11 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2TEMMUZ1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiller'in malı ABD'den sonulacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkaru Tansu Çiller'in malvarlığıyla ılgıli olarak kurulan TBMM Soruşturma Komısyonu. Dışışlen Bakanlıgı aracılığıyla ABD'ye başvurarak Çillerler'in ABD'deki malvarhklannı sormayı kararlaştırdı. Daha önce Çiller hakkında kurulan araştırma komisyonunun bu yöndeki talebine olumsuz yanıt \eren ABD'nin Türkiye ıle yaptığı son anlaşma çerçevesinde yardımcı olabileceği belirtildi. Tarımda kayıt dışıya önlem • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen vergi reformu yasa tasansınm dün kabul edılen maddelenyle tanmda kayıt dışı ekonomiyi önlemeyi hedefleyen diizenlemeler getirildi. Buna göre, küçük çiftçi muaflığı ve zirai kazancın götürü gider usulüne göre tespiti yöntemınden vazgeçilecek, zıraı kazançlar ya sadece stopaj yoluyla va da gerçek usulde vergilendirilecek. Yargı-Sen Yönetim Kurulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tüm Yargı ve Infaz Kurumları Çalışanlan Sendikası (Tüm Yargı-Sen) 27-28 Haziran'dayapılan genel kurulda yenı yönetimini belirledi. Genel başkanlığa Tekin Yıdız'ın seçildiği genel kurulda, işkoluyla ilgılı temel sorunların tespit edilerek öncelıkle 3 aylık fiıli hizmet tazmınatının alınması için politika iiretilmesi ve eylem yapılmasına karar verildı. Tüm-Yargı-Sen'in yeni yönetim kurulu, Tekin Yıdız. Erol Çavuş. Dursun Öztürk, Mahir Ipek. Saim Çevik, Ahmet Kızılkor, Ali Ekrem Yalçın, Garip Musa Şahin ve Latıf Ekici'den olustu. Güneydoğu'da operasyon • DİYARBAKIR(AA)- Güvenlik güçlennin bölge genelinde sürdürdüğü operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda, 35'i Hakkâri'de olmak üzere, 4l'i ölü43 terönst etkisız hale getirildi. Olağaniistü Hal Bölge Valıliğı'nden yapılan açıklamada bölgede operasyonlann sürdüğü bildirildi. tetkik yargıcmda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Susurluk sanıklanndan DYP mılletvekili Mehmet Ağar'ın yargılanacağı mahkeme konusunda ortaya çıkan belirsizliği ortadan kaldırmak üzere \ ereceğı karardan önce tetkik yargıcı görevlendirdi. Demipel'in kat ettiği yol • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'in, haziran ayı içerisinde 20 bin 906 bin kilometre yol kat ettiği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden dün yapılan açıklamaya göre Demirel, haziran ayında üç kez TBMM Başkanı Hikmet Çetin"i. iki kez Başbakan Mesut Yılmaz'ı, dört kez de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı'yı kabul ettı. Ukrayna, Kazakistan v e Moldova'yı ziyaret eden Demirel, geçen ay aynca 6 yabancı büyükelçıyi kabul ederken 82 yabancı devlet adamıyla görüştü. Yrimaz, Aydın'da tesisaçö • AYDIN(AA)-Aydın Beledıyesi Altyapı Uretim ve Hizmet Tesisleri'ni hızmete açan Başbakan Mesut Yılmaz, Türkiye"de 1984 yılında başlatılan mahaîli idareler reformunun, aradan geçen süre ıçinde geliştırilemediğini belırterek bunun ikmci aşaması olan yasa tasansının TBMM'de kabul edilmesı halinde, Türkiye'de yerel demokrasının sağlanacağını bildırdi. Ecevit, irticanın demokratik mücadeleyi yadsımakla önlenemeyeceğini söyledi 4 Yöntemde yanhşlık var'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Başbakan Yardımcısı BüJent Ecevit irticanın önceliklı tehdit değerlendirmesinde ilk sıradaki yerini koruduğunu ve yaptınlan anketlerde FP'nin bırinci parti göründüğünü söyleyen Genelkur- may Ikinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'e sert eleştiriler yönelt- ti. "İrtica korkusuyla yaüp, irtica kâbusuyia kalkarak laikliğin ko- runamayacagınr kaydeden Ece- vit. FP'yi 10 ay sonra yapılacak seçimlerin galibi olarak göster- menin laiklik karşıtlanna moral verip saflann sıklaştınlmasına neden olduğunu söyledi. Ecevit, "Irtka tehdidi gerçek- ten büyüyorsa irticayı önlemekte uygulanan yöntemlerde ve kulla- • îrtica kâbusuyla laikliğin korunamayacağını söyleyen DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "FP'yi seçimlerin galibi gösterenler, laiklik karşıtlanna moral veriyor. FP iktidara geliyor kehaneti, FP'deki çözülmeyi durdurabilir" dedi. nılan üslupta ciddi yanhşhklar var demcktir. Bunlann başında da. ir- tica kaygısını kâbusa dönüştürüp, irtica demokrasiyle önlenemez düşüncesine yol açmak gelir" gö- rüşünü dıle getirdi. Ecevit, dünkü grup toplantısın- da öncelikle Adana'daki deprem- le ilgili açıklamalar vaptı "Budo- ğal afet, ama bütün hatayı doğaya yüklemek de haksızlık" diyen Ecevit. "Müteahhitlere yönelik büyük tepki var. Ancak hepsine de haksızlık etmemek gerekir" dedı. Ecevit. konuşmasının önemli bir bölümünü Genelkur- mav İkıncı Başkanı Orgeneral Bır'e yanıt \ermeye ayırdı. Laik- lik ılkesinin dev letin temeli oldu- ğunu vurgulayan Ecevit, laıkliğı korumanın devleti korumak ve demokrasiyi güçlendirmenin önkoşulu olduğunu belırterek şunlan söyledi: "Ancak laiklik, her gece irtica korkusuvlayatıp. irtica kâbusuy- la kalkarak konınamaz. Laiklik her dindan potansiyel mürteci gi- bi görerek, o yüzden halkın din duygusunu inciterek hiç korun- maz. Tam tersine böyle bir yakla- şım, laiklik karşıtlannın saflannı sıklaştınr. Nitekim, laiklik konu- sunda duyarlı çevrelerden bazıla- nnın son günlerdeki üslubu böy- le bir tehlikeyeyol açmaktadır. Bu çevrelerdaha seçimlere 10 ay var- ken, FP'yi şimdiden önümüzdeki seçimlerin galibi, seçim sonrası- nın iklidan gibi göstermeye kal- kışmaktadırlar. Böylece laikliği benimseyenlerin moralini bozup, laiklik kaşıtlanna moral vernüş olmaktadırlar." Ecevit. RP'nin kapatılmasın- dan sonra tabanındaki, "devletie ters düşmek istemeyen birçok kimscnin o tabandan kopmaya başladığma" dikkat çekti. "RP'nin yerini alan FP'nin üst katlannda da bir çözülme süreci başlamışa" dıyen Ecevit, son dö- nemde etkıli çevrelerin somut ve- nye dayanmaksızın "ısrarla FP'nin iktidara geleceği kehane- tinde bulunmalannın" FP taba- nındaki arayışları ve tavandaki çözülmeyi durdurabileceğini söy- ledi. Ece\ it şöyle devam etti: "Eğer RP kapaüldıktan ve bu partinin kimi önde gelenlerine si- yasetyasağı konulduktan sonra bi- İe irtica tehlikesi baa çevrelerin id- dia ettiği gibi gerçekten büyüyor- sa, irticayı önlemek ve devleti ko- rumak amacıyla uygulanan yön- temlerde ve kullanılan üslupta cid- di yanhşhklar var demektir." Otele karanfil bırakılacak Sıvas'ta olağaniistü önlemler HATİCE BİÇER SFVAS - Sıvas olaylan- nın 5. yıldönümünde Sı- vas'ta yine yoğun güven- likönlemleri alındı. Şehır içinde bulunan tüm kav- şaklarda trafik kontrolü başlatılırken, çevredeki 8 ilden kente takviye polis gücü getirildi. CHP Sıvas tl Başkanı Burhanettin YurdagüL Sıvas olaylannı "tarikatçılığı siyasal yan- nm olarak kuUananlann tezgâhladıgınr söyledi. 2Temmuz 1993 Cuma günü çıkan olaylarda 37 kişinin katledilmesinin ar- dından 5 yıl geçmesine karşın Sıvaslılar potansi- yel suçlu görülmekten ya- kınıyor. Yoğun güvenlik önlemlerinin ahnmasının kent halkını suçlu gibi gösterdiğini öne süren yurttaşlar olaylann artık unutulması gerektiğıni belirterek şunlan söyledi- ler: "Bu kadar güvenlik önlemi olayi unutturmadı- ğı gibi. her Sıvashyıda suç- lu oiarakgösteriyor. Bu ra- hatsızhk veriyor. 5 yıl önce yapılan bir olayın 5yıl son- ra yeni gündemde sıcak tutuunasuu istemiyoruz." Sıvaslılann yakınmala- nna karşın güvenlik güç- leri her yıl olduğu gibi bu yıl da kent merkezinde yoğun güvenlik önemleri aldı. Şehir merkezinde bulunan tüm kavşaklarla Sıvas-Ankara. Sıvas-Er- zincan ve Sıvas-Kayseri yollannda da önlemler yoğunlaştınldı. Sıvas Va- lijiğı'nin isteği üzerine Giresun, Çorum, Tokat, Ankara. Kayseri, Malat- ya, Ordu ve Yozgat'tan gelen 200 kadar polis de dünden itibaren göreve başladı. Sıvas Cumhuriyet Alanı'na polis panzerleri yerleştirilirken aynı alan- da çok sayıda polis kimlik kontrollerini sıklaştırdı. Bu arada Alevi yurttaşla- nn yofun olarak yaşadığı Alibaba, Gökçebostan. Seyrantepe mahallelerin- de de güvenlik önlemlen alındı. 2 Temmuz Sıvas olay- lannın yıldönümünde her yıl olduğu gibi Pir Sultan Abdal Derneği. Insan Haklan Demeği Sıvas Şu- besi, Halkevlen, KESK. EMEP, ÖDP ve diğer de- mokratik kitle örgütlenn- den 3'er kışının katılaca- ğı bir grup Atatürk anı- tından yaklaşık 200 met- re uzaklıkta bulunan Ma- dımak Oteli önünde topla- nacak ve buraya karanfil bırakarak bir basın açık- laması yapacak. ÖDP Merkez Yürütme Kurulu da Genel Başkan l fiıkl rasın başkanlığın- da Sıvas'ta toplanacak. CHP Sıvas tl Başkanı Burhanettin YurdagüL Sı- vas olaylannı "Atatürkve cumhuriyet düşmaıu, ta- rikatçıhğı siyasal yabnm olarak kuüanananlann tezgâhladığuu" söyledi. Sıvas halkının bu tür oyunlara bir daha gelme- mesi ıçin uyanda bulunan Yurdagül, "Sıvas'm geç- mişindc bir kara leke olan olay lann hazırlanmasında etkili olan katillar hâlâ bu- lunamadı. Bulunması için de hiçbir gayret içinde de- ğiUer. 37 üısanın yanması- na neden olanlann da ger- çek Müslümanlıkla ügile- riyoktur"dedi. Sıvas olaylannm 4. yıl- dönümünde Sıvas'a alın- mayan ve "Şerefsizler be- ni şehresokmadılar. Töre- ne kaülamadım" dediği gerekçesi ile hakkında da- va açılan Divriği Belediye Başkanı Muharrem Yağ- basan ıse dün Sıvas 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeydi. Duruşma nede- niyle bir gün önce Sıvas' a gelen Yağbasan bugünkü törenlere katılabilecek. "Bu yıl kararhyım. Gece- yi burada geçirerek yann anma törenlerine kaülaca- ğım" diye konuşan Yağ- basan. "Devlet güvenlik güçlerini tahJdr" suçun- dan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yar- gılanıyor. 1IRMI ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Müdahil avukatlardan değerlendirme 'Sıvasdavasıhenüz bitmedi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas mağdurlannın avukatları, katliamın teşvikçisi ve tahrikçisi olanlar henüz yargılanıp cezalandı- nlmadığı için Sıvas davasının bıt- mediğinı söylediler. Sıvas'ta yakınlarını yitırenlerin avukatlanndan. Cumhurivet Kadın- lan Dernegi Başkanı Şenal Sanhan. Türkiye'de laikliğin özellikle devlet eliyle gerektiğince uygulanmadığı- nı belirterek. "Sıvasolaylan bunu su yüzüne çıkaran bir çeşit tutanak ol- du. Şeriatçı güçler Türkiye'de adı cumhuriyet ounayan, adı şeriat olan bir yönetim tarzını kurmak için ör- gütlenen güçler olarak ortaya çıktı- lar ve kendilerini vurucu giiçleriyle de ifade ediyoriar. Belki o anda kul- landıkları vurucu giiç silah değikdi; ama ateşde bir silahtır. yangın da bir silahtır ve böyle bir silahla karşımı- zaçıktılar" dedi. Sıvas davasında hakkında ıdam cezası verilen sanıklardan sadece 5- 6'sının yakalanabildığini; diğerleri- nin uzun yargılama sürecınde tahli- ye edildiklerine dikkat çeken San- han sözlerini şöyle sürdürdü: "Birçoğunun cezalan gıyabında verildi. Bu anlamda içimizin soğu- duğunu söylemek mümkün değil. Bir başka acımız daha var tabii. Bu olayı yaratanlar bu kadar az sayıda değildi. Bu olayı yaratanlar binler- ceydi o alanda. Büyük bir bölümü akiabumş insanlardı. Ama büyük bir bölümü de planlı, programb, örgüt- lü bir şekilde buraya geuniş insan- lardı. Elebaşıükyapanlar. esas olarak tahrik ve teşvik edenler henüz mah- kemeye gelmedi. Bu anlamda dava henüz bıtmedi." Gericiliğin sonucu Avukat Mehdi Bektaş da, Sıvas olayının Türkiye'dekı gerici yapılan- manın sonucu olduğuna dikkat çe- kerek. "Bu yauiızca Sıvas'ta ortaya çıkmış bir sonuç değildir. Bu anlayış daha önce de çeşitli kereler, avdın- lanmacı, ilerici güçlere karşı cıımhu- riyetin kuruluşundan başlayarak, aşağı yukarı 1946'lardan beri verilen gerici mücadelenin bir yansıması- dır" diye konuştu. Avukat Veli Devecioğlu. Cumhun- yet'ın bir devrimle kurulduğunu anımsatarak, her dev rimın diyalek- tik mantık gereği karşı-devnmcile- rini de yaratacağını söyledi. 28 Şubat hareketi Türkiye'de, 1940'lardan başlaya- rak gerici güçlere verilen ödünler so- nucu karşı devrimci hareketin palaz- lanmaya başladığına dikkat çeken Devecioğlu. "Bayarlar, Menderes- ler, Demireller, Ozallar, Çillerler hep ufak farklılıklarla kendi iktidarlan- m 1997'ye kadar sürdürdüler. 28 Şu- bat hareketini yeni bir başlangıç ola- rak kabul etmekgerektiğini düşünü- yorum" dedı. Sıvas katliamının 1950'lerden sonra siyasilerin gericilere verdiği ödünlerin somut göstergesi olduğu- nu kaydeden Devecioğlu, bu sürecin göz ardı edilerek AzizNesin'in Sıvas olaylannın sorumlusu olarak göste- rilmesini gerçeklerin ters-yüz edil- mesi olarak değerlendirdi. Deveci- oğlu, Sıvas olaylannın laik cumhu- nyete yönelik bir başkaldın olduğu- nu vurgulayarak, atılan sloganlann bu şeriatçı ayaklanmanın en açık ka- nıtı olduğunu söyledi. K/AYDINENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr Salı ve çarşamba günleri Tır- mık yok. Sizi bilmem ama, ya- zan için iyi oluyor. Haftada iki gün nayta gezmek keyifli. Şu sultani tembel yazara kalsa, haftada iki gün yazıp, beş gün hayta gezerdi. Ama bu kez, Petrol Ofisi'nin özelleştirildiği günün "yazı gü- nü" olmayışına pek hayıflandı. Ardından "Madem yazamıyo- rum, bari okuyayım " deyip pro- mosyon için stepne olarak ya- yımlanan o abuk sabuk gaze- teler dahil, günlük gazetelerin tümünü önüne çekip didikledi. Önce şaştı; sonra utandı. Petrol Ofisi'nin haraç mezat gitmesine, bir zil takıp oynan- madığı kalmış. 1990'datırman- maya başladığı "işadamlığı" basamaklannı -anlaşılan- üçer beşer atlayan, adı kamuoyun- da duyulmamış bir "işadamı- na" övgüler düzülüyor. Sekiz yılda bir milyar dolaıiık bir iha- lenin altına imza atacak mali güce ulaşmış (!) bir adama, "Gel bakalım hemşerim, sen Özelleştirme Histerisi bu kadarparayı hangi işi, nasıl yapıp buldun? Bugüne dek ödediğin vergi nedir" denece- ğine, adam "Türk özel sektörü- nün ulaştığı mali gücün simge- si" olarak yağlanıp yıkanmak- ta... Petrol Ofisi'nin haraç mezat- lanmasına karşı çıkan, eleşti- ren üç beş yürekli kalem detar- tışmayı "şavunma"dakabu\\e- niyorlar. Örneğin,bloksatışya- pılmasının bir devlet tekelini özel tekele dönüştürmek oldu- ğu vurgulanıp itiraz ediliyor. Ör- neğin Petrol Ofisi'nin salttaşın- maz mallarının bugünkü değe- rinin bile satış değerinin çok üstünde olduğunun altını çizip, "ucuza gitti" diye yakınanlar var. Örneğin, kurumun bugün- kü kârlılık durumuyla dahi. beş- altı yılda satış değeri kadar ge- lir sağlayabileceğine itiraz edip, "özelleştirilmese de olurdu" yargısı savunulmakta. Bu itirazların tümünün, Pet- rol Ofisi'nin böylesine peşkeş çekilmesine karşı başvurula- cak yargı kanalında hukuksal tanıtlar ve kanıtlar olarak işlev- leri olacâk. Ancaaaak... Ancaaak!.. Bütün bunlarözelleştirmenin özüne değil, özelleştirmenin yöntemine itiraz etmektir. Ka- mu mülkiyetinden vazgeçmek, özelleştirmeyi, kamuya en çok yarar sağlayacak yöntem ve ıl- kelerle gerçekleştirmeyi yeğle- mek demektir. Bu saatten sonra bunu mu tartışacağız? Tartışmayı bu bağlamda mı kabulleneceğiz? * • • Doğrudur, daha 80'li yılların sonunda başlayan bir ideolojik saldırı "özelleştirmeyi" ekono- minın düze çıkarılması için "ol- mazsa olmaz koşul" olarak sundu. Bu ideolojik (evet. ide- olojik) saldın medyanın benzer- siz desteği ile toplumsal bilin- ce yavaş yavaş kazındı. O ka- dar ki özelleştirilecek kamu ku- ruluşunun işçisi dahi "Hükümet şu özelleştirmeyi bir türlü be- ceremedi bilader" diye hikmet yumurtlamaya başladı. Cellada, ilmeği nasıl bağla- ması gerektiğini öğreten idam mahkûmunu bile anlamak mümkün. Adam hiç olmazsa canının daha az yanmasını sağlamak, can çekişme süresi- ni kısaltmak için çabalıyor. Ama toplumun iliğine kemiğine ka- dar sindirilmiş bir özelleştirme histerisi. bakıyorsunuz özelleş- tirmeden kendisine beş kuruş- luk yarar sağlamayacak çul- suzlann bile diline persenk ol- muş; ekonomıdeki boğuntuyu aşacak tek sihirli reçeteye dö- nüşmüş. • • • Kanımızca tartışma mülkiyet, üretım araçlannın mülkiyeti ek- senine çekilmek zorunda. Ka- mu mülkiyetinın, devlet mülki- yetine dönüşmüşlüğü ve dev- let mülkiyetinın it uğursuza çöplük, çapsız politikacıya av- lak oluşu, mülkiyet konusunda bir dizi savrulmalara ebelik et- mekte. Bunun üstesinden ge- lebilmek zorundayız. Birincisi: Kamu mülkiyetinin devlet mülkiyeti ile özdeş ve anlamdaş olmadığının altını çizmek gerek. Ikincisi: Kötü işleyen, tahrip edilen, çürütülen ve çökertilen. yağmalanan kamu mülkiyetin- deki işletmelere (üretim araç- lanna) bakıp, "Kamu mülkiye- tinin alternatifi özel mülkiyet- tir" iddiasını bir iyi didiklemek gerek. • * • Okuyucuya not: Özelleştirme ve kamu mülkiyeti konusunda bu yazı, bir peşrevden ibaretti. Önümüzdeki günlerde üst üste bırkaç yazı daha gelecek. llgi- lenenlere ve ilgilenmeyenlere şimdiden duyurulur... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİIVKAYA Yangın Yeri... Beş yıl önce bugün Sıvas'ta 37 insanımızı diri di- ri yakarak katlettiler... Eli kanlı canilerin arkasında kimler vardı? Gerici-faşist güçler!.. Kimileri sarıklı, takkeli ve cüppeliydi; kimileri gömlekli, şalvarlı, kot pantolonluydu... Sıvas'ta Madımak Oteli'ni ateşe verdiklerinde haykırıyortardı: "Şeriat gelecek laikler geberacek..." Uzun soluklu bir gecenin içindeyim... Gözlerimi yumdum... Bir bozkır akşamının olanca yalnızlığını duyum- sadım... Bir müzik kapladı salonun içini... Ataol Behramoğlu nun dizeleri yankılandı... "Yaşamak bu yangın yerinde Her gün yeniden ölerek..." Çocukluğumdan kalan bir şarkı, çoktan susmuş dudaklarda güzelliğin pırıltısını geçmış yolların acı- larıyla buluşturdu... Saat gece yansını vurdu... Metin Aitıok'tan Asım Bezirci'ye dek uzanan bir çızgı, Behçet Aysan'a uzandı... Nesimi ve Hasret, hüznün fotoğrafı gibiydi... Beş yıl önce bu saatlerde 37 yürek gümbür güm- bür çarpıyordu; 37 yürek insan olmanın onurunu yaşıyordu... Gözlerinde zaman mı saklıydı onlann yoksa sev- da mı? ölümün hain pençesi vız geliyordu hepsine!.. Metin Altıok, Madımak Oteli'nin ikinci kat mer- divenlerine oturmuştu... Dışarıda aç kurt sürülerinin uğultulan yükseliyor- du... Şöyle demişti Metin: "Içimde kaybolmuş bir çocuk korkusul Bakıyo- rum pencereden dışanyal Uzakta kuru dağlar ve meşe korusu..." Saatler durmuş gökyüzü kızıl bir aleve dönüş- müştü... Aynı dün geceki gibi uzun soluklu bir geceydi. Gökyüzünde yıldızlar kaçıp gitmişti... Iğde ağacı o ahşap evin bahçesinde hüznün ve yalnızlığın içine gömülmüştü... ••• Unutkan toplumuz... 2 Temmuz 1993'teki canileri koruyup kollayan- lar, onları mahkemede savunanlar, gazete köşele- rinde övgüler döktürenler bugün sözde insan hak- lan savunucularıyla biıiikte "Resmi basın değil, özgür bas/n "toplantıları düzenliyorlar, katıksızde- mokrat kesilip düşünce özgürlüğünü Kari Marks'ın, Nâzım Hikmet in, Said-i Nursi'nin fo- toğraflarıyla bütünleştiriyorlar... Bakın 2 Temmuz 1993 Sıvas katliamından ön- ce neler yazıyorlardı: "Sıvas Valisi Ahmet Karabilgin, 'PirSurtan is- mi, zulme ve baskıya başkaldırıyla özdeşleşmiş- tir' demiş. Merak ettim: Pir Sultan hangi zulme başkaldırmış. Bugün 'Katil iktidar, tek yol devrim, NATO'ya hayır' diyenlerbu şenliği düzenleyenler- dir. Onlara gereken cevabı halk verecektir..." Bir başka yazı: "1 Temmuz 1993 günü, 12 Eylül 1980 öncesi senaryolar aynen uygulanıyor. Marksist sloganlar, Che Guavera posterleri, komünist yazarlar Sı- vas'ı doldurdu. Pir Sultan Abdal Derneği Başka- nı Murtaza Demir, Alevilikten ziyade materyaliz- me yakın bir kişidir. Bunlar Sıvas'ı işgale hazırta- nıyorlar. Tüm dindarlar, milliyetçi Müslümanlar uyanık olun, Aziz Nesin 'e meydanı bırakmayın..." Evet... Bu yazılan yazanlardemokrasi kahrama- nı olarak ortalıkta dolaşıp bağırıyortar: "Düşünceye özgühük için haydi eyleme!.." • • • Uzun soluklu bir gece... Beş yıl önceye dönüyorum, 37 insanımızın di- ri diri yakılışlarını gözümün önüne getiriyorum... Saatler durmuş, gökyüzü kızıl bir aleve bürün- müştü... Bir dize çakılıp kaldı yüreğime: "Sanki uyanık görülen düş Tüterken yangın yerleri Geceye bir masalda düşmüş İki akasya salkım elleri..." Alçakça, haince kurulmuştu pusu... 37 can beş yıl önce Sıvas'ta diri diri yakıldı... Ben o eli kanlı çeteleri çok iyi tanıyorum... Şimdi onlar 'demokrasi kahramanı' olarak do- laşıyor, kimi aydın kılıklı ahmaklarla birlikte sarık, cüppe, tespih, sıkmabaş için özgüriük istiyor... Tanıyın onları, Sıvas'ı, Kahramanmaraş'ı anım- sayıp, eli kanlı çetelerin cinayetlerini unutmayın!.. hckaya(â posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ANAP'tan istifa etmislerdi Yazıcı ve Zaimoğlu DYP'de ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-ANAP'tan bir sü- re önce istifa eden Giresun Milletvekili Rasim Za- imoğlu ile Bursa Milletve- kili fbrahim Yazıa DYP'ye katıldı. DYP Genel Başka- nı Tansu Çiller, tek başma iktidan hedeflediklerinı belirttı. Rasim Zaimoğlu ANAP'tan istifa gerekçe- lerini anlatırken Başbakan Mesut Yılmaz'ı suçladı. Zaimoğlu ve Yazıcı'nın katılımıyla DYP'nin mil- letvekili sayısı 95'e çıktı. DYP grubunun dünkü toplantısında partiye katı- lımlar oldu. Salona DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler ile birlikte gelen Rasim Zaimoğlu ve tbrahim Yazı- cı. "Vur vur inlesin Mesut Yılmaz dinlesin" sloganla- nyla karşılandılar. Partiye gıriş bıldirgelerinin imza- lanmasından önce bir ko- nuşma yapan Rasim Za- ımoğlu'nun salonda bulu- nanian "kardeş partinıLan değerli üyeleri" diye se- lamlaması dikkat çekti. Ya- zıcı ile kendisinin Mesut Yılmaz'aenyakın. aılenin içinden olduklannı belır- ten Zaimoğlu. "Bugüne kadar Mesut Yılmaz'a karşı çıkmadık, bir hata vapmadık. Ama gördük ki 'çamurun üstünde otur- mam ° diyenler,etraftan ca- murlar sıçradıkça orada oturmaya devam ediyor- iar" dedi. Yılmaz'a yöne- lik eleştirilenni "Bizianla- yan, dışlamayan, sinirleri, asabı bozulmayan, bozulsa da bizleri suçlamayan dış- lamavan bir liderleberaber olmak için DYP'ye geçtik" diye sürdüren Zaimoğlu, "ölümüne kadar beraber olacaklannı" söyledi. Par- lamentodakı sandalye da- ğılımı şöyle oldu: FP: 145. ANAP: 138, DYP: 95. DSP: 62. CHP: 56, DTP: 20. BBP: 8, MHP:3,DP:1.DEPAR:1, Bağımsız: 12, Boş: 9.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle