Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TEMMUZ 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Cubanismo, yeniden canlandırdığı 1950 ve 60'lann Küba dans müziğiyle coşturdu
'Kapdar açıhyor, Küba değişiyor'
GÜL ERÇETtN
Programında dünyadaki La-
rin akımına geniş yer ayıran ls-
tanbul Caz Festivali, perşembe
akşamı AçıkhavaTiyatrosu'nda
Havana'nın en tarunmış müzis-
yenlerinden otuşan Cubanis-
mo'yu ağırladı. Cubanismo, ilk
konserini çekirdek kadrosuyla
üç yıl önce Holianda'da verdi.
Londra. Paris ve Küba kökenli
müzisyenleri bir araya getiren bu
konserin büyük ilgi görmesi
ûzerine projenin miman Jesus
Akmany'den bir albüm çıkar-
ması istendi. Ancak albümde.
konserden farklı olarak solistler-
den çok enstrümanlar ön plana
çıkanlacaktı. Üç yıldır Lond-
ra"da yaşamakta olan Alemany.
bunun üzerine Havana'da aldı so-
luğu.
Her biri bireysel olarak ayn
ayn topluluklarla çalışan mü-
zisyenlerin bir araya gelmesi bi-
raz zaman aldı. Ancak sonuçta
Latin müziğini dünya çapında
popüler yapan rumba, ça-ça-ça,
danzon ve son gibi Küba dans
müziklenni yeniden canlandıran
bir proje çıkmış oldu ortaya.
Alemany önderliğindeki 14 ki-
şilik Cubanismo, dünya turne-
leri çerçevesinde 1950 ve 60'la-
nn Küba dans müziğıne daya-
nan programıyla Açıkhava'yı
da coşturdu. Alemany ile kon-
ser öncesinde görüştük:
- Bürün dttnyada esen Latin
rüzgânru nasıl açıklıyorsunuz?
- Tam bir patlama oldu açık-
çası. Latin müziginin güçlü rit-
UIUSUMMSI
İSTANIUL
CA2 FESTİVALİ
mi etkili bunda. Bunun yanı sı-
ra ruhu ve mesajı da çok güçlü.
Bu ritimler ve danslar. insanla-
n birbirine yaklaştırıyor. Biz
Kübalı müzisyenler de bu gücü
yabancı ülkelerdeki insanlarla
iletişim kurabilmek için kulla-
nıyoruz.
c
Her şey çok daha özgttr'
- Peki dünya bu müziği nasıl
keşfetti?
Oncelikle bugün dünyadabü-
tün kapılar açılıyor artık. Pazar
her şeye açık. Küba'da da her şey
çok daha özgür. Artık müziği-
mizi pazarlayabiliyoruz dışan-
ya. Bu da dünyanın dört bir ya-
nındaki insanlara Küba müziğiy-
le tanışma olanağını sağladı.
- Küba'yı hep dışanya kapa-
b bir ülke olarak düşünmüşüz-
dür. Sizin bir anda dünyaya açü-
manız ve dünya müzik pazan-
nın kurallanyla oymaya başla-
manız, bir tepkiye yol açtı mı
Küba'da
Hiçbir sorun olmadı. Daha
önce de belirttiğim gibi kapılar
açılıyor ve Küba degişiyor. Kü-
balı müzisyenler gibi Kübalılar
da dış dünyayı merak ediyorlar.
Ancak bu açılım sırasında ke-
sinlikle hükümetle çelişmiyo-
ruz. Hükümetin koyduğu birta-
kım kurallar var ve kendi iste-
ğimizle uyuyoruz bu kurallara
zaten.
Uzun bir Latin geleneği
- Dünya pazarınaçıkarken iz-
leyiciyle daha rahat buluşabil-
mek için herhangi bir degişiklik
ya da düzenlemeye başvurdu-
nuzmu?
Kesinlikle hayır. Saf Küba
müziğini yorumluyoruz her yer-
de. Yüzde yüz saf Küba müzi-
ği yapıyoruz. Kendi kimliğimi-
zi, müziğimizi tanıtıyoruz.
- Bu vıl dünvadaki caz festival-
ISIANBUL
KÜUÜR
VE S«NM
VAKFI
ç
i J a f Küba müziğini
yorumluyoruz her
yerde. Kendi
kimliğimizi,
müziğimizi
tanıtıyoruz. Dans ve
ritimle, insanlarla
iletişim kuruyoruz.
Küba müziği için her
zaman bir gelecek
olacak.
lerinin hemen hemen hepsine
katıhyorsunuz. Caz ve Küba ez-
gileri hangi platformda buluşu-
yor?
Küba müziginin tarihine bak-
tığımtz zaman uzun bir Latin
geleneğinden geldiğini görüyo-
ruz. Daha yüzyılın başında bi-
le pek çok caz sanatçısı Küba
müziginin ruhundan yararlanı-
yordu. Bu da Latin cazının doğ-
masına neden oldu.
Iki ülke topraklannın çok ya-
kın olması ve Küba'dan Ame-
rika'ya yoğun bir göç yaşanma-
sı da iki müziğin birbirine yak-
laşmasında ve birbirini etkileme-
sinde etkili oldu.
- Bu Latin rüzgânmn ardın-
dan Küba müziginin geleceği
konusunda ne düşünüyorsunuz.
Şu andaki yoğun ilgi bir moda
olabilir mi?
Küba müziği için her zaman
bir gelecek olacak. Geçmişine
baktıgımız zaman politik baskı-
lann en yoğun olduğu dönem-
lerde ya da kapılann tamamen
kapalı olduğu günlerde bile mü-
zik gelişimini hiç durdurmadı.
Üretim, değişim, gelişim sür-
dü. Küba müziğine ve dansına
yeni öğeler eklendi. Müzik dün-
ya çapında da sürekli bir geli-
şim halinde. lnsanlar artık sü-
rekli alışveriş halindeler. Yeni
şeyler arayıp deneysel bir şey-
lerin peşinde koşuyorlar. Bu ge-
lişim vc etkileşimin içinde Kü-
ba müziğine de her zaman yer
olacak.
- Peki sizin Küba müziğini
başka türlerle birleştirme yö-
nünde bir düşünceniz var mı?
Kim bilir? Sürekli bir sonra-
ki adımımı düşünürüm ve hiç
yaptığım şeylere saplanıp kal-
mam. Sürekli bir arayış içinde
olduğumdan bu rür projeler de
cazip geliyor bana. Londra'da
kaldığım için farklı türlerdeki
müziklere de açığım.
- Yakın gelecekplanlannız ne-
ler?
Eylül ayında yeni albümü-
müz çıkacak. Dünya turnemiz
de yine eylül ayında bitecek. Bu
turne henüz bitmişken ekim so-
nunda yeni albümün tanıtım tur-
nesine başlayacağız.
Bugün CRR de Prysm ve Orchestre National de Jazz, Roxyde Coolbone ve Gramofon da Yahya Dai
Festivaldeson duraldarLALE KUYUCU
Açıkhava sahnesi 15 Temmuz'da çok
önemli iki konuğu ağırladı Miles Da-
vis'in orkestralannda-çok farklı dönero-
lerde yer almış olan KeunyGarrettve John
McLaughlin art arda sahneye çıktı.
Kenny Garrett'ın cümlelen sağlam.
Dinleyeni soluksuz bırakacak kadar us-
ta. Devraldığı caz geleneğinin tadını çı-
kanyor. John Coltrane, Miles Davis ve
\VoodyShavv'un "dev adımlar"ından yü-
rüyor. Üstelik de bu mirası ileriye taşı-
yacak kadar omuzlamış: doludizgın gi-
diyor. Basta sağ kolu Nat Reeves, piya-
noda ShedrickMitchell ve da\ulda Chris
Dave'ın desteğıyle Garrert sahnede ken-
di ritüelini gerçekleştiren dervişlere ben-
ziyor. Piyanoyla, basla \ e davulla sürek-
li konuşuyor. Pursuance albümüyle Colt-
rane'e gönül borcunu ödeyen Garrett. ar-
dından Songbook albümünü yayımladı.
Bu albümle Kenny Garrett'ın kendi bes-
telerinı içeren bir albüm oluştunna düşü
gerçeğe dönüştü. 15 Temmuz konserin-
de Songbook'tan Brother Hubbard da
vardı. Dörtlü. Giant Steps'le Coltrane'ı;
konserin sonunda seslendirdikleri Jean
Pierre'le de Miles Davis'i veniden tstan-
bul'a getirdi. Müzisyenin kendisi olma-
sı zor zenaat; Garrett da zoru başaranlar-
dan.
Garrett'ın ardından John McLaugh-
lin. The Heart of Things albümünde bir-
likte çaldığı Gar> Thomas, Jim Beard,
Dennis Chambers ve Matthe» Garri-
son'la birlikte sahnedeydı. John McLa-
ughlin'ın tüm fusion çalışmaları bir ya-
na, bu konser oncelikle Mahavishnu gün-
lerini ve o günlerde işbirliği yaptığı Mitc-
hell Forman'lı besteleri hatırlattı. 7 Sis-
ters. Social Climate ve Mr. D.C. gibi şar-
kılann yanı sıra. bis olarak da Stella by
Starlight'ı Thomas-McLaughlin ikilisin-
den dinledık.
Festivalin son demleri
Festivalin son gününde Cemal Reşit
Rey'de beklediğimize değecek bir çift
konser var. Cazın Avrupalı yüzünde Fran-
sa'nın herdönem ilginç çizgileri olmuş-
tur. Stephane Grappelli. Jean Luc Ponty
ve HenriTexiergibi isimlerdensonraçok
ilginç iki toplulukla bu akşamüstü Cemal
Reşit Rey "de buluşacağız.
Prysm dört yıllık bir üçlü. Ritim-tını
birlikteliğınin peşinde koşturan akustik
üçlüde davulu grubun öncüsü olan Ben-
jamin Henocqçalıyor. Prysm'in diğer iki
üyesi de piyanodaki Pierre Bethmann \ e
bastaki Christophe VVallemme. Bu kon-
serlerinden sonra art arda yayımladıkla-
n Prsym ve Second Rhythm albümmle-
ri daha da büyük bir ilgi görecek.
Akşamın ikinci konuğu da festivali en
güçlü noktalayacak gruplardan bıri: Orc-
hestre National de Jazz. Fransa Kültür Ba-
kanlığı'nın önayak olduğu bu ulusal bü-
yük orkestrantn kuruluş ilkesi günümüz-
de de korunuyor. Değışık liderlerle de-
ğişik müzisyenlerin bir araya gelmesi ve
yenilenmenin sürekli olması amaçlanıyor.
Günümüzde altıncı lider olan Didier Le-
vallet'nın şefliğinde çalışmaya de\am
ediyor büyük orkestra. Cazın çıkışından
kitlelerce sahiplenilmesıne varan süreç-
te "big band"lerin önemli bir işlevi var.
Orchestre Nationalde Jazz da bu gelene-
ği sürdürüyor ve bakır üflemeliler, ağaç
üflemeliler. telli çalgılar. vurmalı çalgı-
lar bölümlerini koruyor.
Festivalin son akşamında Açıkhava Ti-
yatrosu dinlenmeye çekildi. Ama Roxy de
New Orleansh Coolbone ikinci kez din-
lenebilir. Aynca Gramofon'da Yah>a Dai.
Selim Benba, Nczih V'eşilnil \e Hakan
Behlil var
çeKoli
^ağdaş Fransız
olünden Prysm
üçlüsü ve dünyanın tek
k
milli' caz orkestrası
Orchestre National de
Jazz bu akşam
19.00'da Cemal Reşit
Rey Konser
Salonu'nda.
Konsept! İç-Dış. Olasılıklar, Ortamlar' olarak belirlendi
'Ankara'da Genç Sanat-Te doğru
FERHAT ÖZGÜR
Başkent Ankara. 25
Ekim- lSKasım 1998 ta-
rihleri arasında kapsamlı
bir çağdaş sanat etkinliği
ile hareketlenecek. Etkin-
lik Düzenleme Kurulu ve
Proje Yürütme Kurulu'nun
buyılki konseptini "'tç-Dış,
Oiasdıklar.Ortambr" ola-
rak belirledigi, "Ankara'da
Genç Sanat" etkinliği,
böylece başkentte gelenek-
selleştirilmesiyle Türk sa-
nat ortamına yeni ve fark-
lı bir boyut getirecek.
Ankara Alman Kültür
Merkezi'nin girişimiyle
başlayan ve Franstz, ttal-
yan, lngiliz Kültür Derne-
ği, Uluslararası Plastik Sa-
natlar Derneği, Çankaya
Belediyesi, Karum İş Mer-
kezi. Kavaklıderem Der-
neği ve Prost Prodüksıyon
Şirketi tarafından da des-
teklenen etkinlikte, düzen-
leme kurulunca çağnlan.
sadece Ankara'da yaşayan
40 yaş ve ahındaki 37 genç
sanatçı, kentin "iç" ve "dış" me-
kânlannda, resimden performan-
sa kadar uzanan disiplinlerarası ça-
lışmalanyla Ankara daki genç çağ-
daş sanatçılann potansiyelini de
sergilemişolacaklar. Etkinliği des-
tekleyen kültür merkezlerini ken-
di ülkelenndendav etettiklerikü-
ratör ve eleştirmenler, 27-29 Ekim
1998 tarihleri arasında "Günü-
müz Sanatı ve Kimlik Sorunlan"
adı altında düzenlenecek olan pa-
Beden rv, Ash Tannkulu'nun çahşması.
nel ve konferanslara katılırken yi-
ne, her kültür merkezinin davetli
sanatçılan da etkinlikte yer alacak-
lar. Bu yılki etkinlik mekânlan,
Karum Iş Merkezi. Kuğulu Park.
Ankara Çağdaş Sanatlar Merke-
zi, Alman Kültür Merkezi. lngi-
liz Kültür Merkezi, Hilton ve Tu-
nalıhilmi Açık Otopark Ala-
nı'ndan oluşuyor. Sanatçılar bu-
radayalnızca bu etkinlik için üre-
tilmiş ve daha önce hiçbir şekil-
de sergilenmemiş işleriv -
le yer alacaklar. Böylece
"İç-Dış- Olasüıklar' Or-
tamtar" başlığı altında, sa-
natsal üretimin oluşum
aşamalan ifade edilirken
aynı zamanda bu dört söz-
cüğün kendi içlerindeki
farklılaşmalan ve iç içe
geçmeleri de ortaya ko-
nulmuş olacaL
"Ankara'da Genç Sa-
nat-l"in Etkinlik Düzen-
leme Kurulu'nda Marion
Haase. Nilüfer Ergin, Mu-
ammerBozkurt Proje Yü-
rütme Kurulu'nda ise Tu-
ran Aksoy, Emre Okçuer,
Ferhat Ozgür ve Meral
Pak yer alıyorlar.
Etkinliğe çağrılan sa-
natçılar sırasıyla şöyle: Tu-
ran Aksoy, Şeniz Aksoy;
Harun Antakyalı. Aysun
Altunöz, Olcay Ataseven,
İsmail Ateş, Sinan Ayber,
H. Mutlu Başkava. Hüs-
nü Dakak. Nermin Demi-
rel, Mümtaz Demirkalp.
Gül Aslı Dinçer. Refa Em-
rafi,H. Engin Giderer,Ze\-
nep Zeren Göktan, Birsen Gülte-
kin, Ödül Işıtman, Atila tlkyaz,
Nesrin Karacan, Füsun Kavalcu
Ayşe Sibel Kedik. Nihat Keman-
kaşh, Yeliz Kocadağ, Emre Okçu-
er, Sevinç Akkaya O» Ferhat Oz-
gür, Ercan Sağlam, Zekiye Sarv
kartaL Ali Sarugan (Cin .AJi), Eser
Selen. Ash Tannkulu. Şinasi Tek,
Mürüvv«tTürk>Thııaz,W'indov\s,
Mehmet Yılmaz ve Ayhan Yıl-
maz.
Ayşe Nil, Tunç Başaran 'a tazminat davası açacak
'SevgisİTJikten sevgifilm ohırnuı?'
KültürSenisi-Yönetmen Tunç
Basaran'ın Ayşe NU'in 'Kaçık-
hk Diploması' adlı kitabından yo-
la çıkarak çekimlerine başladığı
film. yönetmenle yazannı karşı
karşıya getirdi. Gazetemizde>a-
yımlanan bir söyleşide Tunç Ba-
şaran'ın "Ajşe Nil filmesıksık
müdahale edhtır'" sözlerine yer
venlmiştı. A\şe Nıl ve avukatı
AbdülkadirKayabah. Başaran'ın
Fu sözleri üzerine geçen gün bir
basın toplantısı düzenledi. Nil.
"Kendimi ses çıkarmamaya ko-
şuUandırmıştım. Ama Tunç Ba-
şaranfılme müdahaieettiğimi ifa-
de ederekbeni suçluyor. rahatça-
lışamadığını belirti\or. Senano-
yugörmedim.okumadımbOe'n
di-
yerek tepkısını dile getirdi.
'KaçıkhkDiploması'nm kurgu-
sal bir kitap olmadığını, kendi
yaşamını anlattığını belirten Ay-
şe Nıl. adının kullanıldığım iddia
ediyor. Kendisinin birkaç kez se-
naryoyazdıgını. ancak Basaran'ın
bu senaryolan beğenmeyerek ye-
ni bir senaryo kaleme aldığını
söyleyen Ayşe Nil. Tunç Basa-
ran'ın yazdığı senaryonun ken-
disine gösterilmediğine dikkat
çekiyor. "Birkaç tane senano
ya/dım ama Tunç Başaran be-
ğenmedi. Çok Atatürkçü bir se-
naryo olduğunu. Atatürkçü bir
nim çekmekistemediğinisöyledL
Oysa Atatürk, kitabın çokönem-
li bir böhlmünü teşkflediyor. Ata-
türk mon'fini kitaptan çıkardığı-
nızda geriye çok az şey kalıjür."
Ayşe Nil elınden gelen iyi ni-
yetı gösterdiğine inanıyor ve her
vazar gibi kitabınm fılm olmasm-
dan mutlu... Yaşayan bir kahra-
man olduğunu, o>Tinculann ken-
disiyle görüşmeden nasıl iyı bir
oyun çıkaracaklarından kuşku
duyuyor Avşe Nil. Yazann üze-
rinde durduğu diğer bİT nokta ise
Tunç Başaran'ın sevgi filmi ya-
pacağını söylemiş olması. ''Kitap
sevgisizliğL acımasızhğı anlabyor.
Kitabın kadın kahramanı en ya-
kınlan taraftndan iteleniyor. Bu
sevgisizlikten nasıl bir ses gi filmi
çıkaracak Tunç Başaran bilmi-
yonım ve merak ediyorum."
Avukat Abdülkadir Kayabalı,
fılm v izyona girdikten sonra taz-
minat davası açacaklannı, Ayşe
Nil de AvTupa tnsan Haklan
Mahkemesi'ne de başvuracakla-
nnı ekliyor.
'Fizik-Metafizik Zıthğında Aşk'
Gül Dılcen
Kültür Servisi -Dört a>lık mizah
kültür dergisi Güldiken'in Yaz "98,
15. sayısı yayımlandı. Yayın yönet-
menliğini TurgutÇeviker'in yaptı-
gı Güldiken'in yeni sayısı Mehmet
Ali Kıbçbay'ın "Fızik-MetarızikZıt-
hğında Aşk" başhklı yazısıyla baş-
lıyor.
Yurdanur Salman "Biraz da
'Abes'le İştigal Edelim..." başlıklı
yazısında insanlann 'abesle iştigal-
de' hangi boyutlarda olduğunu irde-
liyor. Dergide aynca Necati Aba-
a'nın Can Yücel portresi ve Yunus
Koray'ın Can Yücel şiiri yeralıyor.
Kapağı Gürbüz Doğan Ekşioğlu ta-
rafından yapılan derginin bu sayı-
sında yer alan diğer yazılar şöyle:
Semih Gümüş "Mehmet Ali Türk-
men'in ŞeylerL.". Turgut Çeviker
"Bü>ümüş de Küçülmüşler" üzeri-
ne Mehmet Şüküroğlu ile söyleşi,
Turgut Çev iker "Bazı Sorunlar Üze-
rine Değinmeler'', Ash Tunç "Kari-
katüre Akademik Yaklaşun veJohn
Anthom Lenf. John .\nthom Lent
"Amerikan Etkisi Altındaki As>a
Kültürü"
Jean Starobüıski'nin "Sanatçı-
run Soytan Olarak Portresi" adlı ya-
pıtı bu sayıdan başlayarak iki bölüm
halinde yayımlanıyor.
Adonis üçüncü kitabında Türk
okurlarıyla buluştu
• Kültür Servisi -1995'te
Istanbul'da ilk kez
düzenlenen "Nâzım
Hikmet Uluslararası Şiir
Ödülü'nü alan Adonıs'jn,
"Rüzgârda Yapraklar* adlı
kitabı, Metin Fındıkçı'nın
çevirisiyle İyi Şeylar
S'ayıncılık tarafından
yayımlandı. Adonis,
Türkiye'de Necla lşık'm
çevirdiği 'Kutlamalar" ve
Özdemır lnce'nin çevirdiği
"Nevv York'a Mezar' adlı
kitaplanyla tanınıyor. Şiirleri pek çok yabancı dıle
çevrilen Adonis, günümüz Arap dünyasının en başarılı
şairlennden biri olarak tanımlanıyor.
Tarihi Mudanya Evleni-2 sergisi
• BURSA(AA)-Ressam Salih Bakkaloğlu
dördüncü kişisel resım sergisini pazar günü
Bursa'nın Mudanya ilçesinde açacak. Radyo Poyraz
Stüdyosu'nda izlenime sunulacak olan "Tarıhı
Mudanya Evleri-2" konulu sergide, ilçenin tarihine
ışık tutan Osmanlı mimarisini yansıtan evler
işleniyor. Bakkaloğlu. Mudanya Evleri konulu ilk
sergisini 1996 yılında Istanbul'da. ardından da
Mudanya'da açmıştı.
Latin Şiiri Antolojisi
• Kültür Servisi - Jean-Louıs Mattei ve Ahmet
Necdet'in Türkçeye çevirip hazırlarmş olduğu "Latin
Şiiri Antolojisf Papirüs Yayınlarf ndan çıktı. Kıtapta
aralannda Lucretius. Catullus, Vergilıus. Horatıus.
Tibullus. Propertius. Ovidius, Lucanus. Martialis.
luvenalis, Ausonius. Claudianus'un yer aldığı 12 şaınn
yapıtlanna yer verilıyor. "Latin Şiiri Antolojisi' 700
yılı aşkın bir süreyi kapsayan Latin şiiri birikımıni
tanıtmaya yönelik içerik taşıyor. Bu seçkide yer alan
şaırlerin şiırlerinde eskiçağ dünyasına dönük kültür ve
uygarlık binkiminin >ansıları görülebılır. Seçkı. okuru
modern şiirin kaynaklanna götürürken şairlerin
yaşamöykülerine de yer verıyor.
Bodrum Hisa'da caz geceleri
• Kültür Senisi - Bodrum'daki çağdaş sanat
merkezi Elisia, yaz sezonu boyunca sürdürdüğü
etkinliklerine "jam session' dizisiyle devam ediyor.
Tatillerini Bodrum'da geçiren sanatseverler 23. 24,
25 Temmuz günleri saat 22.00'den sonra
gerçekleşecek 'jam session'larda Uğur Yücel.
Orhan Topçuoğlu, Can Kozlu. Ilhan Erşahın, Yaz
Baltacıgil'i izleyebilecekler.
'Biçimlendipmenin Sonsuzluğu'
• Kültür Servisi - Ziya Gürel'in Biçimlendırmenin
Sonsuzluğu' başlıklı resim sergısi, Kuşadası Ku>daş
Sanat Galerisı'nde izleyıcilere sunuldu. Sanatçının
bundan önce aynı başlıkla Söke'de. tstanbul'da,
lzmir'de gerçekleştirdiği. 1988 ve sonrasından
birkaç yapıtının da yer aldığı sunuşlann dördüncü
halkası, Kuyudaş Sanat Galerisi'nde 31 Temmuz
tarihine dek açık kalacak.
Deane'den Kananlıkta Okumak'
• Kültür Servisi - Seamus Deanenin " Karanlıkta *'
Okumak' başlıklı yeni kitabı iletişim Yayınlan'ndan
çıktı. Çocukluk korkulannın düşlere, düşlerin gerçeğe
dönüştüğü bir büyüme öyküsünü anlatıyor 'Karanlıkta
Okumak'. Bir aileyi saran sırrın üstündekı perde. bir
halk hikâyeleri derlemesi gibi masalsı öğelerle
aralanıyor. Hayaletler arasında geçen çocukluk iki
boyutta yaşanıyor. llki efsanelerle örülü. Fianna
savaşçılannın yeraltından çıkmayı beklediğı Grianan
, Kalesi, üstünde kuş uçmayan Kayıplar Tarlası. şeytani
güçlerin çocuklan kaçırdığı Donegal'deki ev. Öteki
gerçeği ise 1940'lar ve 50'lerde Kuzey lrlanda. 1R.\ ve
tngiliz yönetimi arasındaki çatışmalar. aıle sırlan.
entrikalar oluşturuyor. Kıtabın kahramanı olan çocuk
bu iki dünya arasında gızemlı bir bağ olduğunu
seziyor. bir yandan bu gizemi çözmeye can atarken, bir
yandan da öğreneceği gerçekten korkuyor.
Yapı dergisi 200'üncü sayısını
kutluyor
• Kültür Servisi -
Aylık mimarlık.
kültür, sanat
dergisi Yapı.
temmuz ayında
hem 25.
yıldönümünü hem
de 200. sayısını
kutluyor. Derginin
bu sayısında
Doğan Hasol'un
"UIA'nın 50. Yıl
Töreni ve Bazı
Gözlemler" başlıklı yazısı yer alıyor. Doğan Hasol.
Bülent Özer. Şengül Öymen Gür. Emre Arolat,
Adnan Kazmaoğlu. Belkıs Uluoğlu. Nevzat Sayın,
Nur Esin Altaş ve Mutlu Çilingiroğlu çev reden
şehircılik düzenlemelerine: oradan mimarinin
hacimsel düzenine. cephe sorununa ve iç mekâna
kadar yelpazenin tümünü Yapı'nın 200. sayısı için
tartıştılar. Bu sayıda yer alan diğer başlıklar ise şöyle:
Doğan Kuban "Tüketim ekonomismin mimari
söylemcileri ya da Bevkoz konaklannda 1 30 Bax
Eisenman". Şevki Vanlı "Sınırlan zorlamak. ANY
Ankara Toplantısı". Hülya Yürekli " 1945-55 yılları
arasında mimarlık ortamf. Gültekin Çizgen
"1973'ten 1988'e tstanbul'da değişimler". Filiz-
Çoşkun Erkal "Türk-Japon Vakfı Kültür Merkezi".
llknur Türkseven "Üçüncü bine doğru
mimarhktacam".
BUGLN
• NÂZIM KÜLTÜREYİ'nde saat 15.00'te USur
Işlek'in konuşmacı olarak katılacağı 'Dinci Gericilik_
Karşısında İşçi Sınıli' konulu seminer, saat 17.00'de
Lütfi Ö. Akad'ın yönettiği 'Düğün' adlı film
izlenebilir.
• AKSANAT'ta saat 14.00 ve 17.00'de Frank
Sinatra'yı anma etkinlikleri kapsamında W. Lang'ın
yönettiği ve Frank Sinatra'nın rol aldığı 'Can Can'
adlı film videodan gösteriliyor.
5. ULULARARASIİSTANBUL CAZ FESTİVALİ
BUGÜN
• CCR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da
Prysm Orchestre National de Jazz konseri
yer alıyor.
• ROXY'de saat 23.30'da Coolbone konseri
izlenebilir.
• GRAMOFON'da saat 23.00'de Yahya Dai var.