Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1999 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusu/ cumhuriyet.com.tr
Demokrasi Mekanizması
'. Dr. Alper U R A Z Hatettepe LnneiMtesı Muhendıshk Fakultesı
emokrası bır kultur so- nızca halk arasında ve genel seçımden
Drunudur Halk katman-
lanna y av ılması zaman
almaktadır Ulkemızde-
kı vanmyuzvıllıkgeç-
mışıne bakıldığında. de-
mokrasıye ıçten ınananlann sayısının
hıç de fazla olmadığını ancak sozde
demokratlann çoğunlukta olduğunu gor-
mekteyız tkı noktayı bırbırınden ayır-
mak gerekır 1) Sandık ve seçım hemen
demokrasi çağnştırıyor Sandık ve se-
çım. demokrasının yerleşmesı ıçın ge-
reklı araçlardır. ancak yeterlı değıldır 2)
Demokrasının yerleşıp yeşermesı (ka-
lıcı olması) n,ın tum gereklı v e yeter ko-
şullann sağlanmasi gerekmektedır Bun-
lardan başlıcalan a) yonetenlerde ve yo-
netılenlerde. en az (asgan) duzeyde de-
mokrasıye ınanç ve demokrat olma b)
hem aıle ortamı gıbı ozel ve hem de ış
ortamında ya da kamusal yaşamda bı-
reyı ılgılendıren kararlara. olabıldığın-
ce, katılım hakkı. c) "aykınolma yada
ay kın duşünme (dissent)" hakkı ç) ço-
ğulculuk. d) ınsan haklanna saygı e)
hukuk dev letı yapısı ıçınde demokratık
rejımın kendısını koruvabılme ve yaşa-
tabılme duzeneklendır (mekanızmala-
ndır)
Gunumuzde "sandık" neredeyse de-
mokrasıyle eşdeğer tutulur oldu Ço-
ğunluğun sandıkta ortaya koyduğu ıstenç
(ırade), kazananlara mutlak yonetim
hakkı vermekteymış gıbı algılanıyory a
da öyle algılanmak ıstenıyor "Sandık
oyununa" adav olarak katılanlann, de-
mokrasi anlay ışı, demokrasıye olan ıç-
ten ınançları ve demokratlığı fazla goz
önunde tutulmuyor ve sorgulanmıyor
Uzulerek göruyoruz kı bu vanılgı yal-
genel seçıme ortaya çıkmış değıl unı-
versıtelenmız gıbı toplumun omek ku-
rumlanndan sayılan yerlerde v e oğretım
uyelen arasında da vaygındır
"Sandığa sıkıştınlmış." demokrasi an-
lay ışı ıçınde ver alan bır başka vaygın
duşunce de seçılmışlerden de buvurgan
(otorıter despot) yonetıcı olabıleceğı
v a da seçım mekanızmasının her zaman
en doğru yonetıcıyı çıkarmadığı gorü-
şudur (1) Ancak uzun donem ıçınde.
bılıvoruz kı, atanmışlardan ıyı yonetıcı
çıkma olasılığı seçılmışlerden çıkma
olasılığından çok daha azdır Ulkemız-
de, 1980 sonrası yeğlenen ve denenen
"atanmışlarla yonetim" (açık dongulu
mekanızma) anlay ışı. ıstenen ve bekle-
nen sonuçlan verememiş genelde ba-
şanlı olamamıştır Bu anlay ış gıderek za-
yıflamış ve yennı daha demokratık yo-
netim bıçımlerıne bırakmak zorunda
kalmıştır
Yerçekımı bır doğa (yasası (kuvvetı-
dır Insanoğlu tanh boyunca hep yer-
çekımının etkısı altında kalmış. tekno-
lojık gelışmesını onu hesaba katarak bı-
çımlendırmıştır ^ncak 1660 yılında
\ewton tarafından bu yasa bulununca-
ya değın bılınçlı olarak hıç ay ırt edıle-
memıştır Yerçekımıne benzer bıçımde
ta 20 yuzyıla dek gızlı kalmış ıkıncı bır
doğa mekanizması ıse geribesleme (fe-
edbacktyadageribildirimdır Genbes-
leme. doğada varolan ve ınsanoğlu ta-
rafından 1932 yıl ına dek ayırdmda olun-
madan başanyla kullanılmış bır kav-
ramdır Genbesleme mekanizması. yer-
çekımı gıbı her gun her verdedır Ku-
çukorneklervermekgerekırse sabahay-
naya bakıp saçımızı duzeltmemız. ara-
ba kullanırken yola göregereken hız ve
konum duzeltmelennı yapmamız. yaz-
kış demeden vucut sıcaklığımızın 37
derecede tutulması hep genbesleme
mekanızmasının ışlemesının sonuçla-
ndır İlk kez. 1932 yılında "feedback"
sozcuğu ıle kavramoluşrurulmuş ve bı-
lınçlı kullanımortayaçıkmıştır(2) Ge-
çen yetmış yıl ıçınde, bu kavramdan.
özellıkle bırçok muhendıslık alanı. tek-
nolojık gelışme ve endustn başta olmak
ûzere, ekonomı, sosyolojı, tıp bıyolojı
vd gıbı çok çeşıtlı alanlarda yararlanıl-
mıştır Ancak tansıksal (mucızevı) sa-
yılabılecek bu çok yaşamsal kavramın
ulkemızde toplumsal duzenlemelerde.
sıyaserte yonetımdebılınçlı kullanımı-
nın fazla olmadığı gozlenmektedır Ge-
nbesleme kav ramınınyetennce veyav-
gın bılınmedığı duşuncesındevız Konu-
lann ve sorunlann uzmanlarca yoğun ola-
rak tartışıldığı ve bazı çozumlenn ure-
tıldığı medyada, "geribesleme" kavra-
mından bılınçlı bıçımde yararlanılma-
diğını ve bu tenmın hıç mı hıç kullanıl-
madığını gormekteyız Tartışma. çozum
uretme karar verme, uygulama, alınan
sonuçlan ırdeleme ve duzeltme aşama-
lannın. çoğu kez herhangı bır sıstem
yapısı ıçınde ele alınmadan yapıldığı
bılınmektedır
Genbesleme mekanizması, bılınçlı
kullanıldıği ortamda, sıstem çıkışında bu-
yuk sapmalan azaitır (daha kararlı ya-
par) sıstemı bozucu dış etkenlere ve
beklenmedık ıç değışmelere karşı daha
dayanıklıkılar Buradaonemlıolan, du-
zeltmenın ıstenen olçude. saglıklı bı-
çımde yapılıp yapılmadığıdır Çıkışta
"ince ayar" ancak genbesleme ıle ola-
sıdır Insanı ınsan yapan en belırgın nı-
telık, beyınde genbesleme mekanızma-
sını kullanılabılmesıdır Ne olçüde ve
nasıl kullanıldığı bıze "aklı" tanımlar
Sokrates'ın "Kendini bil" sozu, "gen-
besleme kullan" onensınden başka bır
şey değıldır
Turkive'de gözlenen en büvuk eksik-
lik, geribesleme mekanizması içinde dü-
zeltme aşamasının işletilmemesi ya da iş-
lerilememesidir. Bu kanı, ulkemız duze-
yınde vaygındır Denetım, valnızca bır
ışın doğru yapılıp yapılmadığının araş-
tınlması değıl eğer. bır ışın yapımında
eksıklık ya da aksaklık varsa onun (zor
olan) duzeltme aşamasınıda ıçerır *INe-
den işler doğru ghmıvor?' sorusu ven-
ne 'görulen aksaklıklar üzerine, neden
gereken duzeltme vapılmıyor?' olmalı-
dır En çarpıcı omeğı yaşadığımızdep-
rem felaketı sonrası gormekteyız Eğer,
"ders alınıp" 17 Ağustos 1999 bır mı-
lat olur, bundan sonra tum yapılar de-
netlenerek ongorulmuş koşullara uygun
beldeler kentleryapılırsa, genbesleme
ıçınde. duzeltme aşaması 'başanlıuygu-
lanmtştır' dıyebılınz
Yonetim bıçımlen arasında demok-
rasıvı dığerlennden ayıran ve kalıcı kı-
lan en onemlı ozellık, ıçınde bu genbes-
leme mekanızmasını banndırmasıdır
Bır başka ıfadeyle, yönetım bıçımı ola-
rak demokrasi. kapalı dongülu bır sıs-
tem yapısına sahıptır Boylece. toplum-
sal sıstem, kendı-kendını duzeltme ye-
teneğıne kav uşmuş olmaktadır Demok-
ratık toplumlardaoneçıkan "hesapver-
me","sa\dam>önetim"gıbı uygulama-
lar hep genbesleme mekanızmasının
çalışırkılınmasıdır
Demokratık ortamın enstrumanlann-
dan bın olan kurullar, yoresel genbes-
leme mekanızmasını oluşturur Buyur-
gan bırbaşkanın hukmettığı bırkurul de-
ğıl de, her uyenın ozgurce gorüşunu ak-
tarabıldığı eleştınsını yapabıldığı ve
kararlann. oluşan ortak goruş doğrultu-
sundaalındığıbırkurul olmalıdır Boy-
lece. bu yapı daha saglıklı v e dengelı ça-
lışabılen bır duzene sahıp olur
Bıreyın demokrat kışılığe sahıp ol-
ması, başta aıle ortamı olmak uzere edı-
nılen eğıtım ve ıçınde bulunulan çevre
gıbı kulturel etkenlere bağlıdır \vnca.
ozumsenmış demokrat davranış bıçımı
y alnızca seçım donemlennde v e gerek-
tigı zaman değıl, her gun, 24 saat boyun-
ca. ış ve ev ortamında sureklı sergılen-
melıdır Demokratık kışılıközellığı nın
karşıtı buyurgankışılıktır Turkıyedebu-
yurgan kışılığe sahıp ya da buyurgan
yonetıcı ozlemı ıçınde olanlann sayısı
oldukça fazladır Nedenını ıse tanhın
derınlıklerınde ve Islam geleneğınde
aramak gerekır Toplumda*engerçekyol
gösterici" olarak "aklı \e bilimi" temel
almış ozerk veozgürbıreylenn sayısı art-
tıkça, bu tur ozlemlenn gıderek azala-
cağı ınancını taşımaktayız
Sevınç veumutlaoğrenıyoruzkı Mıl-
lı Eğitım Bakanlığı demokrasının yer-
leşmesı ıçın belırtılen koşullar arasında
yukarıda anılan "demokrat bire>" ye-
tıştırmeprojesı çerçevesınde kuçuk bır
umut ışığı olarak. 1999-2000 yılında lı-
selerde "Demokrasi ve İnsan Haklan"
dersının okutulması kararını almıştır
(3)
(1) Bu \a:ıdakı goruşlerın oluşmasın-
da katahzor gore\ ı vapan Sa\ ın Pmf
Dr Osman Kadıroglu nateşekkur ede-
nm
(2) 'Feedback " tenmı ılk kez elekt-
ronık muhendıslığmde M qınst tarajın-
dan 1932 ulında kullanılmıştır
(3) 3 Evlııl 1999 tanhh Cumhurnet
gazelesı
ARADABIR
MUSA SEYİRCİ
Fakir Ağabey İçin
"ölum, olum hezen olum I Evden eve gezen
olum I Her duzenı bozan olum" Fakır agabey ul-
kenden uzaklarda Essen'de senı buldu Bılınm, çok
uzaklardadaolsan "Turkıye'debırdamçokse, ora-
da senın yureğın sızlar Yurdunun ınsanıyla olur,
yurdunun ınsanıyla dınlırsın
Ölumun Karabayramlan, Irazca Analan, Elıflen,
Sokelı pamuk ışçılennı, Manısalı tutun ışçılerını, oğ-
retmenlerı, aydınlan, sevenlennı çok uzdu.
1962 yılında Gonen llkoğretmen Okulu'na gırdı-
ğınde, ustsınıflardan bır ağabey, "Yazarı okulumuz-
dan mezundur" dıyerek 'Yılanlann Öcu 'nu tutuştur-
du elıme, saat 21 30'da yat zılı çalıp yatağa gırdı-
ğımde gozume uyku gırmedı, Karabayram'ın seru-
venının sonunu bılmelıydım Yataktan kalkarakokul
hamamının kulhanına gıderek kıtabı bıtırmek ıçın
sabahladığımı, şımdıkı gıbı anımsıyorum Sonrakı yıl-
lar'Ç;///'yı. 'Kaplumbağalar"} Tırpan'\, 'Irazca'nınDır-
lığı'rn, 'Amenkan Sargısı'r», oğretmen okulundakı cff-
ğer arkadaşlanm gıbı bır solukta okudum
1969'da, çıçeğı bumunda ılkokul oğretmenıyım
Oğretmenhk yaptığım Odemış'te tarım ışçılığı yoğun
Tutune dayalı uretım fazla Koylulerın yanı sıra unı-
versrte oğrencılennın de katıldığı uretımın değerlen-
dırılmesıne yonelık yuruyuşler, mıtıngler yapılıyor
Ve sız, uyesı olduğum Turkıye Öğretmenler Sendı-
kası'nın (TOS) genel başkanısınız Oğretmenlenn
daha ıyı yaşamasına yonelık hakların venlmesı ıçın
dort gunluk oğretmen boykotunu başlatıyorsunuz
Çevremdekı tum oğretmenlenn boykota katıldığını
goruyorum Çunku sıze ınançlan tam
1974'lerde Adıyaman'da edebıyat oğretmenıyım
Mehmet Başaran, Talıp Apaydın Mahmut Ma-
kal ve sızın gıbı Koy Enstıtulu ve koylu yazariann ya-
pıtlannı çevremdekı aydınlann TOB-DER toplantı-
lannda eleştırdığını, bu eteşbnlenn zaman zaman dost
toplantılarına da yansıdığını goruyorum Ve şıddet-
le karşı çıkıyorum "Eğersız bugun FakırBaykurt'la-
n, Mahmut Makal'lan eleşttnyorsanız, Bızım Koy'u,
Tırpan'ı, Yılanlann Öcu'nu, Kaplumbağalan oku-
masaydınız, bu bılınç duzeyıne gelmeseydınız on-
lan eleştırebılırmıydınız? Onlara çok şey borçluyuz"
dıyerek şıddetle karşı çıkıyorum
Aradan yıllar geçıyor 1997 kışında Antalya'da sı-
zı gorme, tanıma olanağına kavuşuyorum Kırk yıl-
lık tanış, dost gıbı sabaha dek soyleşıyoruz Gonen
Koy Enstıtusu'nu, TÖS yıllarını ve Almanya'dakı
dostlannızı ve benım sınıf arkadaşım -bır başka Go-
nenlı- Emanet Çeyız ın yazan Kemal Yalçın'ı konu-
şuyoruz Yalçın'la, Essen'de bırlıkteymışsınız
Bırkaç hafta once, Cumhunyet gazetesınde Me-
tm Gür'le yaptığınız soyleşıyı, olume yaklaştığınızı
okuyorum Yureğım cız edıyor
Sevgılı Fakır ağabey, mezarın Anadolu'dakı bır
ardıç veya ahlat ağacının attına daha yakışırdı is-
tanbul'a uygun gormuşler, olsun Işık ıçınde yat
Halkın senı 'bır türku soylemı suresı' kadar değıl,
sonsuza kadar anımsayacak
1
BUNLARI
BİLİYOR
MUYDUNUZ?
Mekânsal Planlama Gerçeği
Y. Doç. Dr. İ. YAŞAR HACISALİHOĞLU /1 Ed Fuk cogmfu, Boiumu
Öğrelım u\esı Tuık Coğrafra kunıııtu 4sbci)kanı Şehııalık Derneğı iımetım Kıırulu Uvesı
Y
aşanan bu buvuk felaketın acı- yaran gozeten eşıtlıkçı, ulusal. kulturel ve çev-
lannın sanlmaya çalışıldığı şu
gunlerde yaşananlardan tıtızlık-
le, sennkanlılıkla ve bılımsel
bır duyarlılıkla dersler çıkanl-
malıdır Gelışmışlığın olçule-
rınden bın de hatalanndan ders almasını bıl-
mek, herolumsuz gelışmeden olumlu çıkanm-
lardabulunabılmeyı becermektir Kuşkusuzbu-
nun onkoşulu da aklın ve bılımın ışığından ay-
rılmamak. onu temel rehber kabul etmektır
Doğayı anlamak dengelennı ve kurİBarpı
keşfetmek, ue onunla uyu»lu-b*r ınsdncıHbeşe-
n) dunya yanıtmak. Ulımın temel hedefiecinden-
dır Bu temel hedefler kumesı ıse toplumla bu-
luşturulmalı. toplum da bu temel hedeflere ge-
reken ılgıyı gosterebılmelıdır Toplumu bılımle
buluşturmak bılgıyle yoğurmak sorgulayıcı.
araştıncı ve muhakeme yapabılen bır toplum
oluşturmak. toplumsal etkılemede gücu ve et-
kıyı elınde tutan tum bırey ve kurumlann temel
duyarlılığı ve oncelıklı hedefı olmalıdır
Oysa Marmara depremı bıze bu konuda çok
gen kaldığımızı acıy la gozyaşıyla gostermıştır
Bılımın ongörduklen y enne boşvermışlığın, de-
netımsizlığın kadercılığın ve dahası paranın
rehberlığınde bu anlayışın egemen olduğu go-
rulmuştur Ancak bu anlay ışve sınırtanımaksı-
zın daha fazlasına sahıp olma hırsı doğaya ye-
nık duşmuştur
Marmara depremı bır sonuç kumesı yarat-
mıştır Bu sonuç kumesı yerleşme duzenınde bı-
lımın ongorduğu temel ılkelerden uzak kalındı-
ğını gosteren bırdızı çıkanmlan zorunlu kılmış-
tır
Her şeyden once mekânsal planlamanın one-
mı ve gereklılığı bır kez daha anlaşılmıştır Gu-
numuze dek vapılan bırçok beş yıllık kalkınma
planlannda ulkenın dengelı bır bolgesel kalkın-
ma ıdealı sosyal- ekonomık açıdan vurgulansa
da bu yakmlaşım uygulamaya donuk bır mekân-
sal planlama pratığıyle hayata geçınlememıştır
Son vıllarda ıse bolgesel planlamanın tamamen
unutulduğu bır surecın vorungesıne gınlmıştır
Bu süreç. var olan planlama mevzuatının yeter-
sızlığmı, plan hazırhğının ve uy gulanmasının cıd-
dı eksıklıklertaşidığını gızlemıştır Oysa kamu
recı değerlerle uyumluetkın ve uygulanabılırbu
planlama anlayışından yoksunluk, bır kez daha,
ancak bu kez çok acı bır tabloy la ortaya çıkmış-
tır
Mekânsal planlama gıbı bırçok araç ve sılahı
elınden alınmış bır sosyal devletın, sosyal olma
yonu sadece kâğıt uzennde kalmaya mahkûm-
dur Zıra mekânsal planlamanın en temel stra-
tejısı, mekânsal yapılaşmanın ekolojık tanhsel
ve kulturel değerler kumesınden oluşan çevre-
sel değerlerle çelı%B*deB. bu değerlen yok say-
madanıiersıne bu değerlen koruyarak şekılkn-
mesıdır Buevrensel ılkenın zaafa uğratıiması,
temel hedefınden saptınlması. coğrafı çevre de-
ğerlennın yıkılmasına. yozlaştmlmasına vara-
bılen tehlıkelı bırgıdışı yansıtmaktadır
Mekânsal planlama. bılımler arası bır ekıp
çalışmasıdır Orneğın doğayla-ınsan arasındakı
ılışkının sentezıne dayanan ve bır mekân bılımı
olan coğrafyanın ve dolayısıyla coğrafyacının
planlama surecıne katılımı zorunlu kılınmalıdır
Ilen ulkelenn bırçoğunda coğrafyacı, planla-
manın hazırlık surecının asıl aktörlennden bın-
dır Bunun sağlanması, bolge ve kentsel planla-
ma surecınde coğrafi çevrenın tüm özellıklen-
nın en rasyonel şekılde değerlendınlerek doğru
yerleşım kararlannın venlmesını olanaklı kıla-
caktır Zıra mekânsal planlamanın (bölge ve
kent planlaması) sadece plancıya veya mımara
bırakılmayacak kadar çok yonlu, yoğunluklu bır
eylem olduğu ne yazık kı Marmara depremıyle
acı bır şekılde gorulmuştur
Bu noktadan hareketle planlamanın, bolge
bazında. coğrafı ünıtelenn sınırlan ıçınde (or-
neğm havza bazında) yapılması zorunlu kılın-
malıdır Bır bolge planı ıçınde kentleşme sana-
yıleşme sureçlerı ve başka ekonomık ve sosyal
hareketlılıkbırbutunolarak, karşılıklı ılışkı du-
zenınde gelecek ıçın ongorulmelıdır Yoğunluk-
lar, bu butunun gereklenne gore hesaplanmalı-
dır Oysa deprem bolgesı ıçınde gerek kentsel
yerleşme dokusu gerekse sanay ı etkınlıklen bol-
ge butununun yoğunluğunu değerlendırmeden,
tekıl bınmler (unıteler) olarak tasarlanmıştır
Kuşkusuz bu tasanmın temel şehırcılık ılkele-
nyle çelışen. zıtlaşan bırçok yönu bulunmakta-
dır Iztnıt kentınden Yalova'ya kadar uzanan kı-
yı boyunca sayısız yerleşme bırımının belde be-
ledıyelenne donüşerek denetımsız yoğunluk
arttıncı öğeler olarak varlığı. ımar ve yapılaş-
mada sınırtanımaksızın büyuk olçude ranta da-
yalı bır yerleşme dokusu yaratmıştır Korfez bo-
yunca, kısa aralıklarla da oka, bırbınnden fark-
lı morfolojık (yeryuzu şeklı) bınmlenn varlığı-
na, farklı zemın karakterlenne, yer ver farklıla-
şan sosyal ve ekonomık yapıya karşın bolgenın
butunluğunu aynı karakterde var savarak yapı-
laşmaya açmak onemlı bır hata olarak dıkkatı
çekmektedır Orneğın Yalova'da Hacımehmet
Ovası'nın, tarımsal nıtelığı ve potansıyelı yok
eAJerek zemın-yapılaşma ılışkısı kurulmadan
ımar^açılması ıhrnalden ote bırsuçun ışlendi-
ğmı göstermektedır Nıtekım deprem sonrası bu
bölge. en çok zarara uğramış afet alanlanndan
bındır
Bolgede yoğunluk arttıncı bır oğe olarak sa-
nayıleşme, yıllarca sınırtanımaksızın mekânsal
bır yoğunlaşma ve yaygınlaşma surecı ıçınde-
dır Adapazan Ovası'nın sanayıleşmeye açılma-
sı, kentın ımar ve yapılaşma surecını de etkıle-
yerek bolgenın coğrafı butunluğunu zedelemış-
tır Korfez hattındakı sanayı yoğunluğu. hıçbır
guvenlık çemben tasarlanmadan fay hatlanna rağ-
men ınsan yaşamı ıçın tehdıt oluşturacak duzey-
de ve turde (petrol ve kımya sanayı gıbı) bır ku-
melenmeyı yansıtmaktadır (Orneğın Kocaelı
ve Yalova'dakı kımyasal uretım bınmlennın dep-
rem sonrası çevreye zehırlı atık yayması engel-
lenememıştır)
Buacı orneklerdendersçıkanlmalıdır Yapıl-
ması gerekenler doğru belırlenmelı, odunsüz ve
koşulsuz uygulanmalıdır Bu yaklaşım, sadece
deprem bolgesı ıçın değıl bundan sonra tehlı-
kenın var olduğu ve arttığı bölgelerde (Deprem-
le ılgılı yapılan araştırmalar istanbul ve Kuzey
Anadolu Fay hattının başka yan kollannda teh-
lıkenın varlığına ve hatta tehlıkenın arttığına
ışaret etmektedır) ve tum yurtta yerleşık kılın-
malıdır
Insan yaşamının her şeyın ustunde olduğu
gerçeği asla unurulmadan tutsak olduğumuz
tum maddı değerlenn denetımınden sıyrılarak
aklın ve bılımın ışığında yol almak, bılımın se-
sıne kulak vermek bılıme sımsıkı sanlmak ve
yaşam bıçımımız hahne donüştürmek kurtulu-
şumuz olacaktır
/
YEDEK PARÇA
•Alfemo moduler urüntennin
yedek parça garontlsı taşıctğını
•Hectıangi bır nedenden
dolayı anzalanan hasar gören
kısmın modülun tamamına
zarar vennecten değıştınlebildlğını
•Zamonla uretımden kalkan
ûrünlenn bBe bır süre ıhtıyacı
karşıkjyabılecek yedek parça stoldannın
bukınduğunu bılıyor muydunuzi
A L F E M O
Cumhurıyetın, Ataturkçulüğün, laıklığın ınançlı
savunucusu, aydın bılım adamı, gazetecı-yazar
Profesör Doktor
AHMET TANER
KlŞLALl'ya
uzanan haın ellerı kınar, sevenlerıne,
aılesıne, unıversıte camıasına, Cumhunyet'e,
çalışma arkadaşlarına başsağlığı dılerız.
DENETDE
Devlet Denetım Elemanları Derneğı,
Çalışma Bakanlığı Iş Mufettışlerı Derneğı, PTT
Mufettışlerı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğı, Tapu
ve Kadastro
Mufettışlerı Demeğı, TEK Mufettışlen Derneğı, TEKEL
Mufettışlerı Derneğı, THalk Bankası AŞ Mufettışlerı
Bırleşme ve Dayanışma Derneğı
Demokrasi duşmanlan suıkastlan başlattı,
kamplaşmaya ıtılıyoruz
Özgürluklenn ye*nnı korku almasın
Demokrasının ve toplumsal banşın
topsuz tufeksız güvencesı olan
HUKUKU
saf dışı bırakmak ıstevenlere karşı
27 10 1999 Çarşamba gunu 12 30'da
istanbul Barosu onünde buluşup
değerlı bılım adamı ve yazar
Prof.Dr.
AHMET TANER KIŞLALI'nın
anısına Taksım Cumhunyet Anıtı'na
karanfıller gotureceğız
tüm meslektaşlar
cüppelerimizle
istanbul Barosu Yönetım Kurulu
FATİH 4. ASLİYE HUKLTC HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo 199^ 65 Karar No 1997 510
Davacı Dılek Zekıye Yetkın tarafından davalı Kurtuluş Yetkın alevhıne açılan boşanma davası sonunda,
Mahkememızce venlen 8 7 1997 tanhlı karar davalıya teblığ edılememıştır
Davali Kurtuluş Yetkın"ın adresınde bulunamamabi sonucu vapılan adres> araştırmasmdan sonra yıne adresı tespıt edılemedığınden
Mahkememızce davanın kabulüne taraflann boşanmalarına muşterek çocuk Mert Can"m velavetının davacı anneye venlmesıne her ayın ıkıncı ve
dorduncu pazar gunlerı saat 09 00 ıla l
7
00 araü dını bavramların ıkıncı gunlen aynı saatlerde davalı baba ıle goruşturulmek suretıyle şahsı ılışkı du-
zenlenmesıne daır karar venldığının ılanen teblığıne, Işbu karann gazetede ılan tanhınden ıtıbaren I ay ıçınde temvız edılmedığı takdırde kesınleşmış
sayılacağı hususu teblığ olunur 4 10 1999 Basın 48810
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
ORHA1N ERİNÇ
28 Şubat Sürecinde
Bip Kemalist: Kışlalı
Mahmut Tali Ongoren ve Fakır Baykurt'un
acılan kullenmeye yuz tutmamışken Ahmet Taner
Kışlalı'nın uğradığı saldırıyla bır kez daha sarsıl-
dık
Kışlalı da, kendınden oncekılergıbı laık, demok-
ratık Ataturk Cumhurryetının kuruluş amaçlanna yu-
reğı ve beynıyle bağlı odunsuz Kemalıstlerden bı-
nydı
Ahmet Taner Kışlalı her zaman saygı ve sevgı
ıleanacağımızbıryazanmızdı 21 Ekım gunu saat
9 40'ta, uğruna canını verdığı Kemahzmın olum-
suz sımgelerınden bın oldu Tıpkı Uğur Mumcu
gıbı
Çeşıtlı polıtık oyunlarla etkısız kılınmak ıstenılen
28 Şubat Surecı'nın koşe taşlanndan bınydı ken-
dısını sonsuzluğa uğurladığımız 23 Ekım Cumar-
tesı gunu
Oyle olmasaydı, Sayın Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Huseyın Kıvnkoğlu resmı gezısını kı-
saltarak donup ayağının tozuyla Kocatepe Ca-
mıı'ndekı cenaze torenıne katılır mıydı9
Devlet pro-
tokolundekı yennı bırakıp komutanlann yanında
yer alır mıydı7
Yayımlanan Genelkurmay Başkanlığı emnyle
başta kendılen olmak uzere okulunu yenı bıtınp kı-
taya çıkmış en kıdemsız astsubaya kadar Ankara
Garnızonu'nda gorevlı Turk Sılahlı Kuvvetlen uye-
len unıformalarıyla Kışlah'ya selam durur muydu9
Bu davranış 28 Şubat Surecı ne bu kez de "Hâl
dılıyle" sahıp çıkılmakta olduğunun gostergesı sa-
yılmalıdır
Yalnızca Genelkurmay Başkanı, eskı Anayasa
Mahkemesı Başkanı ve Ataturkçu Duşunce Der-
neğı Genel Başkanı Yekta Gungor Ozden, Yar-
gıtay Cumhurıyet Başsavcısı Vural Savaş ıle An-
kara DGM Savcısı Nuh Mete Yuksel e yoneltılen
sevgı ve saygı alkışları ıse, laık cumhurıyetten ya-
na yurttaşların 28 Şubat Surecı'nı sahıplendığının
gostergesıdır
Kışlah'ya yoneltılen alçakça saldınnın tetıkçılen
vearkasındakıler ıçın çeşıtlı kuşkular var Emnıyet,
jandaıma ve MİT çalışmalarını surduruyorlar Hıç
olmazsa Kışlalı nın katıllen bulunsun, dosyası Ab-
dı Ipekçi davasında tanık olduğumuz gıbı zama-
naşımına uğramasın dıyoruz
Aklımıza takılan bır soru var 'Acaba" dıyoruz,
"tetıkçılenn ortalığın başıboş kaldığını sandıkları
donem mı yaşadık?" Yıne aklımıza, kısa sure on-
ce Fazıletlı Merve Kavakçı nın gızlıce başrolunu
oynadığı polıtık beklentılere dayalı senaryo gelıyor
Hanı DGM Savcısı Nuh Mete Yuksel'ın elındekı
"Merve Kavakçı mılletvekılı değıldır" yazılı TBMM
Başkanlığı yazısına guvenerek Merve Kavakçı'nın
evıne gıdışını nereden duymuşlarsa FP'lı mılletve-
kılı ve yonetıcılenn Yuksel'den once evın onune var-
mış olduklannı goruyoruz
Sabah yenı bır sureç başlıyor. CumhurbaşkarM
"uygulamadan rahats&bttiuğunu"soyluyor Baş-
?i»kan ayaı btçitnde yaMaşıyor ve eklıyor "Içışlef-
n Bakanı aracıhğıyla sorvnu çozduk " Bu sozlenn
çevırısı şu olabılır 'Polıslere DGM Savcısının
emırlenne uymayın denıldı " Bu kadarla kalsa (so-
zun gelışı) neyse Hakkında DGM tarafından yurt-
dışına çıkma yasagı bulunan Kavakçı ıçın "yurtdı-
şına çıkmasında sakınca gormem' cumlesı ıse
açıkça yargı karannın eleştırısı oluyor
Ve mutlu sona ulaşılıyor
TBMM Başkanlığı ılk yazısından yuzgen ederek
Merve Kavakçı nın mılletvekıllığının duşmeyıp as-
kıda olduğuna ılışkın yazıyı yazıyor Ecevıt huku-
metının, Kavakçı'nın Turk vatandaşlığından çıka-
nlması kararı henuz yururlukte ve yurutmenın dur-
durulması ısteğı de Danıştay'ca reddedılmışken po-
Irtıka hukuka ustun gelıyor Ardından da, TBMM Baş-
kanlığı yazısı nedenıyle DGM yurtdışına çıkma ya-
sağını kaldınyor
Işte, Ahmet Taner Kışlalı suıkastının bırkaç gun
oncesındekı goruntunun ozetı
Akıt adlı gazetenın Ahmet Taner Kışlalı'yı hedef
gostermış olması da ışın bır başka yonu Fotoğ-
rafının uzerıne Yuh pışkın zorba " yazılı bır X ışa-
retı koymasını yanı ıptal etmesını, eskı sabıkasını
unutup tevıl etmeye çalışıyor Hem de daha genış-
letıp 28 Şubatçı dedığı butun laık aydınlara yaya-
rak
Ama yanıtını da yıne kendı yazarlarından Hü-
seyin Üzmez den alıyor
Uzmez 22 Kasım 1952 gunu Vatan gazetesi
başyazarı Ahmet Emın Yalman'a Malatya'da su-
ıkast gırışımınde bulunan kışı
"MalatyaSuıkastı' adlıanı kıtabındaBuyukDo-
ğu gazetesınde Necıp Fazıl Kısakurek'ın Yalman
ıçın açtığı kampanyayı anlatırken Kısakurek'ın ya-
zısından şu paragrafı aktanyor
"Bu mıllet olmuş Aylardıryazıp çızryoruz Bırba-
bayığıt çıkıp da şu herıfe bır mantar tabancası da-
hı patlatmıyor" Sonra kendısı anlatmaya başlıyor
"Bu sozlerden tam bır hafta sonra ben tabanca-
mı Yalman 'a boşaltmıştım "
Bu da, her hedef gosterılenın aynı gun yok edıl-
mesı gıbı bır zorunluluk olmadığını belgelıyor
Dıkkatı çeken bır başka nokta da şenatçı bası-
nın bır bolumunde radıkal Islamcı teror orgutlen-
nın hemen korumaya alınması Zorda kalınırsa te-
rorun kınanması, ama teronstın kapsam dışında bı-
rakılması
Savunma yollanndan bır başkası da, durup du-
rup "şerıata sovulduğunu" ılen surmelen Bız de-
mokrasi dedıklennde onların hedefledığı demok-
rasının anlamını bılıyoruz, ancak onlar protestolar-
dasoylenen "şerıat" sozcugunun kendı çarpıkdın
anlayışlarının yarattığı kızgınlığı yansıttığını anla-
mazdan gelıyorlar
Kışlalı'yı kaybeden yakınlarına gorev aldığı or-
gutlere yuksekoğretım topluluğuna, oğrencılenne,
okurianna başsağlığı dılıyoruz
Teşekkurumuz de her rutbe ve konumdakı go-
revlılerle bızlen yalnız bırakmayan okurlanmıza, Ata-
turk Turkıyesı nın aydınlık orgut ve kışılenne
Ahmet Taner Kışlalı'nın olumlu bedenı de her
Ataturkçu gıbı elbet toprak olacak Ama karşıdev-
nmcılerın tum çabalanna karşın Ataturk un laık de-
mokratık cumhunyetı sonsuzluğa değın yaşaya-
cak
Bu gorevın yenne getırılmesı ıçın de Cumhun-
yet gazetesi yenı şehıtler verme pahasına yıne
çalışanları okurları ve Ataturk Turkıyesı'nın aydın-
lık ınsanlan ıle gorev başında olacak
•
Gonlunuzce bır hafta geçırmenızı dılemek bu
hafta ıçın ıçımden gelmıyor Saygılanmızı yınelemek-
le yetınıyorum
oerincfrı cumhuriyet.com.tr