27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmthaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Y'onetmenı: Orhan Erinç Oücncl > a> ın K(xırdınatönı HikmetÇe- tinka\a • Yjzıı^lcn Müdurü İbrahim \ ıldı/ • Sommlu Müdur Fikret Ilki/ # Haber Mcrkczı Mııdüni Hakan Kara 0 Görsel Yonefmen. Fikret Eser Dış Haherler ŞinaM Danışoglu • İMihhurjt Cenj;İ7 \ ıtdırını # hkonomı Mehnıet Saraç • kullur: Handan îjenköken # Spor Abdülkadir \ ücelman # Makaleler Sami Karaören • Dıızeltıne \bdullah Va/Ki# Fotoûraf Erdogan Köseoğlu •Bılgı-Bolec Edibe Buğra • > urt Hubcrlon Metımet Faraç \.ı\ın kıırulu Ilhan Sel<,uk (Başkan). Orhan Erinç. Oktav Korthöke. Hikıııct (.'i'tinkata. Şükraıı Soncr. Ergun Balcı. İhmhim V ılıh/. Orhan Bursalı. Mustafa Balha\. Hakan Kara. AnkiHa TcniMİciM. Mustafa Balba> Atatürk Bul\an No: 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 41 ^5020(" haıı. Faks- 419502' # fzmır Tenisilcısi Serdar Kı/ık. H Ziya Bl\ ! 352 S 2 3 Tel. 441 1220. Fak> 44141 P • Adana TentMİcisi ÇetinYiğenoğlu. lnonüCd. 1I9S No:l Kat:l, Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Mue>M?:>£ Muduru Cstıin \knıen # Koordınatör \hmet Koruhan # Muhavh; BülenMencrtldarc Hiistun Cûrer • Ulctme Önder Çelik • BıLn- Işlem Nail InaJ # Bll^'jsavjr Sı^lem Mürm.t (,ilcr#S.]lı- Ka/ikl Kuza MEDV\ C: • Yuneımı Kunı Ba^kanı - (JL-HCI Mudıır Gülb Erduran 0 koordnutor Rcl Işıtman # (»cııcl Mııdur Yanlimcı Sevda Çoban Tel 514 07 5.1 51.1')<}«)-? 1.1 N4«Wıl.Faks 5I3S-K \ a>ımla\an \e BHMM: Yen! (iııtl Haber -Vıansı. BaMtı \e Yavıncılık A S. T ırhvjjı ı ,ıJ ••14! Cjiıli'ükı 14.114 Nı PK 246 Uıanhul f d ıd Z'.2< 51: 05 n> ı:o hj-. F.ıU 3 AĞUSTOS 1998 Im.sak: 4.09 Güneş: 5.54 Ööle: i 3.1 İkindi: 17.09 Akşam: 20.26 Yatsı: 22.04 vvvvvv.cumhuriyet.com.l 'Hemofilililerin çogu hepatit mikrobu taşıyon' • İSTANBIL(AA)- Kı^ıla\ kan Merkezi'nden I W yılına kadaralınan pljzmalarda. hepatit kontrolünün lam anlamıyla yapılnıamasi nedeııiyle Türkıye'dekı henıofili hastalannın yüzde 60- 70'ıniıı hepaîitlı olduğu bildınldı.Türkıye Henıofili Derneğı Başkanı Doç. Dr. Bülent Zülfikâr. kanda pıhtılaşmayı »ağlayan proteınlerın görev yapanıaması veya bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan \e anne )oluyla çocuğa gecen hemot'ılı hastalığının tedavisi içyi 5 yıl öncesine kadar Kızılay Kan Merkezi'nden alınaıı plazmaların kullanıldığını söyledi. Hacıbektaş Atatürk evi • \E\ŞEHİR (Cumhurivtt) - Atatürk'ün. Kurtukış Saıaşi'nı başlattığı dönemlerde çıktığı yurt gezilerınden bırındegeldiğı Hacıbektaş ılçesinde bır gece konakladığı tarıhı konakta restorasvon çalı^nıaları sürüvor. Kerpiç olan bınanın iç bolümlenndcki çürü>eıı ve \ ıpraıun ah^ap malzemelerin değiştırıleceğinı \e tavandakı tahta üzerıne vapılmı^ bezemelerın venıleneceğinı belirten Nev^ehir Müze Miidürü Halis \enipınar. Atatürk E\i'nın restorasvonunun bu >ıl sonuna kadar yetı^tırilmeM için çaba göMereceklerını sö> ledi. Dünyanın en büyük heykeli • BLRS\(A.A)- Hevkeltıraş Prof. Dr. Tankut Öktem düınanın en büyük he>kelını AtŞon'da \apacak. 200 metreboumdaki Atatürk hevkelıni granit kavava oşacak olan Prof. Dr. Öktem'ı Af\onlu bir i^adamı destekliyor. Afyon vakınlarındaki Ankara volu üzerinde. granit zemine yapacağı çalışma içııı patlaucı uzmanlanndan yararlanaeağını belirten Öktenı. bu tür çalışma örneklerının ABD'de bulunduğunu ifade etti. TÜPkiye'de intihar • ADANA (AA)- Türkıve'de ıntıharolaylarına diğer ülkelere göre oldukça az rastlanıldıgı. ölümlerin sadece lOObinde 2"sini intıharların oluşturduğu bildirildi. Hacettepe . Gnı\ersitesi Halk Sağliğı Anabilim Dalı öğretim üjesı Doç. Dr. Hılal Özcebe \e araştırma göre\ lisi Dr. Dılek Aslan tarafından vapılan bir araştırmaya göre. ıntiharlar yüzde 34'lük bir oranla 15-25 yaş grubunda daha sık görülü\or. Nemrut restore edilecek • K.ÂHTA (.\A) - Merkezi Hollanda'da bulunan Lluslararası Nemrut Vakff nın Genel Sekreteri Mahnıut Arslan. "Turizmin Oscan" kabul edilen "Altın Elma" ödülüne 1999 içın ada\ gösterilen Nemrut ören yerinin restorasjonuna talip olduklarını bildirdi. Arslan. Nemrut Dağfnda tahrip olan eserlerın restorasvonunu. korunmasmı. çe\re düzenlemesini. Kommagene adıyla müze kurulmasını \e anıt-mezan açarak çıkanlacak eserleri sergilemeyi amaçladıklarını kaydeni. Beslenmenin faturası • İSTANBL L (ANKA) - Sıcak hasalarda beslenmenin faturasının zehirlenmesle sonuçlanmaması için alış\eri* \aparken bazı konulara dikkat edilmesi istendi. Tüm Tüketicileri Koruma Derneği'nden Gıda Mühendisi \1e\da Yurtse\er. gıdaları saklama koşullarma dikkat edilmesi gerektığme ı^aret etti. Yurtsever. semt pazarlarında giineste satılan kaşar. beyaz peynir \e benzeri süt ürünlerinde bulunan küf mayalarının stcakta mikotoksin oluşturduğunu belirttı. Zorunlu eğitim süresi uzadıkça ülkelerin gelişme düzeyleri de artıyor Eğitim gelişmeııiıı koşuluİstanbul Haber Senisi-Zorunlu eğitim siiresı uzadıkça gelı^me düzeyi de >ük.->e- lı\or. "Eğitimdüze>inin>üksek olduğu ül- kelerde be^eri serma\enin de üstdüze\de ol- duğu" uırgulandı. Gazi Cnnersitesi öğretim üyesi Doç. Dr. ÖmerFarokÇolak ınTürkivelşveren Sen- dıkaları Konfederasyonu \e Lluslararast Çalı^ma Te^kilatı içın hazırladığı "Küre- selleşme,BeşeriSerma>e>eÇocukİşgücüvl adlı rapor. eğitimin nitelıği. insanı gelişme \e ülkelerin gelışmışlık düze\ ı arasında \a- kın ılışkı olduğunu bir kez daha ortav a ko\- du. Raporda. 25 >a^ \e üzeri nüfusun orta- lama öğrenım süresinde diinya ortalaması 5 yıl olarak saptanırken. sanav ıleşmi^ ülke- lerin orralamasının bunun ıki katı. yani İ0 > ıl olduğu belırtildı. Japonya. Kanada. Nor- \eç. Uviçreve ls\eç gibigelismiş ülkeler- • Türkiye Işveren Sendikaları Konfederasyonu ve Uluslararası Çalışma Teşkilatı için hazırlanan raporda, zorunlu eğitim süresinin Japonya, Kanada, Norveç, fsviçre. İsveç ve Avustralya'da 9; ABD. Hollanda ve İngiltere'de 11. Fransa ve Almanya'da ise 10 yıl olduğu belirtildi. de zorunlu eğitim süresi ile 25 yaş \e üze- ri niifusun öğrenim süresinin uzunluğu dik- kat çekerken; Tayland. Filipinler. Endonez- ya. Pakistan \e Hindistan'da bu rakamlann oldukça düşük olduğu \ urgulandı. Raporda. zorunlu eğitim süresinin Ja- ponya. Kanada. \or\eç. Isviçre, İsveç \e Avustralya'da 9: ABD. Hollanda \e Ingil- lere'de 11. Fransa ve Alnıansa"da ise 10 yıl olduğu belirlendi. 25 yaş \e üzeri nüfusun öğrenım süresi açısından da bu iilkelerdün- yanın önde gelen ülkeleri arasında geldıler. Bu sürenin Japonya'da 10.7, Kanada'da 12.1. \or\eç'te 11.6. fsviçre, İs\eç \e Al- manya'da 11.1. ABD'de 12.3. Avustralya ve İngiltere'de 11.5. Fransa"da 11.6 ve Hol- landa'da 10.6 yıl olduğu belirtildi. Gelişınışlik düzeyi düşük ülkelerde ise zorunlu eğitim süresinin oldukça kısa ol- dugu gözlendi. Bu süre Tayland. Filipinler \e Endonezya'da 6, Pakistan ve Hındis- tan'da ise 5'eryıl oldu. 25 yaş ve üzeri nü- fusun eğitim durumu açısından da bu ülke- lerin durumunun çok gen olduğu belirtil- di. Bu sürenin Tayland'da 3.8. Filipınler'de 7 .4. Endonezya'da 3.9. Pakistan'da 1.9 ve Hindıstan'da ise 2.4 yıl olduğu bıldırildi. 8 > ıl araştırması Mıllı Eğitim Bakanlığı. 8 yıllık kesinti- siz ilkögretimın. eğitim kalitesine yapaca- ğı etkı ıle birlikte. Türkiye'ye getireceği köklü değişıklıklen belirlemek amacıyla bir dizi araştırma v e ınceleme yapacak. Bakan- lık. araştırma ve inceleme çalışmaları için 20 milyon 97 0bın dolarharcayaçak. Proje. "Temel Eğitim Kapsamının Ya\gınla;tınl- masr."Temel Eğitimin Kalitesinin Artünl- ması", ~l vgulama Desteği". "İzlemoeDe- ğeriendirme","İ\ ileştirme Fonu Oluşturul- ması'* bölümlerinde yürütülecek. keyfi ABD'deki İvi Ni>«t O) unlan çerçevçsinde yapûm buz pateni yanşlannda ABD'li Michelle Kwan. artistik patinajda altın nıadaha alırken Rus Maria Bunrska>a (küçiik fotoğraO. Nassau Veterans Memorial Collesium'da yapılan yanşmanın scrbest hareketler bölümünde ikinci gelerek gümüş madalvanın sahibi oldu. (RELTERS) Bakımsızlıktan düşük kapasitede çalıştırılıyorlarMüzelerin güvenlik sistemleri jbozuk NERMİN BAYÇIN v eriliyor: "Sfetemleryıllıknormal ba- kımfardan occirilmediği için kullanım ömiirlerinden çok önceçalışırlılığını \i- tinnekte. bu nedenle de kısa sürede ri- hazlann \enilenmesi /orunluluğu doğ- maktadır. A> nca müzelerde kadrolu teknik pt-rsonelin de olmaması sıkın- tılan daha da arttırnıaktadır. Bu du- rummüzeteringihenliöinitehlike\edü- şürmesinin >anı sıra devlet bütçesine de bmiikzarar«etirmektedir.O>sa çok Türkiye'nin önde gelen müzelerin- demilyarlarharcanarakyaptınlangü- venlik sistemlerinin bakımsızlıktan düşük kapasitede çalıştıkları. bir kıs- mının ise tamamen kullanılamaz dıı- rumda olduğu öğrenildi. Kültür Emek- çileri Sendıkası 'nın (Kültür-Sen) ha- zırladığı "Müzelerde Güvenlik Sis- temlerinin Güvensizliği'" başlıklı ra- porda. bugünün değerıy le top- lambedeli 1 triîvonuaşangü- venlik sistemlerinin yıllık pe-, riyodik bakımiannın yaptırıl- maması nedeniyle kapasitele- rinin çok altında çalıştıkları ve kullanım ömürlerinin nor- mal süresınden önce tükendı- ği belirtildi. Müzelerdeki soyguna ve yangına karşı birinci derece- de önem taşıyan kapalı devre TY soygun ve yangın alarmı gibi güvenlik sistemlerinin sık sık bozulduŞuna dikkat çeki- len raporda. cihazlann yalnız- ca ilk biry ıllık garanti süresin- de bakım gördüğü. daha son- ra da konunun uzmanı olma- yan bekçi ve diğer güvenlik memurlannın elinde kaderle- rineterkedıldiğı ilerı sürüldü. Garanti süresinin bitiminden sonra ilgili müze müdürlükle- rinee sistem bakım v e onarım işlemlerı için ilıale açılarak "yıllık bakım sözleşmesi" ya- pılmasi gerektiğı. ancak ilgi- sizlik nedeniyle konunun gün- deme getirilmedığine değini- lenrapordaşu saptamalarayer e-posta : tan <a prizma.net.tr daha düşük bir ödenek gerektiren > ıl- lık bakım sö/Jeşmeleri> le sistemlerin sağlıklı çalışmalansağlanabilecekken bugün 500 mih an geçen ven/leme pro- jeleri> le zaten kıt bütçe> le a> akta dur- ma>a çalışan müzelerimize kaldıra- mavacağı > ükler binmektedir." İstanbul Arkeolojı Müzeleri'nde beyni anzalı olan kapalı devre siste- minitı yüzde 20. sürekli yanlış alarm veren soygun alarm sisteminin ise yüzde 30 kapasitey le çalıştığı öğrenildi. Kapalı devredışın- da bakımsızlıktan kaynakla- nan diğer bağımsız sistem ci- hazlannın onarılması ve temi- ni için çıkanlan keşif bedeli- nin ise yaklaşık yedi yıllık ba- kım ücreti olan 9 milyara denk düştüğü kaydedildi. Türk İslam Eserleri Müze- sinin kapalı dev re sistemi yüz- de 10 ile çalışırken. y ine bakım- sızlıktan dolayı 1996y ılındaıı beri sıstemlerini yenilemeye çalışan Topkapı Müzesi'nin bugüne kadar yaptığı harca- malarda yaklaşık lOOmilya- rı bıılmuş durumda. Kapalı dev re. soy gun alarm ve y angın alarm sistemlen yıllık bakım sözleşmelerinm yapılması içın de girışimde bulunan Topka- pı Müzesi Müdüriügü'nün 1.5- 2 milyararasında alınan teklif bedellerini değerlendirme a^a- masinda olduğu öğrenildi. ^'alııızca yangın söndürme üniteleri vekapı kontrol sıste- mine sahip olan Ayasofya Mü- zesi ne kapalı devreTV siste- mi ise veni kuruluvor. Turizm krizi jDidim'in iındaduıa gurjbetçfler yetişti CELALV1LMAZ İZMİR - Turizm se- zonuna iyi birbaşlangıç yapan. daha sonra Tür- kiye geneline yansıyan durgunluktan etkilenen Didim'in imdadına "gur- betçiler**yeti>tı. Türkiye'nin en ucuz tatil beldelerinden biri olarak gösterilen Dıdim. mayıs ayında kalabalık Polonyalı gruplarla tu- rizm sezonuna iyi baş- ladı. Daha sonra dünya kupası. Tayland krizi. Yunanistan ve ispan- ya'daki ayakbastı para- larının kaldınlması. do- lar bazında enflasyon ve KDV oranlarındaki kıs- mi indirimleryabancı tu- rist sayısını azalrtı. Temmuzayının ikinci yarısına kadar yüzde 30 kapasiteyleçalıştıklannı belirten turizmciler. otellerin bu tarihten itı- baren Avrupa'dan ve özellikle Almanya'dan Türkiye'ye gelen "gur- betçi turistlerle" doldu- ğunu belirttiler. Dıdim Belediye Baş- kanı Mehmet Soysalan. Türkiye'nin turizmdeya- şadığı krizin belli başlı nedenlerinin kamuoyu tarafından bilindiğini. asıl sorunun ise ülkede- ki insan haklan ve de- mokrasi alanındaki ek- siklerden kaynaklandı- ğını söyledi. Soysalan şunlan söyledi: "be\1et, turizmde tutarlı politi- kalar oluşturmalı. çağ- daş turi/m anlayışının ardından değiL, önünden gitmelidir." Didım Tunzm Derne- gi Başkan ı Taner Küs- mez.yerli turist sayısın- da kısa süre önce yaşa- nan artışa ragmen endi- şeli olduklarını dile ge- tirerek. Didim'e bu yıl ılk kez Makedon grupla- rın dageldığini belirtti. Bergama buluşması Gençler siyanürcü şirkete karşı OZAN YAY.MA.N BERGAMA - Dünya gençlerinın Bergama buluş- masında coşku sürüyor. Ber- gama'da ılk üç giinün sonun- da yöre halkıyla kaynaşan gençler yetenekleri doğrultu- sundakendilerini ifade ettik- leri gibı. ürettiklerini köylü- lerle paylaşıyorlar. Berga- malılar 9 yıldır Eurogold'a karşı sürdürdükleri direnişte tüm dünyaya duyurdukları "Çokuluslu şirket Türkive'yi terket1 " söylemini. 22 ülke- den Bergama "ya gelen 2 bin gençten duymanın mutlulu- ğunu yaşıyor. Geçmişi antik çağlara uza- nan ve artık evrensel kültii- rün parçası olan asklepion. akropol ve bazilika dünya gençlerini ağırlıyor. Tarihi mekânları gezen gençler dü- zenlenen gösterilerde günün yorgunluğunu atıyor. Buluşmanın dünkü bölü- münde NarlıcaveÇamköy'e giden gençler burada köy lü- lerin sorunlarına pratik çö- zümler ürettiler. Tıp fakül- tesı öğrencileri köylülerın sağlık sorunlarıyla ilgilendi. Hukuk fakültesi öğrencileri de köylülerin hukuki alan- daki sıkıntılarına yardımcı olmayaçalıştılar. Gençleri maden sahası çev resine götüren Narlıca v e Çamköv halkı burada genç- lerle beraber "Türkiye Afri- ka olmavacak", "Susma, sus- tukça sıra sana gelecek". "Si- yanürcü şirketTürkhe'ji terk et" sloganlarını attılar. Öğleden sonra ise Dağar- cık müzik grubunun dinleti- si. Adana Umut Sahnesı'nin oyunu. Ev ka 2 Çağdaş Kent ve Yaşam Derneği Halko- yunları Ekibi'nin gösterısi gerçekleştırildi. Gazetecı MusaAğacık'ır mesleki yaşamından kesıtle- n anlattığı "Musa'nınTeybı \e Müsamere Vazılan" adlı etkinlik gerçekleştırildi. Et- kinlikte ayrıca Türkiye İn- san Hakları Derneği Izmır Şubesi tarafından hazırlanan "İnsan ve Hakları" konulu seminer sunuldu. Akşam da Nobel ödüllii y azar Dario Fo'nun eseri "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölü- mü" adlı oy un. İstanbul Dev - let Tiyatrosu tarafından ask- lepion'da sahnelendi. Gençlerin Bergama buluş- masında bugün. Bergama köyleri ve tarihi yerlerigezı- lecek. Söyleşı bölümünde "Ege Mifoslan İ zerineEtki- leri ve Benzeıiikleri ile Nart Mitolojileri" konulu etkinlik düzenlenecek. Ayrıca "Ev- ren, Biz \e Geleceğimiz. Koz- mik Bir İnanış Sistemi" ko- nulu seminer Prof. Dr. Tolga Yarnıan tarafından verile- cek. "Modern-Postmodern Sanat" konulu söyleşı \edat Demirkol ve üniversıte öğren- cileri tarafından sunulurken KTÜ öğrencileri de Doğu Karadeniz edebiy atı üzerine kamptaki katılımcıları bilgi- lendırecek. Etkinliklerdeay- nca "Pragmatizm \eTarihin Sonu" İstanbul Ünıversıtesi Edebıyat Fakültesi öğrenci- leri tarafından hazırlanıp su- nulurken. "Çe\re. Mizah \e Siyaset Ilişkisi" üzerine Tan Oral Semih Pon». Ertan Aj - dın \c Bülent Habora konu- şacaklar. Etkinliğin akşamki bölü- münde ise Güzel Düşlü Ço- cuklar Dans Tiyatrosu'nun sahneleyeceğı "İnadına Lmut" adlı oyun ve Haluk Loent'in konserıyle Bahri Bozbaş'ın nıını göstensı yer alıyor. ' SÖYLEŞI ATTİLÂ İLHAN 'Yirminci Asra Dair!...' Evet, o şiiri ezbertemiştim: "...-uyumak şimdi. / uyanmak yüzyıl sonra, sevgilim... / ...hayır, ken- di asnm beni korkutmuyor, / ben kaçak değilim!" II. Dünya Savaşı'nın en hummalı yıllannda (1943), "Yürüyüş"teçıkan şiirin adı "YirminciAsra Dair...", şairi Ibrahim Sabri! Ben, okulundan "siyasibelge" ile "tardedilmiş" liseli çocuk; ismi, ilk defa duyuyo- rum, ama başlığı Nâzım'ın olabileceği hissi uyandı- nyor. Öyleymişde! "Yürüyüş", yayımlarken "40 Ka- ranlığı"nın o çok özel koşullannı göz önünde tuta- rak, dört mısraını nokta noktayla es geçiyor; bunla- nn hangileri olduğunu, ancak otuz yıl sonra nasılsa ele geçirebildiğim, Sofya baskısı "Bütün Eserle- rf'nde(8 cilt) aynı şiiri. "Yirminci Yüzyıl Üstüne"baş- lığı altında bulunca öğrenebileceğim: ilk dört mısradan sonra, şiir şöyle yürüyordu: "... asnm sefil / yüz kızartıcı / asrım cesur / büyük / ve kahraman / Dünyaya erken geldim diye kah- retmedim hiçbir zaman / Ben yirminci asırlıyım / bununla övünüyorum..." Bundan sonra "Yürü- yüş"ün atladığı o dört mısra gelıyordu: "...bana ye- ter / yirminci asırda olduğum safta olmak / bi- zim tarafta olmak / dövüşmek yeni bir âiem için!" Nasıl, neresinden bakılsa, 141/142'nin kapsamı- na, "ra/7a?ça"sokulabilecekmısralardeğilmi? 1943'te Gâvurdağlan (Bahçe) dumanlı bir ilkbaharyaşarken, beni ilk defa "asnmız" üzerinde düşunmeye sevk eden, Nâzım'ın işte bu şiiri olmuştur. Ne asır, ne asır! Neden böyle oldu? Marksizm, XX. yüzyılda proletaryanın "büyük ci- han inkılâbı"r» öngörmüştü: Hesap tutmamış- tır: çünkü yüzyılımız. -ne kadar paradoks gibi görün- se de- hesap kitap, bir "milliyetçilikler" yüzyılı oldu. 1/ XIX. yy'dan başlayarak, gezegeni habis bir tümör gibi saran emperyalizm nedir? "Milli" ve "milliyetçi" sermayelerin, yeryüzünü ele geçir- me teşebbüsü değil mi? 2/ Yüzyılımızın büyük bölümünde etkili olan iki büyük "totaliterlik"ten, biri (Nazizm ve Faşizm) Alman ve italyan "milliyetçiliği"nin gemi azıya al- ması; ötekisi ise (Bolşevizm) Büyük Rusya "mil- üyetçiliği"nin Avrasya'ya yayılması anlamına gel- mez mi? 3/ "Soğuk savaş" sona erer ermez, gündeme getirilen "Yeni Dünya Düzeni", "küreselleşme" ve "özelleştirme" etiketi altında, ABD "milliyet- çiliği"nin, gezegenimizi VVashington'dan yöne- tilen bir sermaye imparatoriuğuna dönüştürme- yi amaçlamıyor mu? Efendim, "m///ef"yapay bir "olgu "ymuş da, "mil- li devlet" aşılmalıymış da, zaten "milliyetçilik" diye bir şey kalmamış da, cart curt. Lâf bunlar, aslında yüzyılın bütün ideolojisini ve rejimlerini. gizli ya da açık, "milliyetçiliklere" indirgemek mümkündür. Neden böyle oldu? Sanırım Marks/Engels "pro- jeksiyonu", ne kadar "enternasyonalist" görünürse görünsün, aslında "Avrupa/merkezci" bir projeksi- yon; "dünya devrimi" derken, düşündüğü, Avrupa kıtası, dayandığı o kıtanın gerçekleri; oysa "Emper- yalizm" çağında Batı proletaryası, "Mazlum Millet- ler"\n soyulmasından elde edilen servetin paylaşı- mına katılıyordu; bu da işçi sınıfının sivri köşelerini hayli törpülemişti: 17 Ihtilâli'nde, tınmadılar. Tın- mayacaklardı da! Gâzi'den Galiyef'e, "Mazlum Mil- /ef"devrimcilerinin,Lenin'leTrotsky'yebirtür1üan- latamadıkları budur. Sebebine gelince, acaba şu mu? "Rus Ihtilâli", ger- çekte sanayileşmiş kapitalist bir ülkede proletarya- nın burjuvaziye karşı "ayaklanması "değildi; gerçek- te Rusya, -onu izleyen Türkiye- yüzyılları sarsacak yeni bir "Ulusal Demokratik Devrimler" çağını baş- latmışlardı. Anadolu nasıl yarı/feodal çok milletli bir imparatorluktan "milli" bir devlet çıkarmaya çalış- tıysa; Ruslar da benzer başka bir imparatorluktan kendi "milli" devletlerini çıkarrnak telaşındaydılar Ke- rensky dönemi, o çerçevede sürebilseydi, Yeltsin Rusya'sının şimdi yaşadıklan, o zaman yaşanacak- tı; süremeyişi, sosyalizme hazır bir endüstri toplu- munda, işçi sınıfının yolu o tarafa çevirmesinden doğmuyor; işçiler azınlıkta, ağır basan köylülük (mu- jik); ulusal demokratik devrimi, sosyalist devrime, Bol- şevikler'in "darbesi" kaydınyor! Ekonomik ve sosyal koşullan olgunlaşmamış "dev- rimler"in merkeziyetçi bürokrasi diktalarına yozlaş- ması, kaçınılmaz bir olay, o da zaten ya Türkiye'de olduğu gibi "devrim"\n yanda kalması, ya Rusya'da- ki gibi çöküp gitmesi! İyi de, siz buna "demokrasi'rim yada "sosyalizm"\n "sonu"diyebilir misiniz? Umutsuzluğun değil, umutların i$areti Felâket bir emperyalizm yüzyılı olan XIX. yy'ın ar- dından, XX. yy. gerçekte "Kurtuluş Savaşları "nın "Tam Bağımsızlık" devnmlerinin kapısını açmıştır; ni- haitahlilde, Rus, Çin, Küba vb. "ihtilaller", etiketi "sos- yalist", yapısı anti/emperyalist, "ulusal demokratik devrimler", "milliyetçilikleri"ağırbasıyor: XX. yy'da, sanayi toplumu olamamış ülkelerin. sosyalizmi ger- çekleştirmesi de zordu, sürdürebilmesi de! Öyle ol- muştur, ama... ... "asnmız", insanlık tarihinde ilk defa "Mazlum Milletleri", diyalektiğin öteki ucu olarak devreye sok- tu, hem de ne sokuş: irili ufaklı bir sürii "sömür- ge"nin. "ülke" milyonlarca "sömürülen"in, "millet" katına yükselmesi bu sayede gerçekleşiyor: "Sov- yet Parantezi"nin kapanması, sosyalizmi gündem- den silmez; Sovyet liderlerinin işlediği "Avrupalmer- /cezc/"yanılgıyı kanıtlar: "Mazlum Milletleri'' mazlum- luk düzeyinde bırakacaklarına. "büyük cihan inkılâ- bını" Doğu'ya kaydırsalardı, acaba sonuç aynı mı olurdu? XX. yy, "Mazlum Milletler" için "Tam Bağımsızlık" yolunun açıldığı yüzyıldır. bu yüzden önemlidir; ay- nca, -yetersiz koşullarda olsa bile- sosyalizmin 75 yıl boyunca emperyalizme kafa tutabilmesı, -hatta onu titretmesi- umutsuzluğun değil, yeni ve büyük umutların işaretidir. Nâzım'ın o şiirini şöyle bitirme- si beyhude mi?: "... -yüzyıl sonra sevgilim / ..-ha- yır her şeye rağmen daha evvel. / Ve ölen, ve do- ğan / ve son günleri güzel gülecek olan / yirmin- ci asır / (benim şafak çığlıklarıyla sabaha eren müthiş gecem). / Senin gözlerin gibi Hatice'm / güneşli olacaktır!" http;// www. prizma.net. W A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle