Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başkalarının
opganlanyla
yaşayanlar
• A>X\RA(AA)-
Yaşamlannı başkalanmn
orgatdanyla sürdürenler, 30
Ocak'ta bir araya gelecek.
Başkent Üniversitesi'nden
yapılan açıklamaya göre,
ülkede ilk böbrek nakJinin
yapıldığı 3 Kasım 1975'ten
bu yana yaşamlannı
yakınlannın ya da adlannı
bile bılmedikleri kişilerin
organlanyla sürdürenler,
kendilenni hayata döndüren
hekirnlerle buluşacak.
Toplantıda aynca, bu yıl 29
Ağustos-4 Eylül tarihleri
arasında 12. kez
düzenlenecek olan "Organ
Naklı OlımpiyatlarTna
(Transplant Games)
Türkiye'den katılacak ekip
de belırlenecek. Hollanda'da
düzenlenecek, 12 dalda
yanşmalann yapılacağı
olimpiyatlara Türkiye ilk
kez katılacak.
Özürlüye
hükümlülerin
istihdamı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - tstihdam edilen
personel sayısı 50 ve daha
fazla olan işyerlerinde, 1
Ocak'tan itibaren mevcut
personel sayısraın yüzde 3'ü
oranında özürlü çalıştırma
zorunluluğu bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından
yayımlanan tebliğe göre, 50
ve daha fazla personel
istihdam edilen işyerlennde,
personel sayısının yüzde
2'sı oranında eski hükümlü
çalıştırma zorunluluğunun
24Ekim 1998 tarihinden
itibaren yüzde 3'e
çıkanldığı, bu zorunluluğun
özürlüler açısından ise 1
Ocak tarihinde başladığı
anımsatıldı. Aynı il sınırlan
içinde bir işverenin birden
fazla işyeri bulunması
halinde, kontenjan
tespitinde, bu işyerlerinde
çalışan toplam işçı sayısı
dikkate ahnacak.
SiyanüPle tHki
kattiamı
• KAYSERİ(AA)-
'Kayseri'flin Felahiye -J °
r ıB
'
ilçesinde siyanürle tilkî
katltamı ile ilgili olarak 3
soruşturma başlatan
Cumhuriyet Savcrlığı,
bunlardan birini tamamladı.
Kara Avcıhğı Kanunu'na
göre. siyanürle tilki avlayan
3 kişiye 380 bın lira para
cezası veren Felahiye
Cumhuriyet Başsavcılığı,
ayn zamanlarda öldürülen
146, 12 ve 5 tilki ıçin üç
ayn soruşturma açtı. 12
tilkinin öldürülmesi ile ilgili
sorusturmayı tamamlayan
savcılık, Orman Bakanlığı
Av ve Yaban Hayatı
Mühendisliği'ne de ihbar
yazısı göndererek tazminat
davası açabileceklenni
bildirdi. Mühendislik,
öldürülen 12 tilki için
Felahiye Sulh Hukuk
Mahkemesf ne 50'şer
milyon liralık tazminat
davası açacak.
Ttesmi nikâh'
kampanyası
• İstanbul Haber Servisi -
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği (ÇYDD), Medeni
Kanun'un kabulünün 73.
yıldönümü olan 17 Şubat
tarihinde tüm şubelerinin
katılunıyla "Resmi Nikâh
Kampanyası"' düzenledi.
ÇYDD'den yapılan
açıklamada Atatürk
devrimleriyle kazanılmış en
önemli haklardan bırinin
resmi nikâh olduğu
vurgulandı. Türkiye'de
resmi nikâhtan
yararlanmayan pek çok kişi
bulunduğuna dikkat çekildi.
Yetenek sınavları
• KOCAELİ (AA)
(Cumhuriyet Bürosu) - Eski
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ)
Rektörü Prof. Dr. Atıf Ural.
üniversitelerin güzel
sanatlar fakültelen ile beden
eğitimi yüksekokullannın
yetenek sınavlannda. politik
baskılann etkili olduğunu
öne sürdü. KOÜ'de öğretım
üyelıği görevini sürdüren
eski rektör Ural, 3 büyük
kent dışındaki kentlerde
bulunan üniversıtelere bağlı
güzel sanatlar fakültelen ile
beden eğitimi
yüksekokullanna öğrenci
almak için yapılan yetenek
sınavlannda, yerel
yönetimler ile yerel parti
başkanlannın etki yapmaya
Çalıştığını savundu. Sınavlar
için baskı yapanlann,
ıstediklerinin yapılmasını
yasal bir hak gıbi
gördüğünü kaydeden Ural,
"Bazı üniversitelerde bu tip
yetenek sınavlannı
kazanmak, ancak yerel
partisel örgütlerin onayıyla
mümkün olabilmiştir" dedi.
FP'li belediyenin 5 yıllık işleri arasmda kenti îslamlaştırma çabalan ilk sırayı aldı
istanbul kaçak kufliye cenneti• CHP'li
Mehmet Polat,
yaptınlan
külliyelerle
îstanbul'un
doğu-batı
yönünde ikiye
bölündüğünü
belirterek
"FP'lilerin
kente
vurduklan
damga kaçak
külliyelerdir"
dedi.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul 2.
Bölge'den milletvekili aday adayı olmak
için CHP Gaziosmanpaşa ilçe başkanlı-
ğından istifa eden Mehmet Polat, 5 yıl-
dır İstanbul >önetimini elinde bulundu-
ran FP"lilerin yeşil alanlara kaçak külli-
yeler inşa ettirdiklerini belirtti. Beykoz
Çavuşbaşı'ndaki 'Cübbeli Ahmet Hoca
Külliyesi', Gazıosmanpaşa'da 'Sultan
Selim Külliyesi' ve Taşoluk beldesinde
'Yeşil Cami Vakfi' tarafından yaptınlan
külliyenin İstanbul'u doğu-batı yönün-
de ikiye böldüğünü belirten Polat,
"FPTilerin kente vurduklan damga ka-
çak külliyelerdir. Bu külliyelerin çağdaş
bir Türkiye yaratmaya hi/.met edeteğini
kimse savunamaz" dedi.
FP'lilerin tstanbul'da yönetıme gelır
gelmez Taksım'e cami yaptırma tartış-
ması başlattıklannı ve görevlerinin so-
nuna kadar tartışmalı cami ve külliyeler
inşa edildiğini söyleyen Mehmet Polat,
18 Nisan seçimleriyle irticamn gelişme-
sine sağlanan olanaklann sona ereceği-
ni söyledi.
Irticai gelişmelerin Gazıosmanpaşa'da
yoğun olarak yaşandığını iddia eden Po-
lat. Milli Eğitim Bakanlığı adını kulla-
narak kaçak olarak yapılan imam hatıp
lisesi inşaatının. kendılerinin verdiği
mücadeleyle durdurulduğunu belirtti.
Yeşil alana. kaçak imam harip lisesin-
de okuyacak öğrencilere yurt yapılmak
üzere temel kazıldığını, ancak olayı ka-
muoyuna yansıtmalan ve tstanbul Vali-
liği'ne şikâyette bulunmalan üzerine
yurt yapımının durdurulduğunu anlatan
Polat belediyeye ait Gaziosmanpaşa Kâ-
zımkarabekir Mahallesi'ndekı >aklaşık
3 bin metre karelik arazınin yok pahası-
na Evliya Çelebı Külliyesi ve Okul Ta-
lebelerine Yardım Derneği'ne satıldığı-
nı belirtti.
Gaziosmanpaşa'da spor alanı olarak
aynlan arazinin dinci bir vakfa verilerek
üzerine oldukça büyük bir külliye inşa
edildiğini vurgulayan Polat daha sonra
şunlan söyledi:
"FP'lilerin görev de bulunduklan 5 yıl
içinde göze çarpan tek şey vardır, o da.
özeüikle İstanbul'un varoşlannda kaçak
olarak yapılan cami ve külliyelerdir. İh-
tiyaç duvulan yere cami yapılmasuıa
kimsenin bir şey dediği yok. Ancak cami-
lerin tarikatlar arasında bölünmesi, ihrt-
yaca göre değil tarikat sayısına göre ca-
mi yapılnıası bir yana, camilerin alüna
yapılan dükkânlann sağJadığı rant da
bir başka boyuttur. Son yülarda ise kül-
liye yapımına önem verUmeye baştandL
Çünkü küUiyeler içerisinde pansiyonlar,
yatüı öğrenciler için yurtlar, Kuran kur-
su derslikleri yer alıyor. Bu çahşmalan
yürütecek personel için de tojmanlar ya-
pıljyor külliyeler içerisine. Gaziosman-
paşa 'daki Sultan Selim Külliyesi buna
ornektir. Kartal'da plaja \apılan cami,
Beykoz Çavuşbaşı'ndaki külliye, Taşo-
luktaki külüye,dinci vakmara tahsis edi-
len kamu arazileri, bcledrvelerdeki kad-
rolaşma... tşte, FP'lilerin İstanbul'da 5
yıl içinde yapbklan bunlardır."
FP'lilerin işbaşına gelmesinden sonra
irticamn azgınlaştığını ve büyük olanak-
lara kavustuğunu savunan Polat, 18 Ni-
san seçimlerinin. irticaya sağlanan eko-
nomik olanaklann büyük ölçüde orta-
dan kaldınlacağt bir sonuç vereceğine
inandığını söyledi. Halkın irtica konu-
sundaki gelişmeleri sessizce izlediğini
ve seçimlerde bu konudaki görüşünü
sandıkta söyleyeceğini anlatan Polat,
"İstanbul, 2000'H yıllara çağdaş bir yö-
netimle girecektir. Kaçak külliyeler dev-
ri 18 Nisan'da sona erecektir" dedi.
' F a t i h C o c u k O r m a n ı ' n d a n ' T u r i z m M e r k e z i n e u z a n a n s ü r e c
onmmımn atlı kaldı
İPEK YEZDANÎ
Fatih Çocuk Ormanı'nı "Parkorman"
yapan Turkuaz firmasının, çocuk
ormanını içerisinde havuzbaşı
partilerinin, sünnet düğünlerinin \ e
'ralK' yanşlannın yapıldığı bir 'turistik
tesis'e dönüştürdüğü öne sürüldü.
" Parkorman"da yapılan tesislerin ve bu
tesıslerin kullanım amaçlannın "ihale
şartnamcsine aykın bir biçimde
değiştirildiği". Orman Bakanlığı
müfettişlennce hazırlanan ınceleme
raporunda da belirlendi.
Orman Bakanlığı Marmara Bölge
Müdürü Eyüp Kaşıkçı ise
Parkorman'daki tüm tesislerin projelere
uygun olduğunu savunarak. "Biz de
orasuun çağdaş, modern turistik bir tesise
dönüştürülmesini öngöriiyoruz. Daha
yayla evleri, golfsahası. basketbol sahası
yapüacak" dedi.
Orman Bakanlığı tarafından "çocuk
ormanı" yapılması amacıyla 3 yıl önce
ihaleye çıkartılan Fatih Çocuk
Ormanf nın, Orman Bakanlığı Marmara
Bölge Müdürlüğü'nün de göz
yummasıyla, ihaleyi alan Turkuaz
firması tarafından adeta bir "turistik
tess"e dönüştürüldüğü ıddia edildi.
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Marmara Şube Başkanı Prof. Dr. Kadir
Erdin, ihale şarmame ve
sözleşmesındeki "Tesiste herhangi bir
ekleme, şeklini değiştirme yapüamaz.
tesis dışında yer işgal edilemez"
maddesine karşın ormandaki gerek
tesislerin, gerekse kullanım amaçlannın
tamamen değıştırildiğini söyledi.
Prof. Erdin, Orman Bakanlığı tarafından.
çocuklann orman ve çevre bilincinin
geliştirilmesi amacıyla "Fatih Çocuk
Ormanı" olarak projelendinlen 105
hektarlık ormanlık alanının. "Yap-işlet-
devret" modeliyle ihaleye çıkanldığını
ve 22 Mart 1996 tarihinde yapılan ihale
itibaren başlatıldığmı vurguladı.
Parkorman'ın işletmeye açılmasından
itibaren gerek tesislenn. gerekse
kullanım amacının tamamen değişriğinı
öne süren Erdin. ormana yapılan
"Anfitiyatro, kafetenu, açık hava ban,
yüzme havuzuyla
r
. alanın "turistik tesis'
1
statüsüne dönüştürüldüğünü savundu.
Erdin, Parkorman'da aynca 22 adet
"hayvan barınağı'' bulunduğunu ve bu
bannaklann Turkuaz firması tarafından
atih Çocuk Ormanı'nın, içerisinde havuzbaşı partilerinin. sünnet
düğünlerinin ve 'ralli' yanşlanmn yapıldığı bir "Turistik Tesis"e
dönüştürüldüğü iddia edildi. Orman Bakanlığı Marmara Bölge
Müdürü Eyüp Kaşıkçı, Fatih Çocuk Ormanı'nın turistik tesise
dönüştürülmesini 'onayladıklannı' belirterek, "Daha yayla evleri,
golf sahası, basketbol sahası yapılacak" dedi.
sonucu ıki buçuk yıllık ışletim süresiyle
"Turkuaz Turizm İnşaat Ticaret ve
Sanayi Limited ŞirketTnc verildigını
belirtti.
İhale şartnamesinde "Ormandaki tüm
yapılaşmalann 30 Temmuz 19%'\a
kadar tamanılanmaması durumunda
sözleşmenin feshedileceği"ne daır madde
olduğunu ancak firmanın gerekli şartlan
zamanında yerine getiremediğini anlatan
Erdin. buna karşın dönemin Orman
Bakanı Halit Dağh'nın talimatıyla
sözleşme süresinin 11 Mayıs 1997'den
başka bir şırkete kiralanarak **köpek
çiftüğj" yapıldığını öne sürdü.
Ana projede çocuklar için planlanan
göletin yüzme havuzuna dönüştürülerek
burada havuz başı partıleri. düğün
törenleri, kokteyl partileri
gerçekleştirildiğini belirten Erdin,
Parkorman'da "ralli bile düzenlendigini"'
öne sürdü.
Parkormanla ilgili tüm iddialann Orman
Bakanlığı müfettışlerince hazırlanan 11
Ağustos 1998 tarihli inceleme raporunda
da yer aldığını belirten Erdin, ancak
Bakanlığın raporunda, yapılan tesislerin
\e değişiklıklerin 'çokyerinde
görüldüğü'nün belırtıldiğinı söyledi.
Erdin. "Tüm bu gelişmeler, işletJci
nrmanın isteklerine Orman Bölge
Müdüriügü'nce sempatiyle yaklaşüarak
kabul edilmesi ve işin çığrmdan
çıkmasıyla tanımlanabilir"* dedi.
"Parkorman"ın, mastır planlan
yapılmamış orman ıçı dinlenme
tesıslerinin ihale yöntemiyle
ışletilmesinde yaşanacak tıkanıklıklann
en önemli örneğı olduğunu ıfade eden
Erdin. "Orman Bakanlığı'nı bu konuda
göreve davet ediyoruz" dıye konuştu.
Orman Bakanlığı Marmara Bölge
Müdürü Eyüp Kaşıkçı ise Fatih Çocuk
Ormanf ndaki tüm yapılaşmalann
"projelere uygun" olduğunu savundu.
Ormandaki köpek bannaklannın
"köpekleriyle ormana gelen ailelerin
köpeklerinin bakımının yapılması
amacıyla" bulunduğunu belirten Kaşıkçı,
"Ben köpek satılması meselesini
bilemem. Olabilir. veteriner başka yerde
büyüttüğü bir yavnı köpeği oraya
koyabilir. birisi beğenip alabilir" diye
konuştu.
Orman Bakanlığf nın da Fatih Çocuk
Ormanı'nın "Çağdaş ve modern bir
turistik tesise dönüştürülmesini"
öngördüğünü ifade eden Kaşıkçı.
"Oraya daha yapüacak çok şe> var. Yayla
evleri, golf sahası, basketbol sahası
yapılacak" dedi.
Eğitimde
kalite
ve rekabetFtGEN ATALAY
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cstün
Ergüder, olaylara kanşah üniversite öğrencilerine
hoşgörülü yaklaşılması gerektiğini belirterek.
u
Bu
çocuklan kazanmak, ilerki >aşamlanna alışbrmak
zonındayız. Bu, onlan itip kakarak olmaz. Onlara
sevgi>k yaklaştığınuz zaman bunun yarannı görü-
yoruz"dedi.
300 dönüm arazi üzerinde. yaklaşık 9500 öğren-
cinin öğrenim gördüğü Boğaziçi Universitesı'nin
rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder ile üniversitedeki
eğitim kalitesi. vakıf üniversiteleri, ünıversiteler-
deki protesto gösterilen ve üniversitenin yeni yur-
du "Süperdorm" üzerine bir söyleşi yaptık. Eğitim-
de kalitenin düşmemesi amacıyla kontenjanın dü-
şürülmesi için çaba harcayan ve bunda da başanlı
olan Rektör Prof. Dr. Ergüder. "Bir proje sunarsa-
nız anla>işla karşılanı>or. Eğitim fakültemizin kon-
tenjanını 120 öğrenciden 400'e çıkardılar. Biz de bu-
nun üzerine kendilenni okula çağırdık, mekânı gös-
terdik. durunıumu/u anlattık \c bi/J anladılar, kon-
tenjanı düşürdüler" dedi.
Eğitimde kalitenin yalnızca sınıfta değil, kampu-
sun her yerinde gerçekleştirilmesi gerektiğini söy-
leyen üniversite rektörü. çağdaş ve öğrenjneye açık
insan yetiştirmey ı amaçladıklannı \ urguradı. Vakjf
— M ^ — • — ^ — ûniversitelerinin kurulma-
sından yana olduğunu bç-
lirten Prof. Ergüder, şun-
^gÇ | a n söyledi: "Rekabet or-
UnİversiteSl tamı varatmışlardır. Ama
Rektörü onlarla a>nı şartlarda re-
protestocu k a b e t e t m e k
My0
™*- &*
xv»«^;ı»« vakıf üniversitesi hocasına
Oğrencilere Wbtadohrwriyon.beıı
hOŞgorulU de\ermeü>im.Budamali
yaklaşiyor: . özerklikle mümkün olur.
"Itip, kakarak Bizden vakıf üniversHele-
olmaz, gençlere
sevgıyie
yaklaşmaliyiz"
luşimdiye kadar çok azd-
d u ^ ^ b i r m e d e m y e t
merkezi ve kunıma bağh-
""•—•—•"—«—•— lik çok etkili Ancak, genç
öğretim üyelerini nasıl alacağız?"
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü. "Üıüversitenizde
öğrencilerin protesto gösterilerine nasıl tepki veri-
yorsunuz,Oğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni her olay-
da uyguluyor musunuz" sorulanna şu yanıtlan ver-
di: "Inrversitcçağındakigençler20-25yaşlanara-
sındadır. Hepimiz bu >aşlardan geçtik. Düny^>ı pem-
be gözlükleıie görüp, ideal fıkirlere inanılan bir dö-
nemdir. Adaletsizliğe isyan edilir. Bu isyan çeşhü şe-
killcrde ortaya çıkar. Bu çocuklan kazanmak, iler-
ki yaşamlanna ahştırmak zorunda> ız. Bu. onlan i-
tip kakarak olmaz. Onlara sevgiyle vaklaştığımız
zaman bunun yarannı görüyoruz. Disiplin ^ önet-
meliğj'ni, ders saatinde,sınıfin \anında basketbol oy-
nayanlara, muzik çalanlara u\ gulu\orunı."
Prof. Dr. Ergüder. üniversitenin lisansüstü kapa-
sitesini arttırmayı hedeflediklerinı.böyleceyeni ku-
rulan üniversitelerin öğretim elemanı ihtiyacmın da
karşılanabileceğini söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi'nin bu öğretim yılı başın-
da açılan yeni yurdu, "Süperdorm", yedi katlı dört
bloktan oluşuyor. 2-5 kişilik toplam 130 daırenın
bulunduğu yurt, 486 öğrenci kapasiteli. Halen 70
burslu öğrencinin kaldığı yurttaki dairelerde, her
öğrencinin ayn bir odası var.
BRÜKSEUDEN/ YLCELTOP
Yeni yılın ilk gıinüne Avrupa Birli-
ği yeni bir para birimiyle girdi: Eu-
ro. Artık bundan böyle AB üyesi on
bir ülke, aralanndakı tüm işlemleri
bu yeni para birimi üzerinden yapa-
caklar. Türkiye'nin seçım sürecine
girdıği bu yıl Avrupa Parlamentosu
da yenileniyor. Dtğer yandan AB hü-
kümeti niteliğındeki AB Komisyo-
nu'nun yenilenmesi de aynı tarihle-
re rastladığt için 1999 yılı Türkiye
açısından yaşamsal bir önem taşı-
maktadır. Bilindiği gibi AB'nin on
beş üyesinden on dördünde tek
başına veya koalisyon ortağı ola-
rak sosyal demokratlar iktidarda-
dır. Bu somut durum Türkiye'nin AB
ile ilişkilerinde önemli bir potansiyel
yaratma şansına sahiptir. Her ne
kadar bugün AB ile ilişkiler Türki-
ye'nin gündeminden düşmüş ve
Türkiye'de içine kapanma egilim-
leri artmışsa da AB, Türkiye'nin en
önemli ekonomik muhatabı olarak
istenmese de hâlâ birinci planda
kalmaktadır.
Nisan ayında yeni yönelimler be-
lirleyecek olan bir genel seçim ya-
şayacağız. Türkiye, dünyada ve bu-
lunduğu bölgede yaşanan gelişme-
lere duyarlı, bunlan anlayacak ve
ülkeyi bu gelişmelere uygun bir bi-
çimde yönetecek bir sonuçla bu
seçimlerden çıkamazsa ülkemiz
için de, bu ülkede yaşayan milyon-
larca yurttaşımız için de yazık ola-
cak. Ülkede ekonomik ve demok-
ratik süreçlerin olumlu yönde seyri
için ülkemizin AB ile olan ilişkileri-
nin normalleştirilmesi ve üyeliğimi-
zin gerçekleşmesinin gerekli oldu-
ğuna inananlardanım. Bu açıdan
bakıldığında önümüzdeki nisan
ayında yapılacak genel seçimler
çok önem kazanmaktadır. Kendi çı-
kan veya içinde bulunduğu bir gru-
bun çıkan için var olan bu düzenin
sürüp gitmesinden yana olanlar için
değil ama, ülkesinin çıkannı düşü-
nenler için yapılacak seçimler çok
önemli ve belki de son bir şanstır.
Kapı komşumuz Avrupa Bırliği ül-
kelerinde birbiri ardınca sosyal de-
mokrat partiler iktidara gelirken,
yoksulluğun giderek arttığı ülkemiz-
de sotun neredeyse pariamentoda
temsilinin bile tehlikeye gırdiğinı
görmek acı veriyor. Türkiye'de sos-
Belki Son Şans
yal demokrasinin ağırtıklı birgüç ol-
ması demokrasimiz için şarttır.
Sosyal demokrasinin ağırlıklı güç
olmasının koşulu da herkesin tek-
rarladığı birlikten geçiyor. Herkes
birliğin gereğine inandığını söylü-
yorama, bunu söylerken de bu bir-
liğin kendi önerdikleri yapıda olma-
sını savunuyor.
Sol birlik veya solda biriik!
lyi ama, sol kim? Sosyal demok-
ratlar kim?
Hangi parti, hangi eğilim solu
temsil ediyor?
Bence, yeni tartışma konulan aç-
ma ihtimali taşıyan böyle bir soru-
nun cevabını aramaktansa işe var
olan durumdan başlamak daha ya-
rarlı olabilir. Kim, hangi parti önü-
müzdeki seçimlerde ilkeli bir birliği
sağlayarak pariamentoda güçlü bir
sağ karşrtı blok oluşturabilir? Soru
bu biçimde sorulduğunda paria-
mentoda kendisinı sosyal demok-
rat olarak niteleyen ve barajı aşma
şansına sahip tek bir parti olduğu
görülecektir. Sosyal demokrasinin
evrensel ilkelerine kendisini yakın
gören, pratiğinde pek yansıtamasa
da teorik olarak çağdaş bir sosyal
demokrat parti olma iddiası taşıyan
ve pariamentoda temsil edilen
Cumhuriyet Halk Partisi yukanda
bahsettiğim kriterieri içeren adres
olarak gözükmektedir. Sosyalist
Enternasyonal üyesi ve uluslarara-
sı ilişkilerinde bu bağlamda davra-
nan CHR Türkiye'nin önündeki bu
kritik dönemde önemli görevlerle
karşı karşıyadır: Ülkenın demokra-
tikleştırilmesi, AB/Türkiye ilişkilerin-
de beklentilerimize uygun adımlar
atılması, sosyal alanın demokratik-
leştirilmesi ve Türkiye'nin "muasır
medeniyetler" arasına sokulması
CHP'nin güçlenmesine bağlıdır.
Kendisini demokratik, sol ve parti
olarak tanımlayan DSP'nin sosyal
demokrasinin evrensel kurallarını
ve tarihi mirasını reddettiği, örgüt
üzerine değil, kişi kürtü üzerine
oturduğu, demokratik işleyışten
uzak olduğu ve sol düşünceye ve
örgütlere düşmancayaklaştığı dik-
kate alındığında henüz ismiyle uy-
gun bir tanımlama içinde yer ala-
mayacağı düşüncesindeyim. Bu
bakımdan Türkiye genelinde kendi-
sini baskı altında hisseden, demok-
rası ve sosyal adalet bekleyen her-
kesin önümüzdeki seçimlerde oy-
lannı Kullanırken bu kritertere göre
davranacaklannı umuyorum.
Kuşkusuz CHP'nin de içinde bu-
lunduğumuz koşullann kendisine
verdiği bu görevin gereğine uygun
davranıp en geniş yelpazeyi kucak-
layacak bir konumda bulunması
zorunludur. Ancak görev sadece
CHP yönetıminin değil, herkesindir.
Kişisel kırgınlık ve kızgınlıklan olan-
lar hınçlarını parti olarak CHP'den
değil, kendisine bunlan uygulayan-
lardan almayı düşünüp partilerini
güçlendiririerse bu onlar için en bü-
yük zaferdir.
Türkiye gelir dağılımındaki ada-
letsizlik, yoksulluk ve demokrasi-
sızlik sorunlannı çözmek yerine, bu
sorunların yarattığı, çeteleşme, kir-
li siyaset ve umut kınklığının nede-
ni olduğu her türlü radikal akımlan
çözmekle uğraşmaktadır. Gelir da-
ğılımında adaletsizliği ortadan kal-
dıımayı amaçlamayan bir parti, çe-
teleşmeyi engelleyemez. Yoksulluk
ve adaletsizlik durdukça siyaset kir-
lenecektir. Demokrası yerieşmedi-
ği sürece radikal akımlar yeşere-
cektir. Işte sosyal demokrat bir par-
tininfarkı buradadır. Sosyat demok-
rat bir parti, hastalığın bizzat ken-
disiyle, sağ partiler ise bu hastalı-
ğın vücutta doğurduğu yan etkiler-
le uğraşıriar. Çünkü, bugünkü so-
runlann nedeni esasen bu sağ ikti-
darlardır. Başka bir deyişle, hasta-
lığa neden olanlar bu hastalığı iyi-
leştiremezler. Iştegündem böylesi-
ne yanlış oturtulmuştur. Gündemi
ancak sosyal demokrat bir parti
yerii yerine koyabilir. Bu tür sorun-
lannı çözme umudu veren bir Tür-
kiye'nin de AB ile birleşme sürecfn-
de önünde önemli bir engeli kal-
maz. Işte bu bakımdan önümüzde-
ki seçimlerde sosyal demokrat bir
partinin güçlü bir biçimde parla-
mentoya girmesi yaşamsal bir
önem taşımaktadır.