16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ1998SALI CUMHURİYET SAYFA ALEVILIK VE ALEVILER UZERINE OYUN/7 Alevüer hep Ata'nın izinden gittilerCEMAL ŞENER Tarihte Osmanlı - İran ılişkıleri bozuldu- ğunda bunun acı faturası süreklı Anadolu A!e- vileri'neçıkanlmıştır. Şehzade Yavuz,baba- sıru devirip tahta geçince; o sırada gergin olan Osmanlı - İran ilışkilerinı çözmek içın İran'a sefer hazırlanır. Yavuz Sultan Selım'ın İran seferi Anadolu'dan başlar. Beylerbeyi ve Sancak beylerineemirvererek. Osmanlı ta- rihi uzmanı İsnıail Hakkı l'zunçarşılı'nın yazdığina göre,"Şah İsmail'e taraftar olan ve ayakJanma ihtimalieri bulunan 40 bin ki- şiyi "defter'e vazdırarak bunlan hapis ve idam ettirdi." (Osmanlı Tarihı, 2. Cilt, s 257-258). Aynı olayı diger bir Osmanlı Tanhı uz- manımi7. fsmail Hakkı Danişmend ise. bu sayının: "memurlann ifradı yüzünden 40 binden çok fazla tuttuğu da rivayet edilir" (Izahlı Osmanlı Tanhı Kronolojısı. Cılt 2. s. 6-7)dıyeyazıyor. Bu savaş sonrası çızılen Osmanlı - tran sınmndan beri tran'da kalan Alevilen tran yönetimi Şiileştirmek için nasıl her firsatı değerlendirmiş ise, Osmanlı da Alevilen Sünnileştirmeyı adeta Islamın beş şartın- dan biri gibı algılarmş \e uygulamıştır. Yavuz'dan sonra Kanuni Sultan Süley- manda bırbaskı ve katliampolıtikasını Ale- \ iler üstünde kurmuştur. Doğu Anadolu'da Osmanlı'nın Alevilen katlıam ıle yok etme politikalarma maalesef en büyük yardımı. Cumhuriyet'e kadar Anadolu Alevilerinin bu topraklarda kurulan merkezi devletlerle ilişkileri sürekli sorunlu oldu. Cumhuriyet hükümetleri döneminde de Mustafa Kemal dönemi sayılmazsa, Sünni Islamı öne çıkarmayı ve Alevileri yok saymayı devlet politikalannın esası haline getiren Ankara ile Alevilerin ilişkileri sürekli gerilimlı oldu. İdris-iBitiisiönderliğindeki Şafii Kürtağa- lan yapmışlardır. Bu durumu Dr. İsmail Beşikçi şöyle de- ğerlendiriyor: "Bu ise Doğu'dakiAİeviTiirk aşireüerle Şafii Kürt aşiretier arasında sonu gelmez mücadeleleresebep ounuştur" dedik- ten sonra Osmanlı'nın Idns-ı Bıtlısı sayesin- de Kürt aşiret reislerine nüftız ederek onla- n kendılerine bağladığını: bunun karşılığı olarak da: "Kendisine bağlamak için özel fermanlarla toprak bağışlamıştır" (Doğu Anadolu'nun Düzeni. s. 173) dıyor. Bugün de tarih adeta "tekerrür" edıyor. Alevilen; Şiı İran ve Sünni Osmanlı, Şafîı toprak ağalannın da yardımı ile yaklaşık 500 yıldır her tür yöntemi kullanarak asimı- le ve yok etmeye çalışıyorlar. Bu işte kıs- men başanlı da oluyorlar. Özellikle İran kendı ülkesinde daha başanlı oluyor. Bugün Iran'da Alevilerin hükümdarı Şah İsmail Hata>i adı, tarihlerinden bile kazmmış du- nımda. Ama Osmanlı aynı işi belkı de Cum- huriyet Dönemi nedenı ıle başaramamış. O halde Islam içinde; aklı, inancın önüne ko- yan aydınlanmacı bir dinsel anlayış olan Alevilik yok edilmelidir. İran örneği İşte bu amaçla; bu iki devletin Alevi düş- manı asimilasyoncu zihniyetinin temsilcisi olan; İran adına Humeyni'nın karanlık re- jiminin >andaşı; Ayetuliah Şeriat Medari ıle Divanet Işlerı Başkanı Prof. Dr. Sülev manAteş,1977yılındalran'ınKumkentın- de asımile edemedıkleri Alev ileri de asımı- le etmek içm bir araya geliyorlar. Ayetuliah Şeriat Medari, kendi ülkesinde "lslam Dev- leti'' kurmuş olmanın rahatlığı ve Alevilen asimile etmenin zaferi ile Türkıye devleti tem- silcısine şöyle sesleniyor: "Sayın Başkan. Türkiye \levileri ateist- leşiyorlar. Ya siz ilgilenin Sünnileştirin, ya da blze bırakın Şüleştirelim." Türkiye'de Alevilerin Alev ı olarak kalma- lan onlara göre "ateistleşıneteri" olarak de- ğerlendiriliyor. Alevi olarak kalmalan olmaz. Ya Sünnileşeceklerya da Şııleşecekler, baş- ka seçenekleri yok. Alevilerin bizim Şiiler- le ortak v arumız; "Ehübeytsevgisi, AliveKer- bela sevgisi, acısı vs." söylemlennın onlara göre hiçbir anlamının olmadığı çok çarpıcı bir tarzda bu teklifte görülüyor. 12 Eylül 1980 darbesi ile yolu. suyu. elektnğı. oku- lu olmayan Alev i köv lerine cami yapma se- ferberliği işte bu dönemde başladı. Sünni ca- mi anlayışı ilegiremedıklen bırçok Alevi bel- deye Çorum. Malatva misali Ehlibeyt Ca- misı, Imam Hüseyin Camisi diye açılan Şii ımamlı camılerın kerameti böylece çıkıyor ortaya. Adeta clhat açtılar Laik devletin sadece Sünni mezhebe hiz- met vermeyı kendine görev seçmiş Divanet tşleri Başkanlığı ile Humeyni'nin şeriatçı mollalan, Anadolu Alevilen'ni asimile et- mek için adeta cihat açmış durumdadırlar. Bu amaçla her iki zihniyet de; her tür aracı kullanarak ve Aleviler arasındaki en küçük aynlığı firsat bilerek ve biraz asimile olmuş Cumhuriyet, Mustafa Kemal'in ifade ettiği laikliği, demokrasiyi, halkın kendi kendini yönetmesınin esas alan yönetim biçimi ile Anadolu halkının özlemlerinin örtüşmesidir. Yani bir anlamda baş ile gövdenin birleşmesidir. Bu nedenle Aleviler, Mustafa Kemal ve arkadaşlannın şeriata karşı verdiği mücadelenin her aşamasında tüm varlıklan ile yeraldı. veya işi paraya tahv ıl edecek kişilerle, der- neklerle. vakıflarla. yazarlarla. dedelerle hatta beledıye başkanı ve parlamenterlerle ilişki kurarak Alevileri asimile etmek ıçın seferberlik açmış durumdalar. Bu gıdişe; Alevilenn kendını ifade etmesinden ve ör- gütlenmesindenrahatsızolan bazı Kürt grup- lannın ve bazı "sol" gruplann tav ırlan da eklenince Alev ilerin asimilasyonu daha ko- lav laşacaktır. Aleviler açısından laikliğin ve ulus devlet olmanın sımgesi olan Atatürk res- mının Türk bayrağının Alevı örgütlennde ası- lı olmalanna. yürüyüşlerde taşınmalanna karşı olmak. Alev iler üstünde oynanan oyun- lara yardımcı olmaktır. Onlan asimile eden çalışmalara destek olmaktır. Ulus devletin sımgesi olan Atatürk resmine, ulusal mar- şa ve bayraga, Türkiye'ye din devleti geü'r- mek isteyen ırticacı kesımlerin de karşı çık- ması bir tesadüf müdür? Aklımızı başımı- za toplayalım. Tarihte Alevileri kitlesel kat- liamlarla, asimılasyonlarla yok etmeye ça- lışan Osmanlı ve tran polıtikalanndaki td- ris-i Bitlisı'nın tarihsel pozısyonuna düş- smanlıdan buyana Alevilerin kara günleri MİYASE İLKNUR Alevilığı Sünnileştırme çabalan bugünlerde yoğun bir şekilde tartışılıyor. Son olarak Azerbavcan'daki dar- be gırişimine adı kanşan ve darbenin planlayıcısı Fer- man Demirkol'u Bakû'dakı ev inde gizleven Dıyanet Iş- lerı Başmüfettişı Abdülkadir Sezgin'ın. dönemin Baş- bakanı Tansu Çiller''e "Alevilerin Sünnileştirflnıesi'' hak- kında v azdığı gızlı raporun ortaya çıkmasıyla konu ye- niden gündeme geldı. Sezgin'ın hazırladığı gizli rapor, 1977 > ılında Ayetuliah Şeriat Medari'nin o tarihte Di- yanet tşleri Başkanı olan Prof. Dr Sükyman Ateş'e söy- ledığı "Sayın Başkan, Türkiye. Alevileri ateistleştiriyor; ya siz Sünnileştirin va da bırakın biz Şüleştirelim" söz- leriylebaşlıyor. Alevilerin Sünnıleştirilmesi. olmazsaŞi- ıleştinlmesı, bızzat din adamlan tarafından planlanıp uy- gulamaya konuyor. Alev ilere "lark katır mı ku-k satır mı" diye de sorul- muyor. Bütün bu faalı>etler Alev ılenn gıyabında sürdü- rülüvor. Tabii devlet elıyle yürütülen bu gizli faaliyet- lerden bütün Alevılenn habersız olduğunu öne sürmek saflık olur. Siyasi iktidarlar v e özellikle de siyasi tslam- la ıv ı geçınmek isteyen kimı Alevilerin ve örgütlerin ey- lem ve söylemleriyle buna çanak tuttuklan bilinen bir gerçek. Konu. Sezgin'ın raporundan sonra gündeme gelse de ne Aleviler ve bu türmısyonerlik faalıyetlerinı yürüten çevreler. bu yöndekı gırişımlerin ya- bancısı değil. Yenı olmayan bu girişimler, dö- nem dönem ara verilse de Osman- lı 'dan ben. sistemlı bir şekilde yü- rütüldü ve yürütülmekte. Ancak tanhe bakıldığın- da geçmışte yürütülen asimilasyon çahşmalan- nın arzulanan sonucu vermediğı görülüyor. Asimılasyonun sonuç vermediğı görüldüğünde de, "bu Kızılbaş taifesinin yola geleceği yok, en iyisi kökİeri- ni kazunak" düşüncesi hâkim oluyor Osmanh'da. Sünnıleştir- me çalışmalannın yenni bu kez tenkıl ve tedıp polıtikası alıyor. Özellikle U. Beyazıt. Yavuz Sul- ~ tan SeJim. kanuni Sultan Süky- man, I. Ahmet ve II. Mahmut dönemlennde "başıbozukKızıl- baş-Türkmen taifesi" olarak ta- rumlanan Alev ılen bekleyen akı- bet; ya toplu göç ya da toplu kı- yım olmuştur tarihte. Yavuz'a kadar olan dönemde ayaklanmalann bastınlması hanç. topİu katliam pek yeglenmedı. bunürTyefîne sürgün ce~ zası uygulandı. Toplu vaşadıklan yer- lerden alınan Aleviler. Sünni nüfusun yoğun olduğu >erleşım bölgelerine gön- derildı. Yavuz"dan sonra ise hem sürgün hem de toplu kıyım bırlikte uygulamaya konuldu Osmanh'da Sünniiestirme faaliyetleri Osmanlfda Alevilerin "kara günleri", ınanç yönüy- le gönülden bağlı oldukları Şe\h Safıi'nm altıncı kuşak torunu Şah İsmail'ın Safevi dev letinı kurarak dedesme bağlı Anadolu'daki müntlenyle ilışkjye geçmesinden ^önra başladı. Osmanlı'dan tımar alamayan. topraksız 61^ duğu halde ağır vergılerle bunaltılan yoksul Alevinin Şah tsmaıl "e gönüllü vergi ve asker vermesı, her yıl öbek öbek Şah ismail 'ı zıyarete gidıp "niyaz olmalan" bir anlam- da kendi felaketlerinı de hazırladı. Anadolu Alevisini cez- bedecek bütün unsurlar Şah Ismaıl'de birleşmişti. Ana- sı Türk. babası Türk. tebaası Türk... Kurduğu Safevi devletının resmı ınancı Kızılbaşlık. Sözlü kültüre sahip Alev ilerin gönlünü fethedecek şiırler yazan ve bu şiir- lennde Türkçeyı ustalıkla kullanan Şah tsmail, Osman- lı zulmünden bunalmış Aleviler için "mehdi"nintaken- disıydı. Oysa Osmanlı'nın Anadolu'da >aptığı zulmün bir benzerini de Şah tsmail, hâkim olduğu topraklarda Sünnilere yapıyordu. Yarın: şah ismail ve II Beyazıt Yurtta suin, CiHancia suln. Hacı Bektaş Veü buyurdu: "Beş şey her şeyin en yağızıdır; Güneşe karşı yanan ışık. Görmeyen göze karşı güzel yüz. Çorak toprağa karşı güzel yağmur. Karnı toka karşı hoş bir yemek. Ahmaka (akdsıza) karşı hak (doğru) söz. meyelim.Türkiye bir Ortadoğu ülkesıdir. Ortadoğu petrol, Türkı Cumhunyetler v s. ne- denıv le bu özellığını koruduğu sürece. ye- ri zamanı geldiği zaman Türkiye'deki her top- lumsal hassasiyetı kullanmayı kendi dış po- lıtıkalannm esası yapan gelışmış kapitalist dev letlenn. Alev ı sorununu da kullandıkla- nnı v eya kullanacaklannı asla gözardı etme- mek gerekiyor. Son on yıl Yaşanılan son on y ıl, bir yanı ile ülkemiz- de Alevilerin ulaşabildiklerı tüm ıletişım araçlannı kullanmaya çalışarak kendilerinı tarihlennde bu topraklarda en yüksek ses- le ifade etmeye çalıştıklan bir dönem oldu, denilırse hiç de abartılı sayılmaz. Osmanlı, din esaslannadayalı çeşıtlimıl- let ve milliyelerden oluşan bir ümmet top- lumu idi. Osmanlı sarayını devşırme ocak- lanndan yetışen yönetıciler yönetırken. sa- raydaki hâkim kültür ise Arap ve Fars kül- türü idi. Türkçeyi ve Türk kültürünü yaşa- tan toplumsal güç ise Anadolu'da köylüİü- ğü oluşturan Alevı halk idi. Cumhuriyet; Mustafa Kemal'in önderli- ğinde ümmet esasına dayalı devlet yapısı- nın yıkılıp, yerine ulus esasına dayalı dev- let ve toplum yapısmın kurulduğu bir dızi oluşumun adıdır. Cumhunyet. Mustafa Ke- mal'in ifade ettığı laikliği, demokrasiyi, hal- kın kendı kendinı yönetmesinı esas alan yöneom biçimi ile .\na- dolu halkının özlemlerinin ör- tüşmesidir. Yanı bır anlamda, baş vegövdenin bırleşme- sidir. Aleviler ile Cumhu- riyet yönetıcılerını bır araya getiren ortak pa> - da da bu olmuştur. Aleviler, Mustafa Ke- mal ve arkadaşlannın em- peryalist işgale. hılafete. saltanata, şenata karşı v erdık- leri mücadelenin her aşamasın- da tüm varhklan ıle yer aldı- lar. Arkasmdan kurulan Cum- huriyetin uvgulanması için. Cumhunyet devrimlen için dış- lennı tırnaklanna takıp müca- dele ettıler. Atatürk'ten sonra Fakat Aleviler, Mustafa Kemal"den son- ra kurulan Cumhuriyet hükümetlerinden umduklannı bulamadılar. Cumhuriyet, Mus- tafa Kemal'den sonra Osmanlı artıklannın gizli Cumhuriyet düşmanlannın sarmaladı- ğı bir yönetim biçimine süreç içinde dönüş- tü. Bu olumsuz gelışmeler, öncelikle Cum- hunyetın kazanımlannı ve bu arada da Ale- v ıleri dışlayan. yok sayan anlayışlann hâkim olduğupolıtıkalara dönüştü. Bunun açık ör- neğı 1950'lerde hükümet olan DP dönemi- dir. Ulus-dev letın esaslanndan biri olan ana- dilde ibadet. anadilde Kuran ve anadılde ezan. bu dönemde yasaklandı.Menderes,se- çim meydanlannda; "Sizistersenizoylannız- la şeriaü bile getirebilirsiniz" diye nutuklar attı.. Anadolu'da Aleviler, Osmanlı'dan günü- müze dek sürekli olarak tarihin tekerlef ini ıleriye, aydınlanmaya götüren tüm toplum- sal hareketleri desteklemişlerdir. Osman- lı'da dinsel gericiliğin karşısında olmanın bedelini çok ağır toplumsal katlıam fatura- lan ıle ödeyen Alev iler. Fars ve .Arap asımi- lasyonuna karşı Anadolu'da o gün halkın kendi öz kültürünü, yoz saray kültürüne kar- şı savunmuşlardır. Alev ılenn bu kararlı tav- n olmasaydı. Anadolu'da Türkçe bile dil olarak yok olmakla karşı karşıya idi. Yarın: Kentleşen aleviler Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Necati Yılmaz: En büyük tehdit: Inkâr veasimilasyonAYSE YILDIR1M Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ge- larla yönelinmış. yazı kültürünü v e bel- ge birikimini yaratmasına dahi izin ve- rilmemiştir. Osmanlı, ferman ve fetva- h'dan mıras kalan bır anlavış olarak ko- runmuştur. Tarihsel süreçte kıyımlara varan en sert yöntemlerle, çok açıkça ve nel Başkanı Necati Yılmaz. Aleviliğin salt bir inanç olmaktan öte bir kültür oldu- ğunu vurguluyor. Aleviliğin, Türklerin Orta Asya'daki Şaman inancından, Kürt- lerin eski dini Zerdüştlükten olduğu gı- bi .Anadolu'da yaşamış birçok inanç ve kültürden öğeler içeren bir kültür oldu- ğunu anlatan Yılmaz'la Aleviler üzerin- de oynanan oyunu konuştuk. - Alevilik üzerine tartışma vara tan çe- şiüi tanımlamalar getirili\or. Bu tanım- lamalan nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün Alevi kültürünün Şaman-k larla bu ınsanlann var olmalan, kendı inanç ve kültürlerini yaşamalan konu- sunda karşı tutumunu açıklıkla ortaya koymuştur. Osmanh'da vaşadıklan bu olumsuz koşullar nedeniyle Aleviler, genç cum- cepneden sürdürülen bu ınkar ve asımı- lasjon çabalan bugün vöntem değiştir- miştir. Ancak niyet aymdır. Aleviliğe kendi özgünlüğü içerisinde saygı du>- mayan bu zıhniyetlerin amaçlannı sez- mek zor değildir. Alev ilıği başka kavTam- resınde olduklannı unutmadık. Bırelle- rini bizlere uzatırlarken diğer ellerinde tuttuklan ateşi görüyoruz. Biz bu elleri, Madımakla. Sıvas davasının duruşma sa- lonlannda. katliam sonrası beyanatla- nndan da çok iyi tanıyoruz. Yine "Her ağacın kurdu özünden olur" özdeyişini haklı çıkanrcasına bu kesimlerin taşe- ronluğunu yapan Alevı örgütlenni ve kenli olduğundan hareketle Aleviliğin Türk kültürü-inancı olduğunu iddiaeden- ler olduğu gibi. Aleviliğin Zerdüşt kö- kenli olduğundan Kürt kültürü-inancı olduğu da iddia edilmektedir. Bu tanımlamalar zorlama tanımlama- lardır. Alev iliği salt Kürtlerin, salt Türk- lerin kültürü veya inancı olarak tanım- lamak, eksik ve Aleviliğin kendi gerçe- ğini görmezlikten gelen yaklaşımlardır. Aleviliği bölen. küçülten ve siyasi saik taşıyan yaklaşımlardır. - Alevflere >önettk bu bölme ve asimi- leetmeçabalannın ardındaki neden ne? Aiev ılere asırlarca katlıam ve kıv ım- smanlı'da Alevilerin kendi inanç ve kültürlerini yaşamalan ferman ve fervalarla açıkça engellendi. Günümüzde ise Alevilik konusunda çeşitli tanımlamalar getirilerek kafalar karıştırıhyor. Sultâfi Abdât KüîfüfT)errîegı^Genel3aşkanXNecati i l i b k k "Otcl sahipleri sigorta parası almakiçin oteli yakmıştır" dıverek dünvanın gözü önünde gerçekleşen katliamın üstünü örtmeye çalışan Tansu Çûler" in^ "Halk~ la güvenlik güçlerini karşı karşrvB getir- meyin'"dıyerekvalinın elinı kolunubağ- layan Süleyman Demirel'in tutumlannı unutmadık. Üç trilyon vaatlenyle, örtü- lü ödenek ödemeleriyle yaşanmışlann üs- tünü örtemezler. Kendi iktidarlannda Alevilere sürek- li katlıamlar yaşatanlar da Alev ilerin ne pahasına olursa olsun kendilenne oy vermeye mecbur olduğunu düşünmek- ten vazgeçmelidirler. Aleviler hiçbir si- yasal anlayjşmpotansiyel dest göre yapılmak istenen şey; 'Aleviliği başka kavramlann ve kurumların içerisine eklemleyerek eritip bitirmek.' huriyetin oluşumuna büyük destek ver- miş ve aynı zamanda büyük beldentiler içerisinde olmuşlardır. Cumhunyet sü- recinin kul-ümmet toplumundan, birey- yurttaş toplumuna geçiş anlamını taşı- ması, egemenliğin kaynağının gökten yere indirilerek halka ait görülmesi Ale- vı toplumu için yaşamsal önem \e de- ğer taşımaktadır. Ancak cumhuriyet yö- netiminde de Alev ı kültürüne karşı bir ıigısıziık ve yok sayma anlayışı Osman- lann (Türk. Kürt. Şiilik. Sünnilik v s.) ve kurumlann (Diyanet tşlen Başkanlığı. camı gıbi) içerisine eklemleyerek eritip bitirmek. - Siyasilerin Alevi kültürüne yaklaşı- mı nasıl sizce? Düne değin görmezlikten gelinen Ale- v ılere "Siz Islarrun özüsünüz", "Siz Ana- dolu İslamtsuıız", "Siz de Şüsiniz, bizde Aleviyiz" sözleriyle yaklaşanlann daha önce Alevilere yönelik kathamlann ne- Alevıler adına bu çabaya destek veren CemalŞahin'ler, Fermani.'ytun'lan çok ıyi tanıyoruz. Bunlarçok iyi bilmelidir- ler ki, çabalan boşunadır. Alevi kültü- rüne kılıç zoru ile mayalanmaya çalışı- lan Ortodoks lslam inancı dahi Alevi kültürü içerisinde maya tutmarmştır. Yi- ne Türkiye toplumunun hafızası zayıf ol- sa da; Sıvas katliamını "fiıtbol müsaba- kasında çıkabilecek olaylardır" sözle- nyle olağan gören Mesut Yılmaz'ın, lerdir. Alev ilerin tarihsel birikimleriyle olgunlaştırdıklan bir duruşlan vardır. Bu tarihsel gelış çızgisi bugünkü safla- nnı da belirlemıştir. Zalime karşı maz- lumun yanında olmuşlardır. Tüm halk- larını kardeş bilmışlerdir. Emeğin ve alın terinin karşılığını bulmasını iste- mişlerdır. Yânn yanağından başka her şeyde hep beraber diyebilmişlerdir. Bu anlamda saflannı yeniden belirlemele- ri söz konusu değildir. Bu değerlerden vazgeçmek Alevilikten v azgeçmek olur. Yarın: Aleviler demokrasi istiyor İ L H A N S E L Ç U K Y A Z D I : A N A D O L U ' D A Y E N İ İ N S A N I N D O G U S U c u m a g ü n ü C u m h u r i y e t ' t e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle