Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Osman Durmuş'a
hakaret davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı,
yazdıklan köşe yazılannda
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un kişilik
haklanna hakaret ettikleri
iddia edilen Star,
Cumhuriyet, Hürriyet ve
MilJiyet gazetelerinin köşe
yazarlan hakkında "yazılar
eleştiri sınırlan içerisinde
kaldığı" gerekçesiyle
takipsizlik karan verdi.
Kararda, yazılann eleştiri
sınırlan içerisinde kaldığı
ve hakaret unsuru
taşımadığı görüşüne
vanldığından, kovuşturma
yapılmasına yer olmadığına
icarar verildiği belirtildı.
Başsavcılık, Hürriyet
gazetesinin köşe yazan
Fatih Altayh hakkında ıse
dava açtı.
Okul müdürü
yargı önünde
• tZMİR (AA) - izmır
llkkurşun Ilkögretim
Okulu'nda, müdür
yardımcısının odasını
mescide çevirdiği iddiasıyla
hakkında 1 yıl hapis cezası
istemiyle dava açılan
müdürün yargı lanmasma
başlandı. Müdürü olduğu
llkkurşun Ilkögretim
Okulu'nda "mescit açtığı,
öğretmenleri düşünce,
inanç ve etnik kökenlerine
göre ayınp kendi
anlayışında olmayan
öğretmenlere mesnetsiz ve
dayanaksız olarak
soruşturma açtıgı ve okulda
^etti göreve başlayan
stajyer öğretmenleri
kökenleri itiban ile
eleştirdiği. aşağıladığı,
güçlük çıkardığı" iddiasıyla
hakkında "görevi ihmal"
suçundan dava açılan sanık
Selçuk, mahkemede
suçlamalan kabul etmedi.
Hizbullatı davası
• MALATYA
(Cumhuriyet)-1998yılı
kasım ayı öncesinde, Palu
ilçesinde bazı camilerde
yasadışı Hizbullah-llim
örgütünün propagandasını
yaptıklan, örgüte destek
sağlamaya yönelik altyapı
oluşturduklan gerekçesiyle
aralannda iki cami
ımamının da bulunduğu 25
kişi hakkında Malatya 1
No'lu DGM'de açılan dava
sona erdi. Mahkeme heyeti,
cami imamı oldugu
belirtilen Fevzi Kaya ve
fbrahim Barman'a 4'eryıl
4'er ay 15'er gün, diğer 19
sanjğa da 2 yıl ile 4 yıl 2 ay
arasında değişen hapis
cezası verdi. 4 sanık
hakkında beraat karan
veren mahkeme. yargılanan
12 sanık hakkında tahliye
karan verdi.
Casusluk iddiası
• ANKARA (AA)-tP
Genel Başkanı Hasan
Yalçın, deprem bölgesinde
faaliyetlerde bulunan
uluslararası birçok
kuruluşun casusluk
yapüğını ileri sürerek
"ABD'nm sivil toplum
örgütü AFSC adına gelen
Jason Erb. Mustafa Malik
ve Terry Foss derhal sinır
dışı edilmelidir" dedi.
AFSC adına gelerr üç
kişinin böigede depremle
ilgisi olmayan sorular
yönelrtiklerini ve halkı
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
karşı kışkırttıklannı
savunan Yalçın, bu örgüt
temsilcilerinin Cumhuriyet
Kadınlan Derneği'ne 10
bin dolar yardım teklifinde
bulunduklannı, ancak bu
demekten olumsuz yanıt
aldıkJannı söyledi.
IVIAI konferansı
• Ekonomi Servisi -
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği Mersin Şubesi'nin
düzenlediği 'Küreselleşme
ve Çok Taraflı Yatınm
Anlaşmasf konulu
konferans, Türkiye MAI
Karşıtı Çalışma Grubu
Sözcüsü Gaye Yılmaz'ın
katılımıyla yann saat
14.00'teDernekevi'nde
gerçekleştirilecek.
TMMOB, hükümetin depremzedeler için yapacağı geçici konutlan eleştirdi
Prefabrike kümes.MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA -Marmara Bölgesi' nde mey-
dana gelen deprem felaketinin ardından
bölgedeki yapı denetiminin özel şirketle-
re bırakılması tepkiyle karşılandı. TMMOB
Genel Başkanı YavuzÖnen, kamu kurum-
lannın yerine getirmesi gereken yapı de-
netiminin özel şirketlerce yapılmasının,
sorunlan arttıracağını belirterek "Serma-
ye her seyi biz çözeriz diye öne çıkıyor. Ya-
pı denetimi öze)şjrkeden1
bırakıkyor. Buakıl-
cı bir çözüm degıT dedi.
Depremin ardından geçen 1.5 aylık dö-
nemı Cumhuriyet için değerlendiren
TMMOB Genel Başkanı Önen, hüküme-
tin, deprem felaketinin ardından aldığı ka-
rarları iptal etmesini istedi. Hükümetin
depremzedeler için yaptırdığı prefabrike ko-
nutlan "kümes" olarak nitelendiren Önen,
"Siyasetçiler vurdumduymaz. Yapılaşma-
da eski yanlışlıklar de*am ediyor. İnsanla-
n 30 metnekarelik kulübeierde yaşatacak-
lar.Oysa >önetmek, kaynaklan paylaşmak
anlamına gefir" dedi. Önen, depremzede-
lere ıskân yeri olarak ormanlık bölge ve 1.
• Önen, depremzedelere iskân yeri olarak ormanlık bölge ve 1.
derecede tanm arazilerinin seçilmesinin çevreyi tahrip etmek anlamına
geleceğini söyledi. Önen, "Yapı alanında denetim kalmamıştır.
Belediyeler, meslek odalan dışlanarak, yapı denetimi şirketlere
bırakıhyor. Ihale ile işleri çözmeye çalışıyorlar. Biz buna karşıyız" dedi.
deTecede tanm arazilerinin seçilmesinin
çevTeyi tahrip etmek anlamına geleceğini
söyledi. Deprem bölgesindeki yapı dene-
tim çalışmalan için şirketlerin görevlendi-
rilmesinin olumsuz sonuçlar doğuracağı-
nı belirten Önen, "Yapı alanında denetim
kalmamışür. Belediyeler, meslek odalan
dışlanarak, >apı denetimi şirketlere bırakı-
Iı>or. İhale ileişleri çözmejeçauşı\oriar. Biz
buna karşıyız" dedi. Asli görevleri kamu
hizmetı olan üniversitelerin şirket kurarak
yapı denetimi işıne girmesine de bir anlam
veremediklerini bildiren Önen, "Üniversi-
teter çok fazla piyasa işlerine girmeye baş-
ladı. Resmen serbest piyasa kurumu hali-
ne geldiler. l niversite kadrolan serbest pi-
yasa kafasıy la düşünmeye başladı.Şirket ku-
rup yapı denetimi işine giriyorlar. kamu-
sal alanı daraltmışoluyorlar" görüşünü di-
le getirdi. Devletin önceki doğal afetlerin
ardından yapmayı vaat ettiği 60 bin konu-
ru bile yapmadığını, bu nedenle kalıcı ko-
nutlann yapımımn zor oldugunu kayde-
den Önen "Altyapı; yol, baraj, köprii, fab-
rika gibi her tfirlü altyapı ile ilgili eski ûnar
pianlaniptaledilmeii.Bölgeçaptnda bir yak-
laşımla sorunlara çözüm aranmah. Bölge,
OHAL bölgesi haüne getirilmeti, her türlii
karann yeniden alınması gerekivor" diye
konuştu. Denetim mekanizması içinde
önemli görevlerüstlenmesi gereken mühen-
dis ve mimarlann çok düşük ücretlerle ça-
lıştınlarak zor durumda bırakıldıklanna
dikkati çeken Önen, 70 bin mühendis ve
mimann, çalışma koşullannın iyileştirilme-
mesi nedeniyle boş oturduğunu söyledi.
Kaçak yapılaşmaya karşı yıllarca müca-
dele vermelerine karşın yargı kararlannın
siyasetçiler tarafından dıkkate alınmadı-
ğını vurgulayan Önen, şöyle devam etti:
"Konut müteahhit için kâr amacı ol-
maktan çıkanlmalı. Bu şekhyie gitmeyece-
ğı görüldü. Yıllarca kaçak yapılaşma soru-
nuna değindik. Yargıya başvurduk. Yargı
kararianna rağmen uyguiamalanna de-
vam ettiler. Adaleti, hukuku işlemeyen bir
ortamda çarkknnı sürdürdüler. Kaçakya-
pdaşma destek gördü, korundular. Bu ya-
şadığunızftlümJer,30-40yıldır kurgulanan
cinayetier aslında. Bunlaraafet demek,Al-
lah'ın takdiri demek mükkün değil; suçlu-
lar bellL Buna, tasarlay arak adam öldür-
mek denir."
Önen, özel sektörün deprem bölgesine
fabrika yapmasına da değinerek "Sanayi-
nin deprem sonrası çevreye etkisi çok faz-
la oldu. AKSA fabrikasındaki sızuıtıdan
insanlar etkilendi. Sanayi kuruluşlan yapı-
lırken bilimsel raporlar dikkate almmryor.
Sermayedar istediği yeri seçiyor. Ford dep-
rem bölgesine en büyük fabrikayı kurdu.
Çûnkü ucuz altyapı var. Ulasun, enerji, en
önemlisi de ucuz emek var. Gözleri dön-
müs. deprem riskini görmüyorlar"' dedi.
Deprem yardımları suruyor
AKUT'a
10 bin
dolar bağış
tstanbul Haber Servisi - Büyük deprem sonrası
çeşitli sivil toplum örgütleri, kurum ve
kuruluşlann deprem bölgelerine başlartığı
yardım kampanyalan sürüyor. Fransız Credit
Lyonnis Bankası'nm Türkiye temsilciliği,
Kocaeli, Atina ve Tayvan'da meydana gelen
depremlerde yaptığı çahşmalarla adını duyuran
Arama ve Kurtarma Derneği'ne (AKUT) 10 bin
dolar bağışta bulundu. Bankanın Kabataş'taki
binasından önceki gün düzenlenen törende
Credit Lyonnais Genel Müdürü Dominigue
Tissier 10 bin dolarlık bağış çekini Nasuh
Mahruki'ye verdi.
Istanbul Milli Egitim Müdürlüğü'nce,
Avcılar'da depremden zarar gören çocuklar ve
öğretmenlere psikolojik yardım amaçlı çaiışma
semineri başlatıldı. Kadıköy Belediyesi'nin
Sapanca Kırkpınar'da kurduğu çadırkent'te,
aileleriyle birlikte yaşayan 155 çocuk için
bugün "Çocuk Şenliği'' düzenJenirken
Bakırköylü sanatçılar Derneği ve Plastik
Sanatlar Grubu da Tekel Sanat Galerisi'nde
düzenlediği ve 20 Ekim'e kadar açık kalacak
sergide satılan eserlerin gelirinin tamamının
depremzedelere gönderilecek.
Türkiye Enerji, Su ve Gaz Işçileri (TES-IŞ)
Başkanlar Kurulu toplantısı bugün
Adapazan'nda Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ
Sosya] Tesislen'nde (SEDAŞ) yapılacak. TES-
İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu. yaşanan
deprem felaketi sonrası sendikalannın yaptığı
ve yapacağı yardımlarla ilgili açıklamalarda
bulunacak.
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
tt'in -1*1'de YOH't yazdıŞı " ^ ğ
^ k f c b b l k a r t a n 9ra$tnvact
bulurlardiyebirKaç
ato
iJn beHedik.-Onlardan ses çılcmayırca be*g«ryf
a ya/ınlayaiım âeSik-VeryittityneYoH
MtlHALEFET
ASIt SİMDİ
âiannde
ı_b|rkezda*ia
ı'N 5VU Bı'P-
BuHU 6eKeiCTWVdV« Je ya2abilirdi..
ku|lar\dıkları yııkarictekî
Pemirel'ı ziyarefcetmi* ve YÖKI de Harz'm aebine
ioktvğü etiri kane /«^rteine alarak 99.S3itsmr\
Saygısuiık degil, samimiyet
4
Acil yardımda yolun başmdayız'tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Mar-
mara depreminin ardından önemi daha da
iyi anlaşılan ılk yardım konusu Acil Tıp
Derneği (ATD) ve IZFAŞ tarafından ortak-
laşa düzenlenen "2. Acil Tıp Sempozyu-
mu"nda tartışıldı.
Ismet tnönü Kültür ve Sanat Merkezi'nde
düzenlenen "Acil Tıp Sistemi" panelinde
konuşan Istanbul Çapa Tıp Fakültesi ögre-
tim üyesi Prof. Dr. Omer Türûl. depremin
unutulmaya başlandığını belirterek "Ulke-
mizdefeiaket organizasyonlanndaörgütien-
memek için bir direnç var" dedi. Emniyet,
itfaiye ve Sağhk Bakanlığı ekiplerinin tek
bir telefon numarası altında birleşmesi ge-
rektiğini kaydeden Türül, Türkiye'de itfaiye
erleri ile polislerin ayn boyutlarda çalıştık-
lanna dikkat çekti. Ambulans, taşıma sıstem-
lerinde de iletişim kusuru bulunduğunu an-
latan Türül "İstanbuTda bunu vapabfldiği-
mizj hiç sanmıyorum. 112, çok zor koşuUar-
dan daha i>i koşullara geldi. Ancak.özel am-
bulans sistemlerinin de 112've rakip ohnası
mümkün değil" diye konuştu.
Acil Tıp Demeği Genel Başkanı Dr. Ül-
kümen Rodephı da. dünyada 18-44 yaş gru-
bundakı kişilerin birinci ölüm nedeninin tra-
fık kazalan oldugunu belirterek "Trafîk bu-
gfin bir numaralı proUem. Nüfusunun ya-
nsı 18 yaşından küçük olan ülkemizde gele-
cek 10 yılda da yine bir numaralı probiem
olacak" dedi. Her üç kişiden birinin yaşa-
mının bir noktasında trafık kazası geçirece-
ğini belirten Rodoplu, olay yerine gelen ba-
zı profesyonel ekiplerin yaralıyı 'patatesçu-
valı' gibi taşıdığını, yaralmın başında uz-
man birinin bulunmadığını vurgulayarak,
yardım eden kişinin hayat kurtancı hareket-
leri yapması gerekîiğini söyledi. Gelecek
zaman diliminde de afetlerin yaşanacağını
kaydeden Rodoplu, "Hazırnu>Tz" diye sor-
du.
Panele katılan Izmir Vali Yardımcısı Ra-
mazan Lrgancıoglu. acil tıbbın yeni olma-
sma karşın ilginin büyük oldugunu belirte-
rek, gönüllü kişi ve kuruluşlann eğitimden
geçerek toplu felaketlerde yardımcı olacak-
lannı söyledi.
ATD Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Atü-
la ise ilk yardım eğitiminin tıp fakültelerin-
de de bulunmadığına dikkat çekerek "Ülke-
mizde ilk yardım egitimi verecek yeterli uz-
man yok. 5 yıl önce Kızılay eğrtim veriyor-
du. Ancak. praü'kşansı yokru. Bu nedenleilk
yardım eğhûninin op faküftelerinde, der-
neklerde verilmesi gerekir" dedi.
3Ö3 IRMIK /AYDIN ENGtN aenginw doruk.net.tr.
Olmuyor. Belki hünerim yetmiyor; bel-
ki öfkem, aklımın önüne geçiyor. Ama
olmuyor...
Bu üçüncü gün ve beşinci yazı girişi-
mi... Ankara'daki 'Ulucanlar cankınmı'
üstüne dört yazı yazdım. Dördünü de ek-
randa yırtıp, bikjisayann çöp sepetine
attım.
Türk Ceza Kanunu'nun birkaç mad-
desini birden çiğnemeden, çiğneyip
savcınrn, ardından yargıcın karşısınadi-
kilip "...bir yıl hapsine; suç olan fiilin
basınyoluylaişlendiği göz önüne alına-
rak cezanın teşdiden 18 aya çıkanlma-
sına..." diyen hükümden paçayı kurta-
rabileceğime emin olamıyorum. Yazı bi-
tiyor ve çöpe gidiyor.
Ne kadar sözcük cambazlığı yapar-
sam yapayım, 'Hükümetin manevişah-
siyetinitahkir(hakaret)'ediyorum; 'Dev-
letin kolluk kuvvetlerini terzil (rezil)' edi-
yorum; 'Devleti tezyif (zayıf düşürme)'
ediyorum.
Ulucanlar cankınmı üstüne, bu 'suç-
/a/7'işlemeden Tırmık yazamıyorum.
Besbelli: Öfkem, aklımın önüne geçi-
yor...
•••
Netuhaf!
Sadece hukuku savunmak istiyomm.
TutuMu ve hükümlü 'yurttaşlann'dört du-
var ardındaki can güvenliğinin, devletin
anayasal ödevi oldugunu, bu ödevin
savsaklanmasının bile anayasal bir suç
oluşturacağını vurgulamak istiyorum.
-
Ofkem Aklımın Onüne GeçiyorAnayasa'nın daha 2. maddesinde, bu
devleti '...sosyal ve laik bir hukuk dev-
letidir' diye tanımladığını anımsatmak is-
tiyorum.
Ama 'hukuk'u, Ulucanlar cankınmı
ekseninde savunmaya kalkınca olmu-
yor. Öyle bir yere gelip dayandık ki ya-
salar önünde suçlu konumuna düşme-
den hukuk savunulamıyor. Türk Ceza Ya-
sası'nın 159, 311 ve 312. maddelerini
çiğnemeden bu mümkün olmuyor.
Besbelli: Öfkem, aklımın önüne geçi-
yor.
Daha iki hafta önce Istanbul Sağmal-
cılar Cezaevi'nde, 340 metrelik, yedi
kapılı koridorian aşan, kilitleri uzun nam-
lulu tüfeklerle parçalayan ve cezaevi
müdürünün kapısının önünde birbirle-
rine kurşun yağdıran mafya tetikçileri-
ne, "Lütfen çatışmayı kesin ve masaya
oturup anlaşma yollan arayın" diye yal-
varan devletin 'yumuşaklığı'üe Ankara
Ulucanlar'da kınlan kapıların gümbür-
tüsüne göz yaşartıcı bombalann zehir-
li sisi kanşırken, korumakla yükümlü ol-
duğu yurttaşının üstüne 30 santimden
mermi sıkan devletin 'hunhariığı' arasın-
daki korkunç çelişkiyi sergilemek istiyo-
rum.
Ama mermi sesleriyle boğulan acı
çığlıklan, bunu 'suçişlemeden'yapma-
ma engel.
Besbelli: Öfkem, aklımm önüne geçi-
yor.
•••
Gözleri öfkeyte kıvılcımlanmış ve göz-
leri utançla ıslanmış bir yurttaş olarak,
fısıldamak, "Uykuyu, açlığı, yorgunluğu
yenen insanoğlu görülmemiştir. Bekle-
yebilirdiniz efendiler. Bir gün, üç gün,
beş gün, bir hafta, birkaç hafta bekle-
yebilirdiniz. Yorgun düşmüş delikanlı-
lara ne yapmak istiyor idiyseniz, kolay-
ca, incitmeden, hele de onlan yok et-
meden yapabilirdiniz" diye akıllar ver-'
mek istiyorum.
Ama Ankara Ulucanlar'daki cankın-
mını anımsayınca, fısıltı haykınşa, yumu-
şacık sözcükler en sunturîusundan sö-
vüp saymaya dönüşüyor. Sövüp sayma-
nın, çaresiz kalanın tesellisi oldugunu bi-
le bile sövüp sayıyorum. Suç işliyorum.
Devleti, devletin hükümetini, hüküme-
tin bakanını, bakanın müsteşannı, müs-
teşann polis müdürünü, jandarma ko-
mutanını sıraya diziyorum.
Besbelli: Öfkem aklımın önüne geçi-
yor...
• • •
Ankara Ulucanlar'daki delikanlılarte-
röristmiş.
Tutun ki teröristtirler.
Bir aydır sayım vermiyoriarmış.
Tutun ki vermiyorlar.
Ne istiyorlardı, onu sorun!
Çok yalın, şaşılacak kadar yalın bir is-
tekleri vardı: 80 kişilik koğuşta 230 kişi
yatmak zorunda kalışlanna itiraz edi-
yorlardı. Art arda serbest bırakılan maf-
ya çetelerinden boşalan bitişikteki ko-
ğuşun da kendilerine verilmesini isti-
yorlardı. Her tutuklunun kendine ait bir
ranzasının ve her tutuklunun tek başı-
na uyuyabileceği bir kuru şiftenin peşi-
ne düşmüşlerdi.
Koğuş kapılan kınldı. Itfa/ye su srkar-
ken, gözyaşı bombaları zehirli duman-
lannı saldılar ve devletin kolluk kuvvet-
leri onlan, 30 santimden uzun namlulu
tüfeklerle kurşunladı.
Öldüler. Bir tahta ranza, bir kuru şilte
istedikleri için yok edildiler..
Hayır. Suç işlemeden bu yazı yazıla-
maz.
Besbelli: öfkem aklımın önüne geçi-
yor...
•••
Dipnot niyetine bir soru: Hürriyet
yazıişlerindeki arkadaşlar! Bir 'resmi
linç' suçuna kılıf aramak isteyenler, si-
ze beş yıl önce çekilmiş bir fotoğrafı, 'beş
dâ/oAa'öncebaşlığıylabastırttı. Kışlıkgiy-
siler içindeki tutuklu delikanlılann fo-
toğrafını, yaz günlerini anımsatan bir
sonbahar gününde bastığınızı fark et-
meyecek kadar meslek körlüğü için-
deydiniz.
Sabahlan 'aynadakisiz'e gözterinizi ka-
çırmadan bakabiliyor musunuz?
Prof. Dr. Naci Cörıir
Sismik-1 In
çalışmalan
inceleme
aşamasında
tPEKYEZDANİ
MTA Sismik-1 Gemisi 'nce Marmara Denizi 'nde ya-
püanjeoloji araşörmalannın koordinatörü Prof. Dr. Na-
dGörûr, medyada "Sismik-1 'in araştırma sonuçlan"
olarak lanse edilen sonuçlann •'gerçek dışı" oldugu-
nu söyledi. Prof. Dr. Naci Görür, Sismik-1 'ın elde et-
tiği verilerin henüz değerlendirme aşamasında oldu-
gunu anımsatarak "Şu ana kadar hiçbir kuruluşa Sis-
mik-1'in son yapbğı çahşmaiara aitveri veya sonuç ve-
rilmefniştir" dedi Istanbul Üniverşitesi Jeoloji Bölû-
mü öğretim üyesi Prof. Dr. Şener Cşümezsoy ise Sis-
mik-1 'in verilerinin "kırıkfajhattınınİmraJı'yadoğ-
ru uzandığı" yönündeki tezini doğruladığını savun-
muştu.
MTA Sismik-1 Gemisi'nce Marmara Denizi'ndeya-
pılan jeoloji araştırmalan ve TÜBtTAK Ulusal Dep-
rem Araştırmalan Koordinatörü, İTÜ Maden Fakül-
tesi Dekanı Görür, "Sismik-1'in fav tespMeri" oldu-
ğu iddia edilen tespitlerin "gerçek dışı" oldugunu be-
lirtti. Izmit Körfezi'nde üç hafta önce çalışmalanna
başlayan Sismik-
l'in çalışmalannın
bir kısmının henüz
önceki gün tamam-
landığına dikkat çe-
ken Görür, bu çalış-
malardanelde edilen
verilerin ÎTÜ Ma-
den Fakültesi'nin
Prof. Dr. Nezihi Ca-
nıtez Sismik Değer-
lendirme Laboratu-
van'nda üniversite
öğretim üyeleri ve
MTA yetkililerince
değerlendirileceğı-
ni söyledi. Değer-
lendirmenin başla-
dıgıru ve muhteme-
len birkaç hafta sü-
receğini ifade eden
Görür, verilerin he-
nüz değerlendirme
aşamasında olma-
sından dolayı henüz
bir "sonuç"tan bahsedilemeyeceğıni vnrguladı. Gö-
rür, "Sismlk-1'în fay tespitleri*" olarak basında çıkan
birtakım haberlerin "itibar edilecek bilgiler olmadığı-
m* belirterek "Dolaşısıy la Sismik-1 'in okduğu iddia edi-
len sonuçlardan yola çıkarak İstanbul'la ilgili deprem
tahminlerinde bulunmak yanhşûr" diye konuştu.
Istanbul Cniversitesı Jeoloji Bölümü öğretim üye-
si Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise Sismik-J 'in verile-
ri oldugu iddia edilen verilerin, "kıngın Adapazan,
Gölcük, Yakrva, Çınarcık ve tmralı harrı boy unca iler-
lediğj" yönündeki kendi tezini doğruladığını savun-
muştu.
Istanbul'u etkileyecek ana depremlerin tarih bo-
yunca da bu hat üzerinde oluşan kınlmalardan gerçek-
leştiğini belirten Üşümezsoy. "Sismik-1'in araştır-
ması, 17 Ağustos depreminde kıngın tmralı'ya kadar
üerlediği sonucuna vararak daha önce ileri sürdüğüjn
görüşümü kesinleştirmiştir" dedi.
Üşümezsoy, butezden, tstanbul'uetkileyecekbun-
dan sonraki depremin Çınarcık açıklanndan Imralı'ya
doğru giden bir hatta olabileceği, bunun da Istan-
bul'un hemen güneyindeki Adalar kınğında oluşan bir
depremden çok daha az şiddette bir depreme neden
olacağı sonucunu çıkardığını öne sürmüştü.
VFörür, medyada
"Sismik-l'in
araştırma sonuçlan"
olarak lanse edilen
sonuçlann
"gerçekdışı"
oldugunu söyledi.
Prof. Dr. Naci Görür,
Sismik-l'in elde
ettiği verilerin henüz
değerlendirme
aşamasında oldugunu
anımsatarak "Şu ana
kadar hiçbir kuruluşa
Sismik-1'in son
yaptığı çahşmaiara
ait veri veya sonuç
verilmemiştir" dedi.
3 a y n masa k u r u l d u
Kirayardımı için
başvurular başladı
Yurt Haberleri Servisi
- BaşbakanJık Kriz Yöne-
tim Merkezi, depremde
yaşamını yitirenlerin sa-
yısını 15 bin 814 olarak
açıklarken yaralı sayısının
da 43 bin 953 oldugunu
bildırdı. Izmit Büyükşe-
hir Belediyesi'nde çalı-
şan 2 bin işçinin, birikmiş
alacaklannın ödenmeme-
si nedeniyle başlattığı iş
bırakma eylemi devam
ediyor. Türkiye Petrol Ra-
finerileri AŞ (TÜPRAŞ)
Genel Müdürü Hüsamet-
nn Danış, depremden son-
ra çıkan yangmdan zarar
gören IzmitRafinerisi 'nin
yeniden faaliyete geçe-
bilmesi için çahşmalann
süratle devam ettiğini bil-
dirdi. Depremde evleri yı-
kılan veya ağır hasarlı
olan depremzedelere ki-
ra yardımı başvurulan
başladı.
Açıklamaya göre, 3 bin
210 binada enkaz kaldır-
ma faaliyeti tamamlandı.
Izmit Büyükşehir Be-
lediyesi 'nde çabşan 2 bin
işçinin, birikmiş alacak-
lannın ödenmemesi ne-
deniyle başlattığı iş bı-
rakma eylemi devam edi-
yor. Belediyenin Uîaşım
Müdürlüğü, Park ve Bah-
çeler, Mezbaha ve İSU
birimlerinde çalışan işçi-
ler, işbaşı yapmayarak iş-
yerleri önünde bekleme-
yi sürdürüyor. tşçilerin
her birinin 1 ile 2 milyar
lira arasında alacaklan ol-
dugunu belirten Belediye-
Iş Sendıkası Kocaeli Şu-
besi Başkanı MehmetSu-
başt •4
Üyeterimiz,e>1em-
lerini alacaklan ödenene
kadar sürdürecekJer" de-
di. Sözleşmeden doğan
alacaklannın ödenmesi
için Büyükşehir Belediye
Başkanj Sefa Sirmen'e ta-
mdıklan bir haftalık sü-
renin önceki gün doldu-
ğunu bildiren Subaşı, "İş-
çinin hakkıru ödemeyen-
ler, depremden zarar gö-
ren üyelerimiz için yeni
bir mağduriyetortamı ya-
ratmışör" diye konuştu.
Marmara Bölgesfnde-
ki şiddetli depremde ev-
leri yıkılan ya da ağır ha-
sar gören depremzedele-
rin kira, bannma ve ona-
nm yardımı başvurulan
başladı.
Sosyal Yardımlaşmave
Dayanışma Vakfı Şube-
si'nce dağıtılan 80 bin
başvuru formunu doldu-
ran depremzede yurttaş-
lar, bu formlan, fuar ala-
nı içindeki Leyla Atakan
Kültür Merkezi'nde kuru-
lan masalara teslim etme-
ye başladılar.
Dün sabah başlayan
başvuru dolayısıyla uzun
kuyruklaroluşturan dep-
remzedeler, formlannı ki-
ra, bannma ve onanm yar-
dımlan için oluşturulan
3 ayn masaya teslim
ediyorlar.