27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1998 CUMAR1 HABERLERİN DEVAMI •* G U N C E L c t NEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada rasyonu mu, Susuriuk'un sürgrti mi? Ikisinden birin- de karara varsak ve bu karar doğrultusunda ince- lemeye, araştırmaya, sonjşturmaya, adı her neyse, bir başlayabilsek. Temiz Eller Operasyonu, devleti soyan, rüşvete, üçkâğıtçı burokrata, yolsuzluklara, esnafa, kara kim- likli siyasetçiye karşı açılan savaşın adıydı. Şu îarihe kadar kirli ellerden arınacağımızı söyle- yerek yola çıkanlar, arkalarına dönüp baktıklannda ne göruyorlar: Geçmişte ünlenen 15-20 kirli el davası çoktan es- kimış. Daha görkemli soygunlann, üçkâğıtların, yol- suzluklann ardı arkası kesilmiyor. Çakıcı'nın Nice hapishanesindeki hücresinde "adı açıklanmayan" birine, "Bir konuşursam pir konuşu- rum" dediği yayılıp duaıyor. Oysa, siyasetçisinden büyük para sahiplerine de- ğin korkuya kapılanları yatıştırmak için Çakıcı, adı bi- linmeyen birileri aracılığıyla "Konuşmayacağım" di- ye mesaj gönderiyor olabilir. Çakıcı'nın konuşmasını engellemek için medyayı kullanmak da geçerii bir yol. Ünlü sabıkalının "ya ko- nuşursa" olasılığını yaymak, konuşmaması için her şeyi yapmaya haz/r bekleyenleri harekete geçirebilir, çoktan geçırmiştir de... Işrtiyoruz ki; iade edilmesini istemeyenlerin listesi hayli kabank. Bu konudaki tanığımız ise kamuoyunun begeniy- le izlediği bir insan: Dört kez koltuğundan alınmak istenen, Çakıcı ola- yındaki başansından sonra (bile) beşinci kez Emni- yet Genel Müdürtüğü'nden uzaklaştınlma olasılığı tar- tışılan Necati Bilican! Öyle açıklamalar yapıyor ki değme siyaset adamın- dan çok daha düzgün içerikte ve nitelikte. Ya perde arkasında Önemli irdelemeleri sansasyonel habercilik telaşı arasında kaynayıp gidiyor. Bilican kıvırmadan sap- tırmadan gayet açık bir ifadeyle, "Çakıcı 'nın dönme- sini engellemek için büyük çabalar olduğunu" söy- lüyor ve şimdi lütfen dikkat ediniz: "Cezaevinden kurtanlması için inanılmaz girişim- ler, para transferlerinde büyük bir artış var" diyor. Kimden geliyor bu vurgulamalar? Emniyet Genel Müdürü'nden! Kuşku yok; Bilican, Emniyet'in Çakıcı'yı kurtar- mayı amaçlayan girişimleri, Nice'e veya ABD ile ki- mi Avrupa ülkelerine para transfer edenleri izleyip saptadıktan sonra bu denli ürkütücü bir açıklama ya- pıyor. Merak uyandıran ve mutlaka yanıtlanması zonın- lu olan soru şu: Bu saptanan isimler hakkında "ya- pılan muamele nedir"? Zira Çakıcı'yı kurtarmanın yollarını arayan bu kişi- lerinsaptanması, ilgililere, "çetenin Türkiye'dekikol- lannı" ortaya çıkarrna fırsatı veriyor. Tabii becerebilirsek. Tabii saptanan isimlerin üze- rine gidebilirsek. Bir bürokrattan elbette Çakıcı'nın yurtta ve yurt- dışındaki işbiriikçilerınin isim ile adreslerini açıklama- sı beklenmemeli. Ama, ANAP genel başkan yardımcılarından Yaşar Okuyan güvence veriyor: "Isterpolitikacı, ister dev- let adamı olsun, Çakıcı ile ilişkide bulunanlann hep- sinin isimlerini açıklayacaklannı" söylüyor, Bu türden pek çok vaat, pek çok konuşma ızle- yenler Okuyan'ı kuşkuyla karşılıyor, "bekleyip gör- meyi" yeğliyorlar. "Işte" diyor Bilican: "Işte, size daha büyük bir Su~ surluk olayı." Çakıcı ile iki mafya babasının yakalan- masını böyle özetliyor. Ya, daha "küçük" Susurluk olayları? Örneğin RP'nin Ocak 1998'de kapatılmasından hemen sonra Maliye'nin dün ortaya çıkardığı "yok edilen 1 trilyon". BP'den dönme FP'de yer alan, ismi büyükçe ki- milerinin "paralan elden örgüte dağıttıklanm" söy- lemelerine karşın kimi il başkanları böyle bir para al- madıklannı açıklıyor. Müslümanlığı önkoşul sayan bir partide. Islam per- desi arkasında gizlice neler dönüyor neler? "Hokus pokus yok edilen 1 trilyon" siyasal bir Susurluk değil mi? Ankara'dan ABD'ye dolaylı destekANKARA / ISTANBL'L (Cumhuri.vet) - Anka- ra. Sudan ve Afganistan'da "terör merkeri" ola- rak belirlediğı bölgelere fiize saldınsı dûzenleyen ABD'ye dola> lı destek verdi. Cumhurbaşkanı Sii- leyman Demirel. "ABD'nin bu tedbiri. kendisine yönelik terör hareketinin bir tedbiri ise ona söyle- \ecek bir şeyimizolmaz" dedi. Başbakan Yardım- cısı Biilent Ecevit de, ABD'nin Afganistan konu- sunda Taleban'a destek vererek yapmış olduğu ha- tayı düzelteceğinı umduğunu söyledı. Demirel, cuma namazı kılmak için Etiler'deki evinden ayrılırken gazetecilerin ABD saldınlan- na ilişkın sorusu iizerine. "Burada haklılık veya haksızhktan daha çok.terörden canı yanmış bir üi- ke olarak. bizim eğer ABD'nin bu tedbiri kendisi- ne >önelik terör hareketinin bir tedbiri ise ona söy- leyecek bir şeyimiz olmaz. Yani teröre vönelik bir hareketse ben onu muhakemeedecekdummda de- ğilim" dedi. Terörle mücadele eden bir ülke olarak Türki- ye'nin saldırıyı "hakb-haksız" çıkarma durumu- na giremeveceğini kaydeden Demirel şunlan söy- ledi: "Nihayet "Kendisini korumak için almış ol- duğu bır tedbirdir' deriz. Bu, uluslararası hukuk bakımından tartışılabilir ga>et tabii. ama netke iti- bariyle btzim ülkemizede dışandan birtakım terör hareketleri yöneltilmektedir. Biz de bundan fe\ ka- lade mustaribiz. Benzeri bir olavda ve>a çok ben- zemese bile aynı maksatla yapıldığı iddia edilen bir olayda' Ne yapıyorsun' demek durumunda olma- yızT Demirel, "Türkiye'ıün ne zaman haberi oldu" yönündeki soruyu. "Zatenizinalınakzonındade- ğiller. ama bana bilgi verildi" dıye yanıtlâdı. Ecevit, Türk-Iş Genel Başkanı Bayram İVferal ve yönetım kurulu üyelerini ziyaret sırasında ga- zetecilerin ABD'nin hava saldınsı ile ilgıli sorusu iizerine. insanlığı rahatsız eden en büyük tehlike- nin terorizm olduğunu belirtti. Bugün biravuç in- sanın savaş ve silah teknolojisinden yararlanarak bütün bır ülkeyi, hatta bütün insanlığı tehdit eder duruma geldiğını kaydeden Ecevit, uluslararası boyuta varan terorizmin sıkıntısını en çok çeken ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söyledi. Terorizmin hedef aynmı gözetmediğini, Türki- ye'de de aynı durumla karşı karşıya olundufunu kaydeden Ecevit. şugöriişleri dilegetirdi: "Onun için Türkiye. terorizmin mutlaka uluslararası da- vanışmav la önlenmesi gerekir diye uzun yıllardan beri bunun sözcülüğünü, bunun öncülüğünü yap- maktadır. Bütün ulııslan terorizme karşı işbiriiği- ne. dayanışma\a çağırmaktadır. Ama ban ülkeler. Tiirk ataso/ünıü/ gibi "Beni sokmayan yılan bin yaşa.Mn' anlayışı içindeler. Ama terorizmin etkile- ri artık bütün insanlığı sarsabilecek, bütün insan- lığı tehdit edebilecek duruma gelmistir." ABD'nin. Afganistan'ı da vurarak Taleban'ın ABD'yi de tehdit eden bazı terörist binmleri oluş- turduğunu kendi istihbaratına dayanarak dünyaya açıkladığma dikkat çeken Ece\ it, "Taleban denen canavan \aratmaktaetkin durumda yer almışolan üikelerden biri. hatta onun başında da ABD gel- mektedir" dedi. ABD'nin Taleban konusunda hâ- lâ ilgınç bir politika izlediğini belirten Ecevit. Su- dan gibi Taleban rejirninin "teröristJikle" nitelen- dirilmediğine dikkat çekti. Emeğin Partisi Gene) Başkanı Levent Tibsel, ABD'nin uluslararası kurallan hiçe sayarak Af- ganistan ve Sudan"ı bombaladığını belırterek "Çıkarian tehlikeye girdiği her noktada 'dünya banşı', •terorizme karşı' adı altında dünyanın hemen her ülkesinde binlerce insanın canına mal olan operasyonlar dûzenleyen ABD asü terörist güçtür. .\BD'nin terörist eylemJerini kınamak Wr yana destekleyen hükümetin işbiriikçi turumunu kmıyoruz" dedi. ABD Ankara Büyükelçiliği'nin. önceki gece gerçekleştirilen askeri harekâtın ardından Dışişleri Bakanlığı'na bilgi verdiği kaydedilirken ABD'nin, Sudan ve Afganistan'daki belli noktalan meşru müdafaa amacıyla vurduğu açıklamasmı yaptığı bildirildi. Alman bilgiye göre, hava saldınlannın ardından Ecevit ile Dışişleri Bakanı fsmail Cem v e bazı üst düzey yetkililer durum değerlendirmesi yaptılar. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıkla- mada, Türkiye'nin ka>Tiağı ve amacı ne olursa ol- sun terorizmin her çeşıdini kınadığı belirtildi. Kilit isim Yavuz Ataç mı? 'Çakıcı için baskı var' I Baştarafi 1. Sayfada ha sonra Kutfu Sa\-aş'ın hazır- ladığı Susurluk raporunda da fidye olayı nedeniv le günde- megelmişti. Birdal suikastının kilit ada- mı Gülaltay. polisteki ifâdesin- de Karacan'ın arkasında kımin olduğunu da şö\ le dile getirdi: "ÇalışmaJannın (Nafiz Ka- racan'ı kastediyor)finansmam için Vânlıeroinci>e PKK flnan- Mİrii Senar Er'den para akhğt- nı. paralar yüzünden Ankara Sheraton Öteli'nin güvvnlik kameralanna yakalandığmı söyledi- Mikail'le( Mikail. Na- fiz Karacan'ın kullandığı bir takmaad) beni.çocuklukarka- daşım Mustafa Gülen. Tarab- ya'da bir>emekte tanıstırdı. Ne iş >apnğını sorduğumda MİT te^küaOnda çaiı^Oğını sö\1edi. Iantştıktan sonra Florya'daki şirketinde görüşüyorduk. Ayiu zamanda ha^aalanında çauşd- ğını. şu anda Pekin'de bulunan YavuzAtaçisinıli göreviinin sağ kolu olduğunu sö>lüyordu... Avrupa'da. Bosna'da bazı ope- rasvonlar \aptığını anlatn. Kendisi gibi Türkçü düşünce- den çok fazla MİT. emniyet gö- revlisi, bürokrat olduğunu ve destek sağla>acağını anlattı. Hapisteki veğenimi kurtarma- sını istedim. Hiçbirşe> >apma- dı. 'Pekı operas>onda yakala- nanları nasıl kurtanpyurtdışı- pa çıkaracaksın' dhe sordum. 'Ozaman teşkilat yardımcı ola- cak' dedi. YavuzAtaç'a çokgü- \eni\ordu." Yine Mıkaıl Sa- n'nın se\gılisı olarak gündeme gelen O.K. polise verdiği ifade- de. Yavuz Ağabev di>e bir is- tihbaratçıdan söz edıyordu. ^a\uz•u ise şöyle tanımlı- >ordu: " 1.65 boj lannda, kilo- lu. esmer, göziüklü. sivah saçlı. sakalsız >e bıyiksızdj. Çok alkol alıvor ve çok sigara içivordu. Sonra sık sık görüşmeye başla- dık. Araianndaki ilişkinin iyi olması. bana Mikail'in istihba- ratçı olabUeceğini dûşündürdü. Ataç, Çin'e gitmeden önce bir kez daha buluşup yemeğe git- tik." Gülaltay. Birdal suikastına giden yolda. kendilerinin "bir şeylere zemin oluşturmak için kullanıldığınr söylüyor. Gülal- tay, Birdal suikastından sonra Mikail'in (Nafiz Karacan) ev inde saklandığını da poliste- ki ıfadesinde beîirtiyor. Nafiz Karacan. adınm Se- mih Tufan Gülaltay'ın ifade- sinde ortaya çıkması üzerine Aktüel dergisine bir açıklama yolladı \ebu ifade üzerine şun- İan söyledi: "Benim sağ kolu olduğumu söylediği kişiyi (Yavuz Ataç'ı kastediyor) kendisi kaç kere görmüş? Sanki bu kişi beni ör- güdemiş. ben de Semih ve Cen- giz'i kurmuşum havası yarata- rak 'Semih efendi' kime hiz- met etmiş? Bahsi geçen kişi, Türfciye'nin yetiştirdiği nadir kişilerden biridir." Birdal suikastında adı geçen, fidye olaylanna karışan Nafiz Kjracan'ın -Türkiye'nin yetiş- tirdiği nadirkişilerden biri" de- dıgı ve hayatta en çok güven- diği kişi olarak söz ettiği. Ha- nefi Avcı'nın. "Çakıcı .MfT'in adamı. ama her iki tarafla da görüşüyor. Şu anda herkes üç- lü oynuyor ama en çok, en sıkı adamı Yavuz Ataç'tır" dıye ta- nımladığı Yav uz Ataç, şu gün- lerde Ankara kulislerinin en önemli ismi olarak gündemde. Yıne Ankara kaynaklı söy- lentilere göre. Mehmet Ey- mür'le bir çekişme nedeniyle Pekin'e gönderilen Ataç'ın da. Eymür'ün yanı sıra merkeze alınacağı ıleri sürülüyor. • Baştarafi 1. Sayfada portu" aldığını açıkladığı ve ABD'de bu- lunan "GazJantepli" unvanlı Cenk'in kim- liği ile ilgili araştırmalannı da sürdürüyor. Emniyet Genel Müdürü Bilican, Cumhuri- yefe yaptığı açıklamada, Çakıcı'yı 14 yıl- dan bu yana koruyanlan saptamaya başla- dıklannı belirterek "Suç işleyeni kimse ko- ruyamaz. Koruyan olmasa bunca sene ra- hat dolaşamazdı. 1984 yılından başlayarak geçen zaman içerisinde 14 senedir dışanda çeşitli olaylara kanşmış" dedi. Polisin üzerıne düşen görevi yerine geti- rerek suç işleyeni yakaladığını kaydeden Bilican. "l)ış iilkelerde de olsa o ülkelerin yargı organına teslim ettik. Çıkabildiği ka- dar ortayaçıkacak. Nerelerekadar gider bi- kmiyorum,ama pesini bırakmay acağız" dı- ye konuştu. Terörörgütlerini besleyen en büyük güç- lerin çeteler olduğunu vurgulayan Bilican. Çakıcı"nın iade edilmemesi için bazı çev- relerin dolaylı yollardan emnıyete baskı yapmaya çalıştığını açıkladı. Bilican, bu çevrelerin kimleroldufu ko- nusunda aynntılı bilgi vermezken yinedev- letin bazı üst düzey görevlilerinin Çakı- eı'nın anlatacakları şeylerden endişe duy- maya başladığını söyledi. Kırmızı pasapor- tun nasıl verildiğine ilişkin tüm olasılıkla- rı değerlendirdiklerini kaydeden Bilican, sözlerıni şöyle sürdürdü: "Pasaport bir kıymetli kâğıttır. Kıymet- li kâgıtlar bizde Damga Matbaası'nda ha- sılıywr. Böyle bir pasaport çeşitli yollardan elde edilmi<j olabilir. Nornıal olarak Damga Matbaası'nda basılan bir pasaport mudur, yoksa sahte bir şekilde başka bir yerde mi basılmıştır. araştınyoruz. Fransa'dan gelen arkadaşlar pasaporrun fotokopisini getirdi- ler. Vncak.fotokopidennerede basıldığı bef- li olmuyor. Şimdi bunun aslının gelmesi la- zım. nereden aJınmışör belli olsun diye. O- nun için pasaporhın aslıııı istedik. Eğergön- dcrirlersc o zaman kesin olarak nereden alınmıştir belli olacak. Kesin bir bilgiye, la- boratııvar araştırmalanmız sonucunda va- racağH." Bilican, Çakıcı operasyonu ile ilgili bun- dan sonraki sürecin nasıl işleyeceği konu- sundaki bir soruya, "Üzerimize düşeni ya- pacağız" yanıtını verdi. Çakıcı olayının Susurluk kadar önemli bir olay olduğuna dikkat çeken Bilican şöy- le dedi: "Nedir Susurlukolayı? De\letiçin- de yanhş yapılan işler. yani hukuka uygun olmayan işler. Toplumun, kamunun menfa- atını ihlal eden işler. De>let içinde yanlış ya- pılan işler var. İşte biz bunlann üzerinde du- ruyoruz. Devleti, yanlış iş yapanlardan te- mizlemeye çahşıyoruz. Susuriuk olayında bunu yaptık. şimdi bu olayda da bunu yap- maya çakşıyonız." Bilican, Çakıcı'nın bankalardaki para transferleri konusunda çalışmalann devam ettiğini belirtirken. kredi kartlannm numa- ra ve fotokopilennin henüz gelmediğini söyledi. Bilican, Çakıcı'nın yurtdışında iken prestij sağlamak için kjlise, \ akıf ve sosyal içerikli birtakım kurumlara yardım- larda bulunduğunu. bunlara ilişkin para makbuzlannın geldiğini bildirdi. Bilican, Başbakan Mesut Yılmaz'm mü- cadeleye tam destek verdiğini belirtti. Gûler'in telefon rehberi Fransa'dan gelen Kaçakçılık ve Istihba- rat Dairesi yetkililerinin, beraberlerinde Murat Güler'in telefon rehberini getirdik- len bildirildi. Görevlilerin, Çakıcı'nın ba- zı hayır kuruluşlanna yaptığı yardımm makbuzlannı da beraberinde getirdiği kay- dedilirken makbuzlardan ikisinin kilisele- re. bınnın Rahıbe Teresa Vakfi'na. diğeri- nin de UNICEF'e ait olduğu belirtildi. Pnsaportun fotokopisini Türk polisine veren Fransızlann. mahkemenin sonunda aslmı ve banka kay ıtlannı vermeyi taahhüt ettikleri öğrenildi. Çakıcı'yı destekleyen bazı odaklann ül- kücü mafya liderinin Türkiye'ye iade edil- mesini engellemek için hem Fransız yargı- sı nezdinde girişimde bulunduğu hem de bazı basın organlan aracılığıyla polis üze- rinde baskı kurmaya çalıştığı güvenlik ku- lislerinde dile getirildi. Emniyet yetkilileri. Adalet Bakanlığfnın Fransa'ya uzman göndererek dosyanm içe- riğinin nasıl olması gerektiğı konusunda görüş ahşverişinde bulunmasının. iade is- teminin çeşitli bahanelerle reddedilmesini önleyebileceğine dikkat çektiler. Edes para cezasınm bir kısmını ödedi İskele kurbanı 6 işçi dün toprağa verildi tstanbul HaberServisi-Eski Emlak Banka- sı Genel Müdürü Engin Civan'a rüşvet verdi- ği gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis ve 111 milyar 111 milyon 111 bin lira para cezasına çarptı- nlan Selim Edes,para cezasının 51 milyar 792 milyonluk bölümünü avukatı aracılığıyla Is- tanbul Defterdarlığf na yatırdı. Selim Edes'in avukatlan. 3 gün önce 51 mil- yar 792 milyon liralık lnterbank çekini Istan- bul tnfaz Savcılığı'na verdi. Çek savcıhk ta- rafından kabul edilmeyince avukatlar parayı bankadan tahsil ederek savcılıktan alınan mak- buzla İstanbul Defterdariığrna yatırdı. Avu- katlar. Türkiye'den aynlmadan önce para ce- zasının 17.5 milyar liralık bölümünü yatıran Selim Edes'in geriye kalan para cezasının 2 Eylül 1998 tarihine kadar ödeneceğini söyle- diler. Edes, eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan "a rüşv et v erdiği gerekçesiyle yar- gılanmış ve 1 yıl 8 ay hapis ve 111 milyar 111 milyon 111 bin lira para cezasına çarptınlmış- tı. Tahliyesıne 47 gün kala serbest bırakılan Edes ABD'ye kaçmıştı. LEVENTGENÇELLİ BL'RSA - Bursa Ticaret ve Sanayi Odasfnın Organize Sanayi Bölge- si'nde yaptırdığı idare binası inşa- atında iskelenin çökmesi sonucu ya- şamını yitiren 6 işçi toprağa verilir- ken olayın şoku devam ediyor. Bur- sa'daki önemli kamu vatınmlannın inşaatlannı da yapan GlNTAŞ'm Yö- netim Kurulu Başkanı Necip Doğru, iskele çökmesinin nereden kaynak- landığını kendilerinin de araştırdıkla- rını söyledi. BTSO Başkanı Celal Sönmez de. kurtarma çalışmalan sı- rasında yaptığı açıklamada inşaatla- nnın her türlü denetime açık olduğu- nu. olayın bina çökmesi olarak algı- lanmamast gerektiğini, beton dökü- lürken çöken iskelenin faciayı getir- diğini söyledi. Bulgaristan'daki zo- runlu göçle Bursa'ya gelen ve GİN- TAŞ'ta çalışmaya başlayan 6 soydaş işçiye mezar olan iskele çökmesiyle ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı incelemelerini sürdürüyor. önceki gece inşaatı yapan firmanın yetkili- lerinin ifadeleri alındı. İskele çökme- si sonucu 28 metreküp hazır betonla birlikte demir iskele parçalan arasın- da kalarak ölen işçilerin cesetleri ai- lelerine teslim edildi. lnşaat işçileri Mümin Şahin (39). Ramadan Emi- noğlu (39), Mümin Özgür, Mustafa Vatansever, Hüseyin Cumali ve Mus- tafa Öztürk dün toprağa verildiler. Beline kadar betona gömülen ve şans eseri ölümden kurtulan yaralı işçi Ra- fetKadir'in tedavisi sürüyor. SULTAN-I YEGAH'IN SALTANATI YENİDEN BAŞLADI EFSANE ALBÜM YENİDEN DİLLERDE Mihrimah / Muhayyer Kürdi Saki 'Nihavent Kömür Gözlüm / Hûseyni DiskoSegah Segah Nagehan Bustan Faslı / Humayun Sa'd-abad / Buselik Mahur /Mahur Defteri Divammız / Hicaz Nedir Yarabbi Derdim / Ferah Feza Sultan-t Yegah /Suttan-ı Yegah TÜM BESTE VE DÜZENLEMELER EBGÜDER YOLDAŞ'A A/TTlfl Beyoğlu METR0P01 MUZİK ÜRETİM Son. ve Tic JD. ŞTI. Ho 140 Beyojiu-ISJftNBUl/ lel. (0212) 245 62 91 • 249 49 16 Genel Doğıtım: AOA OAGITIM \W, i Bl<* 6&3IUntnponı -1STAWBUI/Td: (0212) 513 02 62 - Fn- 513 92 79 YANSIMALAR, BAB'I ESRAR'dan sonra A. ŞENOL FILIZ, BIROL YAYLAIKİLISI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞIMİZİN 10 SEÇKİN ESERINİ BİRARAYA GETIRDILER MİAHUR Mahur SazsemaBİ teht Fâl'al Sey Muhoyyerkürıfr Sozsemoisi Hkoz Sazsemoci ittkJüalUfmm Mahur Sazsematsi Sehnoz SczsemoKİ Stdai Ozlcfmk Hicazkâr Sazsemaisi Kemd Mryazr Seyhun Ç«w Kızı Jonbttn (emîl Bey HmmeM Sazsemaisi Omerillıjğ Suzıdii Sozsemoni Stdoi Oztopcok- faAn Kopuı Kürdilihicazlcör Sazsefnoisi tofym Beyoğlu Pera (0-212) 251 32 40 12.00, 14.15, 16.30, 18.45,21.00 Beyoğlu MfTROPOL MUZIK URFTIM Son ve Tıt LIO STI U U U .Nc.l40Jfy^!SU,WU(/W (02J2J245«291 Genel Doğılım AOA DAĞIT1M IMÇ 6.Bİ0İC W31ünim™ -ISBMUl/ W. 102)21513 02 42 - hı: 513 92 79 açıkhavada SİNEMA 22 Cumartesi Tifanic 23 Pazar Lolita SaatU.OO A K A D E M İ SANAT İLETİŞİMİ 25 1 1 2 9 9 DARUŞŞAFAKA ÇETİN BERKMEN M A S L A K STUDIO PEIhfOIRE SANAT GALERISl & RESİMATÖLYESI RESIM ÇALIŞMALARI GULSEREN KAYAU YÖNETIMINDE ÇARŞAMBA - PERŞEMBE CUMA - CUMARTESİ l 2:00 - 20:00 DEVAM EDİYOR TEL.: 241 77 54 Ahmet Fetgan Sok.(Es(a Kahpçı Sok) Ho14W Teşvıtoye 8C200 könta! Kültür Sanat ,-• 293 89 78 (3 hat) i Sinema İlanlarınız İçin (0212)293 89 78(3hat) G U N D E M MUSTAFA BALB • Baştarafi I. Sayfada Ancak birsüre bölgede kalan Türkiye yurttaşı, t rada günlük yaşamını kolayca yürütebilir. Üstelik ( bekler adım adım Latin alfabesine geçmeye baş mış durumda. Semerkand pazannda bir defter, \> pağında şu yazılı: "Yozıshni o 'rganamiz" Içini kanştırdım. Bu yıl bütün okullarda Latin all besine geçişin temel hazırfığı... Her sayfaya bir h; aynlmış. Latin harf kocaman, altında türetilmiş sc cükler... "A: Anza, B: Bayraq, D: Devlet, H: Huquq, K: t tap, M: Maktup, N: Nevroz, Q: Oavushgon ffavşa/ R: Rasm, T: Tabassum, V: Vatan, Z: Ziyorat, O: C man..." Oavushgon çok hoşuma gitti. Tavşanı ne güz anlatıyor. Tezgâhta 3 defter vardı. Ben sözcükleri nı alırken üçü de satıldı. Benzer bir defter bir başka ye de şu kapakla satılıyor: Umumy Oaftar" Semerkand'daki bu gözlemlerin etkisiyle Buh£ ra'ya giderken, yerleşim yerlerinin adlanna özellikl dikkat ettim. llk yerleşim yeri: "Cuma" Semerkand çıkışı yeşil. Bir an Denizli-Aydın yolu nu anımsatıyor. Bu, yer adlanna da yansımış: "Beklan, Mevalı..." Meyva derken aradaki "y"yi yiyorlar. Ardından Gözalkent... Kim bilir belki de güzel "göz a/"dan geliyor. Özbekçili'yi geçtik, büyük bir yerleşim yeri: Katta- korgan... Korgan, kale anlamına geliyor. Payşamba'yı (Per- şembe) Povlontepe izledi. Povlon'un ne anlama ge- lebileceğini tahmin etmeye çalışırken, şoför Mevlam söze girdi: - Povlon pehlivan demek... Aracın teybinden de bizimkileri aratmayan yanık bir Özbek sanatçının sesi geliyor: "Kız her dalım kiritdi I Yan canım silindi I Kamile kız Kamile..." Güneş yavaş yavaş kızıla inerken, yengi korgan... Sonraki köy, Kosoposun... Mevlam, "uğraşma" de- di. "BuköyTacik..." Ardından Polatçı... Polat, demir demek. Girişinde kocaman bir pano: "Khoş gelipsiz" Fena hoş geldinız değil, üstelik içinde "Khoş"ma- yt da banndınyor. Izleyen köy Ziobıttin, Kırgızmış. İki kent arasında Tacik, Kırgız, Özbek köyler serpili... Kavun satıcılannın ardı sıra dizildiği yerierden son- ra Nevroz'a geldik. 'Selametlik içün' Yola çıkalı 1.5 saat oldu. Kurmana Köyü'nde ko- caman, çevresi işlemeli bir pano: "Vatan mustakil olıyir münasip buliyirig" Her benzin istasyonunun çıkışında "Yolunuz açık olsun" anlamında şu tabela var: "Akyol" Özbekistan eski Sovyetler Birfiği'nin pamuk ambanydı. Şimdi de önemli söz sahibi. Geniş pamuk tarfalannın kıyısında yer yer pamuk resimli şu pano- lar var "Akaltın" Ne yerleşim yerleri bitecek ne de Türkçemizin yer- leşim planı. Yazryı Semerkand'daki küçük bir öğle yemeği di- yaloğu ile noktalayahm. Karşıma iki kişi oturdu. Tanıştık, çat pat anlaşırken Selahattin sordu: "Arak içen mi?" Daha yanrtı vermeden tası doldurdu. Kaldınp ses- lendi: "Selametlik içün!" ' Çakıcı bir dönem kollandı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet yöneticile- ri. 14yılkaçtıktansonradip- lomatik dokunulmazlık sag- layan kırmızı pasaportla ya- kalanan ülkücü mafya liden Alaattin Çakıcı'nın devlet içinde bir grup tarafından kollandıgı görüşünü dile ge- tirdiler. Başbakan Yardımcı- sı Biilent Ecevit, gecmiş hü- kümet döneminde devletin üst makamlannda görev alan yöneticilerin mafya liderle- rinden övgüyle söz etmesi- nin çetelerle mücadelede en- gel oluşturduğunu söyledi. DTP Genel Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk ise pasa- portun gerçek olma olasılıği- na dikkat çekerek "Bir yer- lerden talimat almadıkça hiç- bir devlet memuru böyle bir suç işlemez. Özel belgeler. özel görevlilere verilir" dedi. Ecevit, Fransa'da yakala- nan Çakıcı'nın üzerinden çı- kan pasaportun MİT tarafın- dan sağlandığı yönündeki id- dialann anımsatılması üze- rine, konuyla ilgili inceleme- lerin henüz tamamlanmadı- ğını belirtti. lçişleri ve Dışiş- leri bakanhkJannın yapacak- lan açıklamanm beİclenmesi gerektiğini sö>leyen Ecevit, "Çeşitli bügiler geliyor, ama henüz sonuca vanlmış değil. Daha pasaport da Türki- ye'ye gelmiş değü" diye ko- nuştu. "Çakıcı'ııın önemli açıkla- malarda bulunacağını söyle- diği belirtilerek. bu açıkla- manm hükümeti nasıl etkile- yeceğinin" sorulması üzerine Ecevit, "Ne açıklama j^apa- cağını bilmeden nasıl yanıt verebiUrinı'' karşılığmı ver- di. Ecevit sözlerini şöyle sür- dürdü: "Son aylarda çeteciler. mafvacılar. baba diye adlan- dınlan kimseler dünyanın neresüıe kaçmış oluıiarsa ol- sunlar adalete teslim ediliyor- lar. Bu bakımdan devletin iş- lerliği bu hükümetdönemin- de çok büyük ölçüde artmış- ür. Bunun nedeni de hükü- metin ve hükümet ortaklan- nın bu konularda gocunacak hiçbir tarafı olmamasıdır. Artık hiçbir genel başkan, bundan bir süre önce TB- MM'de görüldüğü gibi ken- di Meclis grubunda kürsüye çıkıp bu mafv a babalannu bu çetecileri milli kahramanlar gibi göstermemektedir. Ne- den o dönemde bunlann izi bulunmadı, > akalanmadL" Ecevit, bu gibi suçlann, sundukları af önerisi kapsa- mına girmeyeceğinin kesin olarak belirtildiğine dikkat çekti. Cindoruk da, Çakı- cı'nın üzerinde bulunan kır- mızı pasaportun gerçek ol- dugunun beürlenmesine iliş- kin değerlendirmelerinin so- rulması üzerine şunlan söy- ledi: "Susurluk olayı çıköğı zaman 'Devlet Susurluk'tur' demiştim. De\kt, banIdştle- re özel görevler verdiği za- man özel belgeler de veriyor. Hukuk devletinde bunlar ol- maz. Devletin memurtan da bu sıkıntılann içine girmez. Bir yeıierden talimat alma- dıkça hiçbir devlet memuru böyle bir suç işlemez." DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Meral Akşener ise lçişleri Bakanı olduğu dö- nemde Çakıcı'nın yakalan- ması için operasyon önerdik- leri ABD'de yargıçlann "yal- nızca 4 saat gözalnna alabile- ceklerini bildirmesi özerine" operasyonun gerçekleştirile- mediğini söyledi. Akşener, Çakıcı'yla ilgili olarak adla- rı geçen bakanlann kimlikle- rinin açıklanmasını istedi. CHPtçelMilletvekiliFik- ri.Sağlar. Çakıcı'nın "EBm- de bantlar var. Bunlar orta- ya çıkarsa Ecevit hükümet- ten aynlır, Baykal desteğini çeker ve hükümet yıkıür. As- lında bu bandann peşinde- ler" sözlerini yorumlarken "Anlaşılıyorki bu bantlarbu- günkü hükümetin ileri gelen- lerini ilgilendiriyor. Bu sözie- ri de ben ANAP'a vönelik olarak yorumluyorum" de- di. Mlf 'te ekonomik işler- den sorumlu daire başkanlı- ğı görevinden emekliye ay- rılmak zorunda bırakılan Mahir Kaynak ise "GörüJ- düğü kadanyla buyakalama olayi unceden hazuiannuş bir senaryoyla gerçekleşiyor" iddiasında bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle