyetler arasında öy- lesine farklar vardır ki bunlann "aynı kefeye" ko- nulması, gerçekten zaman zaman olanaksız olur. Fakat beğensek de beğenmesek de bunlann tü- mü kendilerine ve kendi anlayışları çerçevesinde "cumhuriyet" adını verme hakkına sahiptirler. O zaman, bir ülkenin sıyasal rejiminden bahse- derken, kısaca "cumhuriyet" demek yetmez. O cumhuriyetin "nasıl?" bir cumhuriyet olduğunun da açıklanması gerekir. Örneğin iran, bir "Islam cumhuriyetidir". Çin, bir "halk cumhuriyetı"dir. I- rak, adı ne olursa olsun "katıksız bir diktatörlük- tür". Amerika Birleşık Devletleri. "federal" bir cum- huriyettir. Vs. vs... Türkiye Cumhuriyeti, "halk egemenliğine daya- nan, laik ve çağdaş bir cumhuriyettir." Ve "halk egemenliğı" temeline dayandığı ya da dayanma- ya çalıştığı için; tartışmasız bir biçimde, bir "de- mokrasidir" ya da demokrasi olmaya çabalamak- tadır. Neden "cumhuriyet mi, demokrasi mi?" soru- sunu ortaya atalım? Neden birinden, diğeri için vazgeçelim? Kaldı ki cumhuriyetten vazgeçtiğı- mız zaman, demokrasi mı gelecek? islam şeriatı, hangi ülkedeki Müslümanlık yorumuna göre de- mokrasi getirmiş? Ya da "Demokrasi gelsin de isterse ülke etnık temellere göre parçalansın. Eğer ınsanlar parça- lanma istiyorsa demokratik olarak parçalanmayı isteme hakları vardır..." gibisinden bir yaklaşım. günümüz açısından dikkate alınabilir mi? En tyisi,her ikisinden de ödün vermemek. Hem cumhuriyet ve hem demokrasi... Ve 76. yılında, "Yaşasın Cumhuriyet". "Yaşasın demokratik Cumhuriyet". Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyıın. TÜRKKALPVAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 ŞışlıllSTANBUL ' - Tel: 10212) 212 07 07 (pbxj 10 Hat Faks:(0212)2126835 Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım ORMAN BAKANLIĞ1 AĞAÇL.4NDIRVU VE EROZ\"ON KONTROLÜ GENEL Mİ DL RLÜĞÜ