Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1998 PAZA
8 PAZAR YAZILARI
Zaman içindeki şimdi noktasıAcıdan, yılgmlıktan. bitkinlikten
bütünüyle uzak bir günün akşamı
"Piccoto Teatro di Milano"yu izledim.
Commedia dell'Arte özelliklerinden
yola çıkarak tiyatroda bir ekol yaratan
Giorgio Strehler ve adıyla birlikte
anılan bu tiyatro, mayıs ayındaki tiyatro
şöleninde Türk izleyicilerin geniş ilgi
ve beğenisini kazandı. Esasında
Commedia dell'Arte'nin belli başlı
tipleri olan Arlecchino; Pedrolina;
Scaramuccia ve rakibi Pasquariello;
ciddi, komikliğinin farkında olmayan.
uzun tiratlar atmaya, öğüt vermeye
düşkün Venedikli zengin ihtiyar
Pantalone; kekeme Tartaglia; saflığı.
zamparahğı, sözcükleri yanlış yerde
kullanmasıyla ünlü avukat Dottore;
Spavento; Bologna Üniversitesi'nden
yeni mezun olan Balanzone:
Rinoceronte; evliliğe ilişkin çeşiîli
entrikalarla karşı karşıya kalan bir dizi
genç sevgili Lelio Ottavio
Plorindo Isabella RosauraBeatrice:
Spezza; Fracassa; Rodomonte;
Giangurgolo'nun simgelediği ağzı
kalabalık kaptan; Antik çağın
Maccus'unun yerini alan ve onun
Romalı karşılıkları olan Meo Putacca
ve Marco Pepe'nin ömeği soytan
Pulcinella ile Tartaglia; Giangurgolo:
Zacometo ve komik köylü - zeki soytan
tiplemeleriyle Zanni'ler Türk
tiyatroseverlerin hiç de yabancısı
değildi. Doğaçlamaya dayanan
geleneksel Türk halk tiyatrosuyla pek
benzeşiyordu. Ortaoyunu da belirli bir
ana konuyu izleyerek. ama rr.etne çok
bağlı kalmadan oynanan, müzik, dans,
betimlemeye dayalı bir sanat kolu.
Ortaoyunu sözcüğünün Commedia
dell'Arte ile benzerliğinden yola
çıkarak "arte oyunu" adından türediği
de bilinen bir gerçek. Oysa bu kere,
Marivaux'un "Köleler Adası* yapıtında
adaletsizlikleri dışa vurmak için
eğlenceli bir oyunu sürdüren ve yeri
geldiğınde, "Efendilerimiz gibi gülünç
görünüyonız, ama yine onlardan daha
bilgeyiz ve daha onürluyuz" diyebilen
MİLANO
ÜSTÜN
AKMEN
iyi yürekli Arlecchino'nun dışında,
Arlecchino'ya, "Bir zamanlar benim
köiem olduğunu unut, ben de bir
zamanlar hak etmediğiın halde senin
efendin okJuğumu unutacağınr diyen
Mösyö; uşağının yaptıgı karakterine
ilişkin betimlemelen kabul etmek
zorunda kalan Madam; saygı görmek
için iyi yürekli. onurlu ve mantıklı
olmalannın yeterli sayılacağını Mösyö
ve Madam'a anımsatan Silvia ve
insanlann gereksinim aninda eşit hale
geldiklerini vurgulayan Trivellino'yla
tanıştım. Strehler, Commedia
delKArte'nin alışılagelmiş özelliklerini
ters-yüz etmişti. Değişmez kişiler ve
kişilikler, karakteri ve giyimleri hep
aynı kalan. her biri daima belli bir
komed\en tarafmdan simgelenen. hep
aynı olan Commedia dell'Arte tipleri
degiştirilmişti. Anlamlı, çevik, uyanık.
çoğu zaman dans ve akrobasiyi
gerektiren bir oyun gücüydü
sahnelenen. "Köteler Adası"
yolculuğunun sonunda efendiler daha
insancıl. daha dürüst oldular.
Hizmetkârlar efendilerin yüreklerinin
kendilenninkinden hiç de farklı
olmadığını gördüler.Oyunu izlemeden
birakşam önce, Istiklal Caddesi'nde
yürürken, iki farklı zaman noktasından
birinin önce, diğerinin sonra olduğunu
düşünüyordum.
Herhangi bir şimdi noktasının "şimdi"
olarak daha sonraki birinin olasılı
öncesi olduğu konusunda Martin
Heidegger'in yandaşı oluverdim.
Aristoteles'in. "Zaman.olaylan k;inde
taşryandır" görüşünü de benimseverek.
kalktım Mario MattiaGiorgetti nın
Strehler ve Piccolo Teatro ile ilgili
konferansını dinlemeye gittim.
Strehler'in çok güçlü olan kişisel ruh
yapısını ve yaratıcı içgüdülerini ve
"bütünü görüş" yeteneğini tanıdım. Bir
gün sonra oyunu seyrederken bütün
bunlan da görür gibi oldum. Gerekli
olmayan her devinimin yok edildiğini
bir güzel gözlemlerken. ton
değişmeleriyle tekdüze konuşmanın
nasıl engellendiğini öğrendim. Piccolo
Teatro'nun Istanbul'daki gösterisinde
sahne üzerindeki her devinimin bir
anlamı vardı ve "Köleler AdasTnı
izleyebilmek ti> atroseverler açısından
gerçekten bir kazançtı. Bu anlamda,
gösteriyi "metamorfoz, değişim.
Hareketin şüri Sözcüklerin büyüsü"
olarak özetlemek de olanaklıydı.
Oyunun bitiminde, saatten zaman
hakkında hiç bir şey öğrenemeyeceğimi
öğrendim. Kolumdaki saati fırlatıp
attım.
Artık, zaman içinde şimdi noktasını
nasıl istersem öyle saptıyorum. Şu
tiyatro denilen amma da ilginç bir
sanat!
Cadı yerine Incil yaktılarAslında neredeyse bir ay önce oldu bu
anlatacağım olay, ama Dünya
Kupası'ydı, başka önemlı dünyevi
olaylardı derken geçti gifti zaman.
Yine de ehemmiyetini kaybetmedi.
Yazılmayı hak eden konular
listesindeki yerini korudu. Yılın en
uzun gününü. yani Haziran'ın 23"ünü
biz burada Aziz Hans günü olarak
kutluyoruz. Tarihçeye gerek yok.
Konuyu dağıtıp yazıyı uzatmayalım.
Zaten konu başka. Neyse efendim. O
Aziz Hans akşamını biz
Danimarka'da cadı yakarak
kutluyoruz. Yaktığımız büyük
ateşlerin başına ehemmiyeti bizden
menkul birilerini davet edip. ateş
konuşması yaptınyoruz. Sonra da
büyük bir ihtimalle birileri sanki
türkü söyleyerek gecemize renk
katıyor. Gecemize dediysem.. o lafın
gelişi. Gün geceye pek dönüşmüyor
haziran akşamlannda.
Alacakaranlığımıza desem daha
yerinde olurdu. Ateş konuşması
yapanlar, kime kızıyorlarsa alevlerinı
onun altma tutuyorlar. O yüzden ateş
konuşmalannın çoğu politik içerikli
oluyor. Bazılan Aziz Hans ateşini
politik emellerine alet edip, siyasi
hasımlannın maketlerini yakıyor.
Tabii hepimizin cadısı başka. Batı
dünyası şu sıralarda Saddam
Hüse>in'ı cadı bellemiş. Siyasi
Islamcılar Salman Rüşdü'yü,
otonomlar polis maketini yakıyorlar.
Lakin birileri varki, asıl cadılığin dini
KOPENHAC
FERRUH
YILMAZ
inançlardan kaynaklandığını
söylüyorlar. Dinin kendisini
yakamayacaklanna göre de kutsal
kitabı. yanı Incil'ı yakıyorlar. Ya da
yaktıklannı ıddia ediyorlar. Herningli
kenneth Strandby, Aziz Hans akşamı
Danimarka'nın çeşıtli yerlerinde tam
tamına 7883 Incil yaktıklannı
söylüyor. Incillenn büyük bir kısmını
"bitpazan'nı dolaşarak toplamışlar.
Aslında yakıp yakmadıklan belli
değıl. Polis de papazlar da 'Biz
görmedik. duymadık' diyorlar.
Onlarsa, "Siz görseniz de görmeseniz
da yaktık. Bizim düşmanımu çok.
Teridit altındayız. Biz bu işleri ghdke
yapıyoruz ve eylemlerimizi iUegal
bildirilerle duyunıyoruz" diyorlar ve
kendilennı Ikinci Dünya Savaşı'nda
Danimarka'nın Nazilerce işgali
sırasında demiryollannı ve köprüleri
sabote eden direnişçilere
benzetiyorlar. Bunlan söyleyen
Kenneth Strandby, Aziz Hans'tan
önceki açıklamasında,
Sönderborg'daki evinin yakınlannda
10 bin Incil yakacaklannı
duyurmuştu. Strandby, gelen dehditler
üzerine planlannı değiştirdiklerini,
topladıklan Incilleri 18 ayn yerde
vaktıklannı söylüyor. Peki kim bu
incil'i yakanlar \e niye yakıyorlar?
Eminim yazının başından beri bu
sorunun cevabını bekliyoruz.
Kenneth Strandby, Herning'de nisan
ayındaki Erotik Fuan düzenleyen
adamm ta kendisi. Fuar'ın önünde
protesto gösterisi yapan
Hıristiyanlarla takışmış zamanında.
Ama Aziz Hans akşamı Incil
yakmalannın o takışmayla alakası
olmadığını söylüyor. "Biz İncü'i,
ortaçağ karanlıgmın yalana dayak
mitolojisini günümüzün modem
toplumlannda da yaşatmaya de\am
ettiği için yakryonız. Inctt,
Hıristiyanlann bizim gibilerini
gördükleri \erde mahvetnıelerini
ögütieyen bir terör rehberidir" diyor.
Dedim ya, hepimizin cadısı bir başka.
Cadı yakma geleneğini kilise başlattı.
Ateşlerde kilisenin kendilenne biçtiği
role uymayan kadınlar yakıldı. Ve
sadece kadınlar yakıldı. Şimdi bu
geleneği Erotik Fuar düzenleyicileri
sürdürüyor. lncil'in şahsında kiliseyi
yakıyorlar. Siyasi Islamcılar, Salman
Rüşdü'nün kitaplannı yakıyorlar.
Türkiye'de 12 Eylülcüler, yasak bile
olmayan kitaplan yaktılar. Sıvas'ta
gencecik gençler yakıldı. Gazete
binalan, matbaalar kundaklandı.
Kısacası hepimiz, kendi ölçülerimize
uymayanlan cadı ilan edip yakıyoruz.
Lakin.. ateş sınır tanımaz. Bu ateş
hepimizi yakar.
Unutmayacağız!
Sıtkı COSKUN
(1948-1998)
Fikir Kulüpleri Federasyonu Istanbul Bölge Sekreteri ve
Iktisat Fakültesi Talebe Cemiyeti yöneticisi,
'68 gençlik hareketi militanı,
TİP üyesi, TKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi,
TBKP kurucusu ve yöneticisi,
SBP ve BSP kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı,
DİSK Bursa Bölge Temsilcisi, DİSK ve Bank-Sen uzmanı
Türkiye sosyalist ve devrimci hareketinin fedakar insanı,
sendikal hareketin, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya
mücadelesinin inatçı yürüyüşçüsü,
Partimizin kurucusu ve Merkez Yürütme Kurulu Ûyesi,
özgürlük ve dayanışma yürüyüşünde;
adil, eşit ve barışçıl bir dünya yaratma mücadelesinde yol arkadaşımız
Sevgili Sıtkı Coşkun'u kaybettik.
Anısını, son nefesine kadar mücadelesini sürdürdügü demokrasi, özgürlük,
banş ve sosyalizm ideallerinde;
ülkemizin ve Dünya'nın aydınlık geleceğinde yaşatacağız.
DAYANIŞMA
PARTİSI ~
Cenaze Töreni: 23 Temmuz 1998 Perşembe günü saat 11.00
ÖDP Istanbul II Binası önü Istiklal Caddesi-Tünel
YağmurvekûçükNanga
bahcesinde doğan bebek orangutao Nanga'yı da vurdu. Aralıksı/ yağan yağ-
murdan sınlsıklam olan Nanga, sonunda çareyi başına bir muşamba geçirmek-
te buldu. Nanga, muşambasının altında meyvelerini yemeyi de ihmal etmedi.
Dövmeler
aşklardan daha
olumsuz
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
Kim demiş aşk fılmlerini
sevmem diye? Pekâlâ severim.
Yalnız Türk ve Hint ekolünün
bazı örneklerini izlerken onlan
içimden redakte ederim.
Ozellikle de "Seni Uetebet (son
nefesime, ölene, sonsuza dek
vs.) seveceğjm"
deklarasyonlanyla dolu
kısımlan. Âşıklar beni yanlış
anlamasın; aşkın verdiği hoş
aşınlıklan ve renkli körlüğü
bilirim. (Biz de taştan değiliz
herhalde!) Ama şu aşkı "ölene
dek" ipoteğiyle şarta şurta
bağlayan, sözlü ve yazılı
"dahryane1
" buluşlarla
süsleyerek banal iş
kontratlanna benzeten
bölümler yok mu! Yaşadığı
anın mucizesinden çok.
geleceğin güvencesini
arayanlar, en güzel duygulannı
bile şarta ve kayda bağlamayı
becerebiliyorlar. Ne var ki
hayat aşktan çok daha sıkıcı:
çünkü çok daha gerçekçi. Ve
yine aynı nedenle çok daha
güçlü. Işte bu keyifsiz
açıklamalara bir öraek: Marina
adında güzel bir Rus kızı bir
zamanlar öylesine sevmiş ki
sevgisini yere göğe
sığdıramamış.
Aşkının ölümsüzlüğünü
kendine. başkalanna. en başta
da âşık olduğu adama
kanıtlamak için bir yöntem
aramış. Ağaçlara adlannın baş
harflerini kazımak ona
yetmemiş. Ama bir fikir
vermiş. Gidip vucudunun
mahrem bir yerine sevdiğinin
admı dövme olarak yazdırmış.
Ve olan olmuş. Sevgilisi
kendinden adım adım
uzaklaşmış. Marina önce
aşklann dövmeler kadar
dayanıklı olmadığını anlamış.
Sonra ise aynı gerçeğin daha
trajik boyutunu: DÖvmelerin
aşklardan daha kalıcı
olduğunu. Artık birlikte
olmadığı ve sevmediği gencin
adını vücudunda taşımak ona
giderek daha ağır gelmeye
başlamış. Cinsel yaşamı
aksamış. Ardından acı bir
uzlaşma formülü bulmuş ve
ilişki kurduğu gençleri
dövmedeki adı taşıyanlar
arasmdan seçmeye çalışmış.
Ancak bir gün, bir kez daha ve
gerçekten âşık olduğu kanısına
vannca ne yapacağını
bilememiş. Bu gencin adı
farklıymış. Sonra çıkmaz
denilen dövmeyi çıkarmak için
yollar aramış; bıçak, jilet, asit
ve sigara kullanmış; olmamış.
Ameliyat için gereken para
dövme yaptırmak için
gerekenden onlarca kat
fazlaymış; üstelik deri nakli o
kadar kolay bir iş değilmiş.
Ameliyat sonrası bir dizi sağlık
sorunu yaşamış. Bu gerilim
içinde ikinci aşkı da yıpranmış.
Şimdi bir daha dövme
yaptırmayacağına dair yemin
ediyor Marina. Ama son
yıllarda Rusya'da gençlerin
çoğunun dövme yaptırdığını,
dövmeciliğin kazançlı ve
yaygın bir iş haline geldiğini.
kimilerinin yüz ve omuz da
dahil vücutlarının neredeyse
her yerini dövmelerle
doldurduğunu anlatıyor. Şu
sıralarda Lenin dövmesi
yaptıran yaşlı insanlar da az
değilmiş. Birde bazı batıl
inançlar üretmişler dövmelerle
ilgili. Örneğin, şeytan dövmesi
yaptıranın onu rüyasında
göreceği, birdenbire ağnyan
eski dövmenin dö\mecinin
öldüğünü bildırdiği ve
uyuşturularak acısız yapılan
dövmelerin gerçekten
sevilmediğine işaret olduğu
inancı yaygın. Ne demeli.
galiba özgürlük insanlara fazla
geliyor zaman zaman.
Vücutlan üzerinde istediğini
yapma hakkına sahip insanlar,
kendilerini dövmelerle
süsleyebiliyor. böylelikle
birilerine ve bir şeylere mesaj
verebiliyorlar.
Mesajlar - alınsa da alınmasa, •>
da - bir gün eskiyor. Dövmeler
ise hayata ve aşka küstahça
meydan okumayı sürdürüyor.
SITKI
COŞKUN
MÜCADELE
YOLDAŞIMIZ
TKP-DİSK-SBP-BSP-ÖDP'DE BERABER
OLDUĞUMUZ DEĞERLİ DOSTUMUZU
KAYBETTİK.
TÜM YOLDAŞLARIMIZIN
BAŞI SAGOLSUN.
SITKI
COŞKUN'u
yitirdik.
Marksizmin güleryüzlü.
yorulmayan delikanlısını
sevgiyle selamlıyoruz.
MARKSİZM VE GELECEK DERGİSİ
ANKARA ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESÎ'NDEN
1998 138
Davacılar Gülbahar Çinar. Hikmet Çınar. Erdal Çınar.
Şengül Cmar. Erkan Çınar. Ercan Çınar vekilleri tarafın-
dan davalılar Reşat Kaplan ve Mehmet Cansız aleyhleri-
ne mahkememize açılan ecri misil davasında; Davalıla-
nn adreslerinın meçhul kalması sebebiyle dava dilekçe-
sı, duruşma günü ve saati kendilenne ilanen teblığıne ka-
rar verilmiş olmakla; Davalılar Reşat Kaplan ve Mehmet
Cansız'ın mahkememizde duruşmanın bırakıldıgı
24.9.1998 tarihınde saat 9.15'te bizzat hazır bulunmala-
n veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri. aksi
takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunup karar
verileceği hususlan davetiye tebliğı yerine kaim olmak
üzere ilanen teblig olunur. 6.7.1998. Basm: 34026
İLAN
DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLIĞİ'NDEN
EsasNo: 1994-293
Karar No: 1998/11
Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından
davalı K.C.A. Driling Lmtd. Şti. aleyhine mahkeme-
mizde açılan rücuan tazminat davasının yapılan açık
yargılama sonunda. davanın kabulü ile 53.646.780.-
TL. kurum zararının gelirlerin onama tarihı olan
26.1.1989 tarihinden itıbaren. 139.238- TL alacağın
ise sarf ve ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile bir-
likte alınarak davacı tarafa verilmesine, 1.936.296.- TL.
nisbi harcın davalıdan alınmasına dair verilen kararın
tüm aramalara rağmen bulunamayan ve adresi de tespit
edilemeyen KCA. Driling Lmtd. Şti. ilanen karann teb-
liğine, karann yayımı tarihinden itibaren 8 gün içinde
temyiz edilebileceğine. 8 gün içinde temyiz edilmediği
takdirde temyiz hakkından \azgeçmiş sayılacağının bi-
linmesine dair kaım olmak üzere ilanen teblig olunur.
Basın: 23279
İSTANBUL10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRLMENKUL SATIŞ İLANI
DosyaNo: 1998-32
Eminönü. Şehsuvar Mahallesi, Kadırga Limanı Caddesi ve Sarayiçi Çıkmaz Sk'da
kain 75 pafta, 166 ada, 46 parsel sayılı 39 kapı No'lu kargir Özlem Apt'da 1. katta
30/240 arsa paylı 8 bağ böl. No'lu dairenin tamamı ızaleyi şuyu ve açık arttırma sure-
tiyle satışa çıkanlmıştır.
Satış ilanı ilgililerin adresine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılmaması
veya adresleri bilinmeyenler içinde işbu satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olaca-
ğı ilan olunur.
Imar durumu: Eminönü Bel. Başk. îmar Müdürlüğü'nün 23.7.1996 T'li yazısına gö-
re: Parsel: Tarihi ve kentsel SİT alanı olarak ilan edilmiş bölgede olduğundan yeni ya-
pılanma kurulca incelenip belirlenecektir.
Halihanr durumu: Satışa konu daire: Antre. mutfak, \V'C, salon, koridor. 2 oda ve
banyodan ıbarettir. Islak hacimler karamozayık döşeli, oda zeminleri marle> döşelidir.
Elektrik ve su tesisatı bulunan üçüncü sınıf malzeme ve işçilikle inşa edilmiş dairenin
brüt alanı 87.m2'dir.
Kıymeti: Tüm mülkıyetine 4.500.000.000 TL. (Dört milyar beş viiz milyon lıra) kıy-
met takdir edilmiştir. lhale damga pulu bedeli. tapuda ahm harcı ve tahliye masraflan
alıcıya aittir. Artünna zamanı ve yeri: Ilk açık arttırması 7.9.1998 Pazartesi günü saat
11.30'dan 12.00'ye kadar Istanbul Adliye Sarayı Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapıla-
caktır. Ilk açık arttırmada teklif edilen bedel muhammen kıymetin % 75'ini ve varsa
rüçhanlı alacaklılann bu gayrimenkul ile temin edilmiş alacaklan mecmuunu aşmadığı
takdirde en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak üzere arttırma on gün daha uzatılarak
17.9.1998 Perşembe günü saat 11.30'dan 12.0'ye kadar yine Istanbul Adliye Sarayı
Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapılacak, ikinci açık arttırmada muhammen kıymetin %
40'nı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla
olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesı şartı ile en
çok arttırana ihalesi yapılacaktır. Gayrimenkul kendisine ihale olunan alıcı, verilen me-
hil içinde ihale bedelini ödemezse namına yapılan ihale fesholunarak HK.'nın 133. mad-
desi hükmü tatbik olunur. lkı ihale arasındaki fark ve geçen günlerin % 50'den hesapla-
nacak faiz ve diger zararlar aynca hükme hacet kalmaksızm alıcıdan tahsil olunur. fpo-
tek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin haklannı, faiz ve
masrafa dair olan iddıalann dayanağı belgelerle 15 gün içinde icra daıresine bıldirme-
leri icap eder. Aksi halde haklan tapu sıciliyle sabit olmadıkça satış bedelinın paylaşıl-
masından hariç kalırlar. Arttırma şartnamesı, herkesin görebilmesı ıçın 7.8.1998 tan-
hinden itibaren müdürlüğümüzde açık bulundurulacaktır. Talep edildıği ve 400.000
TL'lık posta pulu göndenldığınden şartnamenin bır örnegı gönderilir. Arttırmaya işti-
rak etmek isteyenler, arttırma şartnamesini okumuş ve münderecatını aynen kabul etmış
ad ve itibar olunacaklardır. Ihaleye iştirak etmek isteyenlerin muhammen kıymetin %
20"sı nispetinde pey akcesi (TL olarak) veya o miktar millı bir bankanın temınat mek-
_tubunun te\dii mecburi olup alıcı binde 3.6 damga resmını ıhaleyı müteakip ödemeye
mecburdur. Fazla bilgi edinmek isteyenlerin dosya numarası ile müdürlüğümüze müra-
caatlan ilan olunur. Basın: 34038
AKDAĞMADENİ İCRA MEMURLUĞU'NDAN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLA.M
DosyaNo: 1998 92Esas
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti. adedi. evsafı: Akdagmadeni
llçesi Emek Mahallesi, mahalle içi mevkiinde ada: 580, parsel: 3'te tapuda kayıtlı 1 36
arsa payı 2. kat D blok halen ev olarak kullanılmaktır. Sahş şartlan: 1 - Satış. 04.09.1998
günü saat 10.00-10.15 arasında Adliye binası önünde açık artırma suretıyle yapılacak-
tır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa ala-
caklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle
alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14.09.1998 günü 10.00-
I0.15'te ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağı-
nı ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2- Artırmaya işti-
rak edeceklerin, tahmin edilen kıyme tin yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu mik-
tar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para ile-
dir, alıcı istediginde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale
pulu. tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelmden ödenir. 3-
Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hu-
susıyla faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde da-
iremize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça pay-
laşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde öden-
mezse lcra ve tflas Kanunu'nun 133. maddesı gereğince ihale feshedihr. tkı ihale ara-
sındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak \e hıçbir hükme hacet
kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herke-
sin görebil mesi için dairede açık olup masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bir ör-
neğı göndenlebılir, 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka-
bul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin 1998-92 esas sayılı dosya nu-
marasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 08.07.1998
(*) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 31328