Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL1998CUMA
HABERLER
Abdullah Giil eşiyle bir-
likte eylem başlattı.
Danıştay
Gül'ün
istemini
reddetti
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-Danıştay 8.
Dairesi. FP Kayseri
Milletvekili Abdullah
Gül'ün eşi Hayrünnisa
Gül'ün. OSYM'nin başı
açrit fotoğrafla
öniversitelere kayıt
yaptırabileceğine ılişkin
tebliğinin ıptaü ıstemiyle
aÇtiğı davada. yürütmenın
döMurulması istemini
reddeni. Danıştay 8.
DJttresı. Hayrünnisa
Ööt'ün. ÖSYM'ninkesin
kayda ilışkın
açıklamalannın yer aldığı
»Mîğde, kayıt sırasında
istenen belgeler arasında
Sayılan "fotoğraflar son 6
a)' içinde çekilmiş. önden
başı ve boynu açık şekilde
oİmaudır" şeklindekı
âijzenlemenin iptalı
i$&niyle davada ilk
aşamayı sonuçlandırdı.
Daire. esasa ilişkin
Icarbnnı daha sonra
verecek.
İHD'nin
şenliği
yasalara
uygun ,..
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) «• Danrçta* >
"İdare'nin. Lansi/ yapılmak
istenen bir toplantı veya
yürüyüş hakkuıda,
suçun işleneceğine > önelik
olarak önceden ciddi \e
inandıncı kanırlar
bulunmadan. \arsayıma
dayanarak o faali>et
hakkında yasak
kmamayacağı*' volunda
hüküm veren yerel
mahkeme karannı hukuka
uygun buldu. Danıştay 10
Dairesi. Malatya
Valiüği'nin. Malatya tdare
Mahkemesi'nin bir
karanna ilişkin temyiz
başvurusunu sonuçlandırdı.
Malatya Valiliği. IHD
Malatya Şubesi'nce
düzenlenen ve çeşıtli halk
ozanlan ile sanatçılarının
da katılacağı şenliğe izin
vermedi. İHD
şubesinin başvurusu
üzerine, Malatya Idare
Mahkemesı. \alıliğın bu
işlemini hukuka avkın
bularak oybirliği ile iptal
etti. Bunun üzerine
Malatya Valiliği.
mahkemenin karannı
temyiz için Danıştaya
başvurdu.
Danıştay 10. Dairesi.
oybirliği ile şenliğe yasak
konulamavacağı karan aldı.
t)
DTP, Refaiddin Şahin krizinde üçüncü ve son kozunu oynamaya hazırlanıyor
ŞahinflıraçedilecekANKARA (C umhuriyet Biiro-
su)-DTP. azil \e ıstifa yollannı iş-
letemediği Emlak Bankası ve
Toplu Konut İdaresı'nden Sorum-
lu De\ let Bakanı Refaiddin Şahin
ıçın son olarak "ihraç" mekanız-
nıasını çalıştıracak. Cumhurbaş-
kanı Sülevman Demirerin. azlet-
mey e yanaşmadığı Şahin'ın duru-
munu parti grubunda yeniden de-
ğerlendirme karan alan DTP yö-
netinıinın. disıplin sürecini baş-
latma karannı bu»ün açıklayaca-
ğı bildirıldi. DTP~Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk. Şahin'in
durumunun grupta veniden değer-
lendirileceğini ve bugün birbasın
toplantısı ile kamuoyuna açıkla-
nacağını bildirdi. DTP'de. kongre
sürecinde başlayan Deviet Baka-
nı Refaiddin Şahin'le ılgilı kriz
doruk noktasına ulaştı. Grup içi
gensorudan sonra Şahin'in görev-
den alınmasıvla ilgıli topu sürek-
li parti dışı mekanizmalara atan
DTP. sonuç alamay ınca. son eare
olarak parti dısiplin kurullarını
harekete geeirme karan aldı. Şa-
hin'in istifaya yanaşmaması üze-
rine Başbakan Mesut Yılmaz'a
"azledilmesi" içın mektup vazan
DTP Genel Başkanı Cındoruk, bu
konuda da başarıh olama\ınca.
parti disıplin kurullannı harekete
geçirme karan aldı. Cindoruk, ga-
zetecilerin konuya ilişkin sorula-
nnaaynntılı yanıt vermezken. ko-
nunun parti grubunda yenıden gö-
rüşüleceğinı söylemekle vetindı.
Bugün bir basın toplantısı düzen-
lenerek bu konuda acıklama y apı-
lacağını bıldıren Cindoruk. soru-
nun nasıl çözüleceğine ılışkın bir
soru üzerine ise "Bakacağu, De-
mirerin dediği gibL siyasetteçare-
ler tükenmez" karşılığını verdi.
Cindoruk. "Disipline mi verile-
cek'' sorusu üzenne gülümsemek-
leyetindi.
Edinilen bılgıye göre Cumhur-
başkanı Sülevman Demirel'in azil
ışlemine karşı çıkması üzerine
DTP yeni aravışlara >öneldı.
Cumhurbaşkanı Demirel'in. Şa-
hin'in azlini isteyen Başbakan
Yılmaz'a "Ortada azli gerektire-
cek ne var ki" diverek olunısuz
yanıt verdiği öğrenildi.
Refaıddin Şahm ile ılgilı izlene-
cek yöntemi bugün bir basın top-
lantısıvla açıklaması beklenen
DTP Grup Başkanı Mahmut Y'd-
baş. disıplin mekanızmasının işle-
tileceği ışaretini verdı. Konuya
ilişkin Cumhurivetin sorularını
yanıtlayan \ ılba^, "Artık bardak
doluyor" dedı. Yılbaş. neden baş-
langıçta disiplın mekanizmasının
işletılmediğıne ilişkin bir soru
üzerine de şunları söyledi:
"Sınırda olan herhangi bir ko-
nuda insanın temkinli olması gere-
kir. Ama artık bardak doluyor. O
dediğiniz işlenı bugün yann başla-
yacaktır. Biz içinde bulunduğu-
muz koşullan dikkate aiarak tem-
kinH hareketediyoruz. Hukukyol-
lannı bitirmeden fevri davranış-
lardan kaçınıyoruz. Şimdiye ka-
dar attığımız adımlar ahenklidir.
Deviet büyüklerimizden de bu ne-
denle olumlu sinyaller aüyoruz."
Şiyasi Partiler Yasası gereğı,
bakanın başbakan ve cumhurbaş-
kanı kanahvla azledılebileceğini
belırten "Vilbaş. "Bu olayda Mec-
lis grubu mahkeme gibidir, karar
verir. Ancak infazı gerçekleştir-
mek, başbakan ve cumhurbaşka-
nınaaittir>
"dedı.
Panı yönetımi. Şahin'in istifa-
sma resmi gerekçe olarak. geçen
temmuz ayında memur maaşlan
ile ilgili Bakanlar Kurulu'ndakı
tutumunu gösteriyor.
Refaiddin Sahin
'Görevimi
yapma
suçu işledim'
ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Deviet Bakanı
Refaiddin Şahin. sorumlu bulunduğu Emlak
Bankası nın 1.5 aydır DTP Genel Merkezi
taraftndan vönetildigini söyledi. Göre\inin
başında olduğunu vurgulayan \e istifa etmesıni
istevenlenn "gerekçe" göstermesi gerektiğini
belirten Şahin. "Suçum. görevimiyapmak.
partililer aracılıgıyla gelen istekleri geri
çe\irmek" dedi.
Şahin. kendısiyle ilgili son gelişmeler
konusunda Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı.
Şahin'e yönelttiğımiz sorular ve yanıtlan şöyle:
- Siz. Emlak Bankası \e Toplu Konut'tan
sorumlu De\let Bakanı'sınız. Partinizle aranızın
açılmasının nedeni bu kurumlar mı?
- Başından berı ihtilaf bu zaten. Ihale ve talep
edilen kadrolar. Ama böyle demiyorlar. Parti
kararlanna uymadığımı söylüyorlar. Hangi
karara uymamışım açıklasınlar. Şimdi bundan
da vazgeçtıler. arkadaşlarla uyumsuzsun.
divorlar. Ben 182 üyelı DYP'de Tanm Bakanlığı
vaptım. uyumluydum da. şimdi mi uyumsuz
'
v
' - oldınn. Aslında u>unisuzluk şu. arkadaşlann •>
ısteklerini verine getirmıyorum. Onlarda
^Hiîiü ofcıa\ an şe\ ler. Bunl»«cıklamadan,
beni surekli istifa
ettiriyorlar. Bir
bakanlığın gururuyla
bu kadar oy nanmaz.
- Nedir sizden
istedikteri?
- Sövledim. kadro ve
ihaleler...
- Emlak Bankası'nın
durumuv la ilgili
Başbakanuk
Denetleme kurulu bir
rapor hazııiadı. Orada
bankanın lüks konut
işine girip zarar ettiği
açıklamyor. Bankanın
iş >aptıgı büyük
firnıaların adı veriliyor. Bu kesimlerin çıkaruıda
bir zedelenme mi var?
- Benim bir vaptıklanm var. bir de
vapmadıklanm. Yaptıklarım. onlann kaynağını
kesmışim. Emlak Bankası artık ınşaat
vapmayacak demişim. En büyük zarar buradan.
Zararı önlemişim. Bu suçsa. cezamı çekmeye
razıy ım. Partinin grup toplantısında da
söv ledim. "Suçum neyse şimdi söyleyin. Yann
senaryo kuracaksanız. onun hesaplaşmasını her
/eminde yaparun'* dedim. Neyin ne olduğunu
halk şimdi görsün.
- Emlak Bankası'nın hesaplan 1991 'den beri
onaylanmıyor. Sizin döneminizde durum ne
oldû?
- Benimle uğraşanlann bu hesabı da var. 1993-
% ibra edilmedi. Bu sürede DYP'den Hamdi
İçpınarlar ve REFAHYOL dönemınde RP'li
Ahmet l\anık KJT Komısvonu Başkanı ydı.
Göktepe davasında mahkeme, polis Metin Polat'ı suçlu buldu
Bir tııtııklamadahaVIERİH AK
AFYON - Gazeteci Metin Gökte-
pe'yi gözaltında döverek öldürdük-
leri iddiasıyla tutuklu yargılanan 5
polisin tahliye istemi reddedilirken
tutuksuz yargılanan bir polis hak-
kında sjıyabi tutuklama karan veril-
di.
Yargıtay'ın bozma kararının ar-
dından yeniden görülmeye başlanan
Göktepe davasının ikinci oturumu
dün Afyon Ağır Ceza Mahkeme-
si'ndegerçekleştirildi. Istanbul, An-
kara ve Izmir'den davayı izlemek
için gelenler ilk kez geniş güvenlik
önlemlerinin alındığı duruşma salo-
nuna alındılar.
Metin Göktepe'nin annesi Fadi-
me Göktepe'nin yanı sıra İbrahim,
İhsan. Paşa ve Gülsüm Göktepe de
duruşmadahazırbulundu. Şanıkya-
Öldürülen gazeteci Metin Göktepe'nin annesi diinkti duruşmaya katıldı.
kınlannın da katıldığı duruşmayı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Baş-
kanı NaüGürelide izledi. Duruşma-
ya tutuklu sanıklar Şuayip Mutluyer,
Saffet Hızarcı, Fedai Korkmaz. Me-
tin Kuşat, Seydi Battal Köse katılır-
ken. daha önce beraat ederek görev -
lerinin başına dönen Murat Polat.
Burhan Koc. İlhan Sarıoğlu. Selçuk
Bay raktaroglu. Tuncay L'zun v e Fik-
ret Kayacan katılmadı. Oturuma
başlamadan önce gazeteci-
lerin. mahkeme hevetinin
fotoğrafını çekmesine kı-
zan heyet başkanı Mustafa
Binşık. "Bu da\ava göster-
diğiniz ilgiyi yargının so-
runlanna da gösterseniz
hiçbir sorunumuz kalmaz"
dedi.
Yargıtay'ın dinlemesi
gerektiğini bildirdiği polis
memuru Yalçın Aydeniz,
mahkemede okunan ifade-
sinde böyle bir olayı gör-
mediğini vurgulamasına
karşın "Spor salonuna gi-
renlerin çoğu zaten darbe-
ü şekilde geliyorlardı" de-
"rrîesi dTkkat çekti.
Daha sonra müdahil ta-
rafın tanık olarak dinlen-
mesini istediği İlhan Uçar
heyet önüne çıktı. Uçar.
mahkemeye ifade verme-
mesi yolunda tehdit edildi-
ğini belirterek ".Neden da-
ha önee gelmedim? Çünkü
tehdit edildim. E\im basıl-
dı. Çelik yelekli polisler evi-
me geldL Bu yüzden ifade
vermedim"dedi. Sanıklar-
dan Seydı Battal Köse.
kendisi hakkında kararın
savunması alınmadan ve-
rildiğini belirterek "Bu
mahkeme yargılamadan
hakkımda kararverdi" de-
di vesalıverilmesini istedi.
Binşık, daha sonra mah-
keme hevetinin ara karan-
nı açıkladı. Ara kararda
Yargıtay bozma ilamında
tutuklanması istenen Mu-
rat Polat'ın gıyaben tutuk-
lanmasına karar verdi. Bı-
lecik'te askerlik görevini
yapan Polat'ın tutuklana-
rak Afyon'a getinlmesi is-
tenirken tutuklu sanıklann
tahliye istemi reddedildi.
Bu arada Seydi Battal
Köse'nın tutukluluk hali-
nin sürmesine, hâkim Ümit
Ozmen karşı oy verirken,
duruşma da 15 Ekim'e er-
telendi.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Hem nüfusumuzda artış var: hem
de okuma-yazma öğrenenlerin sayı-
lannda.
*>}tma gazete satışları, yıllardır mıh-
ı %îfaığı yerde duruyor.
1
Bu durgunluğu. promosyon des-
tekleriyle de gideremeyen medya
dünyamızda, kimi gazete el değiştirir-
ken; büyük ve iddıalı girişimlerle yeni
gazete ve televizyonların da doğuş
hazırlıkları yapılıyor.
Bu hazırlıkların ilk haberlerıni. bir i-
ki yıldır ülkenin çeşitli kentlerinde ye-
ni baskı merkezlerinin kurulması ile
öğreniyorduk. O tesislerin neredeyse
modellerinin eskime aşamasına geli-
neceği bir sırada. haber yoğunluğu
kadro oluşturmaları üzerinde toplanır
oldu. Benim gibi eski ve kıdemli bir
meşlek üyesini bu açıdan ilgilendiren,
olayın toplumsal boyutudur.
Çoğu dövize endeksli ve bol sıfırlı
transferdedikodularındananladığım.
durgunluğu bilinen gazete sektörün-
de açılmakta olan yeni alanlarda da
çalışanları, acımasız rekabet koşulla-
rı içerisinde ve taşeron ağırlıklı bir dü-
zenin beklemekte olduğudur.
Birkaç gün önce bir büyük gazete-
mijtden, yeni yayımlanacak bir gaze-
teyfe yazıişleri müdürü statüsünde ya-
tay geçiş yapan değerli bir meslekta-
şıma, kadrosunu kurmaamacı ileya-
rım trilyonluk birödenek vaat edildiği
söyleniyordu. Verilmekte olan trans-
fer ücretleri, ödeneceği söylenilen ay-
lıklar, hiç de o durgun gazete piyasa-
sının kolaylıkla altından kalkabileceği
türden rakamları içermiyordu.
İyi de.. bütün bu personel ödeme-
lerinin bordroların vergi ve sigorta ha-
nelerine yansımalannda da aynı cö-
mertlikle davranılacağı güvencesini
kim veriyor?
Çalışan Gazetecilerle Olan llişkiler'i
düzenleyen 212 Sayılı Yasa'nın nasıl
kevgire döndüğünü bilmeyenimiz
yok. Yıllardan beri. fikir işçiliği kimliği-
ni taşımalarına karşın onlarca gazete-
ci. bu statülerini terk etmiş; kurumla-
rında sendika. toplusözleşme gibi gü-
vencelere sırt çevirerek, işverenle iki-
li ilişkiler içine girmiştir.
Televizyon kurumlarında, zaten ya-
sa tembeli olan siyasi iktidarlar, çalı-
şanların statülerini yıllardan beri dü-
zenleyemedikleri içindirki, ekranlann
önünde ve kurumların en üst tepesin-
de olanların parasal açıdan yanlarına
yaklaşılamazken. öte yandan omuz-
larında kamera ile dolaşan çoğu ye-
niyetme meslektaşlar, paparazzi sta-
tüsünden bir merdiven yükseğe çıka-
Medyatizm...
mamaktadır.
Yani sigortadan yoksundur. Yani
getirdiği haber ya da film başına pa-
ra alabilmektedir. Ve yani.. daha mal-
zemeyi haber ve film olarak yayına
sokabilmek için de, hayal dünyasının
üretim gücünu son aşamasına kadar
çalıştırmak zorunda olduğunu unut-
mamaktadır.
• • •
"Bu ahval ve şerait içinde" günü-
müzün gazetecisini. işçi kardeşleri-
mizin "sigortalı çalıştınlıp çalıştınlma-
dığı, sendikalı olup olmadığı" öyle
fazla ilgilendirmemektedir. Bu neden-
le de, ülkemizde kayıt dışı istihdam
çok büyük boyutlara ulaşmış bulun-
maktadır. SSK'nin aktif sigortalı sayı-
sı 5 milyona yakın ise de bunların ya-
nında 2.5 - 4.5 milyon arasında ol-
dukları söylenilen sigortasız ışçının
çalıştığı Çalışma Bakanlığı'nın resmı
belgelerinde yer almaktadır. Ülkemi-
zin en kalabalık kenti olan Istanbul'da
aktif çalışanların SSK kayıtlanna gö-
re sayıları ise 1.5 milyon dolayında
görünüyor!
Yani, asıl aktif çalışan, ama kayıt dı-
şı olanların sayıları bilinmiyor. Onlar
buzdağının alt bölümünde gizlenmiş
olmalılar.
Aynı Çalışma Bakanlığı bu pazar
günü. istanbul'da Merter alanında
"Sigortalı çalış, sigortalı çalıştır"
kampanyasına start vererek bu çar-
pıklığın üzerine yürümek istiyor.
Merter. çalışma dünyamızın tekstil
ağırlıklı sektörüne ev sahipliği yapan,
bunun dışında Devrimci işçi Sendi-
kaları Konfederasyonu'nun yani
DİSK'in de genel merkezinin bulun-
duğu bir istanbul semti.
Ama pazar günkü kampanyaya. sa-
dece DISK değil. Türk-iş, Hak-lş, da-
hası kayıt dışı ekonomınin haksız re-
kabet koşullarından asıl şikâyetçi ol-
ması gereken Türkiye işverenler Sen-
dikaları Konfederasyonu da katılacak.
''Sigortalı çalış - sigortalı çalıştır"
eylemının düğmesıne basılacak bu
mıtıngde Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ecevit ile Çaiışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Naim Çağan da konu-
şacaklar.
Bakalım. böyle bir toplantı gerçek-
ten çalışanların birlikteliğini göstere-
cek boyutta olacak ve kara paranın,
kayıt dışı ekonominin üzerine yürü-
mek isteyen siyasi iktidara destek ve-
recek gücü alanlara taşıyabilecek mi?
Diyebilirsiniz ki "Bir miting ile hatta
birkaç miting ile sigortasız işçileri si-
gortalı çalıştırarak, hem onlann sos-
yal güvenlik şemsiyelerinin altında
toplanmasını sağlamak hem devlete
prim temin etmek mümkün olsaydı,
olayın çözümü de kolaylaşırdı."
Böyle bir düşünceyi taşımakta hak-
sız sayılmayabilirsiniz.
Ama benim aynı türden bir sorumu
Çalışma Bakanı Çağan açık açık ya-
nıtlıyor.
Bakan, 21 Eylül Pazartesi günün-
den itibaren bölgelere ayırdıkları İs-
tanbul'da, her sabah çekilecek kura-
ya göre belirlenecek yöreye bakanlık
müfettişlerinin tarama gezisi yapa-
caklarını ve işyerlerini denetleyecek-
lerini söyledi.
2000 yılı öncesinde, Avrupa Birli-
ği'nin kapısında bir Türkiye. Ve o Tür-
kiye'de hâlâ sigortalı çalışmayı, sigor-
talı çalıştırmayı teşvik etmek için ön-
celıkle çalışanları harekete geçirme-
ye çabalayan bence çok kutsal bir
devlet-işçi-işveren ortaklığı...
Bu eylemi kâğıt üzerinden alanlara
taşımak Türk çalışanlarının ellerinde.
Tıpkı anayasalardaki sosyal hukuk
devleti kavramını da kitap sayfaların-
dan ülke sathına yaymak gibi..
Bu nedenle, 20 Eylül Pazar günü
saat 11.00'de Merter'de buluşmaya...
BffiBAKlMA
SERVER TANILLI
Mehmed Kemal'in
Arkasmdan...
192O'de doğduğuna göre Cumhuriyet'in ilanında
üç yaşında bir çocuktu demek. Ama ister çocuk, is-
ter yeniyetme ya da yetişkin olsun. Kurtuluş Sava-
şı'nı, arkasından da "Kuruluş"un, baştan aşağıya i-
nanç, idealizm ve kararlılık dolu yıllarını görüp yaşa-
mış olanlara gıpta i\e bakmışımdır. Çünkü çağdaş ta-
rihimizin emsalsiz bir dönemine tanıklık etmişlendir.
Cumhuriyefin değerlerine asıl inananlar da onlar
oldular.
Içlerinde "sol" düşünceye kafa ve gönüllerini yatı-
ranlar. üstelık acı çekmişlerdır. Hele40'lı yıllar, düpe-
düz işkence çektirmiştir solcu aydınına.
Hapisler. sürgünler, dışlanmalar, işsiz kalışlar...
Ne var ki, hiçbiri de Cumhuriyet'in değerlerinden
dönmemiştir; acıyı bal eyleyip. Türkiye'yi daha ileri,
daha özgür bir dünyaya taşıyacak bir kavgayı sür-
dürmüşlerdir.
Mehmed Kemal işte o "Acılı Kuşak"tand\.
Aynı adı taşıyan en güzel kitaplarından birinde, o
kuşak için bakınız neler diyor:
"Bu kitapta, 1940-1950 arasında acı çeken, anla-
şılamayan, fikir ve sanat uğruna hapislerdeyatan, yi-
ten, eriyen birkuşağın çilesi var. O günün resmi gö-
rüşüne göre damgalanmışlar, yasak bölgelere itil-
mişler, sıkışan iktidarlara yem olmuşlardır. Fişlenmiş-
ler, dosyalanmışlar, iktidarlann hersıkışmasında ezil-
mişlerdir... Bu kuşak İkinci Dünya Savaşı'ndan son-
ra gelen yeni ve ileri fikirlerin temsilcisidir. Savaşın
insanlık dışı, faşizmin sadece Türkiye için değil, dün-
ya için bir baş belası olduğunu söylemiştir. Kuşağı-
mızın suçu, yeni fikirleri yıllar once söylemesidir. Bu
yüzden hapisyatmış, yedeksubaydan çavuş çıkmış,
işsiz kalmıştır. Kuşağım fikir namusu içinde, acı çe-
kerek, inandıklarının bedelini ödemiştir. Çok kurban
vermiştir. Kurban verilecek ki fikirler gelişip yer ede-
cektir. Istırap bızim kuşağın alınyazısıdır..."
Dikkat ettiniz mi cümleye?
"Kurban verilecek ki fikirler gelişip yer edecektir"
diyor yazanmız.
Nebu?
Özveriye daha dünden razı bir aydının yiğit tavn!
O kuşaktan bir aydının öğrencilik ve askerlik yılla-
rını Sürgün Alayı'nda (1974) romanlaştırır ki, İkinci
Dünya Savaşı Türkiye'sinden gerçekçi bir kesrttir.
Çağdaş Türkiye'nin akışını kuşaklara göre anla-
tanlar, Mehmed Kemal'in bu kitaplarında pek ilginç
gözlem ve değerlendirmelerte karşılaşacaklardır.
Onun bir başka önemli gözlem ve değerlendirme-
leri, yazılarını topladığı 12 Mart, Öfkeli Generaller ve
İşkence (1974), Ara Rejım, Kara Rejim (1979), Celal
Bayar Efsanesi ve Raftaki Demokrasi (1981) adlı kj-
taplarındadır.
Mehmed Kemal'in bütün bu eserlerini, işte bu göz-
lem ve değerlendirmeleri içinde okumuş ve pek çok
şey öğrenmişimdir çağdaş Türkiye'nin siyasal tarihi
üstüne.
Ama yazanmızın bir şair olduğu da unutulmasın!
ister istemez, içinden çıktığı kuşağın toplumcu şi-
ir hareketine o da katıldı. Yaşamın içinden çıkan bu
şjir, yer yer etkiiere uğramış da olsa, onun kendine
özgü sestni yansıtırlar. Son bir çözümlemede, "şiirin
onurunu koruyanlardan biri" oldu Mehmed Kemal.
Yaşadığı yılfann şiir ve şair ortamı için gözlemleri
ise, apayrı bir önem taşır. Bu bakımdan, Şaiher Dö-
vüşür adlı kitabı (1982). her zaman lezzetle okuna-
cak eserler arasında olacaktır.
Bir yazısında dile getirdiği şu sözler nasıl da içten-
likle doludur:
"Bizim gençliğimizde kahve nedir, pastane nedir
bilmezdık. Kutüphaneler vardı. Oralara giderdik. Bi-
raz palazlandık, elımiz para görmeye başladı. Üstat-
lan izledik ve onlara öykündük. Üstatlar meyhaneye
gidiyorlardı. Biz de meyhaneye gitmeye başladık.
Böylece kültürümüzün içinde kahvehane ve pasta-
ne bölümüyoktur. Meyhane aşaması vardır... Neöğ-
rendikse buradaki üstatlarla ve arkadaşlarla yaptığı-
mız söyleşilerden ve tartışmalardan öğrendik..."
Yaşadıklarıyla yazdıkları arasında sıkı bir ilişki var-
dır onun.
•
Cumhuriyet okurlan şanslıdır; çünkü Mehmed Ke-
mal, 80li yıllarla beraber, kalemini daha da zengin-
leşmiş anı hazinesine daldırarak. belki en güzel ya-
zılarını -gazetemizdeki köşesinden- onlar için yazdı.
Yaşamı bir fânı olarak noktalanmıştır.
Ama eserleriyle yaşayacak.
Anısı önünde eğiliyorum...
îşkencecîlere
1.5 milyon ceza
NECATl AYGI.N
İZ.MİR-Aydın'ın In-
cirliova tlçe Jandarma
Karakolu'nda gözaltına
alınan 6 gence işkence
yaptıklan doktor raporuy-
la kanıtlanan ve raporu
veren doktor Eda Gü-
ven'e baskı yapan tncirlı-
ova İlçe Jandarma Kara-
kol Komutanı Astsubay
Zekeriya Mirik ile 3 jan-
darma eri 2'şer ay 15"er
gün hapis. 2'şer ay 15'er
gün geçici olarak memu-
riyetten men cezasına
mahkûm oldular. Hapis
cezaları 1.5 milyon lira
para cezasına çevrildi.
Hırsızlık yaptıklan id-
diasıyla 21.12.1997 günü
Incirliova tlçe Jandarma
Karakolu'nda gözaltına
aiınan. yaşlan 18-20 ara-
sında değişen Yalçın Sa-
var, Şaban Sevinç. Cenıal
Sevinç. Alberto Ege, Me-
tin Sevinç ve Selahattin
Ege'ye İncirliova İlçe
Sağlık Ocaği Doktoru E-
da Güven. gözaltında iş-
kence gördüklerini içeren
rapor vermişti. Dr. Gü-
ven'in verdiği işkence ra-
poru Aydın Adnan Men-
deres Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi Adli Tıp Kuru-
mu'nca da onaylanmıştı.
Astsubay Zekeriya Mirik
ile Astsubay Suat Özlük.
işkence raporu veren Dr.
Eda Güven'e raporu de-
ğiştırmesi için baskı ya-
pıp. başanlı olamayınca
görevini kötüye kullandı-
ğı iddiasıyla İncirliova
Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde dava açtılar. Yapı-
lan ilk yargılama sonu-
cunda Dr. Güven beraat
etti.
Gençlerin Aydın Cum-
huriyet Savcılığı'na yap-
tıklan şikâyet üzerine ast-
subayiar v e jandarma er-
leri hakkında soruşturma-
yı yürüten savcılık. Aydın
2. Ağır Ceza Mahkeme-
si"ne5yıla kadar ağır ha-
pis cezası istemiyle dava
açtı. Duruşma sonrası ka-
ran açıklayan Mahkeme
Başkanı Engin Sakarya.
sanıklardan Astsubay Su-
at Özlük hakkında. mah-
kûmiyetine yeterli kanıt
olmadığı için beraat kara-
rı verildiğini açıkladı.
Astsubay Zekeriya Mirik
ile jandarma erlerinin,
gençlere gözaltında kötü
muamele yaptıklanna ka-
rar veren mahkeme, sa-
nıklara 2'şer ay 15"ergün
hapis ve 2'şer ay 15'er
gün geçici olarak memu-
riyetten men edilmeleri
karan verdi.
Mahkeme daha sonra
sanıklar hakkında verilen
hapis cezalannı l'er mil-
yon 500'er bin lira para
cezasına çevirdi.