Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ1998Î
14 KULTUR
PORTAL DtKMEN GÜRÜN
'Taşlama ve yerginin bittiği yerde demokrasi de biter'
Tutuklamalar, yasaklamalar.. kaçışGeçen gün!erde'*LeMonde''da 10 Uluslararası ts-
tanbul Tıyatro Festivali, festivalin konuğu olan "Ak-
rep" (AST) ve Eşber Yağmurdereti üstüne dikkat çe-
kicı bir yazı çıktı. Festivali ızlemek üzere Istanbul'a
gelen Jean-Louis Perrier,yazısında, festivaleözellik-
le son yıllarda uluslararası tiyatronun en başanlı isim-
lerinın katıldığına dikkat çekıyor ve "özgürbirsüreç"
olarak tanımladığı buetkinlik boyunca oyunlann bü-
yük bir ılgıyle izlendığine değiniyordu: "Siyasi ola-
rak son derece gergin birortamda festh aL bir sığmak
işlevini görüyor veoyunlarizleyicilerin doldurduğu sa-
lonlardaoynanıyor." Perrier, Eşber Yağmurderelı ve
"Akrep" üstüne de özetle şunlan söylüyordu: "İnsan
haklan savunuculanndan Eşber Yağmurdereli'nin
Ankara'da rutuklanmasL Türkiye'nin en güzel ken-
tinde düzenienen 10. l luslararası Istanbul Tıyatro
Festhali'ne gölge düşürdü. Sivasi iktidardan bağmv
SE bir vakıf taranndan vönetilen festivalde, Türki-
ye'deki ifade özgüriüğü mücadelesinin semboUerin-
den biri olan bu âmâ avukatm ilk oyunu 'Akrep' oy-
nannuşn. Ölüm cezasına karşıçokduygulu birsavun-
ma olarak adlandınlabilecek bu oyun, romana Yaşar
K.emal'indeövgüsünükazandı: ^ — i ^ —
Almanva. BekJka. Hoflanda ve İn-
giltere'yetumeyegidecekolan •Ak-
rep', askeri vönetinıin tüm sıcaklı-
ğının hissedildiği 1982 vüında Si-
nop Cezaevi'nde yatan bir avuka-
bn günlük yaşamı üzerine kurulu.
Eşber Yağmurdereli'nin hücresine
giren öldürucü böcek akrebin ta
kendisidir. Akrebin valnızca insan-
lann kafalannda olduğunu bizlere
çok önceleri söyleyen oyunun baş-
kahramanının son sözieri şunlar-
edipus bir kaçış
oyunudur. Insanlann
gerçeklerle yüzleşmek
yerine kafalannı sürekli
kuma gömdüklerinden
söz edilir bu oyunda.
Tutuklamalar
sorgulamalar.. kaçış.'
Louis Perrier yazısında "Akrep'in duyarlı ve dikkatli izleyicilerie sık sık buluştugunu belirtiyor.
dır: "Bu topraklarda yüzyıllardır akrepler, hayatımı-
zı, onurumuzu, vicdanımızı tehdit ediyorlar. Ama bu
akrepler artık bize zarar veremeyecekJer.' İnsan Hak-
lan Derneği Başkanı Bırdaral2Mayıs'tayapdansu-
ikast denemesi bu tür zihniyetierin hâlâ var olduğu-
nu, ancak başka sert bir kabuk atona gizlendiklerini
bize gösteriyor.
Avukat oyunumı ülkenin sivasi başkentinde bir ti-
yatroya ( \ST), Brecht'in ya da tbsen'in oyunlannı
sahneledigi için sık sık kapaülan bir tiyatroya teslim
etmişti. Bir devlet tivatrosunun bu oyunu sahneleme
riskini göze alması da zaten çok küçük bir oJasıhkh.
\azar. oj ununun provalannı izlevebildi ancak. ga-
lasında bulunamadı. 1 Haziran'da tutuklandığı sıra-
da oyun 237. kez sahnelenivordu. Sağlık koşullan ne-
deniyie aftan yararianmayı reddeden ve düşünce öz-
gürlügunün önündeki yasaklann bir an önce kaldı-
nlmasını isteyen Yağmurdereti. onu serbest btrakma
karan iptal edüdiği tarihten (16 Aralık 1997) itibaren
saklanmaktaydı.
'Akrep', tstanbul'da festival kapsamında olduğu
gibi tüm Türkiye'de salonu hıncahınç dolduran du-
yarb ve dikkatli izk\ icilerle sık ak buluşuyor."
Yazının ardından festivalin bu yılkı Fransız ko-
nuklan sessiz kalmadılar ve bizi arayarak Ankara Sa-
nat Tiyatrosu'nun telefonunu istediler. Tiyatrolarara-
sında bir diyalog kuruldu mu bilemiyorum, ama gös-
terilen duyarlılığın altını çizmek istedim.
•••
Gazete yaasıru okurkenbirbaşka yazı çağnşım yap-
n. Birkaç yıl öncesine giden kjsa bir yazı. Yönetmen
Jan Ritsema "OedipusT>
u hayatınm oyunu olarak de-
ğerlendirirken nedenini şöyle açıklar: "Çünkü o bir
'kaçış' oyunudur. Insanlann gerçeklerle \ü/Jeşmek
yerine, kafalannı sürekli kuma gömdüklerinden söz
edilir bu oyunda. Oedipus da babası gibi kafasını ku-
ma gömmüştür." Tutuklamalar, sorgulamalar, yasak-
lamalar.. kaçış. Evet, kafalardaki akrepler de bu ka-
çişın uzantısı değil mı?
• • •
-Buoyunu bu kentteoynamakyasakr Neden? Bu
sonınun en beylik yanıtı da oyunun halkı tahrik eder
mahiyette olduğunun anlaşılmasidır. Bu saptamayı ya-
panlar da kimı valiler. Kocaeli Birikim Tiyatrosu,
Ankara Ekin Tiyatrosu, Ankara Birlik Tiyatrosu, son
aylarda bu çağdışı yasakJardan nasibını alan toplu-
• luklar. "Dirfliş", "Bir Anarşistin
KazaSonucuOJümü"\e "BirGü-
zel Çirkin Kral" oyunian valı hış-
mına uğradılar Bu oyunlar arasın-
dan bınnı ele alıp sorsak; neydi aca-
ba "Bir Anarşistin Kaza Sonucu
Ölümü"nde valınin şimşeklerıni
üzenne çeken, onu rahatsız eden?
Oyunun kahramanı Guiseppe Pı-
nelli mi? Sorgulanması sırasında
emniyet genel müdürlüğunün 4. ka-
tından atlayarak intihar ettiği açık-
lanan demıryolu işçisi Guiseppe Pi-
l d
y pp
nelli mi? Dario Fomu? Bu örneklen geçen yıllara dö-
nerek çoğaltmak mümkün. Ama sorgulanması gere-
ken bir başka nokta da. yaşanmakta olan bu olaylara
tıyatro dünyasının yeterince duyarlı davranıp dav-
ranmadığı.
• • •
Dario Fo. Ma>«ko\ski'nm sözlenni tekrarlayarak
"Taşlamaveyerginin bittigJyerdedemokrasi debiter"
der. Türkiye'de tiyatronun devıngen yapısmı siyasal
kadrolar hep engellenmesı gereken bir güç olarak al-
gılamışlar ve y ıllardır baskı mekanizmasını işletmiş-
lerdır. Bu, bugün de böyle. Değişen birşey yok. Tiyat-
ro kapılanna vurulan mühürler. yasaklamalar, tutuk-
lamalar bir kaçışın, ürküntünün işaretleri değil mi?
• • •
DemokTasüerde sanatın işlevı yineaynı ilkeler kap-
samında belirlenır. Bu açıdan bâkıldığında "Tıyntro
YasasT tıyatro sanatmın, tiyatro insanlannın çeşitli
siyasal esıntilerden etkılenmelennı önleyeceknr. Tiyat-
ro sanarınınözgürce yapılabilmesı içın geçenyıl Mer-
sin'de gerçekleştırilen (15-17 Kasım 1997) Tiyatro
Kurultayf nda alman kararlann bir an önce yaşama
geçınlmesi yönünde çalışmaların hızlandınlmasv- -
atılacak öncelikli adımlardan biridir.
'PeraPalas' dünyayı dolaştyorGÜLERÇETİN
"Tutkulu ve çok yönlü, yetenekli bir oyuncu
kadrosu tarahndan kutsanmış mükemmel bir
oyun: Pera Palas"' Nev\ York Tımes yazarla-
nndan Lavvrence Van Gelder 12 Hazıran tanh-
li yazısında Ali PoyTazoğlu'nun da katılımıy-
la Broadway'de sahnelenen Pera Palas'ı bu
sözlerle tanıtıyordu Amerikalı tiyatroseverle-
re. Türkiye'nin öyküsünü 1914 tşgal Istan-
bulu. 1954 Demokrat Partı Dönemi ve 1994
Istanbulu olmak üzere ıç içe geçmiş üç kesıt-
te anlatan oyun. Mohn Gassner Anısına' veri-
len ödülün sahibı olması ve Amerikan basını-
nın yoğun ilgisi nedeniyle 38 temsil boyunca
büyük ilgı gördü izleyicilerden. Gelder, Poy-
razoğlu'nun oyunculuğu içın de şunlan söy-
lüyordu : "I\»ra Palas Amerikalı izleyicilere a>-
nca Türkiy^'nin önde gelen sanatçılanndan
'bıyıklı' Pbyrazoğlu'nun çok çeşitli yetenekle-
rini ve oyunculuk nıteHklerini de tanıüvor."
Amerikalı-Türk oyun yazan Sinan tlnel'in
yazdığı oyun Poyrazoğlu ve Defhe Halman dı-
şında Amenkalı oyuncular tarafından yorum-
landı. Oyun büyük bir ailenin öyküsünden yo-
la çıkarak ınsanlann . ülkelerin iki kültür ara-
sında kalmışlığını anlatıyor. Poyrazoğlu da üç
rol canlandırdı oyunda: Islamcı akımlann güç-
nendiğı 1994 Türkîyesr hde hâyallerini yitirmiş.
alkolik . ılerici Türk aydını Orhan. Orhan'ın
çocukluğuna döndüğünde anılannda canlan-
dırdığı annesı Bedıa ve 1918 yılmda Saray'a
yemeğe gelen ve haremde kalan Adalet. Poy-
razoğlu'nun canlandırdığı rollerin çeşitliliği
oyunun konusundan kaynaklanan ikiliklerle
de örtüşüyor. Doğu-Batı. insan-hayvan, kadın-
erkekgibi ka\Tamlararasındakı ilişkileri irde-
leyen oyunda kadın oyuncular da babalan ya
da başka erkekleri canlandınyorlar. Dogu'yia
Batı, kadınla erkek arasındaki çizgı böylelik-
le ortadan kaldınlmı> oluyor sahnede.
PoyTazoğlu. Pera Palasın gördüğü ilgıden.
en çok. Türkiye'nın tanıtımı içın sağladığı kat-
kılar adına hoşnut: •'Ülkenin tanıtımı için çok
önemli böyle projeler. Bir ülkeyi tanıtmamn en
iyi yolu o ülkenin insanlann aıılatmaktan ge-
çer. Şurada dagımız. burada taşımız \ar diye-
rekbir ülkenin rurizmini ayakta tutamayız. Tu-
tamadığımız da açıkça ortada bu > ıl. Pera Pa-
las, Türk insanını tanırü Amerikalılara."
Pera Palas'ın ağustos sonunda Amerikalı
Lli Poyrazoğlu'nun katılımıyla
Broadvvay'de sahnelenen 'Pera
Palas'. Amerikalı oyuncular
tarafından İngilizce olarak
Türkiye'de de oynanacak. Gelecek
yıl da Poyrazoğlu perdelerini aynı
oyunla açacak.
oyuncular tarafindan Ingılızce olarak Türkiye'de
de sahnelenmesı olasılığı var. Önay Bilgin'in
davet ettiği oyuncular tstanburda sahneleye-
cekieri iki oyun sayesinde sahneye taşıdıklan.
ancak hiç görmedıkleri Türkiye ile de buluş-
muş olacaklar. Oyunu Türkçe ızlemek isteyen
sanatseverler ıse 1999'u bekleyecekler. Ali
PoyTazoğlu Tiyatrosu Talat Halman*ın çevıre-
ceğı oyunun Türkive haklannı satın almış du-
rumda ve gelecek yıl perdelerini Pera Palas'la
açacak.
Amerika'da sahnclpnmeyc <fcv
am cdcr P>-
ra Palas'ta Ali Poyrazoğlu'nun rolleri, kendı-
sınin bir dizi çekimleri için Türkiye'ye dönme-
si nedeniyle yerine geçen iki Amerikalı oyun-
cu tarafından canlandırılıyor. Yapımcılar oyu-
nu önümüzdeki sezon başında Londra'ya ta-
şıyacaklar. Londra'da altı hafta boyunca sah-
nelenecek Pera Palas, Ingiliz bir yönetmen ve
oyuncular tarafından yeniden ele alınacak.
Amerika'daki kastla tek ortak oyuncu ıse Ali
Poyrazoğlu. Poyrazoğlu, Londra macerasmın
ardından bir kez daha buluşacak Broadvvay
sahneleriyle. Ancak bu kez Binbir Gece Ma-
sallan'ndanyolaçıkılan'BayŞehrazat'adlı iki
kişilik oyunu yönetecek ve oyunda rol alacak.
Oyun Amenka'nın ardından İngilizce konuşu-
lan diğer ülkelerde de turneye çıkacak.
Ali Poyrazoğlu, yoğun programı arasma sı-
kıştırdığı Broadvvay macerasını şöyle değerlen-
diriyor: "İşi okınnda bir sanatçıyun ben Tür-
kiye'de. Amerikalara gjdip ünlerune gibi kay-
gdanm yvktu. Ama insan bazen kendine böy-
le bir kı>ak yapmak istiyor. Gidip Broadway 'de
oynamak.yabana birdikk yüzmek güzeLkeyif-
li işler. Hayanmda yeni bir boyut açıldı. Çok da
memnunum böylebir deneyim yaşadığım icin."
PoyTazoğlu Holly\vood'dan gelen dört film
tekJiflne ise temkinli yaklaşıyor: "Büyük Hofly-
wood >apunlan şuaşamada beni çok ilgikndir-
miyor. Bircok şeyden he>esini almış bir oynn-
cuyumben. Beni artık sadece ke\ifalarakoy-
nayacağını şeyler ilgilendiriyor. Salnız.. gelen
senaryolardan bir tanesi çok hoşuma gitti. Şim-
dilik onun üzerinde yoğunkşıyorum.'"
Sanatçı. hayTanlanna iki de kıtap sunacak
önümüzdeki günlerde. Anılannı kaleme aldığı
kitabın yanı sıra Defıne Adası adlı öyküler
-dizisine de imza atacak^ 'Pera Palas' insanlann iki kültür arasmda kalmışlığjnt konu alryot;
Divalar yüzyılın şarkısı için çarpışıyorlarKültür Servisi - "Şarkı neşeli, ahcnkli ve
en iyisinden olmalı." Barbra Streisand'dan
Sarah Brightman'a, dünyanın en ünlü di-
valan MiHenium Dome'un resmı açılışın-
da söylenecek şükran ve sevinç ilahisini yo-
remlamak-ictn-sıraya girdiler.
Şimdiden Coca Cola'nın küresel hit'i
'I'd Like to Teach the \\brld'e eşdeğer tu-
tulan şarkıyı yorumlamak içın divalann
tutuştuğu mücadele, Hollyvvood altın ça-
ğıfilmyıldızlannmRüzgârGıbıGeçti'nin
Scarlett O'Hara rolü için verdıklen savaş
kadar çetin geçeceğe benzıyor
Kylie Minogue ve Rick Astlej hıt'len-
mnyaratıcılanMattAitkenveMikeStock,
'Bird in Flight' adlı şarkılanyla bu yanşa
katılıyorlar. Celine Dion'un seslendırdiği Tı-
tanic baladı 'My Heart VViII Go On'u an-
dıran, orkestrasyonu oldukça güçlü bu şar-
kının sözlen kısaca şövle: "Veni birdün-
ya başlayacağa benziyor / Kalbimde çok
fazla sevgi var / Uçan bir kuş gibi hissedi-
yonım."
Geçen LJoydVVebber müzikalinin yıldı-
zı Bnghtman, Bird in Flight'ın demo kay-
dını gerçekleştırdı, ancak yetkililer aynı
şarkının Streısand tarafından da yorumla-
nacağını belırtıyorlar: -Evet,Streisandda
şarkının bir kopyasını istedi ve uygun bir
zamanda şarkıyı yorumlayabfleceğini btl-
dirdT
—Domçiçin çarrşmaya başlayan başka ün- ~
lü müzisyenlerde var. PauliVIcCartney, sen-
fonik çalışması Standing Stone ile gün-
demde. Dome projesinde çalışan yetkilı-
lenn EltonJohn'la anlaşma eğiliminde ol-
duklan da söyleniyor.
Yüzyılın şarkısı olmaya aday birçok li-
rik parça. Millenium Komisyonu'nun lo-
gosunda da yer alan yeni doğuş temasına
gönderme yapıyor.
Kralıyet Müzik Okulu'ndan Matthen
Uebster da komisyona bestesıni sunan
ısimlerden. Websler, çalışmasını Elton Ko-
lej korosuyla birlikte kaydetmiş. "Besteyi
bir günde bitirebiliyorum, ama sözieri yaz-
mak benim için ay lar alabiliyor" diyen
Webster'ın şarkjsı şöyle başlıyor: "Ohöz-
gürliiğün toprağı ve banşın kryılan/ Ama-
cımız giiçleniyor, sevgimiz büyüyor / Yük-
selen yeni doğuş, umut ve ışık getiriyor /
L'zak sesler. tek şarkıda toplanan: / Çok
yaşa Britanya, özgür insanın toprağı / Her
zaman özgürtük içinde serpfl."
Dome yakırundakı Doğu Londra Üniver-
sıtesı de öğrencilerinı kendi üretimleriyle
bu yanşa katılmalan için teşvik ediyor. Or-
"gânizatöf Phil Cohen,~konüyrâ"ılgılı go^
rüşlerini şöyle dile getiriyor: "Bu şarkı bir
Afrika senası da olabiür, Hint ragası da.
Hatta farklı kültürlerin etkilerini büieşti-
ren bir şarkı da Britanya'nın modern vü-
zünü vansıtnıası açısuıdan terrih edflebiliıf.
Beİırlenecek şarkı önce bir sıngle ola-
rak piyasaya çıkacak. daha sonra da 2000
yılı boyunca Greenvvich'te gerçekleştirile-
cek müzık olaylannın kaydı nıteliğindeki
'Lhe at the Dome' albümünde yer alacak.
Ünlü klasik müzik bestecisi Michael
Nyman. Dome projesınden sorumlu ba-
kan Peter Mandebon'un 'ciddi bir şarkı'
ıstediğinı belirtiyor ve eklıyor: "Gavin
Bryars, Mark-Anthony Turnage gibi çok
önemli bestecilerinüz var. Bu isimlerin çı-
karacağı işlerin. pop şarkılanndan çok da-
ha fazla v aşayacağına inanıyonını. Bizlere
vcni yüzyılda da hayatta kaİma şansı vçre-
cek en önemli şey müzjgimizdir."
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Kötülük Romanları
Jeremy Reed. Marquis de Sade'ın yaşan
dan esinlenerek yazılmış bir roman: Kırbaç Inh
(Telos Yayıncılık, Mehmet H. Doğan çevirisi).
romandan daha önce söz açmıştım.
Yazann Kırbaç Inince'yi bir bakıma bütünle'
iki romanını daha okudum. Isidore ve Sayıklar
lar. Bu kitaplan da Telos Yayıncılık okura sunc
Isidore, Lautreamont'un yaşamöyküsü; d<
doğrusu, gizlerle örtülü kalmış bir yaşamdan
mancı kurgusuyla ortaya çıkarılmış bir yaşarr»'
küsel roman.
Kırbaç Inince'de Marquis de Sade günümü
1992 yılına.. kitabın kaleme getirildiği yıla kadar
şayageliyordu. Romanın günümüz dünyasır
geçen öyle etkileyici sayfaları vardı ki, kuralts
maz Sade'ın günümüzü nasıl belirlediği gö2
önüne seriliyor...
Lautreamont'un şiirlerini, Maldoror'un Şarkı
n'nı okudunuz mu? Neredeyse gerçeküstüne £
götürebilecek şiirlerde, yanıp duran, birden tu
şan, birbirinden yıpratıcı imgeler; Maldoror'un Ş
kılan'nı okumuş olanların belleğinden bir türlü
linmez. Yıllar geçer, yine o erinçsiz anlatımla b
başa kalırsınız.
Usta çevirmen Ülker Ince'nin Türkçe'sind
okuduğum Isidore, şairin yaşamına ışık tutuy
mu? Ya da: Işık tutmak amacını güdüyor mu?
Sanmıyorum. Jeremy Reed gerçeklikte yaş
mış kışılerden yola çıkarken ille zamana, tarihe, OIE
lara ve yaşantılara bağlı kalmak düşüncesinde d
ğil besbelli. Aslında yaşantı ve gerçeklik umuru
da bile değil. Daha çok 'yazı'nın ardını kovalıy
Yazılmış olandan kendisine yansıyanlar romanl
nnın malzemesi.
Isidore'da da Maldoror'un Şarkılan'ndan süz
lüp gelmiş, imbikten geçmiş, tortusuz bir yazı k
rikimi, yazılmış olanın okunması, okunduktan soı
ra zaman içinde biriktirilmesi ve birikimin yazıy
yeni bir yazıya aktanlması söz konusu.
Çevirmenin etkili diliyle beslenip bir solukta okı
nan Isidore, okunup bittikten sonra, aynı çalışrr
yöntemini okur için de zorunlu kılıyor:
Bu kez siz, kendi Lautreamont'unuzu belleğir
zin biriktirebildiklerinden okumaya koyuluyorsunuz
Sürüp giden, noktalanmış görünse de noktalaı
mayan yazılar vardır. Isidore öylesi bir roman.
Sayıklamalar'a gelince, yine Ülker Ince çeviri
roman, Sade'a, Lautreamont'a uzaktan -kimileyı
çok yakından- kardeş bir başka şairin, Arthı
Rimbaud'nun yaşamöyküsel anlatısı.
Gerçi ikide birde 'yaşamöyküsel' dıyorum am<
Jeremy Reed, sözcüğün alanını çok daha geniş
letiyor; belgenin, bilinenın sınırlanylayetinmeyerel
kişisel tutumunu bu yaşamöyküselin orta yerine yeı
leştiriyor.
Sayıklamalar da, Reed'in 'gördüğü, duyumsa
dığı, yaşadığı' Rimbaud'nun öyküsü olup çıkıyo
Hangi Rimbaud? Şiirlerinden tat aldığımız Rim
baud mu? Paul Verlaine'leılişkısini bildiğimizmi'
Yoksa, ömrünün sonunuyaşamı büsbirtünyoKeî
meye açmış, vahşet çağının hızlanmasını istemi;
bir Rimbaud mu? Alabildiğine karmaşık ruh yapı
sı, Sayıklamalar'ın sayfalarında hem ayrışıyor, hen
büsbütün karmaşıyor.
Jeremy Reed ülkemizde bilinen, tanınan birya
zar değildi. Şimdi romanlarıyla -benim için- baş kö-
şede bir yazar.
lyilerin, iyi geçinenlerin, herşeyi iyi kılargörünen
lerin dünyasında üç lânetli sanat adamına eğilmiç
üç roman, bu, kötülük romanlan çağımızın görme-
mekte direttiği 'ikıci' ahlâkı enine boyuna sars-
makta. lyinin reddettiği, ortadan kaldırmaya çalış-
tığı 'kötü' bir paradoks gibi, yeni bir ahlâkın da çıkış
noktası.
Denemeyle roman arası gelgitlerle bezenmiş
SayıkJamalar'ı yeni bitirdim. Kırbaç Inince alışılagel-
miş romana daha yakındı; ondan önce yazılmış olan
Isidore ve özellikle Sayıklamalar daha taze yazış
özellikleri yansıtıyor.
'Değerii' romanlar okumak istiyorsanız, gönül-
den salık veririm.
Takvimde h Bırakan:
"O dayanılmaz 1871 yazı Rimbaud için nasıl bir
şeydi? Bildiği, gördüğü herşeyin çok ötesinde im-
gelemsel lirizmin büyük yapıtlanndan biri olarak
kalan çok güçlü bir şiiryazmıştı; ama kendi değer-
lendirmesi dışında başkalannça kendisi birhiçti."
Jeremy Reed, Sayıklamalar, Ülker Ince çevirisi.
25. Kare'de Cenk Kırahn
Spagetti VVestern Dosyası
_l Kültür Servisi -
Üç ayda bir-
yayımlanan sînerria
kültür dergisi 25.
Kare'nin Temmuz-
Eylül sayısı çıktı.
Derginin bu
sayısında, 17.
Uluslararası Film
Festivali üzerine Tül
Akbal Sualp, Ay4a-
Kanbur ve Necla
Algan'ın yazılan,
yine Algan'ın
Sinema ve Şiirsellik
Dosyası'nın ikinci
bölümü, Cenk
Kıral'ın Spagetti VVestern Dosyası II, Veysel
Atayman'ın bilimkurgu sineması konulu yazısı,
Blue Velvet üzerine bir çeviri, Selim Eyüboğlu'nun
Sinemada 'Outsider' başlıklı yazısı, Yıldız
Cıbıroğlu'nun Fellini başyapıtı Satyricon. Yüksel
Batur'un Tarkovsky, Y.Gürhan Topçu'nun Lezbiyen
^arnpirler ve Yeni Sağ İHenlnjı .Sprhfit rninaydın'in
Cyberpunk yazılan yer alıyor.
Nadia Özbıyıklıyan resim sergisi
• Kültür Servisi - Nadia Özbıyıklıyan'ın sergisi,
Kınalıada Su Sporlan lhtisas Derneği'nde açıldı.
Özbıyıklıyan'ın üçüncü kişisel sergisi 1 Ağustos
günü sona erecek. Yaşamın içinden kesitler alarak
içsel, resimsel derinlıkJere inen sanatçı.
çalışmalanna Kımart Resim Atölyesi'nde ressam
Zenfıra Verdiyeva'yla birlikte kendi evinde devam
ediyor.
Amenikan Grttfittıi'nin 25. yılı
• Kültür Servisi - Amerikan Griffithi adlı filmin
25. gösterim yılı Beverly Hills'te oy-unculannın ve
yönetmenin de katılımıyla kutlandı. Aynca,
Amerikan Griffithi'nin Amerikan toplumu
üzerindeki etkisi konulu bir panel de filmin
oyunculan ve yönetmen George Lucas'ın
katılımıyla ge^ceklcitirildi.