Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 1998 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
'Hukuk' Devletin Temelidir
Dr. ENGİN ÜNSAL IstanbulBarosu Avukatlanndan
L
ozan salt bir askeri başan-
nın kanıtı değil, aynı zaman-
da bir çağdaşlaşma süreci-
nin başlama noktasıdır. Iş-
te böylesine önemli birant-
laşmanın 75. yıldönümünü
geçenlerde kutladık.
Böyiesine önemli bir günün ne Türki-
ye Barolar Birliği ve ne de il barolan ta-
rafından, bır tek sözcükk bıle olsun, anıl-
maması gerçekten üzüntü vericidir. Oysa
Lozan Barış Antlaşması aynı zamanda
şer'ı hukuktan çağdaş hukuka geçişin ki-
lometre taşıdır. Çağdaş kurumlarla dona-
tılmış bır hukuk devletinin doğuşu bu ant-
laşmanın satır aralannda saklıdır.
TBMM hükümetinin Kurtuluş Sava-
şı'nın yenik devletlerine kabul ettirdıği
Lozan koşullannın genç Türkiye'nin hu-
kuka bağlı bir devlet olarak kurulmasın-
da ne denli önemli olduğunu anlamak için,
1933 yılında ülkemize gelen ve uzun yıl-
lar üniversitelerimizde hukuk eğitimi ve-
ren, önce Alman uyruklu. sonra Türk olan
rahmetli Profesör Ernst E. Hirsch'in anı-
larını mutlaka okumak gerekir (*). Prof.
Hirsch, kitabınm 290-305 sayfaJan arasın-
da "Kemalist Türkiye'nin Benim Tanık
Obnadığını hkOn Yıh" ve "KeraalistTiir-
kiye'nin Benim TanıkOkluğum Ikinci On
Yıh" başlıklan altında Atatürk'ün öncü-
lüğünde başlatılan dev hukuk devrimıni ve
bunun getirdiği güvenceleri anlatır.
Hukuk önce toplum, sonra bireyler için
vardır. Toplumun hukuksal altyapısı, yö-
netim biçimi, toplumu yönetecek güçle-
rin aynşımı ve devletin süreklihğmın ku-
rallan belirlendikten sonra devlet-birey
ilişkileri ve kişilerin özgürlükJeri ve bu
özgürlüklenn güvenceleri, hiçbir kuşku-
ya yer vermeyecek biçimde düzenlenme-
lidir. Tüm bunlar, devletin temelinı oluş-
turan öğenın hukuk olduğunu tartışmasız
olarak ortaya koymaktadır. Gerek devleti
yönetenler ve gerekse bireyler hukuka uy-
gun davranmanın asıl olduğunun bilincin-
de olmalıdır ve hukukun dışına çıkılan
toplumlarda devlet terörü ve bireysel te-
rörün öne çıkacağını bilmelidirler.
Türkiye ekonomik, sosyal, siyasal ve en
önemlisi hukuksal açıdan tarihinin en kö-
tü dönemini yaşamaktadır. Devletin iç ve
dı§ borçlannın tutan 130milyardolardo-
layındadır. Toplum kamplarabölünmüş, uz-
laşma ve hoşgörü unutulmuştur. Siyaset
meydanımız parti çoklufundan yamalı
bohçaya, demokrasi anlayışımız liderler de-
mokrasisine döniişmiiş, TBMM, ürete-
meyen ve önderlik edemeyen bir konuma
indirgenmiştır.
Ülkenin hukuksal varlığını simgeleyen
yargı ve gıderek adalet kavramı ciddi ya-
ralaralmıştır. Her şeyden önce yargının ba-
ğımsızlığı tartışılır konuma gelmiştir. Yük-
sek Hâkimlerve Savcılar Kurulu'na iki si-
yasi kişiliğın, bakan ve müsteşannın baş-
kanlık etmesi, yargıclarda var olması asıl
olan bağımsızlık ve özgürlük özleminin üs-
tünde bir kılıç gibi sallanır olmuşrur. Büt-
çeden adalet için aynlan para utanç veri-
cidir. Adalet için yargı evlerine gelenle-
rin, gördükleri manzaradan sonra bura-
lardan adaleti sağlayamayacağı inancı pe-
kişmektedır. Onca sıkıntının ıçinde kad-
ro, kâğıt, daktilo sağlamak zorunda kalan
yargıç doğruyu nasıl bulacak, adaleti na-
sıl saglayacaktır?
Ülkenin hukuksal düzeni topluma ve
bireylerine güven vermelidir. Düşünceyi
suç sayan ve 21. yüzyılın eşiğinde yazar-
lannı, çizerlennı, sanatçılannı hapse atar-
ken devletin içinde yuvalanmış çete men-
suplannı yargıç önüne çıkaramayan, kol-
luk güçlerinin odalannda işkence yapılma-
sına göz >Timan, işkencecilerden hesap
soramayan, DGM uygulaması ile iki baş-
lı bir hukuk yaratan ve doğal yargıç ilke-
sıni reddeden biryönetim anlayışı, devle-
tin hukuksal temelini sallamaktadır.
Dev let tüm yurttaşlanna, sergilenen tüm
düşüncelere ve toplum içindeki tüm etnik
yapılaşmalara eşit uzaklıkta durmalı. tü-
mü için koruyucu ve güven verici olma-
lıdır. Devlet ancak ulusal bağımsızlığı ve
sınırlannın değişmezliği konusunda taraf
olmalı, ama topluma ve bireylerine karşı
tarafsız olmalıdır.
Devlet erkini elinde tutanlar hukuku
sevmeli ve hukuka karşı saygılı olmahdır-
lar. Hiçbir devlet kendisinin saygı duy-
madığı hukuka bireylerin saygı duyması-
nı ısteyemez ve sonunda toplum tel tel çö-
zülmeye başlar.
Hukuka saygılı devlet, bir parti başka-
nının eşinin dürtüsü ile, cezalann affi gi-
bi toplum vicdanmın çok duyarlı olduğu
bir konuda gelişigüzel tutum sergıleye-
mez. Bu tür davranışlar bireylerin dev le-
te, adalete ve yargıya karşı duymalan ge-
reken güveni çok ciddi olarak yaralar.
Hukuka bağlı devlet geleceğine umut-
la bakabilen devlettir. Hukuka bağlı dev-
let ilkesini yaşama geçiren ise o toplum-
daki hukuksal düzenlemelerdır. Bu dü-
zenlemelerin çağın gereklerine ve toplum
bireylerinin beklennlerine uygun olarak ya-
pılmaması devlet yapısmın bel vermeye
başlaması sonucunu doğurur.
Yargı, adalet arayan bireyin. hukuk dev-
leti ile karşı karşıya geldıği ilk kapıdır. O
bireyi adaletin kapısından güven içinde
geriye döndüremiyorsanız sistem çökmek
üzere demektir. Eğer bir ülkede bireyler
adalet için devletin yargı evleri yerine maf-
yanın kapısına gidiyorsa ve yönetenler
yargının bağımsızlığı, hızla işlemesi ve
yargıcın ekonomik ve hukuksal güvenli-
ği için bir şeyler yapamıyorsa geleceğımi-
zin ciddi olarak sorgulanmasının günü
gelmiş demektir. Bunun için önce Lozan'a
dönmek ve o antlaşmanın ilkelerini özüm-
semek ve çağdaş hukuka geçişin bu önem-
li yıldönümünde suskun kalan baro yöne-
timlerini sorgulamak gerek. Barolar, hu-
kuk düzenınin korunmasınm gözetleyici-
si durumundadır. Hukuk düzeninin kok-
mamasından sorumludurlar.
Bu kokuşmayı önleyecek tuzun kok-
maya hakkı var mıdır?
(*) Ems( E. Hirsch, Anılanm, TÜBİTAK Ya-
yınlan (3. basım), 1997, Ankara
Solda 'İktidar' İçin Güç Birliği
İSMET KEMAL KARADAYI
V
azgeçemediğimiz soru: "Polirika gûn-
demimizde neler var?" Kararlaştınlan
-18 Nisan 1999 genel seçim" tarihi, dı-
leyelim değışmez (!), kabul edilir. Di-
leriz, Cumhuriyetımızm 75. yıldönü-
münde ulusal-siyasal-toplumsal banşı. dınginliği ge-
tırecek olan kriminolojik ve kritik açılardan hem tü-
zel. hem genel "ar* gerçekleştirilir.
Derken yine işsizlık, yine göç, yine enflasyon, yi-
ne I.MF. yine çılgınca tüketim. ücret maaş dengesiz
bütçe. yine çeteler, yargısız infazlar, türlü yolsuzluk-
lar, yine tarikatçı ve ırkçı hareketler. yine laikliğe ve
devrim yasalanna aykın davranışlar, din devleti ıs-
tek ve özentilen ve fıele de yine ya oy çıkarlannın ya
da bılınen hainliklerle kendini bilmezliklenn yarat-
tığı aymazlıklar!
Yeni "kuva-yı mUliye"ler mi aranıyor? Yeniden
"kurruluf" \e "kuruluş* mu isteni)or? Sil baştan "on
dokuz mayıs"lar vb. mi bekleniyor? Sorulara yanıt-
lararanırken halkımız, kitleler, yöneticilerimizin, po-
litikacılanmızın, aklı erenlerin gözlerinin içine bakı-
yor: kendi çağına ve koşullanna uygun bir aydınlan-
ma savaşımı arayışma giriyor, her şeyden önce ulu-
sal güç birliği kurtancılığma umut bağlıyor...
Ştmdi küçük bir anımsatma yapalım:
Biz biliyoruz ki. dilleri, topraklan, kültürleri ve di-
siplinleriyle her ulus ayn ayrı var oluşunu kendi ge-
reksinmeleri ve onurlanna dayandırmışrır. Gelişriril-
miş ilk düşünsel, toplumsal yönetime "demokrasi".
birlikte insanca yaşama inanç ve ahlakma da "hüma-
nizma" denmiş... İnsanın usu, emeği bulmuştur bu
uygulamah deyimleri. Gereksinmelerçoğaldıkça, de-
ğişimler belirlendikçe, daha iyiye, doğruya, güzele,
kalıcıya. doyurucuya giden sürekli arayış ve yeni-
lenme çizgisi, koşullanna uygun "devrim" kaçınıl-
mazlıklanna ulaşmıştır. Bağımsız devlet, uluslann
kendi yazgılan, uluslar ve devletlerarası uyum iliş-
kileri vb. toplumun ve bireyin her türlü mutluluğu için
düşünülen böylesi zorunluluklardan doğmuştur... Iş-
te "sol", bizce budur, bunlardır...
"Çağdaşuygariık" dünyası içinde yerini alan cum-
huriyetımiz özünü, dinamiğini ve pratiklerini top-
lumcu, hümanist. halkçı yapıdan almıştır. Bu cum-
huriyet. "ulusal demokratik devrim" aşamasını Ata-
türkçü (Kemalist) ilkelere bağlamıştır. Bütün "kale-
ler"inin, kurumlannın temelinde, kuruluşla birlikte
bu yenilikçi, çağdaş ulusalcı düşünce ve uygulama
egemendir. Günümüzün "avdınlanma ve sol güç bir-
liği" arayışı, "toplumsal kurtuluş" ıçın bütünleşme
isteği bu nedenledir.
Yineliyorum: Kemalizmin ve Türkiye sosyalizmi-
nin ortak yanlannda. bilime dayalı. laik, evrensel
oluş.. uygarlık, yenilikçilik. değişimcilik. katılımcı ve
çözümcü halkçılık.. ulusalda "tam bağımsız"lık, ulus-
lararası ilişkilerde barışçı, antiemperyalist tutum,
davranış vardır. Her iki ideolojik görüş ve uygulama
da emeği, değen asıl alır, sömürüye ve eşitsizliğe
"son" der, özgürlükçüdür; birbirine ters düşmemiş-
tir, düşmez...
Veekliyorum: Ekonomimizde, hukukumuzda, po-
litikalanmızda, ülkemizin güncel, tarihsel gerçekle-
ri ile gereksınimlerine. bundan böyle hep bilimsel, de-
mokratik ve de insan haklan evrenselliği içinde bak-
malıyız. Yirmi birinci yüzyılın getirdiklerine, tüzel
ve ussal olarak yaklaşıp yeniden yapılanmalan, çok
iyi saptanmış "plan"lara bağlamalıyız. Kıtle akım-
lan durumunda zorlanan ve üzülerek belirtelim ki bu
zorlanmada kimi yönetici başlann çıkan ya da aymaz-
lığı nedeniyle başanlı kılınan, yukanda saydığımız
"kötülük"lerin kaynağı derneklere, partilere, vakıf-
lara, kurslara, eğitim kamplanna vb. olanak tanıma-
malıyız.
Türlü türlü haksızlık ve acımasızlıklan çıkartıp
yeri gelince onlan kendi "hesap kitap"lan için halk
aleyhine kullanan "aykın"lara, "yanlış"lara yer, yüz
ve oy vermemeliyiz. Biz sosyal demokratlar, sosya-
listler, demokratık solcular, özgürlük ve dayanışma-
cılar, emeğin yanında olanlar. bunca yıldır yanıltılan,
kandınlan, aldatılan, atlatılan, haklan teslim edilme-
yen sevgili halkımıza gitmeli; onlara olanı biteni,
kendi gerçeklerini bir güzel anlatmalı: onlarla el ele,
baş başa, omuz omuza olmalı ve böyle bir bilinç, de-
viniş başansına artık bir an önce ulaşmalıyız...
Hani "ne yapmalı" diyenlere, işte önerilerim.
Devlet İçinde Devlet!
ZEKIBUYUKTANIR Eg
B
ir kuyruklu yıl- de her yönden örnek olan
dız gibi doğup. büyük önderimiz Mustaf;
ülkesini 1923 Ay- Kemal Atatürk'ün önj
dınlığma kavuş- düğü devrim stratejisi bu-
gün, karşıdevrim deneme-
lerinin aymazlığını yaşıyor.
dız gibi doğup.
ülkesini 1923 Ay-
dınlığına kavuş-
turan ve doğudaki gelişme-
miş bütün Islam ülkelerine
1923'te Cumhuriyet'le
layarxAydın l
ğinde, 15 yıl gibi çok kısa
bfr sürede, BatTnın dört yüz
yılda gerçekleştirmeye ça-
lıştığı aydınlanmaya ulaş-
mış ve dünyadaki saygın
yerini almıştır. Ne yazık ki,
_ Devrimcimizi za-r
nsz yitirmemiz, Ikinci
Dünya Savaşı'nın etkileri,
demokrasiye geçişimizin
sancılan ile 1950'lerde si-
yasal yönden verilen ödün-
ler bugünkü karmaşayı ya-
ratmıştır, bunu hepimiz bi-
lerinin ağı sarmıştır. Bu kar-
maşada da özellikle top-
lumsal ve sosyal dengeleri
. peşın
fiyatına
Tltaksftle;
Tüm vücudunuzun ipeksi yumuşaklığa
kavuşması için tek çözüm;
Satinelle Sensitive Body Total
u
B
l
İ
Yeni Philips
Satinelle Sensitive
HP 6404 Satinelle Body
Total Elektriklı
HP 6424 Satinelle Sensitive
Body Total Elektrıkli
HP 6427 Satinelle Sensjove
Body Total Şarjlı
HP 6415 Saonelle Sensıtive-
Ladyshave Kombı Set
peşın fiyatına 4 taksit
peşınat/taksıt
3.620.0O0
5.550.000
6.500.000
6.800.000
toplam tutar
14.480.000
22.200.000
26.000.000
27.200.000
1 peşin -ı- 5 taksit
pes,inat/taksit
2.650.000
4.050.000
4.750.000
5.000.000
toplam tutar
15.900.000
24.300.000
28.500.000
30.000.000
9
!!
oluşturan etken, yazık ki
din konusudur. Bunu da dü-
zene koyması gereken, bağ-
jnazlann eline bırakmaya-
cak ve düzeni koruyacak
olması gereken Diyanet Iş-
leri Başkanlığı'dır. Oysa bu
başkanlık bu konuyu çağdaş
ve bilimsel yönden yürütme
yerine hâlâ çağı geçmiş, işi
çoktan bitirilmiş fetva ku-
rumlanyla yönetmeye yel-
teniyor.
Yazımın başlığında 'dev-
let içinde devlet' demış-
tim. Açın bu yılın bütçe >a-
sası cetvellerini. çogu ba-
kanlığın bütçelerinden da-
ha çok para aynlmıştır Di-
yanet Işleri Başkanlığı büt-
çesine. Aynca Diyanet Vak-
fı'yla gelirleri daha da art-
maktadır. Bu gelirlerin, in-
sanımızın, dinsel açıdan
uyancı, çağına, laik ve de-
mokratik düzene, sevgiye
yönelik eylemlere harca-
ması gerekirken başta Diya-
net Işleri Başkanı olmak
üzere, üst kurul üyeleri za-
man zaman Ortaçağ karan-
lığını anımsatan, Osmanlı
dönemi şeyhülislamlann-
dan daha geride beyanlar-
da bulunup. çağdışı gidişi
sanki destekler gibi bir gö-
rünüm sergilemektedirler.
Oysa 1923 Aydınlanma-
sıyla bugün dünyanın çağ-
daşlık yanşında ipi göğüs-
lemeye hazırlanan bu ülke,
Atatürk'ün kurduğu Cum-
huriyet Türkiyesi'Uir. Gö-
rüşümün kanıtını pekiştir-
mek için geçmişten bir ör-
nek vermek istiyorum. 600
yıllık Osmanlı tmparator-
luğu'nun bilime, eğitime,
çağın gereklenne yer verme-
yişi yüzünden ve kültürü
Devlet-din ilişkileri ve
uygulamalanna gelince. bu-
günkü siyasal ortamda bağ-
nazlığı savunarak Osman-
lı'nın yönetimine özlem du-
yan çıkaralardışında. bilim-
sel görüntünün, Osmanh'da-
ki dinsel uygulamanın, hiç
de öyle göründüğü gibi ol-
madığı ortada.
1923 Aydınlanması so-
nucundadevrimsel gelışim,
ülkeyi çağdaş. laik ve de-
mokratik bir platforma
oturtmuş ve burada dinsel
yapıyı yurttaşlann duyunç-
îanna (vicdanlanna) bırak-
mayı düşünmüş. Ancak sü-
renin bsa oluşu, sosyal olu-
şumlarda bir süreye gerek-
sinim duyuluşu nedeniyle
şimdilik İcaydıyla ve geçi-
ci bir kurum durumuna dü-
şürülen Diyanet Işleri Baş-
kanlığı kurulmuştur. Baş-
kanlığm görevi: yeni kuru-
lan bir devlette din konusıın-
daki işlevleri yürütmesi, so-
runlara çağdaş yanıtlar ge-
tirmesidir. Bir süre sonra
toplum dengeleri yerli ye-
rine oturup, eğitimini ta-
mamladıkıân ve bütün halk
bilinçlendirildikten sonra
artık Diyanet Işleri Başkan-
lığı'na da gereksinim kal-
mayacağı bir gerçektir. Ama
bugün görüyoruz ki devlet
içinde devlet gibi görmek-
tedirkendilerini. Savunma-
ları da çok ilginç: "Osman-
lı da bövlevdi."
Vücudunuzun farklı bölgelerindeki tüyler için degişik yöntemler ırygulamak yerine
artık yeni Satinelle Sensitive Body Total ın başlıklannı kuilanın. Hassas bölgeler
için özel başltk... Aktif disk sayısını azaltarak epilasyon bölgesini daraltmanıza
izin verir. Böylece kolnıkalu ve bikini çizgisi gibi bölgelerde rahatça kullanabilirsiniz.
Bacaklar ve hassas bölgeler için iki ayn rahatlatıcı başltk... Cilde masaj
etkisi yaparak rahatlatır. Vücudunuzun her bölgesinde o ipeksi jTimuşaklıga nere-
deyse hiç acı duymadan kavuşmanızı saglar. Tüm vücudunuzun pürüzsüz, ipeksi
bir yumuşaklığa kavuşması için sadece Philips Satinelle Sensitive Body Total yeter.
TOlITlCl DANIfM*
0 800 211 41 12-13
PHİLİPS
YETENEKLÎ GENÇLER
K.Çekmece'de yeni oluşacak
TİYATROGRUBU
için bizi arayın.
0 212 693 67 14
0 212 696 66 95
PENDİK3ASLİYE HUKUK
IVIAHKEMESİ'NDEN
Davacı Güven Sigorta AŞ tarafından
davahlar Savaş Batu ve Ray Sigorta AŞ
aleyhine mahkememizde açılan davanın
yapılan duruşmasında verilen ara karan
uyannca; Bılinen en son adresı Çınardere
Mah. Doğan Sok. No' 7 Pendik olan dava-
lı SAVAŞ BATU'nun mahkememız tara-
fından tebligat yapılması mümkün olmadı-
ğı gibi yapılan tüm araştırmalara rağmen
tebligata elverişli açık adresi de tespıt edi-
lemediğinden; Adı geçen davalının dunış-
ma günü olan 10.9.1998 günü saat
11.30'da mahkememizde hazır bulunması,
dava ile ilgili her türlü delillerini duruşma
gününe kadar ibraz etmesi, mazeret gön-
dermeksizın duruşma gününde mahkeme-
mizde hazır bulunmaması halinde yargıla-
manın yokluğunda yapılarak karar venle-
ceğı TK'nın 28 ve devamı maddeleri gere-
ğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 39955
CumhuriyeC
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
AĞÜSTOS AY! ETKİNÜKLERİ
DİNLET!
23 Ağustos Pazar Saat:18.00
NURŞEN ASLAN
HAKKI ÇOPUROĞLU
Çevredtik Bir Yaşam (Mavi Düşler)
Istklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksım Tel:252 38 81/82
Cumhuriyet
kitap kulübü
Taksim Sergi Salonu
AĞÜSTOS AYI ETKİNÜKLERİ
SOYLEŞİLİ İMZA GUNU
21 Ağustos Cuma Saat:18.00-20.00
CUNEYT OZDEMIR!
Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek.
Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
ECumhuriYet
kitap kulübü
Taksim Sergi Salonu
AĞUSTOS ÂYI ETKİNÜKLERİ
SOYLEŞİLİ İMZA GÜNÜ
22 Ağustos Cumartesi Saat:18.00-20.00
KAAN ARSLANOGLU
Kitaplannı imzalayacak ve okurlanyla söyleşecek.
Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
Kjranvtt
9-ûnıse
BODRUM'DA
TATİLİN
YENİ ADI
Lüks odalan. zengin mutfağı, sosyal aktiviteleri,
uzman kadrosu ve BodrunVun riiya kadar güzel
manzarasıyla sizlere keyifli bir tatil imkânı
sunuyoruz. 4* kalite 5*hizmet.
Tel: 0252 316 19 90 Faks: 0352 316 14 03
EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ
Sevgili
ÜCAN YÜCEL
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
Bu kavgayı da kazanacağına inanıyoruz.
Özkaynak-Arkadaş-Dost
Kitap ve Yayınevleri
(Can Yücel dostları,
doğum günü olan 21 Ağustos'ta
Can ustamızı yalnız bırakmayın.
9 Eylül Universitesı Onkoloji Bölümü, izmir)