Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLUL1998 PAZARTE
HABERLERİN DEVAMI
Istanbul
Edırne
Kocaefi
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizii
PB
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
30
30
33
26
28
29
31
32
Sınop PB 28
Samsun PB 28
Trabzon PB 28
Giresun PB 27
Ankara PB 32
Eskişehir PB 32
Konya PB 34
Sıvas PB 31
Zonguldak
0AÇİK
A 28 Antalya PB 32 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
ŞanJ/urfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Pti
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
3b
32
35
36
34
37
32
29
PB 24
Yurdun batı ke-
simleri parçalı bu-
lutlu, Marmara'nın Oslo
batısı sağanak ya- Helsinkı
17
ğışlı.ötekiyerteraz stockholm
bulutlu veaçıkge- Londra
k H
Y 17
Y 19
çecek. Hava sı- Amsterdam
caklığı doğu ke- Brüksel
Y 20
simlerde biraz ar- p a n s
Y 15
tacak, batıda biraz Bonn
azalacak. MürürT
Y 18
Y 18
Y 14 Zürih
Berıın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
1/
20
28
15
18
20
22
32
Y 11 Şam
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
Y
PB
Y
PB
A
22
28
20
24
30
21
33
35
A 40
Parçalı bulutlu | Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmuriu
VJİMf
Karlı Gok gurultL
Necdet
CalpöldüANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kendisini feshe-
den Halkçı Parti'nin ilkGe-
nel Başkanı Necdet CaJp.
dün yaşamını yitirdi.
Calp'in, sabah saatlerinde
Aşağı Ayrancıciaki evinde
kalp yetmezliği sonucu ya-
şamını yitirdiği bildirildi.
Necdet Calp 1922 yılında
Karamürsel'de doğdu. Eği-
tirnıni Londra'da tamamla-
dı. Anadolu'nun çeşitJi
kentlennde maiyet memur-
luğu. nahiye müdürlüğü,
kaymakamlık, mülkiye mü-
fettişliği ve valilik yaptı.
rürkive'nin 2. Cumhurbaş-
kanı İsmetİnönünün döne-
minde Başbakanlıközel ka-
lem müdürlüğü de yapan
Calp, 12 Eylül sonrasında
Başbakanlık Müsieşarlığı
yaptı. CaJp. 12 Eyîül sonra-
sında demokrasiye geçiş
döneminde, Başbakanlık
Müsteşarlığı'ndan emekli
olarak siyasete atıldı. 20
Mayıs 1983'te kurulan
Halkçı Parti'nin genel baş-
kanlığına seçilen Calp. 6
Kasım 1983 seçimlerinde
de aynı partinin genel baş-
kanı olarak parlamentoya
girdi.
" Calp.29Haziranl985"te
toplanan partisinin ilk ku-
rultayında Aydın Güven
Gürkan karşısında genel
başkanlık yanşını kavbettr.
Calp.HPveSODEPbirleş-
mesi sonucu kurulan Sosyal
Demokrat Halkçı Parti'de
de Ankara milletvekili ola-
rak görev aldı. Calp, 29 Ka-
sım 1987"dekiseçimlerdea-
day olmayarak siyasi haya-
tını noktaladı.
Daç fiyadarmda
çifte standart
LATİFSANSÜR
KUŞADASI - Türki-
ye'nin de içinde bulunduğu
Balkan ülkelerinin, ilaç te-
kelleri için tam bir cennet
oldufu bildirildi. Dokuz
Eylül Üniversitesi Onkolo-
ji Ana Bilim Dalı öğretim
üyesi Prof. Dr. Münir Kı-
na>. "Balkanlar ilaç tekel-
leri için tam bir cennet Ör-
neğin kanser tedavisinde
kullanılan aynı içerikli iki
ay n ilaç iki aynfiyatiasaü-
lıvor. Birincisi 150 milyona,
ikincisi 500 milyon liraya sa-
ölıyor" dedi. Prof Dr Kı-
nay kanserle ilgili basında
çıkan haberlerin çogunluk-
la çarpıtıldığını ileri sürer-
ken tedav ide özel kuruluş-
lann üni\ersite hastanele-
rinin çok gerisinde olduğu-
nu savundu.
Kuşadası'nda düzenle-
nen "2. Balkan Onkoloji
Kongresr 9 ülkeden 500
bilim adamının katılımıyla
sürüyor. 400'ün üzerinde
bildirinin sunulduğu kong-
rede, kanser tedavisinin ya-
pılabilmesi için, tedavinin
standardizasyonunun sağ-
lanması. yenilikçi. tartışan.
çok iyi bir onkolojik sağlık
organizasyonunun olması
gerektiği vurgulandı. Dü-
zenleme komitesi sekrete-
ri Prof. Dr. Münir Kıray.
Balkan Onkoloji Bırli-
gi'nin 1995 yılında BaJkan
ülkelerinde eğitimde stan-
dartlaşma. altyapının geliş-
tirilmesi. işbirliği. ülkeler
arası bilimsel alışveriş ile
bu ülkelerde nitelikli teda-
vi yapılması amacıyla ku-
rulduğunu belirterek şöyle
konuştu:
" Balkan ülkeleri ilaç sek-
törü için tam bir cennet.
Gdişmiş ülkelerde ilaç te-
kelleri piyasalara o kadar
hâkim ki, bunlann iicretini
devletler karşılıyor. Türki-
ye ile Balkan ülkeleri ise te-
kellerin diledikleri gibi fi-
yat politikası beliriedikleri
ülkeler. İlaçlann kullandt-
nlnıası poütikası pompala-
nıyor. Orneğin kanserteda-
visinde kullanılan a>nı içe-
rikli iki ayn ilaç iki ayn fi-
yatia satüıyor. Birincisi 150
milyona satılırken. ikincisi
500 milyon lirava saülıyor."
Basında kanser konu-
sunda çeşitli sansasyonel
haberler yayımfandığına
dikkat çeken Kıray. "lOyıl
önce yapılan. ancak yeni
çıkt7 deniien ilaçlann isinı-
leri yayunlanıyor. Oysa öy-
le bir şe> yok. O ilaç ya on
senedir kulfanılıyor veja
deneme aşamasında. Bu-
nun yanı sıra kimi doktor-
lar da basında kendilerini
göstermek için ortaya ina-
nılnıaz savlar atıyorlar. Ör-
neğin meme kanseri olan
bir kişinin 2 yıl yaşayabile-
ceği yazüıyor. Bunu okuyan
hasta 2 yıl ömrii kaldığı için
etkileniyor" dive konuştu.
Son on beş yıldır onko-
loji konusunda çok yeni bir
gelişme olmadığını belir-
ten Kınay. en büyük yenili-
ğin tedavinin nitelikli ya-
pılması yönünde olduğunu
bildirdi. Kınay. onkolojide
özel hekimlik sistemınin 7-
8 kişilik uzman takım tara-
fından yapılması gerektigi-
ni vurguladı.
Kınay. kanserde erken
teşhisin önemli olduğuna
dikkat çekerek sözlerini
şöyle sürdürdü: "Kanser-
de erken tam çok önemli-
dir. Erken tanı yüzde yüz
ha>at kurtanr. Gelişmiş ül-
kelerde erken teşhise \eri-
len önem sayesinde kansere
yakalanma riski >üzde 50-
60 ci\annda düşürülü\or.
Likenüzde ise bu şönde bir
çalışma otmadığı için bu o-
ran ne yaztk ki yüzde 20.
Oncelikle erken teşhis için
sağlık sisteminin organize
edilmesi gerekir. Hastalan-
dıktan sonra yapılacak pek
bir şeykalmıyor. Bugün bü-
j ük paralar ile tedati yap-
tığuıı söylejen özel hastane-
ler ünrversitelerin çok geri-
sinde."
• # • •
H o te1 M er i
Ö L Q D E N I Z
" Tatildeki eviniz "
Öıel tefriş klimalı odalar,süper doğa,süper deniı,üshjn hiımet
* Herşey dahil .herkese uygun fiatlar.
* Kış döneminde de hizmetinizdedir.
Rzv. Tel:0.252.617 00 01-08Fax:617 00 10
lnternet:Hotel Meri Com tr.
e-mail:Hotel Meri @ Hotel AAeri Com Tr.
1274 Rum, dini ayin amacıyla dün Türk bölgesine geçiş yaptı
Fanatikler yandaş bulamadı
REŞAT AKAR
LEFKOŞA -Kuzey Kıbns Tiirk Cumhuriye-
ti ile Rum yönetimi arasındaki anlaşma gereğin-
ce 1274 Rum. dün sabahın erken saatlerinde
Kuzey Kıbns'a geçerek, Karpaz bölgesini ziya-
ret etti.
Apostolos Andreas Manastın'nda dini ayine
katılan Rumlar, saat 06.30'dan itibaren gruplar
halinde Ledra Palace Türk barikatına getirildi-
ler. Buradan KKTC polisi %e Birleşmiş Millet-
ler Banş Gücü askerlerinin nezaretindeki 32
otobüsle Karpaz'a hareket eden ve dini ayine ka-
tılan Rumlann. genellikle orta yaşın üzerinde-
ki kişiler oldugu dikkati çekti. Binden fazla
Rum'un, Dipkarpaz Zafer Burnu'ndaki Apos-
tolos Andreas Manastirfnda gerçekleştirilen
ayine katılmak üzere KKTCye geçmesi fana-
tik Rumların sert tepkisine yol açtı.
Ancak. "Anti-İsgal Hareketi" (PAK) adlı ör-
güt, günlerce bildiri dağıtarak eylem çağnsında
bulunduğu halde. Rum halkından destek aörme-
di.
Lefkoşa'nın OHİ Meydanı'nda toplanan 65
kadar fanatik Rum, KKTC ve Ankara aleyhin-
de sloganlar atarak, Ledra Palace Rum barika-
tına dogru bir yürüyüş düzenledi.
Barikat önünde gösteride bulunan fanatikle-
rin, sınır ihlaline cesaret edemedikleri, ancak
KKTC'ye geçmek isteyen ruristleri engelledik-
ieri bildirildi.
Anti-lşgal Hareketi Başkanı Aris Hactpana-
PKK'den Rumlara destekLEFKOŞA Cronhuriyet-Bölü-
cü terör örgütü PKK'nin lideri Ab-
duliab Öcalan, Güney Kıbns 'taki
DİAS yayın şirketine ait "Simerini"
gazetesi ile "Sigma" TV'ye verdi-
gi öze) demeçte, Rum yönetimine
ve Yunanistan'a, Türkiye'ye karşı
"ortakmûcadeie" çağnsında bulıın-
du.
Simerini gazetesi, "Öcalan: Sa-
dece Elen ve Kürtler'in Ortak Mü-
cadelesi Zafer Getirecek" başlıklı
manşet haberinde, PKK gerillalan-
nm daglarda silahlı vaziyette savaş
için emir beklediklerini duyurdu.
Öcalan, "Mücadeleniz bugün
hangi noktadadır" şekiindeki bir
soruya, "Banş ya da savaş çabamız
devam ediyor. İ Eyiül'den itibaren
önemli bir adını olan ateşkes ilan et-
tik. Banş devam ederse bu, tüm
halklann hiliğine olacak. Demok-
rasi Türkiye için sorundur. Bu ne-
denle sonuçta hâkim olursa her tür-
Uzun kuyruklar olustu
Su kesintisi
yurttaşlan
bunalttı
İstanbuJ Haber Servisi - ISKl'nin Kâğıtha-
ne'dekj ana su dağıtım hattında meydana gelen
anza nedeniyle Taksim. Kâgıthane, Kuştepe.
Teşvikiye ve Mecidiyeköy'de başla\an su ke-
sintisi dün de devam etti.
Bölge sakınlen su istasyonlan ve su tanker-
lerinin önünde uzun kuyruklar oluştururken
gazetemizi arayan çok sayıda yurttaş. salgm
hastalıklarla karşı karşıya kaldıklannı. İSKİ te-
lefonlannm cevap \ermedığini belirterek İSKİ
\e belediye >önetimine tepki gösterdiler. Ok-
meydanı SSK Hastanesi'nde yatan hastalar,
koğuş ve koridorlann bir haftadan beridir te-
mizlenmediğini bildirdiler. Telefonlagörüştü-
fümüz bir hastane görevlisi ise hasta iddiala-
nru doğruladı. Sadece üçüncü kata kadar su
verebildiklerini anlatan görev li "Su depolan-
mız boş,tankerierle taşıdığımız suvlaancakçok
acil temizlik işlerini yapmaya çalışı>onK" diye
yakındı. Gazetemıze tepkilerini ileten yurttaş-
lar. >etkilılerin "Barajlar dolu" açıklamasına
ateş püskürdü. Beşiktaş"tan arayan bir bayan
okurumuz da bugün öğretim yılının başlayaca-
ğını anımsatarak'*Salgın hastalıklarla karşı kar-
şıvavız. İSKİ'nin kapısına yığılsak polisle karşı
karşıya geleceğiz: ne vapacağımızı bilemez haİ-
deyiz. Lütfen tepkilerimizi siz dujnnın* diye
konuştu.
fSKt yetkilileri önceki günkü açıklamala-
nnda. Kâğıthane'dekı anzanın 24 saat içinde
gıderilebıleceğini söylemışlerdi.
Ki tehlikeden kurtulacağtz" diyerek
yanıt verdi.
PKK lideri. "İlan ettiğbıiz ateş-
kes ateyhinize olmayacak mı" soru-
suna ise şu yanıtı verdi: "Ateşkes,
hiçbir şekilde tarafınıızın güçsüzlü-
ğü değil. aksineku\>etanla/nına ge-
liyor. Sa\aş yanlılan tabii ki bizim
göğüsiemeye hazuiıklı olduğumuz
provokasyon anıvışı içindedir. Ban-
şa ne kadar hazırsak savaşa da aynı
oranda hazınz. Ancak tek başımıza
banş yapamayiz. Banş da savaş gi-
bi birÛkte olur."
PKK militanlanmn bugün ciddi
sağlık sorunlanyla karşı karşıya ol-
duğunu. bu nedenle bir hastane in-
şa edecekJerini söyleyen Abdullah
Öcalan, bu amaçla Kıbns Rum Yö-
netimi 'nden maddı ve manevi yar-
dım istedi.
Öcalan. Rum muhabirinin "S-
300"ler ve Denktaş'ın "Konfede-
rasyon" önerisiyle ilgili sorulannı
da yanıtladı.
Rum tarafinın ve Yunanistan'm,
Türkiye'ye karşı silahlanmasını
destekJeyen PKK lideri, "S-300'le-
re gelince, Rum halkı, Türkiye'ye
karşı savunmasını en i\i şekiMegüç-
lendirecekdrw bu da Kıbrıs'ın hak-
kıdu-" diye konuştu.
Öcalan, Rum halkına gönderdiği
mesajda ise şöyle dedi:
"Sevgili Elen ve Kıbns halkı, tari-
he bakarak aynı kadere sahip oldu-
ğumuzu söyleyeİHİiriz. Her ikimizin
de mücadelesi çok önemüdir. Kiirt
ve Elen halkının barbar ve so>kı-
nmcı Türk tşgalcisi, Kıbns devleti-
nin toprak varlıgına tehdit teşkO edi-
}t>r.
Türkiye ve fasist hükümeti dayat-
malannı sürdürürse, halklanmtz
için geieceğimiz olmayacaktır. Bu
nedenle halklanmuın sürekli işbir-
liği sadece bugün değil, ebediyen
VENEDİK FİLM FESTİVALİ
AlünAyı CosiRidevano'nun
\"ENEDİK (AA) - Italya'nın
V'enedik kentinde yapılan
Venedik Film Festivali'nde.
"The Way V\e Laughed" (Cosi
Ridevano) adlı Italyan filmi
Altın Ayı ödülünü aldı. Bu yıl
55'incisi yapılan festivalde jün
ırk. sınıf. iktidar ve para
konulannda bir siyasi hiciv olan
"Buh*orth" adlı filmi basın
tarafmdan Altın Ayı'ya aday
gösterılen \\arren Beatty">e.
yaşambo\u başan ödülü verdi.
Festiv alde."Hurlbun " deki
rolüyle Sean Penn en i\i aktör.
"Place Vendome" adlı filmdeki
rolüyle de Fransız aktrist
Catherine Deneuve en i> i kadın
oyuncu seçildi. Festivalde en i>i
yönetmen ödüiü ise "Black Cat,
\\TıiteCat"filmiyle
Saraybosnalı Emir
Kusturica'va verildi. Gianni
Amelio tarafından yönetilen
"The VVay We Laughed" (Cosi
Ridevano), son on yıldır
festivalin en büyük ödülünü
alan ilk İtalyan filmi oldu.
'Siyasilere yalan serbest'• Baştarafi 1. Sayfada
vermek, başka tanıklann doğru söy-
lemesini engellemek suçtur. Küçük ce-
zalan vardır. ama suçtur. Bunu Tür-
kive'de cumhurbaşkanı dahi >apsa ce-
zası \ardu-, ama yargılanması vargı
bağımsızlığı ile ilgilidir. Bizde böyle
bir iddiayla devlet başkanının ifadesi
aünamaz. Bir kere Türkiye'de kamu-
oyu bile bunun üzerinegitmez. Önem-
li olan ahlaki açıdır. Amerika'da dev-
let başkanı düşüriilüyor, Türkiye'de
düşürulmüyor. hatta daha daniskası
oluyor. kimsenin umurunda olmu-
yor."
CHD Genel Başkanı Aydın Erdo-
ğan, "Bizde idarecilerin yalan söyle-
mesinj suç sayan bir kanun yok. İste-
dikieri kadar >alan söyleyebiiirler.Za-
ten siyasüer arasmda kaç tane doğru
konuşan var ki" dedi.
Erdoğan. yasalann parîamento ta-
rafından yapıldığı için yalan söyle-
meyi suç sayan bir kanunun olmadı-
ğını ifade ederek "CinseJilişknönün-
den suç sayılan şeyler ayn şeyler, ama
haika yalan söylemek, yalan tanıklığa
azmettirmek bizde de bir suçtur ve
yarguanır" diye konuştu.
Türki>e'de de böyle bir uygulama-
nın olması gerektiğini kaydeden Er-
doğan, Türkiye*de doğrudan doğruya
cumhurbaşkanı veyabaşbakanınhal-
ka yalan söylemesiyle ilgili birsuçun
olmadığını belirttı.
Erdoğan. •'Böyle bir suç olsaydıül-
kemizde siyaset yapabilen çok az sa-
yıda kişi olurdu. Ama nej aak kiyok"*
dedi. Bu arada. dönemin başbakanı
Adnan Menderesdışında Türkiye"de
şimdiye kadar adı aşk skandalına ka-
nşan \e kamuoyuna yanlış bilgi \e-
rerek yanıltan hiçbir siyasi sorumlu
hakkında ne iddianame düzenlendi ne
de yargılama yapıldı.
Türk siyasi yaşamında adı aşk
skandalına karışan ve kamuoyunu
günlerce meşgul eden bakan ve siya-
siler şöyle: DP'lı Emin Kalafat AP'li
Muhammet Kelleci. CHPli Hasan
Fehmi Güneş, AN'AP'lı Hasan Celal
Güzel. DYP'li Hamdi Üçpınarlar v e
RP'li GürcanDağdaşile DYP'li İhas
Aktaş.
yotu ve Rum Demokratik Partı (DlKO) Millet-
vekili Marios Matsakis, "serbest dolaşun ve di-
ni ibadet amaçb ziyaretlerin engellendiği'* iddi-
asıvla Birleşmiş Milletleryetkililerineprotesto-
da bulundular. Rum Radyosu, Apostolos And-
reas Manastın'ndaki ayin için başvuran \e izin
alan 1274 Rum'un, Ledra Palace barikatından
geçişlerine izin verildiğini. izinsizolangösteri-
cilerin ise engellendiğini duyurdu.
KKTC ve Rum yönetimi arasındaki anlaşma
uyannca Rum halkına Karpaz daki Apostolos
Andreas Manastın "nda dini ayin için yılda 3 kez
KKTC'ye geçiş izni veriliyor. Müslümanların
bayramlannda ise Türk halkının Larnaka'daki
Hala Sultan Tekkesi'ni ziyaretine müsaade edi-
liyor.
tran'da
gergin
buluşma
• Baştarafi 1. Sayfada
ran'da birarayageldi. Cem.
Harrazi ile düzenlediği ba-
sın toplantısında, Iran-Yu-
nanistan-Ermenistan ara-
sında geçen hafta Tah-
ran'da yapılan üçlü toplan-
tının amacına ilişkin bir so-
ru üzerine. "Yunanistan
aklınca, Türkiye'ye karşı
bir Haçlı seferi başlafmak-
tadır ve yine aklınca, bu
Haçlı seferine Müslüman
asker toplamaktadır. Bu
oyuna kimse düşmeyecek-
tir" dedi.
Dışişleri Bakanı fsmail
Cem, "Yunanistan müna-
fik rolüne soyunmuştur.
Amacı, Türki_\e üe kom-
şuları arasına nifak sok-
maktır. Vunanistan. her
platformu istismar ederek,
T ürkive'nin komşulannda,
Türkive alevhinde bir at-
mosfer yaratmak peşinde-
dir" diye konuştu.
Cem şunlan söyledi:
"Yunanistan bir yandan
teröristleri banndırnıakta,
silahlandırmakta ve Türki-
ve'nin üzerine yollamakta-
dır. Kıbrıs'ta çözümü en-
gellemektedir. Bu konuda
çok dikJkatli obnak gerek-
mektedir."
İran Dışişleri Bakanı Ke-
mal Harrazi ise ayjıı konu-
daki bir soruya "Üçlü top-
lanö, Türki>e aJejhine de-
ğüdi. Eğer başka ülkelerin,
Türkiye ile sorunlan varsa
ve bunu ifade ediyorlarsa,
bunun İran ile bir ilgisi vok-
tur" diye konuştu.
İran'dan kınama
iran Cumhurbaşkanı Ha-
temi ise Cem'le görüşme-
sinden sonra yaptığı ko-
nuşmada Türkiye'nin tsra-
il'le olan askeri işbirliğini
kınadı ve bu işbirliğinin
"İslam dünyasını şnke etti-
ğini" söyledi. İran telev iz-
yonuna konuşan Hatemi.
"Türkiye, saldırganlığını
gösteren, varlığı bütün böl-
geye zarar veren bir ülke ile
işbirliğine gü-memelidir
r
dedi. İran televizyonu.
Cem'in Hatemi'ye verdiği
vanıtta, "Türkiye ile Israil
arasındaki ilişkilerin bölge-
deki üçüncü bir ülkenin çı-
karianm hedeflemediğuu"
söylediğini kaydetti. Cem,
Tahran ve .Ajıkara'nm,
"bölgede ve dünyada banş
ve istikrann gelişmesi için
yapıcırolleroynayacaklan-
nı" umduğunu sözlerine
ekJedi.
Sabah saatlerinde Mec-
lis Başkanı Natık Nuri ta-
rafından kabul edilen Cem,
tranlı diplomatlann Afga-
nistan'da öldüriilmesine
değinerek "Size ve İran
Mcclisi'ne başsağtığı diliyo-
rum. Türk halkı İran'ın
acılannı paylaşıyor" dedi.
Natık Nuri de **Bu olay
Taleban'uı nitdiğini ortaya
çıkarmıştır. Bu açık bir sal-
dırganlıktır. Bu cinayete
karşılık verme hakkımızı
saklı tutuyoruz'" diye
konuştu.
TC ŞİLE ASLİYT HUKLTK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1997 301 Karar No. 1998 128
Davanın kabulü ile Şile Sevişli Osmanköy nüfusuna kayıtlı 039.02 cilt no 27 sayfa no. 33 kürük sıra noda ka-
yıtlı RaşitoğluZehra'dan olma 15.3.1973 d.lu Refik Mete ile Süleyman kızı Dudu
:
dan olma 15.10.1975 d.lu Nu-
ran Mete'nin \IK"nin 134. maddesi gereğınce boşanmalanna karar verilmiştir. 24.06.1998 Basın: 42956
Nüfüs cüzdanı. Yapı
Kredi Bankası Süper kartı
(YKB), Sigorta kartı,
Amerikan öğrencı kartı.
Padı Dalgıç kartı ve
Toscana kartımı
kav bettim hükümsüzdür.
SERHATERTAN
G Ü N D E M
> I l S T A F A
BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
tında konuyu işlerken. 15 Haziran 1998'de ka-
muoyuna duyurulan, altında Yılmaz'la Baykal'ır
imzasının bulunduğu "uzlaşma tutanağı"nıntarr\
metnini aktarmıştık. Söz konusu tutanak önü-
müzdeki dönemin tartışma konulanndan birini
oluşturuyordu.
Anlaşılan o ki, bu uzlaşma tutanağı adım adım
"kozlaşma tutanağına" dönüşecek. içeriğinden
çok nedeni tartışılacak:
-Bunu imzalamamızın nedeni senin inatçı tu-
turnun?
"Hayır, sen istemiştin. Ortakimzaladık..."
-Ama sen bastırmasan benim imzalamaya ni-
yetim yoktu.
"Sen telefonla iki seçimi birarada yapahmde-
medin mi? Bu ikimiz arasındaki bir uzlaşma tu-
tanağıdır,"
- Hükümetin kaderi senin elinde olduğu için
ben imza koydum.
"Senin kişiliğin yok mu? Madem istemiyor-
dun, o gün söyleseydin."
Bu tartışmalar yürürken bir yandan da şu so-
ru sorulacak:
- Yılmaz zorla imzaladım dedi. Baykal, Ydmaz'ı
azat etti. Bundan sonra ne olacak?
Yazının basında vurguladığımız gibi ufukta ye-
ni zirveler görünüyor
Önce bir Yılmaz-Ecevit-Cindonık zirvesi ola-
sılığı var. Hükümet büyük bir uyum içinde. Ba-
kanlar Kurulu adeta, Hükümeti Güzelleştirme
Derneği... Arada bir sorun çıksa bile Başbakan,
"6u konuda sadece ben konuşacağım" diyor.
Herkes uyuyor. Ama liderler Anadolu'ya çıkınca
ayn telden çalmaya başlıyorlar.
Seçim tarihi konusundaki tartışmalar bunun
göstergelerinden biri. Herkesin ayrı bir seçim ya-
pılsın-yapılmasın gerekçesi var.
Yeni tutanakiar beklerken
Hükümetin kendi içindeki zirvelerine Yılmaz-
Baykal zirvelerinin eşlik etmesini bekleyebiliriz.
Haziran tutanağının tutulacak yerinin kalmadığı
görüşü ağır basmaya başladığına göre, yeni bir
Yılmaz-Baykal tutanağı ortaya çıkabilir. Konuya
derinlemesine girmeden önce Baykal'ın Artvin
dolaylarından seslenirken yaptığı açıklamanın
konuya ilişkin bölümünü aynen aktaralım:
"Başbakan bana telefon açtı. İki seçimi bir
arada yapalım ricasında bulundu. Ben de kabul
ettim. Şimdi CHP'nin arkasına sığınmasınlar.
Ben Başbakan'; azat ettim. Seçimleriuygun g6r-
düğü gibi yapsın... Yılmaz iki seçimin bir arada
yapılmasının yanlış olacağına inanıyor. Ama bi-
ze verdiği sözden de dönemiyor. Ben o imkânı
sayın Başbakan 'a veriyorum. Seçimlehn ayn ya-
pılması için uygun gördüğügibi davranabilir. A-
ma biz destek vermeyiz. "
Baykalca'da bu sözler ne anlama gelir?
Tek tek sıralamaya çalışalım:
1 - İki seçimin bir arada yapılması senin fikrin-
di. Madem vazgeçme eğilimin var. Oturur konu-
şuruz.
2- Seçimleri ayırma fikrin varsa, açıkça çık
söyle. Benim arkama sığınma. Benden bağım-
sız bir şey yapamayacağını biliyorsun. Bu duru-
mu kendi lehine çevirmek için olumsuzluklarda,
'Baykal istedi, öyfeoldu'd'tyorsun. Olumlu olay-
larda, 'Hükümetimiz icraatını sürdürüyor' diyor-
sun. Bunu yapma.
- Benim bu hükümeti desteklemeye mecbur
olduğum düşüncesindesin. Aksi halde kaos olur,
fatura da CHP'ye çıkar diye hesaplıyorsun. Mec-
lis açıldıktan sonra olacaklar konusunda garan-
ti vermem.
Baykal'ın, yorumuyla birlikte aktardığımız bu
düşüncelerine Mesut Yılmaz, buzu üfler gibi yak-
laştı. Dün Ereğli'den yanıt verdi:
"Bunun hukuki değeri yok, karan Meclis ve-
rir."
Meclis tablosuna baktığımızda Baykal'ın "azat
etmesi" çok anlamlı. Yani anlamı birden fazla
olan bir durum.
Kalemi verip, mürekkebi vermemek...
Sandığı verip, anahtarı denize atmak...
Kelepçeleri söküp, kapıyı kilitlemek...
Anlama yeni anlamlar eklenebilir.
Tabii ki asıl olan bu oyunu izleyenlerin yorumu.
Oyunda anahtar kişi olmak önemli. Ama anah-
tara sahip olmak kadar. o anahtarla neyi açaca-
ğını bilmek de önemli!
Anahtar vardır "azaf" eder...
Anahtar vardır "azat".
Cumhuriyet
kitap kulübü
Taksim Sergi Salonu
EYLÜL AYI ETKİNLİI
14 Eytûl Pazartesi Saat: 18.00-20,00
ORAL CALISLAR
Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek.
Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 3S 81/82