Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13EYLUL1998PAZ^
8 PAZAR YAZILARI
Latin Amerika'daki AkdenizBuenos Aires, kimine göre Latin
Amerika'nın Parisi. Kimi aşkın,
se\ginin başkenti olarak
tanımlıvor bu dev yerleşim
merkezini. Çoğunluğa ise tango>ıt
anımsatıyor Buenos Aires adı.
Evet. 'toprakzengüıi' Arjantin'in
başkenti Buenos Aires. 'sıcak*
havası, 'sevecen' insanları ve
•temiz' vüzü ile Avrupalılann
'yadırgamadığı' bir yerleşim
merkezi. İster Türk olun. ıster
Fransız va da İtalyan.. kesinlikle,
>abancılık çekmiyor. aktarma
yaptığınız Amerika Birleşik
DevletJen gibi, 'benburalann
adamı degilim' psıkozuna
girmiyorsunuz. Onca yorucu uçak
yolculuğunun ardından alana
indiğinizde. güler yüzlü giimrük
memurlan tarafindan karşılanmak.
her lafın başında bir 'por favor',
yani lütfen" sözü duymak o anda.
kente. 10 üzerinden 'geçer' not
vermenize neden oluyor. Sanki
yerıi dünyanın bir kentinde değil
de İspan>a'da. Italya'da ya da
Portekiz"de, sıcak bir Akdeniz
ülkesinde sanıyorsunuz kendinizi.
Ama işin aslına bakarsanız
Arjantin nüfusunun büyük bir
çoğunlugunu (vüzde 85) da
Avrupa kökenlileroluşturuyor. Ve
bu Avrupa kökenli Arjantin
halkının baskın kanadı da.
'dillerini' aldıkları İspanvollar.
Sakın sadece İspanvol kültürünün
bu Latin ülkesine hâkim olduğunu
sanmayın. Çünkü 'bevaz'ın ayn
birgüzellik kartığı görkemli
binalar. botanık bahçesini
anımsatan balkonlarıyla düzenli,
temiz Buenos Aires sokaklan
buranı buram İtalyan dizaynı ve
estetiği kokuvor. Bizim TEM
oto\olunu anımsatan koca koca
caddeler ve birbirlenyle. simetnk
biçimde kesişen sokaklar da.
'tarihle- modern kent" anlayışının
en ivı örneğı olarak karşımıza
çıkıyor.
Arjantinliler iki olguva
taparcasına bağlılar: Tango ve
futbol. En gözde mekânları tango
kulüplen ile statlar. Futbol
deyince aklımıza ılk olarak
Maradonageinor. Hemen her
dükkânda onunla ilgili bir şey var.
BUENOS AİRES
ARİF
KIZILYALIN
Kımi zaman bir flama, kimi
zaman bir şapka ya da tışört, size,
I980'li vıllann futbol tannsını
anımsatıyor. O. uvuşturucu da
kullansa. doping de yapsa, "faşist
generaUer' döneminde her şevin
üstüne çıktığı içın sanki bir ilah.
Küçük çocuklann sırtında 10
numarah forma var. Ve hepsi de
birer Maradona.
Tango da Arjantinlilerin, özellikle
de Buenos Aireslılerın
vazgeçemediği bir diğer tutkuları.
Dünyanın en büyük akarsuyunun
Atlantik Okyanusu'na döküldüğü
yer, Rıo De Plata'nın, denizci
kökenli mahallesi La Boca'da
doğan bu dans, ilk yıllardaki
radikal baskılara ve yasaklara
karşın tüm Latinlerin gönlünü
fethetmiş. Ara sokaklardan tutun
da küçücük salonlan olan bar-cafe
türü yerlere kadar rüm mekânlarda
tangoya ranık olmak mümkün. Ve
Buenos Aires halkı. gelir düzeyine
göre haftada en az bir kez
tangonun o büyüleyici figürlerine
kendisini bırakıyor. Kimi,
Ricolerta'daki ünlü tango
klüplerinde ön masa için kişi başı
100 doları gözden çıkanyor. kimi
ıse Mayıs Anneleri'nin 'duygu
yüklü' mekânı Plata de Mayo'ya
açılan ana caddelerdeki 'mütevazT
kulüplerde bu dansa tanık oluyor.
Buenos Aires'e gelmişken, Evita;
yani Eva Peron Duante'nin
mezannı da gezmeden olmaz.
Kentın sosyete mahallesi
Ricoletta'daki asri mezarlıkta. 'ev'
türü bir mezarda yatan Eva Peron.
Arjantinlilerin hâlâ
unutamadıklan bir kişilik. Belki
eşi Juan Duante Peron'un adı
sokaklarda yaşıyor, ama Eva.
Buenos Aireslilerin gönüllerinde
en baş köşede yerini almış. Çünkü
o halktan biri...
Arjantin'de her şeyın güllük
gülistanlık olduğunu sanmayın.
Elbette faşist generaller
dönemındeki gibi yargısız infazlar
yok artık. Gençlik de görüşleri
yüzünden ortadan kaybolmuyor.
Ama 'El Turco' lakaplı
Carlos Menem'ın başlatıp
başanya ulaştırdığı iddia edilen
'özeUeştirme' projesi ufak ufak
tepki almaya başlamış gibi.
Çalışan kesimin sosyal
güvenlik yasalanndaki
değişikliğe gösterdiği tepki,
yolsuzluk iddialan,
Menem'i zorluyormuş. Bunlara
birde Buenos Aires'le özdeşleşen
Mayıs Anneleri'nin onurlu ve
duygusal eylemleri eklenince iş
biraz değişiyor ve gecenin bir
karanlığı, parklarda yatan insanlar
gözünüze daha çok çarpıyor. Hele
hele bu insanlann tamamına
yakınını yerli halk adı verilen
kesimin oluşturduğunun farkına
varmanız. "Dağdan. pardon..
denizden gelmiş bağdakini
kovmuş" deyişini anımsatıyor
size. Ama yine de Buenos Aires,
göriilmesi gereken 8-10 kentten
biri bizce.
Evet, ben bir
Merihliyim...
STOCKHOLM
GÜRHAV
LÇKAN
Akıl almaz olaylara şaşırmamanın
normal. şaşırmanın anormal
olduğu bir ülke halıne geldı
Türkiye. Burada, "dışandan
muhabir" olarak size Aydın Engin
tipi bir "tırmık" atacak degilim.
Ancak belirli birakli dengeyı
korumakta kararlı biri olarak, bana
göre akla yatkın tepkilerime garip
bakılması ve benim bir çeşit
gurbetçi. ya da hatta "uzaycı"
olarak görülmem canımı sıkıvor.
Doğru. birçok tepkimi. bakış açımı,
burada yıHardır yaşıyor olmaktan-'
1
ötürü edindim. Ama bana kalrrsa,
KI<
"
bunlann önemli börümünü,
Türkiye'den hiç aynlmamış olsam
da korurdum.
Birkaç örnek vereyim de konu
somutlaşsın: Lig maçlannın yeri.
saati duyurulurken. neden
hakemlerin adı da yazılıyor
0
Maçı
hakem mı oynayacak'.' Yoksa futbol
düşkünleri. daha maç başlamadan
sev inç çığlığı mı atacak, hapı
yuttuk mu. diyecek? Ya da bu
alışkanlık. hakemlik mesleğine
olan saygıdan mı kaynaklanıyor?
Belki de maç sonrası televizyon
stüdyolannda maçlann değil,
hakemlerin tartışılmasına bir
hazırlık anlamına geliyor. Ben
yanıtmt bulamadım.
Neden Cumhurbaşkanımız her yere
gidivor ve hemen her konuda görüş
belirtiyor? Üstelik çoğu kez
önünde bir metin olmadan
konuşuyor. Her konunun uzmanı
olması olanaksız. Eminim
makamında, birçok konunun
uzmanı vardır; ya da her konunun
uzmanını bulup görüş alabilme
olanağı bu makam için bulunur.
Hacı Bektaş Veli Şenliği'nde
kürsüye çıkıp; kendisinin,
başbakanın ve Meclis başkan
yardımcısının önünde herkesin
dilediğince konuşabildiğini. bunun
da ülkemızde demokrasi olduğunu
gösterdiğinı söyledı. Acaba, Haluk
Gerger'in. Ragıp Duran'ın. İsmail
Beşikçi'nin ve dığer birçok "görüş
belirtme suçlusunun(!)" nerede
olduğunu bilmiyor muydu? Ben
anlayamadım.
Bir futbol takımımız. bir yabancı
takımla yaptığı önemli bir maçı
kazanıyor. Daha "eoşkun
taraftarlar" sokaklara fırlamadan.
canını korumak ısteven vatandaşlar
evlennde kendilerini yere atmadan,
Cumhurbaşkanımızın.
Başbakanımızın tebrik telgraflan
'yayımlanıyor. Kazanılan. ne
Malazgirt'tir. ne de Sakarya: bir
futbol maçıdır. Bu bana garip
geliyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit,
sanki insanlanmız ancak son
" ayfarda peic tanınmayan ülketerç is
"îçMi'gTtmiş"gibi, TRT-lnt'e çıkıyor
ve "Yatandaşlanmız ve
gazetecilerimiz, yurtdışındaki
sorunJannı bize bildirsin", diyor.
196O'lı yıllardan bu yana bizler hep
havanda su mu döv dük?
lsveçliler. kutupta olsalar postayla
ve hatta e-mail'le seçimlerde oy
kullanıyorlar. Milyonlarca
vatandaşımız ise oy kullanmıyor.
Acaba kendısı bunu da mı
bilmiyor.
1
Gelın de beni ikna edin
bu durumun normal olduğuna.
Uğurlamalara ve karşılamalara.
önemli makamlann sahibi. masa
takv imleri tıkabasa dolu dev let
büvüklerinin ne kadar zamanı
gidivor acaba? Nedir havaalanı
gitmeleri, gelmelen. yollann
kapatılması filan? Benim bildiğim,
bir ülkenin dev let başı resmi çağnlı
olarak geldiğı zaman törenle
karşılanır. Bir verde filanca tesisin
temelini attnak için gidecek olanın
zamanı kıt. mevkisi yüksek bunca
insan tarafından uğurlanmasının
anlamı ne'
1
Ben bulup
çıkaramadım.
Pazar yazısı için yer sınınmı
geçtim bile. Ama sizce benim
şaşırdığım bu örnekler doğalsa.
normalse. evet haklısınız, ben bir
Merihlivim...
ELEMANLAR ARANIYOR
Pazarlama Sorumlusu (PS)
• Yönetıcı olarak yetıştınlmek üzere.
• Ünıversite ınezunu.
• Genç \e aktıf.
• Promosyon ürûnlerinin üretımı \e pazarlanması konusunda en az iki yıl deneyimli
Muhasebe Elemanı (ME)
• Asgan 3 vıl muhasebe deneyimli.
• Tıcaret Lısesı veya Yüksekokul mezunu,
• PC kullanabılen (\Vindows. Word. Excel).
• Logo - Goid paket programı kullanabılen.
Yukarıdakı ozelhklere sahıp ada> lann (Erkek adaylar ıçm askerlık göre\ ını tamamlamış olmak ı Ö2geç-
mışlennı, talıp olunan gore\ kodunu belırterek 18 Eylül 1998 tanhme kadar TEMA Vakfı lnsan
Kavnaklan Bolumu'nûn dıkkatıne (021^)281 11 32 no.lu taksa veya aşagıdafcı adrese postayla gdnder-
meien nca olunur.
TEMA
Türkiye Çöl Olmasın
Çayır Çimen Sk. Emlak Kredi Blokları A-2 Blok Kat: 2 D: 10 80620
Levent-İSTANBUL
Tel:(0212)283 78 16(pbx)Faks:(0212)281 11 32
İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998 178
Davalı. Hacı Ömer Ipektekın. adresı meçhul. Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafın-
dan dasalı aleyhıne açılmış bulunan tapu ıptal le tescıl. men'ı müdahale da\asının >apı-
lan açık duruşmaMnda: Adınıza çıkartılan davetıyede tanınmadıgınızdan ıade edılmiş ol-
ması üzenne yapılan zabıta tahkikatında da adresımz meçhul kaldı|ından adınıza ılanen
duru^ma günıinün teblığıne karar verilmiş. durujma 15.9 1998 gunü saat 10.15'e talik
edılmıştır Mezkur gün le saatte gelmenız. gelmedıgınız veya bir \ekille de temsil ettir-
medığinız takdirde davanın yokluğunuzda bıtirıleceğı davetıye >enne kaım olmak üzere
ilanen teblig olunur. 19.8.1998 Basın: 41793
Ş>b''ninsos>ali$tlideriSalvadorAJknde''nJnGeneralAugu$to
pinochettarafindandevrilmesinin25.\TİındabaşkentSantiago
şiddetiiprotestogösterilerinesahneoldu. 11 KylüJ 1973 tarihindegerçekJeşen faşistdartje.birtlercegösterici
tarafından ABD bayrakJan da yakılarak protesto edildi. Polis, 116 eylemciyi tutukladı. Başkan \ilende,
darbe günü başkanlık sarayının topa rurulması sonucu vaşamını vitirmiş, 1990 yılına kadar süren askeri
diktatörlük bo> unca yaklaşık 3 bin ağır işkenceler görmüş ya da kaybolmuştu.
Ev kadmlanndarı
özür diliyorumEv kadınlanndan özür diliyorum
Monica Levvinskj'nin çamaşır
yıkama alışkanlıklannın, şu anda
Johannesburg'da yaşayan, yıllarca
çamaşır deterjanı reklamlan
yazmış birinin günlük yaşamını
etkilemesi kötü bir şaka gibi.
Ama, olaylann akışına bakınca
şaka, gerçeğe dönüşüyor, artık
herkesin bildiği Amerikan
skandalının dudaklara taktığı
gülümseme, patlayan bombalann
enkazı akında kalıyor. Monica.
elbisesindeki lekeyi çıkarsaydı.
Bill Clinton, Monica"yla olan
ilişkisini televizyondan bütün
dünyaya itiraf etmek zorunda
kalmayacaktı. Leke sorunu
ortadan kalksaydı, Bill Clinton,
konuyu değiştirmek
için. Sudan ve
r
Afganistan'ı
aleîacele
bombal amay acaktı.
Müslümanlar
kızmayacaktı ve
hınçlannı Güney
Afrika'daki bir
Planet — — — —
Hollyvvood'dan almayacaklardı.
Bir kutu yeni formüllü deterjan
her şeyi önleyebilirdi.
Planet Hollyvvood'un Afrika'daki
şubelerinden birini Cape Tovvn'da
açacağını duydugumuzda nasıl da
sevinmiştik. Uluslararası restoran
zincirinin sahipleri Bruce VVillis,
Demi Moore, Sylvester Stallone
açılışa geldiklerinde gururdan
göğsümüz kabarmıştı. 1995
yılında, McDonald's ilk kez
mutfağmı açtığında,
Johannesburglular, ünlü Big
Mac'den ilk ısınklannı almak için
saatlerce kuyrukta beklemişlerdi
ama değmişti doğrusu. Bütün
bunlar Amerika'nın gözüne
girildiğinin kanıtıydı. Amerikan
sihirli defnegı Güney Afrika'ya
da değmişti.
Bugün. ülkede ne Amerikan
mallannın ne de Amerikan
ruhunun varlığı hayret
uyandınyorşehirli bir Güney
Afrikalı'nın gözünde. Tam her
şeye alışmışken rahatımızın
ortasına bir bomba düşüyor ve
polis bize sesleniyor: "Amerikan
maJlanndan ve Amerikan
şirketlerinden uzak durun!"
Amerika ile ilgisı olan her şeyden
uzak bir yaşam ilginç bir
haftasonu oyunu gibi başladı.
Çizgilere basarsan yanarsın gibi
bir oyun. Kimse, o ünlü Amerikan
JOHANNESBURC
AYSU
ÖNEıN
malı kot pantolonunu giymedi.
ismı lazım olmayan spor
ayakkabılan evde kaldı.
Susayınca. kırmızı kutudan çıkan
kahverengi baloncuklu içecekten
içmedik. Kovboylann ve develeri
seçimi sigara paketleri açılmadı.
Sinemaya gitmek ısteyenler.
altyazılı bir Iran filmini tercih
ertiler. Dünyada neler olup
birtiğini merak edenler. CNN'i
açtılarama sesini kıstılar. Hafta
sonlan Johannesburg sokaklannı
gürültüyle dolduran Amerikan
çeliği motosikletlerortalıkta
yoktu. Sonra pazar sabahı oldu ve
bu saçma oyundan canımız
sıkıldı. Buzdolabını açtık ve
akşamdan kalanlann tek ilacı olan
kahverengi şekerli
sudan içtik kırmızı
kurusundan.
Güney Afrika'da
korku, yaşamın bir
parçası.
Hırsızlardan,
tecavüzcülerden,
araba
^ ~ ~ " " ~ ~ * ~ gaspçılanndan
korkmak, onlara karşı tedbir
almak. sıradan bir büyük şehir
sakininin sabnnı zorluvor her
geçen gün. Korkulması gerekenler
listesine Amerikalılan ve
Müslümanlan da katmaya ne
kadar hazınz acaba0
Dünya banşını bozma
konusunda Amerikalılar
terörist Müslümanlan,
Müslümanlar Amenkalılan
suçluyor. Boşuna nefeslerini ve
bombalannı ziyan ediyorlar.
Çünkü suçlu benim.
Yıllarca benim ve diger
reklamcılann yazdığı
çamaşır deterjanı reklamlanyla
çileden çıkardığımız
ev kadınlan birleşip
Monica'yı üzerimize saldılar.
Monica, ev kadınlannın düşmanı
sandığımız lekeyle ışbirliği
yaparak. elindeki lekeye karşı tek
silah olan çamaşır deterjanını
kullanmamayt seçerek dünyanın
düzenini bozdu. Deterjan
kullanmayı reddetmek, kım ne
derse desin. Amerikan kadınının
bağımsızlıga doğru attığı çok
büyük bir adım. Değerli ev
kadınlan ve Monica. yeni
formüllü deterjanımla vıkadığim
lekesiz betnbeyaz dostîuk
bayrağını sallıyorum size.
Deterjan görevine son verelim ve
lekelerle birlikte savaşalım.
Danimarkalı solcular herkesten mutluMutlu musunuz
0
Mutluysanız
niye? Mutlu değilseniz de niye?
Şimdi eskisine göre daha mı
mutlusunuz. daha mı mutsuz?
Türkiye'de bu konuda bir
araştırma yapıldı mı. vapıldıysa
sonuçlan neler. bilmem. Ama
eğer kişisel gözlemlerime göre
tahmin yürütecek olursam;
Türkiye'de birçok kişinin bu
soruya "Mutsuzum" diye cevap
vereceğini sanıyorum.
Mutsuzluğa yol açan nedenlerin
büyük bir kısmı açık. Özellikle
insanın kendi elinde olmayan dış
nedenler açık. Ama.
u
Bu ülkede
mutsuzunı abi, çekeeem gJdecem
başka diyarlara" yakınmalannın
tek nedeni. "'ülkevi çetelerin ele
geçirmiş olması'*, "ekonomik
gidişat" ya da "insan haklan
ihlaÛeri") le sınırlı degil. İnsanın
kendi inisiyatifi dışında gibi
görünen, "insani ilişkilerin
bozukluğu**, "ahlaki normlar*
1
gibi nedenler de "Mutsuzum
abi*"nin gerekçeleri arasında iyi
bir yer ediniyor. Oysa ilişkileri
ilişki. normlan norm yapan,
insanlann kendisi ve mutsuz olan
insanlar da kendilerini mutsuz
eden bu rür kurallann
yaratılmasına bir o kadar katkıda
bulunuyor. O zaman başkalannın
değişmesiyle ya da başka
diyarlara gitmekle çözülüyor bu
iş. Başka diyarlara kendisini de
götürüyor insan. Ve dolayısıyla
mutsuzluğunu. Ideallerle günlük
yaşamın birbirini tutmaması
sadece 'dış' etkenlerden
kaynaklanmıyor kısacası.
tdeallerle insanın kendi
davranışlan daha uyumlu hale
geldiği sürece mutsuzluk hissi
azalıyor. Tabii idealler
düşmanlık, yani başkalannın
mutsuzlugu üzerine
kurulmamışsa.
Gelin Danimarka'yı örnek
alalım. Geçenlerde Avrupa
çapında gerçekleştirilen bir
araştırma, Danimarkalılann
Avrupa'nın en mutlu halklanndan
biri olduğunu gösteriyor. Üstüne
üstlük mutluluk hissi giderek
artıyor. Yani bugünden
baktıklannda kendilerini iki-üç
yıl öncesine göre daha mutlu
hissediyorlar. Ancak herkes aynı
derecede mutlu değil tabii.
İdealler de işte bu noktada
devreye giriyor. Politiken gazetesi
bu araştırmayia yetinmeyip kimin
kime göre daha mutlu olduğunu
öğrenmek içın yeni bir araştırma
daha yaptırdı. Çıkan sonuç ilginç:
Kendisini en mutlu hissedenler
solcular. Özellikle Sosyal
Demokratlann daha solundaki
Sosyalist Halk Partisi'yle. en
soldaki (yani parlamentodaki
KOPENHAC
FERRLH
Y1LMAZ
eksene göre en soldaki) eski sol
sosyalistlerin. komünistlerin,
Troçkistlerin ve bağımsız
sosyalistlerin birleşmesiyle
oluşan Birlik Listesi üyeleri,
Danimarka'nın en mutlu
insanlan. Danimarka'da
çevresindeki insanlara göre
kendini daha fazla mutlu
hissedenlerin genel oranı üçte
birken. bu oran solcular arasında
yüzde 42. Yani solculann
neredeyse yansına yakmı
çevresine göre daha mutlu.
Sosyalist Halk Partisi
milletvekillerinden eski genel
başkan yardımcısı Cristine
Antorini'ye göre solculann daha
mutlu olması çok doğal. "Bizim
seçmenlerimiz sadece yaşanı
kalitesinden bahsetnıiyoriar,
yaşamı da kaliteli yaşıyoıiar.
Araştırmalar, solculann daha çok
kitap okuduğunu, daha çok
tij-atrma ve sinemaya gittiğini,
daha sağlıklı yemek yediklerini ve
daha fazla kırmızı şarap
içtiklerini gösterKor" diyor.
(Açıkça söylemiyor. ama aslında
kırmızı şarap içmeyi bira içmekle
karşılaştınyor. Kırmızı şarap
Danimarka'da "kültürlü" ve
"elit" olmanın ölçülerinden biri
ve yeni çıkan kuşe kâğıda basılı
şık bir dergi için de mesela
"Kırnuzı şarap içenlere hitap
ediyor" tanımlaması kolaylıkla
yapılabiliyor. Bira ise alt
sınıflann ve işçi sınıfının
kültürü.) Ama Antorini'ye
göre solculann kendilerini daha
mutlu hissetmelerinin asıl nedeni,
sırf daha fazla sinemaya ve
tiyatroya gitmeleri ya da kırmızı
şarap içmeleri değil. Daha da
önemîisi, tutarlı bir dünya
görüşüne sahip olmalan ve
dünya görüşleriyle yaşam
tarzlannın başkalanna göre daha
fazla uyum içinde olması.
"Güçlü bir dünya görüşüne sahip
olmak. insana yaşam içinde
rutunacak bir yer sağlıvor ve
değer yargılan kazandınyor. Bir
insanın değer yargılanyla yaşam
tarzının uyumlu olması ise
mutluluğun başlıca nedenlerinden
biri" diye açıyor görüşlerini.
Politiken'in araştırmasına göre.
siyasi yelpazenin ortasında
sayılan sosyal demokrat
seçmenler ise o kadar mutlu
değiller. Sosyal Demokrat Parti
Grup Başkanı Jakob Buti'ye
göre. bu. sosyal demokrat
seçmenlerin gelir dağılımında alt
sıralarda kalmasmdan
kaynaklanıyor. Antorini'ye göre
ise aksine Sosyal Demokrat
Parti'nin. ekonomiden başka laf
edemez olmasından dolayı
mutsuz sosyal demokrat seçmen.
"Sosyal demokratlar artık
yaşama ilişkin değerlcrden. dünya
görüşünden pek söz etnıiyorlar
dikkat ederseniz" diye
destekliyor bu görüşünü. Ama
araştırmanın ortaya çıkardığı
garip bir durum var. En sağdaki
ırkçı ve yabancı düşmanı
partilerin seçmenleri
Danimarkalılar arasında
kendilerini en mutsuz hisseden
kesim.
Eğer güçlü dünya görüşü
mutluluk getiriyorsa. niye
faşizmle flört eden dünya
görüşlerine rağmen mutsuzlar bu
sağcılar? Bence bu sorunun
cevabı tam da dünya görüşlerinin
içeriğıyle ilgili. Yani yelpazenin
en sağındaki partilerin
seçmenleri: mutsuz. kıskanç ve
insana düşman olduklan için
zaten bu partileri seçiyorlar. Ve
bilindiği gibi insana düşman
dünya görüşüne sahip bir insanın
mutlu olması da hemen hemen
imkânsız gibi.
İSTANBUL 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ÖRNEK 49 ÖDEME EMRİNİN
İLANEN TEBLİĞt
DosyaNo: 1997 7853
Borçlu: Gaye Tunzm Otel Ltd. İçmeler Marmaris.
DYG tlan ve Reklam Hızmetleri AŞ vekili Av. Akm Ahıska-
lı tarafından 116.938.356.- TL'nın yüzde 80 faizı, icra masraf-
lan ve vekâlet ücreti ile birlikte ödemeniz için aleyhinize yapı-
lan ıcra takibınde cari hesaba müstenıden yukarıda belırtılen
borcu ödemeniz için adresinize örnek 49 ödeme emri tebliğe
gönderilmiş, teblığ edilememış. adresinız zabıtaca da tahkik ve
tespit edılemediğınden ödeme emrinın ilanen tebliğine karar ve-
rilmiştır. Kanuni 7 gün süreye 15 gün ılave edilerek ilanın gaze-
tede neşır tarihınden ıtibaren 22 gün içerisınde yukanda belırtı-
len borcu ödemeniz. borcun tamamına veya alacaklının takibat
icrası hakkına daır bir ıtirazınız varsa senet altmdakı imza size
aıt değılse. yıne bu 22 gün içinde aynca ve açıkça bildırmeniz.
aksı halde icra takibınde bu senedin sızden sadır olmuş sayıla-
cağı, ımzayı reddettigıniz takdirde mercı önünde yapılacak du-
ruşmada hazır bulunmanız; buna uymazsanız vaki itirazınızın
muvakkaten kaldınlacağı. senet veya borca ıtırazınızı yazılı ve-
ya sözlü olarak icra müdürlügüne 12 gün içinde 1İK 74. madde
gereğınce mal beyanında bulunmanız bulunmazsanız hapısle
taz>ık olunacagmız. hiç mal beyanında bulunmaz veya hakıka-
te aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız ör-
nek 49 ödeme emrine kaim olmak üzere ihtar ve ilanen teblığ
olunur. 27.8.1998 Basın: 43265
DLMLUPINAR ÜNtVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
23 Ağustos 1998 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımla-
nan Sosyal Bılımler Enstitüsü'ne 1998-99 Ögretım Yıljnda
alınacak öğrenciler ile ilgili ilanımıza ekrir.
Anabilim Dalı
İşletme
Doktora Programı
Bilim Dalı Kontenjan
5
Müracaat tarihı ve yeri: Müracaaatlar 07-21 Eyiül 1998 ta-
nhleri arasında Dumlupınar Cnıversitesı Sosyal Bilimler Ensti-
tüsü Germıyan Kampusu KÛTAHYA adresine şahsen yapıla-
caktır.
Sınav tarihı : Dil Sınavı. 22.09.1998 Saat: 10.00
Biiım Sınavı • 22.09.1998 Saat: 14.00
Basın: 40160
HACIBEKTAŞ ASLİYE HUKUK
MAHKEIVIESİ'NDEN
Esas No: 1995 P3 Karar No. 1998 148
Davacı Çetın A>tekın vekili Av. Hü'seyin Göçer tarafından
da\ alılar Naciye Çakı ve ark. aleyhine açılan tapu iptalı % e tes-
cıl davasının sonunda' 6.7.1998 tarihinde davanın kabulü ile
Bala Mah. Bengiler mevkıindeki imar 342 ada, 9 parsel. 10
parselin tapusunun iptalı ile müstakilen Abıdın oğlu Çetın Ay-
tekın adına tescılıne karar verilmiştır Işbu karar davalılar Nı-
met Mert. Eyiip Öztürk, Kâzım .AkjTirek, Menduf Yav uz. Fat-
ma Karabacak. Arif Kılıç'a teblig edilemedığinden ilanen teb-
liğine karar verilmiştır. Işbu ilanın tebligınden ıtibaren 15 gün
sonra adı geçen şahıslara karann tebîiğ ediimiş sayılacağı hu-
susu ilan olunur Basın: 43156
UHE UYGULAIVL\LI HAVTJZ
ENSTİTÜSÜDERNEĞİ
3. OLAĞAN GENEL KURULU
Denıeğımızın 3. olağan genel kurulu çoğunluklu olarak 17 Ekım
1998 saat 13.00'te dernek merkezi, (Perpa Tıcaret Merkezi, Kat: 6.
No:610 Okmeydanı-lstanbul) adresmde ve asağıdakı gündemle top-
lanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde. 24 Ekım 1998 Cumar-
tesı saat 13.00'te TSYD Türkiye Spor Yazarları Demeğı'nde (Le-
vent Cad. No:51 1. Levent-lstanbul) çoğunluksuz olarak toplanacak-
tır. Üyelerimizin katılmalannı nca ederiz.
LHE YÖNETİM Kl'RULU
GLNDEM:
1. Açılışveyoklama
2 Div an heyetınm seçimi
3 Saygı durusu
4 Yönetım Kurulu faalıyet raporu \e denetleme kurulu raporu-
nun okunması ve göriişülmesı
5. Yönetım ve denetleme kurulu raporlarının ayn ayn ıbrası
6. Tahminı bütçenm görüşülerek karara bağianması
7. Oereklı tüzük degışıklıklennın ve yönetmelıklenn göriişülüp
karara bağianması
8. Yönetım. denetım ve onurkurullannın asıl ve yedek iiyelennın
seçimi
9. Dılek ve temennıler
10. Kapanış