Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18TEMMUZ 1998 CUMARTE:
Civan'ın davası
ertelendi
• \WSHI>GTON
(Cumhuriyet) - Eski
Emlakbank Genel Müdürii
Engın Civan'ın Maryland
Bölge Mahkemesf nde dün
yapılması öngöriilen
duruşması 31 Temmuz'a
ertelendi. Washıngton
yakınlarındakı Maryland
Bölge Mahkemesi yetkılileri,
duruşmanın. davaya bakan
yargıcm program yoğunluğu
nedenıyle ileri bir tarihe
ertelendiğini açıkladılar.
ABD'de tutuklanan Cıvan,
215bındolarkefalet
karşılığında serbest
bırakılmıştı. Engin Civan'ın
18 Haziran'da tutuklandığını,
ABD Adalet Bakanı Janet
Reno. VVashington'da
bulunan Devlet Bakanı
Hikmet Sami Türk ile
görüşmesi sırasında
açıklamıştı. Türkiye, 27 Mart
1997'de rüşv etten hüküm
giyen Chan'ın iadesi için
Amerikan makamlanna
resmen talepte bulunmuştu.
Erbakan dosyası
DGM'de
I İstanbul Haber Servisi -
Kapatılan Refah Partısı'nin
(RP) genel başkanı
Necmettın Erbakan hakkında
bir konuşmasından dolayı
başlatılan soruşturmada
Ankara DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı'nm verdıği
'takipsizlık" kararı, itiraz
iizenne Istanbul DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
incelemeyealındı. Hac
ziyareti sırasında 30 Mayıs
1993 günüyaptığı
konuşmada. 'halkı din ve
mezhep farklılığı gözeterek
kin ve düşmanlığa tahrik
ettiğı' gerekçesıyle
Necmettın Erbakan hakkında
Ankara DGM Cumhuriyet
Başsavcılığf nca başlatılan
soruşturmada venlen
takipsizlik karanna Istanbul
DGM'nin katılması halınde
karar kesinleşecek. Aksı
halde dosya yeniden Ankara
DGM'yegönderilecek ve
yeniden soruşturma
başlatılacak.
Emlakkonut'tan
savunma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emlakkonut
Genel Müdürii Süleyman
Şahin, Meclis Genel Kurul
Salonu'yla ilgili olarak
Mesa-Nurol'a TBMM
Başkanlığı'nın izni
olmaksızın ödeme yapıldığı |
iddialannı yalanladı. !
Ödemeyle ilgili tüm
işlemlerin "TBMM
Başkanlığf nın talimat ve
bilgisi doğrultusunda
yapıldığı" savunuldu
ÇiHer komisyonu
hızJanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- TBMM'deDYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'ın mal varlığını
soruşturmak üzere kurulan
komisyonun dünkü toplantısı
çoğunluk sağlanamadığı için
gerçekleştinlemedi. ancak
bazı üyeler kendi aralannda
durum değerlendırmesı
yaptılar. Uzmanlann
komisyonu "oyaladığı"'
belirtilirken çalışmalann
hızlandınlması için alt
komisyonun Bolu ve
Kuşadası'na yapacağı
gezinin ertelenmesı gereğı
vurgulandı.
THY uçağı
alevaldı
• Istanbul Haber Servisi -
THY'nin lstanbul-Ankara
seferinı yapacak olan
Airbus-310 tipi yolcu
uçağımn sol motorunda.
yakıt sıkışması sonucu
patlama meydana geldı.
Motorun atev aiarak devıe
dışı kalması üzenne. ıçınde
175 yolcu bulunan uçak,
Atatürk Havahmanı'na gen
dönmek zonında kaldı.
Çeteci polis
tutuklandı
• GAZİANTEP (AA) -
Gaziantep'te ortaya çıkanlan
ve Ernnivet Asayiş Şubesi
Hırsızlık Bürosu
vlilerinin de adimrt
kanştığı oto hırsızlığı
şebekesine ilişkin olarak
hakkında gıyabi tutuklama
karan verilen polıs memuru
Mehmet Mülazimoğlu da
tutuklandı.
Bina çöktü: 8
yaralı
• Istanbul Haber Servisi -
Haramıdere Bakırcılar
Sanayı Sitesı Karanfil Sokak
14 numarada bulunan
Mehmet Yılmazer'e ait 3
katlı inşaat halindeki bina
dün betonlama çalışması
sırasında çöktü. Binanın
altında kalan 8 inşaat ışçisi
varalandı.
HABERLER
B o z k ı r d a k i y o k s u l l u k . M o ğ o l i s t a n
Naadam: Özgürlük festivaliHATİCE TUNCER
Ulan Batur'da yani Kızıl Kah-
raman'ın kentinde 11 Temmuz
günü yaşam çok erken başladı.
650 bin nüfiıslu kentin hepsi de-
ğilse de Ulan Batur'u çevrele-
yen yemyeşil tepelerin eteklerin-
de Moğolistan'ın dört bir yanın-
dan gelen at sahipleri, biniciler.
aileleri sabah beşte çoktan uyan-
mışlardı. Atlar büyük bir özen
içinde "kımız"la, (Moğolca "ay-
nk") yıkanıp saat yedideki gös-
teriye hazırlanıyor. 5-15 yaşla-
rındaki kız \e erkek binici ço-
cuklar. daireler çızdirerek dolaş-
tırdıklan atlanna şarkılar söylü-
yorlar. Başlama işareti veriliyor...
Yemyeşil yamaç. kahverengi bir
toz bulutuyla kaplanıyor. Toz bu-
lutunun arasından 30 kilometre
koşacak atlann izdüşümleri gö-
rünüyor.
Neredeyse tüm Moğolistan
başkent Ulan Batur'da toplan-
mış. binlerce yıllık geleneklerden
kaynaklanan ve artık ulusal fes-
tivale dönüşmüş olan *Naadam'"ı
kutluyor. Moğolistan'daki tüm
sosyal ve siyasal gelişmeler, Na-
adam kutlamalamıa yansımış.
Festivalin kökleri eski Şamanizm
dönemine kadar uzanı>or. Doğa-
daki her şe>; gökyüzü, dağlar, su,
şimşek için yapılan avinler, 12.
yüzyılda Cengiz Han dönemmden
sonra savaşçılığın, cesaretin, gü-
cün gösterisi haline dönüşmüş.
Cengiz Han'ın torunu Kubilay
Han'ın Budizmi tanımasından
sonra kutlamalar yeniden dınsel
içenk kazanmış. Çin işgalinin
Sovyet Rusya destekli Moğolis-
tan Halk Partisi'nin önderliğin-
de sona erdirilmesinden sonra
Naadam ulusal bir bayram ola-
rak kutlanmava başlamış. Sov-
yetler dönemınde folklonk ve
kültürel bayram olarak nitelenen
Naadam Bayramf na tanklar ve
askeri malzemelerin sergılendi-
Güreşçiler karşılaşmalardan önce Cengiz Han'ın tuğlanndan güç alıyor.
ği resmi geçitler eklenmış.
Şimdı Moğolistan'da serbest
piyasa ve "reformlar" dönemi.
Yediden yetmişe herkes konuşma-
ya bu sözcükJerle başhyor. Ulu-
sal ve dini bayram Naadam da,
Moğolistan pazanna girme yan-
şında çokuluslu şirketlerin ürün-
lerini tanıtmak için bir fırsat ha-
line gelmış. Naadam kutlamala-
nnın yapıldığı Merkez Stadyu-
mu'na doğru gidenler bedava da-
ğıtılan deterjanlardan almaya ça-
lışıyor. Biraz ileride Limuzm oto-
mobiller önündekı mıni etekli
kızlar bir fotoğraf fılmini tanıt-
maya çalışıyor. Stada girmek için
sırabekleyenlerçımenlerdepık-
nik yapıyor. Şış kebap satıcılan,
isteyene kola, isteyene aynk sa-
tıyor. Yan yana dizilen tezgâh-
larda sigaralar, oyuncaklar. ki-
taplarsatışasunulmuş. Birecza-
cı kadın beyaz önlüğüyle tezgâ-
hının arkasında ilaçlanna müşte-
ri bekliyor. Stadın çevresi polis
bariyerleriyle aynlmış. Merce-
desler. BMW'Ier ve çeşitli mar-
ka ciplerle stada gelen sıyasiler
ve zenginleri halk buradan sey-
rediyor.
On beş bin kişilik stat 11 00'e
doğru tamamıyla doluyor. Na-
adam'ın üç temel sporu biniciler,
okçular yerlerını almış. Şiirler
okuyan sunucunun sesi statta yan-
kılanırken paraşütçülerin atlayış-
lan alkışlanıyor. Stadın üzerinde
bir süre dolaştıktan sonra saha-
ya inen helikopterden geleneksel
giysileriyle çıkan kadın sanatçı-
nın şarkılanndan sonra tören baş-
Iıyor. Helikoptersahadan ürünün
reklamını yapan flamayı sallan-
dırarak ayrılıyor. Dizlenne ka-
dar uzanansüslüçizmelen, uzun
kollu göğüs ve beli açıkta bıra-
kan üstlükleri ve dar kısa şortla-
nyla güreşçiler kollan uçuşu sim-
geleyen hareketlerle sahanın or-
tasına geliyor. Gücün ve yenil-
mezliğin simgesi "Kartal" dan-
sını bekJenmeyen birzarafet için-
de yapan güreşçiler Cengiz
Han'ın dokuz tuğuna dokunduk-
tan sonra karşılaşmalara geçili-
yor.
Kilo farklılıklannın dikkate
almmadığı karşılaşmalarda dizı
yere değen yenik sayılıyor.
Küçük kızlann ve kadınlann da
katıldığı ok atma yanşlan stadın
dışında devam ederken, atlar ar-
tık 30 kilometre koşulannı ta-
mamlamış. start yerine dönüyor.
Yanşmayı kazanan ilk beş at, baş-
lanndan kımız dökülerek ve şar-
kılarla ödüllendiriliyor. Başlan-
na Cengiz Han'ın gücünü simge-
leyen ve "hadık" denilen mavi
kurdele takılıyor.
Yanşlar sonrası, kazanan atla-
nn sahibi Jigsidburbay ailesinin
"ger" denilen çadırevine gidiyo-
ruz. Ailenın reisı aynı zamanda
doktor, binici ise 14 yaşındaki
oğlu Tolman Gerin ortasındaki
sehpanın üzerindeki iki büyük
çanağın bırinde oldukça sert pey-
nir parçalan ve bonbon şekerle-
n, diğerinde kımız dolu. Kutla-
mak için gelenlere hemen aynk
ve çok sulandınlmış tadındakı
votka ikram ediliyor. Votkayı ha-
fıf zannetmememiz için uyanlı-
yoruz ve iki kâseyle sarhoş ola-
bileceğimizanlatılıyor. Yanşma-
nın galiplerini ziyaret edenlerin
hediye olarak para vermeleri ge-
lenek gereği. Biz de geleneklere
uyarak iki elimizle tuttuğumuz pa-
rayı ayağa kalkarak birinciye uza-
tıyoruz, baş selamıyla hediyemiz
kabul ediliyor. Kazanan aileye
ödül olarak motosiklet verildiği-
ni öğrenmek bizi yine şaşırtıyor...
Moğolistan, görünmeyen kapı-
lardan, bir yüzyıldan başka bir
yüzyıla, farklı farklı ülkelere
geçilen bir sürprizler diyan...
Yarın.- Ulan Batur'un iki
yüzü
'Steplerin üzerinde, gökmavinin altında...
Gazeteci Ahmet Utlu yine yollarda...
Daha önce motosikletiyle istanbuFdan
Nepal'e yokuluk ederek "Işık doğudan
yûkseHr". yine Mısır'dan Kenya'ya
giderek "Suyun doğduğu yere"
belgeselini hazırlayan Utlu bu kez Orta
Asya bozkırlannda.A. Yeni belgeselinin
ismi ise "Steplerin Üzerinde
Gökmavinin Arojıda.-"
Orta Asya'y* kapsayan belgesel filmin
çekim ekibi "Castrol Voyagw"la
randevumuz Moğolistan'da
Karakurum... Bizi başkent Ulan-
Baturldan, Karakurum'daki turistik
Cengizhan kampına götürecek olan
uçak inişe geçiyor. Uçağın camından
alçaldıkça uçsuz bucaksız bozkırda
ineceğimiz havaalanını görmeye
çalışıyoruz. Uçağın tekerlekleri yere
değiyor ama fıaia bir havaalanı
görûnmüyor. Uçak tozu dumana
katarak ileriedikçe, mavinin en güzei
tonunundaki gökyûzüyle kuşatılmış
bozkıra indiğimizi anhyoruz.
Uzaktan toz buluru arasında geien
otobüs bizi Moğol çadırlanndan oluşan
kampa ulaştınyor. Ekibin lideri Utlu,
yakiaşık 20 bin kilometrelik
yolculuğunun özetini hemen yapıyor:
"Hoşgeidiniz arkadaşlar. Uveot'te 13
mayısta motosikletime btndint, iste
şimdi Moğolistan"dayız"'. Fiziki
şartlann zorluğuna dikkat çeken Utlu,
Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan,
Kazakistan'da süren ve son durağı
Moğolistan olan serüveni
tamamlayabilmenin ancak bir ekipİe
mümkün olabileceğini anlatıyor.
Avnjpa ile Asya'ıjın buluştuğu, doğu-
batı ticaretyollajinjn gcçtiği, insanlık
tarihi boyunca ttilrüı'^e öğrenimin
beşiği olmuş Orta Asya'yı bitmek
tûkenmek bilmeyen efsaneleri
düşûnerek katedıyor Utlu ve ekibi...
Castrol Voyager Utlu'nun dışında
prodüktör Revan Tuvi, kameraman
Ferhan Akgün, ses teknisyeni Feza
Toker, prodüksiyon asistanı Mutlu
Tönbekki kamera ve reji asistanı
Müfrt l'mar'dan oiuşuyor. Ekipte
herkes her işe koşuyor. Ekibin
kameramanı a>nı zamanda teknisyen.
ses teknisyeni Fçza< ise doktor. Yani t
ekipıfsta elkre emandl.
Gobi Çölü geçişı yolculuklannm en
heyecan verici bölümü olmuş ekip için.
"l'çunu bucağını göremediğin çöJİde
gökyüzü bir yav çizerek insana
yakİa$ı>vr. Yol yok ve devaro ediyorsun.
Gece yüdıziar tepende dans ediyor ve
elini uzatsan tutabüecek kadar yakın
göriinüyor. Bir çavlak süzülüp geliyor,
onunia birliktt uçtugunu hissediyorsun.
Toprak, gokyüzü ve sen
r
diye
anlatıyoriar. Geçtikleri ülkelerdeki
mjşaılrperverlik yolculuklannı
kolaylaştırsa da bazen zor durumlarda
kaidrklan olmuş.
Özbekistan'da karşılaştıklan herkes bir
şeyler ikram etmek istemiş. Kaymak,
kımız, et ikramlannı ev sabibi
kınlacağı için reddedememişler. Artık
hiçbir şey yiyemeyecek duruma
geldiklerinde Özbek rehberin durumu
ev sahibine açıklayışını gülümseyerek
anlatıyor Reyan: "Kusup geçnıeleri
mümkündür..."
Naadam Festivali'nde gösterilerde yer aian kızlar makyajlannı son bir kez kontrol ediyoriar.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
1968 küşağı, öriemli mili^
tanlarından birisini daha yitir-
di. Sıtkı'yı 1967 yılından bu
yana tanıyorum. 1968 Hazi-
ran işgalleri sırasında Istanbul
Üniversitesi Iktisat Fakültesi
dırenişçilerinin önderleri ara-
sında Sıtkı da vardı. O yılların
Türkiye işçi Partisi içindeki
aynlıklan, gençlik içine deyan-
sımıştı. istanbul'da sosyalist
gençlik içinde Sıtkı Coşkun,
Veysi Sansözen gibi arka-
daşların başını çektiği Fikir
Kulüpleri Federasyonu (FKF)
yönetimiyle, Deniz Gezmiş'in
önderliğindeki Devrimci Oğ-
renci Birliği (DÖB) arasında
ayrılıklar çıktı.
Bu ayrılık, daha sonra sos-
yalistlenn farklı farklı örgütle-
re yönelmesine neden olan
bir sürecı başlattı. Sıtkı; TİP,
daha sonra TKP çızgisınin et-
kili sözcülerinden birisi olur-
ken, bizler TİKR diğer arka-
daşlarımızdaDev-Yol, Kurtu-
luş ve Halkın Kurtuluşu gibi bir-
çok başka örgüt içinde yer
aldılar. Bu ayrılıklar uzun yıl-
lar devam etti. Sıtkı daha son-
Sıtkı Coşkun'un Ardmdan..
ra TİP-TKP birleşmesi son-
rası ortaya çıkan Türkiye Bir-
leşik Komünist Partisi'nin ku-
rucuları ve Merkez Yönetim
Kurulu üyelerı arasında bu-
lundu.
1990 yılında Türkiye'ye dön-
dü. O dönemde sosyalistle-
rin biffiği yönünde ilk adtm
olan Sosyalist Birlık Partisi'ne
katıldı. O partinin ve daha son-
ra SBP'nin genişlemesiyle ku-
rulan Birleşik Sosyalist Par-
ti'nin genel başkan yardım-
cılıklarında bulundu. Birliğe
giden süreçte son adım olan
Özgürlük ve Dayanışma Par-
tisi'nin (ÖDP) de kurucuları ve
yöneticilerı arasındaydı. Uzun
yıllar DİSK'te de çeşitli so-
rumluluklar üstlenmişti.
Sıtkı, uzun zamandan beri
amansız bir hastalıkla boğu-
şuyordu. Ancak çok ağır has-
talığına rağmen son güne ka-
dar örgütsel mücadelenin et-
kili bir militanı olarak, gayret-
le çalıştı. Sıtkı, yatağı sırtında
olan devrimcılerden birisıydı.
Hiçbir zaman, kendısi için bir
şey istemedi. Sessiz sedasız.
sabırlı bir parti örgütçüsü ola-
rak Türkiye'nin dört bir yanı-
nı dolaştı. SBP'nin. BSP'nın,
ÖDP'nin örgütlenmesinin ses-
siz emekçılertnden birtstydi.
Sıtkı, 50 yaşında yaşama ve-
da etti. Bu 50 yılın neredeyse
30 yılını hiç gözünü kırpma-
dan mücadele içinde geçırdi.
•••
Sıtkı'yla uzun yıllar farklı ve
karşı sosyalist örgütler içinde
yer aldık. Bugün baktığımız-
da birçoğu anlamsız sayılacak
ayrılıklar yüzünden, birbirimı-
zi suçlayan tutumlar ıçıne gir-
dik. Sovyetler Birliği'nin dağıl-
ması, Türkıye'de sosyalist ha-
reketin ağır darbeler yemesi,
belki de bu anlamsız ayrılık-
lann ortadan kalkmasında ta-
yin edicı bir rol oynadı. Sıtkı'yla
ayrılan yollarımız bırleşti. Geç-
miş günleri. bir gençlik ham-
lığı olarak kabul edip, tatlı tat-
lı sohbet ediyorduk. Yaşadı-
ğımız acılar, hepımizi olgun-
laştırmıştı.
Sıtkı birkaç ay önce lyice
ağırlaşınca Danimarka'ya git-
t». Artık bir daha görüşemeye-
ceğımiz anlaşılıyordu. Ablası
Ayfer Coşkun, onun yaşa-
mından umut kesıldiğini his-
sedınce yanına gitti. Ayfer'le
Sıtkı'ya kitaplar ve çıkmasını
çok arzu edip de göremedi-
ği "V Özgürlük" dergilerini
göndermıştık. Okuyabildi mi,
öğrenemedim.
Sıtkı Marksistti. Birçok yol
arkadaşı. yenilgıler sırasında
umutsuzluğa düştü ve Mark-
sızme olan güvenini yitirdi.
Onun bu konularda bir du-
raksamayadüştüğünü, kafa-
sının karıştığını gören olmadı.
Insanlığın ancak sosyalizmle
mutluluğa ulaşabilecegine gö-
nülden ınanıyordu. Sabırlıy-
dı. sessiz bir inatçılığı vardı. Yıl-
maz bir örgütçüydü. Bunca
sıkıntıya, bunca bölünmeye,
acıya, çaresizllğe karşın o hiç-
bir güçlük karşısında geri çe-
kilmedi.
Aynlıkların anlamsız oldu-
ğunu gördüğünde isetam bir
birlikçi olarak ortaya çıktı. Es-
ki TKP'Iİ arkadaşlarını yeni-
den ikna etmek, onların bo-
zyjan morallerini düzeltmek
için yıllar sonra yeniden Ana-
dolu'nunyollanna düştü. Has-
talığı da onu yıldıramadı. Onu
her seferinde bir yere gitme-
ye hazırlanırken görürdüm.
"Hasta hasta niye bu kadar
koşturuyorsun" demeye dilim
varmıyordu. Çünkü o hiç has-
ta gibi hareket etmiyordu.
Sıtkı, 1968 kuşağının örnek
devrimcilerinden birisiydi. Sa-
bırlı, kararlı, özverili tutumuy-
la hepimizi etkiliyordu. Türki-
ye sosyalistleri önemli bir kav-
gacısını yitirdi. Bizler ise çok
eski bir arkadaşımızı..,
Ailesinin, ÖDP'lilerin, sos-
yalistlerin, hepimizin başı sağ
olsun...
•••
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Binbaşı Mustala Kemal
"Aydınlık" dergisinin 28 Hazıran 1998 tarihli sa
yısında iki belge yayımlandı. Belgeler daha önc
Askeri Tarih Dergisi'nin Mart 1997 tarihli 3. sayısın
da yayımlanmış. Askeri Tarih Dergisi, Genelkur
may Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATASE) Başkan
lığı'nca 1996 Mart'ından beri yayımlanıyor. Söz ko
nusu belgeler, iki telgraf. llki 25 Mart 1913'te Baş
kumandan Vekili Ahmet Izzet imzasıyla o sıradi
Çanakkale Boğazı Mürettep Kuvvetler Komutan
lığı Kurmay Başkanı olan Kurmay Binbaşı Musta
fa Kemal'e gönderilmiş. 26 Mart tarihini taşıyan ikin
ci belge, Binbaşı Mustafa Kemal'in kendi el yazıs
ve imzasıyla bu telgrafa yanıtı... Başkomutan Ve-
kili'nin telgrafında (bugünün Türkçesiyle) şöyle de-
niyor: "Çanakkale Boğazı Mürettep KuvvetlerKo-
mutanlığı'na: Osmanlı askerlehne din (cihat) uğ-
runda savaşmanın iyilik ve erdemleri hakkında di-
ni öğütler ve nasihatlarda bulunmak üzere Şeyhü-
lislam katından seçilecek bilginlerden birkaç kişi-
nin buraya gönderileceği Harbiye Nezareti'nder,
bildirildiğinden oraya birkaç kişinin öğüt ve nasi-
hat etmeküzere gönderilmesi hakkındayüksek dü-
şüncelerimn bildirilmesi temenni olunur." Bir gün
sonranın tarihini taşıyan M. Kemal imzalı yanıt ise
şöyle: "Başkomutanlık Vekâletine: Osmanlı asker-
lehne her bakımdan subay ve komutanlannca ve
burada bulunan alay müftüsü tarafından öğüt ve
nasihatlar edilmekte ve başka türlü yapılacak öğüt-
lehn daha ziyade faideler getireceği sanılmamak-
tadır. Aksine bu gırişimler düşman gözünde Ordu
moralinin düşme derecesıni yaymaya ve hükü-
met tedbiherinin pek acınacak hususlarla sınırlı
kalışını ispata sebep teşkil edeceği kanısında bu-
lunduğumu arzederım."
• • •
Askeri Tarih Dergisi'nde (ve Aydınlık'ta) ''üzerin-
de ibretle durulması bakımından hiçbir yorumya-
pılmadan" yayımlanan bu iki telgraf, birbirine ta-
ban tabana zıt iki dünya görüşünün, ıkı ahlakın ve
iki üslubun belgelerı olarak gerçekten de ibret ve-
rici...
Ahmet Izzet Paşa'nın telgrafı bir "aczln ve '7da-
reimaslahat "çılığın belgesi... Osmanlı Paşası, bağ-
lı olduğu siyasetin ve ahlakın gereğini yapryor. Bu
siyaset ve ahlakın Balkan Savaşı'nda yaşanan boz-
gun sonrasında dua. öğüt ve nasihattan başka
önereceğı bir şey zaten kalmamıştır...
Binbaşı Mustafa Kemal'in yanıtında ise onun
sonrakı yıllarda daha da seçkinleşecek çeliksi üs-
lubu duyumsanıyor... Bu, zihninde yeni bir dünya
taşıyan yeni bir insanın, yeni bir ahlakın üslubudur...
• • •
Binbaşı Mustafa Kemal'in birkaç cümlelik yanı-
tında, doğaüstü güçlere, yazgıya boyun eğiş yeri-
ne, akla, insanca olana, insanın gücüne güven du-
yumsanıyor... Din (cihat) uğruna savaş gibi sınırlı,
bulanık, geleceksiz bir hedef yerine, aklı, "insan mer-
kezli" birdünyayı savunan insanın aydınlığı, karar-
lıfığı görülüyor... Çeliksi üslubuyla Binbaşı Musta-
fa Kemal, Başkomutanlığa askerlik dersi vermek-
ten, hükümete acı eleştirisini yöneltmekten de ge-
ri kalmıyor...
• • •
1913'te 32 yaşındaki Binbaşı Mustafa Kemal'in
başkomutanlığa yanıtındaki akıl, cesaret, açıksöz-
lülük, kararlılık, çağdaşlık, sonraki yılların büyük
komutan ve deviet adamının özellikleri olarak şa-
şırtıcı görünmeyebilir... Şaşırttcı ve kaygı verici olan,
bugünün Türkiyesi'nde gericilikle mücadelede kor-
kak, kararsız davranan ya da demokrat olmanın,
aydın olmanın koşulunu gericilikle uzlaşmada gö-
ren sözde aydınların Binbaşı Mustafa Kemal'in er-
demlerınden, bilincinden böylesine yoksun oluş-
landır...
SEKA fidanlığının devri
Yürütmeyi
durdurma istemine
Danıştay'dan ret
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -SEKA'nınGöl-
cük'teki fıdanlığının bir
bölümünün Koç-Ford or-
taklığına devTİni öngören
Bakanlar Kurulu karannın
ıptalı ıstemıyle açılan da-
vada. Danıştay 10. Daıre-
sı yürürmenin durdurulma-
sı istemıni reddetti.
Başbakanhk'tan yapılan
açıklamada. "Türkive Se-
Ifiloz ve Kâğıt Fabrikası
(SEKA) Genei Müdüriü-
ğü'nün mulkryetinde bu-
lunan taşınmazın bir bölü-
münün Ford Otomoth Sa-
navii .4Ş'ye bazı şartlarla
bedelsiz olarak satışı konu-
sunda görev lendirilmesüıe
üişkin 8.6.1998 tarih >e
98/11163 savıh Bakanlar
Kurulu karannın iptali is-
temiv le açılan dav ada. vü-
Adana
rütmenin durdurulmaa ta-
lebinin Danıştay 10. Daire-
si'nin E: 1998/4608 savılı
karamlareddedikliği- bıl-
dırildî
Bakanlar Kurulu kara-
nna karşı CHP Kocaeli
MılletvekiliBekirYurda-
gül v e bir grup davalı tara-
fından açılan davada, Yar-
gıtay 10. Daıresi, Başba-
kanlık'tan savunma iste-
miş ve savunma alınmca-
ya kadar Bakanlar Kurulu
karannın yürütülmesınr
durduımuştu.
Danıştay 10. Dairesi. 15
Temmuz"da taraflara iletti-
ği yürütmenin durdurul-
ması karannda, Başbakan-
lık'ın savunmasından son-
ra yürütmeyi durdurma is-
temini yeniden değerlen-
direceğini bildirmişti.
191 cami yıkılacak
ADANA (Güney tlleri
Bürosu ) - Depremde bü-
yük hasar gören Adana
merkez ve Ce\ han'daki ca-
milerden yansının yıkıla-
cağı bildirildı. Adana ve
Ceyhan'da 145 kişinin ölü-
müne ve ağır hasara yol
açan depreme, daha önce
açıklanan Küçük Karataş
favının değil, aktif olduğu
yeni belırlenen Göksu-C'-
çeklı fayının kaynaklık et-
tiğı saptandı. Söz konusu
fayın Arslantaş Baraj gölü-
ne doğru oluştuğu belırtil-
di. Adana bölgesınde bır-
çok aktıf fay bulunduğu
bildirildı. Deviet Bakanı
Hasan Gemici. depremze-
delere gerekli yardımın ya-
pılması amacıyla bugüne
dek Adana ve ilçelerine 4
trilyon 596 milyar lira gön-
derildığini açıkladı.
Köy Hızmetlen Bölge
Müdürii Mehmet Aii Al-
tun. Adana merkez, Seyhan
ve Yüreğir ilçelerıyle bağ-
lı köylerde depremde ağır
hasara uğrayarak yıkılma
tehlikesiyle karşı karşıya
bulunan toplam 191 cami-
nın yıkılacağını bildirdi.