28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE 12 KULTUR Semiha Berksoy evini, 'Opera Vakfı Semiha Berksoy ve Modern Resimler Evi'yapıyor u Ben devrim elemaraymı'ESRA ALİÇAV LŞOĞLL Semiha Berksoy'u anlatan bir yazıya nasıl başlamal.. Sesinden mi. oyuncu- luğundan mı yoksa ressamlığından mı söz etmelı önce? Yoksa tiim bunları bırakıp 88 yaşına rağmen 20'lik genç kızlara taş çıkartan cesaretinden ve renkliliğinden mi konuşmalı? Karşımızda duran kadın Türkive'nin ılk opera sanatçılarından, Darülbedavi'n.n iîk oyuncularından ye Güzel Sanatlar Akademisi'nde Namıkİs- mail'in öğrencılerinden... Kutluğ Ataman'ın 'kutluğ ataman se- miha b. unpluggecT adl ı belgeselıyle ünü- nü tekrar v urtdışına taş.ı> an Berksoy. "Bu fllmle bütün dünyada tekrar meşhur ol- dıını ben. Operalara falan boş verdim ama bu filmle herkes beni dinliyor" di- vor sevınçle. 'Fidelio' ile bir kez daha jübüe Belgeselin getirdiği yankılardan çok memnun sanatçı ama son günlerde onu heyecanlandıran başka bir proje daha \ar. Semiha Berksoy evini, 'Opera Vak- fi Semiha Berksoy \e Modern Resimler Evi' olarak sanatse\erlere açıyor. V'akfm neden ayn biryerde değıl de yaşadığı ev- de açıldığını şövle açıklıyor sanatçı: •'Bu e\de o kadar çok belge ve resim var ki... Bunları nereye vere>"im? Müzelerden, Lou\rt'dan bile çalınıvor. Bunu kendi evimde muhafaza edeceğim. Bugün bu- rası c\im. \ann başka bir \ere gittiğim de orava taşı> acağım vakfi. Yann iki kat- iı bir \er alacağu.oranın ilk kaü vakıfola- rak kullanılacak. Herkese açık olacak e\im. \akıf favdalı bir şe>. Yetenekli öğ- renciler keşfedilecek, ders \e burs \erile- cek onlara." Vakfın evinde açılması yaşamını en- gellemeyecek mi? Yanıtı hemen hazır: "Kocaman yer burası. hepimize >eter. Bütün resimlerim, kütüphanenı burada. Kimbilir ne /aman bulurdum başka bir e\... Ben acavım da...Eksiksi/ malzeme, belgesel \ar bende...An nem, babam her şe> nereden «eldim. nereye gittinı bana ait her şe> sergilenecek. Ben 88 > aşımda- yım. Bu ses, birinci ses olduğu için bana bu ha>atı getirdi. Bu tabiatın verdiği bir şey Sesim duruyor, kınntısı kalmış olsa biİe..." Semiha Berksoy bu yıl ayrıca Cumhu- riyet'in 75. Yıl kutlamaları çerçevesin- de, kendisi de bir Cumhuriyet elemani olduğu için tstanbul De\ let Operasrnın yenı sezonunda Beethoven'ın "Fidelio' operasıyla bir kez dahajübilesini yapma- yı tasarlıyor. 1963 'te jübilesini yapansanatçı 1972'de Devlet üperası'ndan "Vüksek Drama- tikSoprano'olarak emeklıyeaynldı. Fi- delio Operası'nın kendisi ıçınçokönem- h olduğunu belirten sanatçı. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'ebirdilekçe • '88yaşındayım. Bu evde o kadar çok belge ve resim var ki... Bunları nereye vereyim? Herkese açık olacak evim. Yaşıyorum, sesim duruyor. İnsanı yaşatan ruhtur. Bende büyük adamlar var. Âşıklanm var. Büyük oldukları için sayıyorum onları. Ben hiç bir zaman mağlup olmadım. Çünkü ö'yleyaratılmışım.y göndererek. Fidelio Operasf m oynamak ıstediğini söv lemış." Bugün saat 14JO'da telefon geldi. Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel beni hinıayesine aldı. Sonunda Fidelio'vu oynayacağım. jübilemi \apa- cağun. Yaşıyorum, sesim duru\or_ Bu be- nim vazifem. Ben devrim elemannım. nıadem ki havattavım. yaşıyorum bunu yapmam gerek. Buradan gelen hasılat da vakfın olacak." Güzel değilim ama sahne tipiyim Yedi ay önce by-pass ameliyatı geçi- ren sanatçı yaşamın kendisine verdiği ayrıcalıkların tadını çıkarıyor. "Ope- ra'nın ses kadrosu. sesleregöreyapıfar. Ben birinci sesim. baş artistim. Sesle baş ar- tistolunur. Operanın temeli insan sesidir. Bunu bilmeyecek ne var. Bunu 5 yaşın- daki çocuk anlar- Benim sesim birinci ses. Atatürk reform yapacak, diyor ki; 'ope- rada reform yapayım. böylece bütün sa- natlarda da reform yapmış olurum".Ope- ra bütün sanatlann temeli. Opera kültür işidir." Sanatın her alanmda büyük başanla- ra imza attı Semiha Berksov ama sesi- nin gücü onu yaşamın her alanında ba- şanya götürdü. *Heroyunda opera olsun. tiyatro olsun, dranı olsun, hep birinci get- dim. Emsalimi geçiyorum. Neden? Çün- kü ses var bende. Allah vergisi bu ses. Bu yaşa gelmişim Fidelio'yu sahneye koyu- >orum. Bü_\ük ses kaybolma/ kola\ ko- la\. Güzellik kraüçeleri> le çıkıyorum ama hep birinci benim. Güzel bir şey değilim ama sahne tipiyim." Makyaj yapmayı. giyınmeyi çok sevı- yor. Takılannı takmadan. makyajını bi- tirmeden fotoğraf çektirmek istemiyor. Nasılım diye soruyor. onaylatıyor..."*Ben kaç yaşımdayını biliyor musun?" dıye sorup. hemen yanıtını \eriyor "88." "İn- sanı yaşatan ruhtur. Bende büyük adam- lar var. Âşıklanm var. Büy ük olduklan için sayı\orum onlan. Ben hiç bir zaman mağlup olmadım. Çünkü öylevaratılmı- şun. Bu Didon'un şapkası... Bö> le bir şe- yi kimse giyemez ancak ben giyeriıu." Hayatına giren bütün erkekleri büyük birsaygıylaanıyor. NâzunHikmet'ı. Fîk- ret Mualla'yı... Ama biri var kı hep di- lınde. anıları hep o günkü kadar taze: Atatürk. " Bir gün ben evde otururken Atatürk'ün emri geliyor. Atatürk opera ovnatacak... Harf devrimi yapü, kıyafet de\ rimi \apti, şapka dc\ rimi yaptı. şim- di de sanat devrimi > apıyor. Bak görüyor nıusuıı ne adam! O tarihte opera oynat- mak nasıl aklına geliyor. Geüyor çünkü kültürlü~" 88 yaşına ragmen hayatta olmaktan çok mutlu. Diğer bir mutluluğu ise Ata- türk'ün anısına, ona sadık bir eleman olarak kalması. Berlin''deki geceye davetli lS>28'dekonservatu\aragıriyor Semi- ha Berksoy. böylece sanat hayatı başjı- yor. 1929'da konser \eriyor. opera söy- lüyor. 1929'da Güzel Sanatlar Akademi- si'ne girı\or. Doğduğundan bu yana re- sim yapıyor. 1930da Muhsin Ertuğrurun açtıöı ti- yatro okuluna gidı\or. "Sanatkârdoğuş- tan olur, ne öğrunilir. ne de öğretüir. Şe- hir Tiyatrosuna «idi\orunı. Sesim güzel olduğu için ilk sesli fılnü çeviriyorum . 1932'de İstanbul Sokaklan. -Sesim o ka- dar meşhur olu>or ki sağır sultan bile duyuyor. Film çeviri>orum, şarkı söylü- yorunı. Bak, bak!.. Bu ses sebep oluyor her seje. Ekrenı ve Cemal Re^it Beyler benim sesimi görüp beğeniyor ve benim için 'Lüküs Hayat'ı >aa>orlar. Lüküs Flayat' sizin gördüğünüzgibideğil. Dranı kısmını ovnamıvorlar." Son olarak doktorunun \ e Kutluğ Ata- manın resmini yapmış. Resim yapma- dan duramıyor Resim yapmak onun için yemek yemek kadar büyük bir ihtiyaç. Bu resimler ona göre; "modern resim. Avan-gard dedikleri türden" 88 yaşına rağmen her olayı tıpkı bu- gün olmuş. gibi hatırlıyor Berksoy. Bu anı- lardan biri de Ismet Inönü'nün kendisi- nidinlediğı gün. "İsmetlnönü," mağrur olmayınız, sesiniz çok güzel, siz bu işin daima başında olacaksınız' dedi. Carl Ebert Tosca'yı oynamak istediğimi sö\- ledi, bugün de C unıhurbaşkanından alı- yorum ya... Bak dikkat et nasıl yüriitü- yorum işleri. Nâzım da eski hayranla- nmdan. Çankın'da hapishanede > atıyor. Ali Fuat Paşa da day ısı_. Gittim İsmet Pa- şa'nın Tosca'nın o>nanmasını ıstediğini söyledinı. Ama tercümeyi Nâzun'a vere- lim dedim. Ye çeviri Nâzıın'a verildir Berksoy. bu yüzyılın sonunda Ber- lin'dedüzenlenecekolan 'YüzyilaDam- gasını Vuran Sanatçılar' gecesine de çağ- n 11. " 1999 yılında ora>a gideceğim inşal- lah.Sağ kalırsam dbette" diyor. Sonra göz- lerinde pırıl pırıl bir ifadeyle: "Listede ben de vanm düşünebiliyor musun? Ne dersin bu işe?" Fabio Luisi yönetimindeki Suisse Romande orkestrası AKM'de 'uısse Romande Orkestrasfnın bu akşamki solisti Amerikalı viyolacı Kim Kashkashian, yann akşam da piyanist îdil Biret. GUberto Güyüreğimidtsıtacak Kim Kashkashian ve İdil Biret külfür Servisi - istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 26. Uluslararası istanbul Müzik Festi\ah'nde Isviçre'nin en önemli orkestralaruıdan bin olan Suisse RomandeOrkestrası. bugün \e yann akşam saat 19.00'da AK_\1 Bü\ük Safon'dayeralacak. Her iki konsendeşef Fabio Luisi yönetecek. Çeşitlı filmlerin müziklerınde de çalan Amerikalı viyolacı Kim Kashkashian"m solist olarak katılacağı ilk günde Haydn'ın Senfoni No.l. Bartok'un Viyola Konçertosu \ e Honegger'in Senfoni No.3 "LJturjik". İdil Biret'in solist olarak katılacağı ıkinci günde ise Ravel'in Piyano Konçertosu Sol Majör ve Beıiioz'un Fantastik Senfoni eserleri seslendinlecek. 1918 > ılında Ernest.Ansermet tarafından kurulan Suisse Romande Orkestrası (OSR). önce yerel radyo yaymlan. plak ka>ıtlan ve 1945'ten sonra da tumelerle adını kısa sürede duyurdu. Orkestranın o günlerdekı şefi Ansermet. o dönemin büyük bestecileriyle. birçok yapıtını OSR'ye adayan Debussy. Ravel. Honegger, Stra\inski. Prokofiev. Bartok, Martinu. Britten ve Martin gibi bestecilerin müzığiyle Is\ içreli dınle>ıcilerin tanışmasını sağladı. Cene\Te'de Vıctona Hall'da çalan orkestra yaz me\ siminde de açıkha\a konserleri \eriyor. Grand Theatreın düzenlediği bütün opera gösterilerinde çalan ORS. Cene\re Uluslararası Müzik Yanşması ve konservatuvarla da ortak çalışmalar gerçekle^tirivor. Ermeni asıllı Amerikalı viyolacı Kim Kashkashian. Münih ve Lionel Tertis Vivola Yarışmalan'nda birincilik ödülleri kazandı.Halen Berlin'deki Hanns- Eisler Müzik Yüksek Okulu'nda viyola profesörü. Kaskashian. Theo Angelopoulos'un vönettiği "Odysseus'un Bakışı" isımli fılmde Eleni Karaindrou'nun müziklerini yorumlamasıyla dikkat çekmişti. LALE TCU Yapı Kredi Sanat Festivalı'nın bu akşamki konuğu müziğin vaşam- la koşut sav ıldığı bir ıklimden ge- liyor. GUberto GU. Brezilva'nın Bahia yöresınden köken alan en önemli müzisyenlennden bin. Bu konseriyle bizi kimbilir nerelere götürecek... Öteden beri caz müzisv enlerıne en çok esin kaynağı olan Latin Amerika'nın. etkısi kendisınden daha büyük bir bölgesı olan Bahia. Gilberto Gıl'le bırlık- te pek çok müzisv enin de \ atanı. Bahia'nın bizlere ar- mağanı olan Musıca Popu- lar Brasileira. ya da bılinen kısa adıyla MPB. ortak duv - gularımızın en canlı buluş- ması. Bu buluşmada karşı- mızda gördüğümüz vazge- çilmez müzısyenlerden bi- ri de hiç kuşkusuz Gilberto Gil. 1942'de müzıkle ıç ıçe geçmiş havat yolculuğuna. artık az bilinen tam adı Gil- berto Passos Gil Moreira'v Ia başlar. tnsanlann müziğı kalbinde taşıyarak doğdu- ğu Bahia'da büyür Gilberto Gil. Henüz üç yaşındav ken müzisven olacağını bilir \ e hissettırir. Afrika-Brezilya tınüannı sındirmekle geçen çocuklugunda davul. trom- pet ve akordeonla arkadaş olur. 19501i yıllarda. lıse arkadaşlarıv la birlikte kur- duğu ilk grubu olan Os Desafina- dos'ta akordeon çalar. O sıralarda. radvoda Joao Gilberto'nun sesin- den dinledığı Chega de Saudade'yı dinleyip enstrümanlan arasına gi- tan da katar. Kısa bir süre sonra. MPB'nin de beslenme kavnakla- rından biri olan bossa nova'nın ön- de gelen şarkı yazarlanndan bın ol- muştur. 1960"ta ılk bossa nov a bes- tesi olan Felicidade Vem Depois'i vazar. 1963'te bossa nova'nın dün>a- nınherverindeki dınlevicileri sar- mayabaşladığı günlerde. MPB'nin önde gelen şarkıcılanndan Maria Bethania'nın kardeşı Çaetano \e- loso"\la tanışır. A>nı ünıversıtede Gilberto Gil >önetım. Veloso da fel- sefeeğitımi görür. Bırbirıni bırel- manın ıkı vansı gibi bütünle\en bu iki müzisyeni bağlayan. Joao Gıî- berto'ya duyduklan hayranlık ve bossa nova tutkularıdır. 1964'te Gal Gosta \ e Tom Ze'v le birlikte gerçekleştırdıklen Salvador'un ün- lü Vihla Vehla Tiyatrosu'nun açı- lış konserinde bossa nov a bestele- ri ve geleneksel Brezılya melodi- lerini seslendirirler. Gilberto. MPB'vi vönlendiren müzısyenlerden biridir. Okuma yazma oranının oldukça düşük ol- duğu Bahia vöresinde. halkın en önemli ifade aracı müziktir. Bu v«aroluş bilinciyle müziği arasındaki zincirleri çok doğru birleştirmiş bir isim olan Gilberto Gil, bu akşam Açıkhava'da. nedenle. MPB'nin sözel ağırlığı en az müzıkal gücü kadar önem ta- şır. Gördükleri eğitimi şarkılanna da taşı> an Gil v e Yeloso gibi isim- ler. müzikal sımgeciliğin de ön- cüsü olurlar. Çoğu Güney Ameri- ka ülkesinde sıkıyönetimın ege- men olduğu bir dönemde. şarkıla- rıyla duvgulannı ve özlemlerini di'le getiren Gilberto Gil. Milton Nascimento. Caetano \eloso, Ma- ria Bethania, Djavan. Gal Costa, Jorge Ben. Chico Buarque ve dı- ğerlerı. doğa. ınsan. yaşam gibi geniş bir konu velpazesini söze kavuşturan sarkılarüretir. MPB'nin ıçınde dozu hiç eksilmeyen başka bir öğe de politik baskılara karşı dillendirilmiş oldukça simgesel sözlerdir. 6O'lı yıllann geri kalanını Sao Paulo. Rio de Janeıro ve Salvador arasında mekik dokuyarak geçı- rir. 1966'da Elis Regina onun ilk bestelerinden biri olan Louva- cao'v u seslendirdiğinde. Gilberto Gil de müziği yaşamının baş kö- şesine kovTnava karar v ermiştır bi- le... Maria Bethania ve Yinkius de Moraes'le birlikte şarkı yazan ve seslendıren Gıl'in ilk albümü Rio de Janeiro'da yayımlanacak- tır. O günlerde bütün şiddetıyle esen Beatles rüzgârlan ve içinde yaşadığı kent cevTesi, ilk albümün- deki geleneksel Brezily a mü- ziğinin etkisini oldukça za- vıflatacaktır. ,\ncak kalbin- de taşıdığı müziğin kökleri onu 1967'de yeniden yakala- v ıv erir. Recife kıv ısında din- İediği Caruaru adlı etnik bir topluluk. Gil'ı derinden etki- ler. Bu kez bambaşka düşün- celerle Rio'yadöner. Bugün- lerde yazdığı "Domingo No Panjue" ve Veloso'nun bes- tesi "\legria..\legria*' ile bir- likte, Tropicalista adlı yenı bir akımın da önü açılır. Ön- cüleri arasında Gilberto Gil. Caetano Veloso. Gal Costa. Tom Ze, Mutantes, Rogerio Dupratyı sayabileceğimiz bu > eni akım. Amerikan folk- rock müziğinin Brezilya'da- ki bir örneğidir. Tropicalis- ta. Güney Amerika'nın gele- ceğıni belirleyen önemli kül- türel değişimin habercisidir. 1970 r lerde Gilberto Gil'in müziğinde araştırma ağırlık kazanır. Kendi müzikal mirasını derinlemesine inceleven Gil. bes- telerini tümüyle ifade aracı olarak tasarlar. Brezilya kentlennin va- roşlannda yaşayan insanlann ba- kışıvla doğanın yaşamdaki yeri Gil'in müziğıni şekillendiren öğe- lerdir. 70'lenn sonuna doğru, Bre- zilya'da siyah ırkın müzikteki söz- cüierinden biri olur. Müzikle yoğ- rulmuş yaşamından hiç ayn tut- madığı politik görüşleri onu 9O'lı yıllann başında "Siyah Roma" ola- rak bilinen doğum > eri Salvador"da resmi göreve taşıyacaktır. Melodilerinde geleneksel mü- zik. samba. salsa. bossa nova. rock v e folk etkilennin alabildiğine öz- gün bir sentezi var. Gilberto Gil, bu bileşimin bütün notalarını ve sözlerini bu gece İstanbul "da gök- v üzüne doğru savuracak. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Sîzce Dönek midin Zaman? j Durmadan sorgulamakta ne kadar da haklıyım. Ne kadar da hakhyız. Hepimizin bildiği birgünün öyküsü söz konusu olan. Anlaşılamayan; ilk önce anlaşılamayan gibi görünen birgünün öyküsü... Isyan etmemek elde mı? Ölümler, gencecik beden- lere geldiğinde. Ölümler dostlara geldiğinde. "unuturlar seni de bir gün gelir unutuş terkedilmiş bir şehır kuşların konmadığı kiminde yangın yerı apansız bir unutuş kiminde sularladır usul usul unutuş." isyan etmemek elde mı bir otel odasında onlarca- sıyla birlikte yakılan Behçet Aysan'ın şıırini anımsa- dıkça. Belleğimizdenbirtürlüsilemediğimız-umanmsilin- memiştır- bir günün öyküsünu yazan/yazanlar kimler- di? Yargılanan birtakım baldırı çıplak mı? Gözü dön- müş insanlık dışı serserıler mi? Belki onlar da kurmacanın bir parçası. Yalnız çok önemli bir özellikleri var: Katıli oynuyorlar: ama ıste- yerek, büyük bir gerçekçilikle. Öyle benimsemişler kı rollerini! Yakılmak, ölmek ise gencecik bedenlere, sanatçı- lara, dostlara uygun görülmuş! Ne acı! Her yıl aynı gün; isyanınızı gökyüzüne çıkarsanız da her yerde tepkınizi dile getırseniz de ortaya çıkar mı öyküyü yazan/yazanlar! Bulunur mu? Biz "failimeçhul" dnayettereçok alıştık. Sıradan top- lumsal bir olay gibi algılıyoruz artık. Bulunmayan ka- tilin arkasında yine bir meçhul "yazıcının" ya da "ya- zıcılann" olduğunu, cınayetlerin kendilığinden öylesı- ne birdenbire olmadığını, yazılan bir senaryoya göre olduğunu biliyoruz! Ne yazık ki biliyoruz ve tek başımıza odalarda hay- kırmanın da hiçbir işe yaramadıgını biliyoruz. Madımak Oteli'ni yakanları ıdam edebilirsiniz -tüm dünyada idam cezası kalkmalı-; ki katiller yakalan- mıştır işte! Doğru hepsi bırer vahşi katil. Peki ya Sıvas senaryosunu yazanlar! Peki, ya dostlanmız saatlerce köşeye sıkıştırılmanın umutsuzluğunu yasarken ellerinde gücü olup da eli ko- lu bağlı oturanlar! isyan etmemek elde mi böylesine bir aymazlığın karşısında. Aradan beş yıl geçmesine karşın unutmak olası mı böylesine bir aymazlığı. anlayamadığımız, çö- zemediğimiz şaşkınlığı! Sanınm, Cumhuriyet tanhımizin en dehşetengiz ola- yıdır Sıvas yangını! En korkuncu, biravuç çapulcunun vahşeti değil, pınl pırıl insanlann bir oyunun parçası ol- ması. Venlen rol ise çok ağır: Yakılmak! Yalnız biz değil, dünya halklan da unutmamalı Sı- vas'ı! Ne yazık ki bu büyük utanç bızim tarihimizin sayfa- larına yazıldı! Ne yazık ki bu vahşetengiz olay Sıvas'ta bizim aydınlarımıza yapıldı. Hiçbirini unutmadık. O sırada iktidar koltuğunda oturanları da; elinde gücü olanları da Meclis kürsüsün- den kimi konuşanları da! Biz unutmadık. Kolaykolay daunutamayız.Amauhut- mamak pek bir ışe yaramıyor! Aradan beş yıl geçse de denetleyemediğimiz öfke- mizi, yazıya dökmekten başka bir şey yapamamanın sıkıntısı mı acaba tüm bunlar! O her zamanki gülümsemesıyle Asım ağbi (Bezir- ci) geliyor gözlerimin önüne; mınldanıyorum, aynı yazgıyı paylaşan bir şaınn, Metin Altıok'un dizelerinı: Sabahın buğusu Gözlerimi yaşartıyor, Boynuma dolanıyor Akşamın zincirı. Dağlardır beni avutan. Söyleyın bana Gözünüzü kırpmadan: Sizce dönek midir zaman? Yorgo Seferis Urla'da amlıyor I Kültür Senisi - Nobel ödüllü şaır Yorgo Seferis'm Urla'da yaşadığı evin sokağına ismınin verilmesı için cumartesi günü saat 18.00'de bir tören düzenlenecek. Yeni Izmir Sanat Arkadaşlan Kültür Derneği'nin gerçekleştirdiği etkinlikte Yorgo Seferis'in şiirlerinden bestelenmiş şarkılann yer aldığı bir konser de gerçekleşecek. Metin Bereketli'nin resim sergisi • Kültür Senisi -Metin Bereketli'nin dün açılan resim sergisi 26 Temmuz tarihine dek Harbiye Askeri Müzesi'nde yer alıvor. Amerika'da The Art Pavillıon, Beverly Hills-Art on Green. St. Joseph Center gibi merkezlerde kişisel sergiler açan sanatçı karma sergilere katıldı, yardım kuruluşlarıvia ortak çalışmalar gerçekleştirdi. Yapıtlan Hollvvvood'da birçok sinema filminin üretımınde kullanılan sanatçının çalışmalan Dustin Hoffman, Gene Hackman. Tom Cruise, James Coburn gibi isimlerin özel koleksivonlarında da veralıyor. Amatörler için oyunculuk kursu • Kültür Senisi - Anadolu Ünıversıtesi Devlet K.onser\atu\an Sahne Sanatlan Böliimü 10 Temmuz tarihine dek amatörler için karşılıksız oyunculuk kursu veriyor. TOBAV aracılığı ile amatörlere ulaşan kursun organizasyonu tamamlandı. Doğaçlama. konuşma. mimik rol. oyun metni inceleme. makyaj \e tasarım. vemek ve tiyatro sohbetlerine ver verilen kursun ardından kursiyerlere katılım belgesi verilecek. BUGLN • Genç Etkinlik kapsamında 13.00-14.30 arası TÜYAP'ta kısa fiimler. 16.30- 17.00 arası 'Bir Şişede Bir Mihon İnsan' adlı göstennin yanı sıra gün boyu de\am edecek olan vvorkshop ve happeningler izlenebilir. • İFSAK'ta saat 19.30'da M.Emın Altan'ın konuk olarak katılacağı 'Deneysel BirÇalışma Küba' konulu saydam sjöstensi izlenebilir. 12. ULUSLARARASI IZMR MUZİK FESTIVAU • KAZAKİSTAN CUMHURİVETİ DEV LET KLASİK DANS TOPLLLUĞU bugün saat 21.30'da Sabancı Kültür Sarayf nda izlenebilir. 26. ULUSLARARASI İSTANBUL MUZİK FESTİVAÜ • Suisse Romande Orkestrasf nın konseri bugün ve yann saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle