Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f AĞUSTOS 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yargılaıııada adalctsizlik
Uluslararası Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne göre 0-18 yaş arasmda olan herkes çocuk
sayılırken Türkiye'de 15-18 yaş arasmdakiler ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor
YUSUFZİYAAY
Türkıye. ımzaladıgı Uluslararası
Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne göre
"çocuk" sayılan 15-18 yaş
grubundakilen. çocuk mahkemeleri
yerine ağır ceza mahkemelerinde
yargılıyor. Uygulama, Türkiye'nin
çekince koyarak imzaladığı
sözleşmeye uyum yasalarını
çikarmamasından ka>naklanıyor.
Eğitim-Sen'e göre. Türkıye.
Uluslararası Çocuk Haklan
Sözleşmesi uyannca, 0-18 yaş
arasında olan herkesın çocuk
sayılması gerekirken 15-18 yaş
arasındakileri ağır ceza
mahkemelennde >argılı>or.
Sözleşmey le bu yaşlardaki çocuklann
çocuk mahkemelennde yargılanması
öngörülürken Türkiye'dekı
uygulamanın uluslararası sözleşmeye
aykın olduğu öne sürülüyor.
Türkiye'dekı çocuk mahkemeleri. 11-
15 yaş arası çocuklan adli vakalarda
yargılarken siyası suç, ışledıklerinde
bu çocuklar Devlet Gü\enlik
Mahkemelennde (DGM) yargılanıyor.
Eğitim-Sen. suç ışleyen çocuklann
ekonomik durumlannın iyi
olmadığına dikkat çekerken
çocuklann savcılar tarafından alınması
gereken ifadelerinin "baskı yoluyla
karakollarda alındığT \e "işkence
görmeleri nedeniy le bu çocuklann
işlemedikleri hakk isnat edilen suçlan
kabul eftiklerini" öne sürü>or.
Sendıka. yargılanan çocuklann.
yetişkinlerin tutulduğu cezae\ lerinde
hapsedilmesı nedenıyle biiyük suçlann
potansiyel faıllen duruma geldiklerini
belirtirken çocuklann bu
cezaevlerınde yetışkın turuklu \e
hükümlülerin ıstısmanna maruz
kaldıklannı vurguluyor. 1994 yılında
11-14 yaş grubundaki 31 erkek, 15-17
yaş grubunda ise 496 erkek \e 57 kız
çocuk. "Anayasal düzeni y ıkmak,
vatan hainliği, örgüt üyeliği,
yöneticiliği. >ardım ve yataklık*
suçlanndan yargılandı. 1995 yılında
11-14 yaş grubunda 31 erkek ve 8 kız,
15-17 yaş grubunda ıse 509 erkek ve
132 kız çocuğu aynı suçlardan
yargılandı. 1996 yılında DGM'lerde
yargılanan çocuklann sayısı 1000'i
aşarken >alnızca Diyarbakır DGM'de
1994 yılında 11-17 yaş grubunda 497
erkek, 1 kız; 1995'te 262 erkek. 52
kız: 1996'da ıse 226 erkek, 193 kız
çocuğu yargı önüne çıktı. Çocuk
Haklan Sözleşmesi Türkiye tarafından
14 Eylül 1990 tarihınde imzalannuş, 9
Arah'k 1994 tarihinde 4058 sayılı
yasayla onaylanması uygun
görülmüştü. Sözleşme, Bakanlar
Kurulu tarafından onaylanarak 27
Ocak 1995 tarihli Resmı Gazete'de
yayımıyla yürürlüğe girmişti. Böylece
iç hukukun bir parçası haline gelen
sözleşme. 18 yaşından küçük kışileri
çocuk olarak tanımlamasına karşın
2253 sayılı Çocuk Mahkemeleri
Kanunu, 15 yaşın altındakıleri çocuk
olarak tanımlıyor.
SOKAK ÇOCUKLARI, DlLENCİ, ÇÖP VE KÂĞIT MAFYASINCA ZORLA ÇALIŞTIRILIYOR
Suriye bunalımı
40 yıllık toprak
sorunu çözüm
bekliyor
AHMET BARLTÇL
KJLİS-Sunye. toprak
reformunu gerekçe
göstererek 1958 yılında el
koyup kamulaştırdığı,
Türklere aıt arazilerin
bedellerinı 40 yıldır
ödemı>or. 28 Şubat 1983
tarihınde ımzalanan
Türkıye-Suriye Emlak
Anlaşması'nın Bakanlar
Kurulu'nca onaylanıp
Resmi Gazete'de
yayımlanmasından sonra
Türkiye'ye gelen ikjsi
bakan 40 kışilik Suriye
heyetinin. 600 dönümden
az arazilenn sahiplerine
iadesi konusundakı
anlaşmayı imzalaması da
soruna o günden bu yana
çözüm gerirmedi.
Suriye'de 830 bin 440
dönüm arazisi bulunan 2
bin 500 Türk ailesinin
yaklaşık 3 milyar dolarlık
alacağının 40 yıldır
ahnamamasının.
politıkacılann
beceriksizliğinden
kaynaklandığı öne
sürüldü. Söz konusu
süreçte başbakanlık yapan
Süleyman Demirel, Bülent
Ecevit, Turgut Özal,
Tansu Çiller \e Mesııt
Yümaz'ın aralannda
bulunduğu polıtikacılar,
etkisız veduyarsız
kalmakla suçlanıyor.
Arazilerine yeniden
kavuşmak \e bu arazilerin
ürün bedellerini almak
isteyen hak sahibi 2 bin
500 aile. yetkililenn
ilgisizliğınden
bıktıklannı. hiç değilse
Suriye'nin arazileri
kendilerine tahsis
etmesini \e 40 yıllık ürün
zararlannı karşılamasını
istedıler.
Türkiye'nın de 28 Mayıs
1927 tarihli Mukabele-i
Bilmisil yasasına
dayanarak Sunyelilere aıt
397 bin 779 dönüm arazi
ile 114 parça tarlaya el
koyduğunu. bu arazilerin
Milli Emlak Müdürlüğü
tarafından kiraya
verildiğıni de belirten
aileler. buralardan
sağlanan gelirlerin bir
fonda toplandığını
söylediler. Aileler. bu
fondan kendilerine
yardım edilmesi
gerektiğini belirttiler.
Aılelerden edinilen
bilgiye göre, 28 Şubat
1983 tarihinde Türkiye-
Suriye Emlak Antlaşması,
Bakanlar Kurulu"nca
onaylanıp Resmi
Gazete'de yayımlandı
Daha sonra Ankara'ya
gelen 2'si bakan 40 kişilik
Suriye heyeti. 600
dönümden az arazilenn
hak sahiplerine iadesi
konusundaki anlaşmayı
imzaladı. Ancak. en geç
1983'teuygulamaya
konulması gereken
protokol Sunye tarafından
tek taraflı olarak
reddedilince ailelerin
mağduri>eti de de\am
etti. O günden bu yana
hiçbir gelişme olmadığını
yineleyen aileler. artık
konu ile ciddi olarak
ilgilenilmesini ve 40 yıllık
zararlannın karşılanması
içın gerekenin
yapılmasını istedier.
Sokakta yaşayan çocuklann mutlaka ortama uyarak dilendikleri, hırsızlık yapüklan ve uçucu madde kullandıklan kaydedildi.
Çoculdar mafya kıskacında
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA-İstanbul Sokak Çocuklan Gönüllü-
leri Demeğı Başkanı Yusuf Kuka. sokak çocuk-
lannın dilencı mafyası, çöp mafyası ve kâğıt maf-
yası tarafından zorla çalıştjrılarak sömürülduğü-
nü belirttı. Kulca, Emniyet Genel Müdürlügü'ne
"sokak çocuklan" ile ilgili gönderdiği raporda,
Türki>e'de dılencilenn yıllık kazançlannın 25 tnl-
yon lıra olduğunu kaydederek. polisın bu çocuk-
larla hiç ılgılenmedığinı vurguladı.
Sokak çocuklarının sabahtan akşama kadar de-
ğişik ışlerde çalıştığını belirten Kulca. "Kimileri
kâğıt toplayarak. kimileri a>akkabı boyayarak, ki-
mileri dilenerek. kimileri de kırmı/ı ışıkta duran
arabalann camlannı silerek kazanç elde etmeye
çalışıyorlar. Diyebilirsiniz ki ne güzel. çalmıyoriar.
b'ner koklamıyoriar, güzelce para kazanıyorlar. Fa-
kat bu çöp \e kâğıtyığınlan öylesine tehlikdi \e bu-
lasıcı mikroplar saçıyorlar ki çocuklar için bunlar
çok tehlikeli" dedı. Sokak çocuklan ile sökakta
çalışan çocuklan ayırt etmenın zor olduğunu vur-
gulayan Kulca. raporunda şunlan kaydetti: "Tür-
kiye'de dilenci mafyası var. Sabahlan erken saatte
kırmızı ışıkta bırakılıp, akşam geç saatlerde alınan
çocuklar ve gençler var. Bu çocuklar duygu sömü-
riisü y aparak öğrenci önlükleri ile dileniyoriar. Va-
tandaşlar da okuyor diye bu kişilere eili bin lira ve-
receklerse daha fazlasını veriyoriar. Bu şekilde ka-
zanç elde eden, hatta asgari ücretin büe üzerinde
bir gelir temin eden aileler, diğer çocuklannı oku-
la bile göndernıeden onlan dUendiriyor \e kendi-
leri de işlerini bile bırakıp onlan denetiemeye baş-
lıyorlar."
24 saatinı sokakta geçiren, bir ailenin yanında
kalmayan çocuklara da sokak çocuğu denildiğini
kaydeden Kulca, bu çocuklann mutlaka ortama
uyarak dılendiklenni. hırsızlık yaptıklannı ve uçu-
cu madde kullandıklannı, uçucu madde kullanan
çocuklann da utanma duygusu yok ofûuğundan ra-
hatlıkla dilenebildiklerini anlattı.
Kulca ,"Sokak çocuklarının sırf kışı geçirebil-
mek için suç işleyerek hapishanelere girdiklerini
gödemleyebiliyonız. Bu çocuklann özellikle İstan-
bul'da organize suçlara kanşüklannı görüyoruz.
Öncelikle çocuğa karşı güven aşılamalıyiz ki o da
bize bilgi versin. İspiyon sokak çocukİanflda da
çok agır bir suçtur" diye konuştu.
Cumhuriyet'in 75. yılında
"Halk şölenleriyle,
Anadolu'ya şükran borcu"
Bilkent
5. Uluslararası
Anadolu Müzik
Festivali
7Ağustos-21 Eylül 1998
Aynntılı bilgi ve rezervasyon:
(312) 266 43 82
Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi
06533 Bilkent, Ankara
www.bilkent.edu.tr/~mssf
Bilkent Senfoni Orkestrası
Şefler: Gürer Aykal, Rodolfo Bonucci,
Alfred Michourine
Solistler: Hakan Aysev, tenor
Mesut İktu, bariton
Pekin Kırgız, tenor
Ünlü Opera Solistleri, Saz Şairleri,
Bölge Halk Oyunları Ekipleri,
Nuri İyem Gezici Resim Sergisi
Uvertürler, Aryalar, Halk Türküleri, Şarkılar,
Orkestra Eserleri, Senfoniler
Ankara 7 Ağustos Cuma, Saat 20 00 Bilkent Unıv MSFF Bahçesı
Siirt 10 Ağustos Pazartesı, Saat: 20.00 Atatürk Stadyumu
Batman 11 Ağustos Salı, Saat 20 30 Ataturk Stadyumu
Mardin 12 Ağustos Çarşamba, Saat 20 00 Şehır Stadyumu
Şırnak 13 Ağustos Perşembe, Saat: 18 00 Cumhunyet Meydam
Şanlıurfa 14 Ağustos Cuma, Saat 21.00 Fatıh Sultan Mehmet Parkı
Adıyaman 15 Ağustos Cumartesı, Saat: 21 00 Atatürk Stadyumu
Kahramanmaraş 16 Ağustos Pazar, Saat: 21.00 Atatürk Parkı
Gaziantep 17 Ağustos Pazartesı, Saat: 20 00 100. Yıl Amfı Tıyatrosu
Hatay, İskenderun 18 Ağustos Salı, Saat 21.00 Payas Kalesı
Nevşehir, Kapadokya 21 Ağustos Cuma, Saat. 20.30,
22 Ağustos Cumartesı, Saat 20 30 Zelve Açıkhava Müzesı
Kayseri 23 Ağustos Pazar, Saat. 20.00 Şehır Stadyumu
Konya 12 Eylul Cumartesı, Saat. 20.00 Şehır Stadyumu
Sinop 19 Eyiul Cumartesı, Saat 20.00 Ataturk Kapalı Spor Salonu
Tokat 21 Eyiul Pazartesı, Saat. 20 00 Gazıosmanpaşa Ünıversıtesı
Diyarbakır Eylul 1998 (Tanh, saat ve yer, daha sonra belırlenecektır)
Adana (20 Ağustos gunu yapılması planlanan etkınlık, deprem
nedenıyle ılerı bir tarıhe ertelenmıştır.)
SanaT'an Fak^itesı kjltjr etkın!,ğıd,r
DİE verileri
Altı ayda
20 bin
çocuk suç
işliyor
ANKARA (Cumhuriyet
Burosu) - Türkıye"de her
altı ayda ortalama 20 bin
çocuğun, çeşıtli suçlar
nedenıyle karakol ve
emniyete düştüğû
beljrlendi. Devlet lstatistik
Enstitüsü'nûn(DtE)
verilerine göre, geçen yılın
ilk altı ayında, çeşıtli
suçlardan 20 bin 824 çocuk
hakkında yasal işlem
yapıldı. Çocuklann en çok
hırsızlık, yaralama ve darp
suçlannı işlediğı belirlendi.
Güvenlik bırimlerine suç
isnadı ile gelen çocuk ve
genç sayısının illere
dağılımında ılk sıralarda
İstanbul, Ankara ve Bursa
gelırken son sırada Muğla
ve Çorum yer alıyor.
Karakol ve emniyet
müdürlüklenne geçen
yılın ilk altı ayında gelen
20 bin 824 çocuktan 14 bin
65'i hakkında suç isnadı, 3
bin 874'ii şüpheli. 1684'ü
mağdur, 455'ı evden
kaçma, 68 "ı kayıp. 7'si terk,
6'sıbuluntu. 485 "ı
hakkında da tanık sıfatıyla
yasal işlem yapıldı.
=Bu çocuk ve gençlerin
yüzde 45.6sını ilkokul,
yüzde 10.8'ini lise ve dengi
okul mezunlan
oluştururken en son sırada
yüzde 7.9 ile ortaokul
mezunlan geliyor.
DİE'nin venlennden.
geçen yılın ılk altı ayında
haklannda yasal işlem
yapılan çocuklardan
1492'sinin madde
bağımlısı olduğu,
kullanılan maddelenn ilk
üç sırasını da alkol. bali ve
hapm oluşturduğu;
bunlann dışmda tıner. esrar
ve uhu kullanıldığı
öğrenildi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Affetmek
Dünya üzerinde, bir gazete haberinin yarattığı
duygusallığın neden olduğu bir "genel af", duyul-
muş-işitilmiş değildir. Ama bizde oluyor. Maalesef
oluyor. Ve başta siyaset ve siyasetçiler olmak üze-
re, her şeyin böylesine ucuzladığı bir ortamda biz-
ler, "demokrasiyi tüm kunım ve kurallanyla yaşat-
mak için neleryapmak gerekir" diye, boşuna çırpı-
nıp duruyoruz.
Halkına şirin görünmek isteyen eli kanlı diktatör-
lerin ve mantık dışı rnonarşilerin dışmda, dünyanın
hiçbir ülkesinde böyle ikide bir genel af çıkartılmaz.
Hele doğru dürüst tanımlanmamış bir "terör suçu"
bahanesiyle, bir kısım düşünce suçlulannı(l) af kap-
samı dışmda tutan bir genel af, kamu vicdanında,
onulmaz yaralar açar.
Şu "kader kurbanı" lafına illet oluyorum. Kımmiş
kader kurbanı? Neden kader kurbanıymış? Türki-
ye'nin sosyo-ekonomik koşullannm yarattığı binbir
dram var. insanlarımız inanılmaz yokluklar ve yok-
sulluklar içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Gençlerimizin önemli bir bölümü gelecek endişesi
içinde. Bunlann büyük bir çoğunluğuna, hiçbir umut
görünmüyor. Peki bunlar "bız kader kurbanıyız" di-
yerek, yasa dışı yollara mı sapıyorlar.
Bizim okulun oradan, Vezneciler'den, minibüsler
kalkar. Yeşildirek ve Sultanhamam bölgelenndeki
konfeksıyon atölyelerinde çalışan kızlarımız, genel-
likle buraya kadar yürür ve buradan mmibüslerle ev-
lerine giderler. Kış akşamlarında bir kısım çocukla-
nmız kann, yağmurun altında, kendilerini tam ısrtma-
dığı belli olan palto ve pardesülerinin içinde titreye-
rek kuyrukta beklerken; bir kısım "yırtıklar", aynı yer-
de bekleyen özel arabalara binerek çekip giderler.
Bunlar kader kurbanı falan değildir. Bunlar, işin ra-
hatına kaçan ve bu rahatlık uğruna birtakım risklerı
göze alan, birtakım "akılsızlardır".
Insanlann yargıya güvenmemeleri ve yargının ina-
nılmaz bir gecikme ile ışlemesi; özellikle çek, senet
vb. gibi ekonomik konularda insanlann, "çek senet
mafyasına" başvurma alışkanlığı edınmesıne yol aç-
tı. Şimdi böyle ikide bir af çıkartılması nedeniyle,
korkanm insanlar adi suçlar konusunda da, "maf-
ya "ya başvurmaya ve "cezalandırmayı" onlann yap-
masını istemeye başlayacaklar.
Ne derecede doğru olduğunu bilmiyorum ama,
bundan önce çıkartılan aflarda, affedilen suçluların
önemli bir bölümü birkaç yıl içinde benzer suçlar iş-
leyerek hapishanelere geri dönmüştü. Modern ce-
zalandırmanın temel ılkesi olan "ıslah etmek" ve
"topluma yeniden kazandırmak" bizim hapishane-
lerimizde başarılamıyor. Hatta tam tersine; hapisha-
nelerimiz, suçluların "suç uzmanlıklannın" gelişme-
sine neden oluyorlar. Ve dışan çıktıktan sonra, bu uz-
manlıklannı derhal uygulamaya geçiriyorlar.
Bu af, Ecevit ailesinin bir "emrivâkısi" oldu. Sıya-
sal gündemimize bir bomba gibi düştü. Doğrusu
kimsenin aklındafıkrinde yoktu. Ve şimdi, bu neden-
den ötürü, nasıl bir af tasarısı hazıriayacaklarını da
bilemiyorlar. "Bir deli bir taş atmış..." demek iste-
miyorum ama, siyasetçilerimız gerçekten zorda.
Bana kalırsa, adi suçlular için bir af değil, bir "şart-
lı salıverme" uygulanması çok daha uygun olur. Ay-
nı suçu, ya da benzer bir suçu işledikleri takdirde,
eski cezalannın da uygulanmasi söz konusu olma-
lıdır. O zaman belkı "kader kurbanlan"(\), kendileri-
ni biraztutarlar...
Hele, hele "sicil affı" gibisinden bir şey asla dü-
şünülmemelidir. Zira kamu görevlilerinin sicıle geçen
suçlannı, "devlete karşı" işlenmiş suçlar arasında
saymamanın, hiçbir açıklanabilir yanı yoktur.
Düşünce suçları ve suçlularına(l) gelince, tüm so-
nuçlanyla biıiikte affedilmeye deger olanlar, affedil-
mesi gerekenler, derhal özgürlüklerinın geri verilme-
si gerekenler onlardır, Zira dünyanın hiçbir demok-
rasisinde düşünce suçu ve suçlusu diye bir kavram
yoktur. Bizde yasa koyucu: düşünce suçu, terör ve
teröre destegi birleştirerek. garip bir yapı ortaya çı-
karttı. Galiba aftan önce, bu karmaşanın çözümlen-
mesi gerek.
Bir noktanın altını özenle çizeyim. Terörü övmek
ve teröriste arka çıkmanın hiçbir biçimde "düşünce
suçu" sayılmayacağı konusunda en ufak bir kuşku
duymuyorum. Bunlann affedilmesinin düşünülme-
sine bile karşı çıkarım. Ama bizim kimi savcılarımız,
her şeyi bu çerçeve içine sokmak istiyor.
Türkiye'nin siyasal ortamı ciddi bir gerginleşme-
nin eşiğinde iken; başı sonu belli olmayan, böyle bir
af düşüncesinin hiç gereği yoktu.
Bu iş, başımızı çok ağntacak.
CHP: Yönetmelik yasalara aykırı
Ozfatura'mn
yasadışı bursları
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - tzmir Bü-
yükşehir Belediyesi'nın
önceki akşam yapılan mec-
lis toplantısında belediye-
nin yasadışı yönetmelikle
dağıttıgı öğrenci burslan ve
Büyükşehir Belediyesi
Başkanı Burhan Ozfatu-
ra'mn gazetemıze yönelik
asılsız suçlamalan günde-
me geldi. Belediye Tahsil
Burs Yönetmeliği Komis-
yonuüyesi CHP'li Hüseyin
Günlü. yönetmeliğin yasa-
lara aykın olduğunu bir kez
daha yineleyerek Özfatu-
ra'nın kendisi ve komisy on
üyeleri hakkındaki suçla-
malanna sert tepki göster-
di.
Gazetemizde yayımla-
nan haberin ardından
"Cumhurivet'in patronu
holdinglerdir. Gazetey i de
onlar yönetiyor. Kanıt iste-
yen Zaman gazetesine bak-
sın" dıyen Ozfatura'ya son
meclis toplantısında yanıt
verildi. Ozfatura'mn burs
komisyonu üyelerine yöne-
lik "36 toplantı yapmışlar.
Her toplantı başına 8 mil-
yon almışlar. Bu kadar çok
toplantı y apmasalardı da-
ha çok öğrenciye burs veri-
lebilirdT sözlerini de anım-
satan CHP grubundan Hü-
seyın Günlü şu görüşlen
kaydetti:
"Bu sözler bu meclisin
çatısı altında görev yapan
beni ve arkadaşlanmı aşa-
ğılayıcı niteliktedir. Onur
kıncıdır. Sayuı Özfatu-
ra'nınjumalcilikkokan bu
suçlamalan esef vericidir.
Bizleri avanta aunakla suç-
lamaktadır. Başkan bu aşa-
ğılayıcı sözlerini geri alma-
hdır. Aksi halde burs komis-
yonundan istifa ediyorum.
diğer arkadaşlanmın da is-
tifa etmelerini öneriyo-
rum.*' Günlü. Ozfatura'mn
gazetemıze yönelik saldın-
lannın da üzücü olduğunu
belirterek "'Türkiye'yigeç-
mişin karanlığına götür-
mek isteyenlerekarşıyürüt-
tüğü mücadelede dimdik
ayakta duran Cumhuriyet
Gazetesi'ne gerçekleri yaz-
dığı için teşekkür ediyo-
rum. Atatürk ilkelerinin
ödünsüz savunucusu bu ga-
zeteye yapılan saldınlar, ta-
rihte yerini alan Don Kişot
örneğinden başka bir şey
değildir" diye konuştu.