Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLECRO EVİN tLYASOĞLU
Devlet sanatçılığumı lostasları
Devlet sanatçılığı ilk kez 1971'de
65 ~ sayılı Vlemurlar Yasası'nın 59. ve
60. maddelerindeki değişiklığedayana-
rak bır grup çoksesli müzik sanatçısı-
na verilmişti. Aralannda Türk Beşle-
n'nitı üç iivesi (Erkin, Saygun, Akses)
ve İlhan l'smanbaşgıbı besteciler. İdil
Biret, Suna Kan, Ayşegül Sanca, Ver-
da Erman,Gülay l ğurata. Ayla Erdu-
ran gıbı ıcracılar ve Mithat Fenmengı-
bı bır pıyanıst-eğitimci \ardı. 1981 'de
artık yalnız çoksesli miizık değil. ti-
vatro alanına da yayıldı. Cemal Reşit
Rey. \evit Kodallı gibı bestecilerin ya-
nı sıra HikmetŞimşek.Gürer Aykalgi-
bi şeflere: Tunç L mer, İsmail Aşan,Su-
na Korat gıbı ıcracılara: balerin Meriç
Siimen'e \e Yıldız Kenter ıle Cüneyt
Gökçergibı ikı tiyatrocuva verildi.
1 Şubat 1987'deyayımlananyenıyö-
netmelık gereğince valnız uluslararası
degil. "Türktoplumununkültür-sanat
eğitimine etkin hizmetlerde bulunmuş
kişilerede" bu unvanın verilmesi uygun
bulunmuştu. Sanatçı "mesleğinin ör-
nck bir temsilcisi" olacaktı. Gelenek-
sel Türk miiziği. plastik sanatlar ve si-
nema dallannda da dev let sanatçılığı ve-
rılecektı Bu arada daha eski tıyatrocu-
lar da anımsandı: BediaMuvahhit, Vas-
fı RızaZobu gibı. AytenGökçer'le bir-
likte klasik Türk müziğinden Nevzat At-
lığ ve çoksesli nıüzikten bas Ay han Ba-
raıı. pıyanist Gülsin Onay ve Müker-
rem Berk (egitimci olarak) seçılmişler-
di. 1988'desopranoLeylaGencerile Ay-
dın Gün aldı de\ let sanatçılığını.
1991 "de art ık halk müzıgi v e pop mü-
zik sanatçıları da gündeme gelmişti.
Bu dönemde de\ let sanatçılığı verilen
36 kişiden 8"ı bu ödülü reddetmişti.
Zeki Müren, Necdet Yaşar, Teoman
Önaldı. Vlaattin Yavaşça. İsmail Baha
Sürelsan. Sadi Ya* er Ataman. Nida Tü-
fekçi, Mustafa Geceyatmaz, Mustafa
Turan. Barış Manço'dan sonra Peki-
neller. Hüseyin Sermet, Okan Demiriş,
Mete L'ğur gibı çoksesli müzik sanat-
çıları ıle tivatrocu. plastik sanatçı. ede-
biyatçı ve sinemacılann da yer aldığı
B
geniş bir yelpaze çıkmıştı ortaya. Bu dö-
nemde "unvan"ı reddedenlerarasında
Fazü Hüsnü Dağlarca, Hüseyin Ozkan,
Yaşar Kemal.Zühtü Müridoğlu ve Fü-
reyya Koral gıbı isimler vardı.
1993 'te devlet sanatçılığının kaldınl-
masına ve yerine " Kültür ve Sanat Tem-
silciliği'" konulmasına ilişkin öneri ve-
rilmişti. aneak uygulamaya giremedi.
Bugün halen gündemde olan 1991 yö-
netmeliğı olduğunu öğrendik. Buna gö-
re seçici kurul şöyle oluşuyor: Kültür
Bakanlığı Müsteşarı, ilgili müsteşar
yardımcısı, Güzel Sanatlar Genel Mü-
dürü. Telif Haklan ve Sinema Genel Mü-
dürü. Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürü. De\ let Tiyatrolan Genel Mii-
dürü. Kültür Bakanı'nın seçtiğı dört
sanatçı (kimliklerinı öğrenemedik).
En önemli özellik uluslararası
ölçtitlerde olmak
Bildıgınıız kadanyla 1971'denberiçı-
kanlan her yönetmelikte aranan başlı-
'ildiğimiz
kadanyla devlet
sanatçılığı için
1971'den beri çıkarılan
her yönetmelikte
aranan başlıca özellik
•'uluslararası düzeyde
kendini üstün bir
sanatçı olarak kabul
ettirmiş" bulunması.
Cemal Reşit Rey
ölümünden dört yıl
önce, ünlü
sopranomuz Leyla
Gencer ise ancak
emekli olduğunda
alabildi bu unvanı.
ca özellik "uluslararası düzeyde ken-
dini üstün bir sanatçı olarak kabul et-
tirmiş" bulunması. Aynca "Türk kül-
türüne ve evrensel sanata çağdaş değer
öiçütleri içinde hizmetetmiş. olunması".
1991 'den bu yana. uzun süredir kim-
selere devlet sanatçılığı verilmemişti.
Geçen hafta. "üstün yetenekleri kanıt-
lanmış ve uluslararasu çağdaş değer ö\-
çütleri içindeki hLzmetlerr ile ödüllen-
dirilen dört sanatçı 1998'in devlet sa-
natçılan olarak ilan edildiler. Tekin Ak-
mansoy (Nuri Kantar olarak tanırız
kendisinı), Mehveş Emeç (piyanist).
Şefİka Kuduer (flütçü) ve Müzeyyen Se-
nar(geleneksel Türk müziğine emeği
geçmiş, saygın bir ses sanatçısı).
Onlann sanatçı kimliği üstüne tartı-
şacak değiliz. Her biri kendi daimda hiz-
met etmiş kişiler. Ben çoksesli müzik-
çiler dünyasına dikkat çekmek istiyo-
rum: En az bu seçilenler kadar değer-
lı ve dünyanın dört bir yanında sesinı
duyurmakta olan nice sanatçımızın göz
ardı edilmesi dogal olarak tartışmala-
ra yol açmakta. Örneğin flüt dalındaki
en önemli yanşmalarda derece almış,
Kobe birincisi ve halen Kobe'nin jüri
üyesi olan; Paris, Prag, Cenevre ödül-
lerini kazanmış. Avrupa'daki öğretim
üyeliği ile ün salmış Gülşen Tatu; son
yıllarda dünyanın en önemli merkezle-
rindeki en büyük salonlarda çalan,
CD'leri birinci sırada ses getiren piya-
nist ve besteci Fazıl Say: dünyanın en
önemli müzik festivallerinde yer alan:
konferanslanyla, yapıtlanyla ve icracı-
lığı ile yiıminci yüzyılın önemli caz
sanatçılanyla birlikte anılan, yüzlerce
CD'de adı yazılı Aydın Esen; tüm caz
çevrelerinin yeni bir "sentez" olarak
algıladığı vurma çalgılar ustası Bur-
han Öçal. uluslararası plak şirketleri
için CD'ler yapmış. Türk bestecilerini
dünyaya tanıtmış, yurtiçindeki yöneti-
ci görevleriyle yıllarca hizmet vermiş
orkestra şefimiz Rengim Gökmen gi-
bi isimler neden akla gelmemiş? Şim-
di yok yere bu 1998 unvanını alan sa-
natçılann üstüne de şimşekler çekil-
miş durumda. Galiba bu "unvan"ın
yazgisı hiç değişmeyecek. Şöyle bir
geri dönüp bakın tarihçesine; 1971 'de-
ki ilk dağıtımlarda nedense Cemal Re-
şit Rey ve Hasan Ferit Alnar dışlanmış-
tı, "Beşler" arasında, Cemal Reşit hiç
belli etmemiş, oysa Hasan Ferit son de-
rece kınlmış ve 1977'de hiçbir zaman
bu unvana sahip olamadan ölmüş. Ce-
mal Reşit'eon yıl sonra sıra gelebilmiş,
ölümünden dört yıl önce. La Scala'nın
divalanndan ünlü sopranomuz Leyla
Gencer'e taa 1988'de, artık emekli bir
sanatçı olduğunda verilebildi bu ödül.
Oysa 1971 'de ilk gruba verildiğinde o
da doruklardaydı ve ona gelene kadar
kimler almadı ki!.. Aynı şekilde Güher-
Süher Pekinel ve Hüseyin Sermet gibi
piyanistlerimiz de tüm dünyada tanına-
lı yıllar geçtikten sonra akla gelebil-
mişti. Bizim sürunlanmıza giren tartış-
ma yalnız müzik dalını içeriyor. Tiyat-
ro. sinema ya da geleneksel Türk mü-
ziği için de aynı kıstaslar geçerli olsa
gerek.
Ya 75. Yıl Marşı'nın seçimine
ne demeli?
75. Yıl Marşı yanşmasmın jürisi kim-
seleri birinciliğe değer bulmaz ve Kül-
tür Bakanlığı tarafından yeniden marş
ısmarlanılmasına karar verilmişken bir-
denbire Nejat Başeğmezler'in marşı
TRT tarafından birinci olarak ilan edi-
lip klibi yapılıyor, sürekli TRT radyo
ve televizyonlannda çalınmaya başlı-
yor. Herşey üç-dörtgün içinde olupbi-
tiyor. Nejat Başeğmezler, genç kuşağın
değerli bir bestecisi. Ancak bu marşın
ne dinlenir, ne de söylenir bir yanı var.
Hangi jüri seçmiş, belirsiz. Amaç. Ba-
şeğmezler'i ödüllendirmek değil. işi
oldubittiye getirmek! Bir daha jüriler,
yazışmalar. duyurularla f ilan uğraşma-
mak. Öyle ya tam tatil zamanı, şu sı-
cak yaz günlerinde, kim kime dum du-
ma. Nasılsa tepkisiz bir toplumuz. Ön-
ce biraz tartışılır. Sonra bu da geçer!
Filarmoni nedir, yenir mî, içîlır nri?
AHMETSAY
ANKAR\ - Geçenlerde bir
dostum sordu. "Senfoni
orkestrasıy la niarmoni
orkestrası arasında ne fark
var?" Yerinde bir soru.
Dünyadakı ünlü orkestralann
adına bakılırsa kimisi
-filarmonik". kimisi de
"senfonik"... Ne fark var?
Cstelik bızım orkestralann
riimü "senfonik..."
Dostuma >aptıgım açıklamayı
okurlarıma da aktarmak
istıyorum ve bu yoldan
Türkiye'nin müzik
yaşamındaki bazı önemli
sorunlarına ışık
tutabılecegimızi
dü^ünüvoram.
\unanca "philarmonia*"
sözcüğü "derin müzik sevgisi"
anlamına gelir. Bu sevgi,
Batı'da sonralan
"dernekleşme'* ile
sonuçlanmıştır. Filarmoni
derneklerinin temel amacı,
konserler düzenlemektir. Gücü
yeten örgüt, orkestra da
kurmuştur.
Filarmonik orkestra ise
"özenle kurulmus. önemli ve
değerli orkestra"
anlamındadır. Bu orkestralar.
tabii ki "senfonik" niteliktedir.
çalgı müziginin en geniş
topluluğu özelliğini taşırlar.
Türkiye'deki filarmoni
dernekleri. orkestra kurmaya
yönelmiş değillerdir. Bizde
"filarmoni orkestrası" yoktur.
Ama hemen sorahm:
Cumhurbaşkanlığı Senfoni'nin
adı, 1930'lu yıltarda "Riyaset-l'
Cumhur Filarmoni
Orkestrası"ydı, nereden
kaynaklanıvordu buradaki
"filarmoni?"
Cumhurbaşkanlığı böyle bir
dernek mi kurmuştu? Yoksa
filarmoni derneğinin işlevini
mi üstlenmişti? Kuşkusuz kı
ikincisi' Cumhurbaşkanlıgının
adını taşıyan orkestra.
kurucusunun "derin müzik
sevgisi"ni yansıtıyordu \ e bu
sev ginin kaynağında "Türk
müzik inkılabı". onun da
kaynağında Atatürk vardı.
Türkiye"nin çağdaş anlamda
ilk filarmoni dernegi. 194O'lı
yıllarda lstanbul'da kurulan
dernektir sanıyorum. Öncüleri
arasında Cemal Reşit Re>.
Nadir NadL Mordo Dinar gıbi
adîârvardır. Sonraki yıllarda
örgütü orkestra sanatçımız
Panayot Abacı omuzlarruştır.
Günümüzde "devlet senfoni"
orkestralannın bulunduğu
Ankara, lstanbul, lzmir ve
Adana'da "demirbaş"
özelliginde filannoni
dernekleri vardır. Bu
dernekler. devletin orkestralara
yeterince veremediği işletme
giderlerini sağlamak için
çırpınırlar. Bursa ve
Mersin'deki filarmonileri
onlardan ayıralım: Bu ikisi.
bulunduklan kentin müzik
yaşamını canlandırmaya
çalışırlar ve amaçlannda
başanlıdırlar.
Dönelim dört kentimizdeki
filarmonilere... Yukanda onlar
için "çırpınırlar" dedik; daha
••£
açık söyleyelim: Bu dernekler
olmasa devlet senfoni
orkestralanmız göçmeye
başlar. Şu tanımı ilk
duyduğumda çok
yadırgamıştım, siz de şimdi
hazırlıklı olun: "Filarmoni
dernekleri, orkestralann yan
cebidir!" Ne demektir bu?
Orkestralanmız, onlann
parasal desteğini gereksiniyor
demektir. Çalgı mı onanlacak,
hatta çalgı mı yenilenecek.
nota mı satın alınacak,
partisyon mu kiralanacak,
badana mı yapılacak.
ışıklandırma mı elden
geçırilecek0
Yüzlerce eksik ve gedik,
binlerce aksaklık...
Degirmenin suyu nereden
geliyor sanıyorsunuz?
lzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Brüksel Festivali çerçevesinde bir konser verdi
Belçikalı dinleyicüeri hayran bırakan konser
• Şef Rengim Gökmen, 75.
yıl kutlamaları çerçevesinde
gerçekleştirilen konserle
birlikte yurtdışında konser
veren orkestralann sanıldığı
kadar geride olmadığının
kanıtlandığını savunuyor.
NL'RDAN CİHAN ŞÜMLL
lzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZD-
SO). 30 Temmuz'da Brüksel Festivali çer-
çevesinde şef Rengim Gökmen yönetimin-
de bır konser verdi. Keman sanatçısı Cihat
Aşkın'ın solist olarak katıldığı konserin
programında Beethoven'ın "Egmont Uver-
türü". L'hi Cemal Erian'in "Keman Kon-
çertosu' ve Rachmaninofun "2. Senfoni-
si" yeraldı.
Şef Rengim Gökmen. Brüksel gibi Av-
rupanın çok önemli bir kentinde konser
vermenin oldukça önemli olduğunu belir-
tiyor. Brüksel Konsenatuvan'nın önemli
bir konser merkezi olduğuna değinen Gök-
men. dinleyıcinin konser sırasındaki \e
sonrasındaki tepkisinden oldukça mem-
nun.
Gökmen, 75. yıl kutlamalan çerçevesin-
de gerçekleştirilen konserle ilgili olarak
şunlan söylüyor "Bu konserle birlikte yurt-
dı>ında konser veren orkestralann sanıldı-
ğı kadar da geride olmadığı kanıtlandı. Ay-
rıca Brüksel'de >aşayan Türk müzisven ar-
kadaşlarımız orkestranın performansuıın
Belçika'daki tüm orkestralardan daha iyi
olduğunusöylediler." Gökmen. Brüksel Fes-
nvalı'nınönemıne dikkat çekerek. "Brük-
sel sokaklannda ve önemli merkezlerde fes-
ti^alin \e orkestranın afişleri yer alıyordu.
\\nca Konsenaruvar Salonu da oldukça
önemli bir konser merkezi. Bunun vanı sı-
tZDSO 15-22 Kasım tarihleri arasında Portekiz'de de dört konser verecek.
ra konser sayesinde çesitli meslektaşlan-
mızla görüşme imkânımız oldu"diyor.
İZDSO Müdürü Numan Pekdemir de
Brüksel konserine çok iyi hazırlandıkları-
nı belirterek şunlan söylüyor: "Konserin
temmuz ayının sonunda olması nedeniyle
sanatçüann uzunca bir aradan sonra böy-
le güç bir progranun üstesinden nasıl gefe-
bilecekleri düşünülmüş olabilir. İ stelik bu
şartlar içerisinde konserin canlı olarak CD
kaydımn >apılması da bir riskolarak değer-
lendirilebilir. Benim öteden beri lzmir Dev-
letSenfoni Orkesfrasf nın sanatçılanna gü-
\enimin tam olması nedeniyle bu progra-
ma cesaretle girdik. Brüksel konserinin öne-
mini bilerek ve CD yapımının en iyi şekil-
de gerçekleseceği biünciyle ha»a şartian-
nın elverişşiz olmasına rağmen orkestra sa-
natçılan çok iyi bir prova dönemi geçirdi-
ler. Konser. gerçekten çok bilinçli bir dinle-
yici karşısında mükemmel geçti diyebiU-
rim."
Numan Pekdemir, Brükserdeki konser-
leri sürekli olarak takip eden bilinçli bir din-
leyici kitlesi olduğu kanısında. Dinleyici-
lenn belki de ilk kez bir Türk orkestrası din-
lemiş olma ihtimalinden söz eden Pekde-
mir. " Konser sonrasında tanışünldığım ba-
zı Belçikalı sanatseverler İZDSO'yu böyle
düşünmediklerini, orkestramızın ümit et-
rikierinden çok daha iyi olduğunu bdirtti-
ler. Orkestra sanatçılannm tamamının Türk
olduğunu öğrendiklerinde ise hayreder için-
de kaJdıklarını gördüm. Buradan da ülke-
nıizin bu vönüyle \e sanatsal açıdan hangi
çizgide olduğu ortaya çıkıyor" diyor.
Brüksel Festivali çerçevesindeki etkin-
likler 31 Ağustos'a dek sürecek. Festivale
her yıl bir ülkenin büyük orkestrasının da-
vet edildiğinin altını çizen Pekdemir şun-
lan söylüyor: -BuyılİZDSO'nundavetal-
mış olması bizler için ülkemiz adına gurur
verici bir gelişme. Bu gibi sanatsal etkinük-
ler aynı zamanda ülkelerin kültürel düzey-
lerini de dünyaya yansıtryor. Brüksel kon-
serine bu açıdan baküğımızdan önemi da-
ha iyi anlaşılıyor."
Brüksel Konseri ve konserin CD kaydı
Cumhuriyetin 75. yıl etkinlikleri çerçeve-
sinde gerçekleşti. Onümüzdeki ay İZDSO
Müdürlüğü'ne 2 bin CD teslim edilecek.
Pekdemir bu konuda Kültür Bakanı tstenü-
han Talay'ın da katkılan olduğuna değini-
yor.
İZDSO üyeleri festival sırasında Türki-
ye'nin kültürel düzeyinin tanıtımının yanı
sıra ülkemizin tarihi \e doğal zenginlikle-
rini de tanıtmak amacıyla, Turizm Müdür-
lüğü'nden almış oldukları broşürleri de
konser programıyla birlikte dinleyicilere
dağıttılar.
iZDSO'nun cumhuriyetin 75. yılı çerçe-
vesindeki diğer etkinlikleri ağustos sonu ve
eylül ayı içinde gerçekleşecek. 1998-1999
konser sezonuna 2 Ekim'de başlayacak olan
İZDSO. bu konudaki çalışmalannı tamam-
lamak üzere.
İZDSO aynca 15-22 Kasım tarihleri ara-
sında dört konser vermek üzere Portekiz'e
davet edildi. Bu konserle Türkiye'nin Por-
tekiz'de de tanıtılacağını söylüyor Pekde-
mir: "Cumhuriyetin 75. yıl etkinlikleri kap-
samında yapüan etkinlikleri sadece de\1et-
ten beklememek gerekir. Orkestramız, son
üç yıldır sponsor olarak ö/el sektörden ba-
zı kuruluşlann desteğini göriiyor. Bu des-
teğin özellikle son çıkan vergi yasası çerçe-
vesinde değeıiendirilerek özel sektörün kül-
tür ve sanata yeterli derecede yatınm yapa-
cağına inanıyorum."
Buzdağını anlamanız için size
bir örnek verelim, sadece bir
örnek: Devlet senfoni
orkestralanna getirilen
yabancı konuk şef ve
solistlerin "kaşe"si acaba
hangi yoldan ödenir?
Birinci yol: Evet Herr Mayer,
Kültür Bakanlığı senin paranı
ödeyecek. al şu evrakı eline,
bürokrasiyi kapı kapı dolaş.
on beş gün sonra gel!
Olmadı Herr Mayer, evrak
tamamlanmış. göbek adın
yazılmamış, yazdır da gel.
haftaya git, saymanlık
kapısında kuyruğa gir...
İkinci yol: Konser ertesinde
filarmoni derneğinden bir
yetkilinin elinde bir demet
çicek, zarf içinde sanatçının
kaşesi ve "teşekkürler
Herr Mayer™"
™~ Anlatabildim mı
"philarmonia"yi?
Atatürk Filarmoni
Ankara"daki Türkiye
Filarmoni Derneği'nin
üyeleri, genelde
Cumhurbaşkanlığı
Senfoni 'de görev yapan
çalgı sanatçılanndan
oluşur. Başka deyişle hem
"senfonik"tirler hem de
"fılarmonik." Geçen yıl
Türkiye Filarmoni'nin
yönetimine CSO'nun beş
genç sanatçısı seçildi.
Benim ikide bir
değindiğim "Ankara
Konservatuvan'nın
nlsunh kuşağı"ndan beş
genç... Yeni yönetimin
işlevi belliydi, tutacağı
yol yöntem de belliydi.
ama dogrusu
"philarmonia" ruhunun
bu denli başanlı olacağını
düşünemiyordum.
Inanılmaz bir enerjinin
getirdiği yapıcılıkla
dağtan devirmeye başladı
filarmoni. Evet.
görevlerini yapıyor
gençler; oysa bu kadar işi
sırtlamayacak olsalar
kjmse onlara "neden
suHamıyorsunuz" diye
sormaz ve soramaz.
Geleceğe dönük son bir
projesini duydum
demeğin:
Cumhurbaşkanlığı
Senfoni'nin yeni sezonda
"açılış konseri"ni yine
Türkiye Filarmoni
düzenliyor: bu kez
hipodromda, spor
salonunda değil,
Anıtkabir'de! Anlamıyla
birlikte her yönden dev
bir proje... Hareketin adı
şimdi gözümüzde
"Atatürk Fılarmoni".
hci Kansu'nun resim sergisi
• Kültür Senisi -
tnci Kansu'nun
resim sergisi Falez
Sanat Galensf nde
yann açılıyor.
Sanat eğıtimcilıği
ve Eğitim Bakanlığı
Müfettişligi yapan
Kansu. 2 Ağustos'a
kadar sürecek
sergisinde zaman
sorunsalının
varlığını gündeme getirmek ve bu sorunsalı doğa
kaynaklı bir fenomenle açıklığa kavuşturma
çabasını güdüyor.
Metis'ten 'Gölgelep Çekildiğinde'
• Kültür Servisi - Cahide Birgül 'ün ilk romanı
'Gölgeler Çekildiğinde' Metis Yayınları'ndan çıktı.
Gölgeler Çekildiğinde. hem bir kara roman hem de
bir aşk romanı, aşkı başka kelimelerle ezberlenıiş
olanlann romanı. Romanda anlatılanlarla aramızda
yıllar var. anlatıcı için de her şey yıllar öncesınde
kalmış. Romanın yazan Birgül'ün yazdığı bazı
radyo oyunlan ve arkası yann'lar TRT Ankara
Radyosu'nda yayımlanmış. Deneme türü bazı
yazılan da Pazartesi dergisinde yayımlanan
Birgül'ün Fotoğraflar, Düşlerin Içınden ve Biblolar
gibi tiyatro oyunlan da var.
Locarno Film Festivali başlıyor
• Kültür Senisi -51. Locarno Film Festivali. bu
akşam Disney'in son çizgi filmi 'Mulan'ın
gösterimiyle başlıyor. Bu yıl Locarno'da
çogunluğunu Avrupa yapımlarının oluşturdugu
toplam 20 uzun metrajlı film Altın Leopar için
yanşacak. 15 Ağustos'a dek sürecek festivalde
filmler, 8 bin izleyici kapasiteli Büyük Meydan' a
kurulan dev ekrandan açık havada gösterilecek.
Geçen yıl yaklaşık 150 bin izleyiciye ulaşan
Locarno'da onur ödülü bu yıl Amerikah yönetmen
Joe Dante'ye verilecek.
Mimarlık ve Yapı Terimleri
Sodugu
• Kültür Servisi-YEM
\'ayın'dan Doğan
Hasol'un "Mimarlık ve
Yapı Terimleri Sözlüğü"
çıktı. Hasol'un Fransa'da
iki dilde yayımlanan
"Ansiklopedik Mimarlık
Sözlüğü" nedeniyle
genişletilmış ikinci baskı
olan sözlük üslup.
mekân, günümüz yapı
teknolojisi. malzeme,
şantiye ve büro konulannda 13500 Ingilizce, 10500
Fransızca ve 12500 mimarlık ve yapı terimi içenyor.
Carol Brovvn'un kitabı toplatıldı
• Kültür Servisi - Dodo Yayıncılık tarafından
yayımlanan ve ABD'li lezbiyen yazar Carol
Brovvn'ın öykülerinden oluşan •'Aramızdaki
ar" adlı kitap hakkında lstanbul 4. Sulh Ceza
Mfeflleâî'nce toplatma kâran alındı. Haziran
ayında yayımlanan lezbiyen yazar Brovvn'ın
"Aramızdaki Baglar" adlı kitabının. "Halkın ar \e
haya duygulannı incitici. cinsel arzulan tahrik ve
istismar edici nitelikte bulunduğu" gerekçesiyle
toplatıldıgı açıklandı.
Ankara'da Açıkhava Sineması
Şenliği süpüyop
• Kültür Servisi - Hotel Bilkent-Ankara. 1997-98
sezonunda gösterimde olan filmleri ağustos ayında
da açıkhava sinemasına taşımaya devam ediyor.
Şenlik çerçevesinde başrolünü Robin Williams"ın
oynadığı "Dalgın Profesör'. Harrison Ford ve Gary
Oldman'ın başrollerini paylaştığı 'Ha\a Kuv~vetleri
1", Mustafa Altıoklann yönettiği "Ağır Roman' ve
ilginç görüntüleriyle "Tibette Yedi Yıl' yeralıvor.
200 kişi kapasiteli sinemada gösterimler 21,30'dan
itibaren başlayacak. Şenlik kapsamındakı filmlerin
gösterim programı şöyle: 3-6 Ağustos'ta "Hava
Kuvvetleri 1'. 4-7 Ağustos'ta "Boksör', 5 Ağustos"ta
"Dalgın Profesör'. 8-11-14 Ağustos'ta "HızTuzağı-
2", 9-12-15 Ağustos'ta 'Tibette Yedi Yıl' ve 10-13
Ağustos günleri "Ağır Roman'
tzmirli sanatçıların fotoğraf
sergisi açıldı
• İZMİR(AA)- İzmirli fotoğraf sanatçılan llknur
Doğrar, lbrahim Yüncü ve Yaşar Aksoy. Çeşme
Dalyanköy'deki Cafe l'Apero'da karma fotoğraf
sergisi açtı. 17 Ağustos'a kadar açık olan sergide
llknur Doğrar siyah-beyaz yoğun ımgeli
çalışmalanna. lbrahim Yüncü belgeci bir yöntemle
hazırladığı Alaçatı fotoğraflanna. Yaşar Aksoy da
insan-doğa çalışmalanndan bir kesite yer veriyor.
Sanatçılar sergiyi Cumhuriyet'ın 75. yılı kutlamalan
kapsamında çeşitli mekânlarda izlenıme sunacak.
Semra Topal'dan 'Mani'
H Kültür Servisi - Semra
Topal'm ikinci öykü kitabı
'Mani'. Telos Yayınlan'ndan
çıktı. Karmaşık yazınsal
cografyasının sınırlannı
zorlarken bir masal
anlatıcısına. bir mitos
kurgucusuna dönüşüyor
Topal. Bu yazınsal
coğrafyadaki gözdeleri
arasında da otel müdürleri; '
bankacılar, oyuncular.
yazarlar, hizmetçiler. ' '
travestiler yer alıyor örneğin. tktisat bölümü
mezunu olan Topal. 1990 Abdi tpekçi Dostluk ve
Banş Ödülü'nün öykü dalındaki binncisi ve yine •
öykü dalında 1992 Yaşar Nabi Nayır Gençlik •
Ödülü'nün sahibi. Topal'ın önceki öykü kitabının•
adı 'Bayan Mira'yla Üfak BirGezinti'.
BUGUN
• RUMELt HİSARI'nda saat 21 OO'de George
Moustaki sahne alacak.
• NÂZIM KÜLTÜREVt'nde yönetmenliğini '
Mik-ho Manchevski'nin yaptığı 'Yağmurdan Önce'
adlı film saat 17.OO'de izlenebilir.
• FİLDAMI GÖSTERf MERKEZİ nde ıki film
birden kuşağında saat 21 .OO'de "Ağır Roman' ve
'Cennet Sineması' aöstenlecek.
• DARÜŞŞAFAKA ÇETİN BERKMEN SPOR
TESİSLERTnde Tibette Yedi Yıl' filmi saat
21.30'da izlenebilir.
• SAHAF KÜLTÜREVİ nde saat 18 30 da The
\Vair filmine gidilebilir.