Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4AĞUSTOS1998!
HABERLER
Korsan anket
FP'yi karıştırdı
• AINKARA(IBA)-
Fazilet Partisi'nin (FP)
vapılacak ^eçimlerde
çalışma stratejisıni
belirlemek \e seçmen
eğılımlerini ölçmek
amacıvla bir araştırma
şirketme şaptırdığı
anketfe deneklere
"Namaz kılıyor
musunuz" sorusunu
yöneltmesi bazı
milletvekillerinin tepki
göstermelerine ııeden
oldu. Tepki gösteren
millet\ekillerinin. "Böyle
birsoru FP'nin imajına
yakışmıvor. Biz
denıokrasi>i. insan
haklarmı ve özgürlüklerı
sa\unu>oruz. Ama anket
sorularında iıısanlara
"Namaz kılıvor musunuz'
diye soruvoruz" diyerek
araştırmava engel
olunmasını istedikleri
öğrenildi.
ANAP'ın
'Pinokyosu'
• ANKARA(IBA)-
TBMM'de bu dönem en
çok yalanı açığa çıkan
milletvekili ANAPGrup
Başkanvekili ve Bayburt
Millenekili ÜlküGünev
oldu. Güney. son olarak
Başbakan Mesut
Yıimaz'ın son zirvede
koalisyon ortaklarına.
"Malıalli seçiınde büyiik
iJlerde orlak adav
belirleyip ittifak
yapalım" vöııünde
öneride bulunduğunu
açıklama.sını. DSP Genel
Başkanı Bülent Eeevıtın
de doğrulama.sma rağnıen
yalanladı. Giinev. iki
lidenn bu açıklamalanna
karşılık. son basın
toplantısmda, "Hcrhangi
birparti ile herhangı bır
şekilde ittifak aravışımız
yoktur" dedı.
Öldüpülen köy
korucuları
• ERZİNCAN(AA)-
Erzincan'ın Keınah ilçesi
Yücebelen kövü
kırsalmda. pusıı sırasında
ölen üç korucunun nasıl
öldüğii konusunda
başlatılaıı sonrçtarma ve
iflceJemeniu , . ,
sürdümldüğü bitdirildi.
Erzincan Valisi Reeep
Yazıcıoğlu ölen
koruculara otopsi
yapılacağını belırtti.
Köylülerin. üç korucunun
ölünıünden bir astsııbayın
sorumlu olduğunu iddia
ettiklerini belirten V'ali
Yazıcıoğlu. bu konu
üzerinde de çaltşıldığını.
öldüriilen üç korucunun
üzerinden çıkan menni
çekirdeklerinin
incelenmesi sonııcu. bu
konunun tam olarak
aydınlanacagını bildirdi.
Ûanla tanık
aranıyor
• ANKARA(AA)-
Ankaru'daki bir
restoranda 28 Haziran'da
çıkan kavga sonııcu
hayatını kaybeden
Intertıet dünvaMiun
tanınmış isimlerinden
Alpay Tezcan'ın ablası
Aygen Tezcan. kardeşinin
katillerinin bulunabilmesi
için 6 Ağustos'ta
vapılacak duruşmaya
katılmalan konusunda
tanıklara gazete ilanıyla
çağnda bulundu.
Olayın görgii tanıkları
olduğunu. ancak bu
kişilerin olav üzerine
hemen kaçtığını belirten
Tezcan. "Eğer bu kişiler
olayı gördülerse. tanıklık
yapsınlar" dedi.
Okul müdiipü
öldüpüldü
• TEKİRDAĞ(AA)-
Tekirdağ Atatürk
İlköğretim Okulıı
Müdürii Basri Karadayı.
makamında tabancavla
öldürüldü. Dün sabah
saatlerinde Atatürk
İlköğretim ükıılu'ndan
Tekirdağ Emnivet
Müdürlüğü'nü aravan
Vlüjgan Özalgan. "Ben
cinayet işledim" diverek
polisin kendisini almasını
istedi. Belirtilen vere
giden polis. Okul Aile
Birliği'ndegörevli
olduğu belirtilen Özalgan
tarafındaıı açılan ateş
sonucu öldüriilen
Karadayı'nın cesedi ile
karşılaştı. Gözaltına
alınan Özalganın,
cinayeti nedeıı işlediğinin
saptanamadığı \e
soruşturmanııı
sürdürüldüûü öörenıldi.
Almanya Ha biryılda 52 bini aşkın genç hapsi boylamış. Suç işleme oranı giderekyükseliyor
"Yabancı mahkûmlar üst üste yatiyor
7
966 verilerine göre Federal Alnıan-
ya'da gençlik ceza ve ıslahevi 72. ka-
dmlar cezaev i 7 ve yetişkinler için de
143 cezaev i olmak üzere ceezaev lerinin top-
lam ^ay ısı 222. Suç işleme oranının giderek
vükseldiği Almanva'da cezaev lerindeyatan
tutuklu \e mahkûmların sayısı 68 bin 781 "e
çıktı. Bunuıı 22 bin 7
22'si yabancı. Yaban-
cılar içinde tutuklu ve ınahkûm Türklerin
sayısı ise Mart 1996 itibarıyla 5589. Ceza-
ev leri tıklım tıklım insan dolu. Kapasitele-
rinin üstünde bir voğunluk yaşanıyor. Mah-
kûmların yaklaşık yarı.M iki yıla kadar olan
suçlardan hükümlü.
Cezaları kesinleşmiş olanlarya da kesin-
leşmemişler. ülkelerine sürüleceği günü bek-
leyen yabancılar üst üste yatıyorlar.
Suçlu sayılanlar sadeee cezaev lerinde ya-
tanlar değil. Almanya sokaklannda yasaia-
ra göre binlerce suçlu dolaşıyor. Her gün bu
suçlulara venileri eklenirken özellikle genç-
ler arasmda suç işleme sinınna yaklaşmış
olanların sayılan korkunç derecede artıyor.
1986 verilerine göre vaşları 14'ten yukarı
olan 205 bin 153 genç hakkında hırsızlık. do-
landırıcılık suçundan soruşturma veyargıla-
ma yapılmış. bunlara çalışma \e para ceza-
sı gibi çeşitli cezalar verilmiş. Federal Ista-
tistık Dairesi'ninaçıklamasmagöre 1994 yı-
lı içinde 71 bin 365 genç yargı önüne çıka-
rılmış. Bunlardan 52 bin 593'ü cezaevine
yollanırken 14 bin 024'üne çalışma cezası
verilmiş. 4 bin 748'i de serbest bırakılmış.
Bugençl'-'rden 29 bin 88'i hırsızlıktan. 7 bin
743ü adam yaralamaktan ve 4 bin 751 'i de
uvuşturucudan ceza almıştır. Niedersachen
Evalet AdaletBakanlıgrnınbiraraştırması-
nâ göre 31.03. 94 "ten.*31.03.95'e kadar Al-
manya genelinde suç işlemiş yabancılann
sayısı 62 bin 785. Toplumda işlenen suçla-
rın yüzde 34.2'sinı oluşturuyor. Bunlann
içinde hapiscezası alanlann sayısı ise41 bin
023 (Yüzde 24.2).
Sosval vaşamdaki eşıtsizlik ve gelişen
voksullaşma. ayda çok az bir para ile geçin-
mek zorunda kafan ınsanlarda ne huzur bı-
rakıyor ne de nıoral. Çev re daraldıkça dara-
lıyor. komşu, eş dost ilişkileri ne kadarçıka-
ra dayalıysa o kadar sürdürülüyor. Hoşgörü-
nün yerini sertlik. acımasızlık alıyor. Böyle-
ce geleneksel aile bağlarının sarsılması en
çok çocukları etkiliyor.
Bir buçuk milyon çocuk
yoksulluk içinde
Alman Çoeuklara Yardım Kurumu Başka-
nı Krüger, basına yaptığı açıklamada, Fede-
ral Almanya'da I buçuk milyo.ii çocuğun
yoksulluk içinde yaşa(|ıgını,heljrterek,?Re-.,
fah ropJtiHiu olan Almanva için bu utanç ve-
riıidir. Politikacılar «e toplum olarak bu
utuncı temi/lenıenin yolunu bulmak zorun-
dayız" divor. Kriiger. yok.sulluk içindeki ço-
cuğun çev resinden koparak saldırgaıı bır ki-
şilik edindiğini belirterek açıklamasını şöy-
le sürdüriiyor: "Anne >a da babası ile biiyü-
yen çocuklardan yü/de 36'sı yoksulluk dere-
eesindedir. Bu \ ii/den okul ve arkadaş çev-
resinden kopan çocuklar boş zamanlannı te-
le\iz\on \e video film seyrederek geçiriyor-
lar. Bu filmferden etkiienen çocuklar saldır-
ganlaşıyor. Üçte ikisi şiddeti onaylı>or."
Federal Almanva'da 450 meslek dalı var.
Artık işsizliği de bu mesleklerin içinde say-
mamız hiç de şaşırtıcı değil! 1993 verileri-
ne göre Almanya genelinde her 1000 aileden
65'i. fakirlik sının sayılan sosval yardımla
yaşıyor. Yabancılar arasmda bu türyaşamın
pençesine düşenlerin oranı daha da yüksek.
Her 1000yabancı kökenli aileden 19O'ı sos-
val vardımla. çok kısıtlı bir vaşamı sürdürü-
vor. Almanva eski Almanya. 6O'lı yılların
Almanvası değil. "Refah toplumu" olarak
tanınan bu ülke artık "sıkıntılı toplum"a dö-
nüşüvor.
Bu koşullaraltında işyerleri kaybedildik-
çe. sosval haklann kısıtlaması sürdükçe,
gençlere veterli eğitim ve meslek öğrenim
olanakları sağlanmadıkça suç işleyenlerin
savısı daha da artacak. bu gidişle gelecekte
ceza ve cezaev lerinin bugünkü caydıncılığı
da kalmayacaktır.
Federal hükümetin her yıl silaha ve sava-
şa yönelik harcamalan bütçenin önemli bir
bölümünü alıp götürüvor. 60 kalemlik genel
bürçe içindeki savunmaya aynlan payın bü-
> üklüğü dördüncü sırada yer alıyor. Örneğin
452 milyar mark tutannda 1996 yılı bütçe-
sinin 46 milyar837 milyon markı savunma
giderleri için harcanırken Aile. Yaşlı. Kadın
ve Gençlik Bakanlığı'na sadeee 13 milyar.
307.7 milyon mark veriliyor. Savunma büt-
çesinin yüzde 11 "i NATO'ya gidiyor. Böy-
lece Almanya'da yaşayan her kişi NATO'ya
1 mark yedi fenik ödüyor. Üçüncü Dünya
Ülkeleri'ne milyonlarca mark tutarında as-
keri araç ve gereç yardımı yapılıyor. 55 iil-
keden 301 subay Almanya'da eğitim gör-
mekte ve bunlann giderleri askeri fondan
karşılanmaktadır.
Halkın yararına olmayan bu alandaki gi-
derler. halkın yararı için kullanılsaydı. ne
gençler eğitim ve meslek öğrenme yeri bul-
nıakta zorlıık çekerlerdi ne de işyerlerini
kay bederlerdi. O zaman yabancı düşmanla-
nııın "yabancılar geldi işimizi elimizden al-
dı" savlannı da kiınse dinlemezdi.
Sağlıksız yaşam. sağlıksız düşünce ve
davranışı da getirir. Kanımca böyle bir top-
lumda şimdi varolan cezaevlerinin yeri yok-
tur! Cezaev leri adıyla birlikte kökünden de-
ğişmeli. insaıılann onuruyla. kişiliğiyle oy-
namayan. onları eğitici. tedav i edici v e top-
lunıa kaziindırıcı bir içerige kavuşturulma-
lıdır.
Türkiye'de olduğu gibi Federal Alman-
ya"da da halkın önemli bir kesimi arasmda
şans ve kader oyunlan oldukça yaygındır.
Müııih Terapı Arastırma Enstitüsü"nün bir
araştırınası bu konuda korkunç bir gerçeği
ortay a koyuyor. Bu verilere göre sadeee Ba-
tı Almanya'da 8 ile 10 milyon insan kumar
• Suçlu sayılanlar sadeee cezaevlerinde
yatanlar değil, Almanya sokaklannda yasalara
göre binlerce suçlu dolaşıyor. Her gün bu
suçlulara yenileri eklenirken özellikle gençler
arasmda suç işleme sınırına yaklaşmış
olanların sayılan korkunç derecede artıyor.
1986 verilerine göre yaşları 14'ten yukarı olan
205 bin 153 genç hakkında hırsızlık,
dolandırıcılık suçundan soruşturma ve
yargılama yapılmış.
Mesleği, diploması olmayan M., Düsseldorf Gençlik Cezaevi'ndeki hücresinde.
makinelerinde kumar oynuyor. Bunlardan
300 binden fazlası her gün oynuyor. Halk
arasmda işsızlik yoğunlaştıkça. yaşamın her
alanındasıkıntılararttıkça vedargelirlilerin
sayısı çoğaldıkça. hem o>un salonları. hem
otomatlar hem de oynavanlarçogalıyor. Al-
manya'da bilinen oyun salonu savısı 6500.
restoranlardaki ve inbislerdekı para otomat-
lann sayısı ise yakla^ık 200 bin. O> ıın salo-
nu sahipleri devletın gözü önünde. düzenin
ezdiği milyonlarca insanın sırtından milyar-
ları kazanıvor. Sadeee Kuzev Reıı \V'estfal-
yaeyaletindekio>un salonu sahiplerinin kıı-
ıttâr/nakinelerinden eldeettikleri yıllık top-
larn kârları l milyar 438 milyon 722 bin
mark. Deı let bu soygundan verui alarak ola-
yı yasalaştırıyor. bağımlı sayttf^Ms ârtması-
na ve yuvaların yıkılmasına ortak oluyor.
Bremen Üniversitesi öğretim ü\elerındcn
Dr. Cerhard Me>er"in para otonıat bağımlı-
ları arasmda yaptığı bir araştırmada orta>a
çıkan sorunlar şö> le sıralanıyor:
* Her para otoınat bağımlısı ortalama 46
bin mark borçlanıvor.
* Bağımlılararasında intıharetmev i dene-
yenlerin oranı yüzde 33.
* Işyerlerini vitirenlerin oranı viizde 35.
* İşsizlik parası va da işsızlik vardımı
alanlann oranı yüzde 32.
* Evini vitirenlerin. evsız kalanlarm ora-
nı yüzde 30.
* Hırsızlık ve adam varalama suçundan
polise düşenlerin oranı vüzde 60. hakların-
da soruşturma açılanlar ise yüzde 26.
para otomat bağımlısı yüz genç
üzerinde yapılan arastırma
Duisburg kentinde Türk gençlerin otur-
duklan mahallelerin yakınlarında bulunan
16 ovun salonunun. avnı yörelerde Türkler
tarafından açılmış kahseleri taravarak para
otomatı bağımlıları üzerinde arastırma >ap-
tım. Lzunyıllardır Almama'da vaşayan ga-
zeteci.yazarveara^tırmacı olarak Duisburg
kent idaresine bağlı gençlik merkezi için ara-
lıksız olarak hem iş saatleri içinde hem de iş
saatlen dışında >aklaşık 8 ay sürdürdüğüm
bu arastırma çalışmalanm sırasında Türki-
ye'nin çeşitli yörelerinden işçi olarak gelmış
ailelerin çocukları arasmdan. 22'si 18>aşın-
dan küçük. 63'ü 18-21 arası. 15*i ise 21 "den
yukan olan 100 gençle görüştüm. Bu genç-
lerin birçoğu ile bırkaç kez karşılaşarak geç-
mişlerini ve bugünkü durumlarını incele-
dim. Daha açık konuşabilmeleri için onlar-
la arkadaş oldum. dav ranışlannı. aile yaşan-
tılannıçokyakından izlemeyeçalıştım. Giz-
li kalması gereken birçok olayları. vaşanfı-
larındaki önemli dönüm noktalarını bana
açıkladılar. sorunlannın doğru yorumlannıa-
sına ışık tutucu bilgiler verdiler.
Diplomasızlar
En başta bu gençler. Almanva'da zorunlu
olan 10 yıllık eğitimlerini bile tamamlaya-
madan ovun salonlarına düşmüşlerdi. İçle-
rinde ortaokula (Hauptschıılel gitmiş olan-
ların sa> ısı 92. ancak bitiremeden. 8. ya da
9. sınıftan aynlanlann sayısı ise 72 idi. Sa-
deee 16 genç ortaokulu bitirmiş. diploma
alabilmişti.2gençliseöğrencisiydi. Meslek
öğrenimi yapanların sayısı 16'yı geçmiyor-
du.
Bu gençlerin, ortaokulu bitirememelerine
başlıca neden olarak şu üç önemli nokta or-
taya çıkıyordu:
a) Ortaokulun son sınıfma yaklaştıkları
sırada yaşlannın ilerlemiş olması nedeniyle
10. sınıfı bitirmeden aynlmış olmaları.
Nedeni: Gençlerin mensup olduğu aileler-
de, Almanya "da yerleşik bir vaşama geçip
geçmeme konusıındaki kararsızlık sürüyor.
Her yıl ertelene ertelene bugiine kadar uza-
yan veyaşamın birparçası halinegelen Tür-
kiye'yedönülecek mi kalınacak mı karar^ız-
Düsseldorf Gençlik Cezaevî'nde gençler bir eğlence anında görülüyor.
lığının acı faturası gençlerin hesabına kesi-
livor. Bu sorun gençleri hep şu sorunun ya-
nıtını aramaya itivor: "Biznereyeaitiz?
1
" Ai-
lelerin ne yapacaklarını bilememeleri. genç-
leri iki taşın arasına sıkıştırdıkça sıkıştınyor.
Öte v andan "bir gün nasılolsa döneceğiz"
va da "Alman okullannda disiplin vok, bu-
rada çocuk okumaz" gibi gerekçelerle Tür-
kiye">e gönderilen çocuklar. orada çeşitli
nedenlerle okııllnrda başansızoluııca tekrar
Almanyava uetirilip eski okullanna yolla-
nıyor. ama bir yere yerleşememenin doğur-
duğu kayıplarla. Sık sıkgöriilen başka birör-
nek. Türkiye'deki ilerlemiş vaşta olan ço-
cuklarını yanlarına almalan. Alman eğitim
sisteminegöre bu çocuklarbilgilerinedaya-
nılarak sınıflara alınmıyorlar da vaşlarına
uygun olan sınıflara \erili\orlar. Aile için-
deki huzıırsuzlukların da gençleri okuldan
uzaklaştıran önemli bir faktör olduğu görü-
lüyor.
b) Aileler. çocuklannın okumasından çok.
bir an önce çalışmaya başlayıp para kazan-
malannı istemeleri.
Nedeni: Ailelerin. çocuk okutmanın öne-
mini yeterince anlavabilmiş değiller. Bu ko-
nuda kendilerıne giiv enleri olmadığı gibi ço-
cuk ların 'vıkınup adam olacaklarına" da
ınançlan yok. Çocuklann, hazıryiyicilikten
biraııöncekurtulması istenirkenonlaraTür-
ki>e'den mal- mülk alnıak için para getire-
cek birer insan olarak bakılıvor. Bövle aile-
lerde tek sofra. tek banka kontosu geçerlidir.
Anne ve babalann bununla ilgili sık sık di-
le getirdikleri gerekçe şudur: ~Bizim kazan-
dığımız çocuklar için!"
c) Çocuklann okuma istemi ve okulıı sev-
meleri nasıl yok okıuır?
Nedeni: Türkiye'deeğitimden nasibini ala-
mamış aileler. Alman eğitim sistemine çok
yabancı. Birinci kuşak içinde okur vazarol-
mayanlann sayısı az değil. Avrupalı eğitimin
aileden başladığı bilincinde. Ama bizim ço-
cuklar bövlebiraileyapısından voksuıı. Bo-
vunları bükük. Ne okumayı sevdirecek des-
teğe sahipler ne de ev ödev lerine yardım ede-
cek kimseye. Ev de Türkçeleri vetersiz. okul-
da Almancaları. Kiiltürel uğraşlarm çok
tızaklarındalar. Böylece çevrelerindeki
olumsuz gelişmelerin etkisi altında yaşam-
larını sürdürüvorlar.
Türkler'in çoğunlukta. Mmanlar'ın azın-
lıkta olduğu mahallelerde çocukların boş za-
manlannı değerlendirecek verlerı >oktur.
Evler dar. bir de gereksiz eşyalarla dolu
olunca çocuklar istedikleri gibi oynayıp zıp-
layamazlar. İş saatleri dışında. hafta sonu ta-
tillerinde kahveler, birahaneler, seks filmi
satan dükkânlar. diskotekler. ıçki. sigara sa-
tan büfeler açıktır. Ara> iş içinde olan. gör-
düğünü merak eden çoeuklara bunlann dı-
şında sunulan başka bir alternatif yok. Ne-
re>e gitsinler? İşte bu birsorundur. Ama çö-
zülmez. Alman devleti kulağını tıkamıştır.
Polisle. mahkemelerle. cezaev lenyleyerinir.
Çeşitli yaş grubundaki çocuk ve gençle-
rimiz sokaklarda başı boş dolaşır dururlar,
heradım başı olumsuzluklarla karşılaşırlar.
O> un salonlannda konuştuğum gençlere, ilk
defa kaç yaşında ovun salonlarına geldikle-
rini sordugumda ortaya oldukça ilginç ve
düşündürücü bir tablo çıkıyordu. Bu genç-
lerin yüzde 3'ü 12-13. yüzde I9'u 14-15,
yüzde 55'i l6-17.yüzde20'si 18-19 ve yüz-
de 3'ü ise 20 yaşlannda oyun salonlannı ta-
nıdıklarını belirttiler. Oyun salonlarına gidiş-
lerinın gerekçesi de iki önemli noktada yo-
ğunlaşıyordu: Yüzde44'ü "arkadaşımlabu-
luşmak için" derken yüzde 56 sı "gidecek
başka >er yok" diyordu. Bu gençlerin yak-
laşık dört yıl içinde para otomatlanna attık-
lan paralann toplamı 1 milyon 300 bin mark-
tı.
Kız ya da erkek arkada$
edinmede yaşanan sıkıntıiar
Kız arkadaş ya da erkek arkadaş edinme
istemine karşı çeşitli sıkıntıiar. ahlaksal çö-
küntüleryaşanıyor. Türkiye kökenli gençler,
Almanva caddelerinde çoğu zaman 5-6 kı-
şilik gruplar halinde erkek erkeğe gezmek-
le de tanınırlar. Konuştuğum yüz gençten
72'si oyun salonlarına ilk gittıklerinde o ana
kadar hiç kız arkadaşlarının olmadıklarını
söytediler. Kızarkadaşlarıolup ilişkileri nor-
mal olanların sayısı 12. evli olanlann sayısı
ise 16 idi.
Çalışmalanm sonucu ortaya çıkan bulgu-
lara göre kız ya da erkek arkadaş edinmede
çekilen sıkıntıiar birkaç nedene da>anıyor-
du:
a) Türk ailelerin çoğunlukta Almanlar'ın
azınlıkta olduğu. hatta Türk mahallesi ola-
rak tanınan kentlerin kı> ılarındaki yerleşim
merkezlerindeinsanlar sabah akşam yüz yü-
ze gelirler. Çamisiyle, kahvesiyle. bakkal
dükkânlarıy la. lokantalanyla, fınnlany la bu
yörelerde ayn bir dünya yaşanır. Alman-
ya'daki olumlu gelişmelerden en az etkile-
nenlerin, 25-30 yıl önce Türkiye'den geldik-
leri gibi kalanlarm yoğunlukta olduğu ma-
hallelerdir buralar. Bu nedenle mahalleli
gençlerin kendi aralannda kızya da erkek ar-
kadaş edinmeleri çok zordur. Çünkü ana ba-
balardan çok gençlerin üzerinde komşoilanı^.
gözleri vardır. Bir kızın erkek arkadaşıvla
yan yana ya da el ele tutuşarak gezmesi en
kısa zamanda komşular tarafından duyulur.
Ve dile düşerler. Kızlar babalarından kork-
tukları kadar komşularmdan da korkarlar.
Akşamlan saat 19.00'dan sonra dışarıya çı-
kamazlar. Bu koşullaraltında sağlıklı veden-
geli bir dost ilişkisi. ana babanın da yardı-
mı>la gelişen bır arkadaşlık ilişkisi kura-
mazlar.
b) Kımi ailelerdekı tutucu anla>ışlar ne-
deniyle imam nikâhı olmadan hiçbirsurette
gençlerin kızlarla. kızların gençlerle ilişki
kurmalanna izin verilmez. Çocuklara daha
15-16 yaşlarında ev lilik dayatılır. Yasak iliş-
ki kuranlarolursa çeşitli cezalar verilir. on-
ları evden, çevreden koparan baskılar yapı-
lır.
Bu tür anlayış özellikle erkek çocuklannı
gizli ilişki kurmavaiter. AncakonlardaTürk
kızlarından çok Alman kızlanyla ilişki kur-
ma eğilimi ağır basar. Alman kızlarında ai-
le sorunu olmaz. Çünkü Alman kızı, erkek
arkadaş ilişkisini ailesinden gizlemez. Türk
genç böyle davranışı "ayıp" sayarak kendi
ailesinden gızler. Ancak öyle farklı bir aile
yapısı içinde olan Alman kızıyla ev lilik ola-
mayacağı bilindiği için böyle arkadaşlıkla-
ra gelip geçici gözle bakılır. Kızlara karşı
ürkütücü. korkutucu aşın saldırganlık başlar.
Bu da sık sık arkadaş değiştirmeye vol açar.
Bu zeminde gelişen özel yaşamdaki bozuk-
luk ve yozlaşma. doyumsuz. mutsuz bir ka-
rakteri ve davranış biçimini ortaya çıkarır.
d) Aile >aşamında kadınlann. kızlann di-
ni kuralları nasıl ve ne kadar öğrenmişlerse
ona o kadar bağlı kalarak hareket etmeleri.
bir dizi yasakların geçerli olması erkek ço-
cuklannı oldukça olumsuz etkilemekte, on-
lara babalan gibi olmayı özendirmekte. Bu
özentinin dışarıda kızlara yansıması. onlara
değer vermeme. bir şevden say mama. saldır-
ma. onurlanyla oynama ve Almanya'da ye-
tişmişTürkkızlanbeğenmemeşeklindeger-
çekleşiyor.
Gençlerle yaptığımız söyleşilerden kısa
birörnek:
17 yaşında olan genç. öğrenme zorluğu
çeken çocuklann gittiği okulun 10. sınıfın-
dan çıkma. 8 kardeşi var. Gencin. şimdi ne
işi var. ne de aylık geliri. Hırsızlık yaparak
geçimini sağlıyor. 12 yaşından beri devam
ettiği ovun salonuna sıkı sıkıya bağlı. Orayı
ikinci evı olarak görüyor.
- Kız arkadaşın var mı?
- Her parmakta bir tane.
- Onlan seviyor musun?
- Sevme kelime değil. onlar sev ilmez.
- Nasıl. anlamadım?
- Bir yandan sevilir. öbür yandan sev il-
mez.
- Anladığım kadanyla sevgrlin olan bir
kız arkadaşın yok.
- Var. olmaz olur mu? Var ama onlar hem
sevilir. hem sev ilmez.
- Açık konuşalım. nerede sevilir. nerede
sevilmez?
- Benim anlatmak istediğim şu. yatakta
sevilir. onun ötesinde sevilmez!
- Para otomatlarını mı seviyorsun. kız ar-
kadaşlarını mı?
- Doğrusu para otomatlarını.
SÜRECEK