Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 EKM 19» CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ahmet TanerKışlah 'nın öldürülmesi TürkSilahlı Kuvvetleri 'nce tepMyle karşılandı
1. Ordu Komufanı Orgeneral Hilnü Ozkök, gazetemizin merkez binasnu ziyaret ederek tazive defterini imzaiarken Genelkunnay 2. Başkanı Edip Başer de Ankara Temsflcimiz Mustafa Balbay'a başsağlıgı düedi.
'Fikirlerinin savunucusuyuz'.ANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - Genelkur-
may, Prof Dr. Ahmet Taner Kışlah'run bombalı
suıkast sonucu katiedilmesme sert tepki gösterdı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu gazetemize gönderdiği başsağlığı
mesajında Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülme-
sinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Kıvn-
koğlu, mesajında şöyle dedi:
"Laik vedemokratik Türkiye Cumhuriyed'nin
kurucusu ulu önder Atariirk'ün Slke ve inküap-
lannın yılmaz savunucusu, gazeteniz değerB ya-
zarlanndan Prof. Dr. Ahmet Taner Kjşlalı'nın
menfur bir suikast sonucu hayatuıı kaybetmesin-
den büyük üzünrü duydum. Acıntzı yürekten
paylaşır, merhumaTanrTdan rahmetsnew ga-
zeteniz mensuplan iie kederli aüe yakınlarma
başsağıhğı *e sabırlar dOerim." Kara KuvvetJeri
Komutaniıgı KuJrnay Başkanı Orgenetal Nec-
det Timur, gazetemize gönderdiği mesajda.
"Türidj^Cuınhıuiyeti'nin yetiştirdiği değerii in-
san. bflim, kühür ve devkt adamı, gazeteniz men-
subu Prof. Dr. Ahroet Taner KışlalTnın menfur
bir cinayete maruz kalmasından acL üzünrü ve
nefret dujdum" dedi. Eskı Ege Ordu Komuta-
nı. emeklı Orgeneral Dogu Aktulga. Kaşlah'nın
katledilmesinden duyduğu acı. iızûnrü ve«efre-
ti iktti.Eski Genelkurmay Genel Sekreteri, Mil-
li Güvenlik Akademısı (MGA) Komutanı Tüin-
general Erol Özkasnak da Prof. Kışlalı 'n JTI hain
bir saldın sonucu öldürülmesınden sonsuz acı ve
öfke duyduğunu bildırdı.
Gebze 115. Topçu Alay Komutanı Topçu Kur-
may Albay Orhan Tufan Atatûrkçü Düşünce
Demeği Gebze Şubesini ziyaret ederek Kışla-
If'nuı öldürûlmesinden duyduğu üzüntüyü dile
geticdı.
İhbarlan değerlendiren emniyet birimleri suikastla ilgili olabilecek, tüm isimleri sorguluyor
0 v
IstanbuFda 100 kjşi gözaltmdalstanbul HaberServisi-Gazetemizyaza-
n Prof. Dr. Ahmet Taner Ktştab'nın yaşa-
mını yitirmesine yol açan bombalı suikast
sonrasında gazetemiz Genel Yayın Koordi-
natörû Hikmet Çetinkaya'ya ihbar edilen
isim olan tbrahim Hasetmengi önceki ak-
şam Istanbul'da gözaltına almdı. lstanbul
poüsi, suikastın ardından yağan ihbar tele-
diği öğrenildi. Hasetmengi'nin üniversite-
den mezun olduktan sonra makine mühen-
dısi olarak Topkapı'da bır işyeri açtığı bil-
dirildı. Hasetmengi'nin bugün İstanbul
DGM'ye çıkanlması bekleniyor.
lstanbul Emni>et Müdürlüğü'nden alı-
nan bilgıye göre, Kışlalı'nın suikast sonu-
cu yaşamuu yitırmesinin ardından (
na alınarak sorgudan geçirildiğini hatırla-
tan üst düzey bir emniyet yetkilisı, Kışla-
lı'nın bombalı. saldın sonucu öldürülmesi
olayıyla ilgili henüz lstanbul Emniyet Mü-
dürlügü'ne bomba ve ipuçlan konusunda
bılgi verilmediğini, kendi edindikleri bilgi-
!er doğrultusunda çalışma >'ürüttüklerini
ifadeefti PlastiKpatlayıcılanlBDA-C'nin
Kışlah'yı
değerlendirenler
kamııoyımu
yandtmasin
EROL MANtSALI
.Ahmet Taner Kışlalının bır
çızgisi vardı. Bu çızgiyi iyi ta-
nımak gerekir. Bu çizgiyi gör-
meden ve "görmezükten gele-
rek" yorum yapmak çok yan-
lışolur.
Kışlalı'nın öldürülmesi ile
ilgili değerlendirmelerde sü-
rekli olarak bır cümle tekrarla-
nıyor: "Avrupa ile tam ilişkiler
düzelirken Kışlalı öldürüldü "
deniyor. Eğer Kışlalı düşünce-
leri yüzünden öldürüldü ise bu
değerlendirme tamamen yan-
lıştır.
Çünkü Kışlalı. Avrupa ile
ilişkilerde "karşıükh çıkar
dengelerine dayanan bir ilişki
düzeninin" savunucusuydu.
Bunu anlamayanlar. Cumhuri-
yet'te çıkan yazılanna bir da-
ha baksınlar
Kışlalı'nın düşünce çizgisi
iki temel dayanak üzenne otur-
tulmuştur
1) Ulusalcı çizgi: Kışlalı
ulusalcı görüşün Türkiye'deki
en sağlam savunuculanndan
binsi oldu.
2) Öte yandan Kışlalı, şeri-
atçı düzenı getirmek isteyen-
lere karşı savaşıyordu.
Ve bu ıkı ayak, zaten Ata-
türkçü düşünce yapısının te-
mellennı oluşturur. Biri olma-
dan diğeri olamaz.
Çok ılginçtir, günümüzde
küreselcıler, 19. yüzyılın libe-
ral görüşünü Türkı>e'de savu-
nanlar. yeşil kuşakçılarve ikın-
ci cumhuriyetçiler yakın bir
dırsek teması içinde değiller
mı? Ortak hedeflen ıse ulusal-
cı ve Atatûrkçü düşünce değil
mı.'
Bazı "yeni Hberal" yazarlar.
Kışlalı'nın öldürülmesini,
"Tam da Avrupa ile üişjdlerdü-
zetirken öMürüldü" bıçimınde
yorumlayarak. gerçekte "Kış-
lalı'nın görüşlerine ters düş-
mektedirler". Kışlalı, Avrupa
ile ilişkilerin tek yanlı bir bağ-
layıcılıkla yürütülmesine ke-
sinlikle karşıydı. Onurlu, den-
geli ve ulusal çıkarlan ön plan-
da tutan bır ılışki düzenıni
açıkça savundu. tnanmayanlar
yazılannı bır daha okusunlar.
Kışlalı. "Türkiye üzerinde
hesap ve plan yapanlarm da"
maskesini düşürmeye çalışır-
dı. Bunun bır ayağı köktendin-
ci yapılanma ıse diğen de em-
peryalizmdı. Bence Kışlalı'nın
en önemli katkısı "bu iki aya-
ğın Türkiyc'de nasıl işbirlrği
yapüğını göstermesidirr
.
Yakın geçmişte Kışlah'yı
kimlerin hedef aldığını, maka-
lelerinde ve TV konuş'malann-
da onu aşağılamaya çalıştıkla-
nnı anımsayalım, köktendin-
ciler, ikinci cumhuriyetçiler,
küreselciler hep birlikte Kışla-
lı'ya yüklenmediler mi?
En büyük rahatsızlıklan da
Kışlalı'nın "ulusalcı ve Ata-
tûrkçü çizgisiydi". Artık ulus
da yok ulusal devlet de yok,
derken küreselciler ve şeriat-
çılar birleşmiyor muydu?
Bu kesımler için Kışlalı'nın
göriişleri ortak bir tehlike oluş-
turuyordu. \'e en önemlisi.
dünyada kapıtalızmin mutlak
egemenlığmın sağlanmasında.
Kışlalı'nın görüşlennin en
önemli engeli oluşturmasıydı.
Onun için Kışlalı'yı değer-
lendirenler eğn oturup doğru
konuşsun. Burada da ka-
muoyunu yanıltmaya çalış-
masınlar.
. dın sonucu ka> bettigjmiz Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlah'yabottibaiı saldın olayına ka-
nştığı şeklinde gazetemiz Genel Yayın Ko-
ordinatörü Hikmet Çetinka-
ya'ya îhbar edilentorahimHa-
setmengi, lstanbul Terörle Mü-
cadele ve Istihbarat şubelerinin
düzenlediği operasyonla Mar-
mara ihJas Evleri'nde gözaltına
almdı 1979yıhndaAl^oluÜI-
r kü Ocaklan Başkanlığı yaptığı
öğrenılen Hasetmengi'nin fo-
toğraflan, görgü tamklanna gös-
terilmek üzere Ankara'ya gön-
derildi. 1979vılında VatanMü-
hendislık'te üniversıte öğrenci-
sı olduğu öne sürülen tbrahim
Hasetmengi'nin o dönemde *ls-
huni-milnŞ'etçi'' bir örgütün ls-
tanbul sorumlusu olduğu öğre-
m'Idi. Aynı yıl bir bombalı saldı-
nyla ilişkılendirilen Ibrahmi Ha-
setmengi'nın, o dönemde lstan-
bul Emniyet Müdürlügü tarafin-
dan gözaltına ahndığı. yapılan
soTgulama sonucunda olaya ka-
nşmadığı gerekçesiyle serbest
bırakıldığı da belırrJldi. Terörle
Mücadele Şube Müdürlügü" nde
MİT, jandarma ve polis tarafın-
dan sorgusu sürdürülen Haset-
mengı'nın sorgusunda "katii-
amı kınadığınr ve 3-4 aydır ts-
tanbul dışma çıkmadığı söyle-
yor. Öyle ki komşusuna lazarak onu saktır-
gandivçihbaredcndevar"denıldı. "Saban-
a suikastT sırasmda 1820 kişinin gözaltı-
ş X ı ş l a h suıkas-
bombaya "nareketli bom-
ba" denıldiğını ıfade ederek Mumcu su-
ikastında de benzer bir sistem kullafuldığı-
nı anlattı.
ÎBDA-C'nin ölüm listesi kabank
ANKARA (Cnmburi>« Börosu) - Gazetemiz
yazan Prof. Dr. Ahmet Tant-r Kışlalı suıkastmı
üstlendiği iddıa edilen lslamı Büyük Doğu Akın-
cılar Cephesı (İBDA-C), tnternet'teki sitesinden
ölüm listesıni yayımlıyor. 1999 yılını kurtuluş
yılı ilan eden IBDA-C, taraftarlanna savaş ders-
lerini, eylem yöntemlerini, bomba yapımını.'po-
lis takıbini ve bundan kurtulma yöntemlerini, po-
lis sorgulamasında kullarulacak yöntemieri yine
Internet'ten öğretiyor.
Son dönemlerde teknolojiyi de kullanan şeri-
atçı terör örgütü İBAD-C, Furkan ve Akademya
gibi yayın organlarını da Internet'ten taraftarla-
nna duyuruyor. İBDA-C'nin yayımladığı ölüm
listesinde Cumhurbaşkaru Sükyman Demirel,
Başbakan Bülent Ecoit Uk sırada yer alırken,
Atatûrkçü aydınların çoğunun hedef ahnması
dikkat çekiyor. Hedef alınan isimlerin şeriatçı
Akit gazetesinde de çeşitli tarihlerde hedef gös-
tenlen isimler olnıası dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Demirel %e Başbakan Ece-
vit'e de küfiir ve hakaret dolu sözlerle yer \eri-
len sayfada 1999 yıh içerisinde katledilrnesi he-
defienen isimler şöyle sıralanıyor:
Eski Geneîkurmay 2. Başkanı emekü Orgene-
ral Çevik Bir. eskı Jandarma Genei Komutaa|
emekli Orgeneral Teoman Koman, 8 yıllık temel
eğitimi başlatan eskı Milli Eğium Bakanı Hik-
met Uhığba>, türban ve ırticaya karşı ödünsûz tu-
tumu ile Akit gazetesinin de hedef gösterdiği ls-
tanbul Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğhı, eskı lstanbul Cnivcrsıtesı Rektö-
rü Prof. Dr. Bülent Berkarda, ÇYDD Genel Baş-
kanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı Vural Savaş. lstanbul Üniversi-
tesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, es-
ki Anayasa Mahkemesi Başkanı, ADD GeneJ
Başkanı \ekta GüngörOzrJen, isadamı SakıpSa-
bano.
1999 yılını kurtuluş ve atılım yılı olarak ilan
eden ÎBDA-C, taraftarlannın askeri eğirimini In-
ternetaracılığıyla yapıyor. Örgût, Internet'te "Sa-
vaş Dersleri" başlığı ile acnğı sayfada, bomba ya-
pımı. molotofkokteyl yapınu, eylem türleri, si-
lah ve silah bakımı, nişan alma, silah atış, tüfek
bilgisi, polis takıbi ve tarassut (gözleme), polis
sorgusu, kırsalda yön tayüü, gizlenme ve su te-
mini, ilkyardıma gıriş, solunum ve suni solunum.
dolaşım sıstetnı, hasta ve yaralıya müdahale ko-
nularında taraftarlannı bilgilendiriyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ben Bugün Ne Yazayım?..
Kendimce, çok kolay yazı yazdığımı düşünürüm.
Fakat inanın, neredeyse iki saattir daktilomun başın-
da oturuyorum ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürül-
mesiyle ilgili ne yazacağımı, ne yazmam gerektiğını ve
nasıl yazacağımı bilemiyorum.
Görüntü net ve müthış acı: Laik, Atatûrkçü ve çağ-
daş bir bilim insanı, karanlık güçler tarafından alçak-
ça katledilmişti.
Peki ama, bu cinayeti işleyenlerin amacı neydi?
*Kimdi bunlar ve neden Ahmet Taner Kışlalı seçilmiş-
ti?
Şu anda okumakta olduğunuz sütunu yıllardır pay-
laşmakta olduğum Kışlalı; sırasmda kalemini çok siv-
riltmesine karşın, insan ilışkilerınde ve öğretım üyesi
olarak son derece güleç, son derece uyumlu ve ılım-
lı bir insandı. İnsan gibi bır ınsandı...
Neredeyse 20 yıllık arkadaşımdı. Arkadaşlığımız,
genellikle Ankara'da toplanan doçentlik jürilerinde
başlamıştı. Düşüncelerinden asla ödün vermezdi. Ve
en yakınlanndan biri bile olsa, beğenmediği düşün-
celerinı en sert bir biçimde eleştirmekten çekinmez-
di. Fakat asla kıncı olmadan. Fakat ınatla ve tutkuy-
la...
Bu bağlam içinde, zaman zaman ters düştüğümüz
de olmuştu. En keskin oklarına da hedef olmuştum
ve elbette, en sivri oklanma da hedef olmuştu. Fakat
dostluğumuz asla yıpranmamıştı. Çünkü paylaştığı-
mız değerler, paylaşmadığımız yöntemlerden çok da-
ha fazlaydı.
Ben bugün ne yazayım?
Bu alçakça cınayet, acaba gözü kararmış bir cani-
nin "intikam dürtüsü mü" mü, yoksa "karanlık güç-
/er"in yeniden sahneye koymak ıstedikleri ve ızlemek-
ten btktığımız hain bir "senaryo "nun ilk işaretleri mi?
Doğrusunu isterseniz benim endişem, ikinci olası-
lığın çok daha güçlü olması.
Terörün binlerce tanımı vardır. Fakat bunlar arasın-
da bence en doğru tanım, "sokaktaki insanı hedef ala-
rak, kanlı birtakım gihşimlerle toplumsal huzuru boz-
mayayönelikhertühüşiddetgirişimi"d\r. Terörün çok
değışik hedefleri olabilir. örneğin mevcut düzeni yı-
karak bir başka düzeni getirme amacına yönelmiş
olabilir.
Ya da mevcut iktidan yrtirmemek isteyen güçlerin,
karşılanndaki güçleri sindirme amaçlan olabilir.
Ya da toplumsal huzurun bozulmasıyla, bundan
ekonomik çıkar beklentileri gündeme getebilır.
Ya da dışarıdan yönlendinlmiş olabilir. Burada da
benzer amaçlar vardır. Kendisine potansiyel tehdit
oluşturulabilecek bir devleti zayıf düşürme amacına
yönelik terör hareketleri çok yaygın bir uygulama sa-
hası bulmuştur.
Dışandan yönlendirilerr terörün bir başka amacı,
karşılıkh ilişkilerde masa başında güçlü olmak arzu-
sudur.
Bazen de dışandan yönlendirilen ve desteklenen te-
. rör, içerideki terör gücüyle işbirliği yapabilir ve ortak
hedefe karşı birlikte yönelebilir.
Sevgili Ahmet Taner'e yapılan alçakça cinayetin ar-
kasında bunlardan hangisi var acaba? JPjşlki bırkaçı
var. Belkı de tümü var. Belkı de buraya ajâmadığımız
bambaşka nedenler söz konusu.» "^
"Kanı yerde kalmayacak!.." Bu gün, yüz bınlerle
birlikte bunu haykıracağız. Acaba kanı yerde kalma-
yacak mı? Acaba perde arkasındaki birtakım karan-
lık güçlerellerini ovuşturarak halimize kıs kıs gülüyor-
lar mı?
Hatta, acaba bu işı "tezgâhlayanlardan" bazılan,
kameralann karşısına çıkarak "kanı yerde kalmaya-
cak" diye nutuklar mı atacaklar, beyanatlar mı vere-
cekler?..
Eğer bu cinayetin arkasında alçak bir intikam dür-
tüsü ya da "gözdağı" amacı varsa ne kazanacaklan-
nı umut edebilirler?
Ahmet Taner öldürüldü diye, Atatürk'ün aydınlığını
. savunanlar bunu dile getirmekten vaz mı geçecekler?
"Böyle bir cinayete kurban gıdebılırim" korkusu ka-
lemleri mi susturacak, inançlan mı törpüleyecek? Tür-
kiye karanlık güçlere ya da Islam şeriatçılanna teslim
mi olacak?
Bu yazıyı çok güç yazıyorum. Zaman zaman ara ve-
nyorum. Başka şeylerie oyalanıyorum. Gazeteleri göz-
den geçiriyorum...
Başlıklartüyler ürpertiyor. Yok, deprem bölgesinde
verilen anahtariar geri alınmış ve prefabrıke konut al-
dığını sananlar hayal kırıklığına uğrarmşlar. Yok, Mer-
ve Kavakçı'nın milletvekilliği düşmemiş, askıya alın-
mış... Yok, sekiz cinayeti olan bir 'çeteci', "Türkbay-
rağının olduğu yerde ben vanm" demiş; yok, bir baş-
ka katil çeteciye af çıkabilsin diye hükümette pazar-
lıkyapılmış...Yok, iktidarortaklanndanikisi.TBMM'de
başörtüsünü yasaklayan tasanya karşı çıkıyoriarmış...
Tel tef dökülüyoruz...
Ve Ahmet Taner Kışlalı alçakça bir cinayete kurban .
gidiyor.
Ben bugün ne yazayım?..
Kışlalı, tarilıi yazmayı sürdürüyor
OKTAY EKİNCİ
Ahmet Taner Kıslaü, 17 Ağustos
depremini "flahi ikaz" olarak ilan e-
den Atatürk düşmanlanyla "takdir-i
ilahT deyip geçiştiren "göstermelik*'
Atatürkçülerin. şeriatın siyasal gıysi-
sı olan türbana TBMM'de kol kola gı-
rerek "yeşil ışık" yakmaya başladık-
lan gün öldürüldü...
Aslında, her iki kesim de "özde"
aynı fıknn ve aynı çıkar biriikteliğı-
nm "kuDan" değiller miydi?
Yıllardır bu ülkeyi Cumhuriyet'in
aydınlanmacı ve bilimı rehber alan
"kuruluşflkelerinden'' uzaklastırdık-
tan sonra, bu çağdaş ılkelerden yok-
sun olarak kentleşmiş ve yapılaşmış
bölgelerin depreme teslim olmasını.
boyunlanndakı kravatı gevşeterek
"takdir-i ilahi" söylemıyle karşılayan-
lar. "inanç yerine aklı savunanlann
yagma karşısındaki engeileyid ko-
numlanndan'' da yıllardır hep rahat-
sız oldular.
Bu nedenle de. bir yandan deprem-
de yaşamını yıtiren 20 bin yurttaşımı-
zı "insan" saymayacak kadar gözleri
kararmış yobazlann "7.4vetmedimi"
diye boy göstermelenne hep "cesa-
ret" venp onlan "teşvjk" ederlerken,
öbür yandan da bilıme ve aydınlan-
maya karşı besledikleri "hmç" duy-
gulanyla depremi •'ilahi ikaz" sayan-
lann el altından "müttefikJeri" oldu-
lar.
lşte bu "tarihscl çıkar biriiğinin''
köklenni, tuzaklannı, takıy'yecı poli-
tikalannı, hatta "çağdaş görünürnlü"
destekçilerinı, dahası, "Cıunhurrjete
sahipçdana" izlenimi altındaki Cum-
huriyet karşıtı ortaklıklannı ve hep-
sınden önemlisi de Atatürk ılkeleri ve
devnmlenne karşı da ne denli "sah-
te" bir bağiılık söylemi içinde gerici
siyasal hedeflenne hızmet ettiklenni
açıkça, yüreklice ve "anlaşıur bir
Türkçeyİe" ortaya seren, belgeleyen,
kanıtlayan da Ahmet Taner Kışla-
h'ydı. Şımdı, "bagımsızlık'' denince
">» küreseDeşme" diye dudak büken
sözde ılenciler. ya da "ulusal çıkar"
denilince "ulusal devtet çökmüyor
mu" diye yan çızen sağcı, solcu ve lı-
beral "tahkün" yandaşlan, hele "ka-
mu j-aran" denilmce "ya bireyin öz-
gürlüğü" sorusunun arkasına gizle-
nerek "hür teşebbüsün yağmacı yan-
nmlanna" çanak tutan şu liberal-de-
mokrat sözde Atatürkçüler, bakalım,
Kışlah'nın ardından neler söyleye-
cekler?..
Kimbılir, belkı de "nasd olsa yanı-
ünı veremej'ecek'' deyip, şenat özlem-
lerinin "bireysel hak" görüntülü siya-
sal istekjerine içeriksiz ve sorumsuz
bir "demokras" anlayışı içinde ver-
dikleri desteğın o "anlaşılmaz cümle-
terini" bir kezdaha sıralayarak "kma-
ma" açıklamalan yapacaklar.
Ya da yine birtakım "karanhk güç-
leri" eleştirerek, Kışlalı'nın yıllardır
aydınhğa çıkardığı ve iplerini pazara
serdiği Kesimlenn "güler yüzhl" pa-
nellerine ve TV programlanna konuk
olmaya devam edecekler...
Kim ne derse desın, kim nas"ıl dü-
şünürse düşünsün. Ahmet Taner Kış-
lalı'nın öldürülmesi, Atatürk"ün ül-
kestnde Atatürk düşmanlığının
1950'lerden bu yana geliştirilen "çok
yönlü ittifakmdan" duyulan "cesare-
tin" bugün ulaştıgı düzeyi gösteriyor.
Kati1lere bu cesareti verenlerin
kimler olduğunu ise savcılar göstere-
mese bile, "tarih" bütün açıkhğıyla
göstenyor. Yanı, Kışlalı, tarihı yaz-
maya yine devam ediyor...