25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 EKM 19» CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ahmet TanerKışlah 'nın öldürülmesi TürkSilahlı Kuvvetleri 'nce tepMyle karşılandı 1. Ordu Komufanı Orgeneral Hilnü Ozkök, gazetemizin merkez binasnu ziyaret ederek tazive defterini imzaiarken Genelkunnay 2. Başkanı Edip Başer de Ankara Temsflcimiz Mustafa Balbay'a başsağlıgı düedi. 'Fikirlerinin savunucusuyuz'.ANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - Genelkur- may, Prof Dr. Ahmet Taner Kışlah'run bombalı suıkast sonucu katiedilmesme sert tepki gösterdı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu gazetemize gönderdiği başsağlığı mesajında Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülme- sinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Kıvn- koğlu, mesajında şöyle dedi: "Laik vedemokratik Türkiye Cumhuriyed'nin kurucusu ulu önder Atariirk'ün Slke ve inküap- lannın yılmaz savunucusu, gazeteniz değerB ya- zarlanndan Prof. Dr. Ahmet Taner Kjşlalı'nın menfur bir suikast sonucu hayatuıı kaybetmesin- den büyük üzünrü duydum. Acıntzı yürekten paylaşır, merhumaTanrTdan rahmetsnew ga- zeteniz mensuplan iie kederli aüe yakınlarma başsağıhğı *e sabırlar dOerim." Kara KuvvetJeri Komutaniıgı KuJrnay Başkanı Orgenetal Nec- det Timur, gazetemize gönderdiği mesajda. "Türidj^Cuınhıuiyeti'nin yetiştirdiği değerii in- san. bflim, kühür ve devkt adamı, gazeteniz men- subu Prof. Dr. Ahroet Taner KışlalTnın menfur bir cinayete maruz kalmasından acL üzünrü ve nefret dujdum" dedi. Eskı Ege Ordu Komuta- nı. emeklı Orgeneral Dogu Aktulga. Kaşlah'nın katledilmesinden duyduğu acı. iızûnrü ve«efre- ti iktti.Eski Genelkurmay Genel Sekreteri, Mil- li Güvenlik Akademısı (MGA) Komutanı Tüin- general Erol Özkasnak da Prof. Kışlalı 'n JTI hain bir saldın sonucu öldürülmesınden sonsuz acı ve öfke duyduğunu bildırdı. Gebze 115. Topçu Alay Komutanı Topçu Kur- may Albay Orhan Tufan Atatûrkçü Düşünce Demeği Gebze Şubesini ziyaret ederek Kışla- If'nuı öldürûlmesinden duyduğu üzüntüyü dile geticdı. İhbarlan değerlendiren emniyet birimleri suikastla ilgili olabilecek, tüm isimleri sorguluyor 0 v IstanbuFda 100 kjşi gözaltmdalstanbul HaberServisi-Gazetemizyaza- n Prof. Dr. Ahmet Taner Ktştab'nın yaşa- mını yitirmesine yol açan bombalı suikast sonrasında gazetemiz Genel Yayın Koordi- natörû Hikmet Çetinkaya'ya ihbar edilen isim olan tbrahim Hasetmengi önceki ak- şam Istanbul'da gözaltına almdı. lstanbul poüsi, suikastın ardından yağan ihbar tele- diği öğrenildi. Hasetmengi'nin üniversite- den mezun olduktan sonra makine mühen- dısi olarak Topkapı'da bır işyeri açtığı bil- dirildı. Hasetmengi'nin bugün İstanbul DGM'ye çıkanlması bekleniyor. lstanbul Emni>et Müdürlüğü'nden alı- nan bilgıye göre, Kışlalı'nın suikast sonu- cu yaşamuu yitırmesinin ardından ( na alınarak sorgudan geçirildiğini hatırla- tan üst düzey bir emniyet yetkilisı, Kışla- lı'nın bombalı. saldın sonucu öldürülmesi olayıyla ilgili henüz lstanbul Emniyet Mü- dürlügü'ne bomba ve ipuçlan konusunda bılgi verilmediğini, kendi edindikleri bilgi- !er doğrultusunda çalışma >'ürüttüklerini ifadeefti PlastiKpatlayıcılanlBDA-C'nin Kışlah'yı değerlendirenler kamııoyımu yandtmasin EROL MANtSALI .Ahmet Taner Kışlalının bır çızgisi vardı. Bu çızgiyi iyi ta- nımak gerekir. Bu çizgiyi gör- meden ve "görmezükten gele- rek" yorum yapmak çok yan- lışolur. Kışlalı'nın öldürülmesi ile ilgili değerlendirmelerde sü- rekli olarak bır cümle tekrarla- nıyor: "Avrupa ile tam ilişkiler düzelirken Kışlalı öldürüldü " deniyor. Eğer Kışlalı düşünce- leri yüzünden öldürüldü ise bu değerlendirme tamamen yan- lıştır. Çünkü Kışlalı. Avrupa ile ilişkilerde "karşıükh çıkar dengelerine dayanan bir ilişki düzeninin" savunucusuydu. Bunu anlamayanlar. Cumhuri- yet'te çıkan yazılanna bir da- ha baksınlar Kışlalı'nın düşünce çizgisi iki temel dayanak üzenne otur- tulmuştur 1) Ulusalcı çizgi: Kışlalı ulusalcı görüşün Türkiye'deki en sağlam savunuculanndan binsi oldu. 2) Öte yandan Kışlalı, şeri- atçı düzenı getirmek isteyen- lere karşı savaşıyordu. Ve bu ıkı ayak, zaten Ata- türkçü düşünce yapısının te- mellennı oluşturur. Biri olma- dan diğeri olamaz. Çok ılginçtir, günümüzde küreselcıler, 19. yüzyılın libe- ral görüşünü Türkı>e'de savu- nanlar. yeşil kuşakçılarve ikın- ci cumhuriyetçiler yakın bir dırsek teması içinde değiller mı? Ortak hedeflen ıse ulusal- cı ve Atatûrkçü düşünce değil mı.' Bazı "yeni Hberal" yazarlar. Kışlalı'nın öldürülmesini, "Tam da Avrupa ile üişjdlerdü- zetirken öMürüldü" bıçimınde yorumlayarak. gerçekte "Kış- lalı'nın görüşlerine ters düş- mektedirler". Kışlalı, Avrupa ile ilişkilerin tek yanlı bir bağ- layıcılıkla yürütülmesine ke- sinlikle karşıydı. Onurlu, den- geli ve ulusal çıkarlan ön plan- da tutan bır ılışki düzenıni açıkça savundu. tnanmayanlar yazılannı bır daha okusunlar. Kışlalı. "Türkiye üzerinde hesap ve plan yapanlarm da" maskesini düşürmeye çalışır- dı. Bunun bır ayağı köktendin- ci yapılanma ıse diğen de em- peryalizmdı. Bence Kışlalı'nın en önemli katkısı "bu iki aya- ğın Türkiyc'de nasıl işbirlrği yapüğını göstermesidirr . Yakın geçmişte Kışlah'yı kimlerin hedef aldığını, maka- lelerinde ve TV konuş'malann- da onu aşağılamaya çalıştıkla- nnı anımsayalım, köktendin- ciler, ikinci cumhuriyetçiler, küreselciler hep birlikte Kışla- lı'ya yüklenmediler mi? En büyük rahatsızlıklan da Kışlalı'nın "ulusalcı ve Ata- tûrkçü çizgisiydi". Artık ulus da yok ulusal devlet de yok, derken küreselciler ve şeriat- çılar birleşmiyor muydu? Bu kesımler için Kışlalı'nın göriişleri ortak bir tehlike oluş- turuyordu. \'e en önemlisi. dünyada kapıtalızmin mutlak egemenlığmın sağlanmasında. Kışlalı'nın görüşlennin en önemli engeli oluşturmasıydı. Onun için Kışlalı'yı değer- lendirenler eğn oturup doğru konuşsun. Burada da ka- muoyunu yanıltmaya çalış- masınlar. . dın sonucu ka> bettigjmiz Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'yabottibaiı saldın olayına ka- nştığı şeklinde gazetemiz Genel Yayın Ko- ordinatörü Hikmet Çetinka- ya'ya îhbar edilentorahimHa- setmengi, lstanbul Terörle Mü- cadele ve Istihbarat şubelerinin düzenlediği operasyonla Mar- mara ihJas Evleri'nde gözaltına almdı 1979yıhndaAl^oluÜI- r kü Ocaklan Başkanlığı yaptığı öğrenılen Hasetmengi'nin fo- toğraflan, görgü tamklanna gös- terilmek üzere Ankara'ya gön- derildi. 1979vılında VatanMü- hendislık'te üniversıte öğrenci- sı olduğu öne sürülen tbrahim Hasetmengi'nin o dönemde *ls- huni-milnŞ'etçi'' bir örgütün ls- tanbul sorumlusu olduğu öğre- m'Idi. Aynı yıl bir bombalı saldı- nyla ilişkılendirilen Ibrahmi Ha- setmengi'nın, o dönemde lstan- bul Emniyet Müdürlügü tarafin- dan gözaltına ahndığı. yapılan soTgulama sonucunda olaya ka- nşmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldığı da belırrJldi. Terörle Mücadele Şube Müdürlügü" nde MİT, jandarma ve polis tarafın- dan sorgusu sürdürülen Haset- mengı'nın sorgusunda "katii- amı kınadığınr ve 3-4 aydır ts- tanbul dışma çıkmadığı söyle- yor. Öyle ki komşusuna lazarak onu saktır- gandivçihbaredcndevar"denıldı. "Saban- a suikastT sırasmda 1820 kişinin gözaltı- ş X ı ş l a h suıkas- bombaya "nareketli bom- ba" denıldiğını ıfade ederek Mumcu su- ikastında de benzer bir sistem kullafuldığı- nı anlattı. ÎBDA-C'nin ölüm listesi kabank ANKARA (Cnmburi>« Börosu) - Gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Tant-r Kışlalı suıkastmı üstlendiği iddıa edilen lslamı Büyük Doğu Akın- cılar Cephesı (İBDA-C), tnternet'teki sitesinden ölüm listesıni yayımlıyor. 1999 yılını kurtuluş yılı ilan eden IBDA-C, taraftarlanna savaş ders- lerini, eylem yöntemlerini, bomba yapımını.'po- lis takıbini ve bundan kurtulma yöntemlerini, po- lis sorgulamasında kullarulacak yöntemieri yine Internet'ten öğretiyor. Son dönemlerde teknolojiyi de kullanan şeri- atçı terör örgütü İBAD-C, Furkan ve Akademya gibi yayın organlarını da Internet'ten taraftarla- nna duyuruyor. İBDA-C'nin yayımladığı ölüm listesinde Cumhurbaşkaru Sükyman Demirel, Başbakan Bülent Ecoit Uk sırada yer alırken, Atatûrkçü aydınların çoğunun hedef ahnması dikkat çekiyor. Hedef alınan isimlerin şeriatçı Akit gazetesinde de çeşitli tarihlerde hedef gös- tenlen isimler olnıası dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Demirel %e Başbakan Ece- vit'e de küfiir ve hakaret dolu sözlerle yer \eri- len sayfada 1999 yıh içerisinde katledilrnesi he- defienen isimler şöyle sıralanıyor: Eski Geneîkurmay 2. Başkanı emekü Orgene- ral Çevik Bir. eskı Jandarma Genei Komutaa| emekli Orgeneral Teoman Koman, 8 yıllık temel eğitimi başlatan eskı Milli Eğium Bakanı Hik- met Uhığba>, türban ve ırticaya karşı ödünsûz tu- tumu ile Akit gazetesinin de hedef gösterdiği ls- tanbul Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğhı, eskı lstanbul Cnivcrsıtesı Rektö- rü Prof. Dr. Bülent Berkarda, ÇYDD Genel Baş- kanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Vural Savaş. lstanbul Üniversi- tesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, es- ki Anayasa Mahkemesi Başkanı, ADD GeneJ Başkanı \ekta GüngörOzrJen, isadamı SakıpSa- bano. 1999 yılını kurtuluş ve atılım yılı olarak ilan eden ÎBDA-C, taraftarlannın askeri eğirimini In- ternetaracılığıyla yapıyor. Örgût, Internet'te "Sa- vaş Dersleri" başlığı ile acnğı sayfada, bomba ya- pımı. molotofkokteyl yapınu, eylem türleri, si- lah ve silah bakımı, nişan alma, silah atış, tüfek bilgisi, polis takıbi ve tarassut (gözleme), polis sorgusu, kırsalda yön tayüü, gizlenme ve su te- mini, ilkyardıma gıriş, solunum ve suni solunum. dolaşım sıstetnı, hasta ve yaralıya müdahale ko- nularında taraftarlannı bilgilendiriyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ben Bugün Ne Yazayım?.. Kendimce, çok kolay yazı yazdığımı düşünürüm. Fakat inanın, neredeyse iki saattir daktilomun başın- da oturuyorum ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürül- mesiyle ilgili ne yazacağımı, ne yazmam gerektiğını ve nasıl yazacağımı bilemiyorum. Görüntü net ve müthış acı: Laik, Atatûrkçü ve çağ- daş bir bilim insanı, karanlık güçler tarafından alçak- ça katledilmişti. Peki ama, bu cinayeti işleyenlerin amacı neydi? *Kimdi bunlar ve neden Ahmet Taner Kışlalı seçilmiş- ti? Şu anda okumakta olduğunuz sütunu yıllardır pay- laşmakta olduğum Kışlalı; sırasmda kalemini çok siv- riltmesine karşın, insan ilışkilerınde ve öğretım üyesi olarak son derece güleç, son derece uyumlu ve ılım- lı bir insandı. İnsan gibi bır ınsandı... Neredeyse 20 yıllık arkadaşımdı. Arkadaşlığımız, genellikle Ankara'da toplanan doçentlik jürilerinde başlamıştı. Düşüncelerinden asla ödün vermezdi. Ve en yakınlanndan biri bile olsa, beğenmediği düşün- celerinı en sert bir biçimde eleştirmekten çekinmez- di. Fakat asla kıncı olmadan. Fakat ınatla ve tutkuy- la... Bu bağlam içinde, zaman zaman ters düştüğümüz de olmuştu. En keskin oklarına da hedef olmuştum ve elbette, en sivri oklanma da hedef olmuştu. Fakat dostluğumuz asla yıpranmamıştı. Çünkü paylaştığı- mız değerler, paylaşmadığımız yöntemlerden çok da- ha fazlaydı. Ben bugün ne yazayım? Bu alçakça cınayet, acaba gözü kararmış bir cani- nin "intikam dürtüsü mü" mü, yoksa "karanlık güç- /er"in yeniden sahneye koymak ıstedikleri ve ızlemek- ten btktığımız hain bir "senaryo "nun ilk işaretleri mi? Doğrusunu isterseniz benim endişem, ikinci olası- lığın çok daha güçlü olması. Terörün binlerce tanımı vardır. Fakat bunlar arasın- da bence en doğru tanım, "sokaktaki insanı hedef ala- rak, kanlı birtakım gihşimlerle toplumsal huzuru boz- mayayönelikhertühüşiddetgirişimi"d\r. Terörün çok değışik hedefleri olabilir. örneğin mevcut düzeni yı- karak bir başka düzeni getirme amacına yönelmiş olabilir. Ya da mevcut iktidan yrtirmemek isteyen güçlerin, karşılanndaki güçleri sindirme amaçlan olabilir. Ya da toplumsal huzurun bozulmasıyla, bundan ekonomik çıkar beklentileri gündeme getebilır. Ya da dışarıdan yönlendinlmiş olabilir. Burada da benzer amaçlar vardır. Kendisine potansiyel tehdit oluşturulabilecek bir devleti zayıf düşürme amacına yönelik terör hareketleri çok yaygın bir uygulama sa- hası bulmuştur. Dışandan yönlendirilerr terörün bir başka amacı, karşılıkh ilişkilerde masa başında güçlü olmak arzu- sudur. Bazen de dışandan yönlendirilen ve desteklenen te- . rör, içerideki terör gücüyle işbirliği yapabilir ve ortak hedefe karşı birlikte yönelebilir. Sevgili Ahmet Taner'e yapılan alçakça cinayetin ar- kasında bunlardan hangisi var acaba? JPjşlki bırkaçı var. Belkı de tümü var. Belkı de buraya ajâmadığımız bambaşka nedenler söz konusu.» "^ "Kanı yerde kalmayacak!.." Bu gün, yüz bınlerle birlikte bunu haykıracağız. Acaba kanı yerde kalma- yacak mı? Acaba perde arkasındaki birtakım karan- lık güçlerellerini ovuşturarak halimize kıs kıs gülüyor- lar mı? Hatta, acaba bu işı "tezgâhlayanlardan" bazılan, kameralann karşısına çıkarak "kanı yerde kalmaya- cak" diye nutuklar mı atacaklar, beyanatlar mı vere- cekler?.. Eğer bu cinayetin arkasında alçak bir intikam dür- tüsü ya da "gözdağı" amacı varsa ne kazanacaklan- nı umut edebilirler? Ahmet Taner öldürüldü diye, Atatürk'ün aydınlığını . savunanlar bunu dile getirmekten vaz mı geçecekler? "Böyle bir cinayete kurban gıdebılırim" korkusu ka- lemleri mi susturacak, inançlan mı törpüleyecek? Tür- kiye karanlık güçlere ya da Islam şeriatçılanna teslim mi olacak? Bu yazıyı çok güç yazıyorum. Zaman zaman ara ve- nyorum. Başka şeylerie oyalanıyorum. Gazeteleri göz- den geçiriyorum... Başlıklartüyler ürpertiyor. Yok, deprem bölgesinde verilen anahtariar geri alınmış ve prefabrıke konut al- dığını sananlar hayal kırıklığına uğrarmşlar. Yok, Mer- ve Kavakçı'nın milletvekilliği düşmemiş, askıya alın- mış... Yok, sekiz cinayeti olan bir 'çeteci', "Türkbay- rağının olduğu yerde ben vanm" demiş; yok, bir baş- ka katil çeteciye af çıkabilsin diye hükümette pazar- lıkyapılmış...Yok, iktidarortaklanndanikisi.TBMM'de başörtüsünü yasaklayan tasanya karşı çıkıyoriarmış... Tel tef dökülüyoruz... Ve Ahmet Taner Kışlalı alçakça bir cinayete kurban . gidiyor. Ben bugün ne yazayım?.. Kışlalı, tarilıi yazmayı sürdürüyor OKTAY EKİNCİ Ahmet Taner Kıslaü, 17 Ağustos depremini "flahi ikaz" olarak ilan e- den Atatürk düşmanlanyla "takdir-i ilahT deyip geçiştiren "göstermelik*' Atatürkçülerin. şeriatın siyasal gıysi- sı olan türbana TBMM'de kol kola gı- rerek "yeşil ışık" yakmaya başladık- lan gün öldürüldü... Aslında, her iki kesim de "özde" aynı fıknn ve aynı çıkar biriikteliğı- nm "kuDan" değiller miydi? Yıllardır bu ülkeyi Cumhuriyet'in aydınlanmacı ve bilimı rehber alan "kuruluşflkelerinden'' uzaklastırdık- tan sonra, bu çağdaş ılkelerden yok- sun olarak kentleşmiş ve yapılaşmış bölgelerin depreme teslim olmasını. boyunlanndakı kravatı gevşeterek "takdir-i ilahi" söylemıyle karşılayan- lar. "inanç yerine aklı savunanlann yagma karşısındaki engeileyid ko- numlanndan'' da yıllardır hep rahat- sız oldular. Bu nedenle de. bir yandan deprem- de yaşamını yıtiren 20 bin yurttaşımı- zı "insan" saymayacak kadar gözleri kararmış yobazlann "7.4vetmedimi" diye boy göstermelenne hep "cesa- ret" venp onlan "teşvjk" ederlerken, öbür yandan da bilıme ve aydınlan- maya karşı besledikleri "hmç" duy- gulanyla depremi •'ilahi ikaz" sayan- lann el altından "müttefikJeri" oldu- lar. lşte bu "tarihscl çıkar biriiğinin'' köklenni, tuzaklannı, takıy'yecı poli- tikalannı, hatta "çağdaş görünürnlü" destekçilerinı, dahası, "Cıunhurrjete sahipçdana" izlenimi altındaki Cum- huriyet karşıtı ortaklıklannı ve hep- sınden önemlisi de Atatürk ılkeleri ve devnmlenne karşı da ne denli "sah- te" bir bağiılık söylemi içinde gerici siyasal hedeflenne hızmet ettiklenni açıkça, yüreklice ve "anlaşıur bir Türkçeyİe" ortaya seren, belgeleyen, kanıtlayan da Ahmet Taner Kışla- h'ydı. Şımdı, "bagımsızlık'' denince ">» küreseDeşme" diye dudak büken sözde ılenciler. ya da "ulusal çıkar" denilince "ulusal devtet çökmüyor mu" diye yan çızen sağcı, solcu ve lı- beral "tahkün" yandaşlan, hele "ka- mu j-aran" denilmce "ya bireyin öz- gürlüğü" sorusunun arkasına gizle- nerek "hür teşebbüsün yağmacı yan- nmlanna" çanak tutan şu liberal-de- mokrat sözde Atatürkçüler, bakalım, Kışlah'nın ardından neler söyleye- cekler?.. Kimbılir, belkı de "nasd olsa yanı- ünı veremej'ecek'' deyip, şenat özlem- lerinin "bireysel hak" görüntülü siya- sal istekjerine içeriksiz ve sorumsuz bir "demokras" anlayışı içinde ver- dikleri desteğın o "anlaşılmaz cümle- terini" bir kezdaha sıralayarak "kma- ma" açıklamalan yapacaklar. Ya da yine birtakım "karanhk güç- leri" eleştirerek, Kışlalı'nın yıllardır aydınhğa çıkardığı ve iplerini pazara serdiği Kesimlenn "güler yüzhl" pa- nellerine ve TV programlanna konuk olmaya devam edecekler... Kim ne derse desın, kim nas"ıl dü- şünürse düşünsün. Ahmet Taner Kış- lalı'nın öldürülmesi, Atatürk"ün ül- kestnde Atatürk düşmanlığının 1950'lerden bu yana geliştirilen "çok yönlü ittifakmdan" duyulan "cesare- tin" bugün ulaştıgı düzeyi gösteriyor. Kati1lere bu cesareti verenlerin kimler olduğunu ise savcılar göstere- mese bile, "tarih" bütün açıkhğıyla göstenyor. Yanı, Kışlalı, tarihı yaz- maya yine devam ediyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle