19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1998 PERŞEMI HABERLER 'Orman içi otoyol' ve 'Boğaz'ın kuzeyine üçüncü köprü' önermeye başladı Erdoğan'm gözü ormanlarda• Beykozve Sanyer ormanlannın SÎT ilan edilmesine dava açan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi de aynı ormanlann korunması için kendi nâzım planında bile reddedilen "kuzey çevre yolu" ve "kuzeyden 3. köprü" önerilerine açık destek vermeye başladı. OKTAY EKİNCİ "Gebze-Çorlu hattmı birbirine bağla>acak en kuzeyde bîr çe\ re voluj la köprü düsünülürse, buna sıcak bakabilirim..." (Mil- liyet-6 Ağustos 1998) Bu sözler, İstanbul Bü- yükşehir Beledıve Başka- nı Recep Tayyip Erdo- ğan'a ait. Seçime doğru düşüncelerini açıklamak üzere Milliyet gazetesını ziyaret ettiğinde bunları söylüyor ve ertesı gün ha- ber yapılırken de ^.köp- rü cinayettir" başlıgıyla veriliyor. Haberin bu başlıkla \ e- rilmesinın nedeni ise yine Erdogan'ın avnı konuş- ^ maşında Vanikö.vBebek arasına düşünülen 3. köprü için "yesilimizi yok edecek" demesi ve buna karşı çıkması. Peki. acaba "en kuzeyden" geçecek olan yeni çevre yolu ve 3. köprü, Istanbul'un yeşılinin as|l en yoğun olarak bulundu- gır Sanyer ve Beykozormanla- nnı yok etmeyecek mi? Anlaşılan Milliyet'tekı dost- lar bu soruyu Erdogan'a sor- mamış olacaklar kı "kuzeyin yeşUini" gözdeıı kaçınp, habe- rin başlığını da "içeriğinden farklı" kullanmışlar... İstanbul Büyükşehir Belediyesi Nâzım Plan Bürosu'nca "tehlikenin görülmesi için" düzenlenen 3. köprü ve yeni çevre yoliarının "cehennem" planı 3. köprü ve yeni çevre yolları projelerı gerçekleşirse, Istanbul'un kazanacağı yeni görünümü ve kent dokusunu gösteren "olasılıklar" haritası . ı • Karaburun KARADENİZ * Büyük Çekmece' Küçük f Çekmece Bugünkü kentsel yerleşim alanları 3. Köprü ve çevre yoliarının yapılaşmaya açacağı alanlar Geriye kalabilecek tarım ve orman alanları E-5 E-5 Karayolu » Tem Oto-Yolu M 9 • 3 - KöP^y'e bağlantılı yeni • çevre yolları ı ıııııııınıı Istanbul'un kurtuluşunu sağlayacak olan, raylı toplu ulaşım sistemleri güzergâhı Eğer Erdoğan'ın destek vermeye başladığı kuzey otoyolu ve kuzeyden 3. köprü yapılırsa, İstanbul'un ormanlık ve su havzalan kuşağındaki tahribat işte böyle olacak. Bu "uyan" paftastnı hazırlayanlar ise yine bu yolu ve köprüyü reddeden "Erdoğan onayir nâzıın planı üreten Anakent plancüan.- nn" önüne koymuşlar- dı... Erdogan, işte böylesi hassas araştırmalarla "3. köpriiye hayır" di- yen ve özeîliklede "ku- zeyden asla oiamayaca- ğı" karannı içeren nâ- zım planı onayladıktan sonra, aynı kuzey or- manlanndaki Koç Üni- versitesi'ne de bu nâzım plana sarılarak karşı çıktı. Ne varki bu özel üni- versiteye orman arazisi tahsisıni iptal eden yar- gı karannda da "dava- a" taraf Erdoğan değil, Milliyet'teki konuşma- smda "bize engel olu- yorlar" dediği ve aynı kuzey ormanlarını SİT ilan eden Koruma Ku- rulu üyeleri ile Mimar- larOdası'ydı... 'Oy toplama' söylemi Yine aynı haberde. Erdo- ğan'ın tüp geçiş düşüncesi de şöyle yer alıyor: "Önerimiz hem rajlı hem de lastikli ulast- nıa müsait (yani karavolunu da içeren) tüp geçiC" Oysa. Ulaştırma Bakanu- ğı'nın yıllar süren çalışmalar- dan sonra hazırladığı \e başta ünıversiteler ve meslek odalan olmak üzere tüm "uzman" ku- rumlann kesinleşmiş desteğini de aiarak ihaleye çıkarmaf kara- nnı verdıgı proje "demiryolu tüp tünel". Yani, bıümsel olarak bu pro- jede aynca bir de karayolu bu- lunması hem dogru degil hem de mümkün degil. Üstelik "Erdoğan'uıdaona- yıyla" I995'te yürürlüge giren nâzım plan ve yine Erdoğan'ın bilgisi içinde ITÜ tarafından hazırlanan "İstanbul Ulaşım Master Planı" da 3. köprü ye- rine tüp geçiş önerirken, bunu sadece kentin estetiğini düşü- nerek değil, "raylı toplutasunT savunarak ve kentin tariht -böl- gelerinin artık "otomobil altm- daezilmemesi" içm öngörüyor- Jar. . ' ..!-.. •, y. Ne var ki Erdogan, onayladı- ğı planlara bile artık bakmıyor; bilimi ise bir "inanç" adamı olarak zaten hep ikinci plana itiyor. Biz yerine de artık "ben" diyor. Ormanlara 3. köprü Nitekim şu "sıcak bakabili- rim" dediği kuzeydeki 3. çev- re yolu ve 3. köprü projesi de 1995'te onayladıgı aynı nâzım planria kendikadtolannca "ke^ sin olarak" reddedilmışti. Büyükşehir Belediyesi"nde Erdogâü'ıri öluşturdugu plan- lama grubu, o yıllarda da gün- demde olduğu için bu kuzey yolu ve köprüsü fikrini özellik- le mercek altına almıştı. Hatta şimdi söylediği gibi Gebze-Çorlu kuzey otoyolu ve bunun Bogaz'ı geçmesı için ge- rekli 3. köprünün yapılması du- rumunda, Istanbul'un kuzeyin- deki, nâzım planda korunması öngörülen orman alanlannın ve su havzalannın "nasılyağmala- nacagmt" da bilımseİ etütlere ve bilgisayardestekli kestırim- lere dayalı bir "senaryo pafta" şeklinde hazırlayıp "meraklıla- Şimdi bütün bunlar da gösteriyor ki seçim- ler yaklaştikça, Recep Tayyip Erdoğan "ger- çek eğilimleri" ve "İs- tanbul'a bakışı" konu- sunda artık sürekli "açık" verecek. Çünkü asıl oy tabanı, fstanbul'un ormanla- nndaki, su havzaların- daki ve tarım alanlann- daki "kaçakkentkşme- yi" biryaşam biçimi ve temel gelir kaynağı ha- Iine getirenler. Aynı bölgelerdeki "uydu kent" ve "lüks vilb pa- zarlamasuu" sürdüren "laik" görüntüJü çevrelerin de oyunu alabilmek ise tüp geçişe otomo- bil sokmaktan ve kuzeye yeni birçevre yolu ile 3. köprü öner- mekten geçiyor. Bunu zaten 1994 seçimleri öncesinde "benim projem" di- yerek savunan ve hatta kuzey- deki "orman içi otoyol" güzer- gâhına "yeni u>du kentler" kur- ma^bile açıkça dile getiren es- ki A-NAP adayı tlhan Kesici ise şimdi bu haberleri okurken kirn bilir neler düşünüyor. Izmir Mak'm katilleri yargılanıyor fZMİR (CumhurıŞet Ege Bürosu) - Abant Izzet Baysal Üniversitesı öğren- cisi Kenan Mak'ın faşist- lerce öldürülmesi ile ilgili dava, bugün İzmir 4. Agır Ceza Mahkemesi'nde gö- rüşülmeye başlanacak. Davayı birçok kuruluş ve sivil toplum örgütü izle- meye alırken CHP İzmir Milletvekilı Sabri Ergül, üniversıte gençliğinin Arap-Islam sentezı ile 12 Eylül öncesinin faşist-ül- kücü anlayışına boyun eğ- dirilmek istendiğini belırt- ti. 3 Mayıs 1998'de Abant Izzet Baysal Üniversitesi lktisadi ve İdari Bilimler Fakültesı tşletme Bölümü son sınıf öğrencısı Kenan Mak, Ülkü Ocaklan'ndan çıkan bir grup faşist tara- fından caddede bıçakla öl- dürülmüşrü. Mak'ı öldünnek \ e kav- gaya karışmak suçlann- dan, olaya katılan Soner Gökgül %e 19 kişi hakkın- dadavaaçıldı. Tufuklu bulunan Gökgül hakkında "kasten adam öl- dürmek'* suçundan 24 yıl- dan 30 yıla kadar hapis, ölümle sonuçlanan olaya katılan \e kavgada bıçak çeken 19 sanık hakkında da 6 ay ile 6.5 yıl arasında değişen hapis cezalan is- tendi. Bolu Cumhuriyet Savcı- sı Ali Bayram tarafından hazırlanan 4 sayfalık iddi- anamede, Mak'ın, sanık- lardan Erkan Altun \e Mustafa Emin Yardak'a bıçakla saldırdığı savunu- larak. Altun'un bıçakla ha- fıf yaralandığı. bunu gören sanık GökgüTün Mak'ın elinden bıçağı almak için saldırdığı öne sürüldü. İd- dianamede Gökgül'ün. Mak'ı, 3'ü hayatı bölgele- renüfuz edecek şekilde gö- güs bölgesinin 7 yerinden bıçaklayarak öldürdiiğü savunuldu. Alevilerin demokrasiyürüyüşü Yurtiçi ve yurtdışuida örgütlü Alevi derneklerinin yöneticilerinjn Trabzon'dan başlattığı "Hacı Bektaş V'eli Sevgi, Banş ve Hoşgörii \'ürii>üşü" devam edi\or. Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Necati Yılmaz,u .4leviler bu yürüyiişle demokrasi istiyorlar" dedi Banş Partisi'ne ait otobüsle Samsun'a gelen AJevi derneklerinin yönetici ve temsilcileri. önceki akşam Pir Sultan Abdal Derneği Samsun Şubesi tarafından düzenlenen etkinliğe katıldılar. Gece>e sanatçı Arif Sağ, Erdal Erzincan ve Tolga Sağ türküleriyle renk katölar. Trabzon'daki Cazi davasını izleyen Avrupa Ale\i Büükieri Federasvonu. Fransa. Avusturya, Balkan, tngiltere, İs\içre Âlevi dernekleri Hollanda HaJk Derneği, Pir Sultan Abdal demekleri, Hacıbektaş Kültür Derneği, Anadolu KüJtür Derneği, Hüseyin Gazi ve Ga/i Cemevi'nin başkan ve temsilcDerinden oluşan vaklaşık 100 kişi dün sabah İlkadım Amü'na çelenk kovdu. Yüriiyüşcüier dahasonra Merzifon üzerinden Çorum'ageçtiler. (Fotoğraf: A A) Kazı calısmalarına baslandı Demirel felaket bölgesinde incelemede AHMETŞEFİK TRABZON - Trab- zon'da geçen cuma günü meydana gelen ve 50'nin üzerinde vatandaşm öldü- ğü tahmin edilen sel fela- ketinde kazı çalışmalanna dün sabah baslandı. Bölge- ye giden Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel. yarala- nn sanlması için her türlü çabayı göstereceklerini açıkladı. Selde >ok olan Beşköy beldesinin Beledi- ye Başkanı Dursun Kara- man. "Devletin bu kadar acz içinde kalacağını düşü- nemiyorduk" dedi. Dün öğle saatlerinde özel bir uçakla Trabzon'a gelen Demirel, Trabzon Valisi Ismet Gürbuz Cıve- lek'ten felaket hakkında bilgi aldı. Civelek'in ver- diği bilgilere göre. kaya ve toprak altında kalan Beş- köy beldesinin merkezın- de kazı çalışmalanna dün sabah baslandı. Belirlenen kayıplann ısımleri şöyle: Dr. Mevlüde Karaaslan, Mustafa Hatice, Mustafa, Mümine, Mehmet Emre, Karaaslan, Muhammed Akif HaUloğlu, Hasan Al- tuncan (cesedı bulundu), YusufAydm(cesedi bulun- du), Fikret Görmüş, Rıfat KahvecL Adil Öztürk. Ni- yazi Özgören, HavTettin Aydm, Alün, Seda, Fatma, Şahin, Emine,Sülbiye, Anıl (cesedı bulundu^ Taş, Meryem, Fatih Öztürk, Dursun Süer, tsmail İsken- der, Ayşe Süer (cesedi bu- lundu). Zekeriya Ozbek, Hüse>in Dağkuş. tlhami Aydın, Tuğba Aydm, Musa Lludağ, Fatma,Kenan,Sü- levman Kahveci, Kenan Süer, İbrahim, Ozgür. Er- doğan Yılmaz, Mustafa BeL Yusuf Ergün, Fatma Karaman. mFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR DYP-FP ve küçük başka sağcı partilerin villalarda yap- tıklan güç biriiği toplantılan, ka- muoyunda ilgiye neden oldu. Bu kesimin, demokrasi anlayı- şı(!) temelinde bir ittifak yapa- caklarını açıklamaları, birçok çevrede tebessümle karşılandı. Haklı olarak, "Demokrasi onla- ra mı kaldı?" sesleri yükselme- ye başladı. Gerçekten, demok- rasi Çiller'e, Kutan'a mı kaldı? Onlan iktidardadagördük, mu- halefette de... Susurluk kazası ortaya çıktığında bunlar hükü- metteydiler; devlet içindeki çe- teleşmenin üzerini örtebilmek amacıyla olağanüstü çaba har- cadılar. TBMM Susurluk Ko- misyonu'nu çalıştırmadılar vb. vb. Demokrasinin onların işi ol- madığı bir gerçek. Demokra- siyle onlar arasında, eskilerin deyişiyle, "dünya ile ahret ka- dar" bir mesafe var. Ama, Tür- kiye'nin demokrasiye ve özgür- lüklere ihtiyacı olduğu da bir gerçek. Türkiye'nin, Avrupa Birliği içinde yer almasını en- gellemek için, önüne çıkanlan Sol ve Toplumsal Muhalefet en büyük engel, demokrasi ve insan haklan standartiannın dü- şük olması. Yakında AJman- ya'da iktidara gelecek olan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) lideri Schröder, Türki- ye'nin AB'ye girmesinden yana olduğunu, ama "düşünce öz- güriüğü" ve demokrasi konu- sundaki ölçülerinin yeterli ol- madığını vurguladı. Gazeteciler, yazariar hapiste ve mahkeme önünde; uyuştu- rucu kaçakçılan ve çeteler ise itibar içinde mesleklerini sürdü- rüyorlar. Abdullah Çath'nın, Hatuk Kırcı'nın, uyuşturucu kaçakçısı olduğu artık herkes tarafından bilinen isimlerin ko- ruyucusu, kollayıcısı, kimlik ha- zırlayıcısı olarak yargılanan DYP'li Mehmet Ağar'lann ço- cukları için düzenlenen nikâh törenlerinin, bir devlet töreni haline geleceği gazetelere yan- sıyan bir ülkede, bütün sorun, kimin nasıl muhalefet yapaca- Ömeğin, sosyal demokratlar toplumsal muhalefetin sözcü- lügünüyapabiliyorlarmı? 1982 Anayasası'ndan Kürt sorunu- na kadar, çetelerden "düşünce özgürtüğü"ne kadar uzanan alanda ciddi bir mücadele yü- rütüyorlarmı? Hükümetle "bu- gün seçim olsun, yann seçim olsun" tartışmaları yaparken onlan zorlayan bir tavır göster- diler mi? Güvenlik güçleri için- de, Susurluk'a, işkencelere ka- nşmış devlet görevlilerinin sü- rekli terfi etmeleri karşısında ciddi bir itiraz öne sürdüler mi? Hâlâetkili bir itirazlan olduğun- dan söz edilebilir mi? örneğin DSP'liler; bürokrasi içinde "irtica ile mücadele" pa- ketleri diye öne sürülen sözde tasfiyeler sırasında, ülkücüle- rin, zaten etkili olduklan alanla- rı daha da pekiştirdiklerinin far- kındalar mı? Farkındalarsa bu- güne kadar bir itirazlan oldu mu? Hükümet protokolüne koyduklan, "Artık düşünce su- çu olmayacak" anlaytşı için hiç- bir adtm attılar mı? İşte bu yüz- den "demokrasi" sorunu orta- da kaldı. Kala kala da, bu işte hiçbir ilgisi olmayan Çiller'e kal- dı. Türkiye'nin ciddi bir toplum- sal muhalefete ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bu muhalefeti de, emekçi halk dışında, özgürlük- ler dışında hiçbir yere bağımlı olmaması gereken solun yap- ması şart. Şu andaki kamuoyu yoklamalannda, halkın yandan fazlası Parlamento'daki parti- lere oy vermek istemiyor, onla- rın kendilerini temsil ettiğine ınanmıyor... Sol, bu düzene karşı mı, de- ğil mi? Önce bu konuda netleş- mesi gerekir. Eğer bu düzene karşıysa, bu düzeni değiştire- cek ne gibi plan ve programla- ra sahip? Sahip olduğu prog- ramlann ne ölçüde arkasında durabilecek gücü var? Sosyal demokratlar bu ülkede halkın yüzde42'sinin desteğini alacak günleri de gördüler. O zaman, haklı haksız, halkta bu düzeni değiştirecekleri konusunda bir umutyaratmışlardı. Şimdi böy- le bir umuttan söz edebilir mi- yiz? Büyük acılar çeken analann- babalann derdine derman ola- cak bir potansiyele sahipler mi? Türkiye'nin bir buhran ya- şadığını, buhranın asıl olarak, giderek bozulan gelir denge- sizliği ve demokrasi karşıtlığı noktasında yoğunlaştığını gör- mek için kâhin olmak gerekmi- yor. Seçimlerden önce, demok- rasi ve özgürlük taraftarı, emekten yana bütün sol ve sosyalist güçlerin, toplumsal muhalefetle birleşen bir çizgi tutturmaları gerekiyor. Zaman henüz geçmedi, se- çimlere kadar geçecek süre içinde bu açıdan yeni projeler üretilebilir. Sol, köklü bir de- mokratikleşmeyi ve ekonomik adaleti teme\ alan bir çizgiyle yeniden güven tazeleyebilir. Demokrasi, solun işi ve boy- nunun borcu. PERŞEMBE ORR4N BLRSALI Devlet Haberleri••• Gazeteleri açıyorsunuz ve ana haberlerin baze hepsinin, ama en azından yansının devletin soyu masıyla ilgili olduğunu görüyorsunuz. Sadece dünkü gazetelere bir göz atmak bile ye terli: Sabah: "Kim koruyorbu adamı?" Türkiye Kalkınma Bankası'nın eski Genel MüdiJ rü Özal Baysal, 80 milyon dolan batırmak ve iç et mekten 12.5 yıla mahkûm olmasına rağmen 2 yıl dır yakalanamıyor. Yolsuzluklann amansız takipçi lerinden Necati Doğru arkadaşımız işin bam telin< dokunuyor: Özal Baysal'ı kim oraya getirdiyse o ko ruyor, yani sistem koruyor, diyor. 80 milyon dolan peşkeş çektiği devlet ve devle dışı bürokrasinin kolu kanadı altında yaşryor Bay- sal... Aynı gazetede, Şişli Belediye Başkanı'nın, dahö önce, belediyenin soyulmasında ortaklık eden şir- ketle ilişkileri sergileniyor. Başkan, kansının estetik ameliyatı parasını (450 milyon TL) bu şirkete ödet- miş! Hürriyet'te Şişli Belediyesi'nin daha önceki Baş- kanı Gülay Aslıtürk'le ilgili haber var: Yüz milyar- larla kaçan ANAP'lı eski Belediye Başkanı Can- nes'dagörülmüş!... Dünkü gazeteler, önceki günkü gazeteler, geçen haftaki gazeteler, önceki haftaki gazeteler, bir ay önceki gazeteler, geçen yılki gazeteler, bir önceki yt- lın gazeteleri vb de aynı haberlerle doluydu. Birer yıl geriye gidin. Arayın tarayın. Çarkın dur- madan "devleti soymak" üzerine kurulu olduğunu göreceksiniz. • • • Gelecek ayların gazeteleri de gelecek yılın gaze- teleri de 2000 yılının gazeteleri de durmadan dev- letin soyulması haberleriyle dolu olacak. Şüpheniz mi var? Yine dünkü Hürriyette Ertuğrul Özkök'ün köşe- sindeki haber, bu konuda hiçbir şüpheye yer ver- miyor: "Düğünün davetlileri: Mehmet Ağar'/n oğlunun bu pazartesi günü Büyük Kulüp 'teyapılacak düğü- nünün davetlileri ve kimlerin katılacağı yavaş ya- vaş belli oluyor. Davetlilerarasında siyaset, iş dün- yası, askeri kanat ve eğlence dünyasının önde ge- len birçok ismi var". Daha önceki yazısında da Özkök nikâh şahitleri- nin Demirel ve Evren olacağını yazmıştı. • • • Ağar, Susurluk'un, yani devlet içinde kurulan ya- sadışı sacayağının kilit isimlerinden biri. Yargılanı- yor. Ama "Ağar kim?" diye başka bir tonlama ile sorarsanız eğer, bu sorunun yanıtı şudun Ağar dev- let demektir, aynı zamanda. Güçlüdür. Çünkü Ağar*lan üreten ve yaratan sistem tepeden tırnağa ayaktadır. Hem de bütün temsilcileriyle birfikte. Bakmayın siz, Engin Civan gibi Setim Edes gi- bi Coşkunoğlu gibi herhakJe çok daha fazla para yedirdiği için yakalanmayan veya henüz yakalanma vadesini doldurmayan Baysal gibilere. Bunlar sistemin 60 milyon Türkiye'nin önüne at- tığı, atmak zorunda kaldığı minik yemlerdir sadece. Biz, onlarla oyalanıyoruz. Biri ABD'den yakalanıp getirilirse, oh diyecek ve rahatlayacağız. Aslrtürk Gülay, Cannes'dan yakalanıp getirildiğin- de ise Türkiye'nin kurtulduğunu sanacağız. Aslında kurtulacak olan sistemin kendisi olacak. Bütün partileriyle, liderleriyle, bürokrasisi ile sis- tem yine, hatta daha güçlü ayakta kalacak. Vurgun ve soygun sürecek. Ve 2000'li yıllarda da biz yaşarsak eğer aynı ha- berleri okuyacak ve yazacağız. Necati Doğru, 2000'li yıllarda da ak sakallanyla soygunculan kovalamayı sürdürecek. • • • Umutsuz muyuz? Hayır. Yaşam ve dünya büyük rastlantılarta dolu. Siz buna mucizeler diyebilirsiniz. Bir mucize nasıl gelir, olur, bilmek mümkün değil. Bazen bir felaket olarak gelir, bazen dipten bü- yük bir sarsıntı ile. Ama mutlaka gelir. Insanlann kurduğu, ama dağılmayan hiçbir çev- rim yoktur dünyada ve yaşamda. Ülkemizdeki bu soygun çevrimi de eninde so- nunda çökecektir. Cüneydogu 15 Ağustos g Yiırt Haberleri Servisi - PKK'nin silahlı eylemlere başiadıgı 15 Ağustos yak- laşırken başta Güneydoğu olmak üzere. Tokat, Amasya, Sıvas, Erzincan ve çevresinde yoğun ön- lemler alındı. Kritik böl- gelerde güvenlik görevli- lennin izinleri kaldjnldı. Tunceli'deki operasyon- lardadünikiPKK'liöldü- rüldü. Dereboyu Köyü Hordere mevkiinde öldü- riilen PKK'lilerden birinin Pülümür bölge sorumlusu Seyfettin Rüzgar olduğu bildirildi. Rüzgar'ın adı- nın geçen hafta ıki astsu- bayın ölümü, bir binbaşı ile iki uzman çavuş ve bir erin yaralanmasına neden olan zırhlı araç mayınlan- ması olayına kanştığı ileri sürüldü. Kentin geçici telefon santralı PKK'lılerce hava- ya uçunıldu. PK.K terör eylemlerıni 15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli baskın- lanylabaşlatmıştı. Son bir yılda büyük darbe yiyen örgüt 15 Ağustos yaklaşır- ken varlığını ispatlamak için vur-kaç, kaçırma, yol kesme ve kundaklama ey- lemlerini yoğunlaştırdı. Özellikle Sıvas ve çevre- sindeDHKP-CveTtKKO C^7 örgütleriyle işbiriiği yapan örgüt, Güneydoğu'da ey- lemleri kendi başına ger- çekleştirirken, Karadeniz ve Doğu Anadolu'da sol örgütlerle yayılmaya çalı- şıyor. Son günlerde başta sınır kesimleri olmak üzere böl- genin birçok kesiminde eylemlerini arttırma çaba- sı içine giren örgütün san- sasyonel eylemlerini en- gellemek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri tarafın- dan yoğun operasyonlar yapılıyor. Şırnak'ın Ulu- dere ve Beytüşşebap ilçe- leriyie Hakkâri'nin Çu- kurca ve Şemdinli ilçeleri- nin PKK sığınaklannm da bulunduğu sınır hatlannda yeni operasyonlar başlahl- dı. Komando birlikleri ile özel eğıtilmiş subay ve ast- subaylardan oluşan A ve B timieri, dağlık alanlara doğru harekâtlara katılır- ken. karayollannda da sal- dmlara karşı zırhlı birlik- lerle önlem alındı. Güney- doğu'da karayollannın stratejik noktalannda ko- nuşlandınlan tank destek- lı zırhlı birlikler, örgüt ta- rafından son günlerde ger- çekleştirilen yol kesme ey- lemlerini önlemek ama- cıyla 24 saat devriye göre- vi yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle