Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Yönetmenı Orhan Krinç
• Genel Ya>ın Koordinatöriı HikmetÇe-
tinkaya • Vaznjlcn Muöüru Ibrahim
YıJdız • SorumJu Mudür Fikret İlluz
• Haber Merkezı Mudüru Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen Kikret Kser
Dııj Haberler Şinasi Danışoğlu 9 tstıhbarat Cengfe
YıMınm 9 I konomı Mehmet Saraç • Kultur
Handan Şenköken A Spor AMülkadir V ücelman
# MakaJeler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah
Yaacı 9 Fotoörat Erdoğan Köseoglu 9Bılgı-Belac
Edibe Bugnı 9 Yurt Haberlcn Mdımet Faraç
Yaym Kurulu İlhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç, OkJaj
Kurtböke. Hikmel Çetinkata,
Şükran Soner. Ergun Balcı,
Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı.
Mustafa Baltm. Hakan Kara.
Ankara TemsılciM. Mustafa Balba\ Atatürk BuK arı No.
125. Kat.-I. Bakanlıldar-AnkaraTeMI95020(7hat), Faks:
41^5027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Ziya
Blv 1352 S 2 3Tel:4411220, Faks-4419117*Adana
Temsılcısı ÇetinYiğenoğlu, InönüCd 119S No.l Kat:l,
Tel 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Müdurû Cstün Akmen #
Koordmatör Ahmet Korulsan #
Muhasrte Bûfcnt Yener»ldare Hâseyia
Gârer • îşletnK Önder Çelik • Bılgı-
tşlem N'sil tnal 0 Bılgısayar Sıstem
Mürüvrt ÇUerSSaD» Farifet Kııza
MEDVA C : • Yonetım Ko
Başkanı - Genel Mudur Gii
Krduran # Koordınatör F
Işıtman 9 Genel Mûdür Yardını
SctdaÇoban Tel 514 07
5)395»0-513*160-61.Faks Slîl
Yayunlavan ve Basan: Yenı üun Haber Ajansı Basın \e \ 3>ıncılık A 5
TürkocagıCad 39 41 Cagalogiu 34334 lst PK 246 lsıanbul Tel (0 212) 512 05 05 ı20hat) Faks lU :i2ı ! 85 • 24AĞUSTOS 1998 fmsak: 4.40 Güneş:6.15 Öğle: 13.14 Ikindi: 16.57 Akşam: 19.58 Yatsı: 21.27 www.cumhuriyet.coni
Içme suyu
projeleri
bekliyor
• ANKARA (AA) - Çevre
Bakanlıgı'nın tstanbul
Teknik Universitesi
işbirligiyle; Istanbul,
Kocaeli ve Sakarya'nın
içme suyu kaynaklannm
korunması amacıyla
hazırladığı projeler üç yıldır
uygulanmıyor. îstanbul için
hazırlanan projelerin
uygulanması, ISKİ'nin
sorumluluk alanına
girerken İSKİ bugüne kadar
proje kapsamında yer alan
koruma bantlannı. çevre
düzeni planlarına işlemedi.
Kocaeli ve Sakarya'nın
içme suyu kaynaklannm
korunması ıçın hazırlanan
projeler ıse Bayındırlık ve
iskân Bakanlıgı'nın içme
suyu kaynaklannm kıyı
kenar çizgilerinı
hazırlamaması nedeniyle
uygulanarnıyor.
B sanatlapı
festivali
• NEVŞEHİR(LBA)-
Turizm Bakanlığı ile
Nevşehir ValiliğTnin
ortaklaşa düzenlediği Iç
Anadolu Bölgesi El
Sanatlan Festivali 27-31
Ağustos tarihleri arasında
gerçekleştirilecek. Festival.
Avanos yakınlanndaki.
Selçuklu dönemine ait,
Saruhan Kervansaray'da
verilecek kokteyl ile
başlayacak. Turizm Bakanı
Ibrahim Gürdal ile Vali
Mehmet Yılmaz'ın 15
ülkeden 150"ye yakın
turizm yazan, gazeteci ve
TV ekibini konuk edecek.
Festivale katılan konuklar
31 Ağustos tarihine kadar
tüm Kapadokya bölgesini
gezecekler.
Yeplilerin yardım
istemi
• İZMİR (AA) -
Venezuela'da Canaiman
Ulusal Parkı üzerinde dev
bjr baraj kurulması plana
alındı. Bu bölgede yetişen
pek çok hayvan ve bitki
tûrü, baraj gölü
oluştuğunda yok olacak. En
önemlisi de, adını bu
coğrafyaya konulan
isimden alan Canaiman
yerlilerinin tarihten
silinecek olması. Bölgede
yaşayan 21 bin Canaiman
yerlisi. barajın kurulması
durumunda göç etmek
zorunda kalacaklannı,
binlerce yılda
oluşturduklan kültürel
değerlerin de yok olacagını
belırterek. dünya
kamuoyundan yardım
istiyor. Canaiman
yerlilerine destek olmak
isteyenler, (survival&
gn.apc.org) e-mail adresine
mesaj ıletebılecek.
Selenyum ve
ppostat kanseri
• VVASHINGTON (AA) -
ABD'nin Harvard
Universitesi tıp uzmanlan
selenyum elementi içeren
gıda ürünlerinin prostat
kanseri ihtımalini
azalttığmı ortaya çıkardı.
33 bin 737 erkek üzerinde
yapılan 4 yıllık araştırmada,
vücutlannda yüksek oranda
selenyum elementi
bulunanlann prostat
kanserine yakaJanma
ihtimallerinin, selenyumu
az olanlara göre yüzde 66
oranmda düştüğü
görüldü. Selenyum
elementi; et, balık, tüm
tahıl ve mandıra
üriinlerinde, selenyumu
zengin toprakta yetiştirilen
sebzelerde bulunuyor.
Şelale keyfi
• KAYSERİ(AA)-
Yüksek ve sarp kayalann
arasmdan çıkan sulan ile
eşsiz güzelliğe sahip
Kapuzbaşı. Derebağ, Yeşil,
Güney, Elıf gibi şelalelerin
yer aldığı takım şelaleler,
Zamantı Irmagı, Hacer
Ormanlan. Yedigöller ile
doğa turizmi açısından
Türkiye'nin en önemli
merkezlerinden biri olan
Kapuzbaşı şelalelerı
bölgesini yabancı tunstler
keşfefti. Hacer Ormanlan,
Soğukpmar. Yedigöller
arasında trekking yapan,
Zamantı Irmağı'nda rafting
heyecanı yaşayan yabancı
tunstler. akşam şelalelerin
altında kurduklan
çadırlarda konaklayarak, 24
şaat doğa ile baş başa
kalma fırsatı buluyorlar.
Depremin '40Y çıktı ama Adana'nın tarihsel kent merkezi hâlâ depremi yaşıyor
Tepebağ evleri ilgi bekKyorOKTAY EKİNCİ
ADANA - Büyük depre-
min 40. gününde Adana'da-
yız ve tarihı Tepebağ ına-
hallesindeyiz. Artık merak
ettiğimiz şey ise yapıların
nasıl yıkıldıklan değil, yıkı-
lan yapılar için 'nefer'yapıl-
dığı. Buna özellikle Tepe-
bag'da bakmamızın nedenı
de Adana'nın bir anlamda
'var olu$ nedeni' olan bu
SlT alanındaki sarsıntının
'kültürel mirasımızT tahrıp
etmiş olması.
Tepebag'ın dar ve otantik
sokaklanna girmeden ön-
ce, kentin caddelerindeki
'refiijler' ve hatta büyük kav -
şaklardaki 'göbekfer' üze-
rine kurulan 'Kızılay' dam-
galı deprem çadırlannın hâ-
lâ aynı yerlerinde durdukla-
n dikkatimizi çekiyor.
Dahası, şu ünlü Şasad*-
şı' ınşaatlardan biri olan Ad-
liye BtnasTnın ruhsatsız şan-
tiyesine bitışik tnönü Parkı
da yine kentin tam göbegin-
de bir 'çadır-kent' haline
gelmiş.
Yargı kararlanna da aykı-
n bu işgalci şantiyeye arka-
sını dönen İnönü heykeli-
nin kaıdesinde: 'Birülkede
namuslularda en az namus-
suzlarkadarcesurobnalıdır'
şeklindeki ünlüdeyişini oku-
• Adana'nın tarihsel kent merkezini oluşturan Tepebağ mahallesindeki depreme yenilen
yorgun ve uygar evler şimdi büyük bir 'kıskançlık' içinde. Çünkü devlet ve TOKİ, yıkılan
yeni apartmanlar yerine yenisini yapmaya para ayınrken aynı depremin mağduru olan kiiltür
varlıklannı ayağa kaldırmak için elini cebine atmıyor.
Adana'da depreme "çökmcden" direnebilen Tepebağ evleri afet fonlanvla restore edHHhe, hem yillanıı ihma-
li giderilecek hem de kent tarihine karşı en önemli uygarlık görevi yerine getirilmiş olacak. (OKTAY EKİNCt)
yoruz. Sonra da heykele meydan okurcası-
na yükselen inşaatın 'cesaretini' sineye çe-
kip. çadırlannın önüne birer karyola da ata-
rak kent parkında 'kış aylanııı' karşı lama-
ya hazırlanan depremzedelerle dertleşiyo-
ruz.
Aslında bu talihsiz ınsanlann çoğu, sa-
dece depremzede değil. aynı zamanda 'Te-
pebağzede'ler...
Hep vok sayıldj
Çünkü Adana Büyükşehır Belediyesi ve
Seyhan ilçe belediyesi. yıllardır 'asıl Ada-
na' olan bu tarihi mahalleyi adeta *v»k' say-
dılar. Öylesine ihmal ettiler ki yıne bu uy-
garlık merkezinin 'yaşanıhrbironurlusenıt'
olarak varlığını sürdürebılmesi için gerek-
li en acîl veen önemli kentsel hizmetleri bi-
le çok gördüler.
Hemen tüm ımar ve alryapı gavTetleri, 'Ye-
ni Adana' denılen ve kentin kuzeyınde bü-
yük bir 'rant alant" yaratılarak gerçekleşti-
rilen sözde 'çağdaş' yerleşme bölgesıne
harcandı. Çağdaşlığın asıl ölçütü olan tari-
hi kent merkezinin bir çöküntü bölgesi ol-
mak yenne bir kültür \e yaşam alanı ola-
rak gelecek kuşaklara aktanlması geregi
ıse sadece söylemde kaldı...
Işte böylesi bir aymazlığın yarattığı yıl-
lann bakımsızlıgı \e vorgunluğu üzerine
2
7
Haziran 1998 günü bir de deprem dar-
besi eklenınce, zatcn ayykta bilezorduran
'gerçek Adanalı binalar' artık dırenemedı-
lerveyersarsıntısmateslımoldular. Budo-
ga darbesine karşı yapabildikleri tek şey
ise geleneksel yapı tarzlan 'depremi de gö-
zeten' bir ahşap karkas sısteme sahip oldu-
ğu için. "çökerken insanlan ezmemek' şek-
linde oldu..
Halk nöbet tutuyor
Tepebag'ın bu nedenle hem talihsiz. ama
hem de beton kolonlar ve döşemeler altın-
da kahp ölmediklen için 'talihlf sayılabi-
lecek eski ev sakinleri, şimdi günduzleri
'kültür varlığT niteliğindekı yapılannın
önünde nöbet tutuyorlar; geç vakit uykula-
n gelince de parklardaki ve reftijlerdeki ça-
dırlara gidip geceyi geçiriyorlar.
Nöbet tutmalannın nedeni ise 'eskieser'
evlerinin depremde tümüyle yıkılmayan
kesirnlerinin 'sökülüp. yagmalanmasına"
engel olmak. Birbaşka önemli neden de eğer
bir 'yetkiü' gelip de Şnrdım' getirirse, bu
fırsatı kaçırmamak...
Nitekim dar bir sokakta-
ki bazı bölümleri çökmüş
eski evin kapısında oturan-
lar da bizi yetkili sanıp ön-
ce umutlandılar. Sonra sa-
dece 'meraklı' olduğumu-
zu görünce yine de güler
yüz gosterip kendı sohbet-
lerine daldılar.
Cumhuriyet'in Adana
Bürosu Şefi Çetin Yiğenoğ-
lu diyordu ki; "*En çok na-
sann olduğu Ce>han'daki
mağdurlara hâlâ yardını \a-
pılmadı..." Bız bu bılgiyle
Tepebağ'ı gezerken yerel
gazetelerin o günkü man-
şetlerinde de okuyorduk ki;
'Depremzedeler için yeni
toplu konutlar TOKİ tara-
findan nihayet ihale edili-
yor~'
Onarun firsaü
Peki, bu 'yeni' (kimbilir
ne kadarda kimliksiz yapı -
lacaklar) toplu konutlan ya-
pacak para var da Tepe-
bağ'daki 'kültür varugıko-
nudan' onanp restore ede-
cek para neden yok? Hazır
deprem nedeniyle ve üste-
lik 'bannma projeleri' için
büyük paralaraynlırken yıl-
lardır uygarlığa karşı göste-
rilen bir ihmal neden gide-
rilmesin? Deprem fonlan,
bu doğal darbenin mağdu-
ru olan tarihe de neden harcanmasın?..
Bu sorulara yanıt ararken, Koruma Ku-
rulu'nun yine Tepebağ için bir de yeni 'Ko-
ruma Planı' onayladığını öğreniyoruz.
Plan raporuna göre bölgedeki tescilli 186
eski eserevden sadece 36'sı hasarlı. Şimdi
Adana'daki MimarlarOdasıŞubesi, Kültür
Bakanlığı'yla işbirliği yaparak bu 36 Ada-
na evinin rölövelerini hazırlayacak. Bu an-
lamlı çabayı sonuçlandırmak ise artık bu ko-
nuda duyarlı olması gereken TOKİ'nin elin-
de. Eğer yeni toplu konutlara harcanacak fo-
nun bir kısmı da Tepebağ evlerine aynlır-
sa, hem tarih kurtulacak hem de Adana'yı
yönetenlerin affedilmezgünahlan birölçü-
de temizlenmiş olacak.
Böylece 'deprem' de belki uygarlık tari-
hine geçecek..:
Başbakanlık arastırması
Çocuk boşanmayc
engel olamıyor
ANKARA (ANKA) -
Boşanmadan en çok ço-
cukların etkilenmesine
karşın, bunun boşanmayı
engelleyen bir faktör ola-
rak göriilmediği saptandı.
Başbakanlık Aile Araş-
tırma Kurumu'nun boşan-
maya ilişkin yaptığı araş-
tırma, çocuğun boşanma-
ya engel olmadığını orta-
ya koydu. Araştırmada,
boşanmadan en çok kadı-
nın ve çocuklann zarar
gördüğü belirlenirken bu-
nun boşanmayı engelle-
yen bir faktör olarak gö-
riilmediği bildirildi.
Araştırmada, okul ön-
cesi çağda anne ve baba-
sının aynlmasını tam ola-
rak algılayamayan çocuk-
larda tüm yaşamı boyu
ca terk edilme korkus
nun gelişebileceği, altı
ıslatma, parmak emm
kâbus görme, içe kapaı
ma ve saldırgan davranı
lann ortaya çıkabilecej
belirtildi.
Araştırmaya göre ayr
ca, geçinemeyen anne v
babalann boşanmasıru teı
cih eden çocuk sayısı ya
nyı geçiyor. Çocuklu bi
çiftin boşanması toplum
da kabul görürken bunı
kabul etmeyenlerin oran
sadece yüzde 16.2 olaral
belirtildi. Araştırmada, sa
dece çocuğun varlıgı içir
sürdürülen e\lilıklerin sağ-
Jıklı olmayacağı da vur-
gulandı.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
JOHNIVIE WALKER ACTION TIME YARIŞLARI YAPILDI
İskoçya'da20 'cesuryürek*
SOYLEŞİ ATTİLA İLHAN
HAZALATEŞÇAKJR
İSKOÇYA - Viskinin va-
tanı tskoçya, "heter" çiçek-
lennin pembeye caldığı dağ-
lan, iki katlı taş evleri ve ta-
rihi şatolanyla özenilerek ış-
lenmiş bir kanaviçeye benzı-
yor. "Braveheart" filmiyle
evlerimize giren kılt etekli
erkekleri ile hafiften toplu,
çilli sevimli yüzleriyle Iskoç
kızlan. "özgürlük çığlıkJa-
n"nı derinden haykınyorlar.
Ingiltere Başbakanı Tony
Blair'ın geçen yıl parlamen-
to kurma izni \erdiğı lskoç-
yalılar, Britanya ile kaynaş-
madığını, sömürüyii reddet-
tiğini açıkça dile getiriyorlar.
Iskoçya'nm göz kamaştıran
yeşili arasına serpiştirilmış,
özellikle savunmaya yöne-
lik yapılan onlarca şato da
yüzyıllardır verilen mücade-
leyi somutlaştınyor.
Dünyada en çok satılan
viskiyi üreten Johnnıe Wal-
ker Şirketi'nin "Hayann ta-
dını çıkar" sloganıyla baş-
lattığı "Johnnie Walker Ac-
tion Time" yanşları geçen
hafta ıskoçya'dayapıldı. Bu
yıl ikincisı gerçekleştirilen
etkinliklere 85 bin kişi ara-
smdan seçilen 20 kişi yön
bulma, dağ bisikleti, River
Spey'de rafting. köprü kurma.
yerel Iskoçya oyunlan dalla-
nnda yanştılar. tskoçya'nın
yemyeşıl doğasında 5 gün
geçiren finalistler, bu yıl fir-
ma tarafindan kıralanan 1847
yılında yapılan "Drummuir
Castte" şatosunda kaidılar.
Şato. kale burcundaki maz-
gallı siperleri, küçük kulü-
belerı, baca blokları, mer-
kezden yükselen ışın kubbe-
si ile tskoç Viktoria çağının
mimari özelliklerini taşıyor.
United Distillers'ın Türk
Genel Müdürü Phihip Milis.
Pazarlama Müdürü Galip
Yorgancıoğlu. ürün müdür-
lerı Filiz Yelkend ve Çağla
Dinçoy ev sahipliği yapma-
lannın yanı sıra. Iskoçya'nın
tarihi, kültürü konusunda da
katılınıcılara bilgi verdiler.
Scotch visld
"Hayat suyu" anlamına
gelen viski, 500 yıldan bu
yana Iskoçya'da üretiliyor.
Başlıca türieri arasında, Sing-
le Malt, Single Grain ve Blen-
ded Scotch viskileri bulunu-
yor. Katılımcılar Walker ai-
lesinin sahibi oldugu Card-
hu damıtımevinde viski ya-
pımını görme ve kendi içki-
ierini yapma firsatı buldular.
Bu arada kilt etek giyen Türk
erkekleri, etkinliklerin ardm-
dan düzenlenen veda gecesin-
de. Cesur Yürek filminde
gördüğümüz "popo açma"
sahnesini yeniden canlandır-
dılar.
JohnnieVV'alkerAction Tîme'da \anş heyecanıııınj a-
nı sıra gezi ve eğlence de vardı. 1847 \ılında yapılan
"Drummuir Castte" şatosunda konakla>an finalist-
ler İskoç erkeklt'rinin gösterisini ilgiyle izlediler.
Antik kentte kurtarma kazıları yeniden başladı
'Hasankeyf Türkiye'nin sentezidir'
ARİFASLAN
BATMAN-Antik kent Hasankeyf'te
kurtarma kazılanna 7 yıl aradan son-
ra yeniden başlandı. 14 kişilik kazı
ekibine başkanlık eden Prof. Dr. Oluş
Ank, Kültür Bakanlıgı'nın 15 milyar
liralık desteğiyleçalışmalara başladık-
lannı, Bayındırlık Bakanlığı'ndan da
17 milyarİira ödenek bekJediklerini bil-
dirdi.
GAP ldaresi \e Kültür Bakanlı-
ğı'ndan teknik elemanlann kazı çaJış-
malannı >r
ürüttüğünü belirten Prof. DT.
Ank, -Ilısu Barajı yapılsa da. yapıl-
masada gereken işleri gercekleştirmek
zorundayız" dedi. Antik kent Hasan-
keyf in tarihm dönüm noktası olduğu-
na dikkat çeken Prof. Dr. Oluş Ank şun-
lan söyledi:
"Hasanke>fTürkiyesentezinin baş-
langKidır. Geleneklerin buluştuğu bir
noktadır. Türkive'nin ilk bağımsız kj-
ILse teşkilatı 5-7. yüz>ılda burada ku-
nılmuşhjr. Burada İslam veYahudi ta-
rihinin tdcrivardır. Üç dininyerivekül-
türlerinbuluşma mekânı HasankeyTu'r.
İnsanoğlunun meydana getirdiği u>-
garlıklar var. Üç ayn u) garlığın sente-
ani yansıtan, karakteıierini birkştiren
bir sanat karakteri var anırlann."
"Eşsiz doğa harikası" sözlenyle ni-
telendırdiğı Hasankeyf'ın bir benze-
rinin daha olmadığını da vurgulayan
Prof. Dr. Oluş Ank, "Doğa. insan için
adeta nakışişlergibi işlemişburaji" dı-
ye konuştu. Ank sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Bu eşsiz antik kentin, şartlar
ne olursaolsun bütünözeOikieriylegün
ışığına çıkanlması gerekiyor. Ne gibi
değerlerimiz var. bilmemizgerekir. Ne
kaybtttiğimizi de bilmemizlazını. Gün
ışığına çıkanlacak ve kurtanlacak ta-
rihi eserler îçin yeni projeler üretmek
zorundayız. El-Rızk. Sülnman. Koç
\v Kıdarcamik'rindeki anıtsal yapı ka-
hnülan ve kıble duvarlan kurtarilabi-
lir."
Bürokratik ışlemler nedeniyle ça-
lışmalara bu yıl geç başlandığını anım-
satan Prof. Dr. Ank. önümuzdeki yıl
daha ağırlıklı bir kazı programı hazır-
lamayı hedeflediklerini ve kentı gün ışı-
ğına çıkarmak için büyük çaba göste-
receklerinı kaydetti. Kazılar için Kül-
tür Bakanlığı'ndan 15 milyar liralık
destek aldıklannı bildıren Ank, Ba-
yındırlıkBakanlığı'ndanda 17 milyar
İira ödenek beklediklerini sözlerine
ekledi.
"Sahibinin Sesü "
Marksizm'e yan otuımuş'; bazen 'llerici', daha çok
'devrimci' geçinen, bir kesim var ki, epeydir si-
yasi bir 'söylem' geliştiriyor; hatta, platform oluştu-
ruyor; o 'söylemi' özetlemeye heves ettim; bakalım,
olmuş mu?
A/ Atatürk ve Atatürkçülük: O, Jakoben bir dik-
tatördü, otoriter ve militarist 'yönetimi' dayattı; 'üni-
terdevlet' diyerek, demokrasiye şans tanımadı, Ana-
dolu'daki 'etnik kimlikleri' baskı altına aldı. Atatürk-
çülük, onunardından gelen 'otoriter've 'militarist'yö-
netimler için, bilhassa Silahlı Kuvvetlertarafindan kal-
kan' olarak kullanıldı. Türkiye'ye bu 'kalıp' artık dar
geliyor, onun için Atatürk de 'aşılmalıdır
1
'. Atatürk-
çülük de!
B/ Millet ve Milliyetçilik: Sosyolojik olarak 'fark-
lılığı', ideolojik olarak 'özgürtüğü' tanımak isteme-
yen, 'faşizan'birkavram; 'totaliter'yada 'otoriter' re-
jimlerin 'ideolojisi'; Fransız Devrimi'nin icadı! 'İnsan
Haklan'na ve 'Demokratik Hürriyetler'e karşı onlan kı-
srtlamakya da boğmak amacıyla kullanılıyor; hele 'Kü-
reselleşme' çağında, "yerlilikten', 'milletten' ve
'milliyetçilik'ten sözetmek, gericiliktir; tarihin çöp-
lüğüne atılmalı!
C/ Demokrasi ve fnsan Haklan: Demokrasi, in-
san haklanna dayalı 'Sivil Toplum'un gerçekleşme-
sidir; bu da bireyin, özellikle 'dinV ve 'etnik' düzey-
de, özgün 'kimliğinin'tanmması; bu 'kimlik' çerçeve-
si içinde örgütlenmesi anlamını taşır; 'yükselen mu-
halefet' de, zaten, 'siyasi Islâm' ve 'etnik kimlik'
talebinde yoğunlaşıyon 'Devrimci'nm insan hakla-
rından ve demokrasiden yana olması, bu iki 'radikal'
muhalefeti desteklemesini gerektirir.
D/ işçi Sınıfı ve Liberal Burjuvazi: işçilerin 'kıy-
met-i harbiyesi' yoktur: ne çıkarlarını savunan 'ileri-
ciyi' anlar, ne de davasını benimser; oysa 'yönetimin'
'otoriter merkeziyetçi' tutumundan yakınan 'liberal
burjuvazi' însan haklannın somutlaştınlması ve
demokrasinin uygulanmasında, 'Devrimci'ye iş-
çi sınmndan daha yakındır.
Evet, galiba bu kadar: sürç-i lisan eyledikse, affo-
la!
Sahip', Ne Diyor?..
lA'in yan kuruluşu Rand Corporation'ın 'orta vâ-
v-/ de tahmin uzmanı'; ülkemizin 'yakın dostu', -sık
sıkda 'misaM- MrGraham Futler'in Türkiye'nin du-
rumu ve yakın geleceğiyle ilgili fikirieri, - kendi ağzın-
dan- şunlardır:
A/ Atatürk ve Atatürkçülük: "...Atatürk'ün düşün-
celeri, çağı için son derece güçlü düşüncelerdi;
ama, onun sâyesinde yaratılmış bugünün, ken-
disine güven duyan güçlü Türkiye'si, artık ulusal
kimliğini, yörüngesini, dünyadaki rolünü, hatta
Islâm'ın gündelik hayattaki yerini 'yeniden' düşü-
nebilmelidir..." (Cumhuriyet, 26 Şubat 1990)
"...Türk Ordusu, modern Türkiye'nin oluşturul-
masında anahtar bir rol oynadı ve çok uzun bir
süre boyunca ülkeyi bir arada tuttu, modern çağ-
da Türk milliyetçiliğinin orijinal kaynağı oldu; fa-
kat Türkiye daha olgun bir demokrasiye doğru te-
kâmül ediyor Türk demokrasisinin bağımsız ve
özgürce gelişmesine izin verilmezse, hiçbir za-
man gelişemeyecektir..." (Zaman, 22 MayısJ998)
B/ Millıyet ve Milliyetçilik: "...Türkrye nüfusunun
iç yapısı, geçmişte, genel olarak açıkça kabul
edilmeyen bir şekilde, çok 'etnik' görünüyor Tür-
kiye 'çok' etnik unsurlu, çok 'dinli' bir toplumun
sorunlannı nasıl halledeceği sorusuyla uğraşı-
yor. (...) Bence, eğer Türkiye 'yumuşak' bir şekil-
de gelişecekse, bu meselelerin devamlı tartışıl-
ması elzemdir..."
"...evet
1
Türkiye çok 'etnik' bir ülkedir ve bu
gerçeği 'kabul etmelidir'; bu gerçeğin kabulü da-
ha gürbüz, çekici ve başanlı 'yeni' bir Türk dev-
letinin başlangıcı olabilir..." (Zaman, 23 Mayıs 1998)
C/ Demokrasi ve İnsan Haklan: "...Türkiye, Kürt
Sorununu ve Siyaserte Islâm sorununu 'demok-
ratik yollardan' çözmelidir; şu anda her iki konu
da olumsuz yönde gidiyor, bunlann çözülmeme-
si, Türkiye'nin iç ve özellikle dış politikasını bo-
zacaktr..."
"...Türkiye'nin Batı'lı, Müslüman, Kürt, Asya'lı,
Osmanlı olsun, kimliğinin tüm unsurtannı gözö-
nünde bulundurarak, etraflı bir dış politika geliş-
tirmeye ihtiyacı vardır..." (Zaman, 23 Mayıs1998)
D/ Türkiye ve ABD: "...bence ordunun son yıllar-
daki politikası daha olumsuz oldu. VVashington'da
birçoklan ordunun son aylarda Refah Partisi'ne
ve diğerlerine karşı eylemlerinin, maksadın ter-
sine hizmet ettiğini düşünüyor..." (Zaman, 22 Ma-
yıs 1998)
Çünkü, "...PKK'nın çökertilmesi, Kürt Soru-
nu'nun 'bitmesi' anlamına gelmiyor; Kürt sorunu,
temelde, Kürt Kimliği'nin tanınması, ifâde edilme-
si taiebid'ır. Geçmişte inanan ciddi bir Müslüman
olmak, sosyal açıdan çok ilerleyîci görülmemiş-
tî; bugün insanlar islâmı daha fazla rfade etmek
istiyor; lâiklik din özgürlüğünü reddetmemeli-
dir..."
H
..^BD, Türkiye'den, genel olarak, dünyadaki
ABD polftikalanna 'uyan' bir 'müttefik' olmasını
ister..." (Zaman, 23 Mayıs 1998)
Nereden Nereye!....
i
N A
a r x
^ f
0
* ®
1
^ I ÜÇAhpap Çavuşlar' Holrywo-
I V I od'ın gelmiş geçmiş, en büyük komikleri ara-
sında sayılır. 4O'lı yıllardan itibaren, ülkemizde -Fer-
di Tayfur'un Groucho Manc'a yakjştırdığı, ünlü Ar-
şak Palabıyıkyan 'tiplemesi' ile- Türkçe seyredilip
ün kazanan bu üçlünün, çarpıcı filmlerinden birisi 'Üç
Ahpap Çavuşlar Harbe Gidiyor' olmuştu.
Arşak Palabıyıkyan, kraJ olduğu ülkede, farkında
olmaksızın, hasım ülkenin bir 'casusu'nu {Torik) Har-
biye Nâzın tayin etmiştir; arada savaş çıkınca, ülke-
si işgale uğrayan Kral zor duruma düşüyor, ne var ki
Harbiye Nâzın ortadan sırrolmuştur. Artık hezimet ke-
sin. Kral, bir avuç 'milliyetçi' ile son barikatta dire-
niyor; o gerilim anında, Harbiye Nâzın, memnun ve
mes'ut, ansızın ortaya çıkmasın mı?
Kral ile Nâzır arasında, Türkiye dublaj tarihine geç-
miş olan diyalog, sanınm aynen şöyleydi. Kralın so-
rusu: "-...evtadım Harbiye Nâzın, nerelerdesin?
Günlerdir dâd-ı feryat, herkes seni aroor?". Nâ-
zır'ın cevabı: "-...vallahi, ben işin kolayını buldum:
düşmanla birlik oldum!"
httpj/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
http^/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm