Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1998 CUMAR1
HABERLERİN DEVAMI
•*
G U N C E L c t NEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
rasyonu mu, Susuriuk'un sürgrti mi? Ikisinden birin-
de karara varsak ve bu karar doğrultusunda ince-
lemeye, araştırmaya, sonjşturmaya, adı her neyse,
bir başlayabilsek.
Temiz Eller Operasyonu, devleti soyan, rüşvete,
üçkâğıtçı burokrata, yolsuzluklara, esnafa, kara kim-
likli siyasetçiye karşı açılan savaşın adıydı.
Şu îarihe kadar kirli ellerden arınacağımızı söyle-
yerek yola çıkanlar, arkalarına dönüp baktıklannda ne
göruyorlar:
Geçmişte ünlenen 15-20 kirli el davası çoktan es-
kimış. Daha görkemli soygunlann, üçkâğıtların, yol-
suzluklann ardı arkası kesilmiyor.
Çakıcı'nın Nice hapishanesindeki hücresinde "adı
açıklanmayan" birine, "Bir konuşursam pir konuşu-
rum" dediği yayılıp duaıyor.
Oysa, siyasetçisinden büyük para sahiplerine de-
ğin korkuya kapılanları yatıştırmak için Çakıcı, adı bi-
linmeyen birileri aracılığıyla "Konuşmayacağım" di-
ye mesaj gönderiyor olabilir.
Çakıcı'nın konuşmasını engellemek için medyayı
kullanmak da geçerii bir yol. Ünlü sabıkalının "ya ko-
nuşursa" olasılığını yaymak, konuşmaması için her
şeyi yapmaya haz/r bekleyenleri harekete geçirebilir,
çoktan geçırmiştir de...
Işrtiyoruz ki; iade edilmesini istemeyenlerin listesi
hayli kabank.
Bu konudaki tanığımız ise kamuoyunun begeniy-
le izlediği bir insan:
Dört kez koltuğundan alınmak istenen, Çakıcı ola-
yındaki başansından sonra (bile) beşinci kez Emni-
yet Genel Müdürtüğü'nden uzaklaştınlma olasılığı tar-
tışılan Necati Bilican!
Öyle açıklamalar yapıyor ki değme siyaset adamın-
dan çok daha düzgün içerikte ve nitelikte.
Ya perde arkasında
Önemli irdelemeleri sansasyonel habercilik telaşı
arasında kaynayıp gidiyor. Bilican kıvırmadan sap-
tırmadan gayet açık bir ifadeyle, "Çakıcı 'nın dönme-
sini engellemek için büyük çabalar olduğunu" söy-
lüyor ve şimdi lütfen dikkat ediniz:
"Cezaevinden kurtanlması için inanılmaz girişim-
ler, para transferlerinde büyük bir artış var" diyor.
Kimden geliyor bu vurgulamalar? Emniyet Genel
Müdürü'nden!
Kuşku yok; Bilican, Emniyet'in Çakıcı'yı kurtar-
mayı amaçlayan girişimleri, Nice'e veya ABD ile ki-
mi Avrupa ülkelerine para transfer edenleri izleyip
saptadıktan sonra bu denli ürkütücü bir açıklama ya-
pıyor.
Merak uyandıran ve mutlaka yanıtlanması zonın-
lu olan soru şu: Bu saptanan isimler hakkında "ya-
pılan muamele nedir"?
Zira Çakıcı'yı kurtarmanın yollarını arayan bu kişi-
lerinsaptanması, ilgililere, "çetenin Türkiye'dekikol-
lannı" ortaya çıkarrna fırsatı veriyor.
Tabii becerebilirsek. Tabii saptanan isimlerin üze-
rine gidebilirsek.
Bir bürokrattan elbette Çakıcı'nın yurtta ve yurt-
dışındaki işbiriikçilerınin isim ile adreslerini açıklama-
sı beklenmemeli.
Ama, ANAP genel başkan yardımcılarından Yaşar
Okuyan güvence veriyor: "Isterpolitikacı, ister dev-
let adamı olsun, Çakıcı ile ilişkide bulunanlann hep-
sinin isimlerini açıklayacaklannı" söylüyor,
Bu türden pek çok vaat, pek çok konuşma ızle-
yenler Okuyan'ı kuşkuyla karşılıyor, "bekleyip gör-
meyi" yeğliyorlar.
"Işte" diyor Bilican: "Işte, size daha büyük bir Su~
surluk olayı." Çakıcı ile iki mafya babasının yakalan-
masını böyle özetliyor.
Ya, daha "küçük" Susurluk olayları?
Örneğin RP'nin Ocak 1998'de kapatılmasından
hemen sonra Maliye'nin dün ortaya çıkardığı "yok
edilen 1 trilyon".
BP'den dönme FP'de yer alan, ismi büyükçe ki-
milerinin "paralan elden örgüte dağıttıklanm" söy-
lemelerine karşın kimi il başkanları böyle bir para al-
madıklannı açıklıyor.
Müslümanlığı önkoşul sayan bir partide. Islam per-
desi arkasında gizlice neler dönüyor neler?
"Hokus pokus yok edilen 1 trilyon" siyasal bir
Susurluk değil mi?
Ankara'dan ABD'ye dolaylı destekANKARA / ISTANBL'L (Cumhuri.vet) - Anka-
ra. Sudan ve Afganistan'da "terör merkeri" ola-
rak belirlediğı bölgelere fiize saldınsı dûzenleyen
ABD'ye dola> lı destek verdi. Cumhurbaşkanı Sii-
leyman Demirel. "ABD'nin bu tedbiri. kendisine
yönelik terör hareketinin bir tedbiri ise ona söyle-
\ecek bir şeyimizolmaz" dedi. Başbakan Yardım-
cısı Biilent Ecevit de, ABD'nin Afganistan konu-
sunda Taleban'a destek vererek yapmış olduğu ha-
tayı düzelteceğinı umduğunu söyledı.
Demirel, cuma namazı kılmak için Etiler'deki
evinden ayrılırken gazetecilerin ABD saldınlan-
na ilişkın sorusu iizerine. "Burada haklılık veya
haksızhktan daha çok.terörden canı yanmış bir üi-
ke olarak. bizim eğer ABD'nin bu tedbiri kendisi-
ne >önelik terör hareketinin bir tedbiri ise ona söy-
leyecek bir şeyimiz olmaz. Yani teröre vönelik bir
hareketse ben onu muhakemeedecekdummda de-
ğilim" dedi.
Terörle mücadele eden bir ülke olarak Türki-
ye'nin saldırıyı "hakb-haksız" çıkarma durumu-
na giremeveceğini kaydeden Demirel şunlan söy-
ledi: "Nihayet "Kendisini korumak için almış ol-
duğu bır tedbirdir' deriz. Bu, uluslararası hukuk
bakımından tartışılabilir ga>et tabii. ama netke iti-
bariyle btzim ülkemizede dışandan birtakım terör
hareketleri yöneltilmektedir. Biz de bundan fe\ ka-
lade mustaribiz. Benzeri bir olavda ve>a çok ben-
zemese bile aynı maksatla yapıldığı iddia edilen bir
olayda' Ne yapıyorsun' demek durumunda olma-
yızT
Demirel, "Türkiye'ıün ne zaman haberi oldu"
yönündeki soruyu. "Zatenizinalınakzonındade-
ğiller. ama bana bilgi verildi" dıye yanıtlâdı.
Ecevit, Türk-Iş Genel Başkanı Bayram İVferal
ve yönetım kurulu üyelerini ziyaret sırasında ga-
zetecilerin ABD'nin hava saldınsı ile ilgıli sorusu
iizerine. insanlığı rahatsız eden en büyük tehlike-
nin terorizm olduğunu belirtti. Bugün biravuç in-
sanın savaş ve silah teknolojisinden yararlanarak
bütün bır ülkeyi, hatta bütün insanlığı tehdit eder
duruma geldiğını kaydeden Ecevit, uluslararası
boyuta varan terorizmin sıkıntısını en çok çeken
ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söyledi.
Terorizmin hedef aynmı gözetmediğini, Türki-
ye'de de aynı durumla karşı karşıya olundufunu
kaydeden Ecevit. şugöriişleri dilegetirdi: "Onun
için Türkiye. terorizmin mutlaka uluslararası da-
vanışmav la önlenmesi gerekir diye uzun yıllardan
beri bunun sözcülüğünü, bunun öncülüğünü yap-
maktadır. Bütün ulııslan terorizme karşı işbiriiği-
ne. dayanışma\a çağırmaktadır. Ama ban ülkeler.
Tiirk ataso/ünıü/ gibi "Beni sokmayan yılan bin
yaşa.Mn' anlayışı içindeler. Ama terorizmin etkile-
ri artık bütün insanlığı sarsabilecek, bütün insan-
lığı tehdit edebilecek duruma gelmistir."
ABD'nin. Afganistan'ı da vurarak Taleban'ın
ABD'yi de tehdit eden bazı terörist binmleri oluş-
turduğunu kendi istihbaratına dayanarak dünyaya
açıkladığma dikkat çeken Ece\ it, "Taleban denen
canavan \aratmaktaetkin durumda yer almışolan
üikelerden biri. hatta onun başında da ABD gel-
mektedir" dedi. ABD'nin Taleban konusunda hâ-
lâ ilgınç bir politika izlediğini belirten Ecevit. Su-
dan gibi Taleban rejirninin "teröristJikle" nitelen-
dirilmediğine dikkat çekti.
Emeğin Partisi Gene) Başkanı Levent Tibsel,
ABD'nin uluslararası kurallan hiçe sayarak Af-
ganistan ve Sudan"ı bombaladığını belırterek
"Çıkarian tehlikeye girdiği her noktada 'dünya
banşı', •terorizme karşı' adı altında dünyanın
hemen her ülkesinde binlerce insanın canına mal
olan operasyonlar dûzenleyen ABD asü terörist
güçtür. .\BD'nin terörist eylemJerini kınamak Wr
yana destekleyen hükümetin işbiriikçi turumunu
kmıyoruz" dedi.
ABD Ankara Büyükelçiliği'nin. önceki gece
gerçekleştirilen askeri harekâtın ardından Dışişleri
Bakanlığı'na bilgi verdiği kaydedilirken ABD'nin,
Sudan ve Afganistan'daki belli noktalan meşru
müdafaa amacıyla vurduğu açıklamasmı yaptığı
bildirildi. Alman bilgiye göre, hava saldınlannın
ardından Ecevit ile Dışişleri Bakanı fsmail Cem
v e bazı üst düzey yetkililer durum değerlendirmesi
yaptılar. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıkla-
mada, Türkiye'nin ka>Tiağı ve amacı ne olursa ol-
sun terorizmin her çeşıdini kınadığı belirtildi.
Kilit isim Yavuz Ataç mı? 'Çakıcı için baskı var'
I Baştarafi 1. Sayfada
ha sonra Kutfu Sa\-aş'ın hazır-
ladığı Susurluk raporunda da
fidye olayı nedeniv le günde-
megelmişti.
Birdal suikastının kilit ada-
mı Gülaltay. polisteki ifâdesin-
de Karacan'ın arkasında kımin
olduğunu da şö\ le dile getirdi:
"ÇalışmaJannın (Nafiz Ka-
racan'ı kastediyor)finansmam
için Vânlıeroinci>e PKK flnan-
Mİrii Senar Er'den para akhğt-
nı. paralar yüzünden Ankara
Sheraton Öteli'nin güvvnlik
kameralanna yakalandığmı
söyledi- Mikail'le( Mikail. Na-
fiz Karacan'ın kullandığı bir
takmaad) beni.çocuklukarka-
daşım Mustafa Gülen. Tarab-
ya'da bir>emekte tanıstırdı. Ne
iş >apnğını sorduğumda MİT
te^küaOnda çaiı^Oğını sö\1edi.
Iantştıktan sonra Florya'daki
şirketinde görüşüyorduk. Ayiu
zamanda ha^aalanında çauşd-
ğını. şu anda Pekin'de bulunan
YavuzAtaçisinıli göreviinin sağ
kolu olduğunu sö>lüyordu...
Avrupa'da. Bosna'da bazı ope-
rasvonlar \aptığını anlatn.
Kendisi gibi Türkçü düşünce-
den çok fazla MİT. emniyet gö-
revlisi, bürokrat olduğunu ve
destek sağla>acağını anlattı.
Hapisteki veğenimi kurtarma-
sını istedim. Hiçbirşe> >apma-
dı. 'Pekı operas>onda yakala-
nanları nasıl kurtanpyurtdışı-
pa çıkaracaksın' dhe sordum.
'Ozaman teşkilat yardımcı ola-
cak' dedi. YavuzAtaç'a çokgü-
\eni\ordu." Yine Mıkaıl Sa-
n'nın se\gılisı olarak gündeme
gelen O.K. polise verdiği ifade-
de. Yavuz Ağabev di>e bir is-
tihbaratçıdan söz edıyordu.
^a\uz•u ise şöyle tanımlı-
>ordu: " 1.65 boj lannda, kilo-
lu. esmer, göziüklü. sivah saçlı.
sakalsız >e bıyiksızdj. Çok alkol
alıvor ve çok sigara içivordu.
Sonra sık sık görüşmeye başla-
dık. Araianndaki ilişkinin iyi
olması. bana Mikail'in istihba-
ratçı olabUeceğini dûşündürdü.
Ataç, Çin'e gitmeden önce bir
kez daha buluşup yemeğe git-
tik."
Gülaltay. Birdal suikastına
giden yolda. kendilerinin "bir
şeylere zemin oluşturmak için
kullanıldığınr söylüyor. Gülal-
tay, Birdal suikastından sonra
Mikail'in (Nafiz Karacan)
ev inde saklandığını da poliste-
ki ıfadesinde beîirtiyor.
Nafiz Karacan. adınm Se-
mih Tufan Gülaltay'ın ifade-
sinde ortaya çıkması üzerine
Aktüel dergisine bir açıklama
yolladı \ebu ifade üzerine şun-
İan söyledi:
"Benim sağ kolu olduğumu
söylediği kişiyi (Yavuz Ataç'ı
kastediyor) kendisi kaç kere
görmüş? Sanki bu kişi beni ör-
güdemiş. ben de Semih ve Cen-
giz'i kurmuşum havası yarata-
rak 'Semih efendi' kime hiz-
met etmiş? Bahsi geçen kişi,
Türfciye'nin yetiştirdiği nadir
kişilerden biridir."
Birdal suikastında adı geçen,
fidye olaylanna karışan Nafiz
Kjracan'ın -Türkiye'nin yetiş-
tirdiği nadirkişilerden biri" de-
dıgı ve hayatta en çok güven-
diği kişi olarak söz ettiği. Ha-
nefi Avcı'nın. "Çakıcı .MfT'in
adamı. ama her iki tarafla da
görüşüyor. Şu anda herkes üç-
lü oynuyor ama en çok, en sıkı
adamı Yavuz Ataç'tır" dıye ta-
nımladığı Yav uz Ataç, şu gün-
lerde Ankara kulislerinin en
önemli ismi olarak gündemde.
Yıne Ankara kaynaklı söy-
lentilere göre. Mehmet Ey-
mür'le bir çekişme nedeniyle
Pekin'e gönderilen Ataç'ın da.
Eymür'ün yanı sıra merkeze
alınacağı ıleri sürülüyor.
• Baştarafi 1. Sayfada
portu" aldığını açıkladığı ve ABD'de bu-
lunan "GazJantepli" unvanlı Cenk'in kim-
liği ile ilgili araştırmalannı da sürdürüyor.
Emniyet Genel Müdürü Bilican, Cumhuri-
yefe yaptığı açıklamada, Çakıcı'yı 14 yıl-
dan bu yana koruyanlan saptamaya başla-
dıklannı belirterek "Suç işleyeni kimse ko-
ruyamaz. Koruyan olmasa bunca sene ra-
hat dolaşamazdı. 1984 yılından başlayarak
geçen zaman içerisinde 14 senedir dışanda
çeşitli olaylara kanşmış" dedi.
Polisin üzerıne düşen görevi yerine geti-
rerek suç işleyeni yakaladığını kaydeden
Bilican. "l)ış iilkelerde de olsa o ülkelerin
yargı organına teslim ettik. Çıkabildiği ka-
dar ortayaçıkacak. Nerelerekadar gider bi-
kmiyorum,ama pesini bırakmay acağız" dı-
ye konuştu.
Terörörgütlerini besleyen en büyük güç-
lerin çeteler olduğunu vurgulayan Bilican.
Çakıcı"nın iade edilmemesi için bazı çev-
relerin dolaylı yollardan emnıyete baskı
yapmaya çalıştığını açıkladı.
Bilican, bu çevrelerin kimleroldufu ko-
nusunda aynntılı bilgi vermezken yinedev-
letin bazı üst düzey görevlilerinin Çakı-
eı'nın anlatacakları şeylerden endişe duy-
maya başladığını söyledi. Kırmızı pasapor-
tun nasıl verildiğine ilişkin tüm olasılıkla-
rı değerlendirdiklerini kaydeden Bilican,
sözlerıni şöyle sürdürdü:
"Pasaport bir kıymetli kâğıttır. Kıymet-
li kâgıtlar bizde Damga Matbaası'nda ha-
sılıywr. Böyle bir pasaport çeşitli yollardan
elde edilmi<j olabilir. Nornıal olarak Damga
Matbaası'nda basılan bir pasaport mudur,
yoksa sahte bir şekilde başka bir yerde mi
basılmıştır. araştınyoruz. Fransa'dan gelen
arkadaşlar pasaporrun fotokopisini getirdi-
ler. Vncak.fotokopidennerede basıldığı bef-
li olmuyor. Şimdi bunun aslının gelmesi la-
zım. nereden aJınmışör belli olsun diye. O-
nun için pasaporhın aslıııı istedik. Eğergön-
dcrirlersc o zaman kesin olarak nereden
alınmıştir belli olacak. Kesin bir bilgiye, la-
boratııvar araştırmalanmız sonucunda va-
racağH."
Bilican, Çakıcı operasyonu ile ilgili bun-
dan sonraki sürecin nasıl işleyeceği konu-
sundaki bir soruya, "Üzerimize düşeni ya-
pacağız" yanıtını verdi.
Çakıcı olayının Susurluk kadar önemli
bir olay olduğuna dikkat çeken Bilican şöy-
le dedi: "Nedir Susurlukolayı? De\letiçin-
de yanhş yapılan işler. yani hukuka uygun
olmayan işler. Toplumun, kamunun menfa-
atını ihlal eden işler. De>let içinde yanlış ya-
pılan işler var. İşte biz bunlann üzerinde du-
ruyoruz. Devleti, yanlış iş yapanlardan te-
mizlemeye çahşıyoruz. Susuriuk olayında
bunu yaptık. şimdi bu olayda da bunu yap-
maya çakşıyonız."
Bilican, Çakıcı'nın bankalardaki para
transferleri konusunda çalışmalann devam
ettiğini belirtirken. kredi kartlannm numa-
ra ve fotokopilennin henüz gelmediğini
söyledi. Bilican, Çakıcı'nın yurtdışında
iken prestij sağlamak için kjlise, \ akıf ve
sosyal içerikli birtakım kurumlara yardım-
larda bulunduğunu. bunlara ilişkin para
makbuzlannın geldiğini bildirdi.
Bilican, Başbakan Mesut Yılmaz'm mü-
cadeleye tam destek verdiğini belirtti.
Gûler'in telefon rehberi
Fransa'dan gelen Kaçakçılık ve Istihba-
rat Dairesi yetkililerinin, beraberlerinde
Murat Güler'in telefon rehberini getirdik-
len bildirildi. Görevlilerin, Çakıcı'nın ba-
zı hayır kuruluşlanna yaptığı yardımm
makbuzlannı da beraberinde getirdiği kay-
dedilirken makbuzlardan ikisinin kilisele-
re. bınnın Rahıbe Teresa Vakfi'na. diğeri-
nin de UNICEF'e ait olduğu belirtildi.
Pnsaportun fotokopisini Türk polisine
veren Fransızlann. mahkemenin sonunda
aslmı ve banka kay ıtlannı vermeyi taahhüt
ettikleri öğrenildi.
Çakıcı'yı destekleyen bazı odaklann ül-
kücü mafya liderinin Türkiye'ye iade edil-
mesini engellemek için hem Fransız yargı-
sı nezdinde girişimde bulunduğu hem de
bazı basın organlan aracılığıyla polis üze-
rinde baskı kurmaya çalıştığı güvenlik ku-
lislerinde dile getirildi.
Emniyet yetkilileri. Adalet Bakanlığfnın
Fransa'ya uzman göndererek dosyanm içe-
riğinin nasıl olması gerektiğı konusunda
görüş ahşverişinde bulunmasının. iade is-
teminin çeşitli bahanelerle reddedilmesini
önleyebileceğine dikkat çektiler.
Edes para cezasınm bir kısmını ödedi İskele kurbanı 6 işçi dün toprağa verildi
tstanbul HaberServisi-Eski Emlak Banka-
sı Genel Müdürü Engin Civan'a rüşvet verdi-
ği gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis ve 111 milyar
111 milyon 111 bin lira para cezasına çarptı-
nlan Selim Edes,para cezasının 51 milyar 792
milyonluk bölümünü avukatı aracılığıyla Is-
tanbul Defterdarlığf na yatırdı.
Selim Edes'in avukatlan. 3 gün önce 51 mil-
yar 792 milyon liralık lnterbank çekini Istan-
bul tnfaz Savcılığı'na verdi. Çek savcıhk ta-
rafından kabul edilmeyince avukatlar parayı
bankadan tahsil ederek savcılıktan alınan mak-
buzla İstanbul Defterdariığrna yatırdı. Avu-
katlar. Türkiye'den aynlmadan önce para ce-
zasının 17.5 milyar liralık bölümünü yatıran
Selim Edes'in geriye kalan para cezasının 2
Eylül 1998 tarihine kadar ödeneceğini söyle-
diler.
Edes, eski Emlak Bankası Genel Müdürü
Engin Civan "a rüşv et v erdiği gerekçesiyle yar-
gılanmış ve 1 yıl 8 ay hapis ve 111 milyar 111
milyon 111 bin lira para cezasına çarptınlmış-
tı. Tahliyesıne 47 gün kala serbest bırakılan
Edes ABD'ye kaçmıştı.
LEVENTGENÇELLİ
BL'RSA - Bursa Ticaret ve Sanayi
Odasfnın Organize Sanayi Bölge-
si'nde yaptırdığı idare binası inşa-
atında iskelenin çökmesi sonucu ya-
şamını yitiren 6 işçi toprağa verilir-
ken olayın şoku devam ediyor. Bur-
sa'daki önemli kamu vatınmlannın
inşaatlannı da yapan GlNTAŞ'm Yö-
netim Kurulu Başkanı Necip Doğru,
iskele çökmesinin nereden kaynak-
landığını kendilerinin de araştırdıkla-
rını söyledi. BTSO Başkanı Celal
Sönmez de. kurtarma çalışmalan sı-
rasında yaptığı açıklamada inşaatla-
nnın her türlü denetime açık olduğu-
nu. olayın bina çökmesi olarak algı-
lanmamast gerektiğini, beton dökü-
lürken çöken iskelenin faciayı getir-
diğini söyledi. Bulgaristan'daki zo-
runlu göçle Bursa'ya gelen ve GİN-
TAŞ'ta çalışmaya başlayan 6 soydaş
işçiye mezar olan iskele çökmesiyle
ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı
incelemelerini sürdürüyor. önceki
gece inşaatı yapan firmanın yetkili-
lerinin ifadeleri alındı. İskele çökme-
si sonucu 28 metreküp hazır betonla
birlikte demir iskele parçalan arasın-
da kalarak ölen işçilerin cesetleri ai-
lelerine teslim edildi. lnşaat işçileri
Mümin Şahin (39). Ramadan Emi-
noğlu (39), Mümin Özgür, Mustafa
Vatansever, Hüseyin Cumali ve Mus-
tafa Öztürk dün toprağa verildiler.
Beline kadar betona gömülen ve şans
eseri ölümden kurtulan yaralı işçi Ra-
fetKadir'in tedavisi sürüyor.
SULTAN-I YEGAH'IN SALTANATI
YENİDEN BAŞLADI
EFSANE ALBÜM YENİDEN DİLLERDE
Mihrimah / Muhayyer Kürdi
Saki 'Nihavent
Kömür Gözlüm / Hûseyni
DiskoSegah Segah
Nagehan Bustan Faslı / Humayun
Sa'd-abad / Buselik
Mahur /Mahur
Defteri Divammız / Hicaz
Nedir Yarabbi Derdim / Ferah Feza
Sultan-t Yegah /Suttan-ı Yegah
TÜM BESTE VE DÜZENLEMELER EBGÜDER YOLDAŞ'A A/TTlfl
Beyoğlu METR0P01 MUZİK ÜRETİM Son. ve Tic JD. ŞTI.
Ho 140 Beyojiu-ISJftNBUl/ lel. (0212) 245 62 91 • 249 49 16
Genel Doğıtım: AOA OAGITIM
\W, i Bl<* 6&3IUntnponı -1STAWBUI/Td: (0212) 513 02 62 - Fn- 513 92 79
YANSIMALAR, BAB'I ESRAR'dan sonra
A. ŞENOL FILIZ, BIROL YAYLAIKİLISI
GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞIMİZİN
10 SEÇKİN ESERINİ BİRARAYA GETIRDILER
MİAHUR
Mahur SazsemaBİ
teht Fâl'al Sey
Muhoyyerkürıfr Sozsemoisi
Hkoz Sazsemoci
ittkJüalUfmm
Mahur Sazsematsi
Sehnoz SczsemoKİ
Stdai Ozlcfmk
Hicazkâr Sazsemaisi
Kemd Mryazr Seyhun
Ç«w Kızı
Jonbttn (emîl Bey
HmmeM Sazsemaisi
Omerillıjğ
Suzıdii Sozsemoni
Stdoi Oztopcok- faAn Kopuı
Kürdilihicazlcör Sazsefnoisi
tofym
Beyoğlu Pera (0-212) 251 32 40
12.00, 14.15, 16.30, 18.45,21.00
Beyoğlu MfTROPOL MUZIK URFTIM Son ve Tıt LIO STI
U U U .Nc.l40Jfy^!SU,WU(/W (02J2J245«291
Genel Doğılım AOA DAĞIT1M
IMÇ 6.Bİ0İC W31ünim™ -ISBMUl/ W. 102)21513 02 42 - hı: 513 92 79
açıkhavada
SİNEMA
22 Cumartesi
Tifanic
23 Pazar
Lolita
SaatU.OO
A K A D E M İ
SANAT İLETİŞİMİ
25 1 1 2 9 9
DARUŞŞAFAKA
ÇETİN BERKMEN
M A S L A K
STUDIO PEIhfOIRE
SANAT GALERISl
&
RESİMATÖLYESI
RESIM
ÇALIŞMALARI
GULSEREN KAYAU
YÖNETIMINDE
ÇARŞAMBA - PERŞEMBE
CUMA - CUMARTESİ
l 2:00 - 20:00
DEVAM EDİYOR
TEL.: 241 77 54
Ahmet Fetgan Sok.(Es(a Kahpçı Sok)
Ho14W Teşvıtoye 8C200 könta!
Kültür
Sanat
,-• 293 89 78
(3 hat) i
Sinema
İlanlarınız İçin
(0212)293 89 78(3hat)
G U N D E M MUSTAFA BALB
• Baştarafi I. Sayfada
Ancak birsüre bölgede kalan Türkiye yurttaşı, t
rada günlük yaşamını kolayca yürütebilir. Üstelik (
bekler adım adım Latin alfabesine geçmeye baş
mış durumda. Semerkand pazannda bir defter, \>
pağında şu yazılı:
"Yozıshni o 'rganamiz"
Içini kanştırdım. Bu yıl bütün okullarda Latin all
besine geçişin temel hazırfığı... Her sayfaya bir h;
aynlmış. Latin harf kocaman, altında türetilmiş sc
cükler...
"A: Anza, B: Bayraq, D: Devlet, H: Huquq, K: t
tap, M: Maktup, N: Nevroz, Q: Oavushgon ffavşa/
R: Rasm, T: Tabassum, V: Vatan, Z: Ziyorat, O: C
man..."
Oavushgon çok hoşuma gitti. Tavşanı ne güz
anlatıyor. Tezgâhta 3 defter vardı. Ben sözcükleri nı
alırken üçü de satıldı. Benzer bir defter bir başka ye
de şu kapakla satılıyor:
Umumy Oaftar"
Semerkand'daki bu gözlemlerin etkisiyle Buh£
ra'ya giderken, yerleşim yerlerinin adlanna özellikl
dikkat ettim.
llk yerleşim yeri:
"Cuma"
Semerkand çıkışı yeşil. Bir an Denizli-Aydın yolu
nu anımsatıyor. Bu, yer adlanna da yansımış:
"Beklan, Mevalı..."
Meyva derken aradaki "y"yi yiyorlar.
Ardından Gözalkent...
Kim bilir belki de güzel "göz a/"dan geliyor.
Özbekçili'yi geçtik, büyük bir yerleşim yeri: Katta-
korgan...
Korgan, kale anlamına geliyor. Payşamba'yı (Per-
şembe) Povlontepe izledi. Povlon'un ne anlama ge-
lebileceğini tahmin etmeye çalışırken, şoför Mevlam
söze girdi:
- Povlon pehlivan demek...
Aracın teybinden de bizimkileri aratmayan yanık bir
Özbek sanatçının sesi geliyor:
"Kız her dalım kiritdi I Yan canım silindi I Kamile
kız Kamile..."
Güneş yavaş yavaş kızıla inerken, yengi korgan...
Sonraki köy, Kosoposun... Mevlam, "uğraşma" de-
di. "BuköyTacik..."
Ardından Polatçı... Polat, demir demek. Girişinde
kocaman bir pano:
"Khoş gelipsiz"
Fena hoş geldinız değil, üstelik içinde "Khoş"ma-
yt da banndınyor.
Izleyen köy Ziobıttin, Kırgızmış. İki kent arasında
Tacik, Kırgız, Özbek köyler serpili...
Kavun satıcılannın ardı sıra dizildiği yerierden son-
ra Nevroz'a geldik.
'Selametlik içün'
Yola çıkalı 1.5 saat oldu. Kurmana Köyü'nde ko-
caman, çevresi işlemeli bir pano:
"Vatan mustakil olıyir
münasip buliyirig"
Her benzin istasyonunun çıkışında "Yolunuz açık
olsun" anlamında şu tabela var:
"Akyol"
Özbekistan eski Sovyetler Birfiği'nin pamuk
ambanydı. Şimdi de önemli söz sahibi. Geniş pamuk
tarfalannın kıyısında yer yer pamuk resimli şu pano-
lar var
"Akaltın"
Ne yerleşim yerleri bitecek ne de Türkçemizin yer-
leşim planı.
Yazryı Semerkand'daki küçük bir öğle yemeği di-
yaloğu ile noktalayahm.
Karşıma iki kişi oturdu. Tanıştık, çat pat anlaşırken
Selahattin sordu:
"Arak içen mi?"
Daha yanrtı vermeden tası doldurdu. Kaldınp ses-
lendi:
"Selametlik içün!"
' Çakıcı bir dönem kollandı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet yöneticile-
ri. 14yılkaçtıktansonradip-
lomatik dokunulmazlık sag-
layan kırmızı pasaportla ya-
kalanan ülkücü mafya liden
Alaattin Çakıcı'nın devlet
içinde bir grup tarafından
kollandıgı görüşünü dile ge-
tirdiler. Başbakan Yardımcı-
sı Biilent Ecevit, gecmiş hü-
kümet döneminde devletin
üst makamlannda görev alan
yöneticilerin mafya liderle-
rinden övgüyle söz etmesi-
nin çetelerle mücadelede en-
gel oluşturduğunu söyledi.
DTP Genel Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk ise pasa-
portun gerçek olma olasılıği-
na dikkat çekerek "Bir yer-
lerden talimat almadıkça hiç-
bir devlet memuru böyle bir
suç işlemez. Özel belgeler.
özel görevlilere verilir" dedi.
Ecevit, Fransa'da yakala-
nan Çakıcı'nın üzerinden çı-
kan pasaportun MİT tarafın-
dan sağlandığı yönündeki id-
dialann anımsatılması üze-
rine, konuyla ilgili inceleme-
lerin henüz tamamlanmadı-
ğını belirtti. lçişleri ve Dışiş-
leri bakanhkJannın yapacak-
lan açıklamanm beİclenmesi
gerektiğini sö>leyen Ecevit,
"Çeşitli bügiler geliyor, ama
henüz sonuca vanlmış değil.
Daha pasaport da Türki-
ye'ye gelmiş değü" diye ko-
nuştu.
"Çakıcı'ııın önemli açıkla-
malarda bulunacağını söyle-
diği belirtilerek. bu açıkla-
manm hükümeti nasıl etkile-
yeceğinin" sorulması üzerine
Ecevit, "Ne açıklama j^apa-
cağını bilmeden nasıl yanıt
verebiUrinı'' karşılığmı ver-
di. Ecevit sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Son aylarda çeteciler.
mafvacılar. baba diye adlan-
dınlan kimseler dünyanın
neresüıe kaçmış oluıiarsa ol-
sunlar adalete teslim ediliyor-
lar. Bu bakımdan devletin iş-
lerliği bu hükümetdönemin-
de çok büyük ölçüde artmış-
ür. Bunun nedeni de hükü-
metin ve hükümet ortaklan-
nın bu konularda gocunacak
hiçbir tarafı olmamasıdır.
Artık hiçbir genel başkan,
bundan bir süre önce TB-
MM'de görüldüğü gibi ken-
di Meclis grubunda kürsüye
çıkıp bu mafv a babalannu bu
çetecileri milli kahramanlar
gibi göstermemektedir. Ne-
den o dönemde bunlann izi
bulunmadı, > akalanmadL"
Ecevit, bu gibi suçlann,
sundukları af önerisi kapsa-
mına girmeyeceğinin kesin
olarak belirtildiğine dikkat
çekti. Cindoruk da, Çakı-
cı'nın üzerinde bulunan kır-
mızı pasaportun gerçek ol-
dugunun beürlenmesine iliş-
kin değerlendirmelerinin so-
rulması üzerine şunlan söy-
ledi: "Susurluk olayı çıköğı
zaman 'Devlet Susurluk'tur'
demiştim. De\kt, banIdştle-
re özel görevler verdiği za-
man özel belgeler de veriyor.
Hukuk devletinde bunlar ol-
maz. Devletin memurtan da
bu sıkıntılann içine girmez.
Bir yeıierden talimat alma-
dıkça hiçbir devlet memuru
böyle bir suç işlemez."
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Meral Akşener ise
lçişleri Bakanı olduğu dö-
nemde Çakıcı'nın yakalan-
ması için operasyon önerdik-
leri ABD'de yargıçlann "yal-
nızca 4 saat gözalnna alabile-
ceklerini bildirmesi özerine"
operasyonun gerçekleştirile-
mediğini söyledi. Akşener,
Çakıcı'yla ilgili olarak adla-
rı geçen bakanlann kimlikle-
rinin açıklanmasını istedi.
CHPtçelMilletvekiliFik-
ri.Sağlar. Çakıcı'nın "EBm-
de bantlar var. Bunlar orta-
ya çıkarsa Ecevit hükümet-
ten aynlır, Baykal desteğini
çeker ve hükümet yıkıür. As-
lında bu bandann peşinde-
ler" sözlerini yorumlarken
"Anlaşılıyorki bu bantlarbu-
günkü hükümetin ileri gelen-
lerini ilgilendiriyor. Bu sözie-
ri de ben ANAP'a vönelik
olarak yorumluyorum" de-
di. Mlf 'te ekonomik işler-
den sorumlu daire başkanlı-
ğı görevinden emekliye ay-
rılmak zorunda bırakılan
Mahir Kaynak ise "GörüJ-
düğü kadanyla buyakalama
olayi unceden hazuiannuş bir
senaryoyla gerçekleşiyor"
iddiasında bulundu.