21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 1998 CUMARTESİ HABERLER Mahmut Ytldınnı-Yeşü Saglar: Yeşil sağ yakalanmalı • ANKARA (Cumhurivet Biirosu)- TBMM Susurluk Komisyonu üyesi. CHP Jçel Milletvekıli Fikri Sağlar. Yeşil'in sağ yakalanması gerektiğini belirtti. Sağlar. "Eğer öldürülürse, bilin ki failleri. suçlannın \e ilişkilerinin ortaya çıkmasını istemeyenlerdir" dedi. Bu arada, son olarak YeşıTin Iskenderunda bir e\ kiraladığı ıddiaları da incelemeye alındı. ABD tesislerindeki gpev • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türk-lş. Türk Harb-lş Sendıkasi tarafından Türk-ABD ortak savunma tesıslerinde 23 Temmuz'dan bu yana sürdürülen greve destek olmak amacıyla yardını kampanyası başlattı. Tiirk- İş tarafından üye sendikalara gönderilen yazıda, Türk Harb-İş üyesi l8OOişçinin23 Temmuz'dan bu yana Adana, Ankara ve lzmir'deki ortak savunma tesislerinde grevde bulunduğu anımsatılarak, Türk Harb-İş'in tüm iyi niyetli girişimlerine karşın grevın bitirilemediği kaydedildi. Bayrampaşa Cezaevi'nde arama • İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Cezaev i nde. adi mahkûmlann kaldığı koğuşlarda dün jandarma birirolen desteginde, infaz koruma memurları tarafından, vaklaşık 6 saat süresince yapılan genel aramada. 6 adet cep telefonu. 250 gram esrar ile çok sayıda ke^ıci ve delici alet ele geçirildi. TRT'nin dolandınlması • ANKARA (AA)-TRT Genel Müdürü Yücel Yener. TRT'nin sahte belgeyle dolandınlmasıvla ilgili olarak. kiıne \e nereye kadar uzanırsa uzansın gerekli işlemlerin ivedilikle yapılacağını. kurum içerisinde hiçbir usulsüzlük \e yolsuzluga kesinlikle göz yumulmayacağını bildirdi. Öte yandan. TRT Genel Müdürlüğü tarafından Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün çalışmalanna paralel olarak dolandırıcılık olayının \e bu olava adı kanşan personelin ortaya çıkanlması için Teftiş Kurulu Başkanlığı'na talimat verildiği bildirildi. Şakir toprağa verildi • İstanbul Haber Merkezi - Geçirdıği rahatsızlık sonucu yaşamım yitiren ha\ırse\er Semiha Şakir. dün törenle kendisi tarafından yaptınlan Hacı Bedel Mustafa Efendi Camii'nde kıhnan namazın ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine Sağhk Bakanı Halil Ibrahım Özsoy. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. DP Genel Başkanı Korkut Özal. Valı Erol Çakır, Emniyet Müdürü Hasan Özdemir. İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan \e Semiha Şakir tarafından yaptınlan yurtlarda kalan çocuklar katıldı. Mehmet Havar gözaltında • İstanbul Haber Merkezi - Hollanda'da cezaevinden helikopterle firar eden uyuşturucu kaçakçısı Halil Havar'ın amcasının oğlu Mehmet Havar, 11 yıl cezaevinde kaldığı Fransa'dan tahliye edildikten sonra geldiği istanbul da gözaltına alındı. Faşist darbenin 18. yılı'Türkiye işçi ve emekçilerinin can bedeli ödeyerek kazandığı bütün demokratik haklara yönelik saldınnın etkileri, üzerinden yıllar geçmesine karşın hâlâ yaşanıyor' İstanbul Haber Servisi - 12E\lül 198üaskeri darbesinin. "Türkive'de işçi te emekçiterin can bedeli ödeverek kazandıkları tüm demokratik haklara vönelikbirsaldın" olduğu \ urgulandı "Demokrasiyi kurtarmak ve kardeş kavgasına son vermek" ıçin iktidara geleıı askeri yönetimin: ilk iş olarak ülkede demokrasi adına \arolan her şeyi ortadan kaldırdığı belirtildı. Askeri darbe ile demokrasinin olmazsa olmaz kurumları olan siyasi partiler \e sendikalann kapatıldığı. demokratik hak \e özgürlüklerin bir çırptda rafa kaldınldığı vur«ulandı. Aralarında ÖDP. SİP. DBP. HADEP. Eğıtim- Sen 8 N'o'lu Şube, Nakliyat-lş ve Dokuma- Iş'ın de bulunduğu Fatih Demokrasi Platfornıu Girişimcileri. 12 Eylül 19X0 askeri darbesini "emekçilere karşı tezgâhlanmış bir karsıdevrim" olarak nitelendirdıler. Fatih Demokrasi Platfornıu Girişimcilerince yapılan yazılı açıklamada. 12 Eylül rejiminin tüm avdınlanmaeı düşüncelere karşı saldırılar gerçekleştirdiği \e gericiliği palazlandırarak bugüne gelindiği belirtildi. Açıklamada. 12 Eylül'ün Türkiye'deki kısmi örgütlenme olanaklannı ortadan kaldırarak örgütsüz. tepkisiz \e suskun bir toplum yaratmavı hedefledigi vurgulanarak özetle şu görüşlere yer verrtdi: Bilanço "12 Eylül Türkiye emekçilerine karşı bir avuç sermavenûı en açık baskıcı militarist iktidan olmuş, özelleştirmenin önünii açarak, işsizlik ve pahalılığın daha da katmeıieşmesini sağlamıştır. Sıvas ve Gazi katliamcılannı koruyarak, uyuşturucu çetelerini birer birer serbest bırakarak buna karşı düşüncelerini açıkladıklan için Ismail Beşıkçi. Haluk Gerger. Eşber Yağmurdereli. Ragıp Duran. Bayram • "Demokrasiyi kurtarmak ve kardeş kavgasına son vermek" için iktidara gelen askeri yönetimin; ilk iş olarak ülkede demokrasi adına ne varsa ortadan kaldırdığı. demokrasinin olmazsa olmaz kurumlan olan siyasi partiler ve sendikalan kapattığı, demokratik hak ve özgürlükleri bir çırpıda rafa kaldırdığı belirtildi. Darbe sonrası tüm Türkiye sokakiannda askeri cemsder ve eü tiîfekl askerler oiağan görüntülerdendi. ÇetdeşmeHEylüVün ürünüİstanbul Haber Servisi - 12 Ey- lül'ün, Cumhuriyet devTİmlerine. demokrasiye ve sosyal hukuk devle- tinin değerlerine karşı yapılmış bir faşist cunta olduğu, aradan geçen 18 yılda ortaya çıkan sonuçlarla daha da netleşti. 12 Eylül'den sonraki sü- reçte 'devlet içindeki çeteieşme' ve 'gericiHk' ivme kazandı ve bugünkü boyutlara ulaştı. Cuntanm koşullan- nı yaratan ve yillarca yasaklı olan si- yasiler ise siyasi iktidan yeniden ele geçirmelerine karşın tüm vaatlerini unutarakdemokratikleşmeyerine 12 Eylül faşizmini kurumjaştırdılar. "*" *DenH>kn«ivi râyma oturtmak, •• kardeş kavgasınasou vermek. ülke- yi böiücü ve yıkıcı tehlikeden koru- mak amacıyla yönetime el koymak zorunda kaldıklannı" açıklayan 12 Eylül cuntası sosyal, siyasal, eğitim. hukuk ve kültürel alanda tam bir kar- şı devrim gerçekleştirdi. Dönemin gerici-ırkçı sağ görüşleriyle örtüşen karşı devrimci icraatlar 'Atatürkçü- Mik' maskesi altmda gerçekleştirildi. Bir yandan her köşeye Atatürk büs- tü dikildi; Atatürk adma Banş Ödü- lü konuldu; diğer yandan. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu. Halkevleri ve CHP gibi dogrudan Atatürk'ten miras kalan kurumlar başta olmak üzere bütün ilerici yapı- larortadan kaldınldı. Sonraki yıllar- da siyasilerce meşrulaştınlan 12 Ey- lül faşizminin karşı devrim nitelığin- deki baa uygulamalan özetle şöyle: Hukuk: Yargıtay Başkanı Meh- met Uvgun tarafından Cumhurbaş- kanı önünde açıkça dile getirilcn •yargı bagımhhgt'nın temeli 12 Ey- lül faşizmince atıldı. Cunta lideri Or- general Keıun Evren'nin "Ittt Anayasası topiımu boi geUL O ka- dar bol gekii ki içiodeoynanuya baf- ladık" sözleriyle eleştırdiği 1961 Anayasası rafa kaldınldı; temel hak ve özgürlükler ile düşünce özgürlü- ğünü kısıtlayan, sosyal devletle ilgi- li yasal güvenceleri ortadan kaldı- ran bugünün baskıcı anayasası geti- rildi. Yargı bagtmsızlıgınason ve- rildi. Bunun bir sonucu olarak orga- nize suç çetelerinih gelişmesine or- tam sa|landı. E0tim-Kültür: Cunta, Türk-lslam sentezi olarak bilinen ırkçı-şeriatçı ideolojiyi devlete egemen kıldı. Top- lumsal destek için şeriatçı tarikatlar- la ilişki kurmaktan çekinmeyen cun- ta, ortaöğretim müfredatına zorunlu din dersleri koydu. lmam- hatipokul- lan ve Kuran kurslannın sayısı arttı- nlarak şenatçı tırmanışa ortam sağ- landı. YÖK Yasası'yla üniversite özerkligine, bilimsel araştirmalara darbe indirdi. Düşünnıeyen, sorgu- lamayan yeni bir kuşak yetiştirildi. Sosyal Devlet: Sınıfsendıkacılıgı- nı savunan DİSK kapatıldı. Toplu iş sözksmesı ve grev hakkı başta ol- mak üzere tüm sendikal özgürlükler yasaklandı. Kjdem tazminatına ta- van sının getirilerek emekliler mağ- dur cdikü. Sendikalar ile grev ve top- lusözleşme yasalan kaldınldı. btao Haklan: 12 Eylül cuntası, Olkc tarihinın en büyük insan hakla- n ihialferini gerçekleştirdi. Yazar ve yayıncı İlhan Erdost mahkemeye götûrülürken araç ıçinde döve döve öldürüldû. 171 kişinin işkence so- nucu yaşamını yitirdiği belgelendi. Ulusiararası baskı sonucu cunta, 16 kişinin işkencede öldürüldüğünü ka- bul etmek zorunda kaldı. Araların- da 17 yaşındaki-EnlalEttB-'in dcbu- lunduğu 49 kişi idam edildi. Cunta lideri Evren, idamlan "Asmayakm da besieyeiinı mi?" sözüyle sa\ undu. 680 bin kişi gözaltına alındı, 1 mil- yonu aşkın kişi fişlendi. Gazeteler sansürlendi ve sık sık kapatıldı; 39 ton gazete ve kitap yakıldı. DtşiKşküer Cunta. 12 Eylül faşiz- mini destekleyen ABD'nin isteği doğrultusunda Yunanistan'ın, NA- TO'nun askeri kanadına dönüşüne izin verdi. Böylece Yunanistan'la ilişkilerdeki en önemli pazarlık ko- zu yok oldu. Türkiye'nin AB üyelik süreci donduruldu ve 1980 yılına ka- dar katledilen yol heba oldu. Sade- ce Pakistan gibi o dönem darbeyle yönetilen ülkelerle ilişki kurulabildi. Karkık gibi sendikacı ve avdınları cezaevlerine atarak devam edi>or. Bizler Fatih Demokrasi Platfornıu Girişimcileri olarak 12 E\lül faşist rejimine ve onun uzantısı olan bugünkü sermaye rejimine karşı bu ülkenin avdınlık geleceğine sahip çıkma sorurnluluğu temelinde birlikte mücadele edeceğimizi belirtiyonız." ^eteler kullanıldr EmeğinPartisi(EMEP) İstanbul II Başkanı Mehmet Kılıçaslan da yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylül askeri darbesinin; 1980öncesi hak arama eylemlerini bastırmak için gerçekleştirildiğini belirtti. Kılıçaslan, çetelerin, siyasi cinayetlerde, 1 Mayıs 1977'de. 16 Mart öğrenci katliamında, Alevi- Sünni çatışmasını körüklemede ve benzeri eylemlerde kullandığını ifadeederek"12 Eylülcüler. 'demokrasiyi kurtarma v e kardeş kavgasına son verme' adı altında ülke >önetimine el koyduiar. İlk iş oiarak ülkede demokrasi kınntısı olarak ne varsa ortadan kafdınlmış, demokrasinin olmazsa olmaz kurumlan siyasi partiler, sendikalar kapablmış ve diğer temel hak ve özgürlükler rafa kaklınlnııştır" dedi. Baskı rejimi Mehmet Kılıçaslan, darbe ile birlikte 12 Eylül'ü gercekleştirenlerin kendi baskı rejimlerinı kurduklannı savunarak özetle şöyle devam etti: " Toplumun ilerici bilincini dumura uğratmak için Türk- İslam st'nte/ine dayanan dinci eğitim anlayışını güçlendirmişlerdir. Anavasava eklenen geçici 15. madde ile generaller kendilerinin yargılanmalannı yasaklanuşlar ve kendi dönemlerinde çıkardıklan bütün yasa hükümlerinin iptalini engellemişlerdir. Bağunsız ve demokratik bir Türkiye; işçi ve emekçüerin \erecekleri kararîı bir mücadele ile mümkün olacaktır." 'Komünist paıtisiz demokrasi eksik9 Türkiye Komünist Partisi'nin 78. yıldönümü kutlamalannda, ülkedeki sorunlann aşılması için Kemalistlerle Marksistlerin birlikte hareket etmelerinin zorunluluk olduğu belirtildi. İZ.MİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - Tür- kiye Komünist Partisi'nin (TKP) kumluşu- ının 7 8. yıldömimünde. komünıst partisi ol- ma\an bir düzende gerçek demokrasiden bahsedılemeveceğı \ urgulandı. Türkiye'nin bugün önünde bulunan sorunlann aşılması konusunda da Kemalistlerle Marksistlerin ortak tutum izlemesi gerektiğı belirtildi. TKP'nın 78. kuruluş vıldönümü İzmir'de iki ayn toplantıv la kutlandı. Gazi Kadınlar Sokaüı'ndakı Baro Lokali'nde eski TKP üvelennın buluştuğu toplantıya çeşitli sen- dika ve demeklerin temsilcileri de katıldı. "Dünümiiz, bugünümüz ve yannınuz" adlı toplantı. de\rımcı mücadelede şehıt düşen- lenn anısına >apılan savgı duruşuyla başla- dı. Toplantıda konuşan Haşim Kanar. TKP'nin geçırdiği tarihsel süreci anlatırken emperyahzm \e yeni dünya düzenınin. in- sanlıgı yok eden \e gıderek yoksullaştıran boyutuna dikkat çektı. Kanar. Türkiye'nin de aynı tehlikeyle karşı karşıya kaldığını be- lırterek bu ağır saldından kurtulmanın yol- larından bahsettı. ÖDPde. Fuar AdaGazinosu'nda TKP'nin "'S. kuruluş vıldönümü anısına geniş katı- lımlı bir toplantı düzenledi. ÖDP Izmir 11 Başkanı Cemal Çakıcı. ÖDP'nm kuruluş amaçları aniMnda Türkive'deki sol güçlen bir arada toplamanm olduğunu belinerek •'TKP'nin 78 > ıllık tarihsel mLsvonuna sahip çıkıvoruz. Türkive'deki tüm toplumsal mu- halefeti sol güçleri bir çatı altında toplama- ya çahşıyoruz" dedi. Daha sonra konuşan Sadun Aren de. TKP'nin Türkiye'deki tüm devrimci. ilerici kesimin sesi olduğunu belirtti. Aren. sınıf- sız. sömürüsüz bir toplumu amaçladıklannı söyleyerek "Sosvalizm tarihsel bir gerçektir. TKP de bu gerçekten jola çıkarak 78 yıl ön- ce kuruldu ve Türkiye de\ ründ m ücadelesin- deki yerini akü. TKP geleneği günümüzde hâlâ yaşıvor. çünkü sosvalist idealler. yapnıa özlemler değildir" dedi. Ş1FIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Türkiye'nin 18. yüzyılda baş- lattığı modernleşme süreci, ne yazık ki köklü bir sonuca ulaşa- bilmiş değil. Başlangıçta Os- manlı'nın Batı karşısında yenil- giye uğraması ve sanayi devri- mini tamamlamış Avrupa'nın gerisinde kalması, Batı'dan esinlenen bir modernleşmeyi Osmanlı aydınları ve Osmanlı devlet ricali içinde cazip hale getirdi. Çoğunluğu Fransa'da eğitim gören Osmanlı entelijan- siyası içinde Fransız ihtilaline yatkın bir aydınlanma düşün- cesi, 19. yüzyılın başında ay- dınlar içinde taraftar bulmuştu. Osmanlı padişahları ise 2. Mahmut'tan başlayarak devlet kurumlan içinde yukarıdan aşa- ğı Batı tarzı bir modernleşmeyi ve yeniden yapılanmayı benim- sediler. Yeniçeri Ocağı'nın kal- dırılması, modern orduya ge- çiş, Batı türü yüksekokulların açılışı bu sürecin ilk adımlarıy- dı. Birinci Meşrutiyet'in ilanı ve ilksınırlı parlamentonun kurulu- şu da yeni arayışın ürünleriydi. Batı'dan esinlenen aydınlar- la Avrupa'dan Osmanh'ya da- yatılan Avrupalılaşma çizgisi Modernleşme ve Halk zaman zaman kesişti, zaman zaman karşı karşıya geldiyse de Türkiye'nin Batı'ya dönük değişim çabaları, arada kesin- tiye uğrasa da 20. yüzyılın so- nuna geldiğimiz bugünlerde değişik boyutlarda sürüyor. Türk-islam sentezinın en çok vurgulandığı 2. Abdülhamit döneminde bile Batı benzeri bir eğitim yavaş yavaş ınşa edil- meye devam etti. Türkiye'nin 200 yılı aşkın bir süredir ger- çekleştirmeye çalıştığı modern- leşme, her dönemde devlet eliyle ve yukarıdan aşağıya yü- rütüldü. Cumhuriyet'in kurul- masıyla birlikte bu süreç daha da hız kazandı. Laiklığin resmi- yet kazanması, modern bir anayasanın kabulü ve milli ege- menlik anlayışının hâkim kılın- masıyla bu değişim sıçrama noktasına geldi. Bunu Medeni Kanun, kadınlann seçme ve se- çilme hakkını kazanması izledi. Modernleşme süreci, büyük ölçüde şehirlerden destek bul- du ve aydınlar arasında taraftar kazandı. Köyler ise hâlâ bu mo- dernleşmenin uzağındaydı. Köy Enstitüleri, köyü de deği- şim sürecine katma girişimiydi. Kısa süren bu önemli atılım ne yazık ki çabuk kesintiye uğra- dı. Ardından 1950 seçimleri geldi. 1950 seçimleri, seçmen çoğunluğunun modemleşme- ye karşı bir tepkisı haline dö- nüştü. Geçmişte. modernleş- meye karşı olan butün guçler Demokrat Parti çevresınde top- landı ve halkın büyuk çoğunlu- ğunun desteğıni kazandı. 1950 seçimleri "devrim mi - karşıdevrim mi" diye tartışıla- dursun. buyük desteğini köy- lerden alan bir dırenç ortaya çıktı. Çok partili sistemin haya- ta geçirilmesiyle birlikte. halk içinde devlet merkezli modern- leşmeye karşı güçlü bir direnç olduğu gerçeğiyle karşı karşıya gelindi. 1950'den sonra bu di- renç adım adım şehirlere de uzandı ve merkez sağın kimliği haline dönüştü. Merkez sağ, la- ikliği de içeren bu modernleş- meye direnirken, Batı'yla da iş- bırliğini arttırıyordu. 1920'lerde devlet eliyle başlatılan kapita- lizm. artık antikomünist dinci eğilimlerle uzlaşan devletçi yönleri törpülenen yeni bir çeh- re kazandı. Kırlarda başlayan değişim. tarımın makineleşme- siyle hız kazandı. Bu değişimin öncüsü ise köy kökenli yeni bir kapitalist tipini ortaya çıkardı. Bir ayağı toprakta, bir ayağı Ba- tı'da olan bu yeni siyasi akım, 1950'lerden itibaren Türki- ye'nin yönetimine damgasını vurdu. 27 Mayıs 1960, devlet eliyle modernleşmeyi tasfiye eden, dınle uzlaşan. antikomünist muhafazakâr yönelime, mo- dernleşmecı Türk aydınlarının, burokrasinin ve ordunun bir tepkisıydi. 27 Mayıs, tepeden inme modernleşmeci eğilımi bir ölçude güçlendirdiyse de se- çımlerle birlikte bu gelişmeye direnen ve toplumdaki geri eği- limleri yansıtan merkez sağın inisiyatifi yeniden ele geçirme- sine neden oldu. REFAHYOL'un iktidara gel- mesiyle, modernleşmeci eği- limle muhafazakâr parlamenter güçler arasındaki çelişme şid- det kazandı. Şimdi yeni bir he- saplaşma yaşıyoruz. Bu gerili- min hangi noktada nasıl bir so- nuç vereceğini merakla ve te- dirginlikle izliyoruz. Ancak gö- rünen o ki artık modemleşme- ye direniş, merkez sağın daha da sağı bir tepki olarak ortaya çıktı ve kitlelerden önemli bir destek kazandı. Devletin kilit noktalannı elinde tutan mo- dernleşmeci eğilim, bir türlü halk kitleleriyle birleşen. onların desteğini alan bir başarı göste- remiyor. Halk, modernleşme atılımma ikna edilemiyor. Fazi- let-DYP oylarının hâlâ çok yük- sek bir orana ulaşması bir ger- çeği gözler önüne seriyor. Şim- di tartışılması gereken, radikal laiklik ve modernleşme yanlısı güçler neden halkın desteğini alamıyorlar, neden kitleselleşe- miyorlar? Bu konuyu yeniden günde- me getirmemiz ve irdelememiz gerekiyor. CUMARTESİ YAZHARI ATAOL BEHRAMOĞLU İstediğini Yapma Hakkı'ndan 'Ayaklanma Hakkı'na... "Özgürlük, başkasının haklarına zarar vermeden istediğiniyapma hakkıdır..." 1789 Fransız Devrimi'nin sonucu olarak 1793'te kabul edilen Fransız Anaya- sası'nın 6. maddesi "özgürlük" kavramını böyletanım- lıyor. O günlerden bugünlere genel bir kabul gören bu tanım ilk bakışta gerçekten de akla uygun görünüyor. Başkasının haklarına zarar vermediğime göre istedi- ğimi yapabilırım... Bunda karşı çıkılacak negibi bıryön bulunabılir? "Gerçekçilığın Tarihı" adlı yapıtında Boris Suçkov Fransız Devrimi Anayasası 'ndaki bu özgürlük tanımı- nı şöyle irdeleyip eleştiriyor: "Altıncı maddedeki bu ahlakı tez apaçık sosyolo/ık verilere dayanmaktaydı. 'Doğal' insan, 'mal-mülkünü ve gelirini uygun gördü- ğü şekilde kullanıp tasarruf edebilirdi.' Böylelikle Kon- vansiyon Meclisi'nde zafer sesleriyle ilan edilen etik ıdeal, yanı başkasının çıkariarına zarar vermeden ın- sanın istediğini yapabilmesi özgürlüğü, sömürüye dayalı bir toplumun temel ılkesi olan özel mülkiyetin dokunulmazlığı ilkesını olumlayarak, hayalı bir özgür- lüğü yasallaştırmış oluyordu..." Suçkov bu saptamadan sonra devam ediyor: "Bu şekilde, kişi, toplumun uzağında kaldığı gibi, imayo- luyla da komşusuna ve topluma karşı savaş açma hakkını elde ediyordu; çünkü, kendi 'uygun gördüğü' şey ile toplumun öbür üyelerinin 'uygun gördüğü' şey eninde sonunda çatışacaktı..." (Bkz. B. Suçkov, "Gerçekçiliğin Tarihi", Bilim Yayınlan, s. 29. Çeviren: Aziz Çalışlar). Fransız Devrimi'nde simgeleşen devnm hareketle- rinin, burjuvazinin feodalizme karşı (halkı da yanına alarak) kendi iktidarını sağlamak savaşımı olduğunu biliyoruz. iktidarı ele geçiren Avrupa bunııvazılerinin bunu izleyen eylemleri feodalizme karşı birlikte mü- cadele ettikleıi halk kitlelerinin her devrimci kıpırda- nışını acımasızca ezmek olmuştur. Halk kitleleri önce 1870 Paris Komünü, sonra 1917 Ekim Devrimi'yle si- yasal iktidan burjuvazinin elinden almış, yirminci yüz- yıl bir dizi başka halk devrimlerine sahne olmuş, fa- kat burjuvazinin (bu demektir ki kapitalizmin) dünya ölçeğinde iktidanna son venlememiştir. Fransız Dev- rimi Anayasasf nda somutlaşan. oradan birçok ülke- nin anayasa ve yasalanna geçerek "c/emo/rras/"nin evrensel ılkelerıne dönüşen bu burjuva idealleri ge- çeıiiliklerinı neredeyse tartışılmaz doğrular olarak gü- nümüzde de korumaktadır... • • • Boris Suçkov'un eleştirisini açacak olursak: "Baş- kasının haklanna zarar vermemek" ne anlama gel- mektedir? Bu "zarar" nasıl. hangı ölçütlerle saptana- cak? "İstediğini yapma hakkı"nın sınırlan neye göre belirienecek? Daha somut konuşacak olursak: Bir in- sanın üyesi olduğu insan toplumuna ve bir parçası ol- duğu insanlığa karşı, "özgürbirey olma"dışında so- rumlulukları yok mudur? Özgürlük, sadece "zarar ver- meme" kavramıyla tanımlanabilir mi? Aitolunan top- lum ve insanlık ıçin "yararlı olma" neden bir zorunlu- luk ve daha da öte özgürlük ölçütü olmasın? Eğer ah- lâki (etik) kavramlarla konuşuyorsak, başkasının hak| larına zarar vermemek ahlâkmlk'için yeteffi'blr'öfçB sayılabilir mi? Ahlâk. bırakınız zarar vermemeyi ve hatta yararlı olmayı, gerektiğınde başkalannın hakla- n için kendi haklanndan bile vazgeçebilmek değil mi- dir? Bu soruları dilediğimizce çoğaltabiliriz... • • • Çarşamba günkü "Cumhuriyetln "Büyük Çöküş" başlıkh haberinde "Newsweek" ve "The Economist" dergilerinin "Yeni Dünya Düzenı"ne ilişkın eleştirileri yer alıyor ve özetle şöyle deniyordu: "Gelişmekteolan ülkelere refah ve teknoloji vaat eden küresel kapita- lizm, yaşanan son bunalımlardan sonra sorgulanma- ya başladı. Knze gıren ülkeler, ekonomilerini yaban- cı sermayeye kapatmaya başlıyorlar... Globalkapita- lizm gırdığı azgelışmış ülkelere berabennde yozlaş- ma veyolsuzluklardızisınt de getirdi." Perşembe gün- kü "Milliyet"\r\ aynı konulu bir haberinde Batı'nın Rus- ya'da 100 milyar dolar "kaptırdığı" bildirilerek "zara- ra uğrayan" Batı ülkesi bankalarının adlan sayılıyor... Haberin devamı şöyle: "Söz konusu 100 milyar do- laıiık zarar. Rus borsasındakı kayıplan kapsamıyor. Örneğin, ünlü spekülatör George Soros'un borsa- da iki milyar dolar kaybettığı belirtıliyor..." "Hayali bir özgürlük" savunuculuğuyla yola çıkan "liberalizmln vurguncu, yağmacı. bencil yüzü belki hiçbir zaman böylesine bir çıplaklıkta gun ışığına çık- mamıştı... • • • İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin başlangıç bö- lümünde şu sözler yer alıyor: "Insanın zorbalık ve baskıya karşı son biryol olarak ayaklanmaya başvur- makzorunda bırakılmaması için, insan haklarınm hu- kuk düzeniyle korunması gerektiğini..." "Globalkapıtalızm" tehlikeye giren çıkarlannı "öz- gürlük" maskesi altında alışılmış yöntemleriyle, dik- tatorfükler ve savaşlarla dayatmaya kalkacak olursa karşımıza nasıl bir dünya tablosu çıkacak? Bu soru- nun yanıtını da en çok kendılennin ve sömürülen ül- kelerdeki işbirlikçilerinin düşünmesi gerekiyor... Kenan Mak cinayeti Saldırganlara tutuklama NECATİ AYGIN İZMİR- Faşist saldın sonucu yaşamını yitiren Bolu tzzet Bajsal L'nner- sitesi öğrencisı Kenan Mak da\ asının dünkü otu- rumunda. duruşmava gel- meyen 16 ülkücü saldırga- nın tutuklanmasına karar verildi. Mahkeme. Mak'ın avukatlarınin soruştunna- nın derinleştirilmesi ıste- mini kabul etti. Sıkı güvenlik önlemlen- nın alındığı davanm dünkü oturumuna ka\gava kanş- tıklan gerekçesMe tutuk- suz yargılanan Kenan Mak'ınarkadaşları Serdar Koçyiğit. Sezai Koçyiğit. Mustafa Orhan katı 1 ırken. i Ik oturumda sorgusu v apı- lan FeritÖncel ile sorgula- rı yapılamavan 16 ülkücü sanık gelmedı. Kenan Mak'ın savun- manlığını üstlenen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Av- dın Erdoğan. ÇHD İzmir Şube Başkanı Nedim De- ğirmenci. müdahil olarak katılan avukatlardan Ke- mal Kırlangıç ile Gül Ki- reçkaya. mahkeme heye- tinden soruşturmanın ge- nışletilmesini istediler. İzmir 4, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ad- nan Ersoy. soruşturmanın genışletılmesıne ılışkin is- temlenn önemli bölümü- nün v erinde bulunarak ka- bul edildiğini belirtti. El- madağ Çocuk Tutuke- \i'nde bulunan sanık So- nerGürerinönümüzdeki duruşmada hazır bulundu- rulması için Elmadag Cumhuriyet Savcılığı'na yazı vazılmasına karar \e- ren mahkeme şu sanıklar hakkında da gıyabi tutuk- lama karan verdı: Fahrettin Tunç, Abdul- lah Yaman. Kürşat Şahin, GalipAyv ıldız, Fatih \'ıldı- nm, Resul Güven, Bülcnt Eken, Tuncav Yılmaz, Hü- stnin Aytekinoğiu. Musta- fa Emin Yardak, Kürşat Duygulu, Erhan Bayram, Serkan Karadeniz, Erhan Altun.Özav Gündüz,Fazıl Ali Merdenov.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle