28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1998 PERŞE 12 KULTUR Zeynep Aliye, dördüncü kitabı 'Diş Izleri'nde anılanyla hesaplaşan insanlan anlatıyor Geçmîşi sorgıılarken yiten güuler FECİRALPTEKİN ZeynepAliye'nin yeni öykü kitabı 'Diş lzleri' kısa bir süre önce Bilgi Yayıne- vi'nden çıktı. Diş lzleri, çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri, söyleşilen ve incele- me yazılan da yayımlanan Aliye'nin dör- düncü kitabı. Aliye, belleklerinde ve iç dûnyalann- da dolaşarak geçmişleriyle hesaplaşan, ancak bu hesaplaşma sırasında günü yi- tiren, yannlan düne dönüşen insanlann öy- küJerini anlatıyor yeni lütabında. Anlık du- yarlılıklar ûzerine kurduğu öykülerinde, diyaloglardan kaçarak kahramanlann iç konuşmalanna, sonuç olarak da kendı- siyle yüzleşmeye davet ediyor okuru. Alıve ıle öykücülüğü ve yeni kitabı Diş Izlerı üzenne konuştuk. - Kendinizi ifade biçimiolarak önceük- le öyküyü seçmenizin nedeni nedir? Dergılerde yayımlanan şıırlenm de var. Hatta ilk kez bır yaymevıne gitîiğimde iki dosya vardı yanımda; öykü ve şiir. Bı- rinı dığerinin önüne koyamam, ama öy- kûde karar kılmam gerekti. Öyküyü sür- dürdiim, şiiri ise gizli bir ırmak gibi akıt- tım içimde. Benden bir volkan patlama- sıgibi fişkırana dek durdurmaya, baskı al- ûnda tutmaya çalıştım. Ancak bundan 4- 5 yıl önce, bana karşın, beni parçalaya- rak. "Öykünün önünü kesmeye niyetii de- ğüiın''i kabul ederek çıktı ortaya. Ikisini birden yürütebiliyorum artık. Aynca ki- tap tanıtımlan, söyleşiler yapıyor ve in- celemeyazılan yazıyorum. Seçtiginiz ko- nuyu hangi biçimle daha iyi ifade edece- ginize inanıyorsanız ya da hangisi kendi- . nizi ifade etmek ısteğini duyuruyorsa, siz de öyle yapıyorsunuz. Ömeğin 'Alüncı Pannak' adlı öykümde bir de şiir yer alı- yor. Uyuşturucunun Türkiyeide birtakım odaklar tarafından bilinçlı olarak çok önemli bir sorun haline getirilmesıne tep- " ki olarak yazdığım bu şiirle, bir bağımlı- ] ~ıun nedenlı acı çektiğini. dünyayı neden- , Iryaşayamadığını ve nasıl her şeyin dı- •'', şında kaldığını anlatmaya çalışmıştım. Ancak şıın yazdıktan sonra da içımdekı acının dinmediğini gördüm. O öyküyü ' yazma gereksınimı duydum. 1 İnsanlar arasındakı kopukluk .'.,', -ÖjköJerinizibirtakımolaj'lardançok, ( Tdşilerin anlık duyarlıhklan üzerinekuro- f ı "yorsunuz_. Benim öyküm bu. Diyaloglann olma- dıgı, olaya dayanmayan, anlık duyarlılık- lar ve onlann izdüşümlerinin anlatıldıgı Dışa vurulanın, çoğu zaman gerçeklikten uzak kaldığını, insanlar arasında acı veren bu kopukluğu, ancak onlann iç dünyalanna girerek çözebileceğini söyleyen Zeynep Aliye, bu dünyalarda gezinerek okuru da kendisiyle yüzleşmeye davet ediyor. bir öykü tarzı. Böyle yazmayı daha ön- ceden tasarlamadım, kendıliginden ge- liştı öykücülüfüm. Kendi yolunu kendi- si buldu. - Öykülerinizde diyaloglardan kaçma- nızmve konırv u kahramanm k; konuşma- lan yoluyia irdetemeyi seçmenirin nedeni nedir? " lnsanlar arasında iletişimsizlik var; di- yaloglar, "Merhaba, nasılsın?"dan öteye geçmiyor. Bunlardan sonragelecek üçün- cü dördüncü cümlenın kısırlığını yaşı- yorsunuz. Bir samimıyetsizlik var; dola- yısıyla da insanlar kendı ıçlenne kapanıp orada değerlendırmeye çalışıyorlar haya- tı. Herkes kendı kendine konuşuyor artık, kapılannı fazla açmamayı yeglıyor. lşte ben de o iç dünyalara ginp, o dünyalar- daki gezinmelerini, gerçek kimliklerini anlatmaya çalışıyorum insanlann. Çünkü dışa vurulan, çogu zaman gerçekten uzak kalıyor. insanlar arasındaki acı veren bu kopukluğu, ancak onlann iç dünyalanna girerek çözebileceğimı bıJiyorum. Bu dünyalarda gezinerek okuru da kendisiy- le karşılaşmaya davet edıyorum. Eşyalann duyarlılığı - ÖyküJerinizdeki e$>alan kişileştirme egiliminizi nasıl açıklavabilirsini/.' Eşyalann çok önemli olduğunu düşü- nüyorum; çünkü hep bırlıkte varoluyoruz onlarla. Yanımızda duran bıtkinın, otur- dugumuz koltuğun, bızim anladığımızın dışmda da olsa birtakım duyarlılıklan ol- madıgını düşünebiliyormusunuz?Okol- tuga yüzlerce kişi oturuyor; buraya kon- duğu ilk günkü gibi degil artık. Bütün anılarımızı taşıyor. Bızımle bir şeyleri paylaştıkça, gıtgide güzelleşivor, gitgide anlam kazanıyor. Gün gelıyor. artık onun- la konuşabileceginizi. onun da sizi anla- yabileceğini hissediyorsunuz. Benim öy- külerime de öyle pınl pınl eşyalar gire- miyor; daha çok acı çekenler... Örnegın bakımsızlıktan pıt pıt damlayan, yanı ag- layan bır musluk ya da yalnızhk çeken, çekip gitmek ısteyen bır menekşe, kentin tüm acılannı taşıyan bırsaat kulesi konuk olabiliyor öykülerime. - Neden, geçmişlerinin hüznünü taşı- yan, yitik insanlann öyküterini anlatma- vı yeğlivorsunuz? İnsan; diin, bugün, yarın üçgeni içeri- sinde düşünülüyor, ama bizim insanlan- mızdan kaçı geleceğe ilışkin ciddi plan- lar yapıyor sizce? Gündelik yaşıyorlar; arabesk bir toplumuz biz. Televizyonda izlenen fîlmlerin hepsi aglamaklı, hepsi acı soslu. Böyle bir toplum içinde insan- lar mutluluğu bulma, çevreJerinde kendi- lerini mutlu edebilecek aynntılan yaka- lama yetilerini yitinyorlar. Bu sıstem içe- nsinde gülme özlemleri de, geleceklerin- de gülmelerinı sağlayacak yatmmlan da, herhangi bir çabaian da yok. İnsanlar ya- nndan çok düne bakarak yasamlannı sür- dürüyor, bugünü ise hiç yaşayamıyorlar. Bugün yaşanamaymca, yann da düne dö- nüşüyor tabii ve kişi geçmişıyle hesaplaş- maktan kurtulamıyor bir türlü. Ödül yazarla güçlenmeli -19%Orhan KemaJÖ>kü Ödühl'ne ve 1997 Haldun Taner Öykü Ödülü üçün- cüfâğü'nedeğerbulunduktan sonra kita- buı yayımlanması neden bu kadar gecik- 0? ' ' Diş Izlen benim dördüncü kitabım. Bir öykü kitabının oluşması için üç yıllık bir süreç uzun degil bence; biraz demlenme- sini beklemek gerekiyor. Her öykünün, bu- lundugu dosya içinde gelişeceğini. ken- dtliğinden bir kıvama gelecegini düşünü- yorum. En önemlisı de yazann. "KJtapya- \imlandıgında gereken ilgivigorecek mi?" çekincesi, belirsizligin verdigı tedırginlik. - Edebiyat yapıtının ödüllendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha önceleri ödüllere bakışım biraz daha katı ve hoşgörüsüzdü; çünkü gerçek bir sanat yapıtının ödüllere gereksinimi yoktur. En önemli ödül. o yapıtın ortaya çtkmasıdır. Ancak Türkiye gibi, okuma- nın çok geri olduğu ve insanlann medya tarafından yönlendirildigi ülkelerde bir biçimde ilgiyi üzerinize çekmeniz gere- kiyor. Ben, çağınmtanıgı olmakla birlik- te kendini politikarun üzennde tutmaya ça- lışan, herhangi bir partiyle organik bağ- lan olmayan, herhangi bir klikle buluşma noktalan aramayan sanatçının erdemine inanıyorum. Ancak kendinizi tüm bunlar- dan soyutladığınız zaman. insanlann or- taya kpydugunuz yapıtı algılayabılmesi baglamında şansmızı yitinyorsunuz. lşte bu noktada da ödül almak, dikkatleri üze- rinize çekmenizi saglıyor. Ancak yine de yazann ödülle degil, ödüllerin yazaria güç kazanmasını daha önemli buluyo- rum. Ödül, yazann da katkjsıyla ileriye atılacak doğru bir adımın temelini oluş- rurmalı. Acılıs 19 Ağustos'ta 'Çakırhan KültürEvi' açılıyor... Külrür Servisi - Edebiyat dünyamız- da Nâzını Hikmet'le birlikte yazdığı "l+l=l"adlışiirki- tabıyla tanınan Naü Çakırhan ın Muğ- la'ya bağlı Akyaka kö>ündekı Ağa Han Vlimarhk Ödülö nü alan geleneksel eı i- nın bahçesinde yap- tığı "NaflÇalarhan- Halet Çambel Kül» tür >e Sanat Evi" 19 Ağustos 1998 Çar- _ şamba günü etkinliklerle açılacak. Türkiye'nm ilk "prehistor>a" uzmanı olan ün- iü arkeolog Halet ÇambeTle evlenmeden önce gençlik vıllannda Moskova Üniversitesi'nde egi- tim gören Naıl Çakırhan. uzun yıllar gazetecilik veyazarlıkyaptıktan sonra 1970'lerde "ala>lı mi- mariık"" yıllanna başlamıştı. 1990'lara kadar ço- ğunluğu Ak>aka'da olmak üzere 30'a yakın ko- nutu ve bazı rurizm konaklama binalannı, dogum yeri LTa'daki jöresel numanye uygun bir şekilde 4 ve "hobr olarak yapan Çakırhan, ilk mimarhk uy- gulamasını ise Halet Çambel' in yönettigi Adana- Karatepe(K.adırh) arkeoloji kazılanndaki "açık hava müzesi" için gerçekleştirmişti. Bu çalışmalanyla Akyaka"nın. CökovaKörfe- n kıyısında yerel ve geleneksel mimarinin genel bir imar kuralının yaşatıldıgj özgün bir köy ola- rak gelışmesını de saflayan Nail Çakırhan. Aga '•' Han ödüllü e\ ının bahçesindeki Kültür Evi'ni de yine yöresel üslupta inşa etti. "Çakırhan Mimaris Fotoğraf Sergisi" ile açı- " lışı yapılacak olan Ev ':n ilk gün etkinliğinde "Ça- kırhan Sanad' konusuıda da bir söyleşi gerçek- leştirilecek. Şadan Gökovah'nın sunacağı ve Gö- ko\a-.AJcyaka'yı SevenlerDerneği Başkanı Heike Thol Schmilz'ın başlaücağı söyleşide. Oktay Ak- bal, Ekii} Dunı, Nursel Duruel, Oktav Ekinci, Hamdi Yücd Gürsm.Ali Ozgentürk,jlhan SekTik, Erman Şahin. \fina trgm, Teoman Lnüsan ye ko- nuklar söz alacaklar. Nİuğla ozanı Hüsnü Özbü- p, Çakırhan şıırlerinden ezgiler sunduktan sonra yüksek mirnar Ertuğrul Aladağ da yine Çakır- han'ın mıman çalışmlanyla ilgili bir saydam gösterisi »unacak. 1910 doğumlu olan Nail Çakırhan, Mugla ve -- -yöresi kültû'r \e sanatna ait ürünlerin de sergile- neceği Kültir ve Sanat Evi'nin bakım ve yöne- tim soruınluluğunu ise Gökova-Akyaka'yı Se- venler Demegı'ne veiyor. Mimariar Odası Js- tanbul Şub*si'nin 19^-1993 dönemı "meslege katkı"' ve "korumacıU»" ödülünü de alan Çakır- han, 1983'tekı Aga Har Ödülü'yle, aldıgı ödül pa- rasını da Muğla'dakı Konakalti Kültür Merke- ri'nin rsstorasyon çali:malanna bagışlamıştı. 35. ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ Antaiya'da maraton başlıyor KühûrServisi-35. Altın Portakal Film Festivali'ne son başvuru tari- hi 4 Eylül olarak açıklandı. Bu yıl 1 -8 Ekim tarihleri arasında düzen- lenecek Altın Portakal Film Yanş- masrna şu ana kadar 11 film için baş- vuru yapıldı. Altın Portakal Film Festivali Yönetmeni Nalan CebedL festivalin ilk 5 günü olan 1-5 Ekim arasında, ulusal filmierin yanşaca- ğını. 5-8 Ekim tarihleri arasında da Uluslararası AkdenizFilm Yanşma- sı'nın yapılacağmı bildirdi. 35. Altın Portakal Film Festiva- Ii'nde, son başvuru tarihinin 4 Ey- lül olarak belirlendigi ulusal yanş- ma, 1-5 Ekim tarihleri arasında ya- pılacak. Onur ödüUeri beliriendi Her yıl Türk sinemasına büyük emekleri olan, sinemaya yön ver- miş ve özdeşleşmiş sanatçılanmıza Türk Sinemasf na katkılanndan do- layı verilen 'OnurÖdiifleri'nin bu vil- ki sahipleri beliriendi. 1966 yılında 3. Altın Portakal Film Festivali'nde 'Namusum İçin' filmi ile En iyi Yö- netmen Ödülü"nü alan Memduh Cn, 1965 yılında 2. Altın Portakal Film Festivali'nde Keşanlı Ali Destanı ve 1967 yılında 4. Altın Portakal Film Festivali'nde 'Sürtüğün Kızı' fılmi ile En tyi Kadın Oyuncu Ödülünü alan Fatma Girik ve 1977 yılında 14. Altın portakal Film Festivali 'nde 'Kapıcılar Kralj' adlı filmi ile En İyi Erkek O>-uncu ödülünü alan Ke- mal Sunal'a Onur Ödülü verilecek. Festivalin ulusal film yanşmasın- da ilk iki dereceye giren filmler. ye- niden degerlendinlerek 5-8 Ekim tarihleri arasında yapılacak Ulusla- rası Akdeniz Film Yanşması'na ka- tılmaya hak kazanacaklar. Altın Por- takal Film Festivali'nin Ulusal Film Yanşması 'na şu ana kadar aday gös- terilen 11 film veyönermenleri şöy- le: Hoşçakai Yann(ReisÇelik),Gii- neşe Yolculuk (Yeşim Ustaoğlu), Es- ki Fotoğraflar fNecef Uğurlu - Jüli- de Öyür). Her Şe> Çok Güzel Ola- cak (Ömer Vargı). Yara (Yılmaz A&- lanK Kaçıkuk Diploması (Tunç Ba- şaran). GemideA2ize(Serdar Akar). Leopann Ku\rugu (Turgut Yasalarj, Ağır Roman (Mustafa Altıoklar). Avcı (Erden Kıral), Kanşık Pizza (Umur Turagay). 35. Antalya Altın Portakal Fiim Festivali kapsamında düzenlenecek 4. Uluslararası Kjsa Film-Video Ya- nşması'na katılmaya hak kazanan filmler de belirlendi. Yanşmayayak- laşık 200 film başvurdu. Yanşma bö- B lümü için 47. özel göstenm ıçın 31 film olmak üzere 20 ülkeden 78 film katılacak. 4. Uluslararası Kısa Film- Video Yarışmasfna, Türkhe. Azer- baycan. HolJanda. îngiltere, A\ust- raha. ABD. Finlandrya. Rusya. Fran- sa, Yugoslavya, Yeni Zelanda, Ital- ya, Arjantin. Hindıstan. Mısır. Po- lonya, Oanimarka, Almanya, Maca- ristan ve Belçika'dan yapıtiar katı- lacak.Kısa Film Yanşma Bölümüne katılan film ve ülkelerşöyle: AllFor The Best (Vagif Mustafa>ev. Azar- beycan). Kıyida (Ebru Yapıcı. Tür- kiye), Aynlık (Murat Düzgünoğlu. Türkıye). L'jku(Berkay Ünver. Tür- kiye). Photographer(Alexander Kott, Rusya). LaFaIaise(FaoaziBensaidi, Fransa), Mv Country(Milos Rado- vic, Yugoslavya). Possum (Bread Mcgann, Yeni Zelanda), Circuit(Rı- neceromte, Arjantın), I \lowe, so I am Gerrit (Von DJK, Hollanda). TheChangjngRoom (Allyson Bell. Avustralya). Keepin a Dry Place and Away from Children (Martin Davi- es, Îngiltere), Rosita (Dominique Abel, Fiona Gordo, Belçika). Koal (Natasha De Betale. Fransa), The Goner (Peter Kaboth. Almanya), Floaring World (Toula Anastas, Avustralya). Boxed(Genevice Ander- son. Amerikal.Thank You For The Music(Mica Tacnıla, Finlandıya). Pa- nomean Vlsions (Stephane Elmad- jien. France). Glottis (John Hard- w ick. îngıltere), AtSea(Perıny Fow- ler Smith, Avusrralya) ve Biue CHy (David Birdsell. USA). Özel gösterimde 12 yabancı film Kısa Vıdeo Film Yanşma bölü- münekatılacak filmlerden bazılan ise şöyle; Crazy of You (Akram Za- atari. halya). Five Embarrassing True Stories About BeingCoughtin the Nude (Emma Brunton. Avust- ralya), Montajcı (Hülya Dılbakan Özalpuk, Türkiye), Sıcak lVIe%siın- lerin Kuşlan (Elif Bılgiç. Türkiye), »uyıl, 1-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan 35. Antalya Altm Portakal Film Festivali'ne şu ana kadar 11 film için başvuru yapıldı. Festivalde Memduh Ün, Fatma Girik ve Kemal Sunal'a Türk sinemasına katkılanndan dolayı 'Onur Ödülü' verilecek. KediGözü(Yonca Errürk, Türkiye), Hedi Hedi (A. Taner Baltacı, Funda Uluköse, Türkiye), l vumak İstiyo- rum (Y. Murat Tosunoglu, Türki- ye), Genç Sinema (Özkan Yılmaz, Türkiye). 35. Altın Portakal Film Festiva- li'nin son 3 gününde yapılacak Ulus- lararası Akdeniz Film Yanşması'na 8 ülkeden 9 film için başvuruda bu- lunuldu. Türkiye'den ulusal yanş- ma sonucunda belirlenecek 1 ya da 2 filmin yanşacağı Uluslarası Ak- deniz Film Yanşması'na katılacak filmler şöyle: The Hornet (Yugos- lavya),La SueurDes Paimiers(Mısır), AJger-BejTOuth (Fransa- Çezayir), Pour Memorie (Cezayir), Balkanisa- teur (Yunanistan), West Beyrouth (Lübnan), Yerma (Ispanya), Secret Defence(Fransa), Yom Yom(lsrail), Hysterie (Mısır). Aynca, festival boyunca 12 ya- bancı fılm de özel gösterime sunu- lacak. IŞILDAK VE YELPAİ ATİLLA BİRKtYE İstanbul O güzelim mehtaplı yaz geceteri yine; dolu yın, İstanbul gecelerinde Boğaz'ın sularına dü panltısı, çok uzaklardan gelen bir işaret, sanki sevinç, bir umut sanki... istanbul... Yıllarca veyıllarca, "bulunamaz"z ginlikleri barındıran, büyülü, gizemli, görkemli tanbul... Istanbul'u bir imge kent olarak tanımlayabili pekâlâ. Bizi heyecanlandıran, yüreğimizi hıziı t lı çarptıran edebi bir imgelemdir, İstanbul... Üstelik, çok eski zamanlardan beri, ta günürr ze kadar savaşların, kardeş kavgalarının ve en kanın içinden çıkıp gelmiştir İstanbul. Edebiyat tarihimizde, bir büyük yazar, şair yc tur ki, Istanbul'a el atmasın. Istanbul'u, şiirlerc öykülerde, romanlarda, denemelerde, bir oya ı ler gibi, bir sarrafın işi gibi, betimlemesin. Divan edebiyatının en büyük şairlerinden N dim'in, İstanbul için yazdığı ünlü dizelerini anır sayalım: Bu şehr-i Sıtanbûl ki bîmisl ü behâdır Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdıı (Bu İstanbul şehri ki eşsiz değer adıdır Bir taşına tüm Acem ülkesi fedadır) Nedim, yalnızca Istanbul'a övgüler düzmüyor, a> nı zamanda Istanbul'un edebi bir imgelem oldL ğunu da anlatmaya çalışıyordur. Bu imgelemin şu veya bu şekilde yazılması, ede biyattarihimizin tüm dönemlerinde görülür. Günü müzde de sürmektedir, aslında... Istanbul'un büyüsüne kaptırmış, binlerce yaza ve şair vardır. Bu büyü, satırlarda, dizelerde açığc çıkar. Peki, anlatılmak istense, tanımlanmak istense nasıl anlatılır, tanımlanır Istanbul'un bu edebi im- gelemi? Belki de imgelerinden söz etmek gerekir, söz konusu İstanbul olunca... Bu kültür şehrinin zihinlerde çağrıştırdığı onlar- ca imgelemden ve bunun da edebiyat sanatına denk düşen yüzlerce biçiminden söz edebiliriz. İstanbul öyle bir kenttir ki, kendi söylemi oldu- ğu gibi, yazann da söylemine kanşır, değiştirir. Onu etkisi altına alır. Abdülhak Şinasi Hisar, Istanbul'da insanı yo- ğunluğuna saran iki duygudan söz eder: Doğa ve tarih. Hisar'ın betimlediği Istanbul'undan çok çok uzaktayız artık. Gerçekten de başka bir İstanbul, yaşadığımız. Ister kabul edelim, ister etmeyelim. Ama böyle de güzel ve bence böyle de bir im- ge kent; edebi bir imgelem... Eski tarihi dokusunu, siluetini artık yitirmesine kar- şın... Kötü mimarisi olan otellerin gökyüzüne yüksel- mesine karşın... Kötü tasarlanmış semtlerle dolmasına karşın... Şehrin etrafında, yer yer de içinde oluşmuş, get- to gibi gecekondu mahallelerine karşın... Garip görünümlü, beton yığınlı uydu "kent"]eh- ne karşın... ' ' '"' Boğaz'ın tüm görkemine haince saplanmış iki han- çer gibi duran köprülere karşın... Kalabalığına, trafiğine, tozuna, toprağına kar- şın... Daha anlatılacak, yazılacak binlerce olumsuzlu- ğuna ve çirkinliğine karşın... Yine de yüreğimizdedir, İstanbul... Bugün de, bu haliyle de edebi bir imgelem ola- rak tanımlamaya çalışsak, belki de Hisar'ın tanı- mından gelmek gerekecektir: Yine de, aşk ve hüzün'dür, İstanbul... Depsim 38' sponsor arıyor • Kültür Servisi - Yönetmenligini Mehmet Ali Gündoğdu'nun, yapımını Nimet Erenler'in üstlendigi ve Bilgesu Erenus'un senaryosunu yazdığı 'Dersim 38' adlı filmin çekimlerinin tamamlanabilmesi için sponsora ihtiyaç var. Film çalişmalannın yaklaşık 9 aydır sürdügünü belirten yetkililer, bu filmle, tarihe gömülen ve bir şehrin bilinçaltına atılan acılannı Çumhuriyefin 75. yıl kutlamalan çerçevesinde ortaya çıkarmak istediklerini söylüyorlar. Red Giselle'in biletferi satışta • Kültür Ser>isi-'Red Giselle: BirBalerinın Öyküsü' adlı gösterinin biletleri, bugün fstanbul'daki tüm Vakkorama magazalannda satışa sunuldu. Genç Pamukbank Sanat etkinliJderi çerçevesinde, Rusya'nın en çagdaş topluluklanndan biri kabul edilen St. Petersburg Bale Tiyatrosu, 1-5 Eylül tarihleri arasında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde sanat severlerle buluşacak. Biletli gösterisini 4 Eylül günü gerçekleştirecek topluluğa St. Petersburg Orkesrrası eşlik edecek. Biletli gösteriden elde edilecek gelir, Cumhuriyet'in 75. Yılı nedeniyle, Tarih Vakfi'na bağışlanacak. Eskitıisar Kalesi açılıyop • Kültür Servisi - Gebze Eskıhisar Kalesi, Cumhuriyet'in 75. yıJı kapsamında sanat severlerin hizmetine sunuluyor. Restorasyonu Bericap Kapak Sanayii tarfindan yapılan, MÖ II. yüzyılda inşa edildigi varsayılan Eskihisar Kalesi, Istemihan Talay'ın da katılımıyla 17 Agustos günü saat 20.00'de kapılannı açıyor. Açılış akşamı sahne alacak, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'run programmda Sıbelius'dan Vals Tnstes, Benjamin Britten'den Simple Symphony. Mozart'tan Divertimento, Beethoven'dan Symphonic Overture, Mozart'tan 'Küçük Bir Gece Müziği', Respıkhfden Antik Aryalar ve 10. Yıl Marşı bulunuyor. Atatürk'ün odası restore ediliyop • Kültür Servisi-Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'ndaki odası restore ediliyor. Oda, sarayda sürdürülmekte olan restorasyon çalışmalan kapsamına ahndıgından, önündeki koridorla birlikte 31 Ağustos gününe kadar ziyarete kapalı tutulacak. Çanakkale'de sergiler • ÇANAKKALE (AA)- 35. Uluslararası Çanakkale Troya Festivali etkinlikleri çerçevesinde. Çanakkale 'de dört ayn yerde,resim,keramik ve seramik sergisi açıldı. Arkeoloji Müzesi'nde açılan ve beş sanatçının yapıtlannın bulundugu Karma Seramik Sergisi 30 Ağustos'a, Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılan 19 ayn sanatçının katıldığı Karma Resim Sergisi ile Yalı Hanı'ndaki Keramik Sergisi ve Atatürkçü Düşünce Dernegi'nin Morabbin Parkı'nda açtığı Atatürk Fotograflan Sergisi 18 Ağustos'a dek ücretsiz olarak izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle