Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
TO RON TO ULUSLARARASI FİLM F E STÎVALl
Yaldızh yddızh bir filııı şöleni• Cannes, Berlin ve
Venedik ile birlikte
dünyanın en önemlli dört
festivalinden biri olmakla
övünüyor artık Toronto.
Kanada sineması için
önemli bir vitrin işlevine ise
dört elle sarılmış durumda.
Toronto'da perdeler 10
Eylül'de açılacak.
GÖNÜL DÖNMEZ- COLİN
TORONTO- Kanada'nın, biri Fran-
sız kesiminin gözbebeği diğeri Ameri-
kan yaşam biçeminin simgesi iki ken-
tinde, birbiri ardına iki festival gerçek-
leşiryaz sonunda. Montreal Dünya Film
Festivali ile Toronto Uluslararası Film
Festivali arasındaki yanş, yöneticilerin
birbiri ile selamı sabahı kesmesi boyut-
lanndadır. Hele yeni Kanada filmleri
gündemde ise. Yabancı filmler bile eğer
bir festivalde gösterilecekse öbürü ke-
sin olarak geri çevirir. Oysa bu iki fes-
tivalin amaçlan oldukça farklıdır birbi-
rinden. Örnegin bu yıl 27 Agustos-7
Eylül arası gerçekleşecek olan Montre-
al Dünya Film Festivali, halk festivali
olmakla övünür. Yaz tatilini bu döneme
dek gefiren Montreal 'liler, sabah dokuz
seansına girebilmek için tatil sırasmda
bile çalar saatlerini kurup yatarlar. Sı-
nıra yakın Amerikan köylerinden, ka-
sabalanndan da akın akın turistgelir, otel-
ler dolartasar. Montreal'in ikinci özel-
liği ise Avrupa ve özellikle Fransa sine-
masına verilen yerdir. Bir küçük Paris
Kanada Sinemasının ömeklerinden 'Öpülmüş' ve sesini yenıden duyurmaya başlayan Japon Sinemasmdan 1997'de Cannes'da Altın Palmiye alan 'Yılan BalığY.
degil midir Montreal?
Toronto ise Kuzey Amerikan kenti
görünümüne uygun olarak Amerikan
yapımlarına kucak açar. Festival boyun-
ca galalar gırla gider. Yıldızlar için ve-
rilen havuz partileri öğle üstü başlar,
sabaha dek birbirini izler. tş alışveriş-
leri kahvaltı toplantılanna bırakılmjştır.
Bilet peşınde koşan halk ise günün en
güzel saatlerini lcuyrukta geçirir.
Cannes, Berlin ve Venedik ile birlik-
te dünyanın en önemlli dört festivalin-
den biri olmakla övünüyor artık Toron-
to. Kanada sineması için önemli bir vit-
rin işlevine ise dört elle sanlmış du-
rumda. Örneğin geçen yıl sergilenen
Kanada filmleri: Atom Egoyan'dan 'Tat-
lı Sonralar', Robert Lepage'ın tstan-
bul'da izledigimiz 'Günah Çıkarma'
fılmi, yine Istanbul'da izleyici ile*bulu-
şan garip bir film; ölülerle sevişen genç
kızın öyküsü, 'Öpülmüş'.
Bu yıl perdeler François Girard'ın
'Kırmızı Keman' filmı ile açılacak 10
Eylül'de. 'Glenn Gould ile llgili 32 Kı-
sa Film' yapıtına imzaatmış olan Girard,
yine bir müzik filmi ile karşımızda.
Ölümsüz bir ruhun ele geçirdiği söylen-
celeşmiş bir kemanın 1600'lerden gü-
nümüze uzanan inanılmaz öyküsünü
veren 'Kırmızı Keman', 17. yüzyılda
ufak bir Italyan kasabasında başlıyor.
Yaptığı kemanlarla ünlü usta, ilk çocu-
ğunun doğumunu kutlamak amacı ile eşi-
ne ender rastlanır bir keman hazırla-
maktadır. Oysa rrajedi gelir çatar, artık
1. İzıtıir Akdenfz şairleri Buluşması, Mart 1999da gerçekleştlrllecek
' Şiir kadar zengin bir etkinlik'
NURDAN CİHANŞÜMUL
tzmir, önümüzdeki yıl mart
ayı içinde birhafta boyunca Türk
ve Akderuz ülkelerinden gelen şa-
irleri ağırlayacak. Piya ve Era
Yayınlan'nın öncülüğünde '1. tz-
mir AkdenizŞaiıieri Buluşması*
gerçekleştirilecek.
1. tzmir Akdeniz Şairleri Bu-
luşması'na tspanya'dan Pedro
Shimose. Pedro Rodriguez Pac-
heco. JustoJorge Padron, Rkar-
do Bellbeser. Jordi VTrallonga,
Fransa'dan Jean Orizet ttalya'dan
Gaetano Golo, Portekiz'den Lu-
is Felipe Sarmento, Jorge Velho-
te, Yunanistan'dan TıtosPatritd-
os, Lübnan'dan Adonis, Filis-
tin'den Mahmut Derviş, Fas'tan
Muhammed Bennis. Kıbns"tan
Fikret Demirağ. Tamer Öncül.
Tunus'tan Tahar Bekri, Rodos'tan
Süleyman Alaylı, Amavutluk'tan
Fatoş Arabi'nin katılması bek-
leniyor.
Türkiye'den katıhnasıbeklenen
şairler ise şunlar: Sina Akyol.
Orhan Alkaya, Hilmi Yavuz,Nı-
hat Behram. Ataol Behramoğiu.
llhan Berk, Abdülkadir Budak,
Eray Canberk, CevatÇapan, Vey-
sel Çolak, Refik Durbaş, En-
verErcan, Haydar E rgülen. Şük-
ran Kurdakul, Hasan Oztoprak,
Tuğrul Tanyol. Hüseyin Yurt-
taş.
Era Yayınları adına Adnan
Özer, Piya adına NamıkKuyunı-
eu tarafindan organize edılen bu-
luşmanın onursal danışmanlan
ise Ekrem Akurgal. Ataol Beh-
ramoğlu, Cevat Çapan, Doğan
Hızlan, Zülfîi Lh^neli ve Hilmi
Yavuz. Buluşma kapsamında. şı-
irdinletileri, konferanslar, müzik
dinletileri gerçekleşecek. Buluş-
manın. Zülfîi Livaneli ve Maria
Faranduri'nin verecegi halka
açık bir konserle sona ermesi
planlanıyor.
Adnan Özer, çeşitli Akdeniz ül-
kelerinde UNESCO'nun deste-
ğiyle Akdenizli şairlerin katıldı-
ğı forumlann düzenlendiğini an-
cak bu forumlarda Türkiye'nin
yer almadığını belirtiyor. Bu fo-
Buluşmayı Era Yayınlan adına Adnan Özer, Piya adına Namık Ku> umcu organize ediyor.
nımlarda Akdenizli şairlerin kar-
şılıklı kültür alışverişinde bulun-
duklanm anımsatan Özer. Türki-
yeüe de böyle bir buluşma ıçın
zamanın geldiğını söylüyor.
Namık Kuyumcu ise Izmir'in
tarihin en eski dönemlerinden bu
yana sanat ve felsefe alanında
önemli olaylara sahne olduğunu
belirtiyor. İzmır'in kültürel ve
sanatsal olaylarda geri plana itil-
diğini düşünen Kuyumcu, Ak-
deniz Şairleri Buluşması 'nda Ak-
deniz'i temsil edecek en uygun
kentın tzmir olduğuna karar ver-
diklerini anlatıyor.
Önümüzdeki mart ayında ılki
gerçekleştirilecek olan 'tzmir
Akdeniz Şairleri BuluşmasTnın
bundan sonraki yıllarda da fark-
h konuklarla gelenekselleştırilme-
si planlanıyor. Kuyumcu, ilk bu-
luşmaya zaman ve mekân yeter-
sizliği nedeniyle çok fazla şainn
davet edilemediğini ama bundan
sonraki yıllarda hemen herkesin
bu buluşmaya davet edileceğini
söylüyor. Buluşmaya davet edi-
lecek şairler seçilirken çeşitli ku-
rum. kuruluş ve kişilerle görüş
alışvenşinde bulunulmuş ve şu
anda yaşayan Türk şiirini estetik
olarak en iyi biçimde temsil ede-
cek şairler seçilmiş.
Adnan Özer. bu ilk buluşma-
nın Yazariar Sendikası. Edebı-
yatçılar Bırlıği. Izmirii kitapçriar.
şairler ve şiirseverler tarafindan
desteklendiginın altını çizerek
şunlan söylüyor "Yapacağımız
etkinlikbizedayaülmayaçahşılan
Orta Avrupa kültür empen aliz-
mine de bir alternatif aslında.
Türkiye'de bir sürü festh al>apı-
hrken uluslararası biredebiyatet-
kinliğimiz. foromumuz vok. Bu
konuda. Kültür Bakanlığı'nın,
Dışişleri Kültür Dairesi'nin, Dış
Tanıftm Fonu'nun kulaklan çın-
lasın."
Bu yıl kasun ayında gerçekleş-
mesi planlanan etkinlik UNES-
CO'nun eylül toplantısında gün-
deme getirilerek destek sağlan-
ması amacıyla önümüzdeki yılm
mart ayına ertelenmiş.
AUrîSrr'Özer, * bü konuda
LNESCO'dan destek alacaklan
konusunda ürrrirti. Ancak şu an-
da projenin tek eksiği sponsor.
Projenin maliyeti şu anda tam
olarak belli değıl ancak çeşitli
kurumlarla yapılan görüşmeler
sonrasında maliyet eylül ayında
kesinleşecek. Bu etkinligi ulus-
lararası alana taşımak ıstedikle-
rini vurgulayan Adnan Özer, med-
ya desteğinın sponsor Fırmalar
için önemli bir kıstas olduğuna
değiniyor.
Buluşma Idtaplaştınlacak
Buluşma kapsammda gerçek-
leştirilecek olan panellerin, ko-
nuşmalann kitap haline getirilme-
si de planlanıyor Aynca buluş-
mada her yıl bir ülkenin şiirine
agırlık verilecek. tlk yıl için ts-
panya şiiri gündeme getirilecek.
Namık Kuyumcu,Tzmir Şehir
Planlamacılan Odasrnm tzmir'in
tarih içindeki yerini tanımlayan
bir söyleşi gerçekleştirecegini
ayru zamanda tzmir ve yakın çev-
resindeki antik kentlere gezilerin
düzenleneceğini belirterek "he-
defimiz şiir kadar zengin bir et-
kinlik''diyor.
'1. tzmir Akdeniz Şairleri Bu-
luşması'na yurtdışından yayın-
cılar da davetli; bu sayede karşı-
lıklı yaym ilişkileri de başlaya-
cak.
Namık Kuyumcu, Türkiye'de
çok fazla şiir yazılmasına rağ-
men, çeviri azlıgı ve Türkçenin
popüler bir dil olmaması nede-
niyle Türk şiirinin yurtdışında
çok fazla tanınmamasından ya-
kmıyor. Uluslararası etkinlikle-
re de katılımm az olduğuna de-
ğinen Kuyumcu, "söyleyeceksö-
zü olan şairlerin vetiştiğine ina-
nıyorum. Bu sözler, dümanın baş-
ka bir coğrafVasındaki, kültürün-
deki insanlarla buluşsun. Başka
ha> atlarlaçarpışarak yeni şevler
ürerilsin" diyor.
ahn yazısı, kemanı dört yüzyıl ve üç kı-
ta boyunca sürükleyecektir. Dünyaca
ünlü John Corigliano tarafindan yazı-
lan müzik, yine aynı derecede ünlü ke-
mancı Joshua BelJ tarafindan sunulu-
yor; ttalya, Avusrurya, tngıltere, Çin ve
Kanada'da çekilmiş bu filmde.
Kanada bölümü ise yazar ve oyuncu
olarak kendini kanıtlamış Don McKel-
lar'ın ilk fılmi 'Son Gece' ile açılıyor.
Filmde rol alan ünlü yıldızlann arasın-
da Dovid Cronenberg kaçmıyor göz-
den. Konulu Kanada filmleri-
nin çoğu, geçmişleriyle hesap-
laşırken yaşamlanna gelen ye-
ni degişikliklere ayak uydur-
maya çalışan kişileri konu al-
mış bu yıl. Deneysel filmlerde
ise doga konusu önde geliyor.
Festivalin en parlak bölümü,
Kanada'da ve çogunluk dün-
yada ilk kez izlenen filmler-
den oluşan Vıacom Galas bö-
lümünde 18 film izlenecek.
Özel Gösteriler'de tanınmış
oyuncu \ e yönetmen adlan ile
uluslararası ilgi toplayan 20
film var. Çağdaş Dünya Sine-
—maa, bİFÇokfestivaldenderlen-
meş 50 film sunacak değışik ül-
kelerden.
Üçüncü yılına giren Planet
Afrika, gerek Afnka'dan ge-
rekse dünyanın her bir yanına
yayılmış Afrikalılardan örnek
yapıtlarsergilemeyi amaçlıyor.
'Anadolu Müzik Festivali'sırasında seçilecekgençlere eğitim olanağı sağlanacak
Bflkent'ten Anadolu'ya müzik bıırsu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bilkent
Senfoni Orkestrası, Anadolu Festivali
çerçevesinde ziyaret ettiğı 17 ilde yetenekli
gençlere burs verecek. Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi'nce
yapılacak sınav sonucunda başanlı olan
gençlere, fakülte ve müzik hazırlık okulu
bünyesindeki ilkögretim, lise ve
yükseköğretimde yatılı ve burslu eğitim
olanağı sağlanacak. Bilkent Senfoni
Orkestrası, 7 Ağustos'ta Ankara'da başlayan
"Anadolu Müzik Festrvali" kapsamında
yetenekli gençlere burs vermeyi amaçlıyor.
GAP bölgelerinde ağırlıklı olmak üzere 17
ilde verilen konserin Nevşehir ve tskenderun
ayağında elde edilen gelirler, 8 yıllık
kesıntisiz temel eğitime bağışlanacak.
Gaziantep konseri ise Mehmetçik Vakfı
yaranna düzenlenecek. Konser verilen
illerde valiliklerin göstereceği yerlerde
öğrencileri yetenek ve yoklama sınavına
alacak olan Bilkent Üniversitesi, başanlı
öğrencilere ücretsiz eğitim olanağı verecek.
Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne
Sanatlan Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin
Onay. dargelirli ailelerin müzige yetenekli
çocuklannı sanat yaşamına kazandırmayı
hedeflediklerini vurguladı. Yapılacak sınavın
ögrencinin sadece doğal niüzik yeteneğini
ölçeceğini belirten Onay. "\aliliklereyazryla
başvurduk. Konser vereceğimiz \erlerde bize
mekân gösterecekler. Konser günü,
fakültemiz elemanlannca bir yetenek ve
yoklama sınavı yapılacak. Sınavda başanlı
olanlar, ilkögretim, lise ve yükseköğretim
düzeylerinde yablı ve tam burslu stariide
eğjtilecek*
1
dedi. Onay. Anadolu
Müzik Festivali'nin dostluk ve banş
çağnsı yaptığına işaret ederken
ekonomik hamlelerin kültürel
hamlelerle eşleştirilmedikçe başanlı
olamayacagını anlattı.
Ersin Onay, dar gelirli yete-
nekieri kazanmay ı amaçlıyor.
Japonya gündemde
Yaldızh yıldızlı fılmlerin ya-
nı sıra daha az bılınen smema
akımlannı da hiçbir zaman
unutmayan festivalin günde-
minde Japonya var bu yıl. Bi-
lindigi gibi Japon sineması şu
sıralarda sesini yeniden duyur-
maya başladı. Shohci Imamu-
ra, 1997'de Cannes'da Altın
Palmiye aldı 'Yüan Balığı' ile,
yine aynı festivalde ilkfilmeve-
rilen Altın Kamera Ödülü yi-
ne bir Japon filmine, 'Suza-
ku'ya gitti. Takashi Khano'nun,
'Hana-Bi' ile Venedik başansı
da önemli bir olay son yıllann
Japon sineması için.
Yeni devinimler ve genç Ja-
pon sineması odak noktası bu
bölümün. Seçilen filmlerin he-
men hepsi, çagdaş kentsel ya-
şamın çılgın akışı üzerine bir
şeyler söylüyor; televizyon,
AIDS sonrası cinsel serüvenler,
anlamsız vahşet, yalnızlık kor-
kusu gibi konular, modern Ja-
ponya'ya yeni bir bakış açısı-
ru zorluyor ister istemez. Son
zamanlarda tüm Asya ülkele-
rini saran ekonomik krizin Ja-
ponya'daki etkilerini de göz-
lemliyoruz aynca. Üstelik film-
lerin çogunda klasik Japon si-
nemasına bir özlem seziliyor.
Japon Sinemaa'nda Yeni De-
vinimler bölümünü açan film,
birkaç yıl önce tstanbul Ulus-
lararası Film Festivali'nde ilk
filmi 'Maborosi'yi izledigimiz
Hirokazu Kore-Eda'nm ikinci
konulu filmi, 'Öbür EKinya'.
tlk filminde. kocası bilinme-
yen nedenlerden intihar eden
genç bir kadının yaşamla uzlaş-
maya çahşmasmı adım adım
izleyen genç yönetmen. bu fil-
minde ise öbür dünyaya çevir-
miş kamerasını. Yeni ölmüş bir
gruptan kendi seçecekleri en
iyi bir tek anı üzenne kişisel bir
cennet kurmalan isteniyor bu
garip filmde. Kişilerin özel öy-
küleri yoluyla savaş sonrası Ja-
ponya'sının öyküsü sergileniyor
yavaş yavaş. 10 uzun konulu
ve bir kısa filmi içeren bu bö-
lümün, festivalin en ilgi çeken
bölümlerinden biri olması bek-
leniyor.
Ama uçan, değişik ve çılgın
şeyler sevenler, yine Geceyan-
sıÇılgmnğıbölümüne koşacak-
lar; çünkü bu bölüme giren
fılmler, festival dışında bir kez
daha kolay kolay bulnşamıyor
izleyici ile.
ODAK NOKTASI
AJHMET CEMAL .___
Düşünce Olabilen
Üniversite: Anadolu
Yüzyılımız resim sanatının en büyüklerinden
Meksikalı Jos6 Clemente Orozco (1883-1949),
sanat eserinin düşünce temeli üzerine bir notun-
da şöyte diyor: "... her sanat eserinde herzaman
bir düşünce vardır, hiçbir zaman bir öykü yok-
tur. Çıkış noktası, düşüncedir... ve bu düşünce
enen'ıyaratan birkaynak niteliğini her zaman ko-
njr..."
Ünlü ressamın sanat için söyledikleri, aslında
kanımcasürekliliği, kalıcılığı, özellikle dekurum-
laşması öngörülen bütün girişimler için geçerli.
Dünyada olsun, ülkemizde olsun, kurumlara bu
açıdan baktığımızda, gördüğümüz hep aynı: Bir
düşünceyi temel alabilmiş ve onu koruyabilmiş
kurumlar, ondan sürekli enerji alabildiklerinden ka-
lıcılığa da kavuşmuşlar; buna karşılık başlangıç-
ta belli bir düşünce temeline oturtulamamış ya
da var olan temeli gereken titizlikle koruyamamış
kurumlarya çöküp gitmişler ya da varlıklarını an-
cak büyük sarsıntılarla sürdürebilmekteler.
Bundan yaklaşıkyedi yıl kadar önce, Eskişe-
hir'deki Anadolu Üniversitesi ne (o zamanlar
yalnızca bir konferans için) ilk kez ayak bastığım-
da, gerçi bulunduğum zeminin farklıhğını hemen
algılamış, ama bu farklıhğın nereden kaynaklan-
dığının ayırdına pek varamamıştım. Evet, örne-
ğin Yunus Emre Kampusu, eşine az rastlanır gü-
zellikte bir kampustu; üniversitenin en alt düzey-
deki hizmetlisinden rektörüne kadar, farklı birça-
lışma anlayışı ve temposu vardı; öğretim çâlış-
malarında yine farklı birciddiyet, kendini hernen
belli ediyordu. Bütün bunlar, algılanabiliyordu.
Ama insan: "Bütün bunlann elbet bir temeli ol-
malı..." demekten de kendini alamıyordu.
Benim de alamadığım gibi.
Fakat sonradan, o üniversitenin bir elemanı ol-
ma mutluluğuna erdiğimde, kurumun hangı fark-
lı temel üzerinde yükseldiğini de -en azından za-
man içersinde- algılayabilme olanağını buldum.
Belki okura ilk bakışta çok tuhafgelip, "Ya baş-
ka nasıl olabilirdi?" diye sordurtacak ama, fark-
lı yan şuydu: Anadolu Üniversitesi, daha en baş-
tan "üniversite olmak" düşüncesini temel almış-
tı. O üniversitenin kuruculan, benim algıladığım
kadarıyla, örneğin yalnızca: "Başka kentlerde
varken, neden burada da birüniversiteolmasm?"
diyerek yola çıkmamışlardı. Anadolu Üniversite-
si'ni kuranlar, doğrudan doğruya ve yalnızca "Es-
kişehirAnadolu Üniversitesi"n\ kurmak için kol-
ları sıvamışlardı. Kısaca söylemek gerekirse, bir
benzeri başka kentlerde veya ülkelerde de olsun
ya da olmasın, onlar, kafalarında belli bir üniver-
site düşüncesiyle, "olması gereken "i bütün öl-
çütleriyle kendi içinde taşıyan bir düşünceyle işe
başlamışlardı.
Yukandaki iki tutum arasındaki farkı, başka de-
yişle: "Bizde de olsun" ile, "Biz bizimkini kura-
lım" düşünceleri arasındaki farkı sanırım biraz
açmak gerekiyor.
"Bizde de olsun" diyerek de yola çıkılabılir hıç
kuşkusuz. Ama bu söylemdeki "de" ekı biraz
ağır bastığında, sakıncalı durumlarla karşılaşıla-
bilir. örneğin işe, "Bizde olabilirmi" sorusu üze-
rinde yeterince durulmadan başlanmış olabilır. Ya
da "bizde de"olması istenenin, başkayerde "za-
ten olan"ın taklidine dönüşmesi gibi bir sonuç-
la karşılaşılabilir.
Öte yandan "bizde de olsun", çıkış yolları ara-
sında kolay olanıdır. Yapılmak istenenin bir baş-
ka yerde "zaten varolduğu" ve onun en azından
"benzerinin" burada da "kuruluvermesi", rahat-
latıcı, kolaylık kokan bir düşüncedir. Ama aynı za-
manda da: "Olanlara artı bir tane daha mı, yok-
sa bizim olacağı için biraz farklı olması gereken
mi" sorusuna yanıt getirmeyen bir düşüncedir.
Buna karşılık "bizimkini kurmak", sorumlu-
luk işidir, özgün düşünce işidir, düşünceyi bina-
ya temel kılma, ardından da zaman içersinde ku-
rulanı o düşünceye dönüştürme çabasının ifade-
sidir.
Eğer bugün, kuruluşunun kırkıncı yılında, Ana-
dolu Üniversitesi farklılığıyla, bırçok ilklere kay-
naklık etmiş olmakla haklı olarak övünüyorsa,
bunun tek nedeni, bu kurumun yola daha en
baştan bir düşünceyle çıkmış ve aradan geçen
zaman içerisinde o düşünceyi, "bizim üniversi-
temiz nasıl olmalıdır" sorusunu hep sahiplen-
miş, güç kaynağını da hep bu düşüncede ve so-
ruda bulmuş olmasında aramak gerekir.
Papirüs dergisinin ağustos
sayısı çrirtı
• Kültür Servisi - Ayhk kültür, sanat dergisi
Papirüs'ün ağustos sayısı çıktı. Derginin bu ayki
dosyası, yaratıcıhk ve şeriat. Bu dosyayla ilgili
olarak Doğu Perinçek, Prof. Dr. tlhan Arsel. Seyyit
Nezir/Yılmaz Onay, Ahmet Say, Cengiz Bektaş.
Levent Gedizoğlu, Prof. Dr. Yasin Ceylan'ın yazılan
yer alıyor. Bunlann dışında Kandemir Konduk.
Muzaffer tzgü. Tank Dursun K., Remzi tnanç.
Hikmet Gökalp ve Burhan Günel'in de yazılan
bulunuyor.
Nerihe Araz'dan 2. sesli kitap
B Kültür Servisi - Nezihe Araz'ın ıkıncı seslı kkabı.
'Kuvayı Milliye Kadınlan' Seslı Kitaplar
Yayıncılık'tan çıktı. Müzikleri kompozitör Nedim
Otyam tarafindan bestelenen kitabın müziklendirme
çahşmalan Erhan Ersin tarafindan yapıldı. Yayınevi
daha sonra da Jack London'un 'Sevgili Jerry" isimli
kitabım yayımlayacak. , <
Aslı ErdoŞan'ın yeni kitabı ,
;
,
• Kültür Servisi - Aslı Erdoğan'ın son kitabı, »K
'Mucizevi Mandarin' yayımlandı. Erdoğan'ın, • •:
Adam Yaymlan'ndan çıkan öykü kıtabının dışında
'Kırmızı Pelerinli Kent', 'Kabuk Adam' ve "Tahta
Kuşlar' adlı yapıtlan bulunuyor.
BUGUN
• BtLKENT ULUSLARARASI ANADOLU
MÜZİK FESTtVALİ çerçevesinde Şırnak'ta bir
konser verilecek.
• RUMELİ HİSARI'nda saat 21 OO'de 'Cahide'
izlenebilir.
• tFSAK'ta saydam gösterimi kapsamında saat
19.30 ve 20.00'de Tolunay Timuçin'in katıldığı
'Kaybolan Kültür Değerierimiz' konulu etkinlik, yer
alıyor.