14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18TEMMUZ 1998 CUMARTE: Civan'ın davası ertelendi • \WSHI>GTON (Cumhuriyet) - Eski Emlakbank Genel Müdürii Engın Civan'ın Maryland Bölge Mahkemesf nde dün yapılması öngöriilen duruşması 31 Temmuz'a ertelendi. Washıngton yakınlarındakı Maryland Bölge Mahkemesi yetkılileri, duruşmanın. davaya bakan yargıcm program yoğunluğu nedenıyle ileri bir tarihe ertelendiğini açıkladılar. ABD'de tutuklanan Cıvan, 215bındolarkefalet karşılığında serbest bırakılmıştı. Engin Civan'ın 18 Haziran'da tutuklandığını, ABD Adalet Bakanı Janet Reno. VVashington'da bulunan Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüşmesi sırasında açıklamıştı. Türkiye, 27 Mart 1997'de rüşv etten hüküm giyen Chan'ın iadesi için Amerikan makamlanna resmen talepte bulunmuştu. Erbakan dosyası DGM'de I İstanbul Haber Servisi - Kapatılan Refah Partısı'nin (RP) genel başkanı Necmettın Erbakan hakkında bir konuşmasından dolayı başlatılan soruşturmada Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nm verdıği 'takipsizlık" kararı, itiraz iizenne Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca incelemeyealındı. Hac ziyareti sırasında 30 Mayıs 1993 günüyaptığı konuşmada. 'halkı din ve mezhep farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiğı' gerekçesıyle Necmettın Erbakan hakkında Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığf nca başlatılan soruşturmada venlen takipsizlik karanna Istanbul DGM'nin katılması halınde karar kesinleşecek. Aksı halde dosya yeniden Ankara DGM'yegönderilecek ve yeniden soruşturma başlatılacak. Emlakkonut'tan savunma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emlakkonut Genel Müdürii Süleyman Şahin, Meclis Genel Kurul Salonu'yla ilgili olarak Mesa-Nurol'a TBMM Başkanlığı'nın izni olmaksızın ödeme yapıldığı | iddialannı yalanladı. ! Ödemeyle ilgili tüm işlemlerin "TBMM Başkanlığf nın talimat ve bilgisi doğrultusunda yapıldığı" savunuldu ÇiHer komisyonu hızJanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM'deDYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın mal varlığını soruşturmak üzere kurulan komisyonun dünkü toplantısı çoğunluk sağlanamadığı için gerçekleştinlemedi. ancak bazı üyeler kendi aralannda durum değerlendırmesı yaptılar. Uzmanlann komisyonu "oyaladığı"' belirtilirken çalışmalann hızlandınlması için alt komisyonun Bolu ve Kuşadası'na yapacağı gezinin ertelenmesı gereğı vurgulandı. THY uçağı alevaldı • Istanbul Haber Servisi - THY'nin lstanbul-Ankara seferinı yapacak olan Airbus-310 tipi yolcu uçağımn sol motorunda. yakıt sıkışması sonucu patlama meydana geldı. Motorun atev aiarak devıe dışı kalması üzenne. ıçınde 175 yolcu bulunan uçak, Atatürk Havahmanı'na gen dönmek zonında kaldı. Çeteci polis tutuklandı • GAZİANTEP (AA) - Gaziantep'te ortaya çıkanlan ve Ernnivet Asayiş Şubesi Hırsızlık Bürosu vlilerinin de adimrt kanştığı oto hırsızlığı şebekesine ilişkin olarak hakkında gıyabi tutuklama karan verilen polıs memuru Mehmet Mülazimoğlu da tutuklandı. Bina çöktü: 8 yaralı • Istanbul Haber Servisi - Haramıdere Bakırcılar Sanayı Sitesı Karanfil Sokak 14 numarada bulunan Mehmet Yılmazer'e ait 3 katlı inşaat halindeki bina dün betonlama çalışması sırasında çöktü. Binanın altında kalan 8 inşaat ışçisi varalandı. HABERLER B o z k ı r d a k i y o k s u l l u k . M o ğ o l i s t a n Naadam: Özgürlük festivaliHATİCE TUNCER Ulan Batur'da yani Kızıl Kah- raman'ın kentinde 11 Temmuz günü yaşam çok erken başladı. 650 bin nüfiıslu kentin hepsi de- ğilse de Ulan Batur'u çevrele- yen yemyeşil tepelerin eteklerin- de Moğolistan'ın dört bir yanın- dan gelen at sahipleri, biniciler. aileleri sabah beşte çoktan uyan- mışlardı. Atlar büyük bir özen içinde "kımız"la, (Moğolca "ay- nk") yıkanıp saat yedideki gös- teriye hazırlanıyor. 5-15 yaşla- rındaki kız \e erkek binici ço- cuklar. daireler çızdirerek dolaş- tırdıklan atlanna şarkılar söylü- yorlar. Başlama işareti veriliyor... Yemyeşil yamaç. kahverengi bir toz bulutuyla kaplanıyor. Toz bu- lutunun arasından 30 kilometre koşacak atlann izdüşümleri gö- rünüyor. Neredeyse tüm Moğolistan başkent Ulan Batur'da toplan- mış. binlerce yıllık geleneklerden kaynaklanan ve artık ulusal fes- tivale dönüşmüş olan *Naadam'"ı kutluyor. Moğolistan'daki tüm sosyal ve siyasal gelişmeler, Na- adam kutlamalamıa yansımış. Festivalin kökleri eski Şamanizm dönemine kadar uzanı>or. Doğa- daki her şe>; gökyüzü, dağlar, su, şimşek için yapılan avinler, 12. yüzyılda Cengiz Han dönemmden sonra savaşçılığın, cesaretin, gü- cün gösterisi haline dönüşmüş. Cengiz Han'ın torunu Kubilay Han'ın Budizmi tanımasından sonra kutlamalar yeniden dınsel içenk kazanmış. Çin işgalinin Sovyet Rusya destekli Moğolis- tan Halk Partisi'nin önderliğin- de sona erdirilmesinden sonra Naadam ulusal bir bayram ola- rak kutlanmava başlamış. Sov- yetler dönemınde folklonk ve kültürel bayram olarak nitelenen Naadam Bayramf na tanklar ve askeri malzemelerin sergılendi- Güreşçiler karşılaşmalardan önce Cengiz Han'ın tuğlanndan güç alıyor. ği resmi geçitler eklenmış. Şimdı Moğolistan'da serbest piyasa ve "reformlar" dönemi. Yediden yetmişe herkes konuşma- ya bu sözcükJerle başhyor. Ulu- sal ve dini bayram Naadam da, Moğolistan pazanna girme yan- şında çokuluslu şirketlerin ürün- lerini tanıtmak için bir fırsat ha- line gelmış. Naadam kutlamala- nnın yapıldığı Merkez Stadyu- mu'na doğru gidenler bedava da- ğıtılan deterjanlardan almaya ça- lışıyor. Biraz ileride Limuzm oto- mobiller önündekı mıni etekli kızlar bir fotoğraf fılmini tanıt- maya çalışıyor. Stada girmek için sırabekleyenlerçımenlerdepık- nik yapıyor. Şış kebap satıcılan, isteyene kola, isteyene aynk sa- tıyor. Yan yana dizilen tezgâh- larda sigaralar, oyuncaklar. ki- taplarsatışasunulmuş. Birecza- cı kadın beyaz önlüğüyle tezgâ- hının arkasında ilaçlanna müşte- ri bekliyor. Stadın çevresi polis bariyerleriyle aynlmış. Merce- desler. BMW'Ier ve çeşitli mar- ka ciplerle stada gelen sıyasiler ve zenginleri halk buradan sey- rediyor. On beş bin kişilik stat 11 00'e doğru tamamıyla doluyor. Na- adam'ın üç temel sporu biniciler, okçular yerlerını almış. Şiirler okuyan sunucunun sesi statta yan- kılanırken paraşütçülerin atlayış- lan alkışlanıyor. Stadın üzerinde bir süre dolaştıktan sonra saha- ya inen helikopterden geleneksel giysileriyle çıkan kadın sanatçı- nın şarkılanndan sonra tören baş- Iıyor. Helikoptersahadan ürünün reklamını yapan flamayı sallan- dırarak ayrılıyor. Dizlenne ka- dar uzanansüslüçizmelen, uzun kollu göğüs ve beli açıkta bıra- kan üstlükleri ve dar kısa şortla- nyla güreşçiler kollan uçuşu sim- geleyen hareketlerle sahanın or- tasına geliyor. Gücün ve yenil- mezliğin simgesi "Kartal" dan- sını bekJenmeyen birzarafet için- de yapan güreşçiler Cengiz Han'ın dokuz tuğuna dokunduk- tan sonra karşılaşmalara geçili- yor. Kilo farklılıklannın dikkate almmadığı karşılaşmalarda dizı yere değen yenik sayılıyor. Küçük kızlann ve kadınlann da katıldığı ok atma yanşlan stadın dışında devam ederken, atlar ar- tık 30 kilometre koşulannı ta- mamlamış. start yerine dönüyor. Yanşmayı kazanan ilk beş at, baş- lanndan kımız dökülerek ve şar- kılarla ödüllendiriliyor. Başlan- na Cengiz Han'ın gücünü simge- leyen ve "hadık" denilen mavi kurdele takılıyor. Yanşlar sonrası, kazanan atla- nn sahibi Jigsidburbay ailesinin "ger" denilen çadırevine gidiyo- ruz. Ailenın reisı aynı zamanda doktor, binici ise 14 yaşındaki oğlu Tolman Gerin ortasındaki sehpanın üzerindeki iki büyük çanağın bırinde oldukça sert pey- nir parçalan ve bonbon şekerle- n, diğerinde kımız dolu. Kutla- mak için gelenlere hemen aynk ve çok sulandınlmış tadındakı votka ikram ediliyor. Votkayı ha- fıf zannetmememiz için uyanlı- yoruz ve iki kâseyle sarhoş ola- bileceğimizanlatılıyor. Yanşma- nın galiplerini ziyaret edenlerin hediye olarak para vermeleri ge- lenek gereği. Biz de geleneklere uyarak iki elimizle tuttuğumuz pa- rayı ayağa kalkarak birinciye uza- tıyoruz, baş selamıyla hediyemiz kabul ediliyor. Kazanan aileye ödül olarak motosiklet verildiği- ni öğrenmek bizi yine şaşırtıyor... Moğolistan, görünmeyen kapı- lardan, bir yüzyıldan başka bir yüzyıla, farklı farklı ülkelere geçilen bir sürprizler diyan... Yarın.- Ulan Batur'un iki yüzü 'Steplerin üzerinde, gökmavinin altında... Gazeteci Ahmet Utlu yine yollarda... Daha önce motosikletiyle istanbuFdan Nepal'e yokuluk ederek "Işık doğudan yûkseHr". yine Mısır'dan Kenya'ya giderek "Suyun doğduğu yere" belgeselini hazırlayan Utlu bu kez Orta Asya bozkırlannda.A. Yeni belgeselinin ismi ise "Steplerin Üzerinde Gökmavinin Arojıda.-" Orta Asya'y* kapsayan belgesel filmin çekim ekibi "Castrol Voyagw"la randevumuz Moğolistan'da Karakurum... Bizi başkent Ulan- Baturldan, Karakurum'daki turistik Cengizhan kampına götürecek olan uçak inişe geçiyor. Uçağın camından alçaldıkça uçsuz bucaksız bozkırda ineceğimiz havaalanını görmeye çalışıyoruz. Uçağın tekerlekleri yere değiyor ama fıaia bir havaalanı görûnmüyor. Uçak tozu dumana katarak ileriedikçe, mavinin en güzei tonunundaki gökyûzüyle kuşatılmış bozkıra indiğimizi anhyoruz. Uzaktan toz buluru arasında geien otobüs bizi Moğol çadırlanndan oluşan kampa ulaştınyor. Ekibin lideri Utlu, yakiaşık 20 bin kilometrelik yolculuğunun özetini hemen yapıyor: "Hoşgeidiniz arkadaşlar. Uveot'te 13 mayısta motosikletime btndint, iste şimdi Moğolistan"dayız"'. Fiziki şartlann zorluğuna dikkat çeken Utlu, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan'da süren ve son durağı Moğolistan olan serüveni tamamlayabilmenin ancak bir ekipİe mümkün olabileceğini anlatıyor. Avnjpa ile Asya'ıjın buluştuğu, doğu- batı ticaretyollajinjn gcçtiği, insanlık tarihi boyunca ttilrüı'^e öğrenimin beşiği olmuş Orta Asya'yı bitmek tûkenmek bilmeyen efsaneleri düşûnerek katedıyor Utlu ve ekibi... Castrol Voyager Utlu'nun dışında prodüktör Revan Tuvi, kameraman Ferhan Akgün, ses teknisyeni Feza Toker, prodüksiyon asistanı Mutlu Tönbekki kamera ve reji asistanı Müfrt l'mar'dan oiuşuyor. Ekipte herkes her işe koşuyor. Ekibin kameramanı a>nı zamanda teknisyen. ses teknisyeni Fçza< ise doktor. Yani t ekipıfsta elkre emandl. Gobi Çölü geçişı yolculuklannm en heyecan verici bölümü olmuş ekip için. "l'çunu bucağını göremediğin çöJİde gökyüzü bir yav çizerek insana yakİa$ı>vr. Yol yok ve devaro ediyorsun. Gece yüdıziar tepende dans ediyor ve elini uzatsan tutabüecek kadar yakın göriinüyor. Bir çavlak süzülüp geliyor, onunia birliktt uçtugunu hissediyorsun. Toprak, gokyüzü ve sen r diye anlatıyoriar. Geçtikleri ülkelerdeki mjşaılrperverlik yolculuklannı kolaylaştırsa da bazen zor durumlarda kaidrklan olmuş. Özbekistan'da karşılaştıklan herkes bir şeyler ikram etmek istemiş. Kaymak, kımız, et ikramlannı ev sabibi kınlacağı için reddedememişler. Artık hiçbir şey yiyemeyecek duruma geldiklerinde Özbek rehberin durumu ev sahibine açıklayışını gülümseyerek anlatıyor Reyan: "Kusup geçnıeleri mümkündür..." Naadam Festivali'nde gösterilerde yer aian kızlar makyajlannı son bir kez kontrol ediyoriar. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR 1968 küşağı, öriemli mili^ tanlarından birisini daha yitir- di. Sıtkı'yı 1967 yılından bu yana tanıyorum. 1968 Hazi- ran işgalleri sırasında Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi dırenişçilerinin önderleri ara- sında Sıtkı da vardı. O yılların Türkiye işçi Partisi içindeki aynlıklan, gençlik içine deyan- sımıştı. istanbul'da sosyalist gençlik içinde Sıtkı Coşkun, Veysi Sansözen gibi arka- daşların başını çektiği Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) yönetimiyle, Deniz Gezmiş'in önderliğindeki Devrimci Oğ- renci Birliği (DÖB) arasında ayrılıklar çıktı. Bu ayrılık, daha sonra sos- yalistlenn farklı farklı örgütle- re yönelmesine neden olan bir sürecı başlattı. Sıtkı; TİP, daha sonra TKP çızgisınin et- kili sözcülerinden birisi olur- ken, bizler TİKR diğer arka- daşlarımızdaDev-Yol, Kurtu- luş ve Halkın Kurtuluşu gibi bir- çok başka örgüt içinde yer aldılar. Bu ayrılıklar uzun yıl- lar devam etti. Sıtkı daha son- Sıtkı Coşkun'un Ardmdan.. ra TİP-TKP birleşmesi son- rası ortaya çıkan Türkiye Bir- leşik Komünist Partisi'nin ku- rucuları ve Merkez Yönetim Kurulu üyelerı arasında bu- lundu. 1990 yılında Türkiye'ye dön- dü. O dönemde sosyalistle- rin biffiği yönünde ilk adtm olan Sosyalist Birlık Partisi'ne katıldı. O partinin ve daha son- ra SBP'nin genişlemesiyle ku- rulan Birleşik Sosyalist Par- ti'nin genel başkan yardım- cılıklarında bulundu. Birliğe giden süreçte son adım olan Özgürlük ve Dayanışma Par- tisi'nin (ÖDP) de kurucuları ve yöneticilerı arasındaydı. Uzun yıllar DİSK'te de çeşitli so- rumluluklar üstlenmişti. Sıtkı, uzun zamandan beri amansız bir hastalıkla boğu- şuyordu. Ancak çok ağır has- talığına rağmen son güne ka- dar örgütsel mücadelenin et- kili bir militanı olarak, gayret- le çalıştı. Sıtkı, yatağı sırtında olan devrimcılerden birisıydı. Hiçbir zaman, kendısi için bir şey istemedi. Sessiz sedasız. sabırlı bir parti örgütçüsü ola- rak Türkiye'nin dört bir yanı- nı dolaştı. SBP'nin. BSP'nın, ÖDP'nin örgütlenmesinin ses- siz emekçılertnden birtstydi. Sıtkı, 50 yaşında yaşama ve- da etti. Bu 50 yılın neredeyse 30 yılını hiç gözünü kırpma- dan mücadele içinde geçırdi. ••• Sıtkı'yla uzun yıllar farklı ve karşı sosyalist örgütler içinde yer aldık. Bugün baktığımız- da birçoğu anlamsız sayılacak ayrılıklar yüzünden, birbirimı- zi suçlayan tutumlar ıçıne gir- dik. Sovyetler Birliği'nin dağıl- ması, Türkıye'de sosyalist ha- reketin ağır darbeler yemesi, belki de bu anlamsız ayrılık- lann ortadan kalkmasında ta- yin edicı bir rol oynadı. Sıtkı'yla ayrılan yollarımız bırleşti. Geç- miş günleri. bir gençlik ham- lığı olarak kabul edip, tatlı tat- lı sohbet ediyorduk. Yaşadı- ğımız acılar, hepımizi olgun- laştırmıştı. Sıtkı birkaç ay önce lyice ağırlaşınca Danimarka'ya git- t». Artık bir daha görüşemeye- ceğımiz anlaşılıyordu. Ablası Ayfer Coşkun, onun yaşa- mından umut kesıldiğini his- sedınce yanına gitti. Ayfer'le Sıtkı'ya kitaplar ve çıkmasını çok arzu edip de göremedi- ği "V Özgürlük" dergilerini göndermıştık. Okuyabildi mi, öğrenemedim. Sıtkı Marksistti. Birçok yol arkadaşı. yenilgıler sırasında umutsuzluğa düştü ve Mark- sızme olan güvenini yitirdi. Onun bu konularda bir du- raksamayadüştüğünü, kafa- sının karıştığını gören olmadı. Insanlığın ancak sosyalizmle mutluluğa ulaşabilecegine gö- nülden ınanıyordu. Sabırlıy- dı. sessiz bir inatçılığı vardı. Yıl- maz bir örgütçüydü. Bunca sıkıntıya, bunca bölünmeye, acıya, çaresizllğe karşın o hiç- bir güçlük karşısında geri çe- kilmedi. Aynlıkların anlamsız oldu- ğunu gördüğünde isetam bir birlikçi olarak ortaya çıktı. Es- ki TKP'Iİ arkadaşlarını yeni- den ikna etmek, onların bo- zyjan morallerini düzeltmek için yıllar sonra yeniden Ana- dolu'nunyollanna düştü. Has- talığı da onu yıldıramadı. Onu her seferinde bir yere gitme- ye hazırlanırken görürdüm. "Hasta hasta niye bu kadar koşturuyorsun" demeye dilim varmıyordu. Çünkü o hiç has- ta gibi hareket etmiyordu. Sıtkı, 1968 kuşağının örnek devrimcilerinden birisiydi. Sa- bırlı, kararlı, özverili tutumuy- la hepimizi etkiliyordu. Türki- ye sosyalistleri önemli bir kav- gacısını yitirdi. Bizler ise çok eski bir arkadaşımızı.., Ailesinin, ÖDP'lilerin, sos- yalistlerin, hepimizin başı sağ olsun... ••• CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Binbaşı Mustala Kemal "Aydınlık" dergisinin 28 Hazıran 1998 tarihli sa yısında iki belge yayımlandı. Belgeler daha önc Askeri Tarih Dergisi'nin Mart 1997 tarihli 3. sayısın da yayımlanmış. Askeri Tarih Dergisi, Genelkur may Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATASE) Başkan lığı'nca 1996 Mart'ından beri yayımlanıyor. Söz ko nusu belgeler, iki telgraf. llki 25 Mart 1913'te Baş kumandan Vekili Ahmet Izzet imzasıyla o sıradi Çanakkale Boğazı Mürettep Kuvvetler Komutan lığı Kurmay Başkanı olan Kurmay Binbaşı Musta fa Kemal'e gönderilmiş. 26 Mart tarihini taşıyan ikin ci belge, Binbaşı Mustafa Kemal'in kendi el yazıs ve imzasıyla bu telgrafa yanıtı... Başkomutan Ve- kili'nin telgrafında (bugünün Türkçesiyle) şöyle de- niyor: "Çanakkale Boğazı Mürettep KuvvetlerKo- mutanlığı'na: Osmanlı askerlehne din (cihat) uğ- runda savaşmanın iyilik ve erdemleri hakkında di- ni öğütler ve nasihatlarda bulunmak üzere Şeyhü- lislam katından seçilecek bilginlerden birkaç kişi- nin buraya gönderileceği Harbiye Nezareti'nder, bildirildiğinden oraya birkaç kişinin öğüt ve nasi- hat etmeküzere gönderilmesi hakkındayüksek dü- şüncelerimn bildirilmesi temenni olunur." Bir gün sonranın tarihini taşıyan M. Kemal imzalı yanıt ise şöyle: "Başkomutanlık Vekâletine: Osmanlı asker- lehne her bakımdan subay ve komutanlannca ve burada bulunan alay müftüsü tarafından öğüt ve nasihatlar edilmekte ve başka türlü yapılacak öğüt- lehn daha ziyade faideler getireceği sanılmamak- tadır. Aksine bu gırişimler düşman gözünde Ordu moralinin düşme derecesıni yaymaya ve hükü- met tedbiherinin pek acınacak hususlarla sınırlı kalışını ispata sebep teşkil edeceği kanısında bu- lunduğumu arzederım." • • • Askeri Tarih Dergisi'nde (ve Aydınlık'ta) ''üzerin- de ibretle durulması bakımından hiçbir yorumya- pılmadan" yayımlanan bu iki telgraf, birbirine ta- ban tabana zıt iki dünya görüşünün, ıkı ahlakın ve iki üslubun belgelerı olarak gerçekten de ibret ve- rici... Ahmet Izzet Paşa'nın telgrafı bir "aczln ve '7da- reimaslahat "çılığın belgesi... Osmanlı Paşası, bağ- lı olduğu siyasetin ve ahlakın gereğini yapryor. Bu siyaset ve ahlakın Balkan Savaşı'nda yaşanan boz- gun sonrasında dua. öğüt ve nasihattan başka önereceğı bir şey zaten kalmamıştır... Binbaşı Mustafa Kemal'in yanıtında ise onun sonrakı yıllarda daha da seçkinleşecek çeliksi üs- lubu duyumsanıyor... Bu, zihninde yeni bir dünya taşıyan yeni bir insanın, yeni bir ahlakın üslubudur... • • • Binbaşı Mustafa Kemal'in birkaç cümlelik yanı- tında, doğaüstü güçlere, yazgıya boyun eğiş yeri- ne, akla, insanca olana, insanın gücüne güven du- yumsanıyor... Din (cihat) uğruna savaş gibi sınırlı, bulanık, geleceksiz bir hedef yerine, aklı, "insan mer- kezli" birdünyayı savunan insanın aydınlığı, karar- lıfığı görülüyor... Çeliksi üslubuyla Binbaşı Musta- fa Kemal, Başkomutanlığa askerlik dersi vermek- ten, hükümete acı eleştirisini yöneltmekten de ge- ri kalmıyor... • • • 1913'te 32 yaşındaki Binbaşı Mustafa Kemal'in başkomutanlığa yanıtındaki akıl, cesaret, açıksöz- lülük, kararlılık, çağdaşlık, sonraki yılların büyük komutan ve deviet adamının özellikleri olarak şa- şırtıcı görünmeyebilir... Şaşırttcı ve kaygı verici olan, bugünün Türkiyesi'nde gericilikle mücadelede kor- kak, kararsız davranan ya da demokrat olmanın, aydın olmanın koşulunu gericilikle uzlaşmada gö- ren sözde aydınların Binbaşı Mustafa Kemal'in er- demlerınden, bilincinden böylesine yoksun oluş- landır... SEKA fidanlığının devri Yürütmeyi durdurma istemine Danıştay'dan ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -SEKA'nınGöl- cük'teki fıdanlığının bir bölümünün Koç-Ford or- taklığına devTİni öngören Bakanlar Kurulu karannın ıptalı ıstemıyle açılan da- vada. Danıştay 10. Daıre- sı yürürmenin durdurulma- sı istemıni reddetti. Başbakanhk'tan yapılan açıklamada. "Türkive Se- Ifiloz ve Kâğıt Fabrikası (SEKA) Genei Müdüriü- ğü'nün mulkryetinde bu- lunan taşınmazın bir bölü- münün Ford Otomoth Sa- navii .4Ş'ye bazı şartlarla bedelsiz olarak satışı konu- sunda görev lendirilmesüıe üişkin 8.6.1998 tarih >e 98/11163 savıh Bakanlar Kurulu karannın iptali is- temiv le açılan dav ada. vü- Adana rütmenin durdurulmaa ta- lebinin Danıştay 10. Daire- si'nin E: 1998/4608 savılı karamlareddedikliği- bıl- dırildî Bakanlar Kurulu kara- nna karşı CHP Kocaeli MılletvekiliBekirYurda- gül v e bir grup davalı tara- fından açılan davada, Yar- gıtay 10. Daıresi, Başba- kanlık'tan savunma iste- miş ve savunma alınmca- ya kadar Bakanlar Kurulu karannın yürütülmesınr durduımuştu. Danıştay 10. Dairesi. 15 Temmuz"da taraflara iletti- ği yürütmenin durdurul- ması karannda, Başbakan- lık'ın savunmasından son- ra yürütmeyi durdurma is- temini yeniden değerlen- direceğini bildirmişti. 191 cami yıkılacak ADANA (Güney tlleri Bürosu ) - Depremde bü- yük hasar gören Adana merkez ve Ce\ han'daki ca- milerden yansının yıkıla- cağı bildirildı. Adana ve Ceyhan'da 145 kişinin ölü- müne ve ağır hasara yol açan depreme, daha önce açıklanan Küçük Karataş favının değil, aktif olduğu yeni belırlenen Göksu-C'- çeklı fayının kaynaklık et- tiğı saptandı. Söz konusu fayın Arslantaş Baraj gölü- ne doğru oluştuğu belırtil- di. Adana bölgesınde bır- çok aktıf fay bulunduğu bildirildı. Deviet Bakanı Hasan Gemici. depremze- delere gerekli yardımın ya- pılması amacıyla bugüne dek Adana ve ilçelerine 4 trilyon 596 milyar lira gön- derildığini açıkladı. Köy Hızmetlen Bölge Müdürii Mehmet Aii Al- tun. Adana merkez, Seyhan ve Yüreğir ilçelerıyle bağ- lı köylerde depremde ağır hasara uğrayarak yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan toplam 191 cami- nın yıkılacağını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle