Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE
12 KULTUR
Semiha Berksoy evini, 'Opera Vakfı Semiha Berksoy ve Modern Resimler Evi'yapıyor
u
Ben devrim elemaraymı'ESRA ALİÇAV LŞOĞLL
Semiha Berksoy'u anlatan bir yazıya
nasıl başlamal.. Sesinden mi. oyuncu-
luğundan mı yoksa ressamlığından mı söz
etmelı önce? Yoksa tiim bunları bırakıp
88 yaşına rağmen 20'lik genç kızlara taş
çıkartan cesaretinden ve renkliliğinden
mi konuşmalı? Karşımızda duran kadın
Türkive'nin ılk opera sanatçılarından,
Darülbedavi'n.n iîk oyuncularından ye
Güzel Sanatlar Akademisi'nde Namıkİs-
mail'in öğrencılerinden...
Kutluğ Ataman'ın 'kutluğ ataman se-
miha b. unpluggecT adl ı belgeselıyle ünü-
nü tekrar v urtdışına taş.ı> an Berksoy. "Bu
fllmle bütün dünyada tekrar meşhur ol-
dıını ben. Operalara falan boş verdim
ama bu filmle herkes beni dinliyor" di-
vor sevınçle.
'Fidelio' ile bir kez daha jübüe
Belgeselin getirdiği yankılardan çok
memnun sanatçı ama son günlerde onu
heyecanlandıran başka bir proje daha
\ar. Semiha Berksoy evini, 'Opera Vak-
fi Semiha Berksoy \e Modern Resimler
Evi' olarak sanatse\erlere açıyor. V'akfm
neden ayn biryerde değıl de yaşadığı ev-
de açıldığını şövle açıklıyor sanatçı: •'Bu
e\de o kadar çok belge ve resim var ki...
Bunları nereye vere>"im? Müzelerden,
Lou\rt'dan bile çalınıvor. Bunu kendi
evimde muhafaza edeceğim. Bugün bu-
rası c\im. \ann başka bir \ere gittiğim
de orava taşı> acağım vakfi. Yann iki kat-
iı bir \er alacağu.oranın ilk kaü vakıfola-
rak kullanılacak. Herkese açık olacak
e\im. \akıf favdalı bir şe>. Yetenekli öğ-
renciler keşfedilecek, ders \e burs \erile-
cek onlara."
Vakfın evinde açılması yaşamını en-
gellemeyecek mi? Yanıtı hemen hazır:
"Kocaman yer burası. hepimize >eter.
Bütün resimlerim, kütüphanenı burada.
Kimbilir ne /aman bulurdum başka bir
e\... Ben acavım da...Eksiksi/ malzeme,
belgesel \ar bende...An nem, babam her
şe> nereden «eldim. nereye gittinı bana
ait her şe> sergilenecek. Ben 88 > aşımda-
yım. Bu ses, birinci ses olduğu için bana
bu ha>atı getirdi. Bu tabiatın verdiği bir
şey Sesim duruyor, kınntısı kalmış olsa
biİe..."
Semiha Berksoy bu yıl ayrıca Cumhu-
riyet'in 75. Yıl kutlamaları çerçevesin-
de, kendisi de bir Cumhuriyet elemani
olduğu için tstanbul De\ let Operasrnın
yenı sezonunda Beethoven'ın "Fidelio'
operasıyla bir kez dahajübilesini yapma-
yı tasarlıyor.
1963 'te jübilesini yapansanatçı 1972'de
Devlet üperası'ndan "Vüksek Drama-
tikSoprano'olarak emeklıyeaynldı. Fi-
delio Operası'nın kendisi ıçınçokönem-
h olduğunu belirten sanatçı. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'ebirdilekçe
• '88yaşındayım. Bu evde o kadar çok belge ve resim var ki... Bunları nereye vereyim? Herkese açık
olacak evim. Yaşıyorum, sesim duruyor. İnsanı yaşatan ruhtur. Bende büyük adamlar var. Âşıklanm var.
Büyük oldukları için sayıyorum onları. Ben hiç bir zaman mağlup olmadım. Çünkü ö'yleyaratılmışım.y
göndererek. Fidelio Operasf m oynamak
ıstediğini söv lemış." Bugün saat 14JO'da
telefon geldi. Cumhurbaşkanı Sülevman
Demirel beni hinıayesine aldı. Sonunda
Fidelio'vu oynayacağım. jübilemi \apa-
cağun. Yaşıyorum, sesim duru\or_ Bu be-
nim vazifem. Ben devrim elemannım.
nıadem ki havattavım. yaşıyorum bunu
yapmam gerek. Buradan gelen hasılat da
vakfın olacak."
Güzel değilim ama sahne tipiyim
Yedi ay önce by-pass ameliyatı geçi-
ren sanatçı yaşamın kendisine verdiği
ayrıcalıkların tadını çıkarıyor. "Ope-
ra'nın ses kadrosu. sesleregöreyapıfar. Ben
birinci sesim. baş artistim. Sesle baş ar-
tistolunur. Operanın temeli insan sesidir.
Bunu bilmeyecek ne var. Bunu 5 yaşın-
daki çocuk anlar- Benim sesim birinci ses.
Atatürk reform yapacak, diyor ki; 'ope-
rada reform yapayım. böylece bütün sa-
natlarda da reform yapmış olurum".Ope-
ra bütün sanatlann temeli. Opera kültür
işidir."
Sanatın her alanmda büyük başanla-
ra imza attı Semiha Berksov ama sesi-
nin gücü onu yaşamın her alanında ba-
şanya götürdü. *Heroyunda opera olsun.
tiyatro olsun, dranı olsun, hep birinci get-
dim. Emsalimi geçiyorum. Neden? Çün-
kü ses var bende. Allah vergisi bu ses. Bu
yaşa gelmişim Fidelio'yu sahneye koyu-
>orum. Bü_\ük ses kaybolma/ kola\ ko-
la\. Güzellik kraüçeleri> le çıkıyorum ama
hep birinci benim. Güzel bir şey değilim
ama sahne tipiyim."
Makyaj yapmayı. giyınmeyi çok sevı-
yor. Takılannı takmadan. makyajını bi-
tirmeden fotoğraf çektirmek istemiyor.
Nasılım diye soruyor. onaylatıyor..."*Ben
kaç yaşımdayını biliyor musun?" dıye
sorup. hemen yanıtını \eriyor "88." "İn-
sanı yaşatan ruhtur. Bende büyük adam-
lar var. Âşıklanm var. Büy ük olduklan
için sayı\orum onlan. Ben hiç bir zaman
mağlup olmadım. Çünkü öylevaratılmı-
şun. Bu Didon'un şapkası... Bö> le bir şe-
yi kimse giyemez ancak ben giyeriıu."
Hayatına giren bütün erkekleri büyük
birsaygıylaanıyor. NâzunHikmet'ı. Fîk-
ret Mualla'yı... Ama biri var kı hep di-
lınde. anıları hep o günkü kadar taze:
Atatürk. " Bir gün ben evde otururken
Atatürk'ün emri geliyor. Atatürk opera
ovnatacak... Harf devrimi yapü, kıyafet
de\ rimi \apti, şapka dc\ rimi yaptı. şim-
di de sanat devrimi > apıyor. Bak görüyor
nıusuıı ne adam! O tarihte opera oynat-
mak nasıl aklına geliyor. Geüyor çünkü
kültürlü~"
88 yaşına ragmen hayatta olmaktan
çok mutlu. Diğer bir mutluluğu ise Ata-
türk'ün anısına, ona sadık bir eleman
olarak kalması.
Berlin''deki geceye davetli
lS>28'dekonservatu\aragıriyor Semi-
ha Berksoy. böylece sanat hayatı başjı-
yor. 1929'da konser \eriyor. opera söy-
lüyor. 1929'da Güzel Sanatlar Akademi-
si'ne girı\or. Doğduğundan bu yana re-
sim yapıyor.
1930da Muhsin Ertuğrurun açtıöı ti-
yatro okuluna gidı\or. "Sanatkârdoğuş-
tan olur, ne öğrunilir. ne de öğretüir. Şe-
hir Tiyatrosuna «idi\orunı. Sesim güzel
olduğu için ilk sesli fılnü çeviriyorum .
1932'de İstanbul Sokaklan. -Sesim o ka-
dar meşhur olu>or ki sağır sultan bile
duyuyor. Film çeviri>orum, şarkı söylü-
yorunı. Bak, bak!.. Bu ses sebep oluyor
her seje. Ekrenı ve Cemal Re^it Beyler
benim sesimi görüp beğeniyor ve benim
için 'Lüküs Hayat'ı >aa>orlar. Lüküs
Flayat' sizin gördüğünüzgibideğil. Dranı
kısmını ovnamıvorlar."
Son olarak doktorunun \ e Kutluğ Ata-
manın resmini yapmış. Resim yapma-
dan duramıyor Resim yapmak onun için
yemek yemek kadar büyük bir ihtiyaç.
Bu resimler ona göre; "modern resim.
Avan-gard dedikleri türden"
88 yaşına rağmen her olayı tıpkı bu-
gün olmuş. gibi hatırlıyor Berksoy. Bu anı-
lardan biri de Ismet Inönü'nün kendisi-
nidinlediğı gün. "İsmetlnönü," mağrur
olmayınız, sesiniz çok güzel, siz bu işin
daima başında olacaksınız' dedi. Carl
Ebert Tosca'yı oynamak istediğimi sö\-
ledi, bugün de C unıhurbaşkanından alı-
yorum ya... Bak dikkat et nasıl yüriitü-
yorum işleri. Nâzım da eski hayranla-
nmdan. Çankın'da hapishanede > atıyor.
Ali Fuat Paşa da day ısı_. Gittim İsmet Pa-
şa'nın Tosca'nın o>nanmasını ıstediğini
söyledinı. Ama tercümeyi Nâzun'a vere-
lim dedim. Ye çeviri Nâzıın'a verildir
Berksoy. bu yüzyılın sonunda Ber-
lin'dedüzenlenecekolan 'YüzyilaDam-
gasını Vuran Sanatçılar' gecesine de çağ-
n 11. " 1999 yılında ora>a gideceğim inşal-
lah.Sağ kalırsam dbette" diyor. Sonra göz-
lerinde pırıl pırıl bir ifadeyle: "Listede
ben de vanm düşünebiliyor musun? Ne
dersin bu işe?"
Fabio Luisi yönetimindeki Suisse Romande orkestrası AKM'de
'uısse
Romande
Orkestrasfnın
bu akşamki
solisti
Amerikalı
viyolacı Kim
Kashkashian,
yann akşam da
piyanist îdil
Biret.
GUberto Güyüreğimidtsıtacak
Kim Kashkashian ve İdil Biret
külfür Servisi - istanbul Kültür ve Sanat Vakfı
tarafından düzenlenen 26. Uluslararası istanbul
Müzik Festi\ah'nde Isviçre'nin en önemli
orkestralaruıdan bin olan Suisse RomandeOrkestrası.
bugün \e yann akşam saat 19.00'da AK_\1 Bü\ük
Safon'dayeralacak. Her iki konsendeşef Fabio Luisi
yönetecek. Çeşitlı filmlerin müziklerınde de çalan
Amerikalı viyolacı Kim Kashkashian"m solist olarak
katılacağı ilk günde Haydn'ın Senfoni No.l.
Bartok'un Viyola Konçertosu \ e Honegger'in Senfoni
No.3 "LJturjik". İdil Biret'in solist olarak katılacağı
ıkinci günde ise Ravel'in Piyano Konçertosu Sol
Majör ve Beıiioz'un Fantastik Senfoni eserleri
seslendinlecek.
1918 > ılında Ernest.Ansermet tarafından kurulan
Suisse Romande Orkestrası (OSR). önce yerel radyo
yaymlan. plak ka>ıtlan ve 1945'ten sonra da tumelerle
adını kısa sürede duyurdu. Orkestranın o günlerdekı
şefi Ansermet. o dönemin büyük bestecileriyle.
birçok yapıtını OSR'ye adayan Debussy. Ravel.
Honegger, Stra\inski. Prokofiev. Bartok, Martinu.
Britten ve Martin gibi bestecilerin müzığiyle Is\ içreli
dınle>ıcilerin tanışmasını sağladı. Cene\Te'de Vıctona
Hall'da çalan orkestra yaz me\ siminde de açıkha\a
konserleri \eriyor. Grand Theatreın düzenlediği
bütün opera gösterilerinde çalan ORS. Cene\re
Uluslararası Müzik Yanşması ve konservatuvarla
da ortak çalışmalar gerçekle^tirivor.
Ermeni asıllı Amerikalı viyolacı Kim Kashkashian.
Münih ve Lionel Tertis Vivola Yarışmalan'nda
birincilik ödülleri kazandı.Halen Berlin'deki Hanns-
Eisler Müzik Yüksek Okulu'nda viyola profesörü.
Kaskashian. Theo Angelopoulos'un vönettiği
"Odysseus'un Bakışı" isımli fılmde Eleni
Karaindrou'nun müziklerini yorumlamasıyla dikkat
çekmişti.
LALE TCU
Yapı Kredi Sanat Festivalı'nın bu
akşamki konuğu müziğin vaşam-
la koşut sav ıldığı bir ıklimden ge-
liyor. GUberto GU. Brezilva'nın
Bahia yöresınden köken alan en
önemli müzisyenlennden bin. Bu
konseriyle bizi kimbilir nerelere
götürecek...
Öteden beri caz müzisv enlerıne
en çok esin kaynağı olan Latin
Amerika'nın. etkısi kendisınden
daha büyük bir bölgesı olan
Bahia. Gilberto Gıl'le bırlık-
te pek çok müzisv enin de
\ atanı. Bahia'nın bizlere ar-
mağanı olan Musıca Popu-
lar Brasileira. ya da bılinen
kısa adıyla MPB. ortak duv -
gularımızın en canlı buluş-
ması. Bu buluşmada karşı-
mızda gördüğümüz vazge-
çilmez müzısyenlerden bi-
ri de hiç kuşkusuz Gilberto
Gil. 1942'de müzıkle ıç ıçe
geçmiş havat yolculuğuna.
artık az bilinen tam adı Gil-
berto Passos Gil Moreira'v Ia
başlar. tnsanlann müziğı
kalbinde taşıyarak doğdu-
ğu Bahia'da büyür Gilberto
Gil. Henüz üç yaşındav ken
müzisven olacağını bilir \ e
hissettırir. Afrika-Brezilya
tınüannı sındirmekle geçen
çocuklugunda davul. trom-
pet ve akordeonla arkadaş
olur. 19501i yıllarda. lıse
arkadaşlarıv la birlikte kur-
duğu ilk grubu olan Os Desafina-
dos'ta akordeon çalar. O sıralarda.
radvoda Joao Gilberto'nun sesin-
den dinledığı Chega de Saudade'yı
dinleyip enstrümanlan arasına gi-
tan da katar. Kısa bir süre sonra.
MPB'nin de beslenme kavnakla-
rından biri olan bossa nova'nın ön-
de gelen şarkı yazarlanndan bın ol-
muştur. 1960"ta ılk bossa nov a bes-
tesi olan Felicidade Vem Depois'i
vazar.
1963'te bossa nova'nın dün>a-
nınherverindeki dınlevicileri sar-
mayabaşladığı günlerde. MPB'nin
önde gelen şarkıcılanndan Maria
Bethania'nın kardeşı Çaetano \e-
loso"\la tanışır. A>nı ünıversıtede
Gilberto Gil >önetım. Veloso da fel-
sefeeğitımi görür. Bırbirıni bırel-
manın ıkı vansı gibi bütünle\en bu
iki müzisyeni bağlayan. Joao Gıî-
berto'ya duyduklan hayranlık ve
bossa nova tutkularıdır. 1964'te
Gal Gosta \ e Tom Ze'v le birlikte
gerçekleştırdıklen Salvador'un ün-
lü Vihla Vehla Tiyatrosu'nun açı-
lış konserinde bossa nov a bestele-
ri ve geleneksel Brezılya melodi-
lerini seslendirirler.
Gilberto. MPB'vi vönlendiren
müzısyenlerden biridir. Okuma
yazma oranının oldukça düşük ol-
duğu Bahia vöresinde. halkın en
önemli ifade aracı müziktir. Bu
v«aroluş bilinciyle müziği
arasındaki zincirleri çok doğru
birleştirmiş bir isim olan Gilberto
Gil, bu akşam Açıkhava'da.
nedenle. MPB'nin sözel ağırlığı
en az müzıkal gücü kadar önem ta-
şır. Gördükleri eğitimi şarkılanna
da taşı> an Gil v e Yeloso gibi isim-
ler. müzikal sımgeciliğin de ön-
cüsü olurlar. Çoğu Güney Ameri-
ka ülkesinde sıkıyönetimın ege-
men olduğu bir dönemde. şarkıla-
rıyla duvgulannı ve özlemlerini
di'le getiren Gilberto Gil. Milton
Nascimento. Caetano \eloso, Ma-
ria Bethania, Djavan. Gal Costa,
Jorge Ben. Chico Buarque ve dı-
ğerlerı. doğa. ınsan. yaşam gibi
geniş bir konu velpazesini söze
kavuşturan sarkılarüretir. MPB'nin
ıçınde dozu hiç eksilmeyen başka
bir öğe de politik baskılara karşı
dillendirilmiş oldukça simgesel
sözlerdir.
6O'lı yıllann geri kalanını Sao
Paulo. Rio de Janeıro ve Salvador
arasında mekik dokuyarak geçı-
rir. 1966'da Elis Regina onun ilk
bestelerinden biri olan Louva-
cao'v u seslendirdiğinde. Gilberto
Gil de müziği yaşamının baş kö-
şesine kovTnava karar v ermiştır bi-
le... Maria Bethania ve Yinkius
de Moraes'le birlikte şarkı yazan
ve seslendıren Gıl'in ilk albümü
Rio de Janeiro'da yayımlanacak-
tır. O günlerde bütün şiddetıyle
esen Beatles rüzgârlan ve içinde
yaşadığı kent cevTesi, ilk albümün-
deki geleneksel Brezily a mü-
ziğinin etkisini oldukça za-
vıflatacaktır. ,\ncak kalbin-
de taşıdığı müziğin kökleri
onu 1967'de yeniden yakala-
v ıv erir. Recife kıv ısında din-
İediği Caruaru adlı etnik bir
topluluk. Gil'ı derinden etki-
ler. Bu kez bambaşka düşün-
celerle Rio'yadöner. Bugün-
lerde yazdığı "Domingo No
Panjue" ve Veloso'nun bes-
tesi "\legria..\legria*' ile bir-
likte, Tropicalista adlı yenı
bir akımın da önü açılır. Ön-
cüleri arasında Gilberto Gil.
Caetano Veloso. Gal Costa.
Tom Ze, Mutantes, Rogerio
Dupratyı sayabileceğimiz
bu > eni akım. Amerikan folk-
rock müziğinin Brezilya'da-
ki bir örneğidir. Tropicalis-
ta. Güney Amerika'nın gele-
ceğıni belirleyen önemli kül-
türel değişimin habercisidir.
1970
r
lerde Gilberto Gil'in
müziğinde araştırma ağırlık
kazanır. Kendi müzikal mirasını
derinlemesine inceleven Gil. bes-
telerini tümüyle ifade aracı olarak
tasarlar. Brezilya kentlennin va-
roşlannda yaşayan insanlann ba-
kışıvla doğanın yaşamdaki yeri
Gil'in müziğıni şekillendiren öğe-
lerdir. 70'lenn sonuna doğru, Bre-
zilya'da siyah ırkın müzikteki söz-
cüierinden biri olur. Müzikle yoğ-
rulmuş yaşamından hiç ayn tut-
madığı politik görüşleri onu 9O'lı
yıllann başında "Siyah Roma" ola-
rak bilinen doğum > eri Salvador"da
resmi göreve taşıyacaktır.
Melodilerinde geleneksel mü-
zik. samba. salsa. bossa nova. rock
v e folk etkilennin alabildiğine öz-
gün bir sentezi var. Gilberto Gil,
bu bileşimin bütün notalarını ve
sözlerini bu gece İstanbul "da gök-
v üzüne doğru savuracak.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Sîzce Dönek midin
Zaman? j
Durmadan sorgulamakta ne kadar da haklıyım. Ne
kadar da hakhyız. Hepimizin bildiği birgünün öyküsü
söz konusu olan.
Anlaşılamayan; ilk önce anlaşılamayan gibi görünen
birgünün öyküsü...
Isyan etmemek elde mı? Ölümler, gencecik beden-
lere geldiğinde. Ölümler dostlara geldiğinde.
"unuturlar seni de bir gün gelir unutuş
terkedilmiş bir şehır kuşların konmadığı
kiminde yangın yerı apansız bir unutuş
kiminde sularladır usul usul unutuş."
isyan etmemek elde mı bir otel odasında onlarca-
sıyla birlikte yakılan Behçet Aysan'ın şıırini anımsa-
dıkça.
Belleğimizdenbirtürlüsilemediğimız-umanmsilin-
memiştır- bir günün öyküsünu yazan/yazanlar kimler-
di? Yargılanan birtakım baldırı çıplak mı? Gözü dön-
müş insanlık dışı serserıler mi?
Belki onlar da kurmacanın bir parçası. Yalnız çok
önemli bir özellikleri var: Katıli oynuyorlar: ama ıste-
yerek, büyük bir gerçekçilikle. Öyle benimsemişler kı
rollerini!
Yakılmak, ölmek ise gencecik bedenlere, sanatçı-
lara, dostlara uygun görülmuş! Ne acı!
Her yıl aynı gün; isyanınızı gökyüzüne çıkarsanız da
her yerde tepkınizi dile getırseniz de ortaya çıkar mı
öyküyü yazan/yazanlar! Bulunur mu?
Biz "failimeçhul" dnayettereçok alıştık. Sıradan top-
lumsal bir olay gibi algılıyoruz artık. Bulunmayan ka-
tilin arkasında yine bir meçhul "yazıcının" ya da "ya-
zıcılann" olduğunu, cınayetlerin kendilığinden öylesı-
ne birdenbire olmadığını, yazılan bir senaryoya göre
olduğunu biliyoruz!
Ne yazık ki biliyoruz ve tek başımıza odalarda hay-
kırmanın da hiçbir işe yaramadıgını biliyoruz.
Madımak Oteli'ni yakanları ıdam edebilirsiniz -tüm
dünyada idam cezası kalkmalı-; ki katiller yakalan-
mıştır işte! Doğru hepsi bırer vahşi katil. Peki ya Sıvas
senaryosunu yazanlar!
Peki, ya dostlanmız saatlerce köşeye sıkıştırılmanın
umutsuzluğunu yasarken ellerinde gücü olup da eli ko-
lu bağlı oturanlar!
isyan etmemek elde mi böylesine bir aymazlığın
karşısında. Aradan beş yıl geçmesine karşın unutmak
olası mı böylesine bir aymazlığı. anlayamadığımız, çö-
zemediğimiz şaşkınlığı!
Sanınm, Cumhuriyet tanhımizin en dehşetengiz ola-
yıdır Sıvas yangını! En korkuncu, biravuç çapulcunun
vahşeti değil, pınl pırıl insanlann bir oyunun parçası ol-
ması. Venlen rol ise çok ağır: Yakılmak!
Yalnız biz değil, dünya halklan da unutmamalı Sı-
vas'ı!
Ne yazık ki bu büyük utanç bızim tarihimizin sayfa-
larına yazıldı! Ne yazık ki bu vahşetengiz olay Sıvas'ta
bizim aydınlarımıza yapıldı.
Hiçbirini unutmadık. O sırada iktidar koltuğunda
oturanları da; elinde gücü olanları da Meclis kürsüsün-
den kimi konuşanları da!
Biz unutmadık. Kolaykolay daunutamayız.Amauhut-
mamak pek bir ışe yaramıyor!
Aradan beş yıl geçse de denetleyemediğimiz öfke-
mizi, yazıya dökmekten başka bir şey yapamamanın
sıkıntısı mı acaba tüm bunlar!
O her zamanki gülümsemesıyle Asım ağbi (Bezir-
ci) geliyor gözlerimin önüne; mınldanıyorum, aynı
yazgıyı paylaşan bir şaınn, Metin Altıok'un dizelerinı:
Sabahın buğusu
Gözlerimi yaşartıyor,
Boynuma dolanıyor
Akşamın zincirı.
Dağlardır beni avutan.
Söyleyın bana
Gözünüzü kırpmadan:
Sizce dönek midir zaman?
Yorgo Seferis Urla'da amlıyor
I Kültür Senisi - Nobel ödüllü şaır Yorgo Seferis'm
Urla'da yaşadığı evin sokağına ismınin verilmesı için
cumartesi günü saat 18.00'de bir tören düzenlenecek.
Yeni Izmir Sanat Arkadaşlan Kültür Derneği'nin
gerçekleştirdiği etkinlikte Yorgo Seferis'in şiirlerinden
bestelenmiş şarkılann yer aldığı bir konser de
gerçekleşecek.
Metin Bereketli'nin resim sergisi
• Kültür Senisi -Metin Bereketli'nin dün açılan resim
sergisi 26 Temmuz tarihine dek Harbiye Askeri
Müzesi'nde yer alıvor. Amerika'da The Art Pavillıon,
Beverly Hills-Art on Green. St. Joseph Center gibi
merkezlerde kişisel sergiler açan sanatçı karma
sergilere katıldı, yardım kuruluşlarıvia ortak
çalışmalar gerçekleştirdi. Yapıtlan Hollvvvood'da
birçok sinema filminin üretımınde kullanılan
sanatçının çalışmalan Dustin Hoffman, Gene
Hackman. Tom Cruise, James Coburn gibi isimlerin
özel koleksivonlarında da veralıyor.
Amatörler için oyunculuk kursu
• Kültür Senisi - Anadolu Ünıversıtesi Devlet
K.onser\atu\an Sahne Sanatlan Böliimü 10
Temmuz tarihine dek amatörler için karşılıksız
oyunculuk kursu veriyor. TOBAV aracılığı ile
amatörlere ulaşan kursun organizasyonu
tamamlandı. Doğaçlama. konuşma. mimik rol. oyun
metni inceleme. makyaj \e tasarım. vemek ve
tiyatro sohbetlerine ver verilen kursun ardından
kursiyerlere katılım belgesi verilecek.
BUGLN
• Genç Etkinlik kapsamında 13.00-14.30
arası TÜYAP'ta kısa fiimler. 16.30- 17.00 arası
'Bir Şişede Bir Mihon İnsan' adlı göstennin yanı
sıra gün boyu de\am edecek olan vvorkshop ve
happeningler izlenebilir.
• İFSAK'ta saat 19.30'da M.Emın Altan'ın konuk
olarak katılacağı 'Deneysel BirÇalışma Küba'
konulu saydam sjöstensi izlenebilir.
12. ULUSLARARASI IZMR MUZİK FESTIVAU
• KAZAKİSTAN CUMHURİVETİ DEV LET
KLASİK DANS TOPLLLUĞU bugün saat 21.30'da
Sabancı Kültür Sarayf nda izlenebilir.
26. ULUSLARARASI İSTANBUL MUZİK FESTİVAÜ
• Suisse Romande Orkestrasf nın konseri bugün ve
yann saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi Büyük
Salon'da izlenebilir.