28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Jumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru HikmetÇe- tiokaya 0 Yazıı$len Muduru İbrahim Yüdız 9 SorumJu Mudür Fikret İlkiz # Haber Merkezı Müdürij Hakan Kara 0 Görsel Yonetmen. Fikret Eser Dı$ Haberier Şiımi Dauışoğlu 0 Istıhbaraı Cengiz v. ıldınrf C Fkonorm Mehmet Saraç 0 Kültiır Handan Şenköken 0 Spor \bdiılkadir V ücclman 0 MaKııleler Sami Karaören 0 Duzeltn>e \bdullah Ya/ıcı 0 Fotoûraf Erdoğan Köseoğiu • Bılgi-Belge Kdibe Buğra 0 >. urt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikınıt Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Balcı. İbrahim Yıldiz. Orhan Burcalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsıicısı Mustafa Baibaj Ataturk BuKarıNo 125,Kat4.Bakanlıklar-AnkaraTe! 4195020(7hat). Faks. 419502" 0 Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2 3Tel 4411220. Fak* 44191170Adana TemMİcısi Çetin Viğenoğlu, tnönüCd 119 S No 1 Kati, Te] 363 12 H.FaL-, 363 12 15 \1uexsc-e Muduru tstün \knıen • Koordınatör Ahmcl Korulsan 0 Muhasebe Bülent Ymer^Idıre Hüsfvin Gûrer • l5 letme Önder Çelik • Bıİgı- îşlem Nail İnal 0 Bılgısa>ar Sıstem Mürihft Çüer«Satiş Failel Kuza MEDV A C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Reha l^ttman % Gene.1 Mudur Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 <P 53 - 51395 SO-M 18460-61, Faks 51.18463 Yayımlavan %e 3*s*n: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın \e Yavmcılık A 5 TürkocagıCad J9 41 Cagaloğlu 34334 Isl.PK 246 Istanbulfel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212) 513 »5 95 6TEMMUZ1998 tmsak:3 31 Guneş. 5.31 Öğle: 13 16 tkındı: 17.13 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.3" w\vwcumhunyet com.tr ÇGD İstanbul Şubesi Genel KUPUIU • İstanbul Haber Servisi - Çagdaş Gazsteciler Derneği (ÇGD) istanbul Şubesi'nın dün yapılan olağanüstü genel kurulunda yeni yönetim kurulu üyeleri belli oldu. Toplam 98 üyenin oy kullandığı genel kurulda Nevzat Onaran, Hakan Dilek, Seçkın Sertdemir, Murat tnceoglu, Yasemin Özkal, Sadık Çelik ve Zehra JCırtav, 7 kişilik yeni yönetim kurulunu oluşturdu. Genel kunılda üç kişilik yeni denetleme kurulu da belirlendi. Yönetim kurulu, yapacağı ilk toplantıda kendi arasmdan ÇGD Istanbul Şube Başkanı'nı seçecek. Karadeniz • İstanbul Haber Servisi - Doğu Karadenizliler Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından, bu yıl 25'incisi düzenlenen Geleneksel Karadeniz Yayla Şenliği, Pendik Kurnaköyü tskenderiye mevkiinde dün gerçekleştirildi. Karadeniz yöresel yemeklerinin yenildiği şenliğe katılanlar, kemençe eşliğinde horon teptiler. Mevlit kandili kutiandı • Haber Merkezi -Hazreti Muhammed'in 1427.doğum yıldönümü dün gece kutlandı. Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz yaptığı açıklamada, "lnsanlığın paslanmış vicdanına, ufuksuz irfanına, yozlaşmış ahlakına ve taşlaşmış ıdrakine bır rahmet olarak göndenlen Hz. Muhammed'in doğumu yüce Allah'ın insanlığabir lütfudur" dedı. Enflasyon hasta ediyor • ANKARA(LBA)- Başbakanhk Aile Araştırma Kurumu'nun yaptığı araştırmaya göre yüksek enflasyon, kadınlar üzerinde nedensiz ağlamalardan sürekli uyuma isteğine kadar birçok rahatsızlığa neden oluyor. Araştırmada, yüksek enflasyonun, düşük gelirli ailelerdeki kadınlann yüzde 33.3'ünde her zaman sıkıntı içinde olmasına, yüzde 18'ınde nedensiz ağlamalara, yÜ2de 31.3'ünde sürekli yorgunluk hissetmelerine, yüzde 15.33'ündeher şeyden bıkmaya ve yüzde 1.33'ünde ise sürekli uyuma isteğine yol açtığı saptandı. Kapadokya Rlm Haftası • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehir'in Urgüp ilçesinde gerçekleştirilen "Kapadokya Filmleri Haftası", bir gün uzatma ile dün akşam gösterilen Yılmaz Güney'm "Ağıt" filmi ile sona erdi. Ürgüp Belediye Başkanı Kürşad Numanoğlu, 196O'lı yıllar ile 1997 yılına kadar Kapadokya bölgesinde çevrilen konulu Türk filmlerinin halka gösterilerek sinema sevgisinin aşılanmasmın yanında, özellikle genç nesillerin, Kapadokya konusunda bilgi sahibi olmalannın amaçlandığım belirtti. RTÜK'e şikâyetter • ANKARA(UBA)- Radycve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Kutlu Savaş, bir soru önergesine verdiği yanıtta, kurumuna ilişkin ilginç veriler ortaya koydu. Savaş, 1 Ocak 1998'den31 Mayıs 1998'e kadar "Alo RTÜK" 178hattına3bin838 şikâyet geldiğini belirterek söz konusu programlar çerçevesinde en çok şikâyet edilen konularm başında şiddet, cinsellik, Türk dilinin kötü kullanımı, programlann eğitici olmaması, kişilik haklannın ihlaline yönelik haber ve programlar, bölücü ve irticai niteklikteki yayınların geldiğini kaydetti. Dikili- Bademli koylanndaki 1. derecede doğal ve arkeolojik SÎT alanı olan ada 'özelleştirilmiş' gibi Kaleııı Adası ldtaba uymuyor• Kalem Adası, tıpkı Kardak gibi ulusun malı. Ancak çevresi silahlı insanlarla korunan ada, anlaşılan o ki halkın değil. bir avuç güçlünün. 1. derecede arkeolojik ve doğal SİT alanı adaya, güçlüler kaçak villalan konduruyor. Danıştay kararlanna karşın Dikili Belediyesi villalan yıkmıyor, "yıkamadığını" söylüyor. SERDAR KIZIK İZMİR- Ülkemizın doğal değerle- rinin yağmalanması acımasızca sürü- yor. Yasa tanımayanlar. mahkeme ka- rarlarını uygulamayanlar çivı çakıl- ması bile yasak doğa ve kültür hazi- nelerinı talan ediyorlar. Turgut Ozal dönemınde olduğu gı- bı kımi zaman iktidarlar eliyle, kimı zaman da Dikili'de ortaya çıktığı gıbı sermaye ve yerel yönetim ışbirlığıyle doğa katlediliyor. Aktaracağımız ömek. Ege'nin laci- vert sulannın yeşille buluştuğu, olağa- nüstü güzellikıere bezenen Dikili- Ba- demlı koylannın kucağındaki Kalem Adası... Ada hem 1. derecede doğal ve arkeolojik SİT hem de tanmsal ni- telığı korunacak özel mahsul alanı. Bu yanıyla değil ınşaat yapmak, çıvı çak- mak bile yasak. Adanın büyük bölümü, Gülüm- Süt'ün eskı sahibi "Yüksel Dartar"ın. Ada sanki özelleştinlmış gıbı kımse gi- remiyor, kamu yaranna kullanılmıyor. Zaman zaman ülkenın güçlü \e ünlü sermayedarlan ile politikacılan. halka yasak adada konuk ediliyor . Yağmanın öyküsü, 80"lı yıllara uza- nıyor. Yukarılarda güçlü dostlar v e > a- saları görmezden gelen yöneticıler olunca yasaklar geçerli olmuyor ki o yıllarda lüks villalar yükselmeye baş- lıyor. Ada, o dönem belediye mücavir alanı dışında kaldığından Bayındırlık Bakanhğı'nın denetiminde. Ancak ba- kanlık o tarihlerde üç maymunu oynu- yor. Daha sonra ada ve çevresi. Diki- li Belediyesi'nin mücavir alanına gi- riyor. Usulsüzlük ilçede gündemin ilk sı- ralanna yerleşirken bazı yerel gazete- ler konunun üstüne gidiyor. Bunun üzenne Dikili Belediyesi Fen lşleri Müdürü harekete geçiyor ve kaçak v il- lalar mühürleniyor, ardından da yıkım karan geliyor. Dartar, İzmir 3. ldare Mahkeme- sine dava açıyor. Mahkeme. 26 Ekim 1995 tarihinde yıkım karannı onaylı- yor. Karar, Danıştay'datemyiz ediliyor. Ancak Danışta> 6. Daıresı, İ9 Aralık 1996 larihinde yerel mahkemenın ka- rannı onaylıyor. Böylece inşaatlann yasadışı yapıldığı, yargı karanyla ke- sinleşiyor. Beledjyedeki iç yaaşmalar Bu aşamadan sonra mahkeme kara- nnm uygulanması gerekirken ilginç gelişmeleryaşanıyor. İzmir Bayındır- lık ll Müdürlüğü mahkeme karannı Dikili Kaymakamlığf na. o da gereği için ANAP"lı Belediye Başkanı Yük- sel L'çar'a iletiyor. Iletiyor ama dosya sümenaltı ediliyor ki belediye içinde anlaşılmaz yazışmalar başlıyor. Bele- diye Fen Amiri HüsevinTürken. 7 Şu- bat 1996 tarihinde Başkan Uçar'a ya- zıyla soruyor: "...Mahkeme karan İB- şikte sunuknuştur. Nasıl bir işlem va- püacağı konusundataranmıza bilgi ve- rümesini arz ederim." Başkandan ses yok. Bu kez 25 Şu- bat 1997 tarihinde Bavındırhk ve İs- kan ll Müdürlüğü, adanın belediye mücavir alanına girdigini vurgulaya- rak Uçar'a gereğini yapmasını anım- satıyor. Yazı. Belediye Fen Amiri Ve- kili NaareOzkan'ın önünde. O da otu- rup, başkanlık makamına yazıyor: " ...Konuvla ilgili v apılacak işlemle- rin ne olacağı konusunda bilgi veril- mesine..." İç yazışmalar sürüp duruyor... So- nunda Uçar, belediye olanaklanyla yı- kımın yapılamayacağını belirterek iha- le açıyor. Ancak nedense, iş almak için belediyenin kapısında bekleyen müte- ahhitlerin hiçbiri ihaleye girmiyor... Böylece ne yasalann ne de mahke- me kararlannın gereği yerine getirili- yor. Bununla da kalmıyor, adadaki ka- çak yapılaşma sürdürülüyor. Yurttaş- lann balkon çıkıntılannın 5-10 san- tim fazlalığına bile göz yummayan \ e ceza yağdıran belediye, yükümlülük- lerini yerine getirmiyor. Uçar, açık açık "Gücüm yetmiyor: ne yapavim ihaleye kimse kaülmadı, gidip kazma kürekk rai vTkayım'" dıyor. İzmir Va- lilıği'ne yazdığını ve beklediğinı söy- lüyor. Vahliğin harekete geçmesini bek- lerken Uçar'a, Sapanca Gölü kıyısın- daki kaçak villalan mahkeme karan- na rağmen yıktırmayan Sedirvan bel- desmın ANAP'h eskı belediye başka- nı "Sinan PehlKan"ın cezaevinde yat- tığını anımsatalım. A>TII beldenin mah- keme karannı yerine getirmeyen FP'li Belediye Başİcanı "Şükrö Kiracıoğ- lu"nun 14 ay hapis cezası aldığını da. .. Kardak'ın önemi Yunan bayrağı di- kilince öğrenilıyor. Ya silahlı bekçiler- le korunan \ e kimsenin yaklaştınlma- dığı Kalem Adası'nın bir avuç güçlü- nün değil. halkın olduğu ne zaman anımsanacak? önüMîerHasanktyftkurtaıim 1991 Y1LINDA ARA VERİLMİŞTt Hasaııkeyf kazdarı yeniden başlayacak ARtFASLAN BATTVIAN-Ilısu Baraj Gölü'nün sd- lan altında kalacak Hasankeyf antik kentınde arkeolojik kazı çalışmalan- na 7 yıl aradan sonra yeniden başlan- ması karan alındı. Antık kentin sular altında bırakılmasına tepkı gösteren, kurtarma kazılanndan sorumlu Prof. Dr Oluş Ank, "Ha Nenedik'i su alö- na gömmuşsünüı ha Hasankevf \ ruç fark etmiyor" dedı. Hasankeyf'te 199 l'de ara verilen ka- zı çalışmalanna venıden başlayabıl- mek için bölgeye gelen bilim adam- ları. kazıevı arayışına girdi.Hasan- keyf'ın Artukoğullan'nın başkentı olduğunu anımsatan ve sular altında bırakılmasına tepki gösteren, Anka- ra Üniversitesi Dıl ve Tarih Coğraf- ya Fakültesı Öğretim Ü>esi Prof. Dr. Oluş Ank da Artukoğullan'nın izının en iyi şekilde burada görülebileceği- ne dikkat çekerek şunlan söyledi: "Burav ı su altında bırakmak Artu- koğullan'nın izlerinide tarihten silmek demektir. Ha İtaŞa'daki ünlü Yenedik kenünisu altına gömmüşsünik ha Ha- sankevf i, hiç fark etmryor. Barajm yanına set mi çekilir, başka bir önlern mi alınır. ne olursa olsun Hasankeyf kurtanlmabdır. Dide Nehri'ne inen 200 basamaklı merdiveni. çeşitli dönem- lere ait cami. medrese. kümbet. kilise, mezarlık ve birbirinden ilginç mağa- ralan su altında bırakmayı kabullen- raek çok zor." Kazı çalışmalanna İstanbul Tek- nık Üniversıtesı'nden arkeologlann da yer alacağı 15 kışılık bır ekrple başlayacaklannı belirten Ank, "GAP İdaresi, uzun süredir ara verdiğimiz Hasankeyf kurtarma kazdanna heryd sembolik bir ödenek ay unyordu. Biri- ken ödenekle Hasankeyf'te iki ay ça- lışacağız. Teksıkınumız kazıevi konu- su. Bu sorunu çözdükten sonra kaa- lara başlayacağız" diye konuştu. Dkle Nehri üzerine kurulması planlanan HısuBarajı, tarihi Hasankeyri sular altına gömecek. 6 Etme eyleme Dicle' SÖYLESI ATT LA LHAN CENGtZ \ ILDIRIM Aralannda öğretmen. mühendis. amatör fotoğrafçı, çevreci ve turizm- cilerin bulunduğu bır grup gönüllü; Dicle Nehri üzerinde inşa edılecek DBU Barajı nedeniyle sular altında ka- lacak Hasankeyfin kurtanlması için "Etme Eyleme Dicle" sloganıyla kampanya başlattı. Gönüllüler. başta medya. sivil top- lum kuruluşlan ve yetkmlen Hasan- keyf 'in kurtanlması için başlattıklan kampanyaya destek vermeye çağır- dı. Geçen Kurban Bayramf nda böl- geye gerçekleştirdikleri gezi sonra- sınde Hasankeyfin kurtanlması için bir kampanya başlatan gönüllüler. bu konudakı tüm duyarlı kişi ve ku- ruluşlan kendilenne destek olmaya davet edıyorlar. Gönüllüler adına yapılan yazılı açıklamada özetle şöyle deniliyor: "Duyarh insanlann kimi zaman yükselen, bazen de beklemeye çeki- • Çeşitli mesleklerden gönüllülerin oluşturduğu bir grup, Hasankeyfin kurtanlması için 'Etme Eyleme Dicle' sloganıyla bir kampanya başlattı. DSİ yetkilileri, 7 yıl içinde tamamlanacak Ilısu Barajı'nın Hasankeyfin yalnızca bir bölümünü sular altında bırakacağını açıkladılar. len protestolanna karsın, projede en ufak bir kıpırdama olmadı. Gezi son- rasında bir çalışmagnıbu oluşturduk. Hasankeyf'i kurtarmak için birbiri- mizden kopuk hareket etmek yerine çauşmalanmızı biıieştirelim, birlik- te mücadele verelim. Hasankeyf hay- kırıyor: Etme Eyleme Dicle. Nasıl anlaülır Hasankeyf gönneyene y^a- şamayana." Yüzde38i ilkokul mezunu Turiztnde eğitinıli eleman sayısı az Bt»RUM(Cumhuriyet)-Muğ- la Oniversitesi tarafmdan turizm sektöründe yapılan bir anket, tu- rizm işverenlerinin sırtutmasını bi- len ve az konuşan personeHe ça- lışmayj tercih ettiklerini ortaya koydu. Anket sonuçlannagöre tu- rizm sektöründe çaiışanlann yüz- de 38'inin ilkokul. yüzde 34.9'unun lise mezunuolduğu be- lirienirken üniversite mezımlannın oranı yüzde 12.8 olarak saptandı. Tanıtim yetersiz Anket sonuçlanna göre turizm işletmelerinin en önemli sorunu yüzde 39'Iuk oranla tanıtim ye- tersizüği olarak ortaya çıkarken Turizm ve Otelcilık yüksekokul- lannı bitiren kız öğrencilerin ai- feleriniıı izin vermemesi yüzünden sektöre giremedikleri bildirildi. Muğla Üniversitesi ile Mugla Ti- caret Odalan arasında yapılan ve kısa adı MEDE olan Muğla En- düstriye Dayah Eğitim Protokolu çerçevesinde üniversite ile odala- nn ikinci birliktelik toplantısı Bod- rum'da yapıldı. Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ata Aya, açıüş konuşmasında ME- DE'nin yaranna inandıklannı, pro- je kapsatnmda Bodrum'a Yat Ya- pımı ve Denizcilik Yüksekoku- lu'nun açılması gerektiğini söyle- di. Muğla Üniversitesi Rektörü Etem NuriFiğlau da Muğla Ûni- versitesi'nin asıl amacuıın turizm olduğunti, bu konuda gelen tüm ta- leplerin göz önünde bulundmu- lacagını ve çalışmalann bu istem- lerdoğrultusunda yapılacağmı be- lirtti. Toplantıda, MEDE Projesi kap- sammda turizm sektöründe yapı- lan bir anketin sonuçlan da açık- landı. Milas Meslek Yüksekoku- lu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. MehnKtGönM. Türkiye'de tu- rizmin yabancı tur operatörleri- nin insafına kaldığını, yapüklan an- ketin sonucunagöre eğitim dûze- yinin düşük olduğunu, 1.5, 2 ay- lık turizm sezonunun bütün yıla ya- yılması gerektiğini söyledi. Devlet Su tşlen (DSİ) Genel Mü- dürlüğü yetkililerinden alınan bilgi- ye göre ihale aşamasına gelen Ilısu Barajı için lsviçre firması Şulzer Hidro AG talıp oldu. Yetkililer, ba- rajm yapımı ıçingerekli olan 2 mil- yardolarlık krediyi firmanın kendi- sinin bulduğunu belirterek projenin 7 yıl içinde gerçekleştirileceğini söy- lediler. Sular yükselecek Ilısu Barajı'nın yakında ıhale edil- mesiyle birlikte Dicle Nehri'ndeki su kodu bazı yerlerde 525, bazı yerler- de ıse 600-700 metreye ulaşacak. Hasankeyfin tarihi köprüsü ve ne- hır kıyısındaki bazı tarihi mağaralar de sular altında kalacak. Barajla birlikte bir uygarlığın yok olacağını, kamuoyunda daha önce olduğu gibi yeniden Hasankeyfin kurtanlması için bir kampanya baş- lanldığını anımsatmamız üzerine DSİ yetkilisi şunlan söyledi: "Bu konuda daha önce ve yeni baş- latılan kampany alara saygı duyuyo- ruz. Yaklaşık3(M0yTİdır projeİendi- rilmiş olan Ilısu Baraj u Atarürk, Ka- rakaya ve Keban'dan sonra Türki- ye'nin 4. enerji barajıdır ve mutlaka gercekleştirilecektir. Kaklı ki tarihi Ha- sankeyf in yalnızca bir bölümü sular altında kalacaktır. Asıl tarihi Hasan- keyf ise zaten tepenin üzerindedir. Bazı bölümlerininde taşuımasısöz ko- nusudur." 4 40 yddır yatınm yok' Hasankeyf Belediye BaşkanıFeh- mi Cihan. ilgisizlikten yakınarak ~Baraj söylentileri nedeniyle 40 yü- dır buraya hiçbir yatınm yapılmıyor. İlçe sürekli göç veriyor. Kamuoyu, Kültür ve Tabiat V'arhklannı Koru- DIU Ku rullan.çevreci kuruiuşlar üze- rine düşen görevi yapmalı Hasan- keyf i kurtarmahdu-" çağnsında bu- lundu. Hasankeyf KaymakamıVeysel Tir- yaki de Hasankeyfin ilgi beklediği- ni ifade ederek "Kamuoyu Hasan- keyf i unutmamalıdır" mesajını v er- di Hasankeyf Kaymakamı VeyselTir- yaki, Avrupa'daki birçok turizm mer- kezınden daha ilginç >apıya sahıp olan antık kentı görmek üzere yurttaşlann bır an önce program yapması önensın- de bulundu. Atatürk, Karakaya ve Keban'dan sonra Türkiye'nin en büyük barajı ola- cak Ilısu. Dicle Nehri üzerinde ya- pılacak v e yılda \ aklaşık 4 milyar ki- lovat saat enerji üretecek. Türki- ye'nin halen toplam enerji üretimi 36 milyar kilovat saat. Bu Soru, 'Vahim' Bir Soru! O aşardururum: televizyon çalışanı, gazetede aley- O hine yazı çıktı mı, bayağı etkilenir. Niye? Nere- sınden bakılsa, televizyon yazılı basından hem daha yaygın hem daha etkili bir media aracı; benzetmek gibi olmasın, gazetenin televizyona 'nisbeti', tavşa- nın dağa nisbeti; ilki ikıncisıne küsse, ikincinin ruhu duymaz! Eskiden kalma bir huy mudur nedir, bu ka- ale alınmaz, 'açıMama' yapar, hatta 'tekzip' gönde- rirter; belki de, elektronik media, ülkemizde, kamu kuruluşlarıyla başladığı için! Malûm-u âliniz, 'tekzip' bürokrasinin elinde, media'ya karşı -yasa himaye- sindeki- silâhıdır, eski muhabırterin başlıcakaygısı 'tek- zip yemek'İv. 'aynı sayfa, aynı sütunda, aynı ka- rakterde ve aynı puntoda harflerle' yayımlanma- sı 'karara bağlanmış' bir 'yalanlama'! O günden günümüze, ne değişmedi ki! Kamu ku- ruluşlannı ele aldınız mı -neredeyse insiyâkî olarak- 'tekzip' bekliyorsunuz ama, tam tersı olabiliyor: Sa- vunmaSanayii'nin 'ulusalltğı' zorunluluğunutartış- mayaaçınca. Silahlı Kuvvetleri GüçlendirmeVak- fı'ndan. Devlet Planlama Teşkilâtı'na ve TÜBİ- TAK'a uzanan, biryardımcı olabılmek gayreti ki, tat- lı birheyecanakapılmamak, imkân harici! Dahabaş- langıçta, Albay Raşit Por (E), 'Türk Savunma Sa- nayiine Bakış' adlı raporunu ulaştırdı (Mart 1998); Savunma Sanayii'ndeki atVyapı düzensizliğinin, üre- timdeki koordinasyon eksikliğinin attını önemle ç'ızi- yor; bu sanayiin 'ulusal' olması, 'ulusal' kalmasında ısrar ediyordu. Onun açtığı kapıdan başka belgeler gelecekti. 'Ulusal' kelimesini kullanabilen. nâdir... Mu. Tuğgeneral (E) Aytekin Ziylan'ın yazdıkla- n şunlar: "...daha önce 'Gaflet'ten Gaflet'e...' yazınızı okumuştum; dünkü yazınızı da okudum. Savun- ma sanayiî gibi bir alanda bile, 'ulusal' kelimesi- ni kullanabilenlerin nâdir olduğu ülkemizde, sizi okumak içimi ferahlattı. Yıllardır Savunma sana- yii içinde olup, Ulusal savunma sanayii nasıl ge- lişsin diye düşünen bir insan olarak, arkadaşla- nmla birlikte hazıriadığımız ve TÜBİTAK'ın öne- risi ileTÜSİTAK'ta yayımlanan kitabımızı size ar- mağan ediyorum. (3 Mart 1998 tarihlı mektubu) Eser, mektupla birlikte ulaşıyor: 'Savunma Sana- yii ve Tedarik"; hazırlayanlar arasında, Y. Müh. Al- bay Semsi Batmaca (E), Y. Müh. Albay Raşit Por (E), Endüstri Müh. (MBA) inci Uysai, Elektrik/Elekt- ronik Müh. Mehmet Zaim, Fizik Y. Müh. Yücel Ta- tar ve Ekonomist Ünal Er bulunuyor yâni, konu- nun 'uzmanlan'. Çalışmayı okudukça, daha önce Al- bay Por'un raporunu okurken hissettiğim o garip te- dirginliğin, artarakyenilendiğıni hissettim. 'Aksayan' bir şey mi var, ben mi öyle sanıyorum? işin ilginç yanı, bu ilk 'paketi', TÜBİTAK Bılim ve Teknoloji Politikaları Daire Başkanı, H. Aykut Göker'in mektup ve 'paketi'rim ızleyişi; "...TÜBİTAK'ın, ekte sunduğum yayınlannın ilginizi çekeceği düşün- cesiyle..." (30 Mart 1998). Her biri ötekinden ilginç, hepsı Savunma Sanayii'ni ve ulusal teknoloji soru- nunu inceleyip irdeleyen bir surü çalışma; bu da ay- nı gerçeğın, açık kanıtı: 'işin adamlan' soruna el at- mış, fikir ve çözüm üretmiş, öneri getirirken 'ulu- sallığı' şart-ı evvel olarak koymuşlar; onlar da tedirgin ve rahatsız, yapabilecekleri fazla bir şey yok; pek pek, 'Savunma Sanayii ulusal olmayan bir ordunun, daha savaşın başında bu sanayii kontrol eden 'ecnebiye' teslim olmuş sayılaca- ğını' yazan bir kaleme, bilgi verebiliyorlar; Biz va- zifemizi yaptık, ama...". İşin tuhafı, Devlet Planlama Teşkilafndan da, ay- nı işaret geliyor. İttiâlat, ecnebi'yi beslemektir... DPT-Müsteşarlık Müşâviri Alptekin Erdoğan, omru devlet hızmetınde geçmiş bır aydın, kal- kınmamızın temel sorunlannı irdeleyen, uzun mek- tubunun bir yerinde; "84.5 milyar dolartık dış bor- cun, Düyun-u Umumiye'den devralınan 465 mil- yon dolartık dış borcun 182 kat olduğuna işaret etmiş", hemen arkasından diyor ki: "...sanayileşmenin ihtiyaç gösterdiği ekipman- lann, yurtta üretilmeyip -döviz karşılığında- sü- rekli ithal edilmesi, ithal edildiği ileri sanayi ülke- lerinin ekonomilerini, üretim, istihdam, katmade- ğer, dışödemeler dengesi (döviz) açısından, sü- rekli desteklemekte; büyümenin sürdürülebil- mesi için, dış kredi ihtiyacı; ve onun neticesi olan dış borç stoku ise, hızlanarak artmaktadır..." "...ülkemiz ekonomi bürokrasisince, iktisatçı akademisyenlerce yüzde 7 veya yüzde 5 hızla kal- kınmanın esas alınması, bunu aşan hızların ma- cera ve maceracılık olarak düşünülmesi; maki- ne sanayilerinin ısrarla özel sektöre kurdurul- mayıp, sanayileşmenin ithal ekipmanla sürdü- rülmek istenmesinin veya ithal ekipmanla sana- yileşmenin Allah'ın emriymiş gibi yorumlanma- sının bir sonucudur. Bu durumda kalkınma hızı- nın daha yüksek seyretmesi zaten düşünülemez. Buradan kolayca anlaşılacağı üzere, ülkemiz ma- kine sanayilerine kavuşmadığı takdirde, ülkemiz ancak çok anzî olarak en fazla yüzde 8 düzeyin- de yüksek hızlar gösterebilecek, sanayileşen tüm ülkelerin gerisinde kalmamız ise kaçınılmaz olacaktır...!" (21 Mayıs 1998 tarihli mektubu). Kendi hesabıma, 'küreselleşme' tehdidi altında- ki 'Öze/SeWör'ün, Ulusal Savunma Sanayii'nin üs- tesinden gelebileceğini, ne umarım, ne beklerim; Ulusal Savunma Sanayii, Kamu Sektörü'nün ça- lışma alanıdır, bu şaşmaz! Yine de ulaştırdıkları belgelerden, açıkça görülüyor ki, uzman kuruluşla- nmız, 'özel sektör' düzeyinde de olsa, bu sanayiin 'ulusallığının', ne kadar zorunlu ve kaçınılmaz oldu- ğunu, yeterince göstermtş ve vurgulamışlar; öyley- se, -onların ve benim- 'tedirginliğimiz', nereden ge- liyor? Uygulamadaki gecikme ve aksamadan mı? Eğer, onlardansa, onun sebebi nedir? 'Yasa- ma'nın ve 'Yürütme'nin, önerileri somutlaştınp, birtüriü hayata geçiremeyişi mi? Peki, buniar ni- ye gecikiyor? Siyâsi irâde' mi yok? Farkındasınız değil mi, bu soru 'vahim' bir soru! http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle