Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 1998 PAZARTES
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ormansızlaşma...
Prof. Dr. ABDİ EKÎZOĞLU tÜ Orman Fakültesi
O
rmanlar. yagışlann ve akar-
sulann topraklan kopar-
ma ve sürükleme gücünü
zayıflatmak suretıyle, top-
rak erozyonuna ve tahrip-
kâr su taşkınlanna enge)
olur. Aynı şekilde ormanlar, il, ilçe, köy ve
mezra gibı değışık büyüklüktekı yerleşim
bınmlennı ve ınsanknnı da sel felaketm-
den korur. Çiinkü, orman büyük miktarda
suyu depo ederek su taşkınlannın debısını
ve onun tapnpkâr etkısını azaltabılır. Su de-
bısını azaltmakla, çeşıtlı materyalın yerleş-
meyerlennde ve tanm topraklannda birik-
mesini ve dolayısıyla önemlı sorunlann or-
taya çıkmasını önler
Ülkemizde, yararlan beiirtılen bu or-
man alanlan üzenndeki baskılann her ge-
çen gün arttıgı ve dahası baskı kaynakla-
nnın çeşıtlendiği yadsmamaz bir gerçek-
tır. Son zamanlara kadar, ormanlara zarar
veren en önemli etmenin orman köylüleri
olduğu üzennde durulurken, artık diger
toplum kesımlerinin de ormanlara verdigı
zararlar gözden uzak tutulamaz boyutlara
ulaşmıştır. Göç nedeniyle smırlan sürekli
genışleyen kentler ıle değişe toplumsal
yapı, ormanlara yönelık sürekli artan talep-
ler sonucunu doğurmaktadır.
Çok genel bir sınıflandırmayla. ülkemiz
orman varlığınm ıkı şekilde azalmakta ve
tahnpedilmekte oldugu söylenebilir. Bun-
lardan bınncısı, orman alanlanndan ve or-
man ürünlennden yasadışı yararlanmalar-
la yapılan tahrip şekhdir. Ikincısı ise bellı
başlı yasalr^a uygun olarak yapılmakta ve
ormanlann amaç dışı kullanımı ıle meyda-
na gelmektedir. Burada ıkı tahnp şeklinın
belli başlı noktalan ûzerinde durulacaktır.
Yasadışı yararlanmalarla ılgılı olarak; or-
man ıçi ve cıvarı köylerde yaşayan nüfiıs.
geçımlennı temın etmede güçlüklerle kar-
şılaşmakta ve ıçinde bulunduklan geçım sı-
kıntısını doğayı kullanarak ve topraktan
faydalanarakgıdermeyeçalışmaktaidır. Bu-
nun dogal bir sonucu olarak da. en kolay
ve en az emek sarfı ile orman varlığmın kö-
tüye kullanımı söz konusu olmaktadır. Or-
nrn suçlan olarak adlandırılan bu sorun-
lar usulsüz kesim, kaçak orman ürünü ta-
şımak ve bulundurmak, açmacılık, yerleş-
me \ e otlatmacılık şeklınde sıralanabıhr. Cl-
kemızde, yörelenn özellıklenne göre, bu
suçlardan bin veya bırkaçı ön plana çıka-
bılmektedır. Öte yandan. işlenen orman
suçlannı, yalnızca, yılın büyük bir bölümü-
nü ışsız geçiren ve yaşamsal gereksınme-
lennı karşılamak amacıyla ormana yöne-
len köylülere mal etmek doğru olmaya-
caktır. Bununla birlikte, kentsel alanlarda
da ormanlara yönelık büyük baskılann
oluştuğunu gözden uzak tutmamak gere-
kır. Aynca, başka bir grup daha vardır ki,
orman suçlan bir sektör konumuna gelmış
ve bellı başlı topluluklarca gerçekleşririlen
organıze bır nıtelık kazanmıştır.
Ormanlara zarar veren ıkinci tahrip bı-
çımiyse bellı başlı yasalarçerçevesındege-
lışmektedır. Omeğin, 6831 sayılı Orman Ya-
sası'nda 1744, 2896, 3302 \e 3373 sayılı
yasalarda yapılan değişiklıklerle. orman
nitehğını y ırirdiğı kabul edılen pek çok or-
man alanı, orman sınırlan dışınaçıkanlmış
ve böylece tanm ve hayvancılık amacıyla
kullanıma açılmış, yerleşim alanınadönüş-
müş, her türlü sorumsuz ve yasal olmayan
kullanımlara açık duruma getınlmıştır. Ger-
çekten, yalnızca tstanbul'un Anadolu ya-
kasında, belırtılen yasal degışiklikler sonu-
cu ve yasadışı yerleşmelerle orman rejımı
dışma çıkanlan alanlann toplamı. 1973-
1993 yıllannı kapsayan dönemde. Belg-
rad Ormanı'nın yaklaşık üç katma varan bir
sayıya (12 bın hektara) ulaşmıştır. Aynı uy-
gulama ıle orman rejımı dışma çıkanlan
alanlann ülke genelinde ulaştığı rakam ise
yaklaşık olarak 400 bın hektardır. Adı ge-
çen yasanın 16. 17, 18 ve 115. maddelen
ıle 2634 sayılı Tunzm Teşvık Yasası ve
3213 sayılı Maden Yasası, ormanlann ya-
sal yoldan tahrip edılmesıne neden olmak-
tadır Bu belirtılen hususlann sonunda or-
mansızlaşma gündeme geimektedir. Bır
bölgenin ormansız hale gelmesı ile yöre-
de ormanın sağladıgı bütün ürün ve hızmet-
lerortadan kalkmakta, aynca bitkısel \e hay-
\ ansal canlılar da yok olarak biyolojik çe-
şıtlilık azalmaktadır. Günümüzde, çok yön-
lü yararlanılabılen orman kaynaklannın ül-
kemizde artması bır yana, sürekli olarak
azalması, onu, tıpkı varlığı arttınlamayan
kıyılanmızgıbı "latkaynak" konumuna ge-
tirmektedir. Kıt kaynak nıteliği olan or-
manlanmızın yok olması sonucu doğal
dengenın bozulması birçok bolgemızde ol-
duğu gıbı, ormanca zengin sayilan yörele-
rimızden Batı Karadenız'de bıle sel felake-
tıne ve onun getırdığı maddi ve maddı ol-
mayan (parayla ölçülemeyen) kayıplara yol
açmıştır. Buraya değın açıklanan hususla-
ra ve sorunlara ilışkin önerilen aşağıdaki
bıçımde özetlemek olasıdır:
-Her şeyden önce, poiitikacılar, istençje-
rini uzman ve bilim adamlannın göster-
dikkri yotda kullanmak ve ormanlara za-
rar veren y asalan düzettme yoluna gitmek
zorundadirlar. Ormanlar ve ormancüıkko-
mısunda karar ahrlarken, hiç değflse son Ba-
ö Karadeniz (Karabük, Bartın. Çaycuma,
Devrek ve Adapazan). Ayduı ve Hatay'da-
ki sel felaketini göz önünde bulundurmab-
dırlar.
- Olkemızde, nüfusun hızla artması bü-
tün sorunlanmızm ana kaynağını oluştur-
maktadır. Bu nedenle, devler, tüm organ-
lan ıle nüfusun artış hızmın azalması yö-
nünde yoğun bir çalışma ıçensıne gırme-
Iıdır.
- L'sulsüz kesimlerin ve orman açmacıb-
gının en önemli nedenlerinden biri. birey-
lerin kolav ve fazla gelir elde etme ve böy-
lece üst gelir gnıplan içerisine jjinme istek-
leridir. Bu eylenîieri yapanlar. yöresel ka-
muınu ve geniş halk kesimleri (arafından
kötü karakterli kabul edilmelidir. Aynı şe-
kilde bu tür suçlar, öbiir suçlardan ayn bir
gozle görülmeü ve bir sahtekârlık, bir hır-
sıztık suçu gibi değerlendirilmelidir.
- Ormancılık örgütü, orman-toplum ılış-
kilennin düzenlenmesıne ilışkin sınırlı ola-
naklar çerçevesınde bazı hızmetler verme-
ye çalışmaktadır. Ancak, çok yönlü nıtelık
taşıyan usulsüz kesımler. açmacılık vb. or-
man suçlannın, tek başına ormancılık ör-
gütünün olanaklanyla önlenebıleceği dü-
şünülemez. Orman azalmasını önlemek
için. devletin öbür kurum ve kuruluşlan
arasında, sel felaketının getırdığı acıyı dın-
dirmek ıçin yapılan eşgüdüme benzer bır
çalışma devamlı yapılmalıdır. Böylece ben-
zeracılarm tekraretmemesi sağlanmış olur.
Cumhuriyet'in Kızı Kızılay'da
NAZMtYE HALVAŞİ
U
lu önderim, Bursa Nutku'nuzda dıyor-
sunuz ki: "Türk genci, devrimlerin
ve eumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine ve doğruluğuna
herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve
devTİmJeri benimsemişrir. Bunian giiçsüz dfişü-
recek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir
davranış duydu mu, 'bu ülkenin polisi vardır.jan-
darması vardır,ordusu vardır, adale» örgütü var-
dır' demeyecektir. Hemen araya girecektir. EUe,
taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi ya-
pıtını koruyacaktır."
29 Temmuz 1997 günü Cumhuriyetin başken-
tinde Ankara'nın göbeğinde Cumhuriyet karşıt-
lannın karşısında işte öyle birgenç vardı: Bırkız...
Genç bir Cumhuriyet kızı. TV kanallannın tek-
rar tekrar gösterdiği görüntüler karşısında duy-
i
DÜNYA ŞEHİRLERİ
(Cities Of The VVorld)
Dunyantn en urtû ve buyuk kentiemn tarihiem,
yaşam txamiennt, doğal güzaMdennı, tantn
KAŞİFLER (Pathfinders)
Her b&ümûnde dünyanın ayn bu küşesme
ıkj kjşıntn yaprmş okluğu yotcukjğu anlatan
orpia txr balgesel Bir baslıa diytşJe
»yaneyc*2jk*-
öytâemı, tugünbnnı beârtoyen
SKANDALLAR (Scandals)
Uagazm dergüenne konu olanlar de&l
dünya tanhme yön veren yakın tanhte a
bıraknttş skanöaüar Genç bır Aknan'ın
Cmttm ucap * Kremlıne mfı, Kirtez
S d Z ü a m tomğ HdUfda
_ ___aorururiwn
Havana'dan Satgona. UarakeştBf. tstanbuTa
kaoafpek ÇOK kenb her yûnüyie gezecek vebu
sthtrtt ydcufuk htç tntmestn ıst&yecekstntz
taşıymfl ktindan hmaiık kaoan
ımnlK AntMMı MkvTıî^n
kaUmtğı X h f msan ve daha ncslen
Gerçek görüntüler ve tanhe oscms
betçekmy»
2. DÜNYA SAVAŞI
(VVorld War II)
PasttikTan Fransaym. Kuzey
Denızfnden Afnkaya kadar bûtûn
dünyayı yakan ataş Uüyonltrct
ocağı aondünm ve ytiatca sûrmn
aaür Insantığm. ızdırabm bugün
bte unuomadıâı Hmjşıma d»
noUatmnanJSb M q > Sauefı.
askenn gûmûğünöan
DUNYAMIZIKORUYAUU
(Race to Save Planet)
Yaflı dümamw OeMeyen en önemk lefhke
çmrafarffgf UniO sanalçılar. her gün tnraz
daha tahnp edUan dünyarun tpajrmast ıçm
t d n gtkmyapıyonar Unu AmenkaJı
ıUanysntf>detıfri
t Skkt
y y f y
çtvnnn tnamn» (Skkat fatyor. sorvnlan
uzanan ve çevre son/nunu bûtûn yaltnttğıyia
ortaya koyan gentş bır araştırma
VURUCU GÜÇLER
(Elite Fight Forces)
Her Ü'US tnr ofduya sarupör Ama bûtun bu
orûuiann seçme askerierden otuşan ve âzei
eğıMen t»rm?n varütr Ortarta karşrlaşmak
dosttar ıçm güven rancr, düşmaniar >çtn
ûrkülûcuöûr Çûnkü onlar ötdürmey? daha tyi
{Mfer Fransıziann "Yatoancıtaf Lejyonu".
Tngmüam hava komandolan -SAS; IsmTtn
"Goiannen. ABD donanmasınm "Fattfan,
tngtfofenrı "Gurkalan ve dafta nıceien
DOĞAYAMEYDAN
OKUYANLAR (Challenge)
OKyanvsun denntööonnden Himaiayaiar'a
uzanan,tehhkaleriedoiu bnyotcutuk. Insan
aktı ve (frBnanrı, doğanm gücûyieyûzyüze
ge&gı btr yaşam btçum Atnkada ba dtşı
hopann çtföeşmes/ ve feopariann arte
yaşammın peşmde, ünk)fotoğrafçıJohn
Vanynm 5 yn rv verere* çekâği gûrüfitiMr
'Everest Fahh." Edmund hBBary VB etobmn
Ganf Nehıfnm (fertas/nctan Hint
Okyanusu nun denniikienneyapbğt
Tiuhtesem yoiculuk. Bûyûk Tjeyaz
köpgkbalığı*na karşı metai çs& kafes/
deneyen dört korkusuz genç aüamın
macerast Kenya'dan Avustratyaya,
Ekvador dan Baltye unvtuimaz yoicukjkiar
Beklenen
belgeseller
haftanın her günü
Kent TVf
de!
Politika, ekonomi, kültür, spor,
aktüalite konularında pek çok
güncel bilgiyi anında ekrana
yansıtan Kent TV'de,
şimdi, dünyaca ünlü belgeseller.
Hem de haftada 1 gün değil,
haftanın her günü.
YAŞAMIN RESMİ
(Aspect of Life)
DünyannokjşifTvıd&günümûzekacJargelen
zaman «pnde doğanm, hayvanlann ve nsantn
psİpOT Kwkton&doknl*büyüİ0ktodokman*bü
n Afnka ormanianmn krati
n yaşam öykusûne nasıi bır bağ
? Dunyada yaşayan her canhnın txr
dQenyie arasında göfunrmyen txrbağ var
Bu belgeaei sae bugörûnmeyen bağm rssmrv
çekıyor. Doğanm e&nd& msan. mım
kunrtBn, ağtenrken. ûreOrken,
ı. yaşamım
0odmlamsi8*yo do
Gezegonmodetu yaşamın
AMERIKA MACERASI
(American Odyssey)
Kakluslenn ve akreplenn yaşadığı çorak
toprahiardan öünyanın en büyükgöMetemenne
uzanan bır uygariiK Doğanm va Kknotofrun
yaramğı gûzemier Stradan tumtk mriarda
ağren&n at» değıl btr utosun saklx*tı en
Ğnemlı sırtanyla Amenta Uacerası. azt New
Engtantdakı teyalıMardan doğal partdara ve
ukjsal anıöara göturvyor
Kent'ten ayrılmayın!
90U YILLAR VEDEĞİŞIM
(The 90's: A Decade in
Transition)
9Crlı yıHarda meydana gelen ve tüm dunyayı
aüuleyen olayiar Dunya sıyası hantasını
ysnden çtzen pofak ve sosyotg* değışım
nizgananntn perde arkalan Gorbaçov üzerme
mnanan oyvnlar Amem&da tstan* haraKetler.
Güney Amenka rm demokrasılenndeio
dtoatûner Ttenanmen Ueydanı'ndan sonra
Çm ve daha ncsien Değıştmyjüanntn sfabır
featı
UZAY TEKNOLOJİSI
(Space Tech)
Ayda ız üfraAan msartltğın büyûk aOtmtndan
çeyrek asır sonra. gehşımnt gıderek artıran
uzay tekndoFsırm dünyamız îızenndekı
saştrtta butuslan Uzay araştormatarı sonucu
Qeksenlt*nolopvnAlbS taçlanndan
EIMTrv
Bilgi Kanalı
Stadannda
. . . ifgûçlerdeneğlencedünyasna
(&gönlOıhayalmneramnagelKljlyenaHer
BUYUK ULUSLAR
(Great Nations)
En ıUıel topluUMardan en gehşmtş devtet
ötyüOenmelenm kadar, Jusların lanr» Bytıûsû
KM&njekntrmriMTlar.lıraaBrvebasianianadolu
brtarthsilen.Çe^dnrnelanlar/rSeler.lownler.
sosyal yaşam btpmienveekonomık dûzenler
Mayalann rlgmç yaşam oykûten Sovyetiem doğuş
ve çökûs dyküsu, 'Güneş tmoaratortuğu' Japonya,
AtfyanınvahşıyerSenAbontnler Çmînguen
sü
gulanmamak elde değildi. Bir Cumhurivet kızı,
tek başına, karanlığa doğru yürüyenlere aydın-
lığın yolunu gösteriyordu.
Kızılay. kocaman birtiyatro sahnesi idi sanki.
Ve aydınlık yüzlü bır genç kız karanlığa yürü-
yenlere aydınlığın resmini gösteriyordu. Cesur.
vakur, ınançlı bir dikilişti onunki. Onu izlerken
idealist genç bir kızın tek
başına neler anlatabildi-
ğini gördük.
Ulu önderin bu kutsal
emaneti neden gençlere
bıraktığını bir kez daha
gördük. Haklı davasına sa-
hip çıkan bu cesur, yürek-
li, yüreği kendinden büyük
genç kızın verdiğı iletiyı
(mesajı) herkes çok iyi an-
lamalı...
Kızılay'ı işgal ederek 8
yıllık kesintisiz temel eği-
timi -bence 11 yıl olmalı-
protesto edenlerin çızdiği
kara tablo Türkiye gerçe-
ğini açık seçik bir şekilde
gözlerimizin önüne serdı.
Kara salı 'da sakalh. çarşaf-
lı, cüppeli, poturlu bir grup
azınlık tüm çirkinlikleri-
ni sergilediler.
Halkın bu görüntüleri
izlemesine olanak sagla-
yan basın mensuplanna
gösterilen tahammiilsüz-
lük ve şiddet, göstericile-
rin davalanndakı haksız-
lığın ifadesidir. Devletin
polisinin basın mensup-
lanna karşı takındıgı tav-
rı ise anlamak mümkün
değildir.
2000'e 3 kala, hiç ya-
şanmaması gereken şeyle-
ri yaşadık 29 Temmuz'da.
Fakat sonuçlan itibanyla
halkm bazı gerçekleri da-
ha net görmesıni sağla-
mıştır, o kara gün.
Gösteri öylesine cılız
oldu ki en yüksek sayının
5.000 dendiği göstericile-
ri ve göstenyi hiç kimse sa-
hiplenmedi. O topluluk,
aydınlık isteyenlerin kar-
şısında sadece bir hiçti.
Sevda Cenap And Müzik
Vakfı'nm, Ankara Müzik
Festivali'nin açılış konse-
rinde halkın Beethoven'ın
9. Senfonısi'ni dinlerken
verdiğı mesaj son derece
açık ve netti. Ankara'y a 40
kilometre uzakJıktaki Türk
Metal tş tesıslerine. üste-
lik bilet ahp akın akın gi-
denler. 9. Senfoni'ninba-
rış ve kardeşlik mesajla-
nnı dinlerken ülkeleri için
taleplerini o dönemın ik-
tidanna açıkça haykınyor-
du.
Yine o gerici iktidar dö-
neminde Ankara"da hıpod-
romu dolduran 600-700
bin kişi Çankaya Beledi-
yesi'nin düzenlediği, Zül-
fü Livaneli'nin katıldığı
"GüneşleGeliyonız'' kon-
serinde laikliğin. çağdaş-
lığın ve devrimlerin sa-
hipsiz olmadığını haykın-
yordu.
Bizlerçokuz, güçlüyüz
fakat "şeriat isteriz" diye
sokağa dökülen gericile-
rin, yobazlann karşısına
tek başına dikılen, o genç.
o yürekli Cumhuriyet kı-
zı kadar cesur, ınançlı ve
yürekli olanımız ne kadar
bilmiyorum. Tek başına
karanlığa ışık tutan bu yü-
rekli kızı tanımak için faz-
la aranmayınız. Belki de
bir ayna kadar uzağında-
sınız. Yürekli olmayı bas.-
kalanndan beklemek ye-
rine, yürekli olmak. karşı
durmak gerekir.
Elimizden alınmak iste-
nenler çok zor elde ettık-
lerimizdir. Onları böyle
kolay vermeyeceğimizi
herkesin bilmesı gerekir.
Cumhuriyet kızı seni
kutluyorum. uyuyan devı
uyandırdın.
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Beklentiler
Gerçekleşir mi?
Adana depreminden gerıye acı, yas ve molozlar
kaldı.
Binalardan bır kısmı sapasağlam dururken bir
kısmının moloz yığını haline gelerek içindekilerin
yaşamım yok etmesi, inşaatlardakı kural dışılığı ve
malzemeden çalınmış olduğunu gözler önüne ser-
di. Bu da sorumluların yargılanarak cezalandırıl-
ması çabalannı gündeme getirdı.
Medyada izlediğimız iyi niyetlı yayınlar, yurttaş-
lanmızda sorumluların cezalandırılacağı ve cezala-
nn da kamu vicdanını rahatlattıracak düzeyde ola-
cağı yolunda beklenti yarattı.
Acaba öyle olacak mı?
Hatırlayacaksınız. Kısa bir süre önce neden ol-
duğu kaza sonucu 36 kişının ölumüne yol açan
otobüs şoförüne verilen ceza kimı yayın organla-
rında "trafik kazasına rekor ceza" başlığı ile yer
aldı. Başlığı atan meslektaşlarımız, Cumhuriyet
Yazıişleri'nin yaptığı gibı ceza tutarını ölü sayısına
bölselerdi, dığer kazalarda olduğu gibi kişi başına
4 aylık hapis cezası düştüğünu göreceklerdi.
Göçebelikten bır türlü kurtulamayışımızdan olsa
gerek ceza yasalanmızda mal ve tanm kesiminde
yer alan hayvanlara zarar verilmesine getirilen ce-
zalar, insana verilen zarardan daha ağırlannı öngö-
rüypr.
Ornek isterseniz, yine yakın geçmişten Gazian-
tep'te baklava çalan çocukların durumunu hatırta-
mak yeterli olur sanınm.
Deprem sanıkları hakkında açılacak davada sa-
nıklar için uygulanması istenecek ceza maddeleri-
ni belirtmek cumhuriyet savcılannın, maddedeki
ceza sınırları içınde karar vermek de hâkimlerın
yetkisınde.
Ancak karar vermekle sorun çözülmüyor ki.
Bu kez de cezaların Infazı Hakkında Yasa işle-
meye başlıyor. Hâkim uygun görürse; bir yıl hapsin
karşılığı, günlüğü 10 bin liradan 3 milyon 600 bin
lira.
Para yatınldı mı özgüriük başlıyor.
Ceza, paraya çevrilmediyse aynı yasaya göre 6
ay hapis yatanlar salıveriliyor.
Ceza daha fazla ise yine yansını çekmek gereki-
yor. Hele hükümlü yanaçık cezaevine nakledilmiş-
se cezaevinde geçirdiği her ay için 6 gün daha ce-
zasından düşüyor. Yanaçık cezaevinde yer olma-
dığı için kapalı cezaevinde kalanlar da aynı haktan
yaraıianıyor.
Bizler de önemli suçlardan mahkûm olanlann kı-
sa süre sonra serbest bırakılmalarına şaşınp "Olur
mu böyle şey" diye hayıflanıyoruz.
Ceza uygulamaiannda bır de ön ödeme koşulu
var. Şimdilik cezası üç aya kadar olan suçlar için
savcı "Şu kadar parayı adlrye veznesine yatınr-
san dava açmam" diye bildirımde bulunuyor. Pa-
rayı yatıran hem yargılanmaktan hem de sabıkalı
olmaktan kurtuluyor.
Reform olarak nitelendirilen Ceza Yasası Tasansı
bu üç aylık süreyı 1 yıla kadar olan suçlara yayma-
yı öngörüyor.
Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi, Tasarı ûzerinde sı-
nırlı süre içinde yaptığı değeriendirmede 97 suçun
daha ön ödemeye tabi suçlar arasına ahndığını
belirlemiş.
Örneğin 239'uncu maddede yer alan "taksirle
inşaatı kurallanna göre yapmama" suçu, tasan
yasalaştığında, ön ödeme tutan yatırılırsa bir an-
lamda suç olmaktan çıkacak. Yapanın sabıka kay-
dı da tutulmayacak.
Yargı bağımsız ama, uyguladığı kurallan yasama
organı belirliyor. Yürütme organına bağlı kolluk
kuvvetleri de sanıkların yakalanarak mahkeme
önüne çıkanlmasını sağlıyor. Bilindiği gibi zaman
zaman da sağlamıyor.
Hiç olmazsa bu kez duygusallıktan kurtulalım.
Beklediğimiz cezalar verilmezse haksız yere yargı-
yı suçlayacağımıza, yasaların değiştirilmesi için
çaba harcayalım.
Benzer olaylardakı gibı Adana depreminin so-
nuçlarını da sineye çekmek zorundayız. Hem de
yasa zoruyla. Ve yasaları değiştiremezsek gele-
cekte yıneleneceğinı bılmemize karşın...
Özür: Geçen pazartesi yayımlanan yazının ilk
cümlesinde "yeğlemeyişimizin" kelimesi "yeğle-
yişimizirt" olarak yer almıştır. Özür dilerim.
•
Ankara Birlik Tiyatrosu'nun sahnelediği "Bir Gü-
zel Çirkin Kral" oyununun Gaziantep Valiliği tara-
fından yasaklanması üzerine Cumhuriyet'in yaptığı
yayın olumlu sonuç verdi; yasak kalktı ve Gazian-
tepliler tiyatro seyretme haklarına kavuştular.
•
israil'in yeni Ankara Büyükelçisi Uri Bar-Ner ile
geniş kapsamlı röportajı Lale Sarıibrahimoğlu
yaptı.
•
Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin (POAŞ) satışıyla
ilgili birçok farklı noktayı işleyen haberleri Banu
Salman ve Olcay Aydilek yazdı.
•
Plansız kentleşme, eğlence yerleri, her geçen
gün artan trafiğin yarattığı gürültünün istanbul için
ciddi bir sorun haline geldiğinı ve gürültünün en
önemli sonucu olan işitme kayıplarını Saadet Uslu
haberleştirdi.
•
Adana depreminin, Akkuyu'da nükleer santral
kurulması için direnenlere önemli bir uyarı ol-
duğunu, TAEK Başkanı'nın nükleer karşıtlannı "şer
çephesi" diye nitelemesine karşı oluşan tepkileri
Ümit Otan aktardı.
•
Sloganlı tişört giyerek duruşmaya çıkan iki
sanığa, mahkeme heyetinin, cezanın en üst
sınırından 21 yıl hapis verdiğini Necati Aygın
haberleştirdi.
•
önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
ILAN
T.C. YOZGAT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997 535
Karar No: 1998/300
Davacı Zeliha Kaylesız tarafindan davalı Çmar Kay-
lesız aleyhme açılan boşanma davasının \apilan duruş-
ması sonunda:
Yozgat Merkez Başınayayla köyü nüfusuna kayıtlı
olan Halıs ve Anfe'den olma 1974 doğumlu Çınar Kay-
lesız ıle. Ahmet ve Hatıce'den olma 1976 doğumlu Ze-
lıha Kaylesız'ın, mahkememizce yapılan 26.5.1998 ta-
nhli celsede boşanmalanna karar venldiğı ve davalı Çı-
nar Kaylesız'e karar teblığmm yapılamadığından. dava-
lı Çınar Kaylesız adına ilanen tebligat yapılmasına ka-
rar verılmış olup, ılan tanhınden itibaren hükmün 15
gün sonra kesinleşeceği davalı adına karar yerine kaım
olmak üzere ilanen tebliö olunur. 16.6.1998
Basm: 30020