28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CÜMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Ataç, yeni (çağdaş) bir düşünce oluşturma, üretme idealine bağlanmış bir kültür kişisidir NunıDah Ataç ve denemeATtLLA BİRKİYE NuruUah Ataç'ın yazarhğının en önem- tı özelliklerinden biri, estet. eleştirmen (önce tiyatro. sonra şiir) olmanın yanı sı- ra, üzerinde pek fazla "durulmayan", "de- nemecüiğTdir. "BaülT anlamdaki ilk de- nemeci olarak tanımlanması, edebiyat ta- nhimizde genei-geçer bir yargıdır. Nitekim. RaufMurJuay ın yargısı şudur: "..Ataç. halkla sanat arasında sorum- lu görev almış bir cleşü'rki değil, yazılann- da kendini anlatan usta bir denemeckUr." Yani Ataç denilince akla önce deneme gelir. Deneme denilince de Ataç... Deneme bizde öteki birçok yazınsal tür gibi. Tanzimat'tan sonra. edebiyatımıza girmiştir. İlk örneklen Edebiyatı Cedi- de'de görülür. Okurla sohbet bıçıminde- dir. Cumhuriyet"ten sonra başlı başına bir tür olarak geiişir. Ahmet Haşim, Yahya KemaL Yakup Kadri FaJih Rıfkı gibi ya- zarlar deneme türüne yönelmişler ve "ba- şann" örnekJer vermişlerdir. Ancak "Türk deneme vazuıT ilk büyük temsilcisine Nu- rullah Ataç ile kavuşur. Ataç'ın dönemınde. Sabahattin Eyu- boğlu, Suut Kemal Yetkin. Ahmet Hamdi Tanpınar da denemenın önde gelen adla- nndandır. Ne var ki, denemeyi türsel ba- ğımsızlığına. özgünlüğüne kavuşturan Ataç olmuştur. Ataç'ın denemelerinin yanı sıra eleşti- rileri. günceleri, polemıkleri de yazarhgın- da çok önemlı bir yer tutar. Birçok dene- mesinde "ekstiri"ye yer v ermiştir. Başka bir açıdan bakıldığında eleştiri yazılan da birer "deneme" gibi okunabilir. A taç ın denemelerinin yanı sıra eleştirileri, günceleri, polemikleri de yazarhğında çok önemli bir yer tutar. Birçok denemesinde "eleştiri"ye yer vermiştir. Başka bir açıdan bakıldığında eleştiri yazılan da birer "deneme" gibi okunabilir. Bir denemeci olarak kimi Batılı yazar- lardan (Montaigne, Remy de Gourmont Andre Gide, özellikle de Paul Leautaud) etkilenen Nurullah Ataç'ın denemeye tür olarak bu kadar ağırlık vermesinin teme- lınde. bence. onun "bir aydınlanmacr ol- ması yatar. Yeni bir "düşünce" oluşturmak, üretmek. ortaya koymak fikri, yazınsal bir ideal olmuştur. Ataç'ın denemeleri, Cumhuriyet ile bir- likte Batı'ya yönelen Türkiye'de, o or- tamda, yeni sanat. kültür, ahlak ve yaşa- ma biçimine ilişkin öneriler içermekte- dir. Bu anlamda da, denemelerini üçe ayır- mak olanaklıdır: (1) Kültür. etik ve yaşa- ma biçimine ilişkin denemeleri: (2) Ede- biyat sorunlarını ele aldığı denemelen \e (3) Dil üzerine, özleşme üzerine yazdığı denemeleri. Ataç, çok çeşitli konularda kaleme al- dığı denemelerinde, hümanist. pozitivıst bir anlayış çerçevesinde tutucu görüşler- le mücadele etmiş: çoğulcu \ e çağdaş bir "düşünce'ye ulaşmanın, Batı hümaniz- minin ve demokrasisinin benimsenme- siyle olabileceğini savunmuştur. Bu bağlamda. Latin ve Grek uygarlık- lanndan gelerek Batı kültürünün bilinme- sini önermiştir: "Bir tek yol vardın çocuklanmıza V'u- nancayı, Latinceyiöğretmek; onlan Yunan, Latin yazarlannın eserleriyle yetiştirmek. Batı âleminin edebiyat anlayışını başka tûrlüedinemeyiz.(_) Kafamıa değjştirmek gerektir, onun degişmesi, Bab âleminin dü- şünüşüne. görüşüne ermemiz için çocuk- lanmızı, bugünkü Bab âleminin kökü, kaynağı olan Yunan, Latin eserleriyle ye- riştirmemiz gerekir. Yoksa edebiyatımız bir yığın lakırdı olmaktan kurtulamaz." Yaptığı çeviriler de, bu anlayış doğrul- tusundadır. Aslında, büyüklere dersler olan Aisopos Masallan'nı Türkçeye ka- zandırması bir rastlantı olmasa gerek! Ataç'ın denemelerinde aydınlar ve ay- dınlann konumu başlı başına bir sorunsal- lık oluşturur. "Yeni Küttür"ün oluşma- smda seçkin, donanımlı aydınlann önder- liğine inanmıştır. Buna, -diyaloglar biçi- miyle kaleme aldıgı- Prospero ile Caliban adlı yapıtı çok iyi bir örnektir. "Prospero" ile "Caliban", Shakespe- are'in Fırtına adlı oyununun tipleridir. "Prospero",yeni Türk aydınını, Batılı ay- dınlar gibi özgür düşünen, çoğunluğun alışkanlıklanndan sıynlmış seçkin bireyi temsil eder. "Caliban" ise çoğunluğu, tu- tuculuğu, gelenekçiliği temsil eder. Yer- leşmiş değer yargılanna sıkı sıkıya bağlı her türlü yeniliğe kapalıdır. Bu durum ki- tapta "Yazar" ile "Allı" arasmdaki konuş- malarda dile getirilir. Bu konuşmalann sonu yazarın ağzın- dan şöyle biter: "Yonıldum. Allı, git arük, gjt arük da sessizce ağlayayım, sessizce dövüneyim Prospero'muz olmamasına." Ataç bızlere denemeyi armağan olarak bırakmıştır. Denemenin önemini belirt- miş, altını çizmiştir. Çünkü, Ataç, yeni (çağdaş) bir düşünce oluşturma, düşünce üretme idealine bağlanmış bir kültür ki- şisidir. Bu da, yazınsal tür olarak ifadesi- ni en güzel denemede bulmaktadır. Gerçek olaylann yer alacağı filmin senaryosu Bilgesu Erenus'un Dersim İsyanı beyazperdede Festivalin onursal başkanı flütçü Jean-Pierre Ranıpal Amfor MüzikFestivali 2 7 Ağustos 'ta başlıyor KültürServisi-Bu yıl. Ege ve Akdeniz sahilleri yeni bir festı\alin doğuşuna tanıklık edecek. Doğu Akdeniz Kül- tür ve Sanat Vakfı ve Kültür Bakanlığf nın katkılanyla. Cumhuriyetin kuruluşunun 75. yılı etkınlikleri kapsa- mında, 27 Ağustos-12 Eylül tarihleri arasında düzenlene- cek Amfor Müzık Festiva- li' ne Ege ve Akdeniz kıy ıla- nnda yer alan Efes ve As- pendos antik kentleri ile Bod- rum ve Marmaris kaleleri e\ sahıpliğı yapacak. Onursal başkanlığını 20. yüzyılm en • 12 Eylül'e dek sürecek Amfor Müzik Festivali; Efes, Aspendos antik kentleri ile Bodrum ve Marmaris kalelerinde gerçekleşecek. önemlı müzisyenlerinden flüt sanatçısı Jean-Pierre Ram- pal'in yaptığı ve kuruculan arasında De\ let Sanatçısı. pi- yanist Hüseyin Sermet'in bu- lunduğu Amfor Müzık Fes- tivali, müzik alanında ulus- lararası üne sahıp bırçok mü- zisyeni. yerli ve yabancı sa- natseverlerle buluşturacak. Açılışını Kültür Bakanı İs- temihan Talay'ın yapacağı festivalin kapsamında 4 or- kestra. 4 oda müzigi, 1 resi- tal, 1 piyano ve perküsyon konsen yer alacak. Festıval kapsamında yer alacak 4 or- kesrra konseri. tzmir Devlet Senfonı Orkestrasf nın katı- hmıyla, 27 ve 28 Ağustos'ta Efes Antik Tıyatro ile 11 -12 Eylül tarihlerinde Aspendos Antik Tiyatro'da gerçekleş- tirilecek. Flüt sanatçısı kari- yerinin yanı sıra son yıllar- da orkestra şefliğıne de yö- nelen \e Los Angeles Filar- moni. Washington Senfoni Orkestrası, San Francisco Senfoni Orkestrası'nın şefli- gini yapan Rampal. Efes An- tik Tiyatro'da yapılacak açı- lış konserini de yönetecek. Konsere solist olarak katılan Devlet Sanatçımız Hüseyin Sermet ile geçen yıllarda ül- kemizde dinlediğimiz genç Fransız piyanistleri arasında önemli bir yere sahip olan Eric Le Sage, Mozart'ın 2 piyano konçertosunu sese- lendirecekler. Konserde ay- nca Mozart'ın Jüpiter Sen- fonisi, solist olark Jean-Pier- re Rampal'in yer aldıgı Mo- zart'ın flüt konçertosu KV 312 ile yıne aynı solistin Cla- udi Arimam ile seslendire- ceği Cimarosa'nın iki flüt konçertosu yer alacak. 28 Ağustos'ta Efes .Antik Tiyat- ro'da Izmir Devlet Senfoni Orkestrası, 30 Ağustos'ta Marmaris Kalesi'nde Eric Le Sage, Hüseyin Sermet iki piyano, Edgar Guggeis ve Mkhael Gartner iki perküs- yon konseri verecek. Kon- serprogramında Ravel'in ts- panyol Senfonisi ve Berns- tein'ın West Side Story isim- li eserinden danslar yer ala- cak. 1 EylüPde Marmaris Ka- lesi'nde verilecek oda mü- ziği konserinde Mozart, J. C. Bach ve Krommer'in eser- leri seslendirilecek. 4 Ey- lüfde Marmaris Kalesi'nde, 7 Eylül'de Bodrum Kale- si'nde Yuko Mori, Dimitri Khtebseviteh. Igor Kritchen- ko. Marc Marder ve Hüseyin Sermet"ten kurulu grup. Mo- zart'ın piyanolu dörtlüsü, Haydn'ın Re Majör Trio'su- nu ve Schubert'ın Alabalık Beşlisi'ni seslendirecekler. 5 Eylül'de ise Marmaris Ka- lesi'nde Fransız oda müziği topluluğu 'Elysee Yayb Çal- gılar Dörtlûsü'nün konseri yer alacak. 6 Eylül "de Bodrum Kale- si'nde festival kapsamında- ki tek resitali verecek Kore- li piyanist Kun Woo Paik. Schubert/Liszt ve Beetho- ven'ın eserlerini seslendire- cek. Festival biletleri Antalya. Selçuk ve Kuşadası'ndaki ta- til köylerinin yanı sıra Selçuk Müzesi ve Izmir Devlet Sen- foni Orkestrası gişelerinden temin edilebilecek. NURDAN CtHANŞÜMl'L Munzurlar'ın zırvesındekı koyu duman yükselerek bir kadına dönü- şür. Kadının adı Dersim... Adaşı kent adına kendini kendı küllerinden doğurarak adını ve itıbannı şu söz- lerle gerı ister kadın: "İlkelliğim, vetkinliğim. korkakhğım.cesaretim. ihanetim. sadakatim, yıkılışım. di- rencim. bas eğmem, dinelişim. insa- na varaşır halim. hayvandan beter halim, ışığım. karanlığım, uçuru- mum. vadim: çık. çık içimden. çık ki seni kollanma alıp sarmalavabile- yim_ Buncacelişkivi iç içe içimde ba- nndıramam arük, çık!" 1937-1938 yıllannda Alevi Kürt aşiretlerinin cumhuri\et yönetimi- ni tanımak istememeleri üzerine çı- kan olaylann bastınldığı Dersim İs- yanı beyazperdeye taşınıyor. Senar- yosunu Bilgesu Erenus'un yazdığı, yapımcılığını NimetErenler'ın (Eren Film)üstlendiği "DersimSS'adlı fıl- mı MehmetAB Gündoğdu çekecek. Dersimli bir kadının yaşamı çerçe- vesinde oluşturulan filmde. gerçek olaylar ve kışiler yer alacak. Filmin senaryosu yazılırken Ge- nelkurmay Harp Tarihinin 1938'e ait belge ve bilgilerinden. thsan Sab- ri Çağla>angil'in anılanndan, Bıl- gesu Erenus'un Mustafa Dözgün ile yapmış olduğu görüşmeden v e Tun- celi Derneğı'nin o dönemi yaşamış olan kişilerle yapmış olduf u birebir görüşmelerden yararlanılmış. Bu- nun yanı sıra halk söylemlerı de araştınlmış. Film çekimlerinin iki ay sürmesi planlanıyor. Projenin maliyeti ise KDV ve sto- paj hariç 550 mılyar lira. Ekibin şu andaki tek sorunu para. Proje doğ- rudan devletı ilgilendırdığı ıçin Tür- kiye'de sponsor bulmanın zorluğu- na değinen Nımet Erenler. "lns%n- lar; çok iyi ve büyük bir proje, ulus- lararası bir proje dese de finans ko- nusunda biraz çekimser kaldı. Ay n- • Dersim 38'in bütçesi KDV ve stopaj hariç 550 milyar lira. Türkiye'den birçok kişi, devletle doğrudan ilişkili bu projeyi desteklese de finansal olarak yardım etmeye çekiniyor. Bu yüzden de Eurimages'a başvurulmuş. Maddi kaynak elde edilir edilmez de filmin çekimlerine başlanacak. Filmin yapımcısıNimet Erenler,yönetmeni Mehmet Ali Gündoğdu. ca acaba biz buna finans olursak ti- cari havatımızda nasıl bir zorlukla karşılaşacağız. düşüncesini taşıdık- lan için ürktüler" dıvor. Bu neden- lerle fazla sponsor arayışına girme- diklerini söyleyen Erenler "Sonuç- ta Dersim'in de bir itiban var. Bizde dilenci değiliz. Bu,gönül işidir. Biraz hümanistduygular tasımak gerekir, böyle bir projeve sponsorolmak için. Dolayısıvla insanlann üzerine git- medik >e kimsenin kapısım çalma- dık" diye düşüncelerini dile getiri- yor. Türkiye'de sponsor bulamadıkla- n için yurtdışma açılma karan aldık- lannı açıklayan Erenler. "Bizister- dik ki bu finans, bu topraklar üze- rinde sağlansın. Eurimages'a baş- \urduk. Faruk Günaltay'la görüş- tük, projenin çok önemli olduğunu ve bu konuda bize yardıma olacagı- nı belirtti. Ancak bizim gerekü do- nanımı ora\a bildirmcmiz gereki- yor. EkJm aunda yapıiacak olan top- lanodabugündemegdecek" diye an- latıyor. Altvapı için 9 ay çahşıhnış Bu projenin sorumluluğunun ağır olduğunu vurgulayan Nimet Eren- ler mücadele etmeden hiçbir şeyin elde edilemeyeceğini söylüyor. Eren- ler aynca bu projenin herhangi bir örgütün ya da siyasi gücün etkisiy- le oluşrurulmadığını ve tamamen sinema adına. görsellik adına yara- tıldığının altını çiziyor. ErenFilm'in en büyük projesi Dersim 38. Bu yüzden de fılmi uluslararası standart- larda çekip dünya sinemalarında gösterime sokmak istiyorlar. Film- de rol alacak oyuncularla ön görüş- meler yapılmış, ancak isimleri he- nüz kamuoyuna açıklanmıyor. Film- de 2 bin figüran rol alacak. Filmin yönetmeni Mehmet Ali Gündoğdu ise bu projenin altyapı- sını hazırlamak için 9 aydır çalıştık- larını söylüyor: "Projemizeveken- dimtre güveniyoruz. Eleştiri alaca- ğımı/ı sanmıyorum. Oncelikle in- sanlar Dersim'in tarihini bilmiyorki eleştirsin. Amacımız Dersim'i in- sanlara tanıtarak dünyaya açmak." Mehmet Ali Gündoğdu. sinemaya altıncı adam olarak başlamış. Daha sonra ışık asistanı ve ışık şefı olmuş. Yani sinemanın mutfağından gel- miş bugüne. Gündoğdu bu filmle birlikte Türkiye'de sinema yok di- yenlere cevap verileceğini belirtiyor: "Elimden gelenin en iyisini yapma- ya çahşacağım. Bu film kimligim olacak. İki tane kadın soyundunıp da Türkjy e'nin gündemineoturmak gibi bir amacımızyok. Biz>aşanmış birola>ı gündeme getiriyoruz. Elbet- te zorluklarla karşılaşacağız. Televtz- yonlarda magazinler haber, haber- ler magazin. Sinemanın varhgını bu filmle ispat edeceğiz." Kamera arkasında büyük müca- deleler verdiğini anlatan Gündoğ- du, sinemada yeni beyinlere ihtiyaç olduğunu ve son dönemde iyi yö- netmenlerin ortaya çıktığını belir- tiyor: "Şugünlerdeiyiyönetmenler deortaya çıkıyor. Bizim zavallı 50'le- rin 60'lann yönetmenleri; adama bak, bir fîlm çekti gündeme otur- du. diyor. Eğer sen 60 senelik biryö- netmensen nhe bugüne kadar böy- lebirfilm çekmedin? Biryönetmen, açlıgı, susuziuğu bilmeli. Baryönet- meni olmamalıyız. Biz köylünün, halkın. işçinin içinden çıkan bir yö- netmen olmalrviz. Biz açık sözlü- yüz." Mehmet Ali Gündoğdu, Tür- kiye'de yaşanan bazı olaylann tüm gerçekliğiyle sinemada yansıtılma- sından yana. 6 Tath Sert'e eleştirmensiz gala KültürServia -Tatlı Sert (Aven- gers) adlı dizi film Hollywood tarafından beyazperdeye uyar- landı. 40 milyon dolara mal olan filmin galası geçen hafta gerçekleşti. Oldukça ilginç bir galaydı bu. Filmin başrol oyuncuları Ralph Fiennes ve Lma Thurman galaya katılmadı- lar, ama işin en ilginç yanı filmi izleyicilerden önce hiçbireleş- tirmenin gör- memesmi is- teyen ya- pım- cılar filmi de göstermediler galada. Warner Brothers firmas! filmi izleye- cek olan kişilerin eleştırmenlerin etkisin- de kalmasını engellemek ıçın gösterim ta- rihinden önce fılmi tek birkişinin bile gör- mesine izin vermedi. Şirket yetkilileri fil- mi ilk olarak izleyicilerin görmesini iste- diklerini söylerken sinema çevreleri War- ner Brothers'ın filmin eleştirmenler tara- fından beğenilmeyeceğinden emin olduğu için böyle biryola başvurduğunu iddia edi- yorlar. Filmle ilgili bazı teknik aynntılann gala tarihine dek tamamlanamadığvnı söy- leyenler de var. Bu tür bir uygulamaya, da- ha önce Demi Moore'un başrolünü üstlen- diği "Kjrmızı Leke' adlı filmde başvurul- muştu. VV'arner Brothers yetkililen oyunculann galaya katılmamasının da şirketle arala- nndaki bir sorundan kaynaklanmadığını söylediler. Uma Thurman yeni bir bebek sahibi olduğu. Ralph Fiennes de Budapeş- te'de yeni filminin çekimlerinde bulundu- ğu ıçin katılamamış galaya. Tatlı Sert'in sinema versiyonunda Thurman, dizide Dame Diana Riggs'ın canlandırdığı Emma Peel rolünü üstlenirken Fien- nes da PatrickMacnee'yle özdeşleş- miş olan John Steed'i canlandınyor. 1960'la- nn Londrası 'nda geçen filmde Sean Con- nery de kötü adam Sir August De NV'ynter rolünü üstleniyor. Filmin eleştirmenlere gösterilmemesi üzerine eleştirmenler Tatlı Sert' in tanıtımı için reklamlara milyonlarca dolar harcan- dığını, ancak filmin eleştirmenlere göste- rilmemesinin fırmanın yapıtına yönelik güvensizliği ortaya koyduğunu söylüyor- lar. Hollyvvood Reporter dergisinin eleştir- menlerinden Jeff Kaje ise VVarner Brot- hers'ın eleştirmenlerin merakını kabart- mak için böyle bir taktiğe başvurduğunu söylüyor. Aslında eleştirmenlerin yorumlan izle- yicilerin filme yönelik ilgilerini herzaman doğrudan etkilemiyor. Mr. Bean adlı dizi- nin sinema versiyonu eleştirmenlerden bü- yük tepki almasına karşın film 200 milyon dolarlık gişe hasılatı getirmişti. Yine eleş- tirmenler tarafından çok ağır bir dille eleş- tirilmiş olan Barman 400 milyon dolar ka- zandırmıştı yapımcılara. Tatlı Sert'in film olarak gösterime gir- mesi dizinin de yeniden gündeme gelme- sine neden oldu. Dizi eylül ayında televiz- yonda yeniden gösterilmeye başlanacak. BUA^AMADA ŞÜKRAN KURDAKUL 'Düşman Bize Kanun mu, Yoksa Hiippiyetimiz mi?' Yüzyılımızın başında, yazma hevesıne kapılmış şair adaylanndan biri olsaydınız kaç usta çıkardı karşınıza okumalara doyamadığınız? Eğiliminiz, dünyaya bakışınız ne yönde gelişiyor olur- sa olsun Tevftk Rkret o ustaların arasında bulunacak- tı. Yahya Kemal'den Ahmet Haşim'e. Halide Edib'den Refik Halid'e, Türkçü Ziya Gökalp'ten Marksçı Dr. Şe- fik Hüsnü'ye kadar o dönemin kaç genç şaıri, öykü- roman yazan, düşün adamı dogruluyor bu yargıyı. Neden 'o/mazsa dmaz' durumuna gelmiş Fikret o yıl- lann gençleri için? Yenilikçiliğinden mi? Şimdi bizim, sözlüğe bakmadan anlamına ulaşama- dığımız ikili-üçlü tamlamalarla yarattığı ımge dünyasın- dan mı? Renklere düşkünlüğünden mi? Toplumsal'siyasal aykınlıklar karş/sında duyduğu tep- kilerden mi? Tepkilerine en uygun biçımlen yakalaya- bilmiş olmasından mı? Bu türden sorular belki tümüyle takılmıyor Fikret'ten hemen sonra gelenlerin kafalanna. Ama tümel olarak değeriendiriyorlar. Yahya Kemal, "Eserini de, şahsiyetini de Türk ede- biyatina müebbeten hâk etmiştir" diyor. Halide Edib'se şunları söylüyor "Fikret'in bende yarattığı tesir, zama- nın devamıyla eskiyip küçülmekten uzak bir tesirdir." Refik Halid. şair ve insan Fikret'i birlikte düşünerek esirgemiyorövgülerini: "Şiirinibeğeniyorum, felsefesı- ni beğeniyorum, yaşayış tarzını beğeniyorum, iyimser- liğini, kötümseriiğıni beğeniyorum. Bu adam, şiin ka- dar ahlakı ile de herkes için örnek bir insan oldu. Bu adam bir kahraman..." Ahmet Haşim'in degerlendirmesi şairce: "Fikret, benim için kudurmuş bir deniz karşısında kayalar üzerinde yükseien altından bir ışık ve altından bir kuledir." 1918'de Ruşen Eşref'in sorularını yanıtlarken oku- duğumuz yargılan öne süren şair ve yazariar çağdaş ede- biyatımızın kuruculan olarak niteleniyor bugün. Öncüleri Fikret. • • • Tevfik Fikret 19Ağustos 1915'teöldü. Ölümünden çok önce -başta Enver Paşa- ittihat ve Terakkı yöneticile- rinin, eylemlenyle demokratikleşmeye ters düştüğünü görüyordu. Aykın davranışlann arkasındaki çıkar değır- menlerini de görüyordu. Bu nedenle. "Rüşvet ve irtikâp çetesi" olarak baktı onlara. "95'e Doğru" şiırinde, çı- kardıklan yasalann arkasına gizlenerek düşünen insa- na işkence etmekle suçladı onlan. Bu şiirinde de yasa zoruyla haklann çiğnendiği bas- kı ortamında kamunun sesi gibidir Fikret. Daha ilk bölümde tepki başkaldırmaya dönüşmüş, "ka- nun diye, kanun diye kanun tepelendi" dizesıyle baş- kaldın tümel nitelik kazanmıştır. Aldatmacanın sürdüğü düzene karşı. Hukuksal olana -Meşrutiyet'ten önceki gibi- düşman gözüyte bakan egemenlere karşı. Aykınlıklan sergilerken günceide tarihseli gösterir bi- linçle. Sürecin belirgın özelliklerını somutlar. Sorarken de somuttur. Bu nedenle özgürlüklerle temel haklara kelepçe vu- ran yasalar arasmdaki çelişkiyi sorgulamaya kadar gö- türür şiirini. "Hüniyetimiz var diyoruz, şanlı mübeccel, Düşman bize kanun mu, yoksa hüniyetimiz mi?" Tevfik Fikret, demokratikleşme savaşımına damga- sını vuran bu kemikteşmiş çelişkiyi gören ilk şairimizdir. Hakkâri'deki kazılar tamamlandı • Kültür Servisi - Hakkâri Kalesi çevresinde bir hafta kadar önce başlatılan kazı çalışmalannda. toplam 13 tarihi eser ortaya çıkanldı. lstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Van Müze Müdürlüğünden gelen 4 uzman ekibin gözetiminde. 17 işçi ile gerçekleştirilen kazıda; insan. hay\an. savaş aletleri \e kadeh fıgürlerinin yer aldıgı, değişik boyutlarda 12 tane yontma taşın yanı sıra 4.5 metre boyunda desenli taş ortaya çıkanldı. Kazıda elde edilen tarihi eserler. Hakkâri Tarihi Meydan Medresesi'ne teslim edilerek. koruma altına alındı. 1 J&B Party Unlimited' • Kültür Servisi - J&B sponsorluğunda düzenlenecek 'J&B Party Unlimited' 26 Ağustos günü lstanbul Pasha'da saat 22.00'de başlayacak. Rosie Gaines, Hot 'N' Juicy ve DJ Lord G'nin yer alacağı parti 28 Ağustos'ta Antalya Ally. 29 Ağustos'ta Çeşme FK Inn'de devam edecek, 30 Ağustos günü Bodrum M&M Club'da son bulacak. Her gün 22.00'de başlayacak partinin biletleri. 26 Ağustos'ta lstanbul Pasha, 28 Ağustos'ta Antalya Ally, 29 Ağustos'ta Çeşme Fly Inn ve 30 Ağustos'ta Bodrum M&M Club gişelerinde konserden iki saat önce satışa sunulacak. Vranşehir'i tanrtan ilk kitap • Kültür Servisi - Şanlıurfa'nın \'iranşehir ılçesini tanıtan ilk yazılı eser, "Geçmişten Günümüze Viranşehir' adlı kitap çıktı. Viranşehirli yazar Hasan Idikurt tarafından hazırlanan kitapta ilçe tüm yönleriyle tanıtılıyor. Viranşehir ile ilgili kayda değer hiçbir eser olmadığı için şehir hakkında tanıtıcı nitelikte bir kitap hazırlayan 37 yaşındaki Idikurt. ilk olmaktan çok, öncü olmayı amaçlıyor. Kınkkale'de 'Sinema Günleri' • Kültür Servisi - Kınkkale Kültür Müdürlüğü tarafından, kentte 'Sinema Günleri' düzenlendi. Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilecek sinema günlerinde. 10 günde 6 film gösterime girecek. Kültür Bakanlığı'ndan sağlanan 'Eşkiya'. "Mavi Sürgün". . 'Kızılırmak-Kara Koyun'. 'Çökertme', 'Ay Vakti" ve 'Ağn'ya Dönüş' filmleri izlenebilecek. Octavio Paz'ın eski eşi öldü ' • MEKStKA (AA) - Octavio Paz'm eskı eşi Elena Garro. önceki gün Meksika'nın başkenti Meksiko yakınlanndaki Cuemavaca kentinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 77 yaşında kalp-solunum yetmezliğinden ölen Elena Garro. bu yıl 19 Nisan'da hayata gözlenni yuman Octavio Paz ile 1937yılındaev!enmişti. 1936-1939 Ispanya Iç Savaşı'nı görüp yazmak için savaşa giden çıft. 30 yıl sonra 1967'de öfke dolu bir boşanma ile yollannı ayırdı. 12 Aralık 1920'de Meksiko'nun güneydoğusundaki Puebla eyaletinin başkenti Puebla'da doğan ve genç yaşta yazmaya başlayan Elena Garro'nun bazı kitaplan İngilizceye çevrildi. Yazar özellikle > tspanya'da ve Avrupa'da iyi tanınıyordu. Garro'nun eıû bilinen yapıtlan arasında Geleceğin Hatıralan, Irmağm: Yanındaki Ev ve lspanya Hatıralan yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle