Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
~EM MUZ 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
lünih'te yaz sergileri farklı dönemlere ait sanatçılan tartışmaya açıyor
Picasso'dan Sigmar Polke'yeCMİ SÖNMEZ
- Orta Avrupa'nın önemli
tür merkezlerinden bıri olan Münih
ıti, yaz aylannda açılan önemli mü-
sergilerinin yanı sıra etkinliklerini
'. tatiline girmeden sürdüren galerile-
. birbirinden ilginç 'altematif sergi
•kânlannda' sunulan riskli işlerle gör-
sanatlar alanında son derece hare-
\\, yogun bır programa sahip. Opera
stivali nedeniyle, M. Joseph Meyda-
na özel bır açık hava projesi uygula-
n Frankfiırtlu sanatçı Otmar Hörl, Al-
ın kitsch gelenegmde önemli bir yen
uı plastik bahçe cücelennın 500 tane-
iı tüm meydanı kaplayacak şekilde
ıtalann üzerine yerleştirmış. Galerile-
ı ve pahalı butıklerin bulundugu Ma-
millian Sokağı'nın başında yer alan bu
nat projesi, meydandan geçen ınsan-
rda kayıt bir gülümseme ıhtıyacı uyan-
nyor. Köln'den. Frankfurt'tan dahada
ağı indiğinizde. güneye. güneşe ya-
nlaşıyorsunuz. Münıh'te havahissedi-
• derecede daha sıcak. Dümdüz, ba-
mlı bır kent, meydanlannı dolduran
ıhv elenyle bıra bahçeleny le gülümse-
ıeye. rahat olmaya davet ediyor insan-
n. Sergileri ve diğer kültürel etkınlik-
n bu rahatlamanın eşığinde geziyorsu-
uz.
İcasso'nun resim koleksiyonu
HypoBank Almanya'nın önemli ban-
alanndan biri olduğu kadar. Münıh'te
endi ismıni taşıyan Kunsthalle'de ger-
ekleştırdıgi 'müzelik sergileıie', hafta-
m her günü bınlerce resımsevere son de-
ece ucuz bir giriş ücretiyle mutlu saat-
er yaşatıyor. Bankalann sadece ama-
örleri destekleyen ikınci-üçüncü sınıf ga-
erilere, hıçbir anlamı kalmayan resim ya-
işmalanna, içeriksız koleksiyonlanna
nilyarlan yağdırdığı ülkemiz perspek-
iflerinden bakıldığında Hypo-Kunst-
ıalle hem mimansi hem de sergilerini ta-
ııtması bakımından neredeyse müteva-
'.\ kalıyor denılebilir. 'Picasso ve Kolek-
iiyonu' başlığı altında 60"ı sanatçıya ait
slan 170'e yakın çalışmanın yer aldığı
nu sergi. sankı Modern Resim Sana-
tı'nın sancılı 1890-1920 dönemine ay-
na tutuyor. Kimler yok kı bu sergıde;
Matisse'ten Max Ernst'e,gümrükçü Ro-
usseau'dan Cezanne'a yirmiye yakın res-
sam \e çizgılenn. renklerin büyüsüne
kapılan Andre Salrnon'dan M. Jacob'a,
Pıcasso ve
Koleksiyonu
başlığı altmda
60'ı sanatçıya ait
olan 170'e yakın
çalışmanın yer
aldığı sergi,
sanki Modern
Resim
Sanatfnın
sancıh 1890-
1920 dönemine
ayna tutuyor.
Matisse'den Max
Ernst'e,
Rousseau'dan
Cezanne'a,
Prevert'ten
Apollinaire'e
dek bir çok
ismin resimleri
yer alıyor bu
sergide.
J. Prevert'ten G. Apollinaire'e bırcok şa-
irin. eleştirmenınazbilınen resimleri. lz-
leyıcıye soluk alma fırsatı vermeden bir
resimden ötekıne doğru adeta 'sürükle-
yen' bu sergi. 20. yy. sanatmın en önem-
li temsilcilerinden biri olan Pfcasso'nun
kendı resmıni oluşturduğu ortamı, bu
ortamın yetkin, neredeyse 'başyapıt' de-
nilebilecek olan örnekleriyle son dere-
ce yetkin olarak izle> iciye aktanyor. Af-
rika heykellerıyle başlayan sergi. E. Vo-
uillard'ın nadiren sergilenen eşsız güzel-
likteki genelev desenleriyle son bulu-
yor. Picasso'nunkimden nasıl veneka-
dar yararlandığını ortaya çıkarmaktan
çok. Picasso'nun resmıni besleyen kla-
sik ve modern resim geleneklerinı gere-
ğınden fazla dıdaktık bir tarzla izleyıci-
lere sunan sergide Cezanne. Matisse,
Braque,Renoirve Rousseau'nun resim-
leri. hem sayıca hem de taşıdıklan po-
tansiyel açısmdan önplana çıkıyor. Ilk kez
Andv VVarhorun 'Son Yemek' dizisinden deıienen 25 çalışma sergileni>or.
Fransa dışına çıkanlan Picasso koleksi-
yonu. kelimenin tam anlamıyla şaşırtı-
cı 'yetkinlikte' olan resimlere sahip. Da-
li'den Modigliani'ye. Corot'tan G. Se-
urat'ya birçok tanınmış ressamın işleri-
nı koleksiyonuna seçerken ya da onlar-
la resim değiştirırken Picasso ancak 1yi
müzecilerde görülen bır keskinlıkle en
iyisini. sanatçının kendisinı zorladığı re-
simleri seçmiş. Matısse'in. Rousseau'nun
resimleri bunun en önemli kanıtı duru-
munda.
Andy VVarhol'un Leonardo'yu
yorumlayışı
Leonardoda Yincrnin sanat tarihinın
en çok reprodüksıyonu gerçekl'eştınlen
resımlerinden biri olan 'Son Yemek' fres-
kosu (1495-97} tsa'yı çevreleyen hava-
nlennı uzun bır masada yemek yerken
göstermektedır. Andy VVarhol'un 1986'da.
ölümünden bır yıl önce genış çaplı ola-
rak.tekrar yorumladığı bu 'Saa.-\feuM!k.V
dizisinden derlenen 25 çalışma, Staats-
galerie Moderne Kunst'ta sergileniyor.
W arhol'un serigTafı v e kanşık malzeme
teknıklerinı kullanarak yenıden ele aldı-
ğı bu motıf. bazen ikı meıreye on met-
re boy undakı de\ tu\ allerde, bazen de nor-
mal boyutlu baskılarda tekrar tekrar vo-
rumlanarak hem konusuna hem de onu
çev releyen ikonografi dünyasına yaban-
cılaştırılıyor. Bu açıdan bakıldığında
VVarhol'un neden 'Son Yemek' fresko-
sunun onjınalıne yakın baskılardan. gör-
sel malzemelerden değıl de: en ucuz. en
çok kullanılan 'klişe' kartpostallardan
yola çıktığı hemen kavranabılıyor. Ser-
gide yer alan dev boyutlu tuvallerde sa-
natçının kimi kez altmış kez aynı nıotı-
fı tekrarlayarak oluşturduğu son derece
etkileyıci bır atmosferle karşılaşıyor ız-
leyıcı Böylesi bır çalışmanın önünde
duraklıyor izleyici, çünkü burada ne
Marlı>n baskılarında görülen hareketlı
çarpıcı renkler ne de NVarhol'a özgü.
'Dandv' bir atmosfer \ar. Pop renkler,
bağıran imgeler yerinı son derece dın-
gin. hatta meditatif denilebılecek olan dur-
gunluga bırakmış. Tekrarlamalannda kı-
mı kez 'Son Yemek'in tamammı. kimi kez
de bu freske ait detayları birbirinden ay-
rı bır mantık içinde yorumlayan sanat-
çı. tıpkı. 'Disaster', 'Electric Chair',
'SkuUs' dizilerınde de görüldüğü gıbi
bir tür kendisıne ait olma> an bır ımgey-
le. bu imgeden bir şey çıkmayacak du-
ruma gelene dek ilgilenıyor. Izleyiciyi
adeta metaforlar denizine sürükleyen bu
sergiyle VV'arhol, bence ne kadar ısrarlı
bir maraton koşucusu oldugunu tekrar
tekrar duyumsatıyor.
Emil Schumacher retrospektifi
1912 yılında doğan Emil Schumacher,
halen yaşavan en önemli Alman sanat-
çılanndanbırisı. Daha önce Hamburg'da
gösterılen bü>ük çaplı bu retrospektif
Sigmar Polke, •İsimsiz' 1993.
sergı, 2. Dünya Sa\aşı"ndan sonra geli-
şen Soyut Resim anlayışını ulaşılması
zor bir zırveye taşıyan sanatçıyı tüm
yönleriyle tekrar keşfetme imkânını ta-
nıyor. Yaşıtlanyla karşılaştınldığında sa-
natçının soyut çalışmaya oldukça geç
bir tarihte, 1950'de başladığı görülüyor.
Fautrier, VV'ols, Dubuffet, 1950lerde bir-
çok sanatçı için yönlendirici bir özelli-
ğe sahipti. Schumacher'in 1950-60 ara-
sında yaptığı resimlerinde lekesel de-
ğerlerin Alman dışavurumcu resim ge-
leneğine paralel bır anlayışla yorumlan-
dığı görülüyor. Bu yüzden olsa gerek, sa-
natçının soyut resimleri sanki daha dün
yapılmışlarcasına 'taze, diri' bir atmos-
fere sahip. Retrospektif, öncelikle sa-
natçının figüratif göndermelerden kork-
madığını söylemek mümkün. Soyut re-
sim için neredeyse bırtabu olan figüras-
yon Schumacher'in resimlerinde
1970'lerden itibaren giderek kendini his-
settıren bır tarzda algılanıyor. Ama sa-
natçı burada 'semi-fıgüratir olarak ni-
telendınlebilecek olan bir tarzda doğa-
ya gönderme yapıyor. 1980'lere gelin-
dığinde sanatçının malzemelerini istertu-
\al ıster kâğıt üzerinde son derece dına-
mik. cesaretli bir tarzla kullandığı. siyah-
beyazlardan uzaklaşarak ka\un ıçi-por-
takal rengi arasında, kiremıt kırmızı ıle
lapis lazulı mavi arasında gidip gelen
skala oluşturduğu gözlemlenmekte. Schu-
macher'in ulaştığı yetkinlıği gösterme-
si açısından 19901ı yıllan temsil eden
resimler, retrospektifin belki de en etki-
leyıci çalışmalarını kapsıyordu. 85 ya-
şında olmasma rağmen bu denli genç, et-
rafına heyecanla, bir çocuğun merakıy-
la bakabilen pek az sanatçı var.
Resmin büyüsünü bozan, yeni
hikâyeler bulmak zonındadır
Çağdaş Alman sanatı içinde eşıbulun-
mayan bır kımliğe ve konuma sahip olan
Sigmar Polke'nın Galene Karl PfefTer-
le'dekı sergisi, sanatçının 1960'larda ger-
çekleştirdığı kâğıt çalışmalanyla 1990'la-
ra ait tuvallerinden, sengrafi baskılann-
dan oluşuyordu. Polke'nin (1941) Bonn,
Berlin'de gösterılen dev boyutlu retrospek-
tıflen, resim sanatının büyüsünü garip bır
kara mızah anlayışıyla ait üst eden bu sa-
natçının alışılmadık malzemelen resim-
lennde nasıl bır virtüözite ile kullandığı-
nı bır kez daha ortaya çıkarmıştı. Mü-
nih'teki bu serginin eskı ve yeni işleri bir
araya getirmesi, sanatçının geliştirdiği
stratejilen de yan yana getirmesi açışm-,
danönemlıydi. Dokunmuşkumaşlarûze-
rine soyut ya da figüratif tarzda serigra-
fik baskılar yapan, daha sonra bu baskı-
lan değişik tekniklerle yorumlayarak 'çok
katmanlı" birtuval yüzeyi oluşturan Pol-
ke'nin sergide yer alan tuvallerinde göz-
lemlenen dokular etkileyıci bır bütünsel-
liğe sahıptı. Alman resminin 1970'lerde
Amerikan popuna karşı getirdiği yoru-
mu da temsil eden Polke öncelikle dene-
meyı seven, deneyerek hem mizah anla-
yışını hem de malzemeyi yorumlayışını
gelıştiren bir sanatçı. Sergide yer alan se-
rigrafi baskılan, kâğıt üzerine yapılmış
olan resimlerden ayırmak son derece zor-
du. Bu, özellikle sanatçının hangi tekni-
ği kullanırsa kullansın gösterdıği araştır-
macı kimltğinın ürünlerinden biriydi. Re-
sim sanatının kutsal büyüsünü bozan Sig-
mar Polke. izleyiciye canı sıkılmasın di-
ye başka konular, temalar önererek yara-
tıcılığının başka bir özelliğini ortaya çı-
karmıştır. Bıyık altından hafıfçe gülerek.
Lütfi Kırdar'da
Kültür ve
turizm
tartışılacak
Kühür Servisi - Boğaziçi
Ünıversıtesı Turizm Işlet-
meciliğı Uygulama ve Araş-
tırma Merkezi ile ICarşılaş-
tırmalı Avrupa Çalışmalan
Merkezi ve Toplumsal Tarih
Vakfi'nın ortaklaşa düzen-
lediği 1. Uluslararası Kültür
Mirası, Çok Kültürlü Çe-
kim Noktalan ve Turizm
Kongresi 25-27 Ağustos
1998 tarihleri arasında ls-
tanbul'da Lütfı Kjrdar Kong-
re Salonu'nda yapılacak.
Altı birimden oluşan
kongrede, turizm olgusunun
21. yüzyıla yaklaştığımiz
günlerde giderek önem ka-
zanan farklı boyutlan ve kül-
türle ilişkileri tartışılacak.
Türkıye'de ilk defa gerçek-
leşecek kongre, bütün dün-
ya ülkelerinden turizm. kül-
tür. tarih. arkeoloj ı. pazarla-
ma. planlama ve tunzm en-
düstrisi uzmanlannı bir ara-
ya getirmeyi amaçlıyor.
K.atılımcılar arasında
MarganetaPapandreou, Vi-
yana Üniversitesı Arkeolo-
ji Kürsüsü'nden Prof. War-
larrüs. Çatalhö\-ük kazılan-
na önemli katkılanyla tanı-
nan lan Hodder, Annals of
Tourism dergısinin editörü
Jafer Jaferi ve TurgutV'ar'la
birlikte birçok Türk \e ya-
bancı akademisyen ile uz-
man ver alıvor.
Michael Nyman 'a göre yaşamda en iyi yaptığı ve zevk aldığı şey müzik!
MüzikKühürServisi- 5. Uluslararası Istanbul Caz
festivali kapsamında müzik profesörü Mic-
hael Nyman on bir kışilik orkestrası>la Ce-
mal Reşit Rey Konser Salonu'nda müzikse-
verlerle buluştu.
20. yüzyılın en önemli bestecilerinden bi-
ri sayilan Nyman'a kazandıgı ünü Jane
Champion'un yönettığı Piyano(The Piano)
adlı fılm getirdi. Film müziği bestecisı ola-
rak tanınan Nyman. aynı zamanda Yaylı
Dörtlüsü No 1, No 2 ve No 3 gibi konçerto
ve yaylı dörtlüleri besteliyor. Nyman'ın mü-
ziklerini yaptığı fılmlerden bazılan şöyle: Res-
samın Sözkşmesi, Haş-vanatBahceâ, .AŞÇLHır-
sız. Kansı ve Aşığı, Prespero'nun Kitaplan,
Kansını Bir Şapka ile Kanşnran Adam. Ica-
rus'un Lhişüşü, Carrington, Ogre \ e Gatta-
ca.
Yaptığım işi çok seviyorum
Peter Greena«a\ 'le 6O'lı yıllarda tanışan
N>man, Greenaway'in fılm müziklerini yap-
tı. Nyman, müziğini yapacağı fılmlen seçer-
ken ılk ölçütünün Peter Greenaway olduğu-
nu söylüyor: "Peter Greenawa>'k 91 yüın-
dan bu > ana görüşmüyorduk. En sonunda ge-
çen pazartcsi görüştük. Onunla birlikte olma-
>i sevi\
l
orum. Önümü/deki hafta ara> ıp onun
için bir fılm müziğj \apmak istediğimi sö>-
leyebüirim. Projeler beni tatmin ettiği süre-
ce çalışmayı sevh'orum. Onun bütün fılmle-
ri rutkulan. duygulan v« düşünceleri üzeri-
ne >oğunlaşıyor. Farklı filmlerin müzikleri-
ni yapüm ve ünlü bir film müziği bestecisi ol-
dum. Piyano'dan sonra yaptığım fılm müzik-
lerinden bazılan o kadar başanh olmadı."
Film müziği yapmanın bır quartet beste-
lemekten farklı oldugunu ancak her şeyın ya-
ratıcılıkta bittiğinı vurguluyor Nyman. "Btaş-
ka birinin projesiy le. fıkirleriyle yola çıkıyor-
sunuz. Karşıhklı fıkir abş%<erişioldukça önem-
iğiniz herşeyiyansthyor
.üzikbir
anlamda da
zaman demek.
Müzik başlıyor
ve devam
ediyor.
Hissettiğiniz
her şeyi
yansıtıyor ve
hatırlıyorsunuz.
li. Bazen kendimi şaşırtı\orum. Yaptığım işi
çok soiyorum."
Nyman. 1992 yılında Bosna'daki savaş
ıçın Bosnia Time Yv'ıll Pronounceı. 1993
y ılında Ermeni depremı ıçm Out of The Ru-
ıns'ı ve 1996 yılında da Hiroşıma ıçın Do-
uble Concerto'yu besteledi. Peki müzik \e
beste yapmak dışında dünyanın gidişı hak-
kında ne düşünüyor? 'Her insan gibi baa
şeylerin savaşını veriyorum yaşamda' dıy en
Nyman şöyle de\am ediyor: "Sanatçı kim-
liğimle küçük de olsa baa şeyler yapmak,
nneriler sunmak istiyorum. Bosna sa\aşı ile
ilgili bir şey ter y apmaya çalışhm. Sonuçta bir
şey değişmedi \e sa\aş devam etti. Bazen ak-
üf olarak değişim sağjayamıyorsunu/."
Michael Nyman son olarak Andıw Nic-
colo'nun yönettiği Ethan Havvke ve Jude
Law'un rol aldığı "Gattaca" adlı fılmın mu-
zıklennı yaptı. Sanatçı Gattaca'nın müzik ya-
şamında ılgınç bir yeri oldugunu belirterek
" Hollywood'da yapilan bağımsız bir film. Ye-
ni Zelandalı bir yönetmenin filmi. Mükem-
mel bir fılm olmasa da konusu ilgimi çekti.
Filmin konusu Hollyvvood standartlan için-
de gelişse de müzikal anlamda bazı abartla-
ra kaçmama olanak sağladı" dıy or
İstanbul çügın bir kent
N y man' a göre hayatta en ly ı yaptığı v e bır
o kadar da yapmaktan zevk aldığı şey mü-
zik. Sanatçı. müzige tican açıdan yaklaşıp
yakla^madığı sorusunu şöyle vanıtlıyor:
" Besteciler. y apımcılar y a da müzisy enler bu
konuda ticari düşünmediklerini ama öyle
yapmaya çalıştıklannı söyleyebiliıier. Peter
dreenawav'i düşünelim. Bir yanıyla olduk-
ça mutlu ama diğer yanı başansızlığa uğra-
ma korkusuyla nıutsu/ olabiür. İçerik ya da
insanlann bazı zamanlarda hissettiği şeyier
bir anda tdşinin ticari olmasma y ol açabilir.
Örneğin, Pıyano ticari açıdan oldukça başa-
nhydı."
f ürkiye'ye ilk kez 1966 yılında gelen ve
İstanbul'u çılgin bir kent olarak tanımlayan
Nyman. Türk müziği hakkında yeterli bilgi-
ye sahip olmadığı için üzgün. Türk müziği
hakkında yazılanlan okuduğunu \-urgulayan
sanatçı farklı kültürleri tanımanın önemine
değiniyor: "Türkiye'yi ilk zivaren'mden son-
ra şimdi de müzik yapmak için buradayım.
Burada konser vermek belki de bu kültürü
anlamam için bir yol. Daha şimdiden Türki-
ye'ye tekrar gelmek ve yeni ilişkiler kurmak
istiyorum."
Sanatçı, 17. yüzyıl bestecısi John Bull'dan
Romen halk şarkılanna ve Güney Hindistan
danslanna dek uzanan geniş bir yelpazede
çalışıyor. Birbirinden farklı müzik kültürle-
rini bir araya getirirken dikkatli olunması
gerektigini vurgulayan Nyman, ulusal mü-
zik yapma taraftarı olmadığını belirtiyor.
Önemli olanın farklı yaklaşımlar yakalamak
ve yeni ilişkiler kurmak oldugunu düşünü-
yor: "Müzik bir anlamda da zaman demek.
Tıpkı bir boşluk gibi \e o boşluğu farklı şey-
lerle doldurabilirsiniz. Müzik başlıyor ve de-
>am ediyor. Hissettiğiniz her şeyi yansıtıyor
ve hauruyorsunuz. Son dönemde belki mü-
zik belki de psikolojik nedenlerle çok mutlu
değilim. Ama yinede bu konudaçok fazla dü-
şflnmek zorunda değilim. Kimse yaşamuuzı
bölemez.''
Michael Nyman'ın Experimental Music-
Cage and Beyond adlı kitabı 25 yıl aradan
sonra Brian Eno ve sanatçının kendı önsö-
züyle yeniden basılıyor. Sanatçı, şu sıralar
Nkole Kidman'ın rol aldığı 'Practical Ma-
gk' adlı bir filmin de müziğini yapıyor.
Marquez 'in kitabı
film oluyor
• Cabriel Carcia
MarqueZ ın Albaya
Kimseden Mektup Yok
adlı kitabı Arturo
Ripstein beyazperdeye
aktanlacak.
Başrollerde Meksikalı
oyuncular Fernando
Luzan ve Marisa
Paredes var. Film;
lspanya. Meksika,
ttalya. Fransa ortak
yapımı.
• Warren Beatty
Dıane Keaton. Goldie
Hav\n. Andie
MacDovvell ve Gerard
Depardıeu; Tovvn and
Country adlı filmde rol
alacak. Filmin
yönetmeni ise Peter
Chelsom.
• Madonna ve
Rupert Everett, Tom
Ropelevvskı'nin yazdığı
The Next Best Thing
adlı fılm için
hazırlıklara başladılar.
Ünlü yıldız filmde otuz
yaşlannda, bekâr bır
kadını canlandıracak.
Kadın en ıyi arkadaşını
çocuğunun babası
olması için ikna eder.
ancak beş yıl sonra
kadın başka bır erkeğe
âşık olunca işler
değişir.
• Sean Penn
Geranimo Pratt'ın
hayatını film yapıyor.
Yapımcılar Marlon
Brando'yu başrol tçın
ikna etmeye çalışırken
yönetmen Eriq La
Salle'yi düşünüyormuş.
• Nlcholas cagee
Superman Reborn adlı
filmde rol alması için
15 milyon dolar
ödendi. Warner
Bross'un yapımcılığını
üstlenmesi beklenen
film, bütçesi çok
yüksek oldugu
gerekçesiyle iptal
edildı.
• Steven
spielberg Arthur
Golden'ın yazdığı
'Memoirs of a Geisha'
adlı kitabı
beyazperdeye
uyarlıyor. 1929Tarın
Japonyasf nda geçen
öyküde Nitta Sayuri
adlı bir kadının verdiği
yaşam mücadelesi
anlatılıyor. Öykünün
sonunda ise kahraman,
Doğu'nun en ünlü
geyşası oluyor.
Spielberg aynı
zamanda 2000 yılı için
Jurassic Park serisinin
üçüncü filmini
hazırlıyor
• TimRobbins
ikinci filmi 'The
Craddle VVill Rock'ın
çekimlerine yakında
başlıyor. Susan
Sarandon. John
Cusack, Emıly VVatson.
John Turturro, Vanessa
Redgrave ve Angus
McFadden'ın rol
alacağı filmde 1930'lu
yıllarda sahnelenen ve
VVashıngton'lu
bürokratların ağır
eleştınsme uğrayan bır
müzikal vemüzikalın
oyuncularının
özgürlük savaşı
anlatılıyor.
• Fran'sa'da 2004
yılında Doğal Sanatlar
Müzesi kurulnıası
planlanıyor. Jacques
Chirac'ın sözcüsü
Catheına Colonna
yaptığı açıklamada
Dogal Sanatlar
Müzesi'nde Afrıka.
Amerıka \e Asya'dan
yapıtlar yer-alacak. 420
bın yapıtın yer alması
planlanan müze Eıffel
Kulesı'ne yakın bır
mekânda kurulacak.
185 bin milyon dolara
mal olması beklenen
müze projesi
önümüzdekı
sonbaharda seçilecek.
• Robert Altman.
Gleon Closev Julıan
Moore^Chns
O'Donnel. Lıv Tyler.
Patricia Neal, Ned
Beatty ve Lyle
Lovett'ın rol alacağı
yeni bir fılmın
hazırlıklarına başladı.
Filmin adı Cookie's
Fortune.
• walt Disney.
Rudyard Kiplıng'in
yapıtından uyarlanan
Just So Stories adlı
fılmın müziklerini
yapması için Elton
John'la anlaşmaya
çalışıyor.
• John Hurt
George Sluızer'tn
yönettığı polıtık
polisiye Komiser'ın
başrolünde yer alacak.
• Clenn Close
Tnllium şırketıyle ikı
film sözleşmesı
ımzaladı. Filmlerden
ilkı Rumer Golden'm
yazdığı kitaptan yola
çıkan Dark Horse.
ikincisı ise lsabella L
Birds'ün
günlüklennden
uyarlanan A Lady's
Life ın the Rocky
Mountaın.
Haluk Levent Açıkhava'da
• Kültür Servisi - Haluk Levent 28 Temmuz Salı
günü saat 21.00'de Harbıye Açıkhava Tiyatrosu'nda
dinleyicileriyle buluşacak. Organizasyonu
Fil Yapım tarafindan gerçekleştirilecek olan ~~
konserin biletlen Vakkorama mağazalarında,
Beşiktaş Kabalcı Kıtabevi'nde. Beyoğlu Metropol
ve Hamlet kitabev lennde, Kadıköy İletışım
Kıtabevi ve Zihni Müzik'te. Bakırköy Martı
Kitabevi'nde satışa sunuldu. Konsenn bilet fiyatlan
tam 2 milyon TL. öğrenci 1.5 milyon TL olarak
belirlendi
Galatea'da karma sergi
• Kültür Servisi - Galatea Sanat Galerisi Tangül
Akıncı. Avni Arbaş, Gürdal Duyar. B. Rahmı
Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Zernn ICehnenıuyı,
Hale Sontaş, Telga Südar Mendı. Gülseren Südar.
Teoman Südar. Edis Tezel. Selim Turan ve
Demet Yersel'in yapıtlannın yer aldığı karma
sergiyi izleyicilerin begenisine sunuyor. 22
Temmuz'da açılacak olan sergi 30 Eylül'e dek
gezilebilır.