Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 TEMMUZ 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
Şakir Eczacıbaşı, sürekli değişimin, sorgulamanın, keşfetmenin, yeniliğin peşinde
E,akın
dönem sanat
ve kültür
yaşamımızda
birçok 'ilk'in
kurucusu
Şakir Bey.
Yıllardır
Türkiye'yi,
görüntülüyor,
değişimi
fotoğrafla
belgeliyor.
M,'. üthiş
merakını,
heyecanını,
coşkusunu ve
yaşam dolu
kahkahasını
hep
koruyarak,
'takım
ruhu'nu hiç
yitirmeden
projeler
üretiyor.
CoşkuhıbirkültürsavaşçısıHANDAN ŞENKÖKEN
Sevgilı OnatKutiar'ın vurgula-
cbgıgibi Şakir Eczaabaşj'BirCııın-
huriyet dönemi sanatçısı'. Sürekli
değişimin, sorgulamanın. keşfetme-
nia yenilığin peşinde. Müthiş ener-
jisiyle, ayrıntılan çok önemseye-
rek, olağanüstü titiz bir tutumla,
coşkuyla ciddiyeti hep dengeleye-
rek, "girişimriİikruhuylasanatsal
yaraücılıgı aydın kişiliğînde bütün-
leştiren". hepsmden önemlisi her
yaptığını 'tutkuyla' gerçekleştiren
biri Şakir Eczacıbaşı. Coşkusunu
hiç yitirmeyen biraydınlanma, kül-
tür devrimi savaşçısı.
Hem sanatçı, hem destekleyici
hem de sanatın her alanıyla ilgilı
bir ızleyici. Istanbul'u festivaller
kentine dönüştüren tstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfi'nın Yönetim
Kurulu Başkanı. Üstelik yakın dö-
nem sanat ve kültür yaşamımızda
bir çok 'ilk'ın kurucusu. Bugün de
'kendi tarihindeki ve cografvasın-
daki kültürlerin çeşitüüği \e çoklu-
ğu bakınıından dünyada eşj bulun-
mayan Türkiye'nin bu alana en az
kaynak ayıran ülketer arasında oi-
rnas'ndan herfirsattayakınan. sor-
gulayan ve hiç yılmadan devlete
'Kühüreönem vermeden dünyaya
açılamav ız. ekonomi sanatsız geJi-
şemez' uyansında bulunan biray-
dın. Son olarak 26. Uluslararası
Istanbul Müzik Festivali'nin açış
konusrnasını yaparken, Atatürk'ün
sözünü anımsatan da Şakir Bey:
""Devrim yalnız başlar' diyordu
Atatûrk, "devTİmin bitişi diye bir
şey yoktur. Başlamak ve bitme-
mek, gerek doğada, gerekse top-
lumda devrimin evrimle benzer
olan ortak yasasıdır."
'Vatan'ın Sanat YaprağT
Aslmda Şakir Bey, çok küçük
yaştabenimsemiş BernardShav»' un
görüşünü: "Sanat varolmasaydı,
gerceğin kabahgı katlanmaz kdar-
dıdünyayı."'
Daha ilkokuldayken yazlan evi-
nin bahçesinde arkadaşlanyla re-
sim sergisi düzenler. Açılışa ma-
hallenin bakkalını. manavmı ça-
ğırarak, kurdelesini de babasına
kestirir.
Sonra daha doğmadan saptanmış
bir gelecek; Babası Süleyman Fe-
rit Eczacıbaşı'nm ısteğıyle büyük
oğlu Nejat'ın önderliğinde Türki-
ye'nin ilaç endüstrisini kuracak al-
tı kardeşle oluşan kadroda. Şakir
Bey ya kimyacı ya da eczacı ola-
cak.
Hangi alana eğilimi olduğunu
irdeleyemeden 1949'daLondra'da
eczacılık okumaya gidişı ve yep-
yeni bir dünyaylakarşılaşması...Sa-
natın çeşitli alanlanna yoğun ilgi
duyduğu bu dönemde, tkinci Dün-
ya Savaşı sonrasında 20. yüzyıhn
öncü yazarlanrun, aydınlannın, du-
şünürlerinin ınsan psikolojisini an-
lamaya daha çok yönelmeleri Şa-
kir Bey'i etkiler Oda Freud'a, psi-
kanalize yakınhk duymaya baş-
lar...
Akşam saat beşe dek süren la-
boratuvar çalışmalanndan sonra,
çoğu kez Londra Psikınaliz Ensti-
tüsü'ne giderek oradakı konferans-
lan izledikçe, bitirmesine bir bu-
çuk yıl kala eczacılık fakültesini bı-
rakır. Psikanalist olmaya karar ver-
mıştir. Bu, yaşamını en dennden
etkileyen olaylardan bıri.
Şakir Eczacıbaşı psikanalist ola-
maz, ama yurda döndükten sonra
gazetecılığe yönelir. AhmetEmin
Yalman'ın 'Vatan' gazetesinde
Tunç Yalman ve öteki arkadaşla-
nyla bırhkte 'Sanat Yaprağı'nı çı-
karmaya başlar. Türkiye'de 'ilk'
kez bir gazete eki olarak 'Sanat
Yaprağı'nı çıkanrlar. Amaçlan 'Sa-
naü günlük vaşamın içine sokarak
ilgi uvandırmak'tır Çağdaş dünya
yazarlannın yanında, Dağlarca'sı,
SaH Faik'ı, Necatigü'ivle Türki-
ye'nin tüm yeni sanatçılarına ku-
cak açar'Vatan'ın SanatYapragı'.
Sadece edebiyata degil, sanatın
çeşitli alanlardaki olaylanna, hem
de sıcağı sıcağına yer veren 'Sanat
Yaprağı'nın ilki 26.7.1953 tarihi-
ni taşıyor.
Bir çok ilk'in kurucusu
'Sanat YapragT serüveni üç yıl
sürer. Askerlik sonrası, evlenmek
üzereyken ağabeyı Nejat Bey'in
önerisıne uyarak İcısa sürelı de ol-
sa Eczacıbaşı kurumuna katılın-
ca, yaşamını o günden sonra ilaç
üretımi başta olmak üzere sanayi
dünyası içinde geçınr. Tam 41 yıl...
Ancak hiçbir zaman kültür ve sa-
nat dünyasından uzak kalmaz. Ter-
sine yeni 'ilk'lere yönelir. Hep araş-
tıncı, titiz, çok yönlü bakış açısıy-
la.
"Eczacıbaşı tlaç Fabrikası'nda
üç yıl büükteçahşbğun Dr Karl He-
ınz Most adlı Alman uzmandan
raflar üzerine tartışırken. dostu
'Madem Id fotoğraf üstüne bu ka-
dar çok şey bitiyorsun, kendin çek
degördim'deyince, bu inatlaşma
hemen bir Leica fotoğraf makine-
si sahibi yapar Şakir Bey' i. O gün-
den bu güne sürdürür fotoğraf çek-
meyi.
'Bir rastianöyia' demesine al-
dırmayın, çünkü çocukluğundan
bu yana çevresini. olaylan 'bir fo-
toğrafçı gözüyle' izlıyor Şakir Bey.
Fotoğraf makınesı, 'sankibirAlâ-
addin'in lambasT ona göre: "Jçin-
den istediğiniz görüntü çıkıyor."
Fotoğraf çekmek de 'dünyayıbit
çeşit tanuna ve anlama'.
Her görüntünün aynntılannı in-
celeyip, her şeye değişik açılardan
bakmak ve sonsuz değişimlenn
peşine düşmek... Daha yalın, da-
ha anlamlı bir anlatım için. "An-
yorsunuz, beküyorsunuz: sonra bir-
den o anın geldigini anuyor ve onu
görüntülüyorsunuz. Bazen bom-
boş büyük bir alanda hemen göze
çarpmayan ufaak bir nesne ya da
kalabalıklar arasında küçük bir
aynnü. anlatmak istedikierinizin
simgesini oluşturuveriyor."
En çok sokaklan görüntülemek-
ten hoşlanıyor. Şakir Bey'e göre so-
kaklarda karşılaştığı her olayın ar-
dında bir öykü var:
portresinı çekebılmenız ıçın, bütün
bir yaşam boyu gözlemenız gere-
kir...° Eczacıbaşı'mn bütün bir ya-
şam boyu izlediği \efotoğrafinıçek-
tiğjkişİTürkiye'dir."
"İstanbul'un sokakiannda ya
da Anadolu'nun kentkrindedola-
şırken hep beni derinden saran,
coşturan gönınfükri. renklerin ına-
ncu duj gusal etkileri üsründe du-
rarak.iztenimci biryakiaşımla >an-
sıtmava çalışnm." Kolejde mate-
matık öğretmenı, zor problcmlen
çözenlen arka sıraya oturtup, Fran-
sız izlenimcılerinin resimleriyle
dokkkibkpkn önlenne koymasıy-
la başlayan ılgisiyle Fransız izle-
nimciliğinin etkisi hep görülüyor
fotoğraflannda.
Fotoğraf ve sinema aşkı
Özünde bir değişiklık >ok fo-
tograflannın. 1980'lerdedevinimı
daha büyük ölçüde yansıünaya yö-
nelıyor. *De\inim çağı''nda fotog-
rafı da donup kalmışlıktan kurtar-
mak amacında. Renk ve ışık iliş-
kisinden doğan olağanüstü dina-
mızm ya da hareket, anlatmak ıs-
tediklerinı daha da vurguluyor. Bi-
çımler ve renkler sürekli oluşum du-
rumunda bulunan görüntülere dö-
nüşüyor. Renk akışlan, bıçımlerin
geride bıraktıklan izler, sınırlann-
tedavn yöntemleri üzenne 'Yaşamak
tçin'den sonra 'Renk Du\arian\
'Göreme', 'Tülü - Deve Güreşleri'
ve 'Kırkpınar' başlıklı filmien ger-
çekleştınyorlar. Türk çiniciliğinin
Anadolu'daki dönemini özetleyen
'RenkDuvarian', 1964>ılındaAv-
rupa Konseyi'nin Kültür Filmleri
Ödülü'nü kazanıyor. Büyük ilgi
gören bu çalışma, Türk Sinema-
tek'inin oluşmasını sağlıyor. Şakir
Bey, bu diziyı Paris'te kendisi gi-
bı Izmır doğumlu olan Fransız Si-
nematek'inin kurucusu Henri
Langlois"yagösterince, Istanbul'da
hemen bir Sinematek kurma öne-
nsini alıyor. 10 yıl boyunca başkan-
lığını yaptığı Sinematek ile ger-
çekten sınemada bir devrim gerçek-
leşıyor Türkiye'de. Türk Sinema-
tekı'nden Uluslararası Istanbul
Film Festivali doğuyor. Şimdi de
Istanbul Kongre ve Kültür Mer-
kezi tamamlandığında yine Sine-
matek türü, klasik fılmlerin göste-
rileceği bir etkinlık düşünülüyor.
Yararlı bir yılbaşı hediyesi dü-
şüncesınden yola çıkılarak başla-
nan Eczacıbaşı Fotoğraf Yıllıkla-
n, 1 %8 yılından bu yana her yıl de-
ğişık bir konuda yayımlanıyor. Hız-
la değışen, kentleşen, göçlere uğ-
rayan Türkiye'yı en eski ve en ye-
ni özellikleriyle belgeleyebilmek
Bernard Shavv, Şakir Eczacıbaşı'nın 'Gülen Düşünceler' adlı khabıyla (solda). Eczacıbaşrnın 'Türkiye Renkleri'nden (1997).
aknğun'takım' olarakçabşma der-
sini vaşamım bmnnca u> guladını
Orneğin. spor alanında Eczacıba-
şı takımlannın başansınuı neden-
İerinden biri debuvaklaşundır. Be-
nim kişiliğim de buna uygundu:
Stcaklık. dostluk. coşkunun bulun-
madığı ortamlarda pekçalışamam.
yararlı olamam."
Dr.Nejat Eczacıbaşı'nın ulusal
Türk ilaç endüstrisi için verdiği
savaşımında hep yanında olan Şa-
kir Bey, ürünlerin kalitesini yansı-
tabilmek için, 'Avrupahlar düzevin-
de' yepyeni tanıtım, tasarım ve pa-
zarlama etkinlikleri gerçekleştirme-
yi hedefler.
"Oysa, o sıralarda ne yeterK rek-
lam şirkeneri vardı ne de tasanm
kumhışlan_ Bu nedenleNuri lyem,
Bedn Rahmi gibi dost ressamlar,
Ara Gülergibi fotoğrafçılar benden
çok çektiler."
Her zamanki gibi hatayı bağış-
lamayan. düzenli, tıtız turumuyla,
'nokö.virgülustündebBedurarak'
modern. çağdaş. yenılıkçi kurum
imgesı yaratır
1955'te çıkardığı, bilim dünya-
sı kadar sanat dünyasının da ilgi-
sini çeken 'Tıpta Yenilikler' dergi-
sınde tıp açısından önemlı konu-
lan ele alıp, her yönüyie inceler. Bir
gün Ara Güler'in getirdiğı fotoğ-
"Sokaklarda bütün bir kenti ya-
şıyursunuz. DegismekTİ. grfişmeJe-
ri. oluşumlan sapnyorsunuz. İn-
sanlann sevgikrini. tepkikrini, coş-
kulannı. umutlannı. umutsarfuk-
lannı izliyorsunuz. Yalnız bir ken-
ti de degil: bir ülkeyi. bir külrürü:
bütün bir insanlığı görüyorsunuz."
AnadoluŞıı belgetKor
Kendine özgü doğası. insan zen-
ginlikleri, külrürü, uygarlığı, ren-
gi, ışığıyla Anadolu'ya tutkun. Tür-
kiye'yi Istanbul'dan görmeye kar-
şı. Değişimi sürekli Anadolu'yu
gezerek, görerek yakalamak ge-
rek. Bu nedenle yaklaşık 20 yıldır,
her yıl bunun çok tadını çıkaran.
dolaşmayı, güzellikler karşısmda
keyıf almayı. çoşmayı bilen ıki ar-
kadaşıyla Türkiye'yi gezıyor. Çok
sevdiği Henri Cartier-Bresson gi-
bi "dolavsız görüntülerte' bir kül-
türü görüntülüyor yıllardır, değişi-
mi fotoğrafla ölümsüzleştiriyor.
Yine Onat Kutlar'ın değindıği gi-
bi Şakir Bey'ı en güzel plastik sa-
natlar uzmanı. eieştırmen Alexand-
re Alexandre anlatıyordu Novum
dergısınde: "Büyük olasdıkla, fo-
toğrafin öneüsü ve Eczacıbaşı'nın
çokse\diğiAlfredStıeglız'in,onun
sanafı üzerinde etkileri olmuştur.
Şöyle diyordu Stiegliz: "Bir kişi> ı.
dan taşmış insanlar, nesneler ve
belirsizlik duygusu... Bu belirsiz-
lik, izleyiciye de görüntüleri algı-
larken daha çok düş kurma. belle-
ğini zorlama olanağı veriyor. Çün-
kü söz konusu olan "yalnızbeklen-
tiJerin \egelişmelerin belirsizliği de
değil: beileğin. anılann da belirsiz-
liğL"
Türkiye'de yedi. çeşitli Batı ül-
kelerinde 23 fotoğraf sergisi düzen-
lenen ŞakirBey' ın seçme foloğraf-
lannı içeren iki fotoğraf kıtabı var:
'Antar' (1983) ve 'Türki>« Renk-
leri'(1997).
Abidin Dino, "Şakir'in görsel
tutkusu. fotoğraftan başka bir de
sinema ve sinematek aşkından bel-
İL ŞakirEczacıbaşıfotoğrafçımı, res-
sam mı. yoksa kalem yerine fotoğ-
raf makinesi kullanan bir yazar
mı?" diyor. Şakir Bey. önce fılm
sonra da fotoğrafla belgeliyor Tür-
kiye'yi. Çağımızda, bugünkü ile-
tişim ortamında, fotoğraf ya da
filmle her şeyin. en önemli olay-
lann, aynı anda en can alıcı boyut-
lanyla dünyanın dört bir yanına
yansıdığı düşüncesiyle Sabahat-
tin Eyubogtu ve Fransız yönetmen
Pierre Biro ve görüntü vönetmenı
Jean JacquesFlori'ylebırlıkte Ec-
zacıbaşı Kültür Fılmlen dizisıni
yapıyor. Anadolu'daki geleneksel
amacındaki bu yıllıklarla, hem genç
fotoğrafçılar kazandınldı ülkemi-
ze, hem de Anadolu'nun her yö-
resinde yok olan kültürümüzün ör-
nekleri arşiv lendi bınlerce dia ile.
Ferit Edgü'nün deyişiyle 'Türki-
ye'nin yazısız ansildopedisi' olan
bu yıllıklar. çağdaş Türkiye'yi gör-
sel açıdan yansıtırken, Türkiye'nin
tanıtımını ve Türk fotoğraf sana-
tına katkı işlevini sürdürüyor. Abi-
din Dino'nun belirttiği gibi 'Tür-
krvc'nin bir çcşitgüzellikler demir-
başdefteri' olan yıllıklar. 'taşutop-
ragu insanı, bitkisiyle bölünı bö-
lüm Türkiyç imge ansiklopedisi'ni
yaratıyor.
Kültür Girişiıni'nin öneüsü
Bir başka büyük eksıklik de yıl-
lar süren bir çaba sonunda gideri-
liyor, plastik sanatlar konusunda üç
ciltlik Eczacıbaşı Kültür ve Sanat
Ansiklopedisi yayımlanıyor yine
Şakir Bey'in öncülüğünde. Şimdi
sıra öteki sanat dallannda oluştu-
rulacak ansiklopedilerde. Milliyet
Sanat Dergısi de Şakir Bey'in
öncülüğünü yaptığı bir ürün. Ab-
di İpekçL 1972 yılmda Natan'ın Sa-
nat Yapragı' gibi bir sanat eki çı-
karma önerisinde bulunduğunda,
günümüze dek uzanan bu derginin
doğmasını sağlıyor Şakir Bey. Ipek-
çı'ye hazırladığı rapor. 'sanat ga-
zetecüiği'nde ustalığının bir belge-
sı.
Türkiye'de daha çağdaş bir kül-
tür ortamının oluşumuna katkıda
bulunmak amacıyla yine Şakir
Bey 'in öncülüğünde, bir grup kül-
tür ve sanat adamıyla bırhkte ku-
ruluyor Kültür Girişimi. Kültür
politikasının oluşturulması ve ge-
liştirilmesı, geçmış kültürümüzün
zenginliğe sahip çıkma bilincine
ulaşılması için kamuoyu yaratmak
amacıyla çeşitli bildiriler yayınJı-
yor; kültürel yozlaşmaya. yağma-
ya. kültüre aynlan bütçenin azlığı-
nakarşı...
-Bizim gibi genç demokraside,
pariamentonun shil toplum örgüt-
leri taranndan etkilenmesi gcrekir
süreklL Asl demokrasL srvil toplum
örgütlerinin geliştigi. seslerini çı-
karabildiği sözlerini geçirebildiği
parlamentoyu, meclisi etkileyebO-
diği oranda geüşir."
Kültür Girişimi'nin etkinliği ola-
rak geçen yıl tzmir Kültür Sanat ve
Eğıtim Vakfi'nca izmır'de düzen-
lenen 1. Ulusal Kültür Kongre-
si'nde. "Demokrasi Külrürü veGlo-
baüeşme' tartışılmıştı. Şakir Bey,
bu kongreye göstenlen büyük il-
gıden çok hoşnut. Bu kez Istan-
bul 'da ekim ayında gerçekleştirile-
cek uluslararası alanda bir çok kül-
tür adamı, UNESCO temsilcileri-
nin katılacağı sempozyumla 'Kül-
tür Poütikası' gündeme gelecek.
'Hobisi işadamlığı'
Eczacıbaşı ailesinin yaşam fel-
sefesi sanki baba Süleyman Ferit
Bey'in "Toplumdanakiığınıa,top-
luma vennetisiniz" görüşü üzenne
kurulu. Bir sanayi kurumunun üre-
timinin. topluma verdiği kazancm
yanı sıra çevreye verdiği zaran.
doğayı yeniden zenginleştirerek
düzeltmesi gerektiği görüşüyle,
özel girişimciliği her alana özellik-
ie gençler için eğitime, spora, sa-
nata yöneltiyor Eczacıbaşı. Şakir
Bey'in 1966 yılında kunılmasını
sağladığı Eczacıbaşı SporKulübü
de, basketbol, voleybol ve masa
tenisi alanlannda bir çok kez Tür-
kiye şampiyonluğu kazanarak. yıl-
larca Avrupa kupalannda Türki-
ye'yi temsıl etti.
Kişiliğıne de yakın özellıkler (a-
şıyan, 'jaşamın ağırlığını büyük
ölçüde üzerimizden kakuran' Ber-
nard Shaw'u "Gülen Düşünceter"
adlı kitabıyla Türk okuruna kap-
samlı biçimde tanıttı. Şimdi Os-
car Wikte kitabını bitirmek üzere.
20. yüzyıla çok büyük kapılar açan,
basmaİcalıp gelenekselliğe karşı
çıkarak, yeni kapılan zorlayıp. hem
sanatın hem de başka alanlann
önünü açan. sorgulayan, her şeyi
çok hoş biçimde tartışılabilir kılan.
dünyayı sarsan, her konuda yeni-
den düşünmeye yönelten ve dü-
şünce üreten bu iki büyük yazann
tanınmasının Türkiye için yararlı
olacağını düşünüyor.
Fotoğraflarındakı 'devinim' ya-
şamma da yansıyor ama geleceğe
bakışında 'beürslzlik' yok Şakir
Bey'in. Müthiş merakını, heyeca-
nını, sevincinı. coşkusunu ve o an-
latılması güç yaşam dolu kahkaha-
sını hep koruyarak. 'takımruhu'nu
hiç yitirmeden projeler üretiyor ve
bunlan sonuna dek izliyor. Şakir
Bey'ı dınledıkçe de Hegel'in "Tut-
kulu olmadıkça.önemsenmeye de-
ğer hiç bir şey yaranlamaz şu dün-
yada" sözlerini anımsamamak,
Abidin Dino'nun 'hobisi işadam-
bgı' esprisine katılmamak olası mı?
Rudolf Nureyev 'in
vasiyeti gerçekleşiyor
M Kristin Scott
ThOITOS ve Sean
Penn'in başrollerinı
paylaştığı, Philip
Haas'ın 'Up At The
Villa' adlı filminin
çekimlerine
Italya'da devam
ediliyor. Sanatçının
yeni projesı.
yönetmen William
Wellman'ın
hayatını konu alan
bir film.
• Lars Von Trler
Cannes Fılm
Festivali'nde de
açıkladıgı gibi 1999
yılının ilkbahar aylannda
İngılızce bir müzikal
komedi çekmeyi
planlıyor. Von Trier.
müzikalde kimlerin rol
alabileceğini henüz
düşünmemış.
• Eric Rochant
Tonına Benacquısta'nın
'Çarres Rouges sur Fond
Blanc' adlı yapıtını
sinemaya uyarlayıp
vönetecek.
Rus yönetmen
• Andrel
Konçalovski 1999
yılının Ocak ayında
Andre Malraux'nun
'Voie Royale" adlı
yapıtını beyazperdeye
aktarmayı düşünüyor.
• Rlchard Cere ve
Steven Seagal'dan sonra
Leonardo DiÇaprio da
Budızme merak sardı. Dı
Gapno, Los Angeles'ta
bir Budist gruba üye
oldu.
• Paul Mccartney
en zengin tngılız pop
müzık şarkıcısı olarak
belırlendı. lngiliz müzık
dergısi Q'nun hazırladığı
listede eski Beatles
üyesini Elton John, Mick
Jagger ve Phil Collins
ızledi. En zengin kadın
şarkıcı ise Cranberries
grubunun solisti Dolores
O'Riordan'dı. Spice Girls
ancak 53. sırada yer
alabildi.
• Michelle pfeiffer
ve Bruce Willis, Rob
Reiner'ın yeni filminde
başrolleri paylaşıyorlar.
Duygusal komedi
nıteliğındekı filmın adı
'The Story of Us'.
• Harrison Ford.
Robert Zemeckis'in yeni
filminde başrolü
üstleniyor. "What Lies
Beneath' isimli
bilimkurgusal korku
filminin fikir babası ve
yapımcısı Steven
Spıelberg. Fılmde
gizemli bir cinayet
olayına kanşan bir
öğretmenin
başından geçenler
anlatılıyor.
• Rlchard
cere'in 1993
yılında yaptığı
Tibet gezisi
sırasında çektıği
fotoğraflar
lsvıçre'de sergilenivor.
Lozan kentındekı Elysce
Müzesı'nde yer alan
sergi. Gere'ın sıyah-
beyaz fotoğraflanndan
oluşuvor.
• Mâurizio Micheli
ve Valeria Mannı. 'Mı
voleva Strehler' adlı
fılmde başrollen
paylaşıyorlar.
Yönetmenliğini Alfredo
Angeli'nın yapacağı
filmin çekimlerine ekim
ayında ba^lanacak.
• Carlo Cecchi.
Palermo'da bir dizı
Shakespeare gösterİM
hazırlıyor. Gösterilerin
koreografisı Pappi
Çorsicato'ya aıt.
• Federico
Fellini nın 1957 yılında
çektıği başvapıtı venıden
dünya sinemalannda...
'LeNotti di Cabirıa'
isimli filmin onarılmi!) \e
kesıntısız halı bu ay Nevv
York ve Los Angeles'ta
göstenlıyor. Çevrıldığı
dönemde filmin 7
dakıkalık bir bölümü
Vatikan'ın baskısı
üzenne kesilmiştı.
• Romy
SchnCİder'ın yaşamını
anlatan kıtap, sanatçının
kızmdan büyük tepkı
aldı. Annesıni henüz 5
yaşındayken kaybeden
Sarah Biasini. babası
Daniel Biasini'nin
Avusturyalı bir
gazeteciyle birlıkte
hazırladığı 'My Romy'
ısımlı kitabın gerçekleri
yansıtmadığını belırtıyor.
Biasini'nın iddiasına
göre Schneider kıtapta
herkes tarafından
kullanılan, alkolik ve
ninfomanvak bir kadın
olarak tanıtılıyor.
• Rudolf
Nureyev'in vasiyeti
gerçekleştiriliyor. 1993
yılında ölen ünlübalet.
Chıcago'da oluşturulacak
birdans vakfı için 7
mılyon dolar bırakmıştı.
Nevv York mahkemesi,
sanatçının ailesinin bu
para üzenndeki talebini
geri çevirdi ve
Nureyev'in vasiyetinin
gerçekleşeceği
belirlendi.
Aziz Nesin'in 'Vicdan Davası'
• Kültür Servisi - Aziz Nesin'in Türki> e Yazarlar
Sendikası (TYS) başkanlığmdan istıfasmın ve Tomns
Uyar'ın açtıgı ödence davasının öyküsü. Nesin'in
bıraktığı dosyadan yola çıkılarak Ali Nesin tarafından
kitap haline getirildi. Aziz Nesin dosyayı 1992'de by-
pass ameliyatı olmadan önce hazırlamış v e Adam
Yayıncılık'a bırakmış, ameliyattan sağlıklı çıkarsa da
ilk iş olarak kendısinin dosyayı tamamlayacagını
belirtmişti. Nesin ameliyat sonrasında gözlerinin ıv ıce
zayıflaması üzerine dosyayı gözden geçıremeyeceğını
anlayarak 23 Aralık 1993'te yazdığı vasiyette dosyanın
bu işten anlayan biri, örne|in Ali Nesin tarafından
yayına hazırlanması gerektiğıni belirtmişti Ali
Nesin'in 'Vicdan Davası' başlığı altında kıtaplaştırdığı
bu dosya Adam Yayınlan'ndan çıktı.
Alain Lefevre Ankara'ya geliyor
• Kühür Servisi - Kanadalı pıyanist Alaın Lefevre,
Kanada Büyükelçilıği'nin katkılanyla 10-14 Tcmmuz
tarihlen arasında Ankara Dev let Konservatuvarı pıyano
bölümü öğrencilerine ders vermek üzere Türkiye've
geliyor. Sanatçı geçen kasım ayında da Istanbuİ'da
Polonyalı Orkestra Şefi Tadeus Strugala'nın yönettiğı
Istanbul Devlet Senfonı Orkestrası ile bırhkte konser
vermişti. National Symphony, Houston, Montreal.
Sruttgart ve Moskova Orkestralan başta olmak üzere
birçok tanınmış orkestrayla beraber çalan Lefevre,
profesyonel çalışmaiannın dışında, sosyal yardım
faalıyetlerine de katılıyor.