Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 1998 CUMARTEİ
OLAYLAR VE GORÜŞLER
Para Babalan-Devlet îlişkisi
Prof. Dr. UÇKUN GERAY
S
on donemde yaşanan bazı
olaylardan dolayı artık bır
para babasının şunu anlama-
sı gerekır kı eğer bır ulke-
dekı toplumsal yapı çuru-
muş ve dev let çok'untuye uğ-
ramışsa otekı ulkelenn para babalarıy la
bırlıkte saf tutulsa bıle yabancı ulkenın
havaalanmda ta burun delıklennıze kadar
aranabılırsınız, o ulkelerde yuhalanabılır-
sınız ve o ulkeler tarafından kullanılabı-
lırsmız
Genelde bır para babasının temel ışı,
parasma para katmaktır Bunlar, para ka-
zanmay ı bılen. zekj \ e becenklı kışıler ola-
rak algılanırlar Oysa kazançlannın te-
mel nedenı ışlendırdıklen yonetıcılerdır
Yanı bu goruntulennı yonetıcılenne borç-
ludurlar \e var kı, ozellıkle azgelışmış
ulkelerde para gucunu, ılan gucunu kul-
lanarak "akıldanelik" ederler. ekonomı-
yereçeteyazarlar Hanı Halil Bezmen or-
neğınde olduğu gıbı
Ganbım azgelışmış ulke halkının bun-
lara karşı boynu eğıktır Hele bırkaç oku!
yapmışlarsa. yahutbıretkınlığe "kendilo-
golannı basma koşulu" ıie sponsor ol-
muşlarsa "hayırsever ve işveri açan adam"
rolune yukseltılırler O> sa kazandıkJan pa-
ra) ı gunumuz ıktısat mantığına gore kâr
ya da servet ıçın zaten bır yere yatırma-
ya mahkûmdurlar Yoksa toplumun kara
gozu ıçın değıl
Ganbım azgelışmış ulke halkının ak-
lının gozunde olmasından. başka deyış-
le halkın uretılmış somut varlıkların dı-
şındakı "jarar akımlarma" uretım dıye-
memeMnden de yararlanarak, "Biz ure-
tim y apıyoruz. satıyoruz, dışanya gonde-
rivoruz'"dıvekendı yaptıklannın ustun ış
olduğunu da ağızlarını doldura doldura te-
levızyonlarda topluma pompalarlar Sa-
natçının, araştıncının, teknotratın uretı-
mı denedırkı1
L stelık bunlann pek çoğu tekelcı pıya-
sa ya da eksık rekabet koşullan sayesın-
de para babası olmuştur Serbest pıyasa-
> a korsan ovguler bu yuzdendır lyı ama,
garıbım halk, serbest pıyasanın bırkaç
modelı bulunduğunu. bunlardan hangısı-
nın ovguye değer olduğunu bılmez kı
Bılmez kı kapıtalıst ıktısat kuramında (te-
onsınde) tekel y a da eksık rekabet koşul-
lannda çalışan fırmalann elde ettığı kâr
ıçın kullanılan terım u
aşunkâr"dır Yanı
ıçınde >er alınan pıyasa modelının (he-
dıyesı) ve haksız olarak ulaşılan ve aklı
başında tum kapıtalıst duzenlenn dışla-
dığı bır gelır soz konusudur Dışlanma-
sınınnedenlenısegelırboluşumunuboz-
ması, enflasyonu koruklemesı, kaynakla-
nn yanlış yonlendırılmesıne neden olma-
sıdır Buna bağlı olarak da orneğm \\-
rupa Bırlığı'nın temel ılkesı tam rekabe-
te yakın pıyas>alan oluştunma bıçımınde
belırlenmıştır
Aynca para babalannın kazançlannın
buyuk bır bolumunun devlet butçesının
çokmuşluğunden gelen rantlardan oluş-
tuğu. yanı toplumun çurumuş değerle-
rmden gelen bır gelır olduğu da bellıdır
tyiamabu "tbktan" tabloya birderüy
dikmemek gerekmez nıi? Bu tüylerden
bir tanesi bireyin ve liberalliğin, toplum ve
devlet karşısında sorumsuz. etiksiz ve do-
kunulmazlığı olan bir alan yaratarak yi-
ne bunlar trafından yapav biçimde v ucel-
tilmesidir. Doğal olarak da devleti variık-
ulann ve siyaset babalannın gudumune
terk etmenin. devletin elindekı sosyoeko-
nonıik politika araçlannın yok edilmesi-
nin kultur haline getırilmesıdir. Garibûn
halk. bunlann nıedyadaki ortaklannın
devreye sokulması ve bu kultürun karşı-
tı olan duşuncelerin perdelenmesi sureriy-
leoyundan duşuruldıiğûnun defarkında
değildir. Bu tabJo. "Dunya aradığı sıste-
mı bulmuştur, pıyasa ekonomısı galıp
gelmıştır, pıyasanın değer yargılan yay-
gınlaştınlmalıdır, devletelındekılen ozel-
leştırsın, pıyasa dış finans-kapıtale ola-
bıldığınce açılsın, tarımda destekleme
donemı kapanmıştır Hans ıle Hasan'ın ne
farkı var, ıdeolojılerın sonu gelmıştır,
emekçının rolu sılınmıştır, sendıkacılı-
ğın anlamı kalmamıştır. ulus-devlet an-
lamını y ıtırmıştır, ormanlar ve sosyal gu-
venlık sıstemı ozelleştınlmelıdır, vb " sö>-
lemlerle daha da guçlu hale getirilmeye ça-
lışüır.
Evet tıiv dikmemek gerekir. Çiinkü yu-
kanda sergilenen değerler bir butiın ha-
linde kureseUesmeeilerin tutundunnayaca-
lıştıgı ve bir azgelişmiş ülke için veni bir
emperyalizmin simgesi olan değerterdir.
Yalnızca çok kısıtlı çevrenin ışıne gelir.
Sınırlann kalkmadıf ını Kardak. ulus-
dev letın bıtmedığını Ermenıstan'la ılışkı-
ler, emekçının sılınmedığını Fransa'da
yaşanan yoğun gostenler, Hasan ıle
Hans'ın aynı şey olmadığını u
Çok Ta-
raflı Vatırım \nlaşması'nın hukuku",
"Hermalmetalaştınlsın"ın zararını ulke
vedunyaolçeğındekı doğal kavnakyıkı-
mı, -Herkaranpiyasa vonlendirsHTın sa-
kıncasını sokak çocuklan yuzumuze çarp-
maktadır Ve nıhayet dunya olçeğınde or-
taya çıkan açlık sıoınndalu bır mılyara ya-
kın kıtle ve 1990'dan bu yana, patlama nok-
tasına ulaşan gelır dengesızlığı, bunlarla
çok yakından ılışkısı bulunan uyuşturu-
cu madde bağımlılığı, koktendıncı akım-
lar ve geçmışte hıçbır biçimde gorulme-
mış olan ahlakı çokuntu yuzumuze çarp-
maktadır Davetlere, yuzumuze kızank-
lık gelsın dıye sıcak masaj yaptırarak gıt-
mek yenne bu tabloyu akıldan geçırmek
veter
1990'dan 1998'evenibirbasınçladaya-
tılan kureselleşmeye ait bu sovlemlerin
bir paçav ra haline geidiğini bugun Batı da
gormuş durumdadır Tanhsel sureçte bu
kadar kısa surede boş ve tehlıkelı oldu-
ğu ortaya çıkan bır başka senaryo ya da
teon yoktur Dunyanın on yılını bıle oku-
maktan acız kışılenn "tarih baba" ve
"büyuk Tıirk büyüğıi" rolune soyunma-
lan yadırgatıcı olmaktadır Sanınm fela-
ketı yaşamadan ya da Batı 'da bır başka "bo-
ru ötmeden" akıllan başlarına gelmeye-
cektır Bunlara pıyasa ekonomısının ve ka-
pıtalızrran ahlakı ve manev ı yozluğunu sor-
gulamakta ve sergılemekte olan ve yoğun-
laşan yenı ve Batı kaynaklı ıncelemelen
okumalannı onennm
Küreselleşmecı kulturu yaygınlaştır-
ma yolundakı bu temelsız, toplumu çu-
ruttuğu bellı olan soylemlere çok daha "an-
lamhlannrdaeklememek gerekır Yanı,
"Vurtdışına kaçacağınız sovlenivor" de-
nıldığınde, "Aslı vok. başbakanı orada
pazarlavacağız"cevabını verme, bır "ha-
yır" yapısının açılışında ulkenın cumhur-
başkanının huzurunda, yanlış gozluk uza-
tıldığı ıçın bağmp hav a yapma ya da "Gel
seni ainından opevim" deme, 10 mılyon
dolarlık okul yapacak gorunüp bu arada
40 tnlyon lıralık kamu arazısme askıntı
olma, kultur ve bılım destekçısı goruntu-
su venp gerçek Turk buyuğu Cahit \ıi
Hoca'nın cenaze torenını "es" geçme,
anlayanaçokşeylerıfadeedıyor Eğerbu
tutum ve davTanışlar meydana gelmışse
başımtzı ıkı elımızın arasına alarak kara
kara duşunmek zorundayız
Boyle tablolar gerçekten çok ağır so-
rumluluklan ve kuşkulan gundeme getır-
mektedır Herkesayağınıdenkalsın1
Av-
rupa'nın aydınlanma surecı aynı zaman-
da para babalannın yontulma, yanı bur-
juvalaşma surecıdır Kaldı kı bugün bur-
juvalaşma da yetersız bır noktayı sımge-
lemektedır Bu arada gerçekten toplum-
culuk bılıncıyle dolu ve adlannın açıldan-
masından hoşnut kalmayacaklannı bıl-
dığım varlıklan selamlıyorum
ARADA BİR
VEDAT GÜNYOL
Köy Enstitüsü Deyip
Geçmeyin
Cumhunyet gazetesının her Cuma gunu aydın oku-
yuculanna ve okuyucu adaylarına sunduğu değerlı
yapıtlar arasında, Süleyman Edıp Balkır ın Eskı Bır
öğretmenın Anılan adlı nefıs yaprtını okuyorum
Süleyman Edıp Balkır, Arıfıye Koy Enstıtusu'nun
muduru olarak eğıtım tarıhımıze geçmış ınançlı, dı-
rençlı bır eğıtımcıdır, kafasının ıştğını Tonguç aydınlı-
ğından alarak pekıştırmış ve Ortıan Veli'nın şu dıze-
lerınde yer alarak yuregımızde taht kurmuştur
Anfıye'
Şofor durdu, Enstıtu mektebı, dedı
Süleyman Edıp Bey Mudurun adı
Bıryol da burada duralım,
Ellennde nasır, yuzlennde nur,
Yarına umıtle yuruyenlere
Bır selam uçuralım
Yukanda adı geçen yapıt, Koy Ertstrtulen'nın, Turk
dunyasına kazandırdığı, Talip Apaydm, Mehmet Ba-
şaran gıbı ustun yeteneklı aydın ve sanatçılar yanın-
da, daha nıce nıce koy kokenlı aydınlar yetıştırme yo-
lunda etkılı olacağı bır donemde enstıtuler, aydınlık
duşmanı yonetıcılerce kapatıldı Yoksa Koy Enstıtu-
lerı, tum Turkıye'yı koylusu, kentlısıyle, uygar bır dun-
yanın beşığı durumuna getınp, okuma yazma bılme-
yen kımse bırakmayacak ve bugun gencı çevrelerce
eleştırılen 8 yıllık zorunlu eğıtıme gerek kalmayacak-
tı
Neyse, bunlan bırakıp, S Edıp Balkır'ın yaprtında
yer alan bır fıkrayı ele alarak, Turk koylusunun, daha
dogrusu Turk ınsanının anadan doğma demeyece-
ğım ama, yuzyıllar boyunca pekışmış bır koy kulturu-
nun, bır koy bılgelığının belgesı yapıttakı hazırcevap-
lık yeteneğının de bır orneğı olan şu fıkrayı ovunçle su-
nuyorum
"Bahçede bayrak dıreğını boyatıyordum Başımın
ustunde bır kahkaha patladı Baktım, oğretmen Cev-
det Içımden, 'Tuhaf dedım 'Buağırbaşlıadamada
ne oldu?' demeye kalmadı oğretmen vazıyetı pen-
cereden ızah etmek mecburıyetını duydu Anlatma-
ya başladı
- Yıne bızım Gokmen'ın hıkâyesı Şımdıyazıyazdı-
rıyorum Baktım, Gokmenbırsatırıırı, bırsatırı kuçuk
harflerleyazmış 'Aman, Gokmen'cted/m 'Dıkkatet-
sene' 'Şunlan hep bır buyuklukte çıkart'' dememe kal-
madı Gokmen,
'Ne zararı var oğretmenım, buyuk harfler kuçuk
harflere bakariar, kuçukler buyur' dedı, ona guluyo-
rum
Arkasından ben de, boyayı boyayanlar da, kendı-
mızı tutamadık Tıpkı Cevdet gıbı bız de guldük
Karşılıklı latıfe yapariarken Hasan dıyor kı
- Sen benım ekmeğımle adam oldun Hazırcevap
Gokmen, hemen yetıştırıyor
- Aman arkadaş acele eV Madem kı ekmekle adam
yapıyorsun, bır suru adam yap da memleketın boş
yertennı dolduralım "
TARTIŞMA
Hani Burdur Gölü KirlenmeyecektiL
I
sparta OSB.
Burdur Goiu'niı
kırletmeye
acımasızca
başlamıştır
Burdurlu
çevrecılenn kaygılannı
başta Sayın Sülevman
Demirel olmak uzere
ılgılı kamu kuruluşlanna
ıletmesı uzenne, Sayın
Demırel'ın yanıt
yazılanna yanıtımızı ve
kaygılanmızda
haklılığımızı ıletmek
ıstıyoruz
Isparta OSB ınşasına
çevre etkı değerlendırme
(ÇED) raporu alınmadan
başlanılmıştı. Sayın
Demirel, TC Başbakanı
olarak 11 Ocak 1993
tanhlı Resmt Gazete'de
yayımlanan
genelgesınde
"Başlanmış projelerin
yeniden
değerlendirilmesi" ıçın
Çevre Bakanlığı'na
talımat verdığmız halde.
Burdur Beledıye Başkanı
Armağan İlci'nın
mektubuna ıkı gun sonra
13 Ocak 1993tanhınde
verdığınız yanıtta
"Burdur Golu'nün
kirtenmesi hiçbir şekilde
mümkün değildir"
demıştımz Bır yandan
başlamış projeler ıçın
yenıden değerlendırme
yapılması ıçın talımat
venyorsunuz, ote yandan
o tanhte ortada ÇED
raporu olmadan nasıl
oluyor da "Burdur
Gölü'nün kirtenmesi
hiçbir şekilde mümkün
değUdir" dıyebılmenızı
anlamakta zorluk
çekıyoruz ÇED raporu,
çevre mevzuatı dıkkate
alınarak konunun
uzmanlarınca
hazırlandığı malumunuz
olduğu ve konunun
uzmanı olmadığınız
halde gölün
kırienmeyeceğı yolunda
nasıl kesınyargıya
vardınız Bence uzmanı
olmadığınız bu konuda
ulaştıgınız kanı ve
yargının, kışısel ve
bolgesel bencıllıkten
kaynaklandığını
soylersem yanılmış
olmam Isparta OSB'de
çalışmaya başlayan
fabnkalann atık sulannı
taşıyan anktan alınan pet
şışe ıçındekı sıyah
muekkep rengındekı
orneğı gorunce
afakanlanm başıma
çoktu Antalya
Hıfzıssıhha Enstıtusu'nde
yaptınlan tahlıl sonucunu
okuduğunuzda, Sayın
Demırel sız de yanlış
değerlendırme
yaptıgınızın farkına
varacaksınız
Raporda "Bulanık
(madeni v-ag. petrol atığı
ve boyalı), tortulu, ağır
kokulu"denıyorve
eklemyor "Atıksu analtz
sonucunda PH, AKM,
KOİ ve BOİ5 değerierinin
yüksek olması nedeniyle
su kirliliği yonetmeiiği
tablo 19'a göre (bozuk)
uygun olmadığını bildirir
rapordur." (Raporun
tarıhı. 28.5 1998, . , , '-
sayı 1050) * • *
4
Cumhunyet gazetesınde
26Nısan 1995 gunu
yayımlanan "Burdur
Gölü'ne Kıyma
Çabalan" başlıklı yazım.
Kelaynak dergısmın
Hazıran 1995 tanhınde
yayımlanması uzenne,
Sayın Süleyman Demirel,
Basın Muşavırlıgı elıyle
gönderdıgı açıklamada
şöy le demekteydı
"Türkive, sanayileşmesini
sürdûrülebilir kalkınma
çerçevesine orurtma
çabasındadır."
"Zengin kav naklann
fakir bekçisi olarak
kalmayacağız. Zengin
kaynaklara sahip olmaya,
onlan korumaya devam
edeceğiz; ama bunu
yaparken kalkınmava.
zenginleşmeve devam
edeceğiz.
Isparta Havaalanı ve
Organize Sanavi Bölgesi
projelerinin de burun
saflıalannda bu anlayışla
havata geciriieceğine
inanıyorum. Aksine
gelişmelere gerek
cumharbaşkanı ve
gerekse bir Turk
vatanday olarak ''• | ^
müdahale edecegimi btr
kez daha hatııiatmakta
yarar görüyonım."
Sayın Demırel'ın bu
müdahale sozcuğunu,
hem çevreyı koruma ve
hem de Isparta'nın bu ıkı
projesının
engellenmesıne karşı bır
irade beyanı olarak
gorûyoruz
1995 yıh. bütçede
yatınmlann
durdurulduğu yıl olduğu
halde. havaalanı ve OSB
ınşası durmadı Bu bızım
ıçın onemlı degıl Önemlı
olan, bundan sonrası ıçın
yapılabılecek müdahale
ne olabılır, sanınm ÇED
raporu alınması
gereklıdır Gol kapalı
havza olduğu ıçın (obur
taraftan gıden de
olmadığı ıçın) gole atık
bırakacak, yukanda
değındığımız tahlıl
raporundakı kırlılık
yaratacak atık yapan
tşletmelere musaade
edılmemelı Çevre
Bakanlığı'nca
ongorulduğu uzere
OSB'nın gole bakan
tarafında 300 metre
enınde ağaçlandırma
•koTuma alanı yapılmalı
Özetle, Çevre
Bakanlıgrnın Sanayı ve
Tıcaret Bakanlığı'na
gonderdığı 2 Nısan 1993
tanhlı yazısında belırtılen
ve ıstenılen hususlar
tumüyle yenne
getınlmelı
Sayın Demırel'ın bu
yolda mudahalesını
beklıyoruz
Av. Hüsevin Öktem
Eskı Turkıye Tabıatını
Koruma Demeğı
Başkanı
PENCERE
KARTAL 5. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMEIVKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DosyaNo 1998 61 T
Borçtan dolayı mahcuz olup satılmasına karar venlen, Maltepe Buyukyalı mevkımde kaın 26 pafta, 266 ada, 55 parsel sayılı gaynmenkulûn C Blok 1 bodrum kat 2 no'lu mes-
kendır Imardurumu Maltq)eBeledıveBaşkanlığılmarMüdürlüğu nünO2O3 1998 tanh, 98 ü-612 sayılı ımardurumu yazısında soz konusu 55 parselın 18 3 1988 T T lı 1 1000
olçeklı Küçukyalı tadılat ımar planında 5 A-4 3 ve 0 25 yapılanma şartlannda ıskân sahasında kaldığı bıldınlmıştır Gaynmenkulûn evsafı Söz konusugavnmenkul Maltepe lde-
altepe Mah Buyuktur sokağı ıle Alı Rıza Çevık sokaklan arasında kalan \la\ikent Sıtesı nın G Blok tapuda 1 bodrum, mahallen gınş katında 2 no'lu daıresıdır Bına ıkı bod-
rum, bır zemın ûç normal kat uışa edılmıştır Daıreve gınşte antre sagda balkonlu salon kaı>ıda balkonlu mutfak »alona açılan bır kondorda ıkı yatak odası vebanyo mahallen
mevcuttur Doşemeler ıslak zemınlerde seramıkle :>alon\eodalarah$apparkeılekapİKİır Mutfakta tezgâh altı-ustu dolaplan. banyodaduşkuvetı klozetvelavabo vardır Daıre
taknben 70 00 m2 sahalıdır Bına \asat malzeme ve ısçılıkle ınşa edılmış olup bınada su elektnk \e kalonfer (doğalgazlı) tesısatlan vardır Her tûrlu beledıye hızmetiennden ıs-
tıfade eder konumdadır Gavnmenkulun kıvmetı Bulunduğu semt, semt ıçındekı yen, ımardurumu \e ışçılığı ıle tamamı 6 500 000 000 - TL değerdedır Satış şartlan 1- Satış
01 09 1998 gunu saat 14 OO'ten 14 2O'\e kadar Kartal 5 tcra Müdurlüğu'nde açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmm edılen kıymetın vuzde 75'ını ve ruçhan-
lı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve >atış masraflannı geçmek şartı ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhudu bakı kalmak şartıyla 11 09 /
1998 günu aynı saat ve aynı yerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da ruçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı muammen bedelın 0
o40 geçmesı şartı ıle
en çok arttırana ıhale olunur 2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn, tahmın edılen kıymetın yuzde 20'sı nıspetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temınat mektu-
bunu vermelen lazımdır Satış peşın para ıledır alıcı btedığınde 20 günu geçmemek uzere mehıl verılebılır Dellalıve resmı ıhale pulu, tapu alım harcı ıle KDV alıcı muştenye
aıttır Bınkmı^ vergıler satış bedelınden odenır 3- lpotek sahıbı alacaklılara dığer ılgılılenn (llgılıler tabmne ırtıtak hakkı sahıplen de dahıldır) bu gaynmenkul uzenndekı hak-
iannı hususı ıle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı davanağı belgeier ıle on beş gun ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır aksi takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça
paylaşmadan hançbırakılacaklardır 4- Satışbedelı hemen veva verılen muhlet ıçınde odenmez ıse itK'nın 133'uncumaddesı gereğınce ıhale feshedılır tkı ıhalearasındakı fark-
tan ve
O
o30 faızden alıcı ve kefıllen muteselsılen mesul rutulacak ve hıçbır hukme hacet kalmadan kendılennden ıcra daırelennce tahsıl olunacaktır 5- Şartname. ılan tanhmden
ıtıbaren herkesın görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafi venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır ömeğı gondenlebılır 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmuş ve mundere-
catını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1998 61 T savılı dosva numarasıyla mudurluğumuze başvurmalan ılan olunur 03 07 1998 Basın 33807
Geçmişten Bir Yaprak...
Ahmet Rasim yazıyor
"Saadetgazetesınde ıken bırsabah erkence mat
baaya gelmış çalışıyordum Odanın kapısı bırdenbı
re açıldı Içenye kollan kırmızı çuhadan, yenlerı sı
yah, bır nevı asken ceket gıymış, kırmızı feslı, uzun
ca boylu bın gırdı Bana hıtap ederek
- Gel buraya1
Korka korka kalktım
- Fesını gıy.
Gıydım
-Yuru'
Yurudum Kapının onunde bekleyen arabaya bın
dık
Nereye gıdıyorduk?
Ta Beşıktaş'a kadar soramadım Orada soz ara
sında cesaret ettım Dedıkı:
- Başmabeyıncı Beye.
- Acaba?
- ûtesını bılmem Bana 'algel'dedıler Bendese-
nı aldım, gıdıyorum
'Eyvallah' demeden gayn çareyok Saraya geldık
Mahut kapıdan gırdık Sağ tarafa donduk Bır mer-
mer merdıvenden çıkarak koca salonlu bıryere var-
dık Çavuş bana 'sen dur' dedı, fesını duzelterek bır
kapıdan gırdı, sonra çıktı, benı çağırdı, ben de gır-
dım Kocaman bırmasanın ortasına kırsakallı bın go-
mülmuş, hıddetlı hıddetlı bana bakıyordu Bu bakış
uç dort dakıka kadar surdu Ben tınl tınl tıtrıyordum
Bana 'gelburaya' emnnı verdı Yaklaştım Masanın
uzennde açık bır 'Saadet' gazetesı duruyordu Şa-
hadet parmağıyla çabuk çabuk, adeta gazeteyıyır-
tacak gıbı gazapla ışaret ederek, bağıra bağıra
- Bu ne demek?
Eğıldım, bakacak oldum, bır bağırtı daha:
- Sızın kafanızı havanda ezmelı, haınler1
Vay1
Vay1
Vay> Mabeyınde, başmabeyıncı, ha-
van, ezmek Kâfı1
Sonu ya surgundur veyahut o za-
manlar dılden dıle dolaşan ve ısmı 'cumburiop' olan
denızdır Fena halde korktum Fakat çabuk bır na-
zaria gordum kı bır manzume Hem de Safa merhu-
mun 'Bahargelmeyecekmı, bahargelmeyecekmı?'
nakaratlı manzumesı Içımden 'Ne de olsa bu adam
bıraz soz anlar, elbette anlamayanı başmabeyıncı
etmezler' dedım Çabucak kaybolan bır curet ıle
'efendım' dedım demedım, bır bağırtı daha gurledı.
- Daha söyluyor Daha soyluyor Vucudu kalka-
sıca, daha soyluyor Çık dışan
Nasıl sağdan gen ettığımı bılemıyorum Kendımı
dıvanhanede buldum Yanımda ustu başı temız bır
ağa gördûm Adamcağız mutebessımane ve gönul
okşayarak.
- Gel beyım gel' Korkma, bugun hıddetı var Za-
rar yok Şımdı geçer dıyerek benı odaya goturdu
Elım ayağım buz kesmış, vucudumun her yanı tıtn-
yordu Bana su,sıgara verdı, kahvegetırdı Fakat ıçe-
mıyordum kı
1
Hem ellenm tıtremeden tutamıyordu,
hem de kahveden şuphelenıyordum "
•
Pekı, bu ışın sonu nasıl bıter?
Yanlışlık anlaşılır, manzumeyı yazanın Ahmet Ra-
sım olmadığını ogrenen Başmabeyıncı der kı
"- Fesubhanallah
1
Otur bakayım
1
Bak bır kere
olanışe
1
Ben kımı ıstedım, bana kımı getırdıler* Na-
fîle yere senın kalbını kırdımi Ama zaran yok, sen
benım evladım yenndesın
1
"
Sonra masanın gozunu çeker, elıyfe "gel"ö\ye ışa-
ret eder, Ahmet Rasım'e bır beş lıralık venrken uste-
lik ozur dıler >
"- Hakkını helal et Bır yanlışlık oldu, fakat kımse-
yesoyleme
1
"
•
O gunden bu gune epey değıştık, bılmem kı gaze-
tecı dostlar ne derier
7
lyıye mı gıttık, kotuye mû
Rahmetlı Ahmet Rasım, ustune beş lıralık bahşış de
alarak vazıyetı kurtarmış, ama, bugun ne durumda-
yız?
NADÎA ÖZBIYIKLIYAN
RESİM SERGlSt
18 Temmuz - 1 Ağustos 1998
Açdış Kokteyli 18 Temmuz Saat 17.00
Kinaliada Su Sporlan îhtısas Derneğı
Alsancak Caddesı No 85 ICınalıada-ISTANBLL
Tel (0216) 381 40 67-381 40 94 Faks (0216)38164 04
(Lürfen Çrçek Gondermeyiniz)
Bellona
Şimdi Bellona'da her şey peşin fiyatına taksitle,
13 aya varan taksit seçenekleriyle.
Özel tasarımlar, uygun fiyatlar, gerçek kalite Bellona'da.
;
Mutlaka kıyaslayın,
bu avantaj kampanyasını sakın kaçırmayın.
BELLONA ^ * « * a * . d f c l M t a < ı a * • * * ••rt.la ! « «