Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 1998 CUMi
HABERLER
Mercedes
kaçakçılanna
tahliye
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çeşitli tarihlerde
sahte fatura ile Türkiye'ye
kaçak Mercedes otomobil
sokarak. "sahte evrak
tanzimi ile toplu gümrük
kaçakçılığı yaptıklan"
gerekçesiyle haklannda
dava açılan 32 sanıktan,
AltınışıkOtomotıv'in
sahibi Ali Altınışık'ın da
aralannda bulundugu
tutuklu 5 sanık ilk
oturumda tahliye edildi.
Mali milatta
vergi
soruştupması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Maü milat olarak
adlandınlan 30 Eylül 1998
tarihinde döviz, nakit para
ve mevduat sertifıkalannın
bloke ettirilme
zorunluluğuyla, geriye
dönük olarak vergi
incelemesinin yolunun
açık oldufu savlandı. Gazi
Üniversitesi Iktisadi Idari
Bilimler Fakültesi öğretim
üyelerinden Doç. Dr.
Şükrü ICızılot. geçici 47.
maddede geriye dönük
inceleme sınırlamasının
yalnızca 30. maddenin 7
No'lu bendiyle sınırlı
tutulduguna dikkat
çekerek, "Bununla
yalnızca nereden buldun
diye sorulmayacak. Yoksa
vergi tahkikatı yapılacak"
dedi.
Bakanlık Pera
Palas'ı kaybetti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Kültür
Bakanlıgı. müzeye
dönüştürmeyi planladığı
Pera Palas Öteli üzerindeki
tahsis hakkını,
kamulaştırma gereklerinin
yerine getirilmediği
gerekçesiyle kaybetti.
Istanbul 2 No'lu ldare
Mahkemesi. "kamu
yarannın
gerçekleşmeyeceğini"
belirterek otelin eski sahibi
Misbah Muhhayaş
Vakfı'nın kamulaştırma
işleminin geri almması
yönündeki istemine ilişkin
bakanhgın ret karanru
iptal etti.
Belediyede
uzlaşma
• ANKARA (AA)-
Ankara Büyûkşehır
Belediyesi işçilerinin 16
gündür sürdürdüğü grev,
bitme aşamasına geldi.
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek ile
Hak-lş Genel Başkanı
Salim Uslu ve Hizmet-lş
Sendikası yöneticilerinin
önceki gece yaptıkJan 9
saatlik toplantı. anlaşmayla
sonuçlandı. Sendikacılar.
vanlan anlaşmayı bugün
işçilerin onayma
sunacaklannı belirterek,
işçiler onay verdiği
takdirde grevin biteceğini
bildirdiler.
TOKİ yolsuzluğu
• A.NKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanı
Refaiddin Şahın.
bakanlığma baSlı Toplu
Konutldaresine(TOKl)
ait arazinin satışı
ihalesinde yolsuzluk veya
usulsüzlük yapıldığı
konusunda CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin'in
iddialannı ihbar kabul
ettiklerini ve herekete
geçtiklenni biidırdi.
Tf
Yargıtay'ın bozma kararından sonraki ilk duruşmada 5 polisin tahliye istemi reddedildi
Göktepe davası yenidenMERİHAK
AFYON - Gazetecı Metin Göktepe'nin
"gözalündadövütereköldürülmesi" davası.
Yargıtay'ın bozma kararından sonra Afyon
Agır Ceza Mahkemesi'nde yeniden göriil-
meye başlandı. Yargıtay'ın bozma karanna
uyan mahkeme. tutuklu 5 sanık polisin tah-
liye istemini reddetti. Sanık Emniyet Ami-
ri Seydi Battal Köse avukatlarının savunma
yapmadığını. sanıkların susturulduğunu öne
sürerken Göktepe'yi gözaltına alanlar ara-
sındaki emniyet amiri ve müdürlerin yargı-
lanmadığına dikkat çekti.
Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde dört ay
sonra Metin Göktepe davası yeniden görül-
meye başlandı. Daha önce Afyon'da "olağa-
nüstü giinlerin" yaşanmasına neden olan
duruşmanın, dünkü orurumu sakindi.
Duruşmaya Istanbul, Izmir ve Anka-
ra'dan sadece gazeteciler. Göktepe ailesi ve
avukatlar katıldı. Adli tatil olması nedeniy-
le duruşmaya nöbetçi mahkeme heyeti bak-
tı. Mahkemeye ÜmitOzmen başkanlık eder-
ken hâkimler CaferCem Akın ve İbrahim
Demirtas heyette yer aldı. Yargıtay'ın boz-
ma karanndan sonra yapılan ilk oturuma 7
yıl 6 ay agır hapis cezası alan tutuklu sanık-
lar Şuayip Vlutluer, Saffet Hızarcı, Fedai
Korkmaz. Metin Kuşat Seydi Battal Köse
katıldı. Haklannda beraat karan verilen ve
tutuksuz yargılanan sanıklar Murat Polat,
Burhan Koç.llhan Sanoğlu, Selçuk Bayrak-
taroğlu. Tunca> L'zun v e Fikret Ka\ acan du-
ruşmaya katılmadılar. Göktepe davasının
başlangıcından bu yana ilk kez aralarında
Seydi Battal Köse'nin eşi MakbuleKöse'nin
de bulundugu bazı sanık yakınlan da izle-
di.
Mahkeme Başkanı Özmen, ilk önce Yar-
gıtay 1. Dairesi tarafından verilen bozma
karannı okudu. Daha sonra sanıkların sor-
gulamasına geçildi. Tutuklu sanıklar, hazır-
lık soruşturmasında verdikleri ifadeleri red-
dettiler ve ifadelerini okumadan imzaladık-
lannı öne sürdüler. Tutuklu sanıklar aynca
tahliyelerini istediler.
Mahkeme Başkanı Ümit Özmen "in "Siz-
ler. okumuş yazmış insanlarsınız. Bir ifade-
yi nasıl okumadan imzalarsutız" diye sor-
ması üzerine sanıklardan Şuayip Mutluer,
şunlan söyledi: "Vatandaş bizi polisolduğu-
muz Için potansiyel suçlu görüvor. Deniyor
ki "polıs, polise işkence yapar mı'. Yapar
efendim, bal gibi yapar_ Biziere yapolar, is-
terseniz gidip aileme sorun."
Sanıklardan SafFet Hızarcı, "Arkadaşla-
nmızın asayis müdürlüğündeişkencesonra-
sı hallerini göriince hemen imzaladım" ya-
nıtını verdi.
Daha önceki duruşmalarda yaptığı açık-
lamalarla Göktepe cinayetinde önemli aşa-
malar kaydedilmesine neden olan Seydi
o ı ' i n i i
9
l i i ) 7 i r > l ı L r ] » f i e i i t * i i w » t » 'HD,demokratikkitkörgütlerivesJ>asipartiJerindesteğiile I EylülDünvaBa-
B
U İ İ U I I < t
"
1
UikltU 1 S U I u y v r p ş G ü n i r n d e Diyarbakır'da "Banş Zincin" oJuşturacak. 31 Ağustos günii İs-
tanbul Tepebası'ndan hareket edecek olan "Bans Otobüsü" 1 EylüTde Adana, Ca/iantep, Birecik ve Şanlıurfa'va uğradıktan sonra Diyarba-
kır'da Demokrasi Plarformu tarafindan karşılanacak. İHD tarafından dü/enlenen "Banş. şimdi değiise ne zaman" başlıklı toplantıda konuşan
İHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Osman Baydenıir açıklamasında, "Banş Otobüsü projesi temel hak ve özgürtüklerin korunmasıv la ilgili-
dir. Banş istiyoruz. Hâlâ umudumuz var ve umutîanmı/la beraber, savaştan çıkar umanlara bir kez daha hep biıiikte hayır demek için Dharba-
kır'a gidiyoruz" dedi. Vazar Demirtaş Ceyhun da "Banş kelimesinin içi boşaltıldı, bunu engelletnek için çalışmaüyu" diye konuştu. Yazar Erdal
Öz ise "Banşın okJuğu yerde banş kelimesi kullanılmaz. banş \cö/gürlük kavramlannı doğuştan karanmış birtoplumuözlüvorum"'dedi. İHD,
ÖDP, EMEPveHADEP'liyöneticiJer ileMünir Cevlan, "BanşOtobüsü" projesinidestekledikJerinibüdirdiler.(Fotoğraf: LüUR DEMİR)
Kutan, okullann açılmasıyla gerginliğin artacağı sinyalini verdi
'Türban eylemleri sürecek'ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - FP Genel
Başkanı Recai Kutan. okullann açılmasıyla bir-
likte "gerginliklerin'' yaşanabileceğıni belırtir-
ken eylem sinyali de verdi. Kutan, başörtülü ög-
rencilerin okullara alınmamalan durumunda ey-
lemleryapılacağını söyledi.
Kutan, iktidar olmaları halinde 8 yıllık kesin-
tisiz eğitim uygulamasını da gözden geçirecek-
lerini bildirdi. Kutan, Ankara tmam-Hatip Lıse-
si Mezunlan Derneği'ni (ANİMDER) ziyaret
ederek yöneticileriyle bir süre görüştü. Kutan,
burada yaptığı konuşmada, "biravuç.eüt'in top-
lumu kendi arzulanna göre düzenlemek istedı-
ğini ileri sûrerek imam-hatiplerin orta böliimle-
rinın kapatılmasının bu kesimin ortaya koydugu
senaryoların bir parçası olduğunu iddia etti.
Bir dönem ABD'de zencilerin. beyazların
okullarında okunmasına izin verilmediğini
anımsatan Kutan. "Zencilerevönelikavnnıcızih-
niyet 1 ürkiye'de de hortlaülmak istenivor" de-
di. Kutan. gelecek yıl başlatılacak olan üniver-
sitelere girişte tek sınav uygulamasının imam-
hatip liselerinin "kökünü kumtmaya" vönelik
bir hareket olduğunu ileri sürdü.
FP lideri Kutan. okullann açılmasıyla birlik-
te gerginliklerin yaşanabileceğıni söyledi. Bazı
iiniversıtelerde uygulanan başörtüsü yasağı u>-
gulamasının kaldırılması gerektiğini savunan
Kutan, sözlenni şöyle sürdürdü:
" İ nhcrsiteler açılacak. Tıp 5. sınıfta öğrenim
gören başörtülü bir öğrenci okula alınmazsa ne
vapacak? l niversitc kapısmda bekkvecek tabii
kL daha önce vapıldığı gibi evlemler >apılacak
'Çağdaşlık' divealmavacaklar. Yaptlanlann ya-
sal bir dayanağı voktur hem de antidemokradk
bir uvgulamadır. Bunlar birikecek birikecek ve
birgerginlik mevdanagelecek \apilanlann hep-
si gerginliğe sebep ulacak Bu zihnivette olanktr,
insan haklan katilleridiıf
Kutan. bir soru üzerine, iktidara geldiklerin-
de 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim uygulama-
sını gözden geçireceklerini bildirdi.
Battal Köse, dün yine bazı kesimleri suçla-
yıcı ifadelerde bulundu. Mahkemeye daha
önce bir dilekçe sunan Köse, mahkemenin
politik ve bürokratik baskılardan uzaklaş-
ması durumunda, "beraatiırun gerekliligi-
nin ortaya çıkacağını" öne sürdü. Köse,
mahkemeye verdiği dilekçesinde, "Bu mah-
kemede yargılamada adli bir cinayet işlen-
mektedir. Cumhurivet Savcısı beraatamı is-
tediği halde neden ben hâlâ hapis yatıyo-
rum? Göktepe davasında ben suçsuzum.
Oiayla hiçbir ilgim yok Burada bulunan in-
san haklan savunuculanna sesleniyorum.
Sucsuzyere hapis yatıyorum. Benimle ilgile-
nin" dedi.
Köse, davanın yeniden açılması gerekti-
ğini savunarak sözlenni şöyle sürdürdü:
"Bu davayla behim kesinükle bir ilgim
yok. Olay tamamen benim dışımda oldu.
Metin Göktepe kimler tarafindan gözaltına
alındı, buniara bakın.' Hangiemniyet müdü-
rü hangi emnivet amiri tara-
findan gözaltına alındı? Da-
vada sanık avukatlan savun-
ma yapmadı. Sanıklar ise
susruruldu. Biam ifadeleri-
mizalan amirvemüdürlerin
adlan, Söylemez çetesi da-
vasına kaıiştı. Her ne kadar
mahkeme tarafindan bera-
at edilseler de bu kişi/er kir-
li kalmışlardır. Bu olayda
suçsuzum."
Daha sonra söz verilen
Metin Göktepe'nin annesi
Fadime Göktepe, yeniden
sanıklardan davacı olduğu-
nu ve en ağır şekilde ceza-
landınlmalannı istediğini
belirtti. Fadime Göktepe,
"Duvara yaa yazana 10 se-
ıte, adanı öldürene2 sene ha-
pis cezası veriliyor. Nasıl bir
adalet bu" diye sordu. Jbra-
him Göktepe. dönemin Is-
tanbul Emniyet Müdürü Or-
han Taşanlar ve ekibinin de
bu davada yargılanmasını is-
terken Meryetn Göktepe de
sanıklara verilen 12'şer yıl
ağır hapis cezasının iyi hal-
den dolayı indirime uğrama-
sına tepki gösterdi. Meryem
Göktepe, "Eyüp Spor Salo-
nu'ndaki keşifsırasında bize
silah gösteren, her duruşma-
da bizi tehdit eden kişiiere
nasıl ceza indirimi verilir?
Aynca bu ktşikr kasten
adam öldürmekten yargı-
lanmairdedi.
Sanık av ukatlarından Ah-
met Ülger, "MüvekkiUerim-
den Fedai Korkmaz ile Me-
tin Kuşat tutuksuzken bu
hükümle birlikte tutuklan-
mışlardır. Yargıtay 'ın karan
ortadadır. Buna göre tutuk-
lanma sebebi voktur. Tahli-
velerini talepedivorum" de-
di. Mahkeme heyeti. Yargı-
tay'ın bozma ilamında be-
lirttiği gibi eksik imzalann
tamamlarunasını, dinlenme-
yen tanıklann dinlerunesini
kararlaştırdı. Tutuklu sanık-
lann tahliye istemlerini red-
deden mahkeme, duruşmayı
17Eylül'eerteledi.
Petrol-îş Sendikası, ÖYK karannın anayasaya aykın olduğunu belirterek satışın iptalini istedi
POAŞ'ın saüş kaıamıa davaANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Petrol-
lş Sendikası, ihale karannın ardından. Pet-
rol Ofisi AŞ'nin (POAŞ) yüzde 51 hissesi-
nin satışına ilişkin Özelleştirme Yüksek Ku-
rulu (ÖYK) karannın da anayasaya aykın
olduğunu belirterek, işlemin iptal edilmesi
istemiyle idare mahkemesindedava açtı. Pet-
rol-Iş Sendikası ve ÖYK kararıyla özelleşti-
rilen POAŞ'ta çalışanlar. Ankara 6. ldare
Mahkemesi'ne karann iptal edilmesi için da-
va açtı.
POAŞ'ın hisselerinin yüzde 51'inin. 1
milyar 160 milyon dolarbedelle, Türkiye Iş
Bankası-Bayındır Holding AŞ-Park Hol-
ding-PÜAŞ Petrol Ürünleri Turizm ve Nak-
liyat AŞ ortak girişim grubuna satılmasını
düzenleyen 31 Temmuz 1998 gün ve 23419
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 15 Tem-
muz 1998 gün ve 98'54 sayılı ÖYK karan-
nın iptali istendi. Petrol-lş Sendikası ve PO-
AŞ çalışanlannca açılan davanın dilekçesin-
de hukuka aykınlık nedenleri olarak "Ana-
vasava avkınlık, 4046 savılı yasanın 2. nıad-
desine ay kınlık ö/dleştirilnıeden önce alm-
ması zorunlu karariann alınmayışu Rekabet
Kurulu karanna ve kamuyarannaaykınhk-
gösterildi. Dava dilekçesinde şöyle denildi.
Anayasaya aykınlıkitirazı: 4046 sayılı ya-
sanın 18. maddesinin B ve C bentlerinin,
anayasaya aykınlık nedeniyle 4232 sayılı ya-
sa ile değiştirildiği anımsatılarak. anayasaya
aykın oldugu belirlenen ve Anayasa Mahke-
mesi karanyla iptal edılen hükümlerin yeri-
ne getirilenlerinin de anayasaya uygunluğu-
nun irdelenmesinin zorunlu olduğu vurgu-
landı.
4046 sayılıyasanın 2. maddesincaykınbk:
Söz konusu maddenin (ı) bendimn. "özelleş-
tirme işlemlerinin değer saptaması da dahil
aJeniyetiçindey ürütülmesir
'ni zorunlu kıldı-
ğı belirtilerek. Özelleştirme Idaresi Başkan-
lığı'nın bu kurala aykın hareket ettiği iddia
edildi.
İhale açümasının 4046"ya aykınhğı: Sen-
dika tarafından hazırlanan dava dilekçesin-
de, POAŞ için ihale açılmasının 4046 sayılı
yasaya aykın olduğu belirtilerek, yasaya ay-
kın olarak açılan bir ihaleye dayanarak ka-
rar verilemeyeceğine dikkat çekildi.
Anayasanın 162 ve 172. maddelerineaykı-
nlık: Dilekçede. ÖlB ve ÖYK'nin bir kamu
tekelinin yüzde 51 hissesinin blok olarak, bir
özelleştirme yaratılmasına olanak sağlama-
smm anayasanın söz konusu maddelerine ve
Anayasa Mahkemesi kararlanna aykın ol-
duğu iddia edildi.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Birkaç gurdjf televizyon ekranlarında
izlediğimizgcriıntüler, insan haklan konu-
sunda tu rLstjre tur bındirecek uygar Ba-
tı ülkelerınn *r Daşında gelen Fransa'da
teröre ve Wi şle^e kanşmış kimselere kar-
şı adaletiT vt polısin acımasız tutumuna
tanıklık yaptıryy Alaattin Çakıcı, Mura-
cü Güler ve AskUral. ayakkabı bağları çı-
kartılmış: ellerı kelepçelenmiş ve belli ki
süreklı birsogjiamayağmuru altındayo-
rulrnuş ola'al
1
pois otomobillerinden indi-
riliyorlar.
Çakıcı ve a'lıadaşlarının Fransız adalet
sistemi le ig\\ sı.çları sahte evrak ve silah
bulundunrakte*&'üç'lü ekibin şefini Ni-
ce Mahkernesiin önüne getiren ülke po-
lisı, inte'rpDfür ki'Tiızı bülteni ilearanılan bir
Türk nafı'E tabsst olarak gözaltına almış.
Daha doğn
js- >jnu Türk meslektaşları ile
ortak bir ccens.ton sonucu başaımış. Tür-
kiye Adae: Eacanlığı'nın belgeleri henüz
Fransa'yE Jla>radığı için Nice Mahkeme-
si'nı resmen igıendiren, huzurdaki üç sa-
nığın dos,ad; >azılı olan küçük suçları.
Böyle ocLğ.
h
alde, yoğun ve bıktırıcı
bir sorgu cörer». eller arkadan kelepçe-
lenmiş, ırlha çr
şımıni önlemek amacı ile
ayakkabıa' ca"
1
, Türk bağlama araçları
aınrnş braıdnoegetiriliyorlar. Dahası, o
btzin hukj-; ssemimizde hepimizin alıştı-
ğı biçrrda '-jr<Qn bağlı olmadan yargıç
önCne çıtaffrraî' ılkesı de, öyle görülüyor
kı Nice Nahlenesi önündeki son duruş-
'Baba' Bize Pasaport Al
mada da olduğu gibi mafya ve terör ile ıl-
gili suçlarda uygulanmıyor.
Türkiye'nin terör ile tanışması 80'li yıllara
rastlıyor. Mafya, hesap sorulduğu sanılan te-
rörün, doğal bir sonucu olarak o yılları 90'la-
ra bağlayan dönemlerde gelişti ve kurumlaş-
tı. Aiaattin Çakıcı'nın 'kırmızı pasaport' taşı-
ması, Fransız polisıni de, adaletini de şaşır-
tıyor. Bütün dünyada, o dünya yurttaşlannın
taşıma haklan bulunan normal pasaport bel-
gelerinin dışında, özel görevliler için sınır ka-
pılannda karşılıklı kolaylık sağlayan ayrıca-
iıklı pasaportlar kullanılıyor.
Diplomatik pasaport, halkın ağzındakı 'kır-
mızı pasaport' bunların en seçkıni olarak bi-
liniyor. Bizde bu pasaportlar, cumhurbaş-
kanlan. başbakan ve dışişlen bakanları ıçin
görevlerinden ayrıldıklan zaman da taşına-
biliyor. Bunun dışında görevli olduklan sıra-
da Bakanlar Kurulu üyeleri ve milletvekilleri
ile dış temsilciliklerimizde diplomatik görev
yapan kişller, Genelkurmay Başkanı ile kuv-
vet komutanlan da görevleri süresince dip-
lomatik pasaport taşıma hakkına sahipler.
Bir de, bakanlık müsteşarları, bu görevle-
ri ile dış ülkelere yaptıkları resmi gezıler sı-
rasında geçici olarak kırmızı pasaport alabı-
liyor.
Çakıcı, üzerinde bulunan ve Gaziantep'te
düzenlendığini söylediği sahte pasaportta.
kendı fotoğrafının altına "Nedim N. Acar"
ısmını yazdırmış. Nedım N. Acar'ın gorevı
'turizm müşavin' olarak gösterilmış.
Turizm Bakanlıgı'nda, bu isimleri çağnş-
tıran ikı kişı görev yapmış. Bunlardan birisi
"Nedim Acar". Birkaç yıl önce bakanlık müs-
teşan. Ötekı NecipAcar, aynı bakanlıkta ha-
len müşavir. Bu ikinci ısmin, Çakıcı'nın hafı-
za bankasında yeri olduğu anlaşılıyor.
Susurluk Kpmisyonu raporu, Çatlı'nın
parmak izinin Ömer Lütfü Topal'ın öldürul-
mesınde kullanılan silahın şarjöründe bulun-
duğunu söylüyor. Türkiye'de 13, Kuzey Kıb-
rıs ve Türkmenistan'da birer kumarhanenin
sahibi olan Topal'ın ölümünden sonra ku-
marhane açma ışinde dönemin Turizm Ba-
kanlıgı yetkililerinden kolaylık gördüğü iddi-
aları da zaman zaman ortaya atıldı ve bu id-
dialar arasında birisi Bakanlık Müsteşar Yar-
dımcısı Mevhibe Can, öteki dönemin Işlet-
meler Dairesi Başkanı Necip Acar olmak
üzere ikı görevlinin isimleri soruşturma ko-
nusu yapıldı.
Olabilir ki, Çatlı kendi iş dünyasına el at-
tığı için hasım saydığı Topal'a yardım ettık-
leri ileri sürülen bu isimlerden erkek olanının
adını, hafızasına şu ya da bu nedenle kay-
dettiği ıçin o ismi dönemin Tunzm Bakanlı-
gı Musteşan'nın ismi ile bir araya getirip ken-
dısi için yumuşak bir kimlik aracı yaptı. Böy-
lelıkle sevgılısıne de yurtdışında ve başkala-
nnınarasındakendisini "Nedim"diyeçağır-
tarak asıl kimliğini perdeletti.
1980 öncesinin diplomatik pasaport-ma-
vi hizmet pasaportu gibi belirii kişılerce taşı-
nan pasaportlan, özellikte Turgut Özal'ın o
her işi aitüst etmeyi marifet sayan icraatları
ile işportaya düşürüldü. Kendisini eleştirme-
sini önlemek amacı ile yurtdışında yaşayan
gazete sahibıne, sanki babasının kitaplığın-
dan bir kitabı bağışlıyormuş gibi, diplomatik
pasaport verdıği, zaman zaman yazıldığı için
bilinenler arasında bir örnektir.
Ya bilinmeyenler?
Onlarda, istenilirse Dışişlen Bakanlıgı ka-
yıtlarından çıkartılabilir. Ve kim bilir hangi
sürpriz isimlerie karşılaşılır.
Faruk Bildirici, Maskeli Leydi kitabında,
aynı gazete sahibinın daha sonra taşıma alış-
kanlığı olan diplomatik pasaport için döne-
min başbakanının kocasına başvurduğunu
ve poş döndürülmedığini anlatmıyor mu?
Öyle anlaşılıyor ki devletin mavi pasaport-
larını taşıma yetkililennin listeleri resmi ola-
rak kabartıldıkça kabartılmakla kalmamış;
sahtelerinin artık yüzüne bakılmaz olmuştur.
Sırada kırmızı renkten ile de çekici olan dip-
lomatik pasaportların enflasyonu olmalı.
Fransız, Türk polisinin Interpol kırmtzı bülte-
ninden güç alarak yakaladığı Çatlı'nın kırmı-
zı pasaportu şaşırtsa şaşırtsa Fransız ma-
kamlarını şaşırtmıştır.
O nedenle de adamın ellerini arkadan
bağlayıp, bağcıklarını çözerek soru üstüne
soru yönelterek uykusuz bırakıyorlar.
Ya biz..
Bu konularda öylesine şerbetlenmişiz ki,
Gaziantep'lere kadar uzanmaya bıle gerek
duymadan köşe başından seslenelim:
"BABA... Bize kırmızı pasaport al."
Evet "Saoa"dan kınmızı pasaportu isteye-
lim ama, o "Baba" bu pasaportu nasıl sağ-
lıyor?
atv'nin dün geceki özel haberinde "son
dakika" kaydı ile Emniyet Genel Müdürü Ne-
cati Bilican Paris'teki "Saba"nın diploma-
tik pasaportunun devletin Damga matba-
asında basıldığının saptandığını söyledi ve
ekledi:
Çok kimse, Çakıcı'nın kendisi hakkında
da konuşacağı kuşkusu ile korkuyor. Susur-
luk diyordunuz işte Susurluk dosyasının bir
bölümü. Baba, pasaport dağıtıyor. Hem de
Oamga matbaası baskısı ile.
Yani birincı kalite ve devlet garantisi ile.
"BABA, bana ondan ver."
Faks:0212-677 07 62
E-mail: obirgit@humyet/ com.tr.
obirgit@cumhuriyet.com.tr.
BIRBAK1MA
SERVER TANİLLİ
Ekrem Akurgal'ın
Öğrettiklepi...
Anadolu'da eski uygariıklann gün ışığına çıkarıl-
ması, buna bağlı olarak arkeoloji çalışmalan birkaç
yüzyıl öncesine çıkar. Yolu Batılılar açar ve Osman-
lı Imparatortuğu'nun Avrupa'yla siyasal ilişkilerinin
rengine göre, şu ya da bu devlet öne geçer bu ça-
lışmalarda. Asıl kendi emeğimizle yürütülen arkeolo-
ji, Osman Hamdi Bey'le başlıyor; yani aşağı yuka-
n yüzyıllık bir öykü. Ne var ki, konuya hakettiği öne-
mi Cumhuriyet yönetimi verir. Öyledir, çünkü yeni
yönetim, yeni bir tarih anlayışına sahiptir; üzerinde
yaşadığımız topraklar, birkaç yüzyıllık değil, binler-
ce yıllık bir tarihl ve onun ürünü olan uygarlıkları ba-
nndınyor. Cumhuriyet, böylesi bir tarih ve kültürzen-
ginliğine sahip çıkmalıydı ve yetiştireceği "Yeni İn-
san "ın fikrî boyutlan ve bilinci ona göre biçimlenme-
liydi.
75 yılda vardığımız nokta gözalıcıdır bu bakımdan.
Anadolu'nun tarihine, günümüzde tersine savrul-
malar görülse de, kesintili bir tarih olarak bakmıyo-
ruz artık. Tarihimiz, Anadolu'ya gelişimizle başlamı-
yor; bizden öncesi de var yaşadığımız topraklarda.
Ta Hatti uygarlığına, Hitit uygarlığına, yani birkaç
bin yıl öncesine çıkan bir geçmiş, anrtlan ve belge-
lenyle elimizde.
Üstelik kendi uzmanlanmızın da katkılanylayürü-
yor işler.
Onların en önde gelenlerinden biri de Ekrem
Akurgal'dır elbette.
•
Gazetemiz okuriannın da yabancısı olmayan bu
seçkin tarihçimiz, yaptığı araştırmalar ve birkaç ya-
bancı dilde yayımlanan eserleriyle, uluslararası bir
değer. Şimdi 87 yaşında olan bu anıt-insana yapı-
labilecek en saygılı davranışlardan biri, onu, bütün
fikri boyutlanyla okurtann önüne bir kez daha çıkar-
maktı. En saygın kültür kurumlanmızdan biri olan
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştınma Kurumu, kısa
adıylaTÜBlTAK, bunu yapmış ve onaAnadolu Kül-
tûr Tarihi'ni yazdınp yayımlamış; kültürümüze unu-
tulmaz hizmetleri olan bir başka kuruluş, Bilgi Yayı-
nevi de, onun yazı ve incelemelerini bir kitapta top-
lamış, adı da şu: Türkiye'nin Kültür Sorunlan ve
Anadolu Uygartıklannın Dünya Tarihindeki önemi.
AJtmış yılı aşkın bir araştırma ve düşünme çaba-
sının ortaya koyduklan ne?
Başta şu: Şimdi çağdaş diye bildiğimiz kimi ilke-
ler, yaşadığımız topraklarda binlerce yıl öncesinde
boy atmış değerier.
Omek istiyorsunuz değil mi?
Sayın Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi'rim bir ye-
rinde şöyle diyor:
"Hitit uygarlığını Yakındoğu'daki komşulanndan
ayıran en önemli özelliği, insan haklarına duyulan
saygıda belirgin olmaktadır. Albrecht Goetze'n/n
saptadığı gibi Hititler, insan yaşamına ve kişilikhak-
lanna büyük önem veriyordu. Onur kırıcı cezalar,
Assur kanunlannda görülen acımasız yargılar Hitit
hukukuna yabancı idi. Assurlulann uyguladığı düş-
man vücutlannın parçalanmast, ateşte yakılması,
esirterin kazıklara oturtulması ya da derilerinin yü-
zülmesi, kesilmiş insan kafalarından piramitlerin
oluşturulması çeşidinden davranışlar Hitit Ülke-
si'nde söz konusu olamazdı. Nitekim bunun gibi iş-
kencelerin yapılmış olduğunu gösteren tasviriere
Hitit sanatında rastlanmamaktadır. Kölelerin bile
haklan güvence altında idi."
Bu, "insan haklan" adına bir örnek!
Şunu da okuyunuz lütfen: "Hititlerde erkek ve ka-
dın eşdeğerde idi."
Öte yandan Hititler, "geliştirdikleri hoşgörülü, in-
sancılyasalan ile Eskiçağ'ın en özgün uygarlıklann-
dan birini" yaratırken, bir "Anadolu mozayiği"n'\ de
gerçekleştiriyorlar. Sayın Akurgal diyor ki, "...bu-
günkü Türkiyeyerlihalkı Hattilerie bihikte, çeşitli Av-
rupa kökenli boyların ve Orta Asya'dan gelen Sel-
çuk ve Oğuz topluluklannın oluşturduğu etnik bir
mozaiktir. llginç olan bir diğer gerçek de Türklerin
Osmanlı Imparatoıiuğu zamanında devşirme yolu
ile Balkanlar'daki Slav topluluklan ile kaynaşmış ol-
malandır." Ve ekliyor Sayın bilgin: "Sayageldiğimz
bu gerçeklerin değehendinlmesi aydın politikacıla-
nmıza düşen önemli bir görevdir."
"Aydın politikacılanmız"m söz konusu görevi ye-
rine getirmelerini bekleye duralım, Sayın Ekrem
Akurgal, eli öpülesi bir iş yapmış, "Osmanlı med-
dahlığı"na "Eren ve evliya meddahlığı"nın eklendi-
ği şu sığ ve kısır dönemde, bize, tarihe nasıl bakıl-
ması gerektiğini göstermiştir yeniden.
Büyük açılardan yaklaşıldığında anlam kazanır
tarih.
Hele Anadolu'nun kültür tarihine bu boyutlarda
bakılmalıdır, Ancak böylesi bir bakış, günümüze bir
aydınlık getirdiği gibi, yannlanmız için de bir şey
söyler. Cumhuriyet'in tarihten vetarihçiden birbek-
lediği de buydu. Ekrem Akurgal Hoca'mız işte böy-
lesi bir kimlikle konuşuyor ve pek önemli gerçekle-
rin altını çiziyor.
Söylediklerini dönüp dönüp okumakta yarar var...
Yazıcıoğju'nun 6
yok'
dediği yasak dün kalktı
ERDOĞANERİŞEN
ORDU - Ordu Valisi
KemalYazıcıoğlu'nun Gü-
neydoğu'dan gelen işçile-
re yönelik çalışma yasağı-
na tçişleri Bakanlığı'nca
şifahi emirle son verildi.
TBMM İnsan Haklan Ko-
misyonu Başkanı Sema
Pişkinsüt. Yazıcıoğlu'nun
bu hareketinin geri tepe-
rek terör hareketini arttı-
rabileceği uyansında bu-
lundu. Yazıcıoğlu ise yasa-
ğın söz konusu olmadığı-
nı öne sürerek, "Doğulu,
Güneydoğulu aynmı yap-
mak bölûcülüktür. Oysa,
ben 30 yıldır bölücülerie
mücadele ediyorum" diye
konuştu.
Yazıcıoğlu, 21 Temmuz
1998 tarihinde Ordu'daki
köy muhtarlanna, jandar-
ma karakollanna ve kay-
makamlıklara gönderdiği
genelgede, bölge dışından
gelenlerin fındık toplama
işinde çalıştırılmamasmı
istemişti. Söz konusu ge-
nelge camilerde de vaaz
sırasında duyurulmuştu.
Kamuoyundan gelen
yoğun tepkiler üzerine Ke-
mal Yazıcıoğlu'nun Gü-
neydoğu kökenli tanm iş-
çisi çalıştırma yasağı baş-
ladığı gibi resmen olmasa
bile şifahi bir emirle kaldı-
nldı. Edinilen bilgiye gö-
re yasak, Içişleri Bakanı
Kutlu Aktas'ın da devreye
giımesiyle sona erdirildi.
Polis ve jandarmanın
müdahalesinin kesilmesi
üzerine Ordu sınınnda
bekleyen ya da Giresun'da
konaklayan yaklaşık 500
kişilik Güneydoğulu tanm
işçisi kafilesi dünden iti-
baren Ulubey yöresinde
çalışmaya başladılar.
Kemal Yazıcıoğlu'nun
yasagın kaldınldığı konu-
sunda resmi bir açıklama
yapmaması kadar böyle
bir yasağın olmadığı ko-
nusunda bazı demeçler
vermesi şaşkınlık yarattı.