22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13EYLUL1998PAZ^ 8 PAZAR YAZILARI Latin Amerika'daki AkdenizBuenos Aires, kimine göre Latin Amerika'nın Parisi. Kimi aşkın, se\ginin başkenti olarak tanımlıvor bu dev yerleşim merkezini. Çoğunluğa ise tango>ıt anımsatıyor Buenos Aires adı. Evet. 'toprakzengüıi' Arjantin'in başkenti Buenos Aires. 'sıcak* havası, 'sevecen' insanları ve •temiz' vüzü ile Avrupalılann 'yadırgamadığı' bir yerleşim merkezi. İster Türk olun. ıster Fransız va da İtalyan.. kesinlikle, >abancılık çekmiyor. aktarma yaptığınız Amerika Birleşik DevletJen gibi, 'benburalann adamı degilim' psıkozuna girmiyorsunuz. Onca yorucu uçak yolculuğunun ardından alana indiğinizde. güler yüzlü giimrük memurlan tarafindan karşılanmak. her lafın başında bir 'por favor', yani lütfen" sözü duymak o anda. kente. 10 üzerinden 'geçer' not vermenize neden oluyor. Sanki yerıi dünyanın bir kentinde değil de İspan>a'da. Italya'da ya da Portekiz"de, sıcak bir Akdeniz ülkesinde sanıyorsunuz kendinizi. Ama işin aslına bakarsanız Arjantin nüfusunun büyük bir çoğunlugunu (vüzde 85) da Avrupa kökenlileroluşturuyor. Ve bu Avrupa kökenli Arjantin halkının baskın kanadı da. 'dillerini' aldıkları İspanvollar. Sakın sadece İspanvol kültürünün bu Latin ülkesine hâkim olduğunu sanmayın. Çünkü 'bevaz'ın ayn birgüzellik kartığı görkemli binalar. botanık bahçesini anımsatan balkonlarıyla düzenli, temiz Buenos Aires sokaklan buranı buram İtalyan dizaynı ve estetiği kokuvor. Bizim TEM oto\olunu anımsatan koca koca caddeler ve birbirlenyle. simetnk biçimde kesişen sokaklar da. 'tarihle- modern kent" anlayışının en ivı örneğı olarak karşımıza çıkıyor. Arjantinliler iki olguva taparcasına bağlılar: Tango ve futbol. En gözde mekânları tango kulüplen ile statlar. Futbol deyince aklımıza ılk olarak Maradonageinor. Hemen her dükkânda onunla ilgili bir şey var. BUENOS AİRES ARİF KIZILYALIN Kımi zaman bir flama, kimi zaman bir şapka ya da tışört, size, I980'li vıllann futbol tannsını anımsatıyor. O. uvuşturucu da kullansa. doping de yapsa, "faşist generaUer' döneminde her şevin üstüne çıktığı içın sanki bir ilah. Küçük çocuklann sırtında 10 numarah forma var. Ve hepsi de birer Maradona. Tango da Arjantinlilerin, özellikle de Buenos Aireslılerın vazgeçemediği bir diğer tutkuları. Dünyanın en büyük akarsuyunun Atlantik Okyanusu'na döküldüğü yer, Rıo De Plata'nın, denizci kökenli mahallesi La Boca'da doğan bu dans, ilk yıllardaki radikal baskılara ve yasaklara karşın tüm Latinlerin gönlünü fethetmiş. Ara sokaklardan tutun da küçücük salonlan olan bar-cafe türü yerlere kadar rüm mekânlarda tangoya ranık olmak mümkün. Ve Buenos Aires halkı. gelir düzeyine göre haftada en az bir kez tangonun o büyüleyici figürlerine kendisini bırakıyor. Kimi, Ricolerta'daki ünlü tango klüplerinde ön masa için kişi başı 100 doları gözden çıkanyor. kimi ıse Mayıs Anneleri'nin 'duygu yüklü' mekânı Plata de Mayo'ya açılan ana caddelerdeki 'mütevazT kulüplerde bu dansa tanık oluyor. Buenos Aires'e gelmişken, Evita; yani Eva Peron Duante'nin mezannı da gezmeden olmaz. Kentın sosyete mahallesi Ricoletta'daki asri mezarlıkta. 'ev' türü bir mezarda yatan Eva Peron. Arjantinlilerin hâlâ unutamadıklan bir kişilik. Belki eşi Juan Duante Peron'un adı sokaklarda yaşıyor, ama Eva. Buenos Aireslilerin gönüllerinde en baş köşede yerini almış. Çünkü o halktan biri... Arjantin'de her şeyın güllük gülistanlık olduğunu sanmayın. Elbette faşist generaller dönemındeki gibi yargısız infazlar yok artık. Gençlik de görüşleri yüzünden ortadan kaybolmuyor. Ama 'El Turco' lakaplı Carlos Menem'ın başlatıp başanya ulaştırdığı iddia edilen 'özeUeştirme' projesi ufak ufak tepki almaya başlamış gibi. Çalışan kesimin sosyal güvenlik yasalanndaki değişikliğe gösterdiği tepki, yolsuzluk iddialan, Menem'i zorluyormuş. Bunlara birde Buenos Aires'le özdeşleşen Mayıs Anneleri'nin onurlu ve duygusal eylemleri eklenince iş biraz değişiyor ve gecenin bir karanlığı, parklarda yatan insanlar gözünüze daha çok çarpıyor. Hele hele bu insanlann tamamına yakınını yerli halk adı verilen kesimin oluşturduğunun farkına varmanız. "Dağdan. pardon.. denizden gelmiş bağdakini kovmuş" deyişini anımsatıyor size. Ama yine de Buenos Aires, göriilmesi gereken 8-10 kentten biri bizce. Evet, ben bir Merihliyim... STOCKHOLM GÜRHAV LÇKAN Akıl almaz olaylara şaşırmamanın normal. şaşırmanın anormal olduğu bir ülke halıne geldı Türkiye. Burada, "dışandan muhabir" olarak size Aydın Engin tipi bir "tırmık" atacak degilim. Ancak belirli birakli dengeyı korumakta kararlı biri olarak, bana göre akla yatkın tepkilerime garip bakılması ve benim bir çeşit gurbetçi. ya da hatta "uzaycı" olarak görülmem canımı sıkıvor. Doğru. birçok tepkimi. bakış açımı, burada yıHardır yaşıyor olmaktan-' 1 ötürü edindim. Ama bana kalrrsa, KI< " bunlann önemli börümünü, Türkiye'den hiç aynlmamış olsam da korurdum. Birkaç örnek vereyim de konu somutlaşsın: Lig maçlannın yeri. saati duyurulurken. neden hakemlerin adı da yazılıyor 0 Maçı hakem mı oynayacak'.' Yoksa futbol düşkünleri. daha maç başlamadan sev inç çığlığı mı atacak, hapı yuttuk mu. diyecek? Ya da bu alışkanlık. hakemlik mesleğine olan saygıdan mı kaynaklanıyor? Belki de maç sonrası televizyon stüdyolannda maçlann değil, hakemlerin tartışılmasına bir hazırlık anlamına geliyor. Ben yanıtmt bulamadım. Neden Cumhurbaşkanımız her yere gidivor ve hemen her konuda görüş belirtiyor? Üstelik çoğu kez önünde bir metin olmadan konuşuyor. Her konunun uzmanı olması olanaksız. Eminim makamında, birçok konunun uzmanı vardır; ya da her konunun uzmanını bulup görüş alabilme olanağı bu makam için bulunur. Hacı Bektaş Veli Şenliği'nde kürsüye çıkıp; kendisinin, başbakanın ve Meclis başkan yardımcısının önünde herkesin dilediğince konuşabildiğini. bunun da ülkemızde demokrasi olduğunu gösterdiğinı söyledı. Acaba, Haluk Gerger'in. Ragıp Duran'ın. İsmail Beşikçi'nin ve dığer birçok "görüş belirtme suçlusunun(!)" nerede olduğunu bilmiyor muydu? Ben anlayamadım. Bir futbol takımımız. bir yabancı takımla yaptığı önemli bir maçı kazanıyor. Daha "eoşkun taraftarlar" sokaklara fırlamadan. canını korumak ısteven vatandaşlar evlennde kendilerini yere atmadan, Cumhurbaşkanımızın. Başbakanımızın tebrik telgraflan 'yayımlanıyor. Kazanılan. ne Malazgirt'tir. ne de Sakarya: bir futbol maçıdır. Bu bana garip geliyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, sanki insanlanmız ancak son " ayfarda peic tanınmayan ülketerç is "îçMi'gTtmiş"gibi, TRT-lnt'e çıkıyor ve "Yatandaşlanmız ve gazetecilerimiz, yurtdışındaki sorunJannı bize bildirsin", diyor. 196O'lı yıllardan bu yana bizler hep havanda su mu döv dük? lsveçliler. kutupta olsalar postayla ve hatta e-mail'le seçimlerde oy kullanıyorlar. Milyonlarca vatandaşımız ise oy kullanmıyor. Acaba kendısı bunu da mı bilmiyor. 1 Gelın de beni ikna edin bu durumun normal olduğuna. Uğurlamalara ve karşılamalara. önemli makamlann sahibi. masa takv imleri tıkabasa dolu dev let büvüklerinin ne kadar zamanı gidivor acaba? Nedir havaalanı gitmeleri, gelmelen. yollann kapatılması filan? Benim bildiğim, bir ülkenin dev let başı resmi çağnlı olarak geldiğı zaman törenle karşılanır. Bir verde filanca tesisin temelini attnak için gidecek olanın zamanı kıt. mevkisi yüksek bunca insan tarafından uğurlanmasının anlamı ne' 1 Ben bulup çıkaramadım. Pazar yazısı için yer sınınmı geçtim bile. Ama sizce benim şaşırdığım bu örnekler doğalsa. normalse. evet haklısınız, ben bir Merihlivim... ELEMANLAR ARANIYOR Pazarlama Sorumlusu (PS) • Yönetıcı olarak yetıştınlmek üzere. • Ünıversite ınezunu. • Genç \e aktıf. • Promosyon ürûnlerinin üretımı \e pazarlanması konusunda en az iki yıl deneyimli Muhasebe Elemanı (ME) • Asgan 3 vıl muhasebe deneyimli. • Tıcaret Lısesı veya Yüksekokul mezunu, • PC kullanabılen (\Vindows. Word. Excel). • Logo - Goid paket programı kullanabılen. Yukarıdakı ozelhklere sahıp ada> lann (Erkek adaylar ıçm askerlık göre\ ını tamamlamış olmak ı Ö2geç- mışlennı, talıp olunan gore\ kodunu belırterek 18 Eylül 1998 tanhme kadar TEMA Vakfı lnsan Kavnaklan Bolumu'nûn dıkkatıne (021^)281 11 32 no.lu taksa veya aşagıdafcı adrese postayla gdnder- meien nca olunur. TEMA Türkiye Çöl Olmasın Çayır Çimen Sk. Emlak Kredi Blokları A-2 Blok Kat: 2 D: 10 80620 Levent-İSTANBUL Tel:(0212)283 78 16(pbx)Faks:(0212)281 11 32 İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998 178 Davalı. Hacı Ömer Ipektekın. adresı meçhul. Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafın- dan dasalı aleyhıne açılmış bulunan tapu ıptal le tescıl. men'ı müdahale da\asının >apı- lan açık duruşmaMnda: Adınıza çıkartılan davetıyede tanınmadıgınızdan ıade edılmiş ol- ması üzenne yapılan zabıta tahkikatında da adresımz meçhul kaldı|ından adınıza ılanen duru^ma günıinün teblığıne karar verilmiş. durujma 15.9 1998 gunü saat 10.15'e talik edılmıştır Mezkur gün le saatte gelmenız. gelmedıgınız veya bir \ekille de temsil ettir- medığinız takdirde davanın yokluğunuzda bıtirıleceğı davetıye >enne kaım olmak üzere ilanen teblig olunur. 19.8.1998 Basın: 41793 Ş>b''ninsos>ali$tlideriSalvadorAJknde''nJnGeneralAugu$to pinochettarafindandevrilmesinin25.\TİındabaşkentSantiago şiddetiiprotestogösterilerinesahneoldu. 11 KylüJ 1973 tarihindegerçekJeşen faşistdartje.birtlercegösterici tarafından ABD bayrakJan da yakılarak protesto edildi. Polis, 116 eylemciyi tutukladı. Başkan \ilende, darbe günü başkanlık sarayının topa rurulması sonucu vaşamını vitirmiş, 1990 yılına kadar süren askeri diktatörlük bo> unca yaklaşık 3 bin ağır işkenceler görmüş ya da kaybolmuştu. Ev kadmlanndarı özür diliyorumEv kadınlanndan özür diliyorum Monica Levvinskj'nin çamaşır yıkama alışkanlıklannın, şu anda Johannesburg'da yaşayan, yıllarca çamaşır deterjanı reklamlan yazmış birinin günlük yaşamını etkilemesi kötü bir şaka gibi. Ama, olaylann akışına bakınca şaka, gerçeğe dönüşüyor, artık herkesin bildiği Amerikan skandalının dudaklara taktığı gülümseme, patlayan bombalann enkazı akında kalıyor. Monica. elbisesindeki lekeyi çıkarsaydı. Bill Clinton, Monica"yla olan ilişkisini televizyondan bütün dünyaya itiraf etmek zorunda kalmayacaktı. Leke sorunu ortadan kalksaydı, Bill Clinton, konuyu değiştirmek için. Sudan ve r Afganistan'ı aleîacele bombal amay acaktı. Müslümanlar kızmayacaktı ve hınçlannı Güney Afrika'daki bir Planet — — — — Hollyvvood'dan almayacaklardı. Bir kutu yeni formüllü deterjan her şeyi önleyebilirdi. Planet Hollyvvood'un Afrika'daki şubelerinden birini Cape Tovvn'da açacağını duydugumuzda nasıl da sevinmiştik. Uluslararası restoran zincirinin sahipleri Bruce VVillis, Demi Moore, Sylvester Stallone açılışa geldiklerinde gururdan göğsümüz kabarmıştı. 1995 yılında, McDonald's ilk kez mutfağmı açtığında, Johannesburglular, ünlü Big Mac'den ilk ısınklannı almak için saatlerce kuyrukta beklemişlerdi ama değmişti doğrusu. Bütün bunlar Amerika'nın gözüne girildiğinin kanıtıydı. Amerikan sihirli defnegı Güney Afrika'ya da değmişti. Bugün. ülkede ne Amerikan mallannın ne de Amerikan ruhunun varlığı hayret uyandınyorşehirli bir Güney Afrikalı'nın gözünde. Tam her şeye alışmışken rahatımızın ortasına bir bomba düşüyor ve polis bize sesleniyor: "Amerikan maJlanndan ve Amerikan şirketlerinden uzak durun!" Amerika ile ilgisı olan her şeyden uzak bir yaşam ilginç bir haftasonu oyunu gibi başladı. Çizgilere basarsan yanarsın gibi bir oyun. Kimse, o ünlü Amerikan JOHANNESBURC AYSU ÖNEıN malı kot pantolonunu giymedi. ismı lazım olmayan spor ayakkabılan evde kaldı. Susayınca. kırmızı kutudan çıkan kahverengi baloncuklu içecekten içmedik. Kovboylann ve develeri seçimi sigara paketleri açılmadı. Sinemaya gitmek ısteyenler. altyazılı bir Iran filmini tercih ertiler. Dünyada neler olup birtiğini merak edenler. CNN'i açtılarama sesini kıstılar. Hafta sonlan Johannesburg sokaklannı gürültüyle dolduran Amerikan çeliği motosikletlerortalıkta yoktu. Sonra pazar sabahı oldu ve bu saçma oyundan canımız sıkıldı. Buzdolabını açtık ve akşamdan kalanlann tek ilacı olan kahverengi şekerli sudan içtik kırmızı kurusundan. Güney Afrika'da korku, yaşamın bir parçası. Hırsızlardan, tecavüzcülerden, araba ^ ~ ~ " " ~ ~ * ~ gaspçılanndan korkmak, onlara karşı tedbir almak. sıradan bir büyük şehir sakininin sabnnı zorluvor her geçen gün. Korkulması gerekenler listesine Amerikalılan ve Müslümanlan da katmaya ne kadar hazınz acaba0 Dünya banşını bozma konusunda Amerikalılar terörist Müslümanlan, Müslümanlar Amenkalılan suçluyor. Boşuna nefeslerini ve bombalannı ziyan ediyorlar. Çünkü suçlu benim. Yıllarca benim ve diger reklamcılann yazdığı çamaşır deterjanı reklamlanyla çileden çıkardığımız ev kadınlan birleşip Monica'yı üzerimize saldılar. Monica, ev kadınlannın düşmanı sandığımız lekeyle ışbirliği yaparak. elindeki lekeye karşı tek silah olan çamaşır deterjanını kullanmamayt seçerek dünyanın düzenini bozdu. Deterjan kullanmayı reddetmek, kım ne derse desin. Amerikan kadınının bağımsızlıga doğru attığı çok büyük bir adım. Değerli ev kadınlan ve Monica. yeni formüllü deterjanımla vıkadığim lekesiz betnbeyaz dostîuk bayrağını sallıyorum size. Deterjan görevine son verelim ve lekelerle birlikte savaşalım. Danimarkalı solcular herkesten mutluMutlu musunuz 0 Mutluysanız niye? Mutlu değilseniz de niye? Şimdi eskisine göre daha mı mutlusunuz. daha mı mutsuz? Türkiye'de bu konuda bir araştırma yapıldı mı. vapıldıysa sonuçlan neler. bilmem. Ama eğer kişisel gözlemlerime göre tahmin yürütecek olursam; Türkiye'de birçok kişinin bu soruya "Mutsuzum" diye cevap vereceğini sanıyorum. Mutsuzluğa yol açan nedenlerin büyük bir kısmı açık. Özellikle insanın kendi elinde olmayan dış nedenler açık. Ama. u Bu ülkede mutsuzunı abi, çekeeem gJdecem başka diyarlara" yakınmalannın tek nedeni. "'ülkevi çetelerin ele geçirmiş olması'*, "ekonomik gidişat" ya da "insan haklan ihlaÛeri") le sınırlı degil. İnsanın kendi inisiyatifi dışında gibi görünen, "insani ilişkilerin bozukluğu**, "ahlaki normlar* 1 gibi nedenler de "Mutsuzum abi*"nin gerekçeleri arasında iyi bir yer ediniyor. Oysa ilişkileri ilişki. normlan norm yapan, insanlann kendisi ve mutsuz olan insanlar da kendilerini mutsuz eden bu rür kurallann yaratılmasına bir o kadar katkıda bulunuyor. O zaman başkalannın değişmesiyle ya da başka diyarlara gitmekle çözülüyor bu iş. Başka diyarlara kendisini de götürüyor insan. Ve dolayısıyla mutsuzluğunu. Ideallerle günlük yaşamın birbirini tutmaması sadece 'dış' etkenlerden kaynaklanmıyor kısacası. tdeallerle insanın kendi davranışlan daha uyumlu hale geldiği sürece mutsuzluk hissi azalıyor. Tabii idealler düşmanlık, yani başkalannın mutsuzlugu üzerine kurulmamışsa. Gelin Danimarka'yı örnek alalım. Geçenlerde Avrupa çapında gerçekleştirilen bir araştırma, Danimarkalılann Avrupa'nın en mutlu halklanndan biri olduğunu gösteriyor. Üstüne üstlük mutluluk hissi giderek artıyor. Yani bugünden baktıklannda kendilerini iki-üç yıl öncesine göre daha mutlu hissediyorlar. Ancak herkes aynı derecede mutlu değil tabii. İdealler de işte bu noktada devreye giriyor. Politiken gazetesi bu araştırmayia yetinmeyip kimin kime göre daha mutlu olduğunu öğrenmek içın yeni bir araştırma daha yaptırdı. Çıkan sonuç ilginç: Kendisini en mutlu hissedenler solcular. Özellikle Sosyal Demokratlann daha solundaki Sosyalist Halk Partisi'yle. en soldaki (yani parlamentodaki KOPENHAC FERRLH Y1LMAZ eksene göre en soldaki) eski sol sosyalistlerin. komünistlerin, Troçkistlerin ve bağımsız sosyalistlerin birleşmesiyle oluşan Birlik Listesi üyeleri, Danimarka'nın en mutlu insanlan. Danimarka'da çevresindeki insanlara göre kendini daha fazla mutlu hissedenlerin genel oranı üçte birken. bu oran solcular arasında yüzde 42. Yani solculann neredeyse yansına yakmı çevresine göre daha mutlu. Sosyalist Halk Partisi milletvekillerinden eski genel başkan yardımcısı Cristine Antorini'ye göre solculann daha mutlu olması çok doğal. "Bizim seçmenlerimiz sadece yaşanı kalitesinden bahsetnıiyoriar, yaşamı da kaliteli yaşıyoıiar. Araştırmalar, solculann daha çok kitap okuduğunu, daha çok tij-atrma ve sinemaya gittiğini, daha sağlıklı yemek yediklerini ve daha fazla kırmızı şarap içtiklerini gösterKor" diyor. (Açıkça söylemiyor. ama aslında kırmızı şarap içmeyi bira içmekle karşılaştınyor. Kırmızı şarap Danimarka'da "kültürlü" ve "elit" olmanın ölçülerinden biri ve yeni çıkan kuşe kâğıda basılı şık bir dergi için de mesela "Kırnuzı şarap içenlere hitap ediyor" tanımlaması kolaylıkla yapılabiliyor. Bira ise alt sınıflann ve işçi sınıfının kültürü.) Ama Antorini'ye göre solculann kendilerini daha mutlu hissetmelerinin asıl nedeni, sırf daha fazla sinemaya ve tiyatroya gitmeleri ya da kırmızı şarap içmeleri değil. Daha da önemîisi, tutarlı bir dünya görüşüne sahip olmalan ve dünya görüşleriyle yaşam tarzlannın başkalanna göre daha fazla uyum içinde olması. "Güçlü bir dünya görüşüne sahip olmak. insana yaşam içinde rutunacak bir yer sağlıvor ve değer yargılan kazandınyor. Bir insanın değer yargılanyla yaşam tarzının uyumlu olması ise mutluluğun başlıca nedenlerinden biri" diye açıyor görüşlerini. Politiken'in araştırmasına göre. siyasi yelpazenin ortasında sayılan sosyal demokrat seçmenler ise o kadar mutlu değiller. Sosyal Demokrat Parti Grup Başkanı Jakob Buti'ye göre. bu. sosyal demokrat seçmenlerin gelir dağılımında alt sıralarda kalmasmdan kaynaklanıyor. Antorini'ye göre ise aksine Sosyal Demokrat Parti'nin. ekonomiden başka laf edemez olmasından dolayı mutsuz sosyal demokrat seçmen. "Sosyal demokratlar artık yaşama ilişkin değerlcrden. dünya görüşünden pek söz etnıiyorlar dikkat ederseniz" diye destekliyor bu görüşünü. Ama araştırmanın ortaya çıkardığı garip bir durum var. En sağdaki ırkçı ve yabancı düşmanı partilerin seçmenleri Danimarkalılar arasında kendilerini en mutsuz hisseden kesim. Eğer güçlü dünya görüşü mutluluk getiriyorsa. niye faşizmle flört eden dünya görüşlerine rağmen mutsuzlar bu sağcılar? Bence bu sorunun cevabı tam da dünya görüşlerinin içeriğıyle ilgili. Yani yelpazenin en sağındaki partilerin seçmenleri: mutsuz. kıskanç ve insana düşman olduklan için zaten bu partileri seçiyorlar. Ve bilindiği gibi insana düşman dünya görüşüne sahip bir insanın mutlu olması da hemen hemen imkânsız gibi. İSTANBUL 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖRNEK 49 ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞt DosyaNo: 1997 7853 Borçlu: Gaye Tunzm Otel Ltd. İçmeler Marmaris. DYG tlan ve Reklam Hızmetleri AŞ vekili Av. Akm Ahıska- lı tarafından 116.938.356.- TL'nın yüzde 80 faizı, icra masraf- lan ve vekâlet ücreti ile birlikte ödemeniz için aleyhinize yapı- lan ıcra takibınde cari hesaba müstenıden yukarıda belırtılen borcu ödemeniz için adresinize örnek 49 ödeme emri tebliğe gönderilmiş, teblığ edilememış. adresinız zabıtaca da tahkik ve tespit edılemediğınden ödeme emrinın ilanen tebliğine karar ve- rilmiştır. Kanuni 7 gün süreye 15 gün ılave edilerek ilanın gaze- tede neşır tarihınden ıtibaren 22 gün içerisınde yukanda belırtı- len borcu ödemeniz. borcun tamamına veya alacaklının takibat icrası hakkına daır bir ıtirazınız varsa senet altmdakı imza size aıt değılse. yıne bu 22 gün içinde aynca ve açıkça bildırmeniz. aksı halde icra takibınde bu senedin sızden sadır olmuş sayıla- cağı, ımzayı reddettigıniz takdirde mercı önünde yapılacak du- ruşmada hazır bulunmanız; buna uymazsanız vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacağı. senet veya borca ıtırazınızı yazılı ve- ya sözlü olarak icra müdürlügüne 12 gün içinde 1İK 74. madde gereğınce mal beyanında bulunmanız bulunmazsanız hapısle taz>ık olunacagmız. hiç mal beyanında bulunmaz veya hakıka- te aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız ör- nek 49 ödeme emrine kaim olmak üzere ihtar ve ilanen teblığ olunur. 27.8.1998 Basın: 43265 DLMLUPINAR ÜNtVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN 23 Ağustos 1998 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımla- nan Sosyal Bılımler Enstitüsü'ne 1998-99 Ögretım Yıljnda alınacak öğrenciler ile ilgili ilanımıza ekrir. Anabilim Dalı İşletme Doktora Programı Bilim Dalı Kontenjan 5 Müracaat tarihı ve yeri: Müracaaatlar 07-21 Eyiül 1998 ta- nhleri arasında Dumlupınar Cnıversitesı Sosyal Bilimler Ensti- tüsü Germıyan Kampusu KÛTAHYA adresine şahsen yapıla- caktır. Sınav tarihı : Dil Sınavı. 22.09.1998 Saat: 10.00 Biiım Sınavı • 22.09.1998 Saat: 14.00 Basın: 40160 HACIBEKTAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEIVIESİ'NDEN Esas No: 1995 P3 Karar No. 1998 148 Davacı Çetın A>tekın vekili Av. Hü'seyin Göçer tarafından da\ alılar Naciye Çakı ve ark. aleyhine açılan tapu iptalı % e tes- cıl davasının sonunda' 6.7.1998 tarihinde davanın kabulü ile Bala Mah. Bengiler mevkıindeki imar 342 ada, 9 parsel. 10 parselin tapusunun iptalı ile müstakilen Abıdın oğlu Çetın Ay- tekın adına tescılıne karar verilmiştır Işbu karar davalılar Nı- met Mert. Eyiip Öztürk, Kâzım .AkjTirek, Menduf Yav uz. Fat- ma Karabacak. Arif Kılıç'a teblig edilemedığinden ilanen teb- liğine karar verilmiştır. Işbu ilanın tebligınden ıtibaren 15 gün sonra adı geçen şahıslara karann tebîiğ ediimiş sayılacağı hu- susu ilan olunur Basın: 43156 UHE UYGULAIVL\LI HAVTJZ ENSTİTÜSÜDERNEĞİ 3. OLAĞAN GENEL KURULU Denıeğımızın 3. olağan genel kurulu çoğunluklu olarak 17 Ekım 1998 saat 13.00'te dernek merkezi, (Perpa Tıcaret Merkezi, Kat: 6. No:610 Okmeydanı-lstanbul) adresmde ve asağıdakı gündemle top- lanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde. 24 Ekım 1998 Cumar- tesı saat 13.00'te TSYD Türkiye Spor Yazarları Demeğı'nde (Le- vent Cad. No:51 1. Levent-lstanbul) çoğunluksuz olarak toplanacak- tır. Üyelerimizin katılmalannı nca ederiz. LHE YÖNETİM Kl'RULU GLNDEM: 1. Açılışveyoklama 2 Div an heyetınm seçimi 3 Saygı durusu 4 Yönetım Kurulu faalıyet raporu \e denetleme kurulu raporu- nun okunması ve göriişülmesı 5. Yönetım ve denetleme kurulu raporlarının ayn ayn ıbrası 6. Tahminı bütçenm görüşülerek karara bağianması 7. Oereklı tüzük degışıklıklennın ve yönetmelıklenn göriişülüp karara bağianması 8. Yönetım. denetım ve onurkurullannın asıl ve yedek iiyelennın seçimi 9. Dılek ve temennıler 10. Kapanış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle