Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1998 PERŞEMI
HABERLER
'Orman içi otoyol' ve 'Boğaz'ın kuzeyine üçüncü köprü' önermeye başladı
Erdoğan'm gözü ormanlarda• Beykozve
Sanyer
ormanlannın SÎT
ilan edilmesine
dava açan İstanbul
Büyükşehir
Belediye Başkanı
Recep Tayyip
Erdoğan, şimdi de
aynı ormanlann
korunması için
kendi nâzım
planında bile
reddedilen "kuzey
çevre yolu" ve
"kuzeyden 3.
köprü" önerilerine
açık destek vermeye
başladı.
OKTAY EKİNCİ
"Gebze-Çorlu hattmı
birbirine bağla>acak en
kuzeyde bîr çe\ re voluj la
köprü düsünülürse, buna
sıcak bakabilirim..." (Mil-
liyet-6 Ağustos 1998)
Bu sözler, İstanbul Bü-
yükşehir Beledıve Başka-
nı Recep Tayyip Erdo-
ğan'a ait. Seçime doğru
düşüncelerini açıklamak
üzere Milliyet gazetesını
ziyaret ettiğinde bunları
söylüyor ve ertesı gün ha-
ber yapılırken de ^.köp-
rü cinayettir" başlıgıyla
veriliyor.
Haberin bu başlıkla \ e-
rilmesinın nedeni ise yine
Erdogan'ın avnı konuş- ^
maşında Vanikö.vBebek
arasına düşünülen 3. köprü için
"yesilimizi yok edecek" demesi
ve buna karşı çıkması.
Peki. acaba "en kuzeyden"
geçecek olan yeni çevre yolu ve
3. köprü, Istanbul'un yeşılinin
as|l en yoğun olarak bulundu-
gır Sanyer ve Beykozormanla-
nnı yok etmeyecek mi?
Anlaşılan Milliyet'tekı dost-
lar bu soruyu Erdogan'a sor-
mamış olacaklar kı "kuzeyin
yeşUini" gözdeıı kaçınp, habe-
rin başlığını da "içeriğinden
farklı" kullanmışlar...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Nâzım Plan Bürosu'nca "tehlikenin görülmesi için" düzenlenen
3. köprü ve yeni çevre yoliarının "cehennem" planı
3. köprü ve yeni çevre yolları projelerı gerçekleşirse,
Istanbul'un kazanacağı yeni görünümü ve kent dokusunu
gösteren "olasılıklar" haritası
. ı • Karaburun
KARADENİZ
*
Büyük
Çekmece'
Küçük f
Çekmece
Bugünkü
kentsel yerleşim
alanları
3. Köprü ve çevre yoliarının
yapılaşmaya açacağı alanlar
Geriye kalabilecek tarım ve
orman alanları
E-5 E-5 Karayolu » Tem Oto-Yolu M 9 •
3
- KöP^y'e bağlantılı yeni
• çevre yolları
ı ıııııııınıı Istanbul'un kurtuluşunu sağlayacak olan, raylı toplu ulaşım sistemleri güzergâhı
Eğer
Erdoğan'ın
destek vermeye
başladığı kuzey
otoyolu ve
kuzeyden 3.
köprü yapılırsa,
İstanbul'un
ormanlık ve su
havzalan
kuşağındaki
tahribat işte
böyle olacak.
Bu "uyan"
paftastnı
hazırlayanlar
ise yine bu yolu
ve köprüyü
reddeden
"Erdoğan
onayir nâzıın
planı üreten
Anakent
plancüan.-
nn" önüne koymuşlar-
dı...
Erdogan, işte böylesi
hassas araştırmalarla
"3. köpriiye hayır" di-
yen ve özeîliklede "ku-
zeyden asla oiamayaca-
ğı" karannı içeren nâ-
zım planı onayladıktan
sonra, aynı kuzey or-
manlanndaki Koç Üni-
versitesi'ne de bu nâzım
plana sarılarak karşı
çıktı.
Ne varki bu özel üni-
versiteye orman arazisi
tahsisıni iptal eden yar-
gı karannda da "dava-
a" taraf Erdoğan değil,
Milliyet'teki konuşma-
smda "bize engel olu-
yorlar" dediği ve aynı
kuzey ormanlarını SİT
ilan eden Koruma Ku-
rulu üyeleri ile Mimar-
larOdası'ydı...
'Oy toplama'
söylemi
Yine aynı haberde. Erdo-
ğan'ın tüp geçiş düşüncesi de
şöyle yer alıyor: "Önerimiz
hem rajlı hem de lastikli ulast-
nıa müsait (yani karavolunu da
içeren) tüp geçiC"
Oysa. Ulaştırma Bakanu-
ğı'nın yıllar süren çalışmalar-
dan sonra hazırladığı \e başta
ünıversiteler ve meslek odalan
olmak üzere tüm "uzman" ku-
rumlann kesinleşmiş desteğini
de aiarak ihaleye çıkarmaf kara-
nnı verdıgı proje "demiryolu
tüp tünel".
Yani, bıümsel olarak bu pro-
jede aynca bir de karayolu bu-
lunması hem dogru degil hem
de mümkün degil.
Üstelik "Erdoğan'uıdaona-
yıyla" I995'te yürürlüge giren
nâzım plan ve yine Erdoğan'ın
bilgisi içinde ITÜ tarafından
hazırlanan "İstanbul Ulaşım
Master Planı" da 3. köprü ye-
rine tüp geçiş önerirken, bunu
sadece kentin estetiğini düşü-
nerek değil, "raylı toplutasunT
savunarak ve kentin tariht -böl-
gelerinin artık "otomobil altm-
daezilmemesi" içm öngörüyor-
Jar. . ' ..!-.. •, y.
Ne var ki Erdogan, onayladı-
ğı planlara bile artık bakmıyor;
bilimi ise bir "inanç" adamı
olarak zaten hep ikinci plana
itiyor. Biz yerine de artık "ben"
diyor.
Ormanlara 3. köprü
Nitekim şu "sıcak bakabili-
rim" dediği kuzeydeki 3. çev-
re yolu ve 3. köprü projesi de
1995'te onayladıgı aynı nâzım
planria kendikadtolannca "ke^
sin olarak" reddedilmışti.
Büyükşehir Belediyesi"nde
Erdogâü'ıri öluşturdugu plan-
lama grubu, o yıllarda da gün-
demde olduğu için bu kuzey
yolu ve köprüsü fikrini özellik-
le mercek altına almıştı.
Hatta şimdi söylediği gibi
Gebze-Çorlu kuzey otoyolu ve
bunun Bogaz'ı geçmesı için ge-
rekli 3. köprünün yapılması du-
rumunda, Istanbul'un kuzeyin-
deki, nâzım planda korunması
öngörülen orman alanlannın ve
su havzalannın "nasılyağmala-
nacagmt" da bilımseİ etütlere
ve bilgisayardestekli kestırim-
lere dayalı bir "senaryo pafta"
şeklinde hazırlayıp "meraklıla-
Şimdi bütün bunlar
da gösteriyor ki seçim-
ler yaklaştikça, Recep
Tayyip Erdoğan "ger-
çek eğilimleri" ve "İs-
tanbul'a bakışı" konu-
sunda artık sürekli
"açık" verecek.
Çünkü asıl oy tabanı,
fstanbul'un ormanla-
nndaki, su havzaların-
daki ve tarım alanlann-
daki "kaçakkentkşme-
yi" biryaşam biçimi ve
temel gelir kaynağı ha-
Iine getirenler.
Aynı bölgelerdeki
"uydu kent" ve "lüks vilb pa-
zarlamasuu" sürdüren "laik"
görüntüJü çevrelerin de oyunu
alabilmek ise tüp geçişe otomo-
bil sokmaktan ve kuzeye yeni
birçevre yolu ile 3. köprü öner-
mekten geçiyor.
Bunu zaten 1994 seçimleri
öncesinde "benim projem" di-
yerek savunan ve hatta kuzey-
deki "orman içi otoyol" güzer-
gâhına "yeni u>du kentler" kur-
ma^bile açıkça dile getiren es-
ki A-NAP adayı tlhan Kesici ise
şimdi bu haberleri okurken kirn
bilir neler düşünüyor.
Izmir
Mak'm
katilleri
yargılanıyor
fZMİR (CumhurıŞet
Ege Bürosu) - Abant Izzet
Baysal Üniversitesı öğren-
cisi Kenan Mak'ın faşist-
lerce öldürülmesi ile ilgili
dava, bugün İzmir 4. Agır
Ceza Mahkemesi'nde gö-
rüşülmeye başlanacak.
Davayı birçok kuruluş
ve sivil toplum örgütü izle-
meye alırken CHP İzmir
Milletvekilı Sabri Ergül,
üniversıte gençliğinin
Arap-Islam sentezı ile 12
Eylül öncesinin faşist-ül-
kücü anlayışına boyun eğ-
dirilmek istendiğini belırt-
ti.
3 Mayıs 1998'de Abant
Izzet Baysal Üniversitesi
lktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesı tşletme Bölümü
son sınıf öğrencısı Kenan
Mak, Ülkü Ocaklan'ndan
çıkan bir grup faşist tara-
fından caddede bıçakla öl-
dürülmüşrü.
Mak'ı öldünnek \ e kav-
gaya karışmak suçlann-
dan, olaya katılan Soner
Gökgül %e 19 kişi hakkın-
dadavaaçıldı.
Tufuklu bulunan Gökgül
hakkında "kasten adam öl-
dürmek'* suçundan 24 yıl-
dan 30 yıla kadar hapis,
ölümle sonuçlanan olaya
katılan \e kavgada bıçak
çeken 19 sanık hakkında
da 6 ay ile 6.5 yıl arasında
değişen hapis cezalan is-
tendi.
Bolu Cumhuriyet Savcı-
sı Ali Bayram tarafından
hazırlanan 4 sayfalık iddi-
anamede, Mak'ın, sanık-
lardan Erkan Altun \e
Mustafa Emin Yardak'a
bıçakla saldırdığı savunu-
larak. Altun'un bıçakla ha-
fıf yaralandığı. bunu gören
sanık GökgüTün Mak'ın
elinden bıçağı almak için
saldırdığı öne sürüldü. İd-
dianamede Gökgül'ün.
Mak'ı, 3'ü hayatı bölgele-
renüfuz edecek şekilde gö-
güs bölgesinin 7 yerinden
bıçaklayarak öldürdiiğü
savunuldu.
Alevilerin demokrasiyürüyüşü
Yurtiçi ve yurtdışuida örgütlü Alevi derneklerinin
yöneticilerinjn Trabzon'dan başlattığı "Hacı Bektaş
V'eli Sevgi, Banş ve Hoşgörii \'ürii>üşü" devam
edi\or. Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı
Necati Yılmaz,u
.4leviler bu yürüyiişle demokrasi
istiyorlar" dedi Banş Partisi'ne ait otobüsle
Samsun'a gelen AJevi derneklerinin yönetici ve
temsilcileri. önceki akşam Pir Sultan Abdal Derneği
Samsun Şubesi tarafından düzenlenen etkinliğe
katıldılar. Gece>e sanatçı Arif Sağ, Erdal Erzincan
ve Tolga Sağ türküleriyle renk katölar.
Trabzon'daki Cazi davasını izleyen Avrupa Ale\i
Büükieri Federasvonu. Fransa. Avusturya, Balkan,
tngiltere, İs\içre Âlevi dernekleri Hollanda HaJk
Derneği, Pir Sultan Abdal demekleri, Hacıbektaş
Kültür Derneği, Anadolu KüJtür Derneği, Hüseyin
Gazi ve Ga/i Cemevi'nin başkan ve temsilcDerinden
oluşan vaklaşık 100 kişi dün sabah İlkadım Amü'na
çelenk kovdu. Yüriiyüşcüier dahasonra Merzifon
üzerinden Çorum'ageçtiler. (Fotoğraf: A A)
Kazı calısmalarına baslandı
Demirel felaket
bölgesinde incelemede
AHMETŞEFİK
TRABZON - Trab-
zon'da geçen cuma günü
meydana gelen ve 50'nin
üzerinde vatandaşm öldü-
ğü tahmin edilen sel fela-
ketinde kazı çalışmalanna
dün sabah baslandı. Bölge-
ye giden Cumhurbaşkanı
Suleyman Demirel. yarala-
nn sanlması için her türlü
çabayı göstereceklerini
açıkladı. Selde >ok olan
Beşköy beldesinin Beledi-
ye Başkanı Dursun Kara-
man. "Devletin bu kadar
acz içinde kalacağını düşü-
nemiyorduk" dedi.
Dün öğle saatlerinde
özel bir uçakla Trabzon'a
gelen Demirel, Trabzon
Valisi Ismet Gürbuz Cıve-
lek'ten felaket hakkında
bilgi aldı. Civelek'in ver-
diği bilgilere göre. kaya ve
toprak altında kalan Beş-
köy beldesinin merkezın-
de kazı çalışmalanna dün
sabah baslandı. Belirlenen
kayıplann ısımleri şöyle:
Dr. Mevlüde Karaaslan,
Mustafa Hatice, Mustafa,
Mümine, Mehmet Emre,
Karaaslan, Muhammed
Akif HaUloğlu, Hasan Al-
tuncan (cesedı bulundu),
YusufAydm(cesedi bulun-
du), Fikret Görmüş, Rıfat
KahvecL Adil Öztürk. Ni-
yazi Özgören, HavTettin
Aydm, Alün, Seda, Fatma,
Şahin, Emine,Sülbiye, Anıl
(cesedı bulundu^ Taş,
Meryem, Fatih Öztürk,
Dursun Süer, tsmail İsken-
der, Ayşe Süer (cesedi bu-
lundu). Zekeriya Ozbek,
Hüse>in Dağkuş. tlhami
Aydın, Tuğba Aydm, Musa
Lludağ, Fatma,Kenan,Sü-
levman Kahveci, Kenan
Süer, İbrahim, Ozgür. Er-
doğan Yılmaz, Mustafa
BeL Yusuf Ergün, Fatma
Karaman.
mFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
DYP-FP ve küçük başka
sağcı partilerin villalarda yap-
tıklan güç biriiği toplantılan, ka-
muoyunda ilgiye neden oldu.
Bu kesimin, demokrasi anlayı-
şı(!) temelinde bir ittifak yapa-
caklarını açıklamaları, birçok
çevrede tebessümle karşılandı.
Haklı olarak, "Demokrasi onla-
ra mı kaldı?" sesleri yükselme-
ye başladı. Gerçekten, demok-
rasi Çiller'e, Kutan'a mı kaldı?
Onlan iktidardadagördük, mu-
halefette de... Susurluk kazası
ortaya çıktığında bunlar hükü-
metteydiler; devlet içindeki çe-
teleşmenin üzerini örtebilmek
amacıyla olağanüstü çaba har-
cadılar. TBMM Susurluk Ko-
misyonu'nu çalıştırmadılar vb.
vb.
Demokrasinin onların işi ol-
madığı bir gerçek. Demokra-
siyle onlar arasında, eskilerin
deyişiyle, "dünya ile ahret ka-
dar" bir mesafe var. Ama, Tür-
kiye'nin demokrasiye ve özgür-
lüklere ihtiyacı olduğu da bir
gerçek. Türkiye'nin, Avrupa
Birliği içinde yer almasını en-
gellemek için, önüne çıkanlan
Sol ve Toplumsal Muhalefet
en büyük engel, demokrasi ve
insan haklan standartiannın dü-
şük olması. Yakında AJman-
ya'da iktidara gelecek olan
Sosyal Demokrat Parti'nin
(SPD) lideri Schröder, Türki-
ye'nin AB'ye girmesinden yana
olduğunu, ama "düşünce öz-
güriüğü" ve demokrasi konu-
sundaki ölçülerinin yeterli ol-
madığını vurguladı.
Gazeteciler, yazariar hapiste
ve mahkeme önünde; uyuştu-
rucu kaçakçılan ve çeteler ise
itibar içinde mesleklerini sürdü-
rüyorlar. Abdullah Çath'nın,
Hatuk Kırcı'nın, uyuşturucu
kaçakçısı olduğu artık herkes
tarafından bilinen isimlerin ko-
ruyucusu, kollayıcısı, kimlik ha-
zırlayıcısı olarak yargılanan
DYP'li Mehmet Ağar'lann ço-
cukları için düzenlenen nikâh
törenlerinin, bir devlet töreni
haline geleceği gazetelere yan-
sıyan bir ülkede, bütün sorun,
kimin nasıl muhalefet yapaca-
Ömeğin, sosyal demokratlar
toplumsal muhalefetin sözcü-
lügünüyapabiliyorlarmı? 1982
Anayasası'ndan Kürt sorunu-
na kadar, çetelerden "düşünce
özgürtüğü"ne kadar uzanan
alanda ciddi bir mücadele yü-
rütüyorlarmı? Hükümetle "bu-
gün seçim olsun, yann seçim
olsun" tartışmaları yaparken
onlan zorlayan bir tavır göster-
diler mi? Güvenlik güçleri için-
de, Susurluk'a, işkencelere ka-
nşmış devlet görevlilerinin sü-
rekli terfi etmeleri karşısında
ciddi bir itiraz öne sürdüler mi?
Hâlâetkili bir itirazlan olduğun-
dan söz edilebilir mi?
örneğin DSP'liler; bürokrasi
içinde "irtica ile mücadele" pa-
ketleri diye öne sürülen sözde
tasfiyeler sırasında, ülkücüle-
rin, zaten etkili olduklan alanla-
rı daha da pekiştirdiklerinin far-
kındalar mı? Farkındalarsa bu-
güne kadar bir itirazlan oldu
mu? Hükümet protokolüne
koyduklan, "Artık düşünce su-
çu olmayacak" anlaytşı için hiç-
bir adtm attılar mı? İşte bu yüz-
den "demokrasi" sorunu orta-
da kaldı. Kala kala da, bu işte
hiçbir ilgisi olmayan Çiller'e kal-
dı.
Türkiye'nin ciddi bir toplum-
sal muhalefete ihtiyacı olduğu
bir gerçek. Bu muhalefeti de,
emekçi halk dışında, özgürlük-
ler dışında hiçbir yere bağımlı
olmaması gereken solun yap-
ması şart. Şu andaki kamuoyu
yoklamalannda, halkın yandan
fazlası Parlamento'daki parti-
lere oy vermek istemiyor, onla-
rın kendilerini temsil ettiğine
ınanmıyor...
Sol, bu düzene karşı mı, de-
ğil mi? Önce bu konuda netleş-
mesi gerekir. Eğer bu düzene
karşıysa, bu düzeni değiştire-
cek ne gibi plan ve programla-
ra sahip? Sahip olduğu prog-
ramlann ne ölçüde arkasında
durabilecek gücü var? Sosyal
demokratlar bu ülkede halkın
yüzde42'sinin desteğini alacak
günleri de gördüler. O zaman,
haklı haksız, halkta bu düzeni
değiştirecekleri konusunda bir
umutyaratmışlardı. Şimdi böy-
le bir umuttan söz edebilir mi-
yiz?
Büyük acılar çeken analann-
babalann derdine derman ola-
cak bir potansiyele sahipler
mi? Türkiye'nin bir buhran ya-
şadığını, buhranın asıl olarak,
giderek bozulan gelir denge-
sizliği ve demokrasi karşıtlığı
noktasında yoğunlaştığını gör-
mek için kâhin olmak gerekmi-
yor.
Seçimlerden önce, demok-
rasi ve özgürlük taraftarı,
emekten yana bütün sol ve
sosyalist güçlerin, toplumsal
muhalefetle birleşen bir çizgi
tutturmaları gerekiyor.
Zaman henüz geçmedi, se-
çimlere kadar geçecek süre
içinde bu açıdan yeni projeler
üretilebilir. Sol, köklü bir de-
mokratikleşmeyi ve ekonomik
adaleti teme\ alan bir çizgiyle
yeniden güven tazeleyebilir.
Demokrasi, solun işi ve boy-
nunun borcu.
PERŞEMBE
ORR4N BLRSALI
Devlet Haberleri•••
Gazeteleri açıyorsunuz ve ana haberlerin baze
hepsinin, ama en azından yansının devletin soyu
masıyla ilgili olduğunu görüyorsunuz.
Sadece dünkü gazetelere bir göz atmak bile ye
terli:
Sabah: "Kim koruyorbu adamı?"
Türkiye Kalkınma Bankası'nın eski Genel MüdiJ
rü Özal Baysal, 80 milyon dolan batırmak ve iç et
mekten 12.5 yıla mahkûm olmasına rağmen 2 yıl
dır yakalanamıyor. Yolsuzluklann amansız takipçi
lerinden Necati Doğru arkadaşımız işin bam telin<
dokunuyor: Özal Baysal'ı kim oraya getirdiyse o ko
ruyor, yani sistem koruyor, diyor.
80 milyon dolan peşkeş çektiği devlet ve devle
dışı bürokrasinin kolu kanadı altında yaşryor Bay-
sal...
Aynı gazetede, Şişli Belediye Başkanı'nın, dahö
önce, belediyenin soyulmasında ortaklık eden şir-
ketle ilişkileri sergileniyor. Başkan, kansının estetik
ameliyatı parasını (450 milyon TL) bu şirkete ödet-
miş!
Hürriyet'te Şişli Belediyesi'nin daha önceki Baş-
kanı Gülay Aslıtürk'le ilgili haber var: Yüz milyar-
larla kaçan ANAP'lı eski Belediye Başkanı Can-
nes'dagörülmüş!...
Dünkü gazeteler, önceki günkü gazeteler, geçen
haftaki gazeteler, önceki haftaki gazeteler, bir ay
önceki gazeteler, geçen yılki gazeteler, bir önceki yt-
lın gazeteleri vb de aynı haberlerle doluydu.
Birer yıl geriye gidin. Arayın tarayın. Çarkın dur-
madan "devleti soymak" üzerine kurulu olduğunu
göreceksiniz.
• • •
Gelecek ayların gazeteleri de gelecek yılın gaze-
teleri de 2000 yılının gazeteleri de durmadan dev-
letin soyulması haberleriyle dolu olacak.
Şüpheniz mi var?
Yine dünkü Hürriyette Ertuğrul Özkök'ün köşe-
sindeki haber, bu konuda hiçbir şüpheye yer ver-
miyor:
"Düğünün davetlileri: Mehmet Ağar'/n oğlunun
bu pazartesi günü Büyük Kulüp 'teyapılacak düğü-
nünün davetlileri ve kimlerin katılacağı yavaş ya-
vaş belli oluyor. Davetlilerarasında siyaset, iş dün-
yası, askeri kanat ve eğlence dünyasının önde ge-
len birçok ismi var".
Daha önceki yazısında da Özkök nikâh şahitleri-
nin Demirel ve Evren olacağını yazmıştı.
• • •
Ağar, Susurluk'un, yani devlet içinde kurulan ya-
sadışı sacayağının kilit isimlerinden biri. Yargılanı-
yor. Ama "Ağar kim?" diye başka bir tonlama ile
sorarsanız eğer, bu sorunun yanıtı şudun Ağar dev-
let demektir, aynı zamanda. Güçlüdür. Çünkü
Ağar*lan üreten ve yaratan sistem tepeden tırnağa
ayaktadır. Hem de bütün temsilcileriyle birfikte.
Bakmayın siz, Engin Civan gibi Setim Edes gi-
bi Coşkunoğlu gibi herhakJe çok daha fazla para
yedirdiği için yakalanmayan veya henüz yakalanma
vadesini doldurmayan Baysal gibilere.
Bunlar sistemin 60 milyon Türkiye'nin önüne at-
tığı, atmak zorunda kaldığı minik yemlerdir sadece.
Biz, onlarla oyalanıyoruz.
Biri ABD'den yakalanıp getirilirse, oh diyecek ve
rahatlayacağız.
Aslrtürk Gülay, Cannes'dan yakalanıp getirildiğin-
de ise Türkiye'nin kurtulduğunu sanacağız.
Aslında kurtulacak olan sistemin kendisi olacak.
Bütün partileriyle, liderleriyle, bürokrasisi ile sis-
tem yine, hatta daha güçlü ayakta kalacak.
Vurgun ve soygun sürecek.
Ve 2000'li yıllarda da biz yaşarsak eğer aynı ha-
berleri okuyacak ve yazacağız.
Necati Doğru, 2000'li yıllarda da ak sakallanyla
soygunculan kovalamayı sürdürecek.
• • •
Umutsuz muyuz? Hayır.
Yaşam ve dünya büyük rastlantılarta dolu.
Siz buna mucizeler diyebilirsiniz.
Bir mucize nasıl gelir, olur, bilmek mümkün değil.
Bazen bir felaket olarak gelir, bazen dipten bü-
yük bir sarsıntı ile.
Ama mutlaka gelir.
Insanlann kurduğu, ama dağılmayan hiçbir çev-
rim yoktur dünyada ve yaşamda.
Ülkemizdeki bu soygun çevrimi de eninde so-
nunda çökecektir.
Cüneydogu
15 Ağustos
g
Yiırt Haberleri Servisi -
PKK'nin silahlı eylemlere
başiadıgı 15 Ağustos yak-
laşırken başta Güneydoğu
olmak üzere. Tokat,
Amasya, Sıvas, Erzincan
ve çevresinde yoğun ön-
lemler alındı. Kritik böl-
gelerde güvenlik görevli-
lennin izinleri kaldjnldı.
Tunceli'deki operasyon-
lardadünikiPKK'liöldü-
rüldü. Dereboyu Köyü
Hordere mevkiinde öldü-
riilen PKK'lilerden birinin
Pülümür bölge sorumlusu
Seyfettin Rüzgar olduğu
bildirildi. Rüzgar'ın adı-
nın geçen hafta ıki astsu-
bayın ölümü, bir binbaşı
ile iki uzman çavuş ve bir
erin yaralanmasına neden
olan zırhlı araç mayınlan-
ması olayına kanştığı ileri
sürüldü.
Kentin geçici telefon
santralı PKK'lılerce hava-
ya uçunıldu.
PK.K terör eylemlerıni
15 Ağustos 1984 tarihinde
Eruh ve Şemdinli baskın-
lanylabaşlatmıştı. Son bir
yılda büyük darbe yiyen
örgüt 15 Ağustos yaklaşır-
ken varlığını ispatlamak
için vur-kaç, kaçırma, yol
kesme ve kundaklama ey-
lemlerini yoğunlaştırdı.
Özellikle Sıvas ve çevre-
sindeDHKP-CveTtKKO
C^7
örgütleriyle işbiriiği yapan
örgüt, Güneydoğu'da ey-
lemleri kendi başına ger-
çekleştirirken, Karadeniz
ve Doğu Anadolu'da sol
örgütlerle yayılmaya çalı-
şıyor.
Son günlerde başta sınır
kesimleri olmak üzere böl-
genin birçok kesiminde
eylemlerini arttırma çaba-
sı içine giren örgütün san-
sasyonel eylemlerini en-
gellemek amacıyla Türk
Silahlı Kuvvetleri tarafın-
dan yoğun operasyonlar
yapılıyor. Şırnak'ın Ulu-
dere ve Beytüşşebap ilçe-
leriyie Hakkâri'nin Çu-
kurca ve Şemdinli ilçeleri-
nin PKK sığınaklannm da
bulunduğu sınır hatlannda
yeni operasyonlar başlahl-
dı. Komando birlikleri ile
özel eğıtilmiş subay ve ast-
subaylardan oluşan A ve B
timieri, dağlık alanlara
doğru harekâtlara katılır-
ken. karayollannda da sal-
dmlara karşı zırhlı birlik-
lerle önlem alındı. Güney-
doğu'da karayollannın
stratejik noktalannda ko-
nuşlandınlan tank destek-
lı zırhlı birlikler, örgüt ta-
rafından son günlerde ger-
çekleştirilen yol kesme ey-
lemlerini önlemek ama-
cıyla 24 saat devriye göre-
vi yapıyor.