14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1998 PAZA 8 PAZAR YAZILARI Zaman içindeki şimdi noktasıAcıdan, yılgmlıktan. bitkinlikten bütünüyle uzak bir günün akşamı "Piccoto Teatro di Milano"yu izledim. Commedia dell'Arte özelliklerinden yola çıkarak tiyatroda bir ekol yaratan Giorgio Strehler ve adıyla birlikte anılan bu tiyatro, mayıs ayındaki tiyatro şöleninde Türk izleyicilerin geniş ilgi ve beğenisini kazandı. Esasında Commedia dell'Arte'nin belli başlı tipleri olan Arlecchino; Pedrolina; Scaramuccia ve rakibi Pasquariello; ciddi, komikliğinin farkında olmayan. uzun tiratlar atmaya, öğüt vermeye düşkün Venedikli zengin ihtiyar Pantalone; kekeme Tartaglia; saflığı. zamparahğı, sözcükleri yanlış yerde kullanmasıyla ünlü avukat Dottore; Spavento; Bologna Üniversitesi'nden yeni mezun olan Balanzone: Rinoceronte; evliliğe ilişkin çeşiîli entrikalarla karşı karşıya kalan bir dizi genç sevgili Lelio Ottavio Plorindo Isabella RosauraBeatrice: Spezza; Fracassa; Rodomonte; Giangurgolo'nun simgelediği ağzı kalabalık kaptan; Antik çağın Maccus'unun yerini alan ve onun Romalı karşılıkları olan Meo Putacca ve Marco Pepe'nin ömeği soytan Pulcinella ile Tartaglia; Giangurgolo: Zacometo ve komik köylü - zeki soytan tiplemeleriyle Zanni'ler Türk tiyatroseverlerin hiç de yabancısı değildi. Doğaçlamaya dayanan geleneksel Türk halk tiyatrosuyla pek benzeşiyordu. Ortaoyunu da belirli bir ana konuyu izleyerek. ama rr.etne çok bağlı kalmadan oynanan, müzik, dans, betimlemeye dayalı bir sanat kolu. Ortaoyunu sözcüğünün Commedia dell'Arte ile benzerliğinden yola çıkarak "arte oyunu" adından türediği de bilinen bir gerçek. Oysa bu kere, Marivaux'un "Köleler Adası* yapıtında adaletsizlikleri dışa vurmak için eğlenceli bir oyunu sürdüren ve yeri geldiğınde, "Efendilerimiz gibi gülünç görünüyonız, ama yine onlardan daha bilgeyiz ve daha onürluyuz" diyebilen MİLANO ÜSTÜN AKMEN iyi yürekli Arlecchino'nun dışında, Arlecchino'ya, "Bir zamanlar benim köiem olduğunu unut, ben de bir zamanlar hak etmediğiın halde senin efendin okJuğumu unutacağınr diyen Mösyö; uşağının yaptıgı karakterine ilişkin betimlemelen kabul etmek zorunda kalan Madam; saygı görmek için iyi yürekli. onurlu ve mantıklı olmalannın yeterli sayılacağını Mösyö ve Madam'a anımsatan Silvia ve insanlann gereksinim aninda eşit hale geldiklerini vurgulayan Trivellino'yla tanıştım. Strehler, Commedia delKArte'nin alışılagelmiş özelliklerini ters-yüz etmişti. Değişmez kişiler ve kişilikler, karakteri ve giyimleri hep aynı kalan. her biri daima belli bir komed\en tarafmdan simgelenen. hep aynı olan Commedia dell'Arte tipleri degiştirilmişti. Anlamlı, çevik, uyanık. çoğu zaman dans ve akrobasiyi gerektiren bir oyun gücüydü sahnelenen. "Köteler Adası" yolculuğunun sonunda efendiler daha insancıl. daha dürüst oldular. Hizmetkârlar efendilerin yüreklerinin kendilenninkinden hiç de farklı olmadığını gördüler.Oyunu izlemeden birakşam önce, Istiklal Caddesi'nde yürürken, iki farklı zaman noktasından birinin önce, diğerinin sonra olduğunu düşünüyordum. Herhangi bir şimdi noktasının "şimdi" olarak daha sonraki birinin olasılı öncesi olduğu konusunda Martin Heidegger'in yandaşı oluverdim. Aristoteles'in. "Zaman.olaylan k;inde taşryandır" görüşünü de benimseverek. kalktım Mario MattiaGiorgetti nın Strehler ve Piccolo Teatro ile ilgili konferansını dinlemeye gittim. Strehler'in çok güçlü olan kişisel ruh yapısını ve yaratıcı içgüdülerini ve "bütünü görüş" yeteneğini tanıdım. Bir gün sonra oyunu seyrederken bütün bunlan da görür gibi oldum. Gerekli olmayan her devinimin yok edildiğini bir güzel gözlemlerken. ton değişmeleriyle tekdüze konuşmanın nasıl engellendiğini öğrendim. Piccolo Teatro'nun Istanbul'daki gösterisinde sahne üzerindeki her devinimin bir anlamı vardı ve "Köleler AdasTnı izleyebilmek ti> atroseverler açısından gerçekten bir kazançtı. Bu anlamda, gösteriyi "metamorfoz, değişim. Hareketin şüri Sözcüklerin büyüsü" olarak özetlemek de olanaklıydı. Oyunun bitiminde, saatten zaman hakkında hiç bir şey öğrenemeyeceğimi öğrendim. Kolumdaki saati fırlatıp attım. Artık, zaman içinde şimdi noktasını nasıl istersem öyle saptıyorum. Şu tiyatro denilen amma da ilginç bir sanat! Cadı yerine Incil yaktılarAslında neredeyse bir ay önce oldu bu anlatacağım olay, ama Dünya Kupası'ydı, başka önemlı dünyevi olaylardı derken geçti gifti zaman. Yine de ehemmiyetini kaybetmedi. Yazılmayı hak eden konular listesindeki yerini korudu. Yılın en uzun gününü. yani Haziran'ın 23"ünü biz burada Aziz Hans günü olarak kutluyoruz. Tarihçeye gerek yok. Konuyu dağıtıp yazıyı uzatmayalım. Zaten konu başka. Neyse efendim. O Aziz Hans akşamını biz Danimarka'da cadı yakarak kutluyoruz. Yaktığımız büyük ateşlerin başına ehemmiyeti bizden menkul birilerini davet edip. ateş konuşması yaptınyoruz. Sonra da büyük bir ihtimalle birileri sanki türkü söyleyerek gecemize renk katıyor. Gecemize dediysem.. o lafın gelişi. Gün geceye pek dönüşmüyor haziran akşamlannda. Alacakaranlığımıza desem daha yerinde olurdu. Ateş konuşması yapanlar, kime kızıyorlarsa alevlerinı onun altma tutuyorlar. O yüzden ateş konuşmalannın çoğu politik içerikli oluyor. Bazılan Aziz Hans ateşini politik emellerine alet edip, siyasi hasımlannın maketlerini yakıyor. Tabii hepimizin cadısı başka. Batı dünyası şu sıralarda Saddam Hüse>in'ı cadı bellemiş. Siyasi Islamcılar Salman Rüşdü'yü, otonomlar polis maketini yakıyorlar. Lakin birileri varki, asıl cadılığin dini KOPENHAC FERRUH YILMAZ inançlardan kaynaklandığını söylüyorlar. Dinin kendisini yakamayacaklanna göre de kutsal kitabı. yanı Incil'ı yakıyorlar. Ya da yaktıklannı ıddia ediyorlar. Herningli kenneth Strandby, Aziz Hans akşamı Danimarka'nın çeşıtli yerlerinde tam tamına 7883 Incil yaktıklannı söylüyor. Incillenn büyük bir kısmını "bitpazan'nı dolaşarak toplamışlar. Aslında yakıp yakmadıklan belli değıl. Polis de papazlar da 'Biz görmedik. duymadık' diyorlar. Onlarsa, "Siz görseniz de görmeseniz da yaktık. Bizim düşmanımu çok. Teridit altındayız. Biz bu işleri ghdke yapıyoruz ve eylemlerimizi iUegal bildirilerle duyunıyoruz" diyorlar ve kendilennı Ikinci Dünya Savaşı'nda Danimarka'nın Nazilerce işgali sırasında demiryollannı ve köprüleri sabote eden direnişçilere benzetiyorlar. Bunlan söyleyen Kenneth Strandby, Aziz Hans'tan önceki açıklamasında, Sönderborg'daki evinin yakınlannda 10 bin Incil yakacaklannı duyurmuştu. Strandby, gelen dehditler üzerine planlannı değiştirdiklerini, topladıklan Incilleri 18 ayn yerde vaktıklannı söylüyor. Peki kim bu incil'i yakanlar \e niye yakıyorlar? Eminim yazının başından beri bu sorunun cevabını bekliyoruz. Kenneth Strandby, Herning'de nisan ayındaki Erotik Fuan düzenleyen adamm ta kendisi. Fuar'ın önünde protesto gösterisi yapan Hıristiyanlarla takışmış zamanında. Ama Aziz Hans akşamı Incil yakmalannın o takışmayla alakası olmadığını söylüyor. "Biz İncü'i, ortaçağ karanlıgmın yalana dayak mitolojisini günümüzün modem toplumlannda da yaşatmaya de\am ettiği için yakryonız. Inctt, Hıristiyanlann bizim gibilerini gördükleri \erde mahvetnıelerini ögütieyen bir terör rehberidir" diyor. Dedim ya, hepimizin cadısı bir başka. Cadı yakma geleneğini kilise başlattı. Ateşlerde kilisenin kendilenne biçtiği role uymayan kadınlar yakıldı. Ve sadece kadınlar yakıldı. Şimdi bu geleneği Erotik Fuar düzenleyicileri sürdürüyor. lncil'in şahsında kiliseyi yakıyorlar. Siyasi Islamcılar, Salman Rüşdü'nün kitaplannı yakıyorlar. Türkiye'de 12 Eylülcüler, yasak bile olmayan kitaplan yaktılar. Sıvas'ta gencecik gençler yakıldı. Gazete binalan, matbaalar kundaklandı. Kısacası hepimiz, kendi ölçülerimize uymayanlan cadı ilan edip yakıyoruz. Lakin.. ateş sınır tanımaz. Bu ateş hepimizi yakar. Unutmayacağız! Sıtkı COSKUN (1948-1998) Fikir Kulüpleri Federasyonu Istanbul Bölge Sekreteri ve Iktisat Fakültesi Talebe Cemiyeti yöneticisi, '68 gençlik hareketi militanı, TİP üyesi, TKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi, TBKP kurucusu ve yöneticisi, SBP ve BSP kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı, DİSK Bursa Bölge Temsilcisi, DİSK ve Bank-Sen uzmanı Türkiye sosyalist ve devrimci hareketinin fedakar insanı, sendikal hareketin, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinin inatçı yürüyüşçüsü, Partimizin kurucusu ve Merkez Yürütme Kurulu Ûyesi, özgürlük ve dayanışma yürüyüşünde; adil, eşit ve barışçıl bir dünya yaratma mücadelesinde yol arkadaşımız Sevgili Sıtkı Coşkun'u kaybettik. Anısını, son nefesine kadar mücadelesini sürdürdügü demokrasi, özgürlük, banş ve sosyalizm ideallerinde; ülkemizin ve Dünya'nın aydınlık geleceğinde yaşatacağız. DAYANIŞMA PARTİSI ~ Cenaze Töreni: 23 Temmuz 1998 Perşembe günü saat 11.00 ÖDP Istanbul II Binası önü Istiklal Caddesi-Tünel YağmurvekûçükNanga bahcesinde doğan bebek orangutao Nanga'yı da vurdu. Aralıksı/ yağan yağ- murdan sınlsıklam olan Nanga, sonunda çareyi başına bir muşamba geçirmek- te buldu. Nanga, muşambasının altında meyvelerini yemeyi de ihmal etmedi. Dövmeler aşklardan daha olumsuz MOSKOVA HAKAN AKSAY Kim demiş aşk fılmlerini sevmem diye? Pekâlâ severim. Yalnız Türk ve Hint ekolünün bazı örneklerini izlerken onlan içimden redakte ederim. Ozellikle de "Seni Uetebet (son nefesime, ölene, sonsuza dek vs.) seveceğjm" deklarasyonlanyla dolu kısımlan. Âşıklar beni yanlış anlamasın; aşkın verdiği hoş aşınlıklan ve renkli körlüğü bilirim. (Biz de taştan değiliz herhalde!) Ama şu aşkı "ölene dek" ipoteğiyle şarta şurta bağlayan, sözlü ve yazılı "dahryane1 " buluşlarla süsleyerek banal iş kontratlanna benzeten bölümler yok mu! Yaşadığı anın mucizesinden çok. geleceğin güvencesini arayanlar, en güzel duygulannı bile şarta ve kayda bağlamayı becerebiliyorlar. Ne var ki hayat aşktan çok daha sıkıcı: çünkü çok daha gerçekçi. Ve yine aynı nedenle çok daha güçlü. Işte bu keyifsiz açıklamalara bir öraek: Marina adında güzel bir Rus kızı bir zamanlar öylesine sevmiş ki sevgisini yere göğe sığdıramamış. Aşkının ölümsüzlüğünü kendine. başkalanna. en başta da âşık olduğu adama kanıtlamak için bir yöntem aramış. Ağaçlara adlannın baş harflerini kazımak ona yetmemiş. Ama bir fikir vermiş. Gidip vucudunun mahrem bir yerine sevdiğinin admı dövme olarak yazdırmış. Ve olan olmuş. Sevgilisi kendinden adım adım uzaklaşmış. Marina önce aşklann dövmeler kadar dayanıklı olmadığını anlamış. Sonra ise aynı gerçeğin daha trajik boyutunu: DÖvmelerin aşklardan daha kalıcı olduğunu. Artık birlikte olmadığı ve sevmediği gencin adını vücudunda taşımak ona giderek daha ağır gelmeye başlamış. Cinsel yaşamı aksamış. Ardından acı bir uzlaşma formülü bulmuş ve ilişki kurduğu gençleri dövmedeki adı taşıyanlar arasmdan seçmeye çalışmış. Ancak bir gün, bir kez daha ve gerçekten âşık olduğu kanısına vannca ne yapacağını bilememiş. Bu gencin adı farklıymış. Sonra çıkmaz denilen dövmeyi çıkarmak için yollar aramış; bıçak, jilet, asit ve sigara kullanmış; olmamış. Ameliyat için gereken para dövme yaptırmak için gerekenden onlarca kat fazlaymış; üstelik deri nakli o kadar kolay bir iş değilmiş. Ameliyat sonrası bir dizi sağlık sorunu yaşamış. Bu gerilim içinde ikinci aşkı da yıpranmış. Şimdi bir daha dövme yaptırmayacağına dair yemin ediyor Marina. Ama son yıllarda Rusya'da gençlerin çoğunun dövme yaptırdığını, dövmeciliğin kazançlı ve yaygın bir iş haline geldiğini. kimilerinin yüz ve omuz da dahil vücutlarının neredeyse her yerini dövmelerle doldurduğunu anlatıyor. Şu sıralarda Lenin dövmesi yaptıran yaşlı insanlar da az değilmiş. Birde bazı batıl inançlar üretmişler dövmelerle ilgili. Örneğin, şeytan dövmesi yaptıranın onu rüyasında göreceği, birdenbire ağnyan eski dövmenin dö\mecinin öldüğünü bildırdiği ve uyuşturularak acısız yapılan dövmelerin gerçekten sevilmediğine işaret olduğu inancı yaygın. Ne demeli. galiba özgürlük insanlara fazla geliyor zaman zaman. Vücutlan üzerinde istediğini yapma hakkına sahip insanlar, kendilerini dövmelerle süsleyebiliyor. böylelikle birilerine ve bir şeylere mesaj verebiliyorlar. Mesajlar - alınsa da alınmasa, •> da - bir gün eskiyor. Dövmeler ise hayata ve aşka küstahça meydan okumayı sürdürüyor. SITKI COŞKUN MÜCADELE YOLDAŞIMIZ TKP-DİSK-SBP-BSP-ÖDP'DE BERABER OLDUĞUMUZ DEĞERLİ DOSTUMUZU KAYBETTİK. TÜM YOLDAŞLARIMIZIN BAŞI SAGOLSUN. SITKI COŞKUN'u yitirdik. Marksizmin güleryüzlü. yorulmayan delikanlısını sevgiyle selamlıyoruz. MARKSİZM VE GELECEK DERGİSİ ANKARA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN 1998 138 Davacılar Gülbahar Çinar. Hikmet Çınar. Erdal Çınar. Şengül Cmar. Erkan Çınar. Ercan Çınar vekilleri tarafın- dan davalılar Reşat Kaplan ve Mehmet Cansız aleyhleri- ne mahkememize açılan ecri misil davasında; Davalıla- nn adreslerinın meçhul kalması sebebiyle dava dilekçe- sı, duruşma günü ve saati kendilenne ilanen teblığıne ka- rar verilmiş olmakla; Davalılar Reşat Kaplan ve Mehmet Cansız'ın mahkememizde duruşmanın bırakıldıgı 24.9.1998 tarihınde saat 9.15'te bizzat hazır bulunmala- n veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri. aksi takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunup karar verileceği hususlan davetiye tebliğı yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. 6.7.1998. Basm: 34026 İLAN DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLIĞİ'NDEN EsasNo: 1994-293 Karar No: 1998/11 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından davalı K.C.A. Driling Lmtd. Şti. aleyhine mahkeme- mizde açılan rücuan tazminat davasının yapılan açık yargılama sonunda. davanın kabulü ile 53.646.780.- TL. kurum zararının gelirlerin onama tarihı olan 26.1.1989 tarihinden itıbaren. 139.238- TL alacağın ise sarf ve ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile bir- likte alınarak davacı tarafa verilmesine, 1.936.296.- TL. nisbi harcın davalıdan alınmasına dair verilen kararın tüm aramalara rağmen bulunamayan ve adresi de tespit edilemeyen KCA. Driling Lmtd. Şti. ilanen karann teb- liğine, karann yayımı tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz edilebileceğine. 8 gün içinde temyiz edilmediği takdirde temyiz hakkından \azgeçmiş sayılacağının bi- linmesine dair kaım olmak üzere ilanen teblig olunur. Basın: 23279 İSTANBUL10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRLMENKUL SATIŞ İLANI DosyaNo: 1998-32 Eminönü. Şehsuvar Mahallesi, Kadırga Limanı Caddesi ve Sarayiçi Çıkmaz Sk'da kain 75 pafta, 166 ada, 46 parsel sayılı 39 kapı No'lu kargir Özlem Apt'da 1. katta 30/240 arsa paylı 8 bağ böl. No'lu dairenin tamamı ızaleyi şuyu ve açık arttırma sure- tiyle satışa çıkanlmıştır. Satış ilanı ilgililerin adresine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılmaması veya adresleri bilinmeyenler içinde işbu satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olaca- ğı ilan olunur. Imar durumu: Eminönü Bel. Başk. îmar Müdürlüğü'nün 23.7.1996 T'li yazısına gö- re: Parsel: Tarihi ve kentsel SİT alanı olarak ilan edilmiş bölgede olduğundan yeni ya- pılanma kurulca incelenip belirlenecektir. Halihanr durumu: Satışa konu daire: Antre. mutfak, \V'C, salon, koridor. 2 oda ve banyodan ıbarettir. Islak hacimler karamozayık döşeli, oda zeminleri marle> döşelidir. Elektrik ve su tesisatı bulunan üçüncü sınıf malzeme ve işçilikle inşa edilmiş dairenin brüt alanı 87.m2'dir. Kıymeti: Tüm mülkıyetine 4.500.000.000 TL. (Dört milyar beş viiz milyon lıra) kıy- met takdir edilmiştir. lhale damga pulu bedeli. tapuda ahm harcı ve tahliye masraflan alıcıya aittir. Artünna zamanı ve yeri: Ilk açık arttırması 7.9.1998 Pazartesi günü saat 11.30'dan 12.00'ye kadar Istanbul Adliye Sarayı Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapıla- caktır. Ilk açık arttırmada teklif edilen bedel muhammen kıymetin % 75'ini ve varsa rüçhanlı alacaklılann bu gayrimenkul ile temin edilmiş alacaklan mecmuunu aşmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak üzere arttırma on gün daha uzatılarak 17.9.1998 Perşembe günü saat 11.30'dan 12.0'ye kadar yine Istanbul Adliye Sarayı Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapılacak, ikinci açık arttırmada muhammen kıymetin % 40'nı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesı şartı ile en çok arttırana ihalesi yapılacaktır. Gayrimenkul kendisine ihale olunan alıcı, verilen me- hil içinde ihale bedelini ödemezse namına yapılan ihale fesholunarak HK.'nın 133. mad- desi hükmü tatbik olunur. lkı ihale arasındaki fark ve geçen günlerin % 50'den hesapla- nacak faiz ve diger zararlar aynca hükme hacet kalmaksızm alıcıdan tahsil olunur. fpo- tek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin haklannı, faiz ve masrafa dair olan iddıalann dayanağı belgelerle 15 gün içinde icra daıresine bıldirme- leri icap eder. Aksi halde haklan tapu sıciliyle sabit olmadıkça satış bedelinın paylaşıl- masından hariç kalırlar. Arttırma şartnamesı, herkesin görebilmesı ıçın 7.8.1998 tan- hinden itibaren müdürlüğümüzde açık bulundurulacaktır. Talep edildıği ve 400.000 TL'lık posta pulu göndenldığınden şartnamenin bır örnegı gönderilir. Arttırmaya işti- rak etmek isteyenler, arttırma şartnamesini okumuş ve münderecatını aynen kabul etmış ad ve itibar olunacaklardır. Ihaleye iştirak etmek isteyenlerin muhammen kıymetin % 20"sı nispetinde pey akcesi (TL olarak) veya o miktar millı bir bankanın temınat mek- _tubunun te\dii mecburi olup alıcı binde 3.6 damga resmını ıhaleyı müteakip ödemeye mecburdur. Fazla bilgi edinmek isteyenlerin dosya numarası ile müdürlüğümüze müra- caatlan ilan olunur. Basın: 34038 AKDAĞMADENİ İCRA MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLA.M DosyaNo: 1998 92Esas Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti. adedi. evsafı: Akdagmadeni llçesi Emek Mahallesi, mahalle içi mevkiinde ada: 580, parsel: 3'te tapuda kayıtlı 1 36 arsa payı 2. kat D blok halen ev olarak kullanılmaktır. Sahş şartlan: 1 - Satış. 04.09.1998 günü saat 10.00-10.15 arasında Adliye binası önünde açık artırma suretıyle yapılacak- tır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa ala- caklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14.09.1998 günü 10.00- I0.15'te ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağı- nı ve satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2- Artırmaya işti- rak edeceklerin, tahmin edilen kıyme tin yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu mik- tar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para ile- dir, alıcı istediginde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu. tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelmden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hu- susıyla faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde da- iremize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça pay- laşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde öden- mezse lcra ve tflas Kanunu'nun 133. maddesı gereğince ihale feshedihr. tkı ihale ara- sındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak \e hıçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herke- sin görebil mesi için dairede açık olup masrafı verildigi takdirde isteyen alıcıya bir ör- neğı göndenlebılir, 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka- bul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin 1998-92 esas sayılı dosya nu- marasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 08.07.1998 (*) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 31328
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle