Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 1999 CUMARTESİ
10 İJİS [email protected]
Tayland'da
nehine eylemi
• BANGKOK(AA)-
Tayland'ın başkenti
Bangkok'taki Myanmar
büyûkelçiliğine zorla
giren silahlı kişiler,
rehinelerden bir polisi
serbest bıraktılar.
Taylandh polis,
büyükelçiliği işgal
edenlerin, Myanmarlı
sürgündeki muhalif
öğrenciler olduğunu ve
ellerinde AK-47 tipi
tüfek ile 20 el bombası
bulunduğunu, 20 kişiyi
de rehine tuttuldannı
söylediklerini anlattı.
Büyükelçiiik içinde diğer
bir binada buiunan bir
diplomat, en az üç silahlı
kişinin, büyükelçiliğe
zorla girerek, aralannda
büyükelçi ve ailesinin de
bulundugu yaklaşık 18
kişiyi rehine aldığını
bildirmişti. Görgü
tanıkJan bina içinde silah
sesleri duyulduğunu
söylerlerken, terörle
mücadele ekiplerinin
büyükelçiiik çevresinde
mevzilendiği haber
veriliyor.
Miloşeviç
karşıtı gosteri
• BELGRAD(AA)-
Yugoslavya'da Devlet
Başkanı Slobodan
Miloşeviç'in istifa etmesi
için gösteri yapanlara
polisin sert tavır
takınmasına rağmen,
muhalefet liderleri
gösteri leri
sürdüreceklerini
söylediler. Demokratik
Parti Başkanı Zoran
Cinciç, yaptığı
açıklamada, bu eylemlere
sonuna kadar devam
edcceklerini, ancak
şiddete
başvurmayacaklannı
belirttı. Buarada
bağımsız B2-92 radyosu,
polisin göstericilere
saldınsı sırasında 10
kişinin yaralandığını,
Tanyung haber ajansı da
21 kişinin tutuklandığmı
duyurdu.
Pinochet
tartışması
• LONDRA(AA)-
tngiltere Başbakanı Tony
Blair'in, Işçi Partisi'nin
yıllık olağan kongresinde
Sili'nin eski diktatörü
Augusto Pinochet'nin
tutuklanması ve
vargılanmasından da
icraatlan kap&amında söz
etmesi, Pinochet
hakkmdaki tartışmalan
alevlendirdi. Blair'e,
Falkland savaşı boyunca
Şili'yı üs olarak kullanan
ve Pinochet cuntasıyla iyi
ilişkiler içinde olduğu
bilinen Muhafazakâr
Parti'den büyük tepki
geldi. Muhafazakâr
Partili eski adalet
bakanlanndan Lord
Larnont, yazılı bir
açıklama yaparak
Başbakan Blair'i kınadı.
Solana
aynbyor
• BRÜKSEL(AA)-
NATO, Genel Sekreteri
Javier Solana'nın 6
Ekim'de görevinden
aynlacağını resmen
açıkladı. Solana, AB'nin
ortak dış politika ve
güvenlik politikasından
sorumlu yüksek
temsilcisi olacak.
NATO'ya genel sekreter
olarak atanan ve halen
lngiltere Savunma
Bakanı olan George
Robertson'ın, 19 Ekim'de
göreve resmen başlaması
bekleniyor. Aradaki
boşluk süresince, NATO
Genel Sekreterliği'ne
Genel Sekreter
Yardımcısı Sergio
Balanzino vekâlet
edecek.
fîusmao
Portekiz'de
• LIZBON(AA)-Doğu
Timorlu bagımsızlık
yanlısı lider Xanana
Gusmao. dün sabah iki
günlük ziyaret için
Portekiz'in başkenti
Lızbon'a geldi.
Gusmao'nun, Lizbon
havaalanına gelişinde
Portekiz Devlet Başkanı
Jorge Sampio, Başbakan
Antonio Guterres,
Dışişleri Bakanı Jaime
Gama ve diğer siyasi
yetkıliler tarafindan
karşılandığı belırtildi.
Gusmao, Cakarta'da 20
yıl süreyle ev hapsine
mahkûm edilmiş, 7
Eylül'de serbest
bırakılmıştı.
Çin Devlet Başkanı Ciang Zemin, çok kutuplu bir dünya düzeninin kurulması için çaba harcayacağını söyledi
4
Yeni binyıla sosyalizmle gireceğiz'• Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun
50. yıldönümü dün başkent Pekin'de düzenlenen
görkemli törenlerle kutlandı. Tiananmen Meydam'nda
düzenlenen törenin başında, ülkedeki 56 milliyeti
temsilen 56 pare top atışı yapıldı.
Dış Haberier Servi-
si - Çin Devlet Başka-
nı Ciang Zemin, Çin
Halk Cumhuriyeti 'nin
kuruluşunun 50'nci yıl-
dönümü nedeniyleyap-
tığı konuşmada, ülke-
sinin yeni binyıla an-
cak sosyalızm ile gire-
ceğini söyledi. Ciang,
Çin ile Tayvan'ın bir-
leşeceği sözünü verdı.
Çin Halk Cumhuri-
yeti'nin kuruluşu dün
başkent Pekin'de gör-
kemli törenlerle kut-
landı. Pekin'de Tianan-
men Meydanı'ndaki
50. yıl kutlamalan ye-
relsaatle 10.00'dabaş-
ladı. Törenin başında.
Çin'de yaşayan 56 mil-
liyeti temsilen 56 pare top atışı ya-
pıldı ve ulusal marş eşiiğinde gön-
dere bayrak çekildi.
Çin Komünist Partisi ile devle-
tin üst düzey yöneticileri, daha
sonra yapılan geçit törenini mey-
danda 'Yasak Şehir'in girişinde
buiunan Tiananmen Kulesi'nden
izlediler. Çin Komünist Partisi Mer-
kez Komitesi Genel Sekreteri ve
Devlet Başkanı Çıang Zemin'ın
geleneksel, diğer yöneticilerin ise
Törende askerieri
selamlayan Çin Devlet
Başkanı Ciang Zemin,
Çin Komünist
Partisi'nin ana
çizgisinden
ay nlmayacaklannı
beürterek, ülkesinin,
yeni binyıla, kendisine
özgii sosyaJist sistemi
uygulayarak
gireceğini söyledi.
(Fotoğraf:
REUTERS)
kravatlı takım elbisegiydikleri göz-
lendi.
Devlet Başkanı Ciang, Tinan-
men Kulesi'nden yaptığı konuş-
mada, Çin'de yaşayan 56 millıye-
tin yanı sıra "Tayvanlı,Hong Kong-
hı veMakaolu vatandaşlar" ile de-
nizaşın ülkelerde yaşayan Çinlile-
rin bayramını kutladı ve şöyle de-
di: "50 yıl önce Mao Zedong, bu-
rada yeni Çin'in kuruluşunu ilan
etti. Çin halkı ayağa kalkarak kal-
kınmavohındayenifleriemeiersağ-
ladı. 20 yıi önce de Deng Şiao-
pıng'in başlatnğ]reform,dışa açıl-
ma ve modernizas)on \<ılıında,
dünyavı sarsıcı değişimler oldu.
Olaylar, Çin'i konıyacak ve getiş-
tirerektekyohınsosyaliznıokhığu-
nu gösterdi."
Çin Devlet Başkanı Çiang, Ko-
münist Parti'nin ana çizgisinden ay-
nlmayacaklannı belirterek ülke-
sinin yeni binyıla ancak kendisine
• Geleneksel kıyafetler içindeki Devlet Başkanı
Ciang Zemin, Tiananmen Kulesi'nde yaptığı
konuşmada, "Tayvanlı, Makaolu ve Hong Konglu
vatandaşlann bayramını kutlayarak" Çin'in Tayvan'la
birleşeceğini söyledi.
liştireceğinı söyleyen Ci-
ang. "bir ülke iki sJstem"
ilkesi ışığında Hong Kong
ve Makao'dan sonra Tay-
van'ın da anavatana katıla-
cağını ve Çin'in birleşme-
sinin tamamlanacağını be-
lirtti.
'Çin halkı çok yaşa'
Ciang, konuşmasını
"Çin Halk Cumhuriyeti
çok yaşa! Çin Komünist
Partisi çok yaşa! Çin halkı
çokyaşa!" sözleriyle bitir-
dı. Rusya Devlet Başkanı
Boris Yeltsin, Çin Halk
Cumhuriyeti'nin 50'ncı yıl-
dönümü dolayısıyla Çin
Devlet Başkanı Ciang Ze-
min "e bir tebnk mesajı gön-
derdı. Yeltsın mesajında.
"Çin HalkCumhuriyeti'nindoğu-
şu, 20'm.i yüzyılın en önemli olay-
lanndan biridir. Bu olay,dünya ta-
rihinin akışını büyük öiçüde etki-
lemiştir" dedı.
Boris Yeltsin, Moskova ile Pe-
kin arasında diplomatik iîişki ku-
rulmasının 50'nci yıldönümünün
de Çin Halk Cumhuriyeti'nin ku-
ruluş kutlamaianyla hemen he-
men aynı zamana rastladığına
dikkat çekti.
Polis müdahale etti: 2 yaralı
HongKong'da
muhalifgösteri
özgü sosyalist sistemi uygulayarak
gireceğini söyledi.
Ciang, Çin'in çok kutuplu bir
dünya. adil ve haklı yeni bir ulus-
lararası ekonomık düzenin kurul-
ması için çaba harcayacağını da
sözlerine ekledi.
'Bir ülke ild sistem'
Çin'in banş içinde yaşamanın il-
keleri temelinde dünya ülkeleriy-
ledostluk ve işbirliği ilışkilenni ge-
Dış Haberier Servisi -
Çin'de Komünist Parti
iktidannın 50. yılı
kutlamrken, tek partili
dönemin bitmesi için
Hong Kong'da yapılan
protesto gösterisine
polis müdahale etti.
Ağızlannı bantlayan
ve ellerine kanondan
kelepçeler takan 20
göstericiye polisin
müdahale etmesi
sonucunda iki kişinin
hafıfyaralandığı
bildırildi.
Göstericilerin lideri
Leung Kvvok-hung,
"Çin'de tek partili
dönemin sona
ermesini ve 1989
yılmda Tiananmen
Meydam'nda daha
fazte demokrasi için
gösteri yapan
öğrencüerüı ûzerine
tanklan sürenlerin
yargUaıunasnu"
istediklerini söyledi.
Buarada, Çin'in
doğusundaki
Hangzhou kentinde
yasaklı Çin
Demokrasi Partisi'nin
bir üyesinin
tutuklandığı bildırildi.
Çin'deki Insan Haklan
ve Demokrasi
Hareketi, Nie
Mizhi'nm polis
tarafindan zorla
evınden alındığını.
sonra da kendisinden
haber ahnamadığını
bildirdi. Açıklamada,
"Muhalif Çin
Demokrasi Partisi'nin
liderleri daha önce
furuklanmısü, şimdi
sıra diğer üyelerde"
denildi.
Merkezi Nevv York'ta
buiunan insan haklan
örgütü,
Çin'de 50. yıldönümü
törenleri öncesinde
tutuklanan
kişılerin yanı sıra
zorla barınma
merkezlerine
götürülen sakat ve
kimsesizlerin de
serbest bırakılması
çağnsını yineledi.
GEÇtT RESMİ GÖVDE GÖSTERİSÎNE DÖNÜŞTÜ
Tanklar Tîananmen'e
bu kez tören için girdi
Dış Haberier Servisi - Çin Halk Cum-
huriyeti'nin 50. kuruluş yıldönümü için
dün başkent Pekin'de yapılan resmi ge-
çit, Çin'in elindeki modern silahlan gös-
termesi için bir fırsat oldu.
Geçit törenıne Çin Halk
Kurtuluş Ordusu'na üye 500
bin asker, 440 tank ile fiize-
lerle donatılmış zırhlı araç-
lar, 130 uçak ve helikopter-
ler katıldı.
Pekin'deki diplomatik çev-
reler ve Batı basını, resmi
geçit törenini. "Tayvan'ave
omı destekleyen ABD'yegön-
derilen kararlılık mesajı"
olarak da yorumladı Tiananmen Mey-
danı'ndaki törende, nükleer başlık takı-
labilen ve Tayvan'ı vuracak güçte olan fli-
zelerde sergilendi. Bunlar arasında kıta-
lararası Dong Feng-31 (Doğu Rüzgân-31)
füzelerinin de bulunduğu bildirildi.
Gösteriyi seyreden bir uzman, 8 bin
• Batı basını ve
Pekin'deki
diplomatik çevreler,
modern silahlann
sergilendiği töreni
"Tayvan'a ve onu
destekleyen ABD'ye
gönderilen kararlıhk
mesajı" olarak
yorumladılar.
kilometre menzilı olan DF-31 füzelerinin
Çin tarafindan ilk kez ağustos ayında de-
nendiğıni söyledi.
Tören sırasında, "uçan leopar" adı ve-
rilen yeni savaş uçakları da gösteri yap-
tı. Tiananmen Meydanı'na
1989 yılındaki ögreneı otey-
lannı bastıımak için giren
tanklar, bu sefer 50. yıldö-
nümü kutlamalan için alan-
daydı.
Çin Devlet Başkanı Ci-
ang Zemin, dünkü konuş-
masında Tayvan ile birleşe-
ceklen sözünüyineledi. Çin,
Tayvan'ın kendisinden ayn
bir devlet olarak tanınmak isteğine sert
tepki göstermişti.
Çin. geçen ay depremle sarsılan Tay-
van'a yardım elini uzatmıştı. Tayvan
ise yardım teklifini, siyasi bir anlam
yüklenmemesi şartıyla kabul edeceğini
açıklamıştı.
Yeni 100 yuanlar basıldı
50. yıldönümde
Mao'luparalar
Füzelerin de sergilendiği tören, gövde gösterisi olarak algılandı. (REUTERS)
PEKtN (REUTERS)-
Çin'de 50. yıldönümü
nedeniyle yeni basılan
100 yuan (yaklaşık 12
dolar) üzerinde Mao
Zedong'un kırmızı
zemindeki portresi yer
alıyor.
Çin'deki en büyük
para birimi olan 100
yuanın üzerinde daha
önce Mao ile birlikte
devnmin diğer önemli
isimleri Çu Enlay, Cu
Deh, Liu Şaosi'nin
portreleri yer alıyordu.
Çin'de ekonomik
reformlann miman
sayılan ve 1997 yılının
şubat aymda ölen
DengŞiaoping'in
resmini taşıyacak 500
yuanlık para
biriminin ise
devalüasyona yol
açacağı ve sahte para
basımını teşvik
edeceği kaygısıyla
i teî
belirtiliyor. .
Çin'de önümüzdeki
aylarda ilk kez 20
yuanlık kâğıt paranın
basılacağı, aynca 50
yuan, lOyuan, 1
yuanlık paralann da
yeniden basılacağı
belirtildi. Bu arada,
Çin Halk
Cumhunyeti'nin
kuruluşunun 50.
yıldönümü nedeniyle
altın ve gümüş paralar
basıldı.
'Bütün Çeçenlep Çeçenistan'a!'
Bir ankete göre toplumun yüzde
64'ü, Çeçenlerin Rusya'da bulunduk-
lan kentlerden kovularak Çeçenistan'a
gönderilmesini talep ediyor. Buna kar-
şı çıkanlann oranı yüzde 22.Yüzde 75,
Çeçenlere ait şirketlerin banka hesap-
lanna el konulmasından yana.
GÜNLÜGÜ
HAKA.N AKSAV
Gece yarısı Moskovası
"Moskova 'da gece sokağa çıkmak
tehlikelimi? Mafya sokaklarda adam
öldürüyormu? Hırsızlar, soyguncular
cirit atıyormuş; doğru mu?" Burada
sürekli yaşayan "yan-Rus yabancı-
lar" olarak, bu tür sorularla haddinden
fazla karşılaşınz. Cevap vermek zor-
dur. "Sokaklar tehlıkesız" diyemez-
sin; matyayı reddedemezsin; hırsız-
lan görmezden gelemezsin. Ama her
zaman olumsuz cevap vermeye is-
teklisindir; "Hayır, bütün bunlarabart-
ma!" diye haykırmaya niyetlenirsin.
Ama onu da yapmamak gerektiğini
bilirsin. Çünkü "çok tehlikelı" o\mad\-
ğı gibi "hiç tehlikesiz" de sayılmayan
Moskova'da "evlere kapanmamak",
ama "dikkatlı yaşamak" gerekir. Ne
idüğü belirsiz "Azen kardeşlerln, pa-
ra karşılığı etlerine dokunduran "iyı
kızlar"\o, sokaklarda bulunup şipşak
iş bağlayan "ticaripartnerlerln nele-
re yol açacağı bilinmez...
Gelelim son günlere, yani "terördö-
nemi Moskovası"na. Sokaklar, özel
askeri birlikler, köpekli polislerle işbir-
liği içinde çalışan fahişelerden geçil-
miyor. Akla "mafya", "çete'gıbi kav-
ramları getiren tipten (veya "tipsiz")
eşofmanlı veya siyah deri ceketli, kı-
sa kesilmiş "kırpisaçlı" epeyce adam
dolaşıyor. Adım başı kimlik korrtrolü var.
Kafkasyalılar ve "esmerier" sık sık de-
netlenıyor. Çok polis "çok güvenlik"
anlamına mı geliyor, bilmem. Ama "sı-
radan" ve "örgütsüz hırsızlar" açısın-
dan işler biraz zorlaştı galiba.
İki ülke de birbirinin 'gözdesi'
Bu yaz Türkiye'ye turist akınının yüzde
39.6 düştüğünü bildiren Segodnya gazete-
si, tüm olumsuz koşullara karşın (Ocalan da-
vası, deprem vs.) yine de Türkiye'nin Rus-
ya yurttaşlannın turizm tercihleri arasında ilk
sıralarda bulunduğunu yazıyor. Turist sayı-
sının azalması sonucu, Türkiye açısından
geleneksel olarak "iki numaralı ülke" olan
Rusya'nın bu yıl ön sıraya geçtiği sanılıyor.
Moskovalı, eşcinselliğe hoşgörülü
Moskovalı gençlerın (18-29 yaş) yüzde 67'si, "Herkes cinsel seçiminde
özgürdür" diyerek eşcinselliğe hoşgörü gösteriyor. Orta ve yukarı yaştaki-
ler arasında bu oran yüzde 27. "Eşcinsellere karşı önlem alınmalı" diyen-
lerin oranı ise, sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 16.
ORUŞ/Prof. Dr. l REŞAT ÖZKAN
Tükeniş, özgüvenin zayıfladığı, zayıfla-
maya yüz tuttuğu yerden başlar ve onun bir
yitirilişe dönüşmesiyle kök salar; süreklilik
içinde gerçekleşmesi gereken bir "deği-
şim "in umut dolu aydınlık sokaklarında ba-
şı dikyürümekyerine, "başkalaşma"n\n kör
karanlık kuyularında el yordamıyla bir yer-
leretutunmayı içine sindirmeye yönelir. Öz-
güvenin zayıflamasına yol açan nedenler ise
çeşitli; tıpkı, bu duyguya uğrayan insan, bi-
rey ve toplum gibi. Ya ne yabarsanız yapın,
sorunlan aşmaya gücünüzün yetmeyece-
ği ya da hiçbir sorunun altından kalkama-
yacalvkadar güçsüz, yetersiz ve olanaksız
olmafc duygusuna kapılmak gibi birşey bu.
Her ikisi de aynı ruhsal ve bilinçsel bir ka-
bullenişe yol açıyor.
Bunun adı edilgenliktir. Bunu bir kez be-
nimsemeyegörün; bundan sonrası başka-
larınca tanımlanan bir yaşamı sürdürmeye
özdeştir. Edilgenlık, belki bir anlamda ve
belli bir süre için, sorumlu ve zorunlu olma-
mak gibi aldatıcı bir rahatlama sağlayabi-
lir, ama bu sürenin sonunda yaşamın bütü-
nüyle anlamsız ve değersiz bir içerik kaza-
nacağına hiç kuşku yok. Üstelik, elde edil-
diği sanılan o aldatıcı rahatlamanın sonun-
da sorunlar daha da büyüyecek, yaşama
sevinci ve insan olmanın onuru çok yoğun
bir biçimde örselenecek, birey olmanın bi-
lincideyokolupgidecektir. Umutlarını, ken-
di gayretiyJe ve kendi erkini kullanarak ger-
çeğe dönüştürmeyi amaçlayamayan, düş-
leyemeyen biryapıya bürünmenin, yaşamı
ne denli anlamsız yapacağı oldukça açık ve
her konuda bunun örneklerini sıkça gör-
mek olanakJı, bunu herkes biliyor. Çünkü ya-
şamın anlamı üretmektir, üretilenlerde pay
sahibi olmaktır. Yaşam; sevgi gibi, barış gi-
bi, dostluk gibi, sanat gibi, bilim gibi, insa-
na saygı gibi, doğayı sevmek ve korumak
gibi, uygarlık ve daha nice benzerleri gibi
alanlarda özgün üretimlerı ortaya koymak
isteğiyle bir anlam ve bu istekler doğrultu-
sunda elde edilecek başanlarla bir değer ka-
zanır. Edilgenliğin iki kaynağı var.
Öznel olanı, kuşkusuz bizden kaynakla-
nıyor. Ya korkularımız abartılıdır ya da ye-
terince bilinçlenememişizdir. Nesnel gözlem-
lerden yola çıkarak ve sınaya sınaya arttı-
racağımız kararlılığımızla güçlendireceği-
miz özgüvenimiz, bir yandan korkulanmızı
yenecek, öte yandan da bilinçlenmemizde-
ki boşlukların dolmasını sağlayacaktır. Ikin-
Yeni Mandacılık
ci kaynak ise dışımızda gelişen ve bize da-
yatılmaya çalışılan bir tür tedavi yöntemini
andınyor. Ama bu tedavi yöntemi, yalnızca
"kocakan" ilaçlarını kullanır. Belirtiler, belki
belli bir süre için gözden kaybolabiliyor,
ama bünyenin gizliden gizliye gelişen ve
yok eden bir büyük hastalığa yenik düşme-
si kaçınılmaz sondur. Edilgenlik, nedeğişi-
mi ne de onunla birlikte gelecek olan geli-
şimi sağlar; edilgenliğin getireceği, yalnız ve
yalnızca "başkalaşma "dır. Buna karşı dur-
manın yalnızca bir tek yolu var.
O yol da kendimize ve bize ait olana sa-
hip çıkmak, çağdaş olanı gözlemlemek, ek-
sikleri tamamlamak, sürekli bir gelişme ve
iyileştirmeyi hedeflemek, her türlü yozlaş-
maya, yanlışa, kötüye, haksızlığa, pisliğe ve
çürümeye karşı çıkmak ve bütün bunların
gerektirdiklerini cesaretle yerine getirmeye
çalışmaktır.
Eğer bunlann bizim adımıza başkalan ta-
rafindan yerine getirilmesine umut bağla-
nırsa, yalnızca sorunlar aşılamamakla kal-
maz, aynı zamanda sorumluluktan kaçış
ve edilgenlik ve güdülme ile gelecek olan
başkalaşım, onları daha da içinden çıkılmaz
yapar. Çünkü sorunların çok büyük bir bö-
lümü, yapının kendisinden kaynaklanmak-
tadır, yani asıi sorun içeridedir.
Bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar
ve bu ulusu oluşturan bireyler olarak, bir-
çok olumsuzluğu, oldukça uzun bir süre-
den beri yaşamaktayız. Siyaset kurumları
ve devlet aygıtı çok olumsuz bir etkileşim
süreci içinde. Siyaset bir hizmet alanı olmak-
tan çıktı ve bir ikbal mesleği haline geldi. Si-
yaset elbette vazgeçilmez, ama sürekli ola-
rak devleti ve onun kurumlannı örseliyor. Dev-
let kurumları içinde görev alan bazılan da
kendi ikballerinin ardına düşüp devleti yoz-
laştırıyorlar.
Siyasetçiye uyarianmış bir devlet ile rant-
tan, yandaştan, devlet olanakfannın peşkeş
çekilmesinden medet uman, yolsuzluğa,
şaibeye ve türlü çarpıklıklara bulaşmış bir
siyaset yapma tablosunun karşısında, için-
deyiz. Devlet birçok alanda toplumsal istem-
lere yanıt verebilecek durumda değil ve ha-
zırlıksız. Yasal ve fîziksel altyapı, beklenti-
lerin oldukça uzağında. Ulusal çıkarlanmı-
zın yeterince gözetildiğini söyleyebilmek
olanaksız.
Kural tanımazlık, neredeyse, en geçerli ku-
ral haline gelmiş. Söylemlerin ya zeminleri
yanlış ya da içerikleri çarpıtılmış. Kavram-
ların altı boş. Herkes kafasına uygun ta-
nımların peşinde. Örneğin, ülkenin en üst
yargı kurumunun başında olan kişi bile, bir
yandan kendisinin meşru olmadığını sav-
larken, öte yandan da bulunduğu makamın
yetkisi ile konuşmak ikileminden kendisini
kurtaramıyor. Yurttaşlık bilinci dışlanmak
tehdidi ile karşı karşıya. Demokrasi oturtu-
labilmiş ve hukuk devletinin önündeki en-
geller henüz kaldırılabilmiş değil. İnsan hak-
ları konusundaki eksiklikler bir türlü gideri-
lemiyor. Yurttaşın devlete ve siyaset kuru-
muna olan güveni zayıflıyor ve işte asıl teh-
like burada ortaya çıkıyor. Evet bütün bun-
ları biliyoruz, ama bılmemiz gereken bir
başka şey daha var.
Bütün bu olumsuzlukları ve eksiklikleri
giderecek, çarpıklıkları düzeltecek, insan
haklarına dayanan ve sosyal adaletçi, ger-
çek anlamda demokratik, laik ve sosyal bir
hukuk devletini gerçekleştirecek olanlar biz-
leriz, bu ulusun yurttaşlandır, başkalan de-
ğil. Bizi düzlüğe çıkaracak olan bizim ulu-
sal istencimizin içindeki erki bu ülke ve onun
ayrımsız tüm yurttaşları için, her türlü yasal
zemini kullanarak degerlendirmektir. Yok-
sa, bu olumsuz tabloyu, ulusalcılık anlayı-
şından hiç nasibini almamışların, özgüve-
ninden umudu kesmeyi bu halka dayatma-
ya kalkan ve örneğin, "İyi ki gümriik birli-
ğine katıldık, yoksa bizyasa yapamazdık"
ya da "Şu Kıbns başımıza yıllardır dert olu-
yor, verelim de kurtulalım" gibi anlayışları
değil. Sorunlanmızı kullanarak yabancılann
bu ülke üzerinde oynamaya çalıştıklan oyun-
lara biterek ya da bilmeden alet olanlann tarz-
ları hiç değil.
Aradan seksen yıl geçti. Kendilerini öyle
tanımlamasalar bile o günlerin "mandacı-
lık" anlayışını günümüze uyarlamaya çalı-
şanlar var. Mustafa Kemal, o günlerin tüm
yıkılmışlığı veyoksunluklan içinde bile bun-
lara metelik vermemişti. Bu kişiliksiz zihni-
yet, o gün olduğu gibi bugün de kesinkes
yenilgiye uğrayacaktır. Yeter ki biz bagım-
sızlık ışığı ve egemenlik ülküsü altında ül-
kemiz ve tüm ulusumuz için yapmamız ge-
rekenleri yapalım; tıpkı, arkamızda bırakmak-
ta olduğumuz yüzyılın başlarında ulusça
yaptığımız, yapmayı başardığımız gibi.