Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 AĞUSTOS 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Baskı altındaki Türkmenlerin sorununu MGK toplantısma getiren Ecevit'ten endişe verici itiraf
6
Irak devlet içinde devlet'LALE SARÜBRAHİMOĞLU
ANKARA - Gerek Kuzey Irak gerekse
Bağdat'ın artan baskılan ıle karşı karşıya
kaian Türkmenlerin sorununu geçen haf-
ta yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
toplantısma getiren Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı BülentEcevit endişe ve-
riçi bir itirafta bulundu. Ecevit. Türkmen
gruplan ile bir süre önce yaptığı görüşme-
de, "Irak'ta devlet içinde devlet hatta iki
ayn devlet var" saptamasını yaparak, "I-
rak'ta durum kökleştiğine göre bizim de
gerekli önlemieri almamız lazun" dedi.
Kuzey Irak'ta Türkmenlerin siyasi güç
olarak desteklenmesi yolunda geçen yıl
açıkladığı politikasının olumsuz sonuçla-
nnı almaya başlayan Türkiye, pasif yak-
laşımı içeren geleneksel dış Türkler poli-
tıkasına geri dönüşü de icine alan bir dizi
yeni arayış ıçine girdi.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ge-
çen yıl Dışişleri Bakanlığı döneminde
Türkiye, Türkmenlerin Irak'ın toprak bü-
tünlüğü çerçevesinde bu ülkede meydana
gelecek oluşumda Kürtlerden sonra üçün-
cü bir siyasi grup olarak ortaya çıkmala-
nna destek verilmesi politikasını açıkladı.
Bu politika, gerek Bağdat, gerekse Türk-
menler'in bir bölümünün yaşadığı Mesut
Barzani liderliğindeki Kürdistan Demok-
ratik Partisi'nin hoşuna gitmedi. Bağdat,
çoğunlugu zengin petrol yataklannın bu-
lundufu Kerkük'te yaşayan Türkmenleri
Araplaştırma ve baskı politikalanna hız
verdi. Kuzey Irak"taki Türkmenlere bölge
için kullandıklan "Kürdistan" terımini
dikte eden KDP peşmergelen de Türk-
menler üzerinde baskıya başladı.
KDP'nin artan baskısmın birnedeni de
Türkiye'nin politikasından cesaret alan
Türkmenlerin, Kuzey Irak'ta yönetım için-
de yönetim oluşturma arayışİanndan kay-
naklandı. Aralanndaki bölünmüşlüğü bir
ölçüdegıderebilen Türkmenler. 6 ayn par-
tinin birleşmesinden oluşan Türkmen
Cephesi'ni kurdular. Türkmenlerin yakla-
şık 700 kişiden oluşan ve Kuzey Irak'taki
Türkmen çıkarlannı korumakla görevlı as-
ken kolu da Akıncılar Birliği.
KDP"nin Türkiye Temsilcisi Sefin Diza-
>i Cumhuriyefe >aptığı değerlendirme-
de, Türkmenlenn yüzde 95' inın Bağdat"ın
kontrolündekı bölgelerde yaşadıklannı
anımsatarak KDP kontrolündeki bölgede
yaşayan Türkmenlerin 27 büro ve 700 mi-
lis ku\ \ eti ile en güçlü grup oldugunu söy-
ledi. Dızayi Türkmenlerin Irak anayasası-
na göre mevcut olan eğitim müfredatını
değıştirip Latin alfabesine geçmek iste-
Yunan tankeri
kurtanhh
Rıma'dan aldığı ham petrolü İtaha'ya
götürürken Harem açıkJannda karaya
oturan "Crudegulf adlı Yunan
bandıralı tanker. "limbo" adı verilen
işlemle yükünün 20 bin tonunun başka
bir gemiye aktanlmasından sonra önceki
gece 0030 sıralannda romorkörfcr
yardımıvla Zejtinburnu'na çekilerek
kurtanldL Kıyı Emniyet ve Gemi
Kurtarma İşletmeieri Genel Müdfirü
Hücum Tulgar. kurtarma işleminin
miJyon dolaıia ifade edilebilecek bir
rakamolatağını ka>detti. (Fotoğraf:
ERDOÖAN KÖSEOGLU)
diklerini beürtti. Dizayi, Akıncılar Birli-
ği'nın Türkmen binalanna yakın bölge-
lerde kontrol noktalan oluşturduklanna
işaret etti.
Ecevit geçen hafta Türkmen Cephesi
üst düzey yetkilileri ile görüşmeler yaptı.
Türkmenler Ecevit'ten Irak'ın üçe bölün-
mesi halinde Türkmenlerin de söz sahibi
olmasının sağlanmasını istediler. Ecevit
Türkiye'nin önlem alması gerektiğine işa-
ret ederek şu saptamayı yaptı: "KörfezSa-
vaşı'ndan sonra durum kökleşiyor. Devlet
içinde dev let hatta iki ayn devlet vaıt"
Körfez krizi öncesı ve sonrasında Sad-
dam Hüseyin ile üç kez görüşen Ecevit'in
demokratikleşme telkininde
bulunduğu Irak liderinden
artık bir şey çıkmayacağım
anladıfına işaret eden çevre-
si. ancak Ecevit'in Irak'ın
toprak bütünlüğüne destek
verdiğine işaret ettiler.
Türkiye'nin geleneksel
dış Türkler polıtikası, Türk
kökenlilerin bulundukları
ülkelerde kalması ve dostluk
köprüsü kurmasını öneriyor.
Ankara'nın zaman zaman
Türkmenleri smırdışı etme-
ye zorlayan katı dış Türkler
politikasından rahatsız olan
Ecevit ve askerlerin Türk-
men polirikası ise netlik ka-
zanmadı. Dışişleri'nde de
Türkmenler konusunda ye-
niden geleneksel dış politika
çizgisine dönülüp dönülme-
mesi tartışılıyor.
Rotasyonun durdurulması talebi belirsizlik yarattı
Öğretmenlerin gözü MEB'de
YUSUFZİYAAY
lstanbul'da görev yapan rotasyona tabi yaklaşık
4 bin öğretmenin gözü, rotasyonun durdurulması
beklentisiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na çevrildi.
Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 4 bin öğret-
men açığını gerekçe göstererek bakanlıktan rotas-
yonun durdurulmasını talep etmesiyle bu kapsam-
daki öğretmenler kararsızlar.
MEB'in rotasyonu durdurma olasılığını dikkate
alan öğretmenler, belirsizlik nedeniyle yeni görev
yerlerine taşınma konusunda çekimser davranıyor-
' rar.
1
, Ögretmen' acığına kârşınbaşka bir ile girmek is-
temeyen birçok ögretmen istifa etmeyi düsünür-
ken, pek çok ögretmen de taşınma ve bannma mas-
raflannı karşılamayan 80-150 milyon lira arasında-
YAPIMTKREDi
KÜLTÜR SANAT
YAYINCIUK
API KREDİ
RTS FESTIVAL
Pl KREDİ
SANAT
ESTIVALI
ki harcırahlann yetersizliğinden yakınıyor.
fstanbul'daki okullarda görev yapan ve 3 Ağus-
tos 1990 tarihinden sonra göreve başlayan yaklaşık
4 bin ögretmenin rotasyona tabi tutularak görev
yerlerinin değiştirilmesi öğretmenleri kaygılandın-
yor. Birçok ilde tayini çıkan öğretrnenlere lojman
verilememesi nedeniyle ya yatılı bölge okullanyla
ya da öğretmenlerin İcendi olanaklanyla ev kirala-
masıyla bannma sorunu çözülmeye çalışılıyor.
İstanbul'daki 4 bin ögretmenin rotasyona alınma-
sı, tstanbul Milli Eğitim Müdürü Omer Balıbey'in
4 bin olarak açıkladığı ögretmen açığını, askerlik,
emeklilik ve kendi isteğiyte aynlanlarla birlikte 10
bine çıkaracak. ' '
Eğitim-Sen, öğretrhen açığınıh artmasının 8 yıl-
lık eğitimi lstanbul'da "bitkisel hayata" sokacağın-
dan kaygılanıyor.
Öğretmenler öğrenim gördükleri yere atanamayacak
Lisansüstü eğitime kısıtlama
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMlR- Öğretmenlerin lisansüstü öğrenim yap-
malan, yeni çıkanlan bir yönetmelıkle sınırlandı.
Eski yönefmeliğe göre, Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağlı okullarda çalışan öğretmenler, lisansüstü öğ-
renim yaptıkları kurumun bulundugu yere atana-
biliyorlardı. Ancak yeni yönetmelik. bu atamayı,
öğretmenliktekı branş ile eğitim, yönetim ve dene-
tim alanlannda lisansüstü öğrenim yapanlar ile sı-
mrlandırdı. Söz konusu değışıklik için Danıştay'da
dava açıldı.
1990yılındaçıkanlan Milli Eğitim Bakanlığı'na
Bağli Okul ve Kurum Öğretmenlerinin Atama ve
İrer Değiştirme Yönetmelığı'nin 26. maddesine
göre, yurt içinde lisansüstü ögrenimıni yapmakta
olan öğretmenlerin görev yerleri, bu durumlannı
belgelendirmeleri şartıyla öğrenim kurumunun bu-
lundugu yere değiştiriliyordu, Yönetmeliğin söz-
konusu maddesi, 15.4.1998 tarihinde değiştirilerek,
lisansüstü öğTenim yapan öğretmenlerin öğrenim
yaptıklan kurumun bulundugu yere atanmalanna,
öğretmenlikteki branşı ile eğitim, yönetim ve de-
netim alanlannda lisansüstü yapmalan koşulu ge-
tirildi.
Öğretmenlerin lisansüstü öğrenimlerini sınırlan-
dıran değişikhğin iptali için Danıştay'da dava açıl-
dı.
Davacı ögretmenin Avukatı Tahsin Özer, Milli
EğitirrtBafcanl jgı tarafı$dan yürürlüge sokulan y^-
netmelik jjeğişikli£i iljş lisansysrt^Öğrenirn
1
yaj^-
mak isteyen müvekkilinin magdûr edildtğini ve n»-
kil istemi reddedilerek öğrenim özgürlüğü gibi en
önemli anayasal hakkının engellendığini bildirdi.
Y L U L
Yapı Kredi Sanat Festivali, bu yıldan
başlayarak, yapılanmasında ve organizasyon
anlayışında köklü sayılabilecek bir değişikliğe
uğruyor. Önceki yıllarda, dar birtakvim içinde
değerlendirilen, bir bakıma da üst üste
sıkıştınlan sanat etkinlikleri, artık her yılın
bütününe yayılacak, böylelikle "dört mevsimlik"
bir festival felsefesi hedef tutulacak biçimde
öngörülecek.
Yapı Kredi Sanat Festivali '98, bu yeni
yaklaşımm ilk ömeği olarak, etkinlik yelpazesinin
ne oranda genişleyeceğini de kanıtlayacaktır
umudundayız: Yalnızca müzikle, dansla, kısacası
gösteri ve dinleti sanatlarıyla kendini sınırlamıyor
Yapı Kredi Sanat Festivali; görsel ve işitsel her
türlü etkinlik tarzıyla daha geniş bir kitleye, daha
doyurucu bir programla ulaşmayı da amaçlıyor.
Festival, yaz ortasından başlayarak yıl '
sonuna kadar sürecek ikinci yansında da, ilk
yarıdaki renkliliğini, çeşitliliğini sürdürmeyi
amaçlıyor. Her alanda yeniliği ve öncülüğü temsil
eden bir kurumun, Türk insanının kültür hayatına
farkh boyutlar getirmek istemesinin, çağdaş
bireylerden oluşan çağdaş bir toplum projesine
katkısı olarak yorumlanmasını diliyoruz.
Kudsi Erguner Konseri
(Sufi ve Caz Müziğrnin Bireşimi)
5 Eylül 1998 Cumartesi
Saat: 20.30
Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon
Fabio Framba-Tranquillo Forza
(Org ve Trompet Konseri)
6 Eylül 1998 Pazar
Saat: 16.00
St. Antoine Kilisesi
Iron Maiden
7 Eylül 1998 Pazartesi
8 Eylül 1998 Salı
Saat: 21.00
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Compania Lirica La Zarzuela
(La Zarzuela'nın Antolojisi)
9 Eylül 1998 Çarşamba
10 Eylül 1998 Perşembe/Saat: 21.00
Cemil Topuz/u Açıkhava Tiyatrosu
Soul II Soul
11 Eylül 1998 Cuma
Saat: 21.00
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Bulutsuzluk Özlemi
12 Eylül 1998 Cumartesi
Saat: 21.00
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Montreal Caz Balesi
14 Eylül 1998 Pazartesi
15 Eylül 1998 Salı
Saat: 21.00
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Vicente Amigo
(Flamenko Gitar Topluluğu)
19 Eylül 1998 Cumartesi
Saat: 20.30
Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon
Juan Carlos Caceres
(Tango ve Latin Müziği)
20 Eylül 1998 Pazar
Saat: 20.30
Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon
Fazıl Say
(Piyano Resitali)
22 Eylül 1998 Salı
Saat: 19.00
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
Esin Afşar
(Aşık Veysel'e Saygı Gecesi)
28 Eylül 1998 Pazartesi
Saat: 19.00
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
Akademie für Afte Musik
Berlin
(Barok Oda Orkestrası)
30 Eylül 1998 Çarşamba/Saat: 19.00
Cemal Reşit Rey Konser Salonu
YAPI
Bilet Satış Noktalan:
• Yapı Kredi Yayınları Galatasaray Kitabevi:
(0212) 252 47 00 / 322
• Atatürk Kültür Merkezi Gişeleri:
(0212) 292 08 48 - 292 08 49
(10.00 ile 19.00 saatleri arası açıktır.)
• Yapı Kredi Akmerkez Şubesi: (0212) 282 08 65
• Suadiye Vakkorama Mağazası: (0216) 350 87 42
(Gösteri mekânlarındaki gişeler. gösteri günlerinde
saat 17.00'den başlama saatine kadar açık olacaktır.)
• Zihni Müzikevi, Akmar Pasajı - Kadıköy
Telefonla Rezervasyon:
Telefonla rezervasyon yaptırmak için
(0212) 243 62 24 - 249 18 29 - 252 67 45
numaralı telefonlan arayabilirsiniz.
• Rezervasyonunu yapt/rdığınız biletleri 48 saat içinde,
Yapı Kredi Yayınlan Galatasaray Kitabevi istiklâl Caddesi
No: 285 Beyoğlu adresinden almalısınız.
• Rezervasyonlarınızda kredi kartı kullanabilirsiniz.
• Ayrılan biletlerin tümünün alınması zorunludur.
Satılan bilet geri alınmaz, ancak bir başka gösterinin
aynı fiyattaki bileti ya da bir üst kademedeki biletiyle
aradaki fark ödenerek değiştirilebilir.
• Gösteri günü bilet değışimi yapılmaz.
İnternetten Bilet Satışı:
internet aracılığıyla bilet alabilmek için aşağıdaki adresi
arayabilirsiniz.
http://www.superonline.com/ykykultur
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
30 Ağustosun Anlamı
ve ÖnemiYarın 30 Ağustos zaferinin 76. yıldönümü. 26
Ağustos 1922'de başlayan "Büyük Taarruz", 30
Ağustos'ta Dumlupınar'da gerçekleşen bir meydan
savaşı ile noktalanmış ve daha sonra "Ordularilk he-
definiz Akdeniz'dir" emri uyarınca harekete geçen
TBMM ordulan, bir hafta kadar süren bir "takip ope-
rasyonu" sonrasında, 9 Eylül 1922'de Izmir'de Ak-
deniz'e ulaşmışlardı.
Büyük Taarruz, askeri strateji bakımından çok ba-
şanlı bir taarruzdur. 0 zamana dek, Batı Cephe-
si'nin ağırlığı kuzeydeydi. Yani savaşlar genellikle
Eskişehir-Kütahya bölgesinde gerçekleşmişti ve Yu-
nan Genelkurmayı, saldınyı aynı bölgeden bekliyor-
du. Gündüzleri saklanıp, geceleri yürüyerek, ordu-
nun büyük bir bölümü güneye kaydınldı ve Afyon'un
güneyine konuşlandırılan kuvvetler, doğudan batı-
ya değil, güneyden kuzeye taarruz ederek Yunan sa-
vunmasını yardılar.
Yunan Genelkurmayı, bu saldırının aldatmaca ol-
duğunu, esas saldınnın Eskişehir üzerinden gelece-
ğini sanıyordu. Durumu anladıklan zaman iş işten
geçmiş, Afyon'un güneyinde Yunan cephesini ya-
ran TBMM orduları, Yunan ordusunun büyük bir bö-
lümünü Dumlupınar'da çember içine almıştı. Sava-
şın kaderi çizilmişti.
Başkumandan Meydan Savaşı adı da verilen bu
savaş, elbette askeri açıdan çok önemlidir. Fakat
ben bugün meselenin bir başka boyutunu ete aimak
istiyorum.
Zaman, zaman gündeme gelir. "Kemalizm diyebir
ideoloji, birdokthn varmıdır?" sorusu ortaya atılır.
"Bunun evrensel bir boyutu var mıdır?" sorusu di-
le getirilir.
(deoloji, "insanların kafalarındaki sistemleşmiş
düşüncelerbütünüdür." Doktrin ise "ideolojinin ey-
leme dönük biçimidir." Bu tanımlar çerçevesinde
düşündüğümüz zaman, Kemalizm elbette bir ide-
olojidir ve elbette bir doktrindir. Şimdi Kemalizmin,
evrensel boyutunun nereden geldiği konusu üzerin-
de durabiliriz.
Bilindiği üzere; devrimlerin ardında, "yeni ortaya
çıkan, ya da güçlenerek tarih sahnesinde yeniden
yer alan bir sınıf"\ görürüz. Bu yeni sınıf, yeni "ta-
lepterle ortaya çıkar. Eski düzen bu talepleri karşı-
layabilirse, pek sorun olmaz. "Yumuşakbirgeçiş"\e,
yeni bir düzen oluşturulur.
Fakat genellikle "eski düzen" bu yeni sınıfın ta-
leplerini dikkate almak istemez. Ve işte o zaman çe-
şitli "patlamalar" olur ve bu "ayaklanmalann" son-
rasında (eger koşullar yeterince olgunlaşmışsa),
"devrimler" ortaya çıkar.
Tarihte gördüğümüz devrimlerin ardında, genel-
likle bir sınıf olmasına karşın, Türk devriminin ardın-
da herhangi bir sınıf yoktur. Türkiye'de devrim, "ba-
ğımsızlıktan yana" olan tüm sınıfların bir "cephe"
oluşturması ve "önce antiemperyalist birbağımsız-
lık savaşı ve ardından çağdaş ve modern bir dev-
letin kurulması" biçiminde gerçekleşmiştir. Kema-
list devrim modeli bu biçimiyle, "özgün" bir devrim
modelidir ve kendi türünün ilk örneğidir. Hatta şu-
nu söyleyebiliriz ki, daha sonra Çin ve Vletnam'da
göreceğimiz, "Milli Demokratik Devrim" modefinin
de ilk uygulamasıdır.
Bu devrim modeli, özellikle İkinci Dünya Savaşı
sonrasında yeni bağımsızlık kazanan, eski sömür-
ge ülkelerinin aydınlan arasında çok ciddi bir ölçü-
de yandaş bulacaktır.
Bu ülkelerin aydınlan için sosyalizm, gerçekçi bir
model olamazdı. Zira hem ülkelerinde ciddi bir işçi
sınıfı yoktu, hem de SSCB'nin "yayılmacılığından"
endişe ediyorlardı. Kapitalizm de model olamazdı.
Zira kapitalizme karşı nefret doluydular.
Oysaki Türk devrim modeli, hem toplumsal yapı-
lanna uygun bir modeldi, hem de bu modelin başa-
nlı bir uygulaması olan Türkiye Cumhuriyeti o gün-
ler için imrenilecek bir prestijle, dünya siyaset sah-
nesinde yer alıyordu.
O günlerde Kuzey Afrika'nın, Afrika'nın diğer böl-
gelerinin, Ortadoğu'nun, Uzakdoğu'nun, Orta ve
Latin Amerika'nın aydınları arasında Kemalist dev-
rim modeli, "uygulanabilir" bir modeldi. Fransa'ya
karşı mücadele eden Cezayirli öğrencilerin üzerie-
rinden Mustafa Kemal'in resimlerinin çıkması, bi-
zim uydurduğumuz bir şey değildir. O günlerde "3.
Dünya" ülkelerındeki üniversite öğrencilerinin bir
kısmının odalarında da Mustafa Kemal'in resmi var-
dı.
İşte 30 Ağustos, bu devrim modelinin ilk aşama-
sının noktalanmasıdır. Askeri strateji açısından
önemlidir ama, bana kalırsa siyasal sonuçları bakı-
mından çok daha önemlidir.
Enerji Yapı Yol-Sen Cenel Başkanı
'Çalışanlara cop
mafyaya pasaport'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kamu Emekçileri
Sendikalan Konfederasyo-
nu'na (KESK) bağlı Enerji
Yapı Yol-Sen'in Genel Baş-
kanı Cengiz Faydalı. Türki-
ye'deki ilişkiler yumağının
İtalya'nın Sicilyası'nı, maf-
yanın egemen olduğu
ABD'nin kuruluş dönemle-
rini aratacakboyuta ulaştığı-
nı belirterek 'Şüreğiııde iyi-
lik ve güzeflikler yaratmak-
tan öte hiçbir şe> taşunavan
öKim döşeğindeki sanatçıla-
nımza, sryasetçilerimize
vnrtdışına çıkması için pasa-
portverilmezken eti kanh ca-
nüere, silah ve uyuştumcu
tûccartannayeşiL kırmm pa-
saport verildiğini" söyledı.
Enerji Yapı Yol-Sen Ge-
nel Başkanı Faydalı, dün dü-
zeniediği basın toplantısın-
da, en son AJaattin Çakj-
a'nın yakalanmasının ardın-
dan ortayaçıkan mafya siya-
set ilişkilerini "yasâk, çar-
pık ve anormal" olarak ni-
telendirdi. Faydalı, bu ilişki-
lerin *^üzbinlerin ekonomik
vedemokratikhak istemkri-
ni üetmek isteven temsiltile-
riyle görüşmeyen, bunları
copiattıran, bombaiatOran,
yüjderce kişinin katili mafya
Hderferine her türlü kapıyı
açan iüşldler" oldugunu bil-
dirdi.
Bu ilişkılerin "kuşknlu
ihalelcrle. batık kredilerle,
gaspla. tehditle elde edilen
ka>îiaklan maf\a-si\asctçi-
bürokrat üçgeni arasında
pa>laştıran ilişkiler" oldu-
gunu vurgula>an Faydalı.
"Siyaset, bürokrasi \e eko-
nomi dümasında bildiğiniz
sağlıklu nornıaL dürüst Uiş-
Idler var mı? V'arsa bize bil-
diriniz ki yûreğünize su ser-
pilsin" diye konuştu.
Tarihın hiçbir döneminde
ve hiçbir ülkede. ülkemizde
olduğu kadar çok yönlü bu-
nalım yaşanmadjğını belir-
ten Faydalı. bu bunalımlan
şöyle ifade etti:
"Dış borcun 100 mihar
dolara davandtğı. gelir dağı-
lunı makasının açıldığı, işsiz-
üğin, yoksulluğun arttığı
ekonomik bunalını; Mec-
lis'in devre dışı bırakılarak
ülke yönetiminin IMF'den,
Düma Bankasf ndan, çoku-
luslu şirketierden sorulduğu
yönetim bunahmı: örgütlen-
meye her türlü engelin geti-
rildiğL, düşüncenin suç sayıl-
dığı, işkence ve yargısız in-
fazların devlet potitikasına
dönüştürükiüğü demokrasi
bunatunL"