28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 1998 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER 'Hukuk' Devletin Temelidir Dr. ENGİN ÜNSAL IstanbulBarosu Avukatlanndan L ozan salt bir askeri başan- nın kanıtı değil, aynı zaman- da bir çağdaşlaşma süreci- nin başlama noktasıdır. Iş- te böylesine önemli birant- laşmanın 75. yıldönümünü geçenlerde kutladık. Böyiesine önemli bir günün ne Türki- ye Barolar Birliği ve ne de il barolan ta- rafından, bır tek sözcükk bıle olsun, anıl- maması gerçekten üzüntü vericidir. Oysa Lozan Barış Antlaşması aynı zamanda şer'ı hukuktan çağdaş hukuka geçişin ki- lometre taşıdır. Çağdaş kurumlarla dona- tılmış bır hukuk devletinin doğuşu bu ant- laşmanın satır aralannda saklıdır. TBMM hükümetinin Kurtuluş Sava- şı'nın yenik devletlerine kabul ettirdıği Lozan koşullannın genç Türkiye'nin hu- kuka bağlı bir devlet olarak kurulmasın- da ne denli önemli olduğunu anlamak için, 1933 yılında ülkemize gelen ve uzun yıl- lar üniversitelerimizde hukuk eğitimi ve- ren, önce Alman uyruklu. sonra Türk olan rahmetli Profesör Ernst E. Hirsch'in anı- larını mutlaka okumak gerekir (*). Prof. Hirsch, kitabınm 290-305 sayfaJan arasın- da "Kemalist Türkiye'nin Benim Tanık Obnadığını hkOn Yıh" ve "KeraalistTiir- kiye'nin Benim TanıkOkluğum Ikinci On Yıh" başlıklan altında Atatürk'ün öncü- lüğünde başlatılan dev hukuk devrimıni ve bunun getirdiği güvenceleri anlatır. Hukuk önce toplum, sonra bireyler için vardır. Toplumun hukuksal altyapısı, yö- netim biçimi, toplumu yönetecek güçle- rin aynşımı ve devletin süreklihğmın ku- rallan belirlendikten sonra devlet-birey ilişkileri ve kişilerin özgürlükJeri ve bu özgürlüklenn güvenceleri, hiçbir kuşku- ya yer vermeyecek biçimde düzenlenme- lidir. Tüm bunlar, devletin temelinı oluş- turan öğenın hukuk olduğunu tartışmasız olarak ortaya koymaktadır. Gerek devleti yönetenler ve gerekse bireyler hukuka uy- gun davranmanın asıl olduğunun bilincin- de olmalıdır ve hukukun dışına çıkılan toplumlarda devlet terörü ve bireysel te- rörün öne çıkacağını bilmelidirler. Türkiye ekonomik, sosyal, siyasal ve en önemlisi hukuksal açıdan tarihinin en kö- tü dönemini yaşamaktadır. Devletin iç ve dı§ borçlannın tutan 130milyardolardo- layındadır. Toplum kamplarabölünmüş, uz- laşma ve hoşgörü unutulmuştur. Siyaset meydanımız parti çoklufundan yamalı bohçaya, demokrasi anlayışımız liderler de- mokrasisine döniişmiiş, TBMM, ürete- meyen ve önderlik edemeyen bir konuma indirgenmiştır. Ülkenin hukuksal varlığını simgeleyen yargı ve gıderek adalet kavramı ciddi ya- ralaralmıştır. Her şeyden önce yargının ba- ğımsızlığı tartışılır konuma gelmiştir. Yük- sek Hâkimlerve Savcılar Kurulu'na iki si- yasi kişiliğın, bakan ve müsteşannın baş- kanlık etmesi, yargıclarda var olması asıl olan bağımsızlık ve özgürlük özleminin üs- tünde bir kılıç gibi sallanır olmuşrur. Büt- çeden adalet için aynlan para utanç veri- cidir. Adalet için yargı evlerine gelenle- rin, gördükleri manzaradan sonra bura- lardan adaleti sağlayamayacağı inancı pe- kişmektedır. Onca sıkıntının ıçinde kad- ro, kâğıt, daktilo sağlamak zorunda kalan yargıç doğruyu nasıl bulacak, adaleti na- sıl saglayacaktır? Ülkenin hukuksal düzeni topluma ve bireylerine güven vermelidir. Düşünceyi suç sayan ve 21. yüzyılın eşiğinde yazar- lannı, çizerlennı, sanatçılannı hapse atar- ken devletin içinde yuvalanmış çete men- suplannı yargıç önüne çıkaramayan, kol- luk güçlerinin odalannda işkence yapılma- sına göz >Timan, işkencecilerden hesap soramayan, DGM uygulaması ile iki baş- lı bir hukuk yaratan ve doğal yargıç ilke- sıni reddeden biryönetim anlayışı, devle- tin hukuksal temelini sallamaktadır. Dev let tüm yurttaşlanna, sergilenen tüm düşüncelere ve toplum içindeki tüm etnik yapılaşmalara eşit uzaklıkta durmalı. tü- mü için koruyucu ve güven verici olma- lıdır. Devlet ancak ulusal bağımsızlığı ve sınırlannın değişmezliği konusunda taraf olmalı, ama topluma ve bireylerine karşı tarafsız olmalıdır. Devlet erkini elinde tutanlar hukuku sevmeli ve hukuka karşı saygılı olmahdır- lar. Hiçbir devlet kendisinin saygı duy- madığı hukuka bireylerin saygı duyması- nı ısteyemez ve sonunda toplum tel tel çö- zülmeye başlar. Hukuka saygılı devlet, bir parti başka- nının eşinin dürtüsü ile, cezalann affi gi- bi toplum vicdanmın çok duyarlı olduğu bir konuda gelişigüzel tutum sergıleye- mez. Bu tür davranışlar bireylerin dev le- te, adalete ve yargıya karşı duymalan ge- reken güveni çok ciddi olarak yaralar. Hukuka bağlı devlet geleceğine umut- la bakabilen devlettir. Hukuka bağlı dev- let ilkesini yaşama geçiren ise o toplum- daki hukuksal düzenlemelerdır. Bu dü- zenlemelerin çağın gereklerine ve toplum bireylerinin beklennlerine uygun olarak ya- pılmaması devlet yapısmın bel vermeye başlaması sonucunu doğurur. Yargı, adalet arayan bireyin. hukuk dev- leti ile karşı karşıya geldıği ilk kapıdır. O bireyi adaletin kapısından güven içinde geriye döndüremiyorsanız sistem çökmek üzere demektir. Eğer bir ülkede bireyler adalet için devletin yargı evleri yerine maf- yanın kapısına gidiyorsa ve yönetenler yargının bağımsızlığı, hızla işlemesi ve yargıcın ekonomik ve hukuksal güvenli- ği için bir şeyler yapamıyorsa geleceğımi- zin ciddi olarak sorgulanmasının günü gelmiş demektir. Bunun için önce Lozan'a dönmek ve o antlaşmanın ilkelerini özüm- semek ve çağdaş hukuka geçişin bu önem- li yıldönümünde suskun kalan baro yöne- timlerini sorgulamak gerek. Barolar, hu- kuk düzenınin korunmasınm gözetleyici- si durumundadır. Hukuk düzeninin kok- mamasından sorumludurlar. Bu kokuşmayı önleyecek tuzun kok- maya hakkı var mıdır? (*) Ems( E. Hirsch, Anılanm, TÜBİTAK Ya- yınlan (3. basım), 1997, Ankara Solda 'İktidar' İçin Güç Birliği İSMET KEMAL KARADAYI V azgeçemediğimiz soru: "Polirika gûn- demimizde neler var?" Kararlaştınlan -18 Nisan 1999 genel seçim" tarihi, dı- leyelim değışmez (!), kabul edilir. Di- leriz, Cumhuriyetımızm 75. yıldönü- münde ulusal-siyasal-toplumsal banşı. dınginliği ge- tırecek olan kriminolojik ve kritik açılardan hem tü- zel. hem genel "ar* gerçekleştirilir. Derken yine işsizlık, yine göç, yine enflasyon, yi- ne I.MF. yine çılgınca tüketim. ücret maaş dengesiz bütçe. yine çeteler, yargısız infazlar, türlü yolsuzluk- lar, yine tarikatçı ve ırkçı hareketler. yine laikliğe ve devrim yasalanna aykın davranışlar, din devleti ıs- tek ve özentilen ve fıele de yine ya oy çıkarlannın ya da bılınen hainliklerle kendini bilmezliklenn yarat- tığı aymazlıklar! Yeni "kuva-yı mUliye"ler mi aranıyor? Yeniden "kurruluf" \e "kuruluş* mu isteni)or? Sil baştan "on dokuz mayıs"lar vb. mi bekleniyor? Sorulara yanıt- lararanırken halkımız, kitleler, yöneticilerimizin, po- litikacılanmızın, aklı erenlerin gözlerinin içine bakı- yor: kendi çağına ve koşullanna uygun bir aydınlan- ma savaşımı arayışma giriyor, her şeyden önce ulu- sal güç birliği kurtancılığma umut bağlıyor... Ştmdi küçük bir anımsatma yapalım: Biz biliyoruz ki. dilleri, topraklan, kültürleri ve di- siplinleriyle her ulus ayn ayrı var oluşunu kendi ge- reksinmeleri ve onurlanna dayandırmışrır. Gelişriril- miş ilk düşünsel, toplumsal yönetime "demokrasi". birlikte insanca yaşama inanç ve ahlakma da "hüma- nizma" denmiş... İnsanın usu, emeği bulmuştur bu uygulamah deyimleri. Gereksinmelerçoğaldıkça, de- ğişimler belirlendikçe, daha iyiye, doğruya, güzele, kalıcıya. doyurucuya giden sürekli arayış ve yeni- lenme çizgisi, koşullanna uygun "devrim" kaçınıl- mazlıklanna ulaşmıştır. Bağımsız devlet, uluslann kendi yazgılan, uluslar ve devletlerarası uyum iliş- kileri vb. toplumun ve bireyin her türlü mutluluğu için düşünülen böylesi zorunluluklardan doğmuştur... Iş- te "sol", bizce budur, bunlardır... "Çağdaşuygariık" dünyası içinde yerini alan cum- huriyetımiz özünü, dinamiğini ve pratiklerini top- lumcu, hümanist. halkçı yapıdan almıştır. Bu cum- huriyet. "ulusal demokratik devrim" aşamasını Ata- türkçü (Kemalist) ilkelere bağlamıştır. Bütün "kale- ler"inin, kurumlannın temelinde, kuruluşla birlikte bu yenilikçi, çağdaş ulusalcı düşünce ve uygulama egemendir. Günümüzün "avdınlanma ve sol güç bir- liği" arayışı, "toplumsal kurtuluş" ıçın bütünleşme isteği bu nedenledir. Yineliyorum: Kemalizmin ve Türkiye sosyalizmi- nin ortak yanlannda. bilime dayalı. laik, evrensel oluş.. uygarlık, yenilikçilik. değişimcilik. katılımcı ve çözümcü halkçılık.. ulusalda "tam bağımsız"lık, ulus- lararası ilişkilerde barışçı, antiemperyalist tutum, davranış vardır. Her iki ideolojik görüş ve uygulama da emeği, değen asıl alır, sömürüye ve eşitsizliğe "son" der, özgürlükçüdür; birbirine ters düşmemiş- tir, düşmez... Veekliyorum: Ekonomimizde, hukukumuzda, po- litikalanmızda, ülkemizin güncel, tarihsel gerçekle- ri ile gereksınimlerine. bundan böyle hep bilimsel, de- mokratik ve de insan haklan evrenselliği içinde bak- malıyız. Yirmi birinci yüzyılın getirdiklerine, tüzel ve ussal olarak yaklaşıp yeniden yapılanmalan, çok iyi saptanmış "plan"lara bağlamalıyız. Kıtle akım- lan durumunda zorlanan ve üzülerek belirtelim ki bu zorlanmada kimi yönetici başlann çıkan ya da aymaz- lığı nedeniyle başanlı kılınan, yukanda saydığımız "kötülük"lerin kaynağı derneklere, partilere, vakıf- lara, kurslara, eğitim kamplanna vb. olanak tanıma- malıyız. Türlü türlü haksızlık ve acımasızlıklan çıkartıp yeri gelince onlan kendi "hesap kitap"lan için halk aleyhine kullanan "aykın"lara, "yanlış"lara yer, yüz ve oy vermemeliyiz. Biz sosyal demokratlar, sosya- listler, demokratık solcular, özgürlük ve dayanışma- cılar, emeğin yanında olanlar. bunca yıldır yanıltılan, kandınlan, aldatılan, atlatılan, haklan teslim edilme- yen sevgili halkımıza gitmeli; onlara olanı biteni, kendi gerçeklerini bir güzel anlatmalı: onlarla el ele, baş başa, omuz omuza olmalı ve böyle bir bilinç, de- viniş başansına artık bir an önce ulaşmalıyız... Hani "ne yapmalı" diyenlere, işte önerilerim. Devlet İçinde Devlet! ZEKIBUYUKTANIR Eg B ir kuyruklu yıl- de her yönden örnek olan dız gibi doğup. büyük önderimiz Mustaf; ülkesini 1923 Ay- Kemal Atatürk'ün önj dınlığma kavuş- düğü devrim stratejisi bu- gün, karşıdevrim deneme- lerinin aymazlığını yaşıyor. dız gibi doğup. ülkesini 1923 Ay- dınlığına kavuş- turan ve doğudaki gelişme- miş bütün Islam ülkelerine 1923'te Cumhuriyet'le layarxAydın l ğinde, 15 yıl gibi çok kısa bfr sürede, BatTnın dört yüz yılda gerçekleştirmeye ça- lıştığı aydınlanmaya ulaş- mış ve dünyadaki saygın yerini almıştır. Ne yazık ki, _ Devrimcimizi za-r nsz yitirmemiz, Ikinci Dünya Savaşı'nın etkileri, demokrasiye geçişimizin sancılan ile 1950'lerde si- yasal yönden verilen ödün- ler bugünkü karmaşayı ya- ratmıştır, bunu hepimiz bi- lerinin ağı sarmıştır. Bu kar- maşada da özellikle top- lumsal ve sosyal dengeleri . peşın fiyatına Tltaksftle; Tüm vücudunuzun ipeksi yumuşaklığa kavuşması için tek çözüm; Satinelle Sensitive Body Total u B l İ Yeni Philips Satinelle Sensitive HP 6404 Satinelle Body Total Elektriklı HP 6424 Satinelle Sensitive Body Total Elektrıkli HP 6427 Satinelle Sensjove Body Total Şarjlı HP 6415 Saonelle Sensıtive- Ladyshave Kombı Set peşın fiyatına 4 taksit peşınat/taksıt 3.620.0O0 5.550.000 6.500.000 6.800.000 toplam tutar 14.480.000 22.200.000 26.000.000 27.200.000 1 peşin -ı- 5 taksit pes,inat/taksit 2.650.000 4.050.000 4.750.000 5.000.000 toplam tutar 15.900.000 24.300.000 28.500.000 30.000.000 9 !! oluşturan etken, yazık ki din konusudur. Bunu da dü- zene koyması gereken, bağ- jnazlann eline bırakmaya- cak ve düzeni koruyacak olması gereken Diyanet Iş- leri Başkanlığı'dır. Oysa bu başkanlık bu konuyu çağdaş ve bilimsel yönden yürütme yerine hâlâ çağı geçmiş, işi çoktan bitirilmiş fetva ku- rumlanyla yönetmeye yel- teniyor. Yazımın başlığında 'dev- let içinde devlet' demış- tim. Açın bu yılın bütçe >a- sası cetvellerini. çogu ba- kanlığın bütçelerinden da- ha çok para aynlmıştır Di- yanet Işleri Başkanlığı büt- çesine. Aynca Diyanet Vak- fı'yla gelirleri daha da art- maktadır. Bu gelirlerin, in- sanımızın, dinsel açıdan uyancı, çağına, laik ve de- mokratik düzene, sevgiye yönelik eylemlere harca- ması gerekirken başta Diya- net Işleri Başkanı olmak üzere, üst kurul üyeleri za- man zaman Ortaçağ karan- lığını anımsatan, Osmanlı dönemi şeyhülislamlann- dan daha geride beyanlar- da bulunup. çağdışı gidişi sanki destekler gibi bir gö- rünüm sergilemektedirler. Oysa 1923 Aydınlanma- sıyla bugün dünyanın çağ- daşlık yanşında ipi göğüs- lemeye hazırlanan bu ülke, Atatürk'ün kurduğu Cum- huriyet Türkiyesi'Uir. Gö- rüşümün kanıtını pekiştir- mek için geçmişten bir ör- nek vermek istiyorum. 600 yıllık Osmanlı tmparator- luğu'nun bilime, eğitime, çağın gereklenne yer verme- yişi yüzünden ve kültürü Devlet-din ilişkileri ve uygulamalanna gelince. bu- günkü siyasal ortamda bağ- nazlığı savunarak Osman- lı'nın yönetimine özlem du- yan çıkaralardışında. bilim- sel görüntünün, Osmanh'da- ki dinsel uygulamanın, hiç de öyle göründüğü gibi ol- madığı ortada. 1923 Aydınlanması so- nucundadevrimsel gelışim, ülkeyi çağdaş. laik ve de- mokratik bir platforma oturtmuş ve burada dinsel yapıyı yurttaşlann duyunç- îanna (vicdanlanna) bırak- mayı düşünmüş. Ancak sü- renin bsa oluşu, sosyal olu- şumlarda bir süreye gerek- sinim duyuluşu nedeniyle şimdilik İcaydıyla ve geçi- ci bir kurum durumuna dü- şürülen Diyanet Işleri Baş- kanlığı kurulmuştur. Baş- kanlığm görevi: yeni kuru- lan bir devlette din konusıın- daki işlevleri yürütmesi, so- runlara çağdaş yanıtlar ge- tirmesidir. Bir süre sonra toplum dengeleri yerli ye- rine oturup, eğitimini ta- mamladıkıân ve bütün halk bilinçlendirildikten sonra artık Diyanet Işleri Başkan- lığı'na da gereksinim kal- mayacağı bir gerçektir. Ama bugün görüyoruz ki devlet içinde devlet gibi görmek- tedirkendilerini. Savunma- ları da çok ilginç: "Osman- lı da bövlevdi." Vücudunuzun farklı bölgelerindeki tüyler için degişik yöntemler ırygulamak yerine artık yeni Satinelle Sensitive Body Total ın başlıklannı kuilanın. Hassas bölgeler için özel başltk... Aktif disk sayısını azaltarak epilasyon bölgesini daraltmanıza izin verir. Böylece kolnıkalu ve bikini çizgisi gibi bölgelerde rahatça kullanabilirsiniz. Bacaklar ve hassas bölgeler için iki ayn rahatlatıcı başltk... Cilde masaj etkisi yaparak rahatlatır. Vücudunuzun her bölgesinde o ipeksi jTimuşaklıga nere- deyse hiç acı duymadan kavuşmanızı saglar. Tüm vücudunuzun pürüzsüz, ipeksi bir yumuşaklığa kavuşması için sadece Philips Satinelle Sensitive Body Total yeter. TOlITlCl DANIfM* 0 800 211 41 12-13 PHİLİPS YETENEKLÎ GENÇLER K.Çekmece'de yeni oluşacak TİYATROGRUBU için bizi arayın. 0 212 693 67 14 0 212 696 66 95 PENDİK3ASLİYE HUKUK IVIAHKEMESİ'NDEN Davacı Güven Sigorta AŞ tarafından davahlar Savaş Batu ve Ray Sigorta AŞ aleyhine mahkememizde açılan davanın yapılan duruşmasında verilen ara karan uyannca; Bılinen en son adresı Çınardere Mah. Doğan Sok. No' 7 Pendik olan dava- lı SAVAŞ BATU'nun mahkememız tara- fından tebligat yapılması mümkün olmadı- ğı gibi yapılan tüm araştırmalara rağmen tebligata elverişli açık adresi de tespıt edi- lemediğinden; Adı geçen davalının dunış- ma günü olan 10.9.1998 günü saat 11.30'da mahkememizde hazır bulunması, dava ile ilgili her türlü delillerini duruşma gününe kadar ibraz etmesi, mazeret gön- dermeksizın duruşma gününde mahkeme- mizde hazır bulunmaması halinde yargıla- manın yokluğunda yapılarak karar venle- ceğı TK'nın 28 ve devamı maddeleri gere- ğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 39955 CumhuriyeC kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu AĞÜSTOS AY! ETKİNÜKLERİ DİNLET! 23 Ağustos Pazar Saat:18.00 NURŞEN ASLAN HAKKI ÇOPUROĞLU Çevredtik Bir Yaşam (Mavi Düşler) Istklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksım Tel:252 38 81/82 Cumhuriyet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞÜSTOS AYI ETKİNÜKLERİ SOYLEŞİLİ İMZA GUNU 21 Ağustos Cuma Saat:18.00-20.00 CUNEYT OZDEMIR! Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 ECumhuriYet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu AĞUSTOS ÂYI ETKİNÜKLERİ SOYLEŞİLİ İMZA GÜNÜ 22 Ağustos Cumartesi Saat:18.00-20.00 KAAN ARSLANOGLU Kitaplannı imzalayacak ve okurlanyla söyleşecek. Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 Kjranvtt 9-ûnıse BODRUM'DA TATİLİN YENİ ADI Lüks odalan. zengin mutfağı, sosyal aktiviteleri, uzman kadrosu ve BodrunVun riiya kadar güzel manzarasıyla sizlere keyifli bir tatil imkânı sunuyoruz. 4* kalite 5*hizmet. Tel: 0252 316 19 90 Faks: 0352 316 14 03 EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ Sevgili ÜCAN YÜCEL DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN Bu kavgayı da kazanacağına inanıyoruz. Özkaynak-Arkadaş-Dost Kitap ve Yayınevleri (Can Yücel dostları, doğum günü olan 21 Ağustos'ta Can ustamızı yalnız bırakmayın. 9 Eylül Universitesı Onkoloji Bölümü, izmir)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle