Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
lmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yajın Yönetmenı Orhan trinç
#Genel Yayın Koordınatöru HikmetÇe-
tinkaya • Yazıışlen Muduru İbrabim
Yıldız 9 Sorumlu Müdür Fikret İlkiz
9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
9 Gorsel Yonetmen Fikret Eser
Istıhbarat Cengiz Yüdırun 9 Ekonomı Mehmet
Saraç 9 Küitur Handan Şenköken 9 Spor.
Abdülkadir \ ücetman 9 Makaleler Sami Karaören
9 Duzelıme \bdullah \ aacı 9 Fotoöaf Erdoğan
Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt
Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu tlban Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç. Oktaj
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şfikran Soner. Ergun Balcı,
tbrahim Yıldız, Orhan BursaJı.
Mustafa Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay AtatürkBuhanNo-
125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks.
4195027 9 Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H. Zıya
Blv 1352 S. 2 3 Tel 4411220, Faks: 4419117 9 Adana
Temsilcisi Çeön Yiğenoğlu, InönüCd 1 ) 9 S NorlKatl,
Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Müdurü Üstfln Akmen 9
Koordınator Ahmet Korulsan #
Muhasebe Bülem Yener#ldare Hüseyin
Gûrer • Işlctmc Önder ÇeUk • Bıfgı-
îşlenr N«il İnal # Bılgısavar Sıstem
Mirihet Çikr#Saüş FazüetKuza
MEDYA C: • Yonetım Kunılı
Başkanı - Genel Müdûr Gülbîı
Erduran # Koordınator Rehs
Işıtman % Genel Mudur Yardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Yıyımlayan ve Basao: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın \e Yayuıcılık A Ş
TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 istanbul Tel lü 212) 512 05 05 ,20 hatl Faks 10 212ı 513 85 95
26EYLÜL1998 îmsak:5.21 Güneş: 6.48 öğle: 13.03 Ikindi: 16.23 Akşam: 19.03 Yatsı: 20.25 www.cumhuriyet.com.ti
Heri saat
uygulaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ilen saat
uygulaması 25 Ekim 1998
Pazar gününe kadar uzatıldı.
Her yıl mart a> ının son pazar
günü saat 01.00'de başlayıp
eylül aymın son pazar günü
saat 02.00'ye kadar süren
"ıleri saat uygulaması "nın,
27.02.1998 tanh ve
98/10733 sayıh Bakanlar
Kurulu karan ile uzatıldığı
açikfandı.
Kasırga etkisini
süpdürüyop
• Dış Haberier Servisi -
Karayipler'de beş günde 186
kişinin ölümüne neden olan
on binlerce kişiyı de evsiz
bırakan Georges kasu"gası,
bu sefer de Güney Florida'yı
etkisi altına aldı. Yetkililer
olağanüsfü hal ılan edilen
merkez ve Güney Florida'da
2 bin 800 askerin kurtarma
operasyonlan için tetikte
olduğunu açıkladı. Düne
kadar zaman zaman saatte
maksımum 145 kılometre
hıza ulaşan kasırganın
hızının saatte 185
kılometreye kadar çıkması
bekleniyor. Kasırganın en
fazla zarara neden olduğu
Domınık
Cumhuriyeti'nde 125 kişinin
öldüğü, binlerce kişinin de
yaralandığı bildirılıyor.
Ek kontenjan
başvurulan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ünıversiteye ginş
sınavı sonucunda herhangi
bir programa yerleşemeyen
adaylar, boş kontenjanlar ıçin
1-7 Ekım tarihleri arasında
başvuruda bulunabılecek.
Açıköğretim Fakültes'ini ve
yetenekle öğrenci alan
programları kazanan
öğrenciler de ek
kontenjandan
yararlanabılecek.
Seramik sergisi
• İstanbul Haber Servisi -
Eczacıbaşı Topluluğu
kurucusu Dr. Nejat
Eczacıbaşı'nın 5. ölüm
yıldönümü anraa etkinlikleri
kapsamında, "Seramikte
Gelenek ve Çağdaşlık"
konulu seramık sergısı 2
Ekım'de Türk-tslam Eserleri
Müzesi'nde ziyarete açılacak.
Sahil temizJiği
• İstanbui Haber Servisi -
Dün\a denızlerinın \e
sahıllennin temizlığinı
amaçlayan American Marine
Conservation Center'm çevre
projesıne destek vermek
amacıyla British
International School
öğrencılen. bugün
Gümüşdere Plajı'nda sahil
temızlıği yapacaklar.
Okullara yardım
• İstanbul Haber Servisi -
llaç firması Pfizer, yardıma
muhtaç okullara malzeme
kampanyası düzenledi. 15-18
Eylül tanhleri arasında
düzenlenen kampanyada
Kâğıthane'de buîunan
Mehmet Rıfat, Gazi Osman
Bey. Imece ve Hacı Ethem
ilköğretim okullanna
malzeme yardımı yapıldı.
AÜ'ye kayıtlap
• ANKARA (UBA) -
Anadolu Üniversıtesi'nin
uzaktan eğitım sistemı
uygulayan Iktisat ve tşletme
fakültelenne kayıtlar 28
Eylül'de başlıyor. Kayıtlar 13
Ekım'e kadar sürecek.
Açıköğretim Fakültesi
Dekan Vekili Prof. Mehmet
Kesim. adaylara. ka> ıt
evraklan ve kılavuzunun
posta ıle gönderilmekte
olduğunu belirtti.
îlaç hammaddesinde, menopoz dönemindeki rahibelerin idran yerine Çin farelerinden alman hücre kullanılıyor
Rahibeler artık kısırhğa çözüm değilSERDAR KIZIK
AMSTERDAM - Menopoza gir-
miş Katolik rahibeler günlük rutin
koşuşturmalann uzağında artık. Her
ne kadar yeni bir yaşama katkıda bu-
lunmanın ruhanı doyumunu yaşamı-
yorlarsa da o her sabah kilisenin önü-
ne gelen servis aracına kavanozlarda
bıriktirdikleri günlük idrarlannı ye-
tiştirmenin telaşından kurtuldular.
Olan. kavanozlan fabrikaya taşıyan
servıs sürücülerine oldu, işsiz kaldı-
lar...
Kjsırlık sorununtm çözümünde ilaç
hammaddesi olarak kullanılan me-
nopoz dönemindeki rahibelerin kali-
teli idranna (cinsel hastalık ve kan bu-
laşma riski olmayan) artık gereksinim
yok. 1980'li yıllann başından beri
sürdürülen çalışmalar iki yıl önce so-
nuç verdi.
Bu kez devreye Çin hamster'lan
girdi. Yani Çin farelerinden alınan
bir hücre, embriyonun oluşmasında
idrar yerine taşıyıcı işlev görüyor. Bu
hücreden yapılan ilaç, tüp bebek söz
konusu olduğunda yumurta elde edil-
mesinde idrara göre iki kat daha et-
kin.
Hollanda'nın Oss kentınde Orga-
non'un uluslararası medikal danış-
manı Dr. Henk Jan Out Avrupa ve
ABD'de kullanılan Puregon'un ge-
lecek yıl Türkiyecle de satışa sunu-
lacağını söylerken bir yanıyla dünya
ilaç tekellennin stratejilerini de orta-
ya koydu. Buna göre üç temel alan söz
konusu:
Bınncisi kısırlık sorunlannın aşıl-
ması. Çünkü, Dün>a Sağlık Örgü-
tü'nün (WHO) verilenne göre; in-
sanlık, yüzde 15 dolayında bu soru-
nuyaşıyor. Yaklaşık6kişiden l'i is-
•Çin farelerinden alınan bir hücre,
embriyonun oluşmasında idrar yerine taşıyıcı
işlev görüyor. Bu hücreden yapılan ilaç, tüp bebek
söz konusu olduğunda yumurta elde edilmesinde
idrara göre iki kat daha etkin.
tediğı halde çocuk sahibi olamıyor. Dr.
Out, şu anda üstünde çalışılan yeni bir
ürünün tüp bebek öncesi kısırlık te-
davısinde dünyada büyük ses getire-
ceğini söylüyor.
Umut çöpte
Ikincisi, doğum kontrolü. Yine
WH0 verilenne göre, dünyada bütün
hamileliklerin yüzde 64'ü istenmeden
oluşuyor. Her yıl 228 milyon isten-
meyen hamilelik gelişiyor ve yılda
100 bin kadın kürtaj nedeniyle yaşa-
mını yitiriyor. AIDS dışında her yıl
300 milyon insan cinsel hastalığa ya-
kalanıyor. ABD'de 3 milyon isten-
meyen hamileliğin yansı düşükle so-
nuçlanıyor. Bu çerçevede ilaç tekel-
lerinin etkinliği daha yüksek; daha az
yan etkisi olan yöntemler ve ürünler
konusunda arayışlannı sürdürüyor-
lar.
Dr. Out, doğum kontrolünde üs-
tünde çalıştıklan iki yöntemin bu
alanda çığır açacağı görüşünde. llki
Hollanda'da iki ay önce ruhsatlandı-
nlan Implanon. Kibrit çöpü büyük-
lüğündeki bu araç, deri altına yerleş-
tiriliyor. 30 saniyede uygulanıyor ve
3 yıl doğum kontrolü sağlıyor. Ancak
kanamalarda düzensizliğe yol açıyor.
Örneğin bu yöntemi kullanan kadın-
lann yüzde 25'i hiç regl olmuyor.
Çöp çıkanldığında 4-5 günde yu-
murtlama başlıyor. Bu yöntemin er-
keklere de uygulanması için çalış-
malar yürütülüyor. Aynca yine er-
kekJerin kullanacağı bir doğum kont-
rol hapı üstünde çalışmalar sürüyor
ve 2005 yılında tamamlanması bek-
leniyor.
Halka geliyor
Bu alandaki ikinci ürün olan 'va-
ginal ring' üzerinde 20 yıldır çalışı-
lıyor. Bu, çapı 4 santim kadar olan,
plastikten yapılmış bir halka. Kadın-
lar, yardıma gereksinim olmadan yön-
temi uygulayabiliyorlar. 21 gün uy-
gulandıktan sonra çıkanlıyor ve 28.
gün yeniden takılıyor. Tatil ya da di-
ğer zorunluluklarda halka çıkanlmı-
yor ve böyiece regl ertelenebiliyor. Bu
ürünle ilgili çalışmalar gelecek yıl
tamamlanacak ve 2001 yılında paza-
ra sunulacak.
Diğer temel alanlardan üçüncüsü
depresyonla ilgili. Bu alandaki veri-
ler giderek daha çok sayıda insanın
depresyonla yüz yüze kaldığını gös-
teriyor. Bilimsel çalışmalarda şizof-
reni ve depresyona yol açan gen grup-
lan saptandı. Ancak hangi genin asıl
sorumlu olduğu henüz bilinmiyor.
Organon yetkilileri, 3 yıl içinde bu ge-
ni ortaya çıkaracaklarını savunuyor-
lar. Yine de saptanacak gendeki bo-
zukluğu giderecek ilacın üretilip üre-
tilemeyeceği kuşkulu.
Sonuç olarak insanlık, üreme ve
kısırlık sorunlanndan, yeni ve daha
güvenilir yöntemlerle kurtulacak.
Robert Redford, Atlara Fısıldayan Adam'la yeniden adından söz ettiriyor
i
atlardan öğrendim'Çeviri Servisi - Robert Redford Amerika ve Avrupa'da vizyona giren Atlara
Fısıldayan Adam'la bir kez daha kendinden söz ettirmeyı başardı. Uzun yıllardır Ban
Amerika'dakı çıftlığınde doğa ile yaşamayı secmiş olan ünlü aktör, Focus dergısı ıle
yaptığı söyleşide yeni fılminde kendini bulduğunu söylüyor.
Focus: Siz Atlara Kısıldavaj) Adam'da ilk kez oyuncu
Redford'u canlandırmaduuz. efsane Redford'u da yani yalmz
romantik kahraman Redford'u canlandırdmız.
Redford: Ben olaya tabu öyle bakmıyorum, bu bir
genelleme. Konu ılgimi çektı, ben taşrayı tanıyor, batıda
oturuyorum. New York'a da gelıp gidiyorum ancak atlan
tanıyorum ve sevıyorum, bir çiftlikte yaşıyorum ve
dağlardayım. Öte yandan tiyatroya New York'ta başladım,
çocuklanmı orada okuttum ve bu nedenle Manhattan'lı dergi
yönetmeni Annıe'yı de anlayabılıyorum. Bu fılmin benim açımdan
mitlerle bir ilgısi yok, yaşamın ıçınden tanıdığım insanlarla ilgısi var.
Focus: Siz romantik bir karaktere sahip misiniz?
Redford: E\et hem de tüm yanlışlarıvla.
Focus: Atlan seviyorsunuz. atlardan neler öğrendiniz?
Redford: Boyun eğmeyı ve bağlılığı. Insanoğlu bir gün atlan kendı
çıkarlan ıçm kuilanmaya karar vermiş. O noktada atın ehlileştınlmesı ve
terbıyesi sürecınde bir kjnlma meydana gelmış ve boyun eğme, yani emir
altına girme güvenı yok etmiş. Tom. filmde bunu fark ederek süreci tersine
ışletmeye başlıyor. Atın söyleyeceklerini dınlemeye başlıyor
Focus: Filminizde çok az se> işme sahnesi bulunuyor. bunun partneriniz
Knstin Scott Thomas'la aniasamamanızla da ilgisi var mı?
Redford: Hayır, ıkımiz gayet iyı anlaşıyorduk. Ancak dığer karakterlerin
gelişmesi ıçin se\ işme sahnelenne yeterli zaman yoktu. Orada tüm karakterler
arasında bir ilişki gelişiyor, bunlann tek tek işleranesi zaman alıyor.
Focus: Siz ama zaten başmdan beri seks sahneleri istemi>ordunuz?_
Redford: Çekimler sırasında öyle gelıştı Aynca filmde cınsellik yüklü
sahneler var. bardaki dans sahnesınde, se> ırci bızı sadece yatakta göımüyor.
Focus: Bu yaşta kendinia ranat hissetmiyor olabiMr misiniz?
Redford: Hayır böyle bir problem yok bunu çok da
sık yaptım, seyirci ıstemeseydi onu da bilirdim. Ancak
sorun başka yerde. Filmin sonu, kitaptan, zamanı
açısmdan aynlıyor. Senaryoda Tom ile Annie arasında
geçen ilişkiji de >Tjmuşatmaya karar verdim.
Focus: Neden?
Redford: Yaşanamamış sevgilen daha dramatık
bulujorum. Tom, içgüdülerin adamı. böyle bir sevgiyi
yasarsa vereceği zaran bildiği için ondan uzak duruyor.
Focus: Fihn, ham haliyle 45 saat sürii\ordu. Bir gün bu
uzun versiyonu da seyredebilecek mijiz?
Redford: Uzun zaman filmi neresinden
kısaltacağıma karar veremedim. 4.5 saatti ve her karesi
gerekliydı. Sonunda oturdum ve 2 saatlik bir bölümünü
attım. Ha>atımın en zor işiydi. Ama sanıyorum, uzun
haliyle de bir gün oynayacak.
Türkiye'de özelleştirme uygulamalannın sağlık hizmetlerini de tehdit ettiği vurgulandı
'Sagbk sistemi sosyalleştirilıneK'İstanbul Haber Servisi - Türkıye'de sağ-
lık hizmetlerinın özelleştınlmesı eğiliminin
arttığı vurgulanarak sağlık hizmetlerinin
herkese yeterince sunulabılmesı ıçin sosyal
devletin işletilmesi gerektiğı belirtıldi.
Marmara Ünıversitesı \ e Vehbı Koç \"ak-
fı'nca Holıday tnn Otelı'nde düzenlenen 1
L'lusal Evde Bakım Kongresi kapsamında
"Evde Bakım Gereksinimi Olan Hasta ve
Yakınlannın Deneyimleri" konulu birpanel
düzenlendı. Panelde konuşan Hacettepe Üru-
versıtesi Hemşırelik Yüksekokulu öğretım
üyesi Prof. Dr. Saadet Clker. sağlık sorun-
lannın mevcut sıstem içinde mevzuat değı-
şikliği ıle çözülemeyeceğıni belirterek Sağ-
lık Bakanlığfnın 1992'den bu yana sağlık
hizmetlerini özelleştırmeye yönelik politi-
ka ızlemesını eleştirdı.
Ülker, sağlık sıstemınde en önemli so-
runlardan bınnın. hekımlerin hasta yakınla-
nna karşı olumsuz tavırlan olduğunu belir-
terek kongre süresınce ABD sağlık mode-
lının dayatılmaya çalışıldığını. sağlık siste-
minde son yıllarda yapılan altyapı yatınm-
lannın da özelleştirmeye hazırlık amacı ta-
şıdığını söyledi. Evde bakımın profesyonel-
lik gerektirdığini v urgulayan Ülker, hemşi-
relerin me\ cut sıstem içinde kendilerine bi-
çılen rolü benimseyıp benimsemeyeceklen-
nı kendilerine sorması gerektiğini savundu.
Gazetemızin Yayın Kurulu Başkanı Ühan
SeJçukda konuşmasında, Türkiye'de ve dün-
yada "sağlık hizmetleri sosyalleşsin mi, özel-
kşsin mi" arayışlannın sürdüğünü belirterek
parası olanın sağlık hızmetlennden yararlan-
ması anlayışının reddedilmesi gerektiğini
vurguladı. Sağlık hizmetlennin kaliteli bir
şekılde tüm % atandaşlara venlmesinde sos-
yal devletin önemini v urgulayan Selçuk,
Türkiye'de parası olanlar için çok pahalı sağ-
lık merkezleri kurulmaya başlandığını, an-
cak gerekli olanın, kitlelerin kaliteli sağlık
hızmetinden yetennce yararlanduılması ol-
duğunu ıfade ettı A\rupa ülkelerinin de sağ-
lık hizmetlerini sosvalleştirdifıni ve bun-
dan vazgeçmediğini vurgulayan Selçuk, sis-
temdeki sorunlann ancak sosyal devletin iş-
letilmesiyle çözülebileceğinı söyledi.
Sinema sanatçısı Perihan Savaş da kaybet-
tiği eşi YılmazZafer'ın hastalığı dönemin-
de hekimlerin bir hasta yakını olarak kendi-
sinı bilgilendirmemelen ve yol göstermeme-
lerini eleştırdi. Savaş, hekimlerin hasta ya-
kınlanyla konuşmadıklantıı, hasta yakınla-
nnın da bu nedenle hekimlerle konuşmaya
cesaret edemediklerini söyledi.
Kanada basını
Akkuyu
düellosuENGtN AŞKIN
TORONTO - Kana-
da'run en büyük gazetesi
Toronto Star, "Görüşler''
bölümünde Akkuyu'da ku-
rulması tasarlanan olası
nükJeerenerjı reaktörüyle
bağlamlı olan ve karşıt gö-
rüşleri savunan kapsamlı 2
yazı yayımladı.
u
Kanada
Türkjyıe'ye Nüldeer Reak-
töıier Satmaya Girişmeü
mi?" başlığıyla sunulan ve
2 ünlü uzmanın saptama-
lannı belirleyen yazıda,
"evet" yanıtı veren Larry
Shevvchuk adlı uzman,
Candu adlı Kanada reak-
törlerinı üreten Atomic
Energy Of Canada adlı fir-
manın basın temsilcisi ola-
rak, "Nükleer enerjinin
mavigökler içinyeşüener-
ji olduğunu" ılerı sürdü.
Türkiye'ye reaktör satımı-
nı şiddetle kmayan Nükle-
er Bilgilendirme Örgürü
Araştırma Direktörü David
R Martin ıse."Yöğun dep-
rem tehlikesi olan Türki-
ye'nin,tasannm gerçekteş-
mesiyle. Akkuyu'da çok
yaygm bir felakeüe karşn
laşacağuu" behrttı.
David H. Martin, Toron-
to Star'da, "Hayır" başlı-
ğıyla sunulan yazısında,
"Türk ordusunun ve
Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu'nun nükleer
enerji programının'strate-
jik' yanıyla olan ilgisini
açıkçavurguladığuu vebu
ilginin, Ortadoğu'daki
atom silahlan yanşmasını
aJevlendireceğini'' belirtti.
Shewchuk, Türkiye'nin
elektrik kaynaklı CO2 ze-
hirli emisyonunun yılda
160.5 milyon ton olduğu-
nu, oysa CANDU'nun yıl-
lık zehirli salgı emisyonu-
nun sıfirla açıklanabilece-
fini belirterek, CANDU
teknolojisinin, 150özel
sektör fırmasma iş alanı
olanağı yarattığını ve yal-
mz Çin'e satılan 2 reak-
törle ilgili olarak 27 bin
Kanadahya çok iyi ücret-
li iş sağlayacağıru söyledi.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
Okumayt yazmayı çok seven bir
mılletiz ama bir türlü değerimiz
bilinmiyor. Bakın. kimımiz içinden
okur kımimiz dışından, gene de çev-
remize okurluğumuzu beğendireme-
yiz. Tamam, kitap okumayı pek sevi-
yoruz ama geçen hafta açıkladık ki
okumaya zamanımız kalmıyor. Za-
man dediğın kanatlı bir kuş olmuş,
geçip gidiyor. Okumak dediğin çok za-
man ıstiyor. o da bizde yok. Şimdi
yazmak meselesi de öyle. Mektup yaz-
mak desen zahmetli. bir yere iki satır
yazacaksın, kalem bulamazsın. Bir
ara du\arlara yazı yazammız pek bol-
du. o da kalmadı. Ancak yazanmız
pek çoktur, A\Tupa da artık bunu an-
İasın da bizi dışlamasın diyoruz.
Akıl defterlne yazanlar...
ızde kâğıda yazanlar çok azdır da
akıl defterine yazanlar pek çoktur.
Öyle kı, akıl defterine yazılanlar ora-
da kalır, pek ortalara çıkamaz. 'Neden?'
derseniz. herkesm aklı bir yerdedir.
Şimdi oraya > azılanı bulacaksın, ne za-
man yazıldığını bıleceksin. neden ya-
zıldığını ka\Ta\ acaksın. veniden orta-
ya çıkanp 'Bak, ben bunu akıl defte-
rime yaznuştınr dıyeceksın. Doğru-
su pek uzun bir iş. Zaten öyle şeyler
olup bitiyor ki ınsanda akıl kalmıyor.
Sonra herkesm aldı bir yerınde. Kimi-
nin aklı cebinde, kiminin aklı evde. kj-
minin aklı bılmem neresinde. Orala-
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Yazar mısınız?..
ra gidıp kalmış akılda hangi defteri bu-
lacaksın ki nereye ne vazılmış çıka-
racaksm? Dememız odur kı. akıl def-
teri bakkal defteri değildir, oraya her
yazılanı bulup çıkaramazsın. Yani siz
şimdi akıl defterine yazılanlara pek gü-
\ enme> ın. Biz her şey ı bir yerlere ya-
zanz da sonra nereye yazdığımızı pek
bilemeyiz. lyisı mı. siz siz olun, akil
defterinize bir şey yazmayın. Bırakın
da akıl deftenniz boş kalsın. Zaran yok,
kimse size oraya ne yazdığınızı sor-
maz.
Yazar kasa ne yazar?..
S~ioV ünlü > azarlarımızdan binsı de
\-s 'Yazar Kasa'dır. Bu yazanmız
ışını hiç aksatmadan sabahtan akşama
kadar yazar. Öyle bildiğiniz türden
yazılar yazmaz. Onun yazdıklan 'Ki-
taplan Taniyalım' köşelerinde ele alın-
maz ama onun da bunlara aldırdığı
görühnemiştir. Yazar Kasa hiçbır za-
man ün peşinde koşmamıştır. Öyle
edebıyat dunyasına ginp çıkmışhğa ku-
lak asmaz. Hayata başlayışı da tanta-
nalı olmamıştır. Çalışmaya atölyeler-
de başladığı için erken olgunlaşmış,
paranm hayattaki yerinı erkenden öğ-
renmiştir.
Onun için de sabahtan akşama ka-
dar parayla uğraşır, kim nerden ne al-
mış, yazar durur. Alınanın tutan, yüz-
desı. alındığı yer gibi en önemli bil-
giler onun yazılanndan geçer. Yazıla-
nnda psikolojik derinliklere inmez,
öyle uzun anlatılar yer almaz. Son de-
rece ekonomik bilgilerle sorunu açık-
ça ortaya koyar. Aslında insanlaronun
yazdıklanna önem verip okusalar ha-
yatlannı öğrenırler de nerede bunu
bilecek insanlar' 'Bir günün nasü geç-
miş?', 'Bir haftan naalgeçmiş?'. aç Ya-
zar Kasa'nın yazdıklanru, anla neler
yaptıklarını. Bu kendi halinde yaza-
nmızın önünden geçmeyen kımse yok-
tur da gene Yazar Kasa'nın burnu bü-
yümez. Dansı öbür eli kalem tutanla-
nn başma.
Köşelerin yazarları...
K^oşelerin yazarlan, yaman yazar-
/ V lardır. Her köşenin ayn bir yaza-
n vardır. Kimileri Şazkösesi' yazan-
dır kı her satınndan püfür püfür esin-
tiler gelir, kimisi de 'kış köşesi' yaza-
n olup firtınalar estırir, karlar yağdı-
nr. Baş köşe yazarlan ağırbaşlı olup
her konuya kalem açmazlar. Dip kö-
şe yazarlan kimin eteğinin altında ne
varmışı eşeleyip dururlar. Zaman za-
man köşe kapmaca oyunu oynanır ki
seyri pek şaşırtıcıdır. Birisi bu köşe-
den öbür köşeye geçerken, öteki de baş-
kabir köşeye atlayıverir. Kımi köşe ya-
zan da köşebent gibi yerinde sağlam
durur da köşe kapmaca gibi oyunla-
ra. köşe dönme gibi heveslere uzak du-
rur.
Köşede yazarken köşke çıkma he-
veslıleri de sıkça görülür. Kimileri de
köşelerde yazmayı köşe dönmenin bir
yolu yapar, bunlan bir o köşede, bir
bu köşede görürsünüz. Refahtan dört
köşe olmak böyle yazarlann pek sev-
diği bir şeydir. Köşede yazıp da kö-
şeli yazanlar olduğu gibi köşesınde
zigzaklarçizmeye, yuvarlak yuvarlak
yazmaya meraklılaı da bulunmakta-
dır. Aslında köşelerin yazarlan deği-
şik açılardan ele ahnabilir de bunu er-
babına bırakmak daha dogru olur. Biz
kendi köşemizden hoşnutuz. Siz de
'benim kösem neresi' diye sorarsanız
gereken kolaylıgı gösteririz. Sağlıcak-
la kalın.