Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CÜMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ataç, yeni (çağdaş) bir düşünce oluşturma, üretme idealine bağlanmış bir kültür kişisidir
NunıDah Ataç ve denemeATtLLA BİRKİYE
NuruUah Ataç'ın yazarhğının en önem-
tı özelliklerinden biri, estet. eleştirmen
(önce tiyatro. sonra şiir) olmanın yanı sı-
ra, üzerinde pek fazla "durulmayan", "de-
nemecüiğTdir. "BaülT anlamdaki ilk de-
nemeci olarak tanımlanması, edebiyat ta-
nhimizde genei-geçer bir yargıdır.
Nitekim. RaufMurJuay ın yargısı şudur:
"..Ataç. halkla sanat arasında sorum-
lu görev almış bir cleşü'rki değil, yazılann-
da kendini anlatan usta bir denemeckUr."
Yani Ataç denilince akla önce deneme
gelir. Deneme denilince de Ataç...
Deneme bizde öteki birçok yazınsal tür
gibi. Tanzimat'tan sonra. edebiyatımıza
girmiştir. İlk örneklen Edebiyatı Cedi-
de'de görülür. Okurla sohbet bıçıminde-
dir.
Cumhuriyet"ten sonra başlı başına bir
tür olarak geiişir. Ahmet Haşim, Yahya
KemaL Yakup Kadri FaJih Rıfkı gibi ya-
zarlar deneme türüne yönelmişler ve "ba-
şann" örnekJer vermişlerdir. Ancak "Türk
deneme vazuıT ilk büyük temsilcisine Nu-
rullah Ataç ile kavuşur.
Ataç'ın dönemınde. Sabahattin Eyu-
boğlu, Suut Kemal Yetkin. Ahmet Hamdi
Tanpınar da denemenın önde gelen adla-
nndandır. Ne var ki, denemeyi türsel ba-
ğımsızlığına. özgünlüğüne kavuşturan
Ataç olmuştur.
Ataç'ın denemelerinin yanı sıra eleşti-
rileri. günceleri, polemıkleri de yazarhgın-
da çok önemlı bir yer tutar. Birçok dene-
mesinde "ekstiri"ye yer v ermiştir. Başka
bir açıdan bakıldığında eleştiri yazılan da
birer "deneme" gibi okunabilir.
A taç ın
denemelerinin
yanı sıra
eleştirileri,
günceleri,
polemikleri de
yazarhğında çok
önemli bir yer
tutar. Birçok
denemesinde
"eleştiri"ye yer
vermiştir. Başka
bir açıdan
bakıldığında
eleştiri yazılan
da birer
"deneme" gibi
okunabilir.
Bir denemeci olarak kimi Batılı yazar-
lardan (Montaigne, Remy de Gourmont
Andre Gide, özellikle de Paul Leautaud)
etkilenen Nurullah Ataç'ın denemeye tür
olarak bu kadar ağırlık vermesinin teme-
lınde. bence. onun "bir aydınlanmacr ol-
ması yatar. Yeni bir "düşünce" oluşturmak,
üretmek. ortaya koymak fikri, yazınsal
bir ideal olmuştur.
Ataç'ın denemeleri, Cumhuriyet ile bir-
likte Batı'ya yönelen Türkiye'de, o or-
tamda, yeni sanat. kültür, ahlak ve yaşa-
ma biçimine ilişkin öneriler içermekte-
dir.
Bu anlamda da, denemelerini üçe ayır-
mak olanaklıdır: (1) Kültür. etik ve yaşa-
ma biçimine ilişkin denemeleri: (2) Ede-
biyat sorunlarını ele aldığı denemelen \e
(3) Dil üzerine, özleşme üzerine yazdığı
denemeleri.
Ataç, çok çeşitli konularda kaleme al-
dığı denemelerinde, hümanist. pozitivıst
bir anlayış çerçevesinde tutucu görüşler-
le mücadele etmiş: çoğulcu \ e çağdaş bir
"düşünce'ye ulaşmanın, Batı hümaniz-
minin ve demokrasisinin benimsenme-
siyle olabileceğini savunmuştur.
Bu bağlamda. Latin ve Grek uygarlık-
lanndan gelerek Batı kültürünün bilinme-
sini önermiştir:
"Bir tek yol vardın çocuklanmıza V'u-
nancayı, Latinceyiöğretmek; onlan Yunan,
Latin yazarlannın eserleriyle yetiştirmek.
Batı âleminin edebiyat anlayışını başka
tûrlüedinemeyiz.(_) Kafamıa değjştirmek
gerektir, onun degişmesi, Bab âleminin dü-
şünüşüne. görüşüne ermemiz için çocuk-
lanmızı, bugünkü Bab âleminin kökü,
kaynağı olan Yunan, Latin eserleriyle ye-
riştirmemiz gerekir. Yoksa edebiyatımız
bir yığın lakırdı olmaktan kurtulamaz."
Yaptığı çeviriler de, bu anlayış doğrul-
tusundadır. Aslında, büyüklere dersler
olan Aisopos Masallan'nı Türkçeye ka-
zandırması bir rastlantı olmasa gerek!
Ataç'ın denemelerinde aydınlar ve ay-
dınlann konumu başlı başına bir sorunsal-
lık oluşturur. "Yeni Küttür"ün oluşma-
smda seçkin, donanımlı aydınlann önder-
liğine inanmıştır. Buna, -diyaloglar biçi-
miyle kaleme aldıgı- Prospero ile Caliban
adlı yapıtı çok iyi bir örnektir.
"Prospero" ile "Caliban", Shakespe-
are'in Fırtına adlı oyununun tipleridir.
"Prospero",yeni Türk aydınını, Batılı ay-
dınlar gibi özgür düşünen, çoğunluğun
alışkanlıklanndan sıynlmış seçkin bireyi
temsil eder. "Caliban" ise çoğunluğu, tu-
tuculuğu, gelenekçiliği temsil eder. Yer-
leşmiş değer yargılanna sıkı sıkıya bağlı
her türlü yeniliğe kapalıdır. Bu durum ki-
tapta "Yazar" ile "Allı" arasmdaki konuş-
malarda dile getirilir.
Bu konuşmalann sonu yazarın ağzın-
dan şöyle biter:
"Yonıldum. Allı, git arük, gjt arük da
sessizce ağlayayım, sessizce dövüneyim
Prospero'muz olmamasına."
Ataç bızlere denemeyi armağan olarak
bırakmıştır. Denemenin önemini belirt-
miş, altını çizmiştir. Çünkü, Ataç, yeni
(çağdaş) bir düşünce oluşturma, düşünce
üretme idealine bağlanmış bir kültür ki-
şisidir. Bu da, yazınsal tür olarak ifadesi-
ni en güzel denemede bulmaktadır.
Gerçek olaylann yer alacağı filmin senaryosu Bilgesu Erenus'un
Dersim İsyanı beyazperdede
Festivalin onursal başkanı flütçü Jean-Pierre Ranıpal
Amfor MüzikFestivali
2 7 Ağustos 'ta başlıyor
KültürServisi-Bu yıl. Ege
ve Akdeniz sahilleri yeni bir
festı\alin doğuşuna tanıklık
edecek. Doğu Akdeniz Kül-
tür ve Sanat Vakfı ve Kültür
Bakanlığf nın katkılanyla.
Cumhuriyetin kuruluşunun
75. yılı etkınlikleri kapsa-
mında, 27 Ağustos-12 Eylül
tarihleri arasında düzenlene-
cek Amfor Müzık Festiva-
li' ne Ege ve Akdeniz kıy ıla-
nnda yer alan Efes ve As-
pendos antik kentleri ile Bod-
rum ve Marmaris kaleleri e\
sahıpliğı yapacak. Onursal
başkanlığını 20. yüzyılm en
• 12 Eylül'e
dek sürecek
Amfor Müzik
Festivali; Efes,
Aspendos antik
kentleri ile
Bodrum ve
Marmaris
kalelerinde
gerçekleşecek.
önemlı müzisyenlerinden flüt
sanatçısı Jean-Pierre Ram-
pal'in yaptığı ve kuruculan
arasında De\ let Sanatçısı. pi-
yanist Hüseyin Sermet'in bu-
lunduğu Amfor Müzık Fes-
tivali, müzik alanında ulus-
lararası üne sahıp bırçok mü-
zisyeni. yerli ve yabancı sa-
natseverlerle buluşturacak.
Açılışını Kültür Bakanı İs-
temihan Talay'ın yapacağı
festivalin kapsamında 4 or-
kestra. 4 oda müzigi, 1 resi-
tal, 1 piyano ve perküsyon
konsen yer alacak. Festıval
kapsamında yer alacak 4 or-
kesrra konseri. tzmir Devlet
Senfonı Orkestrasf nın katı-
hmıyla, 27 ve 28 Ağustos'ta
Efes Antik Tıyatro ile 11 -12
Eylül tarihlerinde Aspendos
Antik Tiyatro'da gerçekleş-
tirilecek. Flüt sanatçısı kari-
yerinin yanı sıra son yıllar-
da orkestra şefliğıne de yö-
nelen \e Los Angeles Filar-
moni. Washington Senfoni
Orkestrası, San Francisco
Senfoni Orkestrası'nın şefli-
gini yapan Rampal. Efes An-
tik Tiyatro'da yapılacak açı-
lış konserini de yönetecek.
Konsere solist olarak katılan
Devlet Sanatçımız Hüseyin
Sermet ile geçen yıllarda ül-
kemizde dinlediğimiz genç
Fransız piyanistleri arasında
önemli bir yere sahip olan
Eric Le Sage, Mozart'ın 2
piyano konçertosunu sese-
lendirecekler. Konserde ay-
nca Mozart'ın Jüpiter Sen-
fonisi, solist olark Jean-Pier-
re Rampal'in yer aldıgı Mo-
zart'ın flüt konçertosu KV
312 ile yıne aynı solistin Cla-
udi Arimam ile seslendire-
ceği Cimarosa'nın iki flüt
konçertosu yer alacak. 28
Ağustos'ta Efes .Antik Tiyat-
ro'da Izmir Devlet Senfoni
Orkestrası, 30 Ağustos'ta
Marmaris Kalesi'nde Eric
Le Sage, Hüseyin Sermet iki
piyano, Edgar Guggeis ve
Mkhael Gartner iki perküs-
yon konseri verecek. Kon-
serprogramında Ravel'in ts-
panyol Senfonisi ve Berns-
tein'ın West Side Story isim-
li eserinden danslar yer ala-
cak.
1 EylüPde Marmaris Ka-
lesi'nde verilecek oda mü-
ziği konserinde Mozart, J.
C. Bach ve Krommer'in eser-
leri seslendirilecek. 4 Ey-
lüfde Marmaris Kalesi'nde,
7 Eylül'de Bodrum Kale-
si'nde Yuko Mori, Dimitri
Khtebseviteh. Igor Kritchen-
ko. Marc Marder ve Hüseyin
Sermet"ten kurulu grup. Mo-
zart'ın piyanolu dörtlüsü,
Haydn'ın Re Majör Trio'su-
nu ve Schubert'ın Alabalık
Beşlisi'ni seslendirecekler.
5 Eylül'de ise Marmaris Ka-
lesi'nde Fransız oda müziği
topluluğu 'Elysee Yayb Çal-
gılar Dörtlûsü'nün konseri
yer alacak.
6 Eylül "de Bodrum Kale-
si'nde festival kapsamında-
ki tek resitali verecek Kore-
li piyanist Kun Woo Paik.
Schubert/Liszt ve Beetho-
ven'ın eserlerini seslendire-
cek.
Festival biletleri Antalya.
Selçuk ve Kuşadası'ndaki ta-
til köylerinin yanı sıra Selçuk
Müzesi ve Izmir Devlet Sen-
foni Orkestrası gişelerinden
temin edilebilecek.
NURDAN CtHANŞÜMl'L
Munzurlar'ın zırvesındekı koyu
duman yükselerek bir kadına dönü-
şür. Kadının adı Dersim... Adaşı
kent adına kendini kendı küllerinden
doğurarak adını ve itıbannı şu söz-
lerle gerı ister kadın: "İlkelliğim,
vetkinliğim. korkakhğım.cesaretim.
ihanetim. sadakatim, yıkılışım. di-
rencim. bas eğmem, dinelişim. insa-
na varaşır halim. hayvandan beter
halim, ışığım. karanlığım, uçuru-
mum. vadim: çık. çık içimden. çık ki
seni kollanma alıp sarmalavabile-
yim_ Buncacelişkivi iç içe içimde ba-
nndıramam arük, çık!"
1937-1938 yıllannda Alevi Kürt
aşiretlerinin cumhuri\et yönetimi-
ni tanımak istememeleri üzerine çı-
kan olaylann bastınldığı Dersim İs-
yanı beyazperdeye taşınıyor. Senar-
yosunu Bilgesu Erenus'un yazdığı,
yapımcılığını NimetErenler'ın (Eren
Film)üstlendiği "DersimSS'adlı fıl-
mı MehmetAB Gündoğdu çekecek.
Dersimli bir kadının yaşamı çerçe-
vesinde oluşturulan filmde. gerçek
olaylar ve kışiler yer alacak.
Filmin senaryosu yazılırken Ge-
nelkurmay Harp Tarihinin 1938'e
ait belge ve bilgilerinden. thsan Sab-
ri Çağla>angil'in anılanndan, Bıl-
gesu Erenus'un Mustafa Dözgün ile
yapmış olduğu görüşmeden v e Tun-
celi Derneğı'nin o dönemi yaşamış
olan kişilerle yapmış olduf u birebir
görüşmelerden yararlanılmış. Bu-
nun yanı sıra halk söylemlerı de
araştınlmış. Film çekimlerinin iki
ay sürmesi planlanıyor.
Projenin maliyeti ise KDV ve sto-
paj hariç 550 mılyar lira. Ekibin şu
andaki tek sorunu para. Proje doğ-
rudan devletı ilgilendırdığı ıçin Tür-
kiye'de sponsor bulmanın zorluğu-
na değinen Nımet Erenler. "lns%n-
lar; çok iyi ve büyük bir proje, ulus-
lararası bir proje dese de finans ko-
nusunda biraz çekimser kaldı. Ay n-
• Dersim 38'in bütçesi KDV ve stopaj hariç 550
milyar lira. Türkiye'den birçok kişi, devletle doğrudan
ilişkili bu projeyi desteklese de finansal olarak yardım
etmeye çekiniyor. Bu yüzden de Eurimages'a
başvurulmuş. Maddi kaynak elde edilir edilmez de
filmin çekimlerine başlanacak.
Filmin yapımcısıNimet Erenler,yönetmeni Mehmet Ali Gündoğdu.
ca acaba biz buna finans olursak ti-
cari havatımızda nasıl bir zorlukla
karşılaşacağız. düşüncesini taşıdık-
lan için ürktüler" dıvor. Bu neden-
lerle fazla sponsor arayışına girme-
diklerini söyleyen Erenler "Sonuç-
ta Dersim'in de bir itiban var. Bizde
dilenci değiliz. Bu,gönül işidir. Biraz
hümanistduygular tasımak gerekir,
böyle bir projeve sponsorolmak için.
Dolayısıvla insanlann üzerine git-
medik >e kimsenin kapısım çalma-
dık" diye düşüncelerini dile getiri-
yor.
Türkiye'de sponsor bulamadıkla-
n için yurtdışma açılma karan aldık-
lannı açıklayan Erenler. "Bizister-
dik ki bu finans, bu topraklar üze-
rinde sağlansın. Eurimages'a baş-
\urduk. Faruk Günaltay'la görüş-
tük, projenin çok önemli olduğunu
ve bu konuda bize yardıma olacagı-
nı belirtti. Ancak bizim gerekü do-
nanımı ora\a bildirmcmiz gereki-
yor. EkJm aunda yapıiacak olan top-
lanodabugündemegdecek" diye an-
latıyor.
Altvapı için 9 ay çahşıhnış
Bu projenin sorumluluğunun ağır
olduğunu vurgulayan Nimet Eren-
ler mücadele etmeden hiçbir şeyin
elde edilemeyeceğini söylüyor. Eren-
ler aynca bu projenin herhangi bir
örgütün ya da siyasi gücün etkisiy-
le oluşrurulmadığını ve tamamen
sinema adına. görsellik adına yara-
tıldığının altını çiziyor. ErenFilm'in
en büyük projesi Dersim 38. Bu
yüzden de fılmi uluslararası standart-
larda çekip dünya sinemalarında
gösterime sokmak istiyorlar. Film-
de rol alacak oyuncularla ön görüş-
meler yapılmış, ancak isimleri he-
nüz kamuoyuna açıklanmıyor. Film-
de 2 bin figüran rol alacak.
Filmin yönetmeni Mehmet Ali
Gündoğdu ise bu projenin altyapı-
sını hazırlamak için 9 aydır çalıştık-
larını söylüyor: "Projemizeveken-
dimtre güveniyoruz. Eleştiri alaca-
ğımı/ı sanmıyorum. Oncelikle in-
sanlar Dersim'in tarihini bilmiyorki
eleştirsin. Amacımız Dersim'i in-
sanlara tanıtarak dünyaya açmak."
Mehmet Ali Gündoğdu. sinemaya
altıncı adam olarak başlamış. Daha
sonra ışık asistanı ve ışık şefı olmuş.
Yani sinemanın mutfağından gel-
miş bugüne. Gündoğdu bu filmle
birlikte Türkiye'de sinema yok di-
yenlere cevap verileceğini belirtiyor:
"Elimden gelenin en iyisini yapma-
ya çahşacağım. Bu film kimligim
olacak. İki tane kadın soyundunıp
da Türkjy e'nin gündemineoturmak
gibi bir amacımızyok. Biz>aşanmış
birola>ı gündeme getiriyoruz. Elbet-
te zorluklarla karşılaşacağız. Televtz-
yonlarda magazinler haber, haber-
ler magazin. Sinemanın varhgını bu
filmle ispat edeceğiz."
Kamera arkasında büyük müca-
deleler verdiğini anlatan Gündoğ-
du, sinemada yeni beyinlere ihtiyaç
olduğunu ve son dönemde iyi yö-
netmenlerin ortaya çıktığını belir-
tiyor: "Şugünlerdeiyiyönetmenler
deortaya çıkıyor. Bizim zavallı 50'le-
rin 60'lann yönetmenleri; adama
bak, bir fîlm çekti gündeme otur-
du. diyor. Eğer sen 60 senelik biryö-
netmensen nhe bugüne kadar böy-
lebirfilm çekmedin? Biryönetmen,
açlıgı, susuziuğu bilmeli. Baryönet-
meni olmamalıyız. Biz köylünün,
halkın. işçinin içinden çıkan bir yö-
netmen olmalrviz. Biz açık sözlü-
yüz." Mehmet Ali Gündoğdu, Tür-
kiye'de yaşanan bazı olaylann tüm
gerçekliğiyle sinemada yansıtılma-
sından yana.
6
Tath Sert'e eleştirmensiz gala
KültürServia -Tatlı Sert (Aven-
gers) adlı dizi film Hollywood
tarafından beyazperdeye uyar-
landı. 40 milyon dolara mal olan
filmin galası geçen hafta
gerçekleşti. Oldukça ilginç
bir galaydı bu. Filmin
başrol oyuncuları
Ralph Fiennes ve
Lma Thurman
galaya katılmadı-
lar, ama işin en
ilginç yanı filmi
izleyicilerden
önce hiçbireleş-
tirmenin gör-
memesmi is-
teyen ya-
pım-
cılar filmi de göstermediler galada.
Warner Brothers firmas! filmi izleye-
cek olan kişilerin eleştırmenlerin etkisin-
de kalmasını engellemek ıçın gösterim ta-
rihinden önce fılmi tek birkişinin bile gör-
mesine izin vermedi. Şirket yetkilileri fil-
mi ilk olarak izleyicilerin görmesini iste-
diklerini söylerken sinema çevreleri War-
ner Brothers'ın filmin eleştirmenler tara-
fından beğenilmeyeceğinden emin olduğu
için böyle biryola başvurduğunu iddia edi-
yorlar. Filmle ilgili bazı teknik aynntılann
gala tarihine dek tamamlanamadığvnı söy-
leyenler de var. Bu tür bir uygulamaya, da-
ha önce Demi Moore'un başrolünü üstlen-
diği "Kjrmızı Leke' adlı filmde başvurul-
muştu.
VV'arner Brothers yetkililen oyunculann
galaya katılmamasının da şirketle arala-
nndaki bir sorundan kaynaklanmadığını
söylediler. Uma Thurman yeni bir bebek
sahibi olduğu. Ralph Fiennes de Budapeş-
te'de yeni filminin çekimlerinde bulundu-
ğu ıçin katılamamış galaya. Tatlı Sert'in
sinema versiyonunda Thurman, dizide
Dame Diana Riggs'ın canlandırdığı
Emma Peel rolünü üstlenirken Fien-
nes da PatrickMacnee'yle özdeşleş-
miş olan John Steed'i canlandınyor. 1960'la-
nn Londrası 'nda geçen filmde Sean Con-
nery de kötü adam Sir August De NV'ynter
rolünü üstleniyor.
Filmin eleştirmenlere gösterilmemesi
üzerine eleştirmenler Tatlı Sert' in tanıtımı
için reklamlara milyonlarca dolar harcan-
dığını, ancak filmin eleştirmenlere göste-
rilmemesinin fırmanın yapıtına yönelik
güvensizliği ortaya koyduğunu söylüyor-
lar. Hollyvvood Reporter dergisinin eleştir-
menlerinden Jeff Kaje ise VVarner Brot-
hers'ın eleştirmenlerin merakını kabart-
mak için böyle bir taktiğe başvurduğunu
söylüyor.
Aslında eleştirmenlerin yorumlan izle-
yicilerin filme yönelik ilgilerini herzaman
doğrudan etkilemiyor. Mr. Bean adlı dizi-
nin sinema versiyonu eleştirmenlerden bü-
yük tepki almasına karşın film 200 milyon
dolarlık gişe hasılatı getirmişti. Yine eleş-
tirmenler tarafından çok ağır bir dille eleş-
tirilmiş olan Barman 400 milyon dolar ka-
zandırmıştı yapımcılara.
Tatlı Sert'in film olarak gösterime gir-
mesi dizinin de yeniden gündeme gelme-
sine neden oldu. Dizi eylül ayında televiz-
yonda yeniden gösterilmeye başlanacak.
BUA^AMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
'Düşman Bize Kanun mu,
Yoksa Hiippiyetimiz mi?'
Yüzyılımızın başında, yazma hevesıne kapılmış şair
adaylanndan biri olsaydınız kaç usta çıkardı karşınıza
okumalara doyamadığınız?
Eğiliminiz, dünyaya bakışınız ne yönde gelişiyor olur-
sa olsun Tevftk Rkret o ustaların arasında bulunacak-
tı.
Yahya Kemal'den Ahmet Haşim'e. Halide Edib'den
Refik Halid'e, Türkçü Ziya Gökalp'ten Marksçı Dr. Şe-
fik Hüsnü'ye kadar o dönemin kaç genç şaıri, öykü-
roman yazan, düşün adamı dogruluyor bu yargıyı.
Neden 'o/mazsa dmaz' durumuna gelmiş Fikret o yıl-
lann gençleri için?
Yenilikçiliğinden mi?
Şimdi bizim, sözlüğe bakmadan anlamına ulaşama-
dığımız ikili-üçlü tamlamalarla yarattığı ımge dünyasın-
dan mı?
Renklere düşkünlüğünden mi?
Toplumsal'siyasal aykınlıklar karş/sında duyduğu tep-
kilerden mi? Tepkilerine en uygun biçımlen yakalaya-
bilmiş olmasından mı?
Bu türden sorular belki tümüyle takılmıyor Fikret'ten
hemen sonra gelenlerin kafalanna. Ama tümel olarak
değeriendiriyorlar.
Yahya Kemal, "Eserini de, şahsiyetini de Türk ede-
biyatina müebbeten hâk etmiştir" diyor. Halide Edib'se
şunları söylüyor "Fikret'in bende yarattığı tesir, zama-
nın devamıyla eskiyip küçülmekten uzak bir tesirdir."
Refik Halid. şair ve insan Fikret'i birlikte düşünerek
esirgemiyorövgülerini: "Şiirinibeğeniyorum, felsefesı-
ni beğeniyorum, yaşayış tarzını beğeniyorum, iyimser-
liğini, kötümseriiğıni beğeniyorum. Bu adam, şiin ka-
dar ahlakı ile de herkes için örnek bir insan oldu. Bu
adam bir kahraman..."
Ahmet Haşim'in degerlendirmesi şairce:
"Fikret, benim için kudurmuş bir deniz karşısında
kayalar üzerinde yükseien altından bir ışık ve altından
bir kuledir."
1918'de Ruşen Eşref'in sorularını yanıtlarken oku-
duğumuz yargılan öne süren şair ve yazariar çağdaş ede-
biyatımızın kuruculan olarak niteleniyor bugün.
Öncüleri Fikret.
• • •
Tevfik Fikret 19Ağustos 1915'teöldü. Ölümünden çok
önce -başta Enver Paşa- ittihat ve Terakkı yöneticile-
rinin, eylemlenyle demokratikleşmeye ters düştüğünü
görüyordu. Aykın davranışlann arkasındaki çıkar değır-
menlerini de görüyordu. Bu nedenle. "Rüşvet ve irtikâp
çetesi" olarak baktı onlara. "95'e Doğru" şiırinde, çı-
kardıklan yasalann arkasına gizlenerek düşünen insa-
na işkence etmekle suçladı onlan.
Bu şiirinde de yasa zoruyla haklann çiğnendiği bas-
kı ortamında kamunun sesi gibidir Fikret.
Daha ilk bölümde tepki başkaldırmaya dönüşmüş, "ka-
nun diye, kanun diye kanun tepelendi" dizesıyle baş-
kaldın tümel nitelik kazanmıştır.
Aldatmacanın sürdüğü düzene karşı.
Hukuksal olana -Meşrutiyet'ten önceki gibi- düşman
gözüyte bakan egemenlere karşı.
Aykınlıklan sergilerken günceide tarihseli gösterir bi-
linçle. Sürecin belirgın özelliklerını somutlar. Sorarken
de somuttur.
Bu nedenle özgürlüklerle temel haklara kelepçe vu-
ran yasalar arasmdaki çelişkiyi sorgulamaya kadar gö-
türür şiirini.
"Hüniyetimiz var diyoruz, şanlı mübeccel,
Düşman bize kanun mu, yoksa hüniyetimiz mi?"
Tevfik Fikret, demokratikleşme savaşımına damga-
sını vuran bu kemikteşmiş çelişkiyi gören ilk şairimizdir.
Hakkâri'deki kazılar tamamlandı
• Kültür Servisi - Hakkâri Kalesi çevresinde bir hafta
kadar önce başlatılan kazı çalışmalannda. toplam 13
tarihi eser ortaya çıkanldı. lstanbul Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü ile Van Müze Müdürlüğünden
gelen 4 uzman ekibin gözetiminde. 17 işçi ile
gerçekleştirilen kazıda; insan. hay\an. savaş aletleri \e
kadeh fıgürlerinin yer aldıgı, değişik boyutlarda 12
tane yontma taşın yanı sıra 4.5 metre boyunda desenli
taş ortaya çıkanldı. Kazıda elde edilen tarihi eserler.
Hakkâri Tarihi Meydan Medresesi'ne teslim edilerek.
koruma altına alındı.
1
J&B Party Unlimited'
• Kültür Servisi - J&B
sponsorluğunda
düzenlenecek 'J&B Party
Unlimited' 26 Ağustos
günü lstanbul Pasha'da
saat 22.00'de başlayacak.
Rosie Gaines, Hot 'N'
Juicy ve DJ Lord G'nin
yer alacağı parti 28
Ağustos'ta Antalya Ally.
29 Ağustos'ta Çeşme FK
Inn'de devam edecek, 30
Ağustos günü Bodrum M&M Club'da son bulacak.
Her gün 22.00'de başlayacak partinin biletleri. 26
Ağustos'ta lstanbul Pasha, 28 Ağustos'ta Antalya Ally,
29 Ağustos'ta Çeşme Fly Inn ve 30 Ağustos'ta
Bodrum M&M Club gişelerinde konserden iki saat
önce satışa sunulacak.
Vranşehir'i tanrtan ilk kitap
• Kültür Servisi - Şanlıurfa'nın \'iranşehir ılçesini
tanıtan ilk yazılı eser, "Geçmişten Günümüze
Viranşehir' adlı kitap çıktı. Viranşehirli yazar Hasan
Idikurt tarafından hazırlanan kitapta ilçe tüm
yönleriyle tanıtılıyor. Viranşehir ile ilgili kayda değer
hiçbir eser olmadığı için şehir hakkında tanıtıcı
nitelikte bir kitap hazırlayan 37 yaşındaki Idikurt. ilk
olmaktan çok, öncü olmayı amaçlıyor.
Kınkkale'de 'Sinema Günleri'
• Kültür Servisi - Kınkkale Kültür Müdürlüğü
tarafından, kentte 'Sinema Günleri' düzenlendi.
Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldönümü etkinlikleri
çerçevesinde gerçekleştirilecek sinema günlerinde. 10
günde 6 film gösterime girecek. Kültür
Bakanlığı'ndan sağlanan 'Eşkiya'. "Mavi Sürgün". .
'Kızılırmak-Kara Koyun'. 'Çökertme', 'Ay Vakti" ve
'Ağn'ya Dönüş' filmleri izlenebilecek.
Octavio Paz'ın eski eşi öldü '
• MEKStKA (AA) - Octavio Paz'm eskı eşi Elena Garro.
önceki gün Meksika'nın başkenti Meksiko yakınlanndaki
Cuemavaca kentinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını
yitirdi. 77 yaşında kalp-solunum yetmezliğinden ölen
Elena Garro. bu yıl 19 Nisan'da hayata gözlenni yuman
Octavio Paz ile 1937yılındaev!enmişti. 1936-1939
Ispanya Iç Savaşı'nı görüp yazmak için savaşa giden çıft.
30 yıl sonra 1967'de öfke dolu bir boşanma ile yollannı
ayırdı. 12 Aralık 1920'de Meksiko'nun
güneydoğusundaki Puebla eyaletinin başkenti Puebla'da
doğan ve genç yaşta yazmaya başlayan Elena Garro'nun
bazı kitaplan İngilizceye çevrildi. Yazar özellikle >
tspanya'da ve Avrupa'da iyi tanınıyordu. Garro'nun eıû
bilinen yapıtlan arasında Geleceğin Hatıralan, Irmağm:
Yanındaki Ev ve lspanya Hatıralan yer alıyor.