19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU VÜizik tarihme yeni katkılar"Bu bir mûzik tarihi kitabı de- ğil''diyor Leyla Pamir, büyük bir alçakgönüllülükle "MüzikteGe- niş Soluklar"ın önsözünde. 1989'daçıkan kitabınyeni baskı- sı. Boyut Yayıncılık tarafından genişletilerek basıldı son günler- de. Hem sıradan okura hem de meslekten bir araştırmacıya ses- lenen bir çalışma. Evet, zaman dizinsel nitelikte bir müzik araş- tırması değil. Oysa müzik tarıhi- ni zenginleştirecek nice malze-' me var bu kitapta. Hem teknik açıdan ince ve derin analizler bu- labiliyorsunuz hem de toplumsal ya da kişisel yaşamlar ışığında anlatılan yapıtİann kimligine va- nyorsunuz. Beethoven'ın Schubert'e, J.S. Bachın, Mendelssohn'a. Schön- berg'e bağlanan zincirin halkala- nnı izliyorsunuz. Bu halkaları besteciler arasında olduf u kadar. belli bestecilerin yapıtlan arasın- da da yeniden kuruyorsunuz. Ör- neğin Wagner'in Leitmotif kul- lanımı; Mahler'in senfonik mü- ziğinde doga tınısının yayılımı. bestecilerin ilk çalışmalanndan sonuna dek su damlacıklarının dagılımı gibi incelenmiş. Beste- cilerin tarih boyunca yerleştiril- dikleri kalıplara karşı da birtar- tışma, bir karşı çıkış yer alıyor zaman zaman. Örnegin Beetho- ven'ı kimileri klasik, kimileri ro- mantik kalıplara yerleştirmiş, ne- den? Mahler niçin yanlış anlaşıl- mış? Besteciler ve kimi yapıtla- n kendi zaman dilimleri içinde ele alınarak zamanın felsefeci. ede- biyatçı, şair ve ressamlanyla et- JL/eyla Pamir'in Müzikte Geniş Soluklar ve Aydın Büke'nin îki Dahi Üç Opera başhklı çalışmalan aslında uluslararası düzeyde kabul görecek yapıtlar. En kısa zamanda yabancı dillere çevrilip yurtdışında da basılmalan sağlanmalı. Keman virtüözümüz Cihat Aşkın, geniş kitleye alımJı gelecek bir seçim yaptığı Minyatürler adlı CD'sinde kendi gönlünden geldiği gibi şarkısını söylemiş. kileşimlerine de değinilip yatay bir inceleme yapıldığı gibi, önce- ki çagın müziği ve kendinden son- raki bestecilere etkisi de irdele- nerek dikey bir araşttrma sergi- lenmiş. Stravinskfnın yeni-klasik- çiligi anlatılırken çagdaşı Appo- linaire'in Fransız şairleri klasik edebiyatı yenilemeye çağnşına deginen yazar, bestecinin Bahar Ayini'ndeki duygu yoğunluğunu Wagner'in Tristan Isolde'sinden kaynaklandırmış. Umanz Leyla Pamir'in bunu iz- leyen çalışması Post- Webern ku- şagına ve 1960 sonrası bestecile- re aynlır. Türk okurunun kitaplı- gında çağımız müziğini irdele- yen kitaplann sayısı yok denecek kadar az! tki Dâhi Ûç Opera Birbaşka aynntı ile müzik dün- yasmı ışıtan bir kitapda Aydın Bü- ke'ninyine Boyut Yayınlan'ndan çıkan kitabı: lki Dâhi Üç Opera. Dipnotlan, belgesel kaynakla- n, sistematik yaklaşımı ve akıcı Türkçesiy le inceleme-deneme tü- ründe bir çalışma. Günümüzde sadece Mozart'ın metin yazarı olarak bilinen DeRmte'yi de Mo- zart kadar bir dâhi olarak tanıtı- yorokurlara. Oldukça iddialı bir sav! Biz hep Mozart'ın üstüne "dâhi" nitelemesini bir başka sa- natçı için kullanmayı neredeyse günah bilmiştik! De Ponte'nin yaşamına girdikçe onun da de- hası ortaya çıkıyor. Kitapta bes- tecinin mektupianndan, De Pon- te'nin günlüklerindenyararlanıj- mış. Mozart'ın son üç de\ ope- rası. Figaro'nun Dügünü, Don Giovanni ve Cosi fan Tutte'nin Librettosu'nuyazan De Ponte'nin Mozart'a nasıl katkıda bulundu- gunu; bu operalann müziksel öne- mi bir yana, birer edebiyat baş- yapıtı oldugu kadar birer tiyatro oyunu olarak değerleri tanıtılı- yor. Operanın konusuyla, sözle- riyle, notasıyla her şey gözünü- zün önüne seriliyor. Metin ıle mü- zigin dantel gibi iç içe işlenişini bir kez daha görüyorsunuz. Ve bugüne dek bildiğiniz güzelim operalann tek imzanın değil, iki imzanın eşdeger ürünü olduğunu kavnyorsunuz. Kendisi de bir or- kestracı olan Aydın Büke. geniş ölçüdenotalarkullandıgı kitabın- da yalnız belli bir anlatımı izle- miyor; sanki flütünü eline almış. okşayarak. severek bu operalann ezgilerini de çalıyorokurlara. Mü- zikte Geniş Soluklar ve Jki Dâhi Üç Opera başhklı çalışmalar, as- lında uluslararası düzeyde kabul görecek yapıtlar. En kısa zaman- da yabancı dillere çevrilip yurt- dışında da basılmalan sağlanma- lı. Cihat Aşkuı'dan popüler birCD Cihat Aşkın bugün önemli bir keman virtüözümüz. Tarihte ve günümüzde birçok virtüözün yap- tığı gibi kimi popüler halk ezgi- lerinden uyarlamalaryaparak bir demet halinde sunmuş. Bu CD'nin adına da Minyatürler demiş. Pi- yanoda Mehru Ensari eşlik edi- yor kendisine. Geniş kitleye alım- lı gelecek bir seçim yapmış. Ya- lın; anlaşılması, dinlenmesi kolay, Türk müziğini kendi kuralları içinde yadırgamadan dinleten ez- giler. Kendi gönlünden geldigi gibi şarkısını söylemiş. Böylesi yetkin bir kemancıdan bu yalın ez- gileri dinlemek, dogrusu olduk- ça büyük lüks! Anonim halk ez- gilerinin yanı sıra Buselik Saz Semaisi, Necip CeJal'in Tango- su. LeylaSaz'ın veçeşitli cumhu- riyet öncesi bestecilerin marşla- n da yer alıyor. ayrıca MünirlNu- reddin Beken'in iki çalışrnasını. Kara Kuvvetleri Bandosu'nun klarinetçisi olan MusaGoçmen'in tki Agıt'ını daçalmış. Baştan so- na bir iç tutarhlıgı olan. hüzünle sevinci iç içe duyuran bir CD, Kalan Müzik tarafından yayım- lanmış. Sıcak îzmir'den buruk izlenimler ÖNDERKCTAHYALI İZMİR- Izmir Konservatuvan'mn Konak semtindeki eski binası, 196O'lı yıllarda resim galerisi işlevinı de görürdü. Sanatçılar yeni yapıtlannı burada tanıtırdı. British Councii'in kitap sergisi ise içerdigi kitaplardan bırinin başlıgı yüzünden bugün bile belleğimdedir: 'Yağmur Kuramlan Tarihi'. Toprağa bereket saçan yagrnurun nasıl yağdıgı insanoğlunu çağlar boyunca düşündürmüş, yanılgılar birbirini izlemiş ve sonunda, herkesin kolayca ögrenebildiği basit açıklamaya ulaşılmıştır. yere degin çözüm getirebttmektedm- Ilkögretimin son üç sınıfı konservatuvar bünyesinde açılabilir: ama bu kez de "Kemana bile on bir yaşında başlanıyor" diyen Erbakan Hoca'nın müritleri, "Hocadoğnı söylüyor: biz de imamlanmızı on bir yaşında okutmaya başlayacağız" diyeceklerdir. Izmir'in yakıcı sıcagında bunlan düşünürken yeni 'Devlet Sanatçılan'nın haberini aldık. Büyüklerimiz uygun görmüşler. seçmişler, hayırlı olsun; ama şu var: 1965'telzmir aTülşen Tatu'nun sanatı, kıyaslamayı yadsıyacak kertede büyüktür. Evrensel müzikte devleti temsil etmeye hak kazanan yeni sanatçılann, onun niteliklerine sahip olup olmadıklan rahatça sorgulanabilir. Müzikle ilgili sorunlanmız. ipligi dolaşmış kocaman bir yumak gibidir. Bu yumağı açmak için yagmur kuramına benzeyen basit, fakat o kertede akılcı yolların bir türlü bulunamayışı üzücü ve şaşırtıcıdır. Ipligin ucundan şöyle bir rutalım: İTÜ Devlet Konservatuvarı. kavurucu yaz sıcaklannda bütünleme sınavlannı ve yeni alınacak öğrenciler için sınava hazırlık kurslannı yapmaktadır. Bunlann eylül ayına aktanlması ise kocaman bir sorundur. Öte yandan Sekiz Yıllık tlköğretim, Piyano, Yaylı Çalgılar ve Bale gibi sanat Jallarına başlanmasını jeciktirmektedir. Yıl çinde yapılan hafta sonu curslan, soruna ancak bir Konservatuvan'na küçük bir kız geldi ve flüte başlatıldı. Çevresindekilere neşe saçan sevimli bir çocuktu. Yıllar geçtı: I972'de mezun oldugunda. Almanya'ya ögrenime gönderildi. Orada, Aurele Nkoletgibi dünyanın en ünlü flüt ustalanndan birinin ögrencisi oldu. Severek dinlediğiniz Gülşen Tatu'dan söz ediyorum. Olağan bir flüt ögrencisi değildi Gülşen. Yıllann akışı içinde yedi büyük yarışmada birincilik ödülüaldı. 1986'danbu yana 'profesör' unvanıyla gorev yapmaktadır. Her yerde ünlü orkestralarla konçertolar çalıyor. Bunca etkinliğin arasında vılda bir kez ülkemize de gelıp dinletiler veriyor. Aynca yaz kurslannda genç flütçülerin meslekte ilerlemesine yardımcı oluyor. Kariyerindeki en heyecan verici etkinlik ise şudur: 1997'deGüney Kore'de yapılan dünya çapmdaki flüt yanşmasının jürisi, en ünlü flüt ustalanndan oluşmuştu ve aralannda Gülşen Tatu da vardı. Bu yıl altı aylıgına ABD'ye çagrılması ise bizi gururlandıran başka bir olaydır. Tatu, başanyla temsil ettigi ülkesınin kendisine vereceğini umdugu 'Devlet Sanatçısı' ününe kavuşamadı ve düş kınklığma ugradı. Duygulanru, uzun bir yazıyla Sayın Kültür Bakanjmıza aktardı. Bilemeyiz, okunur rau? Degeriendirilir mi? Aslına bakarsanız, Devlet Sanatçılıgf nın biricik ölçütü yorumun üstünlügüdür. Tatu'nun parlak kariyerini süsleyen olaylar da bu nitelikten kaynaklanmaktadır; çünkü sanatçının flüt çalışı büyüleyicidir. Flüt, onun elinde hem insan sesinin hem de yaylı çalgılann renkJeriyle donanır. Teknigi ise tam bir üstünlük noktasındadır. Tatu flüt çaldığı zaman dinleyiciler mutlulugun doruguna vanrken, Pan yeryüzüne iner, kamışlardan yaptığı o berbat çalgıyı göstererek diz çöker ve sanatçımızdan özür diler. Tatu'nun sanatı, kıyaslamayı yadsıyacak kertede büyüktür; ama ister istemez şunu belirtelim: Evrensel müzikte devîeti temsil etmeye hak kazanan yeni sanatçılann, yukandaki niteliklere sahip olup olmadıklan rahatça sorgulanabilir. Evet. 'Yağmur Kuramlan Tarihi' çaglann emeğini içennektedir. Bizim. hem müzikte hem de başka alanlarda böylesine kocaman bir kitabı yazıp, sonra da onun içerigini bir tümceye indirgeyecek zamanımız yoktur. Uygar dünya, günlük alışkanhklan hiçe sayarak hızla ilerliyor. Ona ayak uydurabilmek için yanılgılardan annıp. aklımızı en dogru biçımde kullanmamız gerek. Bunu yaptığınız zaman görecegiz ki müzik sorunlanmız hiç de çetin değildir; her birine kolayca çözüm getirilebilir. Yeter ki en kestirme yolu istemesini bilelim. Klasikmüziğin son kvalı Kültür Servisi -1989 yılının temmuz ayında yaşamını yitiren dünyaca ünlü orkestra şefi Herbert von Kara- jan'ın biyografisi yayımlandı. "A Life in Music" adlı ki- tabın yazan ise Richard Osborne. Osborne, Karajan ya- şamını yitirdiginde Conversan'ons \Vith Karajan adlı bir kitap yayımlamıştı. Klasik müzik dünyasının belki de en son kralı olarak nitelenen Herbert von Karajan. 30 y ıl boyunca Berlin Fi- larmoni Orkestrası'nın şefliğini sürdürdü. 1955 yılında orkestranın yaşam boyu müzik direktörü seçildi. Ölü- münden bir süre önce de orkestradan rstifa etti. 1908 yılında Salzburg'da doğan Karajan, şefliğe geç- meden önce piyanoda harika cocuk olarak tanınıyordu. Viyana Müzik Âkademisi ve Salzburg'daki Mozarteum'da öğrenim gören Karajan. 1927 yılında Ulm'da Mozart'ın Figaro'nun Düğünü operasını hiçbir hazırlık yapmadan yönetti ve bu tarihten itibaren 7 yıl boyunca Ulm Opera- sı'ndaşef olarak çalıştı. 1934-1941 yıllannda Aachen, 1938 yılında Berlin Devlet Operasf nı ve zaman zaman Berlin Filarmoni Orkestrasf nı yönetti Karajan. 196O'lı yıllarda başlayan Salzburg Festivali'nin manevi yöneticiligini ise yaşamının sonuna kadar sürdürdü. Osborne titiz araştırmalarla oluşturduğu kitabında. Ka- rajan hayranı olduğunu ortaya koyuyor. Yazar. kitabında Karajan'la ilktanışmalannı anlatırken Karajan'ın kendi- sini Berlin Filarmoni ile yaptığı provaları izlemeye çağır- dığından söz ediyor ve o zaman ne kadar heyecanlandı- ğını "Salonda yalıuzca Berlin Filarmoni, ben ve Karajan vardı" sözleriyle anlatıyor. Karajan'ın Nazi partisi üyesi olması. 2. Dünya Savaşı sonrasında suçsuzluğu anlaşılmasına rağmen tepkilere yol açtı. Hatta, üzerinden yıllargeçmesine rağmen Kara- jan, kendisine "Karajan TheNazJ" denmesine katlanıyor- du. Kitapta. Karajan'ın Nazilerle olan ilişkisinin anlatıl- dığı bölüm ise en tartışmalı bölüm. Osborne, kitabında, Karajan'ın Nazi partisine katılmasıyla ilgili olarak ver- diği ifadeyi de okuyuculara sunuyor: "Ulm'dapartiyeka- tılmam konusunda bü.vük ısrariar \ardı. Aachen'de de bu isteği daha fazla geri çe> iremedim. Hatırtadığım kadany- la hiç beklemeden üyeliğe kabul edildim." Savaş sonrasında ise Karajan, 1935 yıîında Nazi parti- sine katılmasının nedeninin Aachen'de müzik direktörü olarak daha kolay iş bulmak olduğunu söylüyordu. Bu söy- lemlerin ardından ortaya çıkan belgelerde ise Karajan'ın. Nazi partisine 1935 yılında değil 1933 yılında; yani Na- zilerin iktidara geldiği dönemde üye oldugu ihtimali be- lirdi. Karajan her ne kadar Nazi partisine üye olsa da Na- zi hayranı değildi. üstelik Führerin de onu pek sevdiği söylenemez. Karajan. Dresden Operası'nın müzik direk- törlüğü teklifini geri çevirdi, çünkü Führer onun Alman- ya'yı temsil edemeyecek bir şef olduğunu söylemişti; ne- deni ise Karajan'ın eşinin yan Yahudi ofmasıydı. Karajan çeşitli orkestralarla birlikte 90 albüm doldur- du. Sanatçının Deutsche Grammafon yapımı olan 330 al- bümü ise 115 milyondan fazla sattı. Bu yüzyılın en bü- yük orkestra şefi olarak tanımlanan Karajan, Bruckner. Hagner ve Brahmsgibi bestecilerin yapıtlannı büyük bir ustalıkla vorumluyordu. Osborne'un 'A Life in Music: Herbert wn Karajan'adlı kitabı, ünlü şefin ölümü ve ce- naze törenıyle sona eriyor. Anadolıı Festivali'nde eylül rüzgârı Kültür Servisi-Anadolu'ya müzik ve sanat taşıma amacıyla yola çıkan Bilkent 5. Uluslararası Anadolu Mü- zik Festivali, ağustos ay? içinde ger- çekleşen 12 konserin ardından 12 Ey- lül cumartesi günü yeniden izleyici- lerinkarşısmaçıkacak. Festivaliney- lül programı çerçevesinde bu kez 12 Eylül'de Konya. 19 Eylül'de Sinop, 21 Eylül'de Tokat ziyaret edilirken he- nüz kesinleşmeyen bir tarihte de Di- yarbakır'da bir konser verilecek. Gürer AykaL Rodolfo Benucci ve AJfred Michourine'in yönettiği Bil- kent 5. Uluslararası Anadolu Müzik Festivali konserlerinin solistleri ise Hakan Aysev (tenor), Mesut fktu (bariton)vePekinKırgız(tenor). Fes- tival sunuculuğunu ise Fadik Atasoy üstleniyor. Festivalin eylül programı boyunca da konserlerin verilecegi bütün iller- de Nuri İyem'in Gezici Sergisi ger- çekleşecek. Çocukluk yıllannı Güney- doğu Anadolu'da geçiren fyem, tab- lolarında yöre insanlannı yansıtıyor. Festiv al sırasında ayrıca konser veri- len illerde elemeler düzenlenerek bursla okutulacak yetenekli ögren- ciler belirlenecek. Greenpeace'e destek konseri • Kültür Servisi - Bu akşam saat 20.30'da Çubuklu Hayal Kahvesi'nde düzenlenecek olan Greenpeace'e destek partisinde Bulutsuzluk Özlemi ve Sibel Tüzün birer konser verecek. Greenpeace gemisi Sirius'un da denizden katılacağı partide. 21. yüzyılın "Yeşilin ve banşın çağı" olacağı v urgulanarak. "Güneşli bir geleceğimiz var" mesajı iletilecek. Konserin biletleri, parti girişinde beş milyondan satılacak. Özkan Merften şiir etkinlikleri • Kültür Servisi - iki haftalık Portekız gezisinden sonra, Van'a giden şair Özkan Mert, üzerinde çalıştığı uzun şiiri için yörede incelemeler yaptı. Daha sonra Karadeniz sahillerini, kentlerini ve yaylalan gezerek, Bulancak'ta düzenlenen imza gününe katılan Mert, Karadeniz gezisinin son duragı olan lzmit'te, İzmit Edebiyat Platformu'nun 22 Ağustos Cumartesi günü saat 19.30'da, Sanatevi'nde düzenlediği "Şiir Akşamf'nda şiirin yaratım süreciyle ilgili bir konuşma yaptı. Özkan Mert, 28-30 Ağustos tarihlerinde. Stockholm'de düzenlenecek "Avrupa Yazarlar Kongresi"ne katılmak üzere, fsveç'e gidecek. Haluk Levenrin konseri • Kültür Servisi - \1a> ıs ayından bu yana 150'den fazla konser veren Haluk Levent. 2 Eylül Çarşamba günü Bakırköy Fildamı Konser Alanı'nda en uzun konserini gerçekleştirecek. Konserin bilet fiyatlan 1.5 milyon lıra. Bilet satış yerleri ise Vakkorama Taksim, Rumeli. Suadiye, Galleria, Akmerkez mağazalan, Beyoğlu Metropol Kitabevi, Hamlet Kjtabevi, Beşiktaş Kabalcı Kitabevi, Kadıköy lletişım Kitabevi, Aksaray Ezgi Müzik, Bakırköy Ezgi Müzik. Martı Kitabevi, Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi, Gallerie Piccatura. Avcılar Cözüm Kliniği. ^ihirli Kılıç' Ankara'da gösteriliyop • Kültür Senisi - Hotel Bilkent Ankara'da Açıkhava Sinema Şenligi Ankara'da ifk kez gösterime girecek olan Sihirli Kılıç (Magic Svvord) filmiyle sürüyor. Warner Bross'un uzun metrajlı animasyon filmi Sihirli KJIIÇ bugün sinemaseverlerle buluşuyor. Sihirli Kılıç bir yıl önce Britanya Adalan'nda Kral Arthur'un tahta yeni çıktığı ve ülkede cesur şövalyelerin egemen oldugu dönemde geçiyor. Büyülü bir dünyayı anlatan bu macera bir efsaneyi mizahi bir üslupla işliyor. Celine Dion. ftalyan tenor Andrea Bocelli. Steve Perry, Bryn White, Andrea Corr, Le Ann Rimes da şarkılanyla katıhyorlar filme. Saat 21.30'da başlayacak olan Sihirli -Kılıç içinrezervasyonlar(0 312 26646 86)No'lu . telefondan yapılabilır. Bill Auld, Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi B Kültür servisi - İskoçyah şair Bill Auld. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi. 73 yaşındaki şair, 60*yıldır uluslararası kullanım amacıyla oluşturulan Esperanto dilinde yazıyor. Aynı dılde yayımlanan 52 kitabı bulunan şair. bu dili en iyı kullanan kişi olarak nitelendiriliyor. Auld. Uluslararası Edebiyatçılar, Denemeciler ve Şairler Birliği tarafından Nobe) Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi. Şairin adayhğı ise önümüzdeki ay Nobel Âkademisi 'nde görüşüîecek. Bill Auld. yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Sonunda birilen yaptıklanmı fark etti. Bunun fark edilmesi beni onurlandırdı." İlk kez 12 yaşında Esperanto dilinin büyüsüne kapılan Bill Auld, 1952 yılında Esperanto dilindeki ilk kitabını yayımladı. Auld, aynca Robert Burns'ün yapıtlannı ve Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi adlı kitabını Esperanto diline çevirdi. Sezen Aksu, Düğün ve Cenaze ile dünyaya açılıyor • Kültür Senisi - Sezen Aksu'nun Dügün ve Cenaze adlı albümü. merkezi Londra'da bulunan Poly Gram International tarafından bütün dünyada >ayımlanması amacıyla 68 ülkeye sunulacak. Albümün dagıtılma alanı Italya'dan Almanya'ya, Hollanda'dan Ingiltere'ye, Isveç'ten Izlanda'ya kadar ülkesinde Poly Gram şirketi ve dagıtımı olan ülkeleri kapsayacak. Düğün ve Cenaze albümü 2 Haziran 1998 tarihinde de Poly Gram tarafından Fransa'da yayımlanmıştı. ^ip Ata Knallığıma îki ödiil birden • Kültür Servisi - Cumhuriyet'in kuruluşunun 75. yılı etkinlikleri kapsamında 1997- 98 sezonunda ikinci yurtdışı turnesini gerçekleştiren Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan. 'Bir Ata Krallıgım'fa Makedonya'nm Ohrid kentinde 38 yıldır düzenlenen Uluslararası Yaz Festivali'nde iki ödül kazandı. 12 Temmuz-20 Ağustos tarihleri arasında yapılan Uluslararası Ohrid Yaz Festivali'ne ilk defa katılan Türkiye'nin dışında Makedonya. Slovenya, Rusya, Isveç, Hollanda, Cin, Polonya.İspanya, Bosna-Hersek ve Çek Cumhuriyeti'nin de içinde bulundugu 15 ülke katıldı. Ülkeler arasında eleştirmenlerin ve tiyatroculann yaptığı değerlendirmeler sonucu En fyi Oyun 'Bir Ata Krallığım', En tyi Kadın Oyuncu Şebnem Köstem Kocatürk seçildi. Şehir Tiyatrolan'nın iki sezondur seyircisinin ve sanat çevrelerinin beğenisini kazanan, geniş ilgi uyandıran, kapalı gişe oynayan oyunlardan 'Bir Ata Krallığım'a daha önce de değişik kurumlarca. değişik dallarda 10 ödül verilmişti. BUGUN • RUMELİHtSARI'nda saat 21.00 de Cem Yılmaz yer alacak. • tDİL KÜLTÜR MERKEZtnde saat 19.00'da Ömer Muhtar adlı film izlenebilir. • NAZIM KÜLTÜREVİ nde saat 17.00'de Güney adlı film gösteriliyor. • tFSAK'ta saat 19.30'da 'Fotoğraf Okuma ve Degerlendirme, Toprak ve Çayıruı Sakûıleri' konulu Doğa Grubu etkinliği gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle